9 Haziran 2019 Pazar

OPERASYON BÖLÜM 20

OPERASYON BÖLÜM 20


Yunanistan’ın Kenya’daki büyükelçiliğinde barınmaya devam eden, Öcalan’ın koruması Dilan Kılıç, “Pangalos bize Hollanda’ya götürüleceğimiz vaadinde bulundu. Nairobi’deki elçinin evinden havaalanına doğru yola çıktık ancak, 
Öcalan’ın otosu kayboldu” dedi. 

Dilan Kılıç, Elefterotipiya gazetesine verdiği demeçte, “Yolda giderken, bizim bulunduğumuz oto, Öcalan’ın bulunduğu otoyu gözden kaybetti, havaalanına vardığımızda Öcalan’ın bulunduğu otoyu gördük, karakolun önündeydi, uzakta uluslararası havaalanı pisti vardı, ancak bu bölge ile bizim aramızda demir parmaklıklar vardı. Polisler geldi ve Öcalan’ı oraya doğru götürdüler ve gözden kayboldu, geri döndük. Çünkü artık hiçbir şey yapamazdık” dedi. 
Dilan Kılıç demecinde, Öcalan’ın Kenya’nın Yunanistan büyükelçisinin evinden çıkmaması için kendisinin intihar tehdidinde bulunduğunu da ileri sürdü. 

Dilan Kılıç, Öcalan’la beraber Yunanistan’ın Korfu Adası havaalanına indiğinde, Öcalan’ın bindiği otoya bir Yunan uçağının çarptığını da ileri sürdü. 

19 şubat 1999. Yunan Başbakanı Kostas Simitis, Öcalan konusunda “Oldubittiye getirildim” dedi. Simitis, dünkü yeni kabinenin toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, “Öcalan’a siyasî sığınma vermemekte kararlıydık çünkü çıkarlarımıza aykırı stratejik bir hata oldurdu, ancak bunu maalesef Öcalan anlamadı” şeklinde konuştu. 

Yunan başbakanı, “İnsanî yardım mecburiyetimiz vardı” sözleriyle sürdürdüğü demecinde “Ancak, oldubittiye getirildik, Öcalan Yunanistan’a yasal olmayan yollarla girdi, akabinde biz çıkarımızı gözetmeye çalıştık, hatalar oldu tabiî” dedi. Simitis, Öcalan’ı Atina’ya getirenler hakkında soruşturma başlatılacağı sinyalini vererek “Sorumluları bulacağız” ifadesini kullandı. 

Simitis ne yaptı? 

Yunan başbakanı demecinde, AB üyesi ülkelerin Öcalan konusundaki tutumundan yakındı. 
Simitis, Öcalan’ın Avrupa’da kendisine bir barınak bulamamasından, sorumluluk üstlenmek istemeyen AB ülkelerinin suçlu olduğunu belirtti. 

Simitis, Öcalan konusunda bundan böyle bir dizi inisiyatifler üstlenilmesi kararı aldıklarını ve bu çerçevede dün Alman, Fransız ve Avusturya başbakanlarıyla telefon görüşmesi yaptığını açıkladı. 

21 şubat 1999. To Vima gazetesi, Yunan Başbakanı Kostas Simitis’in Öcalan’la telefonda görüşerek “Siyasî sığınma vermeme veya ülkede barındırmam söz konusu değil” dediğini yazdı. 

Yunanistan’ın en ciddi gazetelerinden, haftalık To Vima, Simitis-Öcalan telefon görüşmesinin terörist başının Atina’da kaldığı 3 günlük dönemde gerçekleştiğini ileri sürdü. 

Gazete, Simitis’in Öcalan’a telefonda söylediklerinin içeriğini şöyle özetledi: “Yunanistan’ın siyasî sığınma vermeyeceğini ve ülkede barınmasına izin vermeyeceğini söyledi, başka bir ülkeye güvenlik içinde nakli konusunu açık 
bıraktı.” 

Gazeteye göre Simitis’le telefon görüşmesi sonrası hoşnutsuzluğunu gizlemeyen Öcalan yanındakilere şöyle dedi: 
“Andreas Papandreu olsa, bunu bana yapmazdı”. 
To Vima ayrıca, Simitis’in Öcalan’la telefon görüşmesinin ardından ve Yunan Gizli Haberalma Örgütü’nün (EİP) “Ülke dışında güvenli bir barınak sağlayabiliriz” şeklindeki raporlarından sonra, Öcalan’a, barınabileceği başka bir ülke 
aranmasına başlandığını iddia etti. 

23 şubat 1999. Yunanistan’da “Öcalan fiyaskosu”nun yarattığı kriz havası içinde, savcılığın başlattığı, “Öcalan ülkeye yasadışı nasıl girdi?” konulu araştırma çerçevesinde, terörist başını ülkeye getiren emekli Amiral Andonis Naksakis ifade verdi. 
Naksakis, ifadesi sonrası demeçlerinde Simitis Hükûmeti’ni “Öcalan’ı satmakla” suçladı. Naksakis, “Öcalan’ı ben getirdim ancak, vicdan azabı çekiyorum, tutuklanmasına istemeden neden oldum” ifadesini kullandı. 

Emekli amiral ayrıca, “Öcalan’ın tutuklanmasına neden olan operasyonu gerçekleştiren hükûmet şimdi, sorumluluğu alt düzeyde yetkililere yüklemek istiyor” dedi. 
Yunan savcıya dün ayrıca, Öcalan’ın en büyük destekçisi, Pasok Milletvekili Kostas Badouvas da ifade verdi. 
Edinilen bilgilere göre, savcıya önümüzdeki günlerde Yunan Gizli Haberalma Örgütü’nün istifa etmiş şefi Haralambos Stavrakakis ve istifa etmiş Yunan Dışişleri Bakanı Teodoros Pangalos, eski İçişleri Bakanı Alekos Papadopoulos ve eski Kamu Düzeni Bakanı Filippos Pekalnikos da ifade verecek. 

Soruşturmanın bu aşamasının cumartesi günü tamamlanması hedefleniyor, ancak Yunan yasalarına göre savcı, sorgular sırasında, olayda siyasî sorumlu bulunduğunu tespit ederse, sorgulanma hemen yarıda kesilerek, dosyayı, 
soruşturmanın devam etmesi için, Yunan parlamentosuna göndermesi gerekiyor. 

50 Milyon Dolar 

Öte yandan, Atina’da “Öcalan fiyaskosu”nun yarattığı büyük kriz ortamı içinde, “Öcalan’ı sattılar mı yoksa, gafil mi avlandık?” şeklindeki ikilem akılları kurcalarken, büyük tirajlı muhalefet gazetesi Elefteros Tripos, Öcalan’ın 
yakalanmasına yardımcı olana verileceğini ileri sürdüğü “50 milyon dolar” konusunu ortaya attı. 

Gazete, “50 milyon doları kim aldı?” manşetli haberinde, “Madem Öcalan’ın satıldığına inancımız güçleniyor, o zaman Türkiye’nin vaat etmiş olduğu 50 milyon dolar konusu da gündeme geliyor” ifadesini kullandı. 

27 şubat 1999. Öcalan’ın koruması, Şemsi Dilan Kılıç Yunanistan’ın bölücü başını “başından savma” taktiği izlediğini ve bu çerçevede, Korfu Adası’ndayken “öldürmeye teşebbüs ettiğini” iddia etti. 

Kılıç, Elefteros Tipos gazetesinde yayımlanan yazılı açıklamasında, 31 ocak 1999 günü Öcalan’la birlikte, Kenya’ya gitmeden önce kaldıkları Korfu Adası havaalanında cereyan edenleri şöyle anlattı: 

“Havaalanında, uçağa doğru, askerî bir otoyla giderken ‘kaza’ oldu. Uçağın kanadı, otonun ön camına çarptı ve önde oturan Öcalan’ı az kalsın öldürüyordu. Zannederim bu kasıtlı oldu. Önceden planlanmıştı. Öcalan’ın işini bir ‘kaza’yla 
bitirmek istiyorlardı.“ 

Müzakereler Simitis’leydi 

Kılıç, Öcalan Atina’ya geldikten sonra yapılan müzakerelerin başında, Yunan tarafından Başbakan Kostas Simitis’le temas kurulduğunu, müzakerelere ayrıca, Dışişleri, İçişleri, Kamu Düzeni bakanları ile Yunan Gizli Haberalma Örgütü 
(EİP) şefinin katıldığını belirtti. 
Kılıç, Kenya’ya gittiklerinde kendilerine “Elçinin evinde iki ay kalacaksınız, burda hiçbir sorun olmaz, iki ay sonra müzakereler tamamlanınca Güney Afrika’ya gidebilirsiniz” denildiğini ileri sürdü. 

Pangalos’dan “ Terk Edin ” direktifi 

Kılıç açıklamasında, Öcalan’la beraber elçilikte havaalanına doğru yola çıkmadan önce Öcalan’ın durumdan tedirgin olduğunu ve “Gitmesek, burada kalsak, bunların bir planı varsa, işimizi bu gece bitireceklerdir. 

Bunu mutlaka yapacaklardır” dediğini öne sürdü. 

Öcalan’ın koruması, “Öcalan’ın bulunduğu oto, biz daha bizim otoya binmeden süratle elçinin evinden uzaklaştı, havaalanında ona yetiştik ancak, yaklaşmamızı polisler engelledi, artık çok geçti, Yunan büyükelçisi, Pangalos’la telefonda görüştü, Pangalos elçiye bizim için, ‘Beraberindekileri orada bırak ve kaybol’ dedi. Ancak, elçi bu direktife uymadı” iddiasında bulundu. 

27 şubat 1999. Öcalan’ın koruması Şemdi Dilan Kılıç, Yunan Başbakanı Kostas Simitis’in, Abdullah Öcalan’ı Türkiye’ye teslim eden bir komplonun içinde olduğunu ileri sürdü. 

Kılıç, dün Atina’da kaldıkları otelde düzenlenen basın toplantısında, 3 PKK’lı militan adına yaptığı açıklamalarda Simitis’e ağır ithamlarda bulundu ve “ihanetle” suçladı. 

Büyük boy bir PKK bayrağının önünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıç, Öcalan’ın, Türkiye’ye “uluslararası ortak bir komplo”yla teslim edildiğini ve komploya taraf olanların CİA, Mossad, Türkiye, Kenya, Rusya ve Yunanistan 
olduğunu öne sürdü. 
Kılıç, Yunan tarafından komplonun kahramanlarının Başbakan Simitis, istifa etmiş 3 bakan ve görevden alınmış Yunan gizli servisinin başı Haralambos Stavrakis olduğunu belirtti. 
Kılıç, “Simitis’in ahlak düzeyinden şüpheliyiz, ahlaksız çabalarda bulundu. Simitis ve Pangalos bile bile Öcalan’ı teslim ettiler” dedi. 

Kılıç, Simitis’i kastederek, “Yunan halkı, ihanetçi politikacıları mahkûm etmelidir” şeklinde konuştu. 

PKK’lı kızlar Pangalos’u suçladı 

PKK militanı demecinde, eski Dışişleri Bakanı Teodoros Pangalos’u da Öcalan’ı kandırmakla suçladı. Kılıç, 12 gün boyunca Öcalan’a Atina’dan gelen direktifler sonucu yapılan “çık git” baskılarının giderek arttığını söyledi. 

Kılıç, Öcalan’ın tutuklandığı gün, terörist başının 12 gün kaldığı Kenya’daki Yunan büyükelçisinin evinden çıkmak istemediğini ancak Pangalos’dan gelen ve “vaatler, garantiler içeren” bir telefon sonucu razı olduğunu söyledi. 

Kılıç, “Bizim aynı otoya binmemizi engellediler, Öcalan’ın bindiği cip hemen uzaklaştı, biz arkadan başka bir otoyla koştuk ancak, havaalanına vardığımızda polis Öcalan’a yaklaşmamızı engelledi ve her şey orada bitti” dedi. 
Kılıç, yanlarında olan, şaşkın haldeki Yunan büyükelçisinin hemen Pangalos’la telefonda görüştüğünü ve Pangalos’un elçiye “Yanındaki PKK’lıları terk et ve hemen çek git” emri verdiğini öne sürdü. 

Kılıç’a göre, Yunan diplomat önce tereddüt etti ve sonra emre uymayarak PKK’lıları Yunan Büyükelçiliği’ne taşıdı. 

Kılıç ayrıca, Pangalos’un 1,5 ay önce Kenya’ya giderek, komployu hazırladığını ileri sürdü. 


21. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder