9 Haziran 2019 Pazar

OPERASYON BÖLÜM 16

OPERASYON BÖLÜM 16


Öcalan Zorda 

“Daha sonra Kalenderidis’le birlikte konuta geçerek Öcalan’dan, sert bir şekilde binadan uzaklaşmasını talep ettik. 

Öcalan, ikna olmadı. Aynı anda, kurnazca ve kararlı bir şekilde tehlikeyi fark etti. Oturduğu yerden kalkarak bana bir asker selamı verdi, ardından da Yunanistan ’dan siyasî sığınma hakkı istediğini belirtti. Bu arada Yunan hükûmetine 
hitaben Türkçe olarak kaleme alınmış bir dilekçeyi de bana verdi. 

Yunan hükûmetinin, çok ciddi nedenlerle kendisine siyasi sığınma hakkı vermeme kararı aldığını Öcalan’a bildirdim. Kenya’ya gelme kararında da kendisinin onayı olduğunu hatırlattım. 

Öcalan, bunun üzerine bana şunları söyledi: 

‘Evet, Atina’da iken, Nairobi Büyükelçiliği konutuna getirilmeyi kabul ettim. Ancak bugün herhangi bir ülkenin resmî teminatı olmadan bu mekândan dışarı atacağım adımın, beni yok etmekle aynı anlama geldiğinden eminim. 

Yunanistan’dan ve yerel makamlardan (Kenya’dan) koruma isteyin. Siyasî sığınma talebimimizin reddi, resmî olarak Yunan makamları tarafından bildirilsin. Ayrıca, Yunanistan’dan güvenliğimle ilgili gerekli önlemleri almasını istiyorum. Siz de, yerel makamlardan konut çevresinde güvenliğin sağlanmasını talep edin.’ 


Türkçe’yi çok iyi bilen Kalenderidis, siyasî sığınma talebiyle ilgili dilekçenin tercümesini yaptı, daha sonra benimle birlikte büyükelçiliğe geldi. Durum Papaiounnou’ya ve EİP başkanına bildirildi. Biraz sonra EİP başkanı Kalenderidis’e telefon ederek şunları söylemiş: ‘Eğer istersen, bunu başarırsın.’ Kalenderidis ise, bu telefon konuşması sırasında başkanına, Öcalan’ın kararlılığını vurguluyordu. 

Meslektaşım (büyükelçilik başkâtibi) ve Kalenderidis’le birlikte tekrar konuyu değerlendirdik. Siyasî sığınma talebini içeren dilekçenin, Bakan Pangalos’un bürosuna ‘kişiye özel’ ve ‘ivedi diplomatik posta’ ile gönderilmesine karar verdik. (Bkz: 5 şubat 1999 tarih ve 1841/28/AS 119 sayılı yazımız.) 

‘İvedi Posta’, Nairobi’ye UNEP çalışmalarını izlemeye gelen Dışişleri Bakanlığı uzmanı Kampitsis vasıtasıyla gönderildi. Kampitsis, Cenevre’ye hareket ettiğinden, diplomatik kuryenin Cenevre’de açılmadan doğrudan bakan 
bürosunda Papaiounnou’ya teslim edilmesini talep ettik. 

Yukarıdaki bilgiler Papaiounnou’ya aktarılmış ve bakana iletileceği bildirilmiş.” 
Öcalan’ı derhal kovun “Bunun üzerine verilen tâlimatta, Öcalan’ın ‘millî topraklar’ı hemen terk etmesi gerektiği belirtildi. Öcalan’la görüşmenin doğrudan Kalenderidis tarafından gerçekleştirilmesi, benim bu görüşmede bulunmamam istendi. 

Bütün bunlar Öcalan’a aktarılmış, ancak kendisi talimatlarımıza uymayı reddetti. İki refakatçisi, “başkan”larına (Öcalan’a) daha fazla baskı yapılmamasını talep ettiler. Aksi takdirde ikametgâhın bahçesinde kendilerini yakacakları 
tehditinde bulundular. 

Bu arada Diakofotakis (büyükelçilik başkâtibi) ‘diplomatik kurye’ olarak Atina’ya gidecekti. Bu görevin, Öcalan’ın gelişiyle bir ilgisi yoktu. Ancak bu planlama iptal edildi. Diakofotakis, ailesini Atina’ya gönderdi, kendisi de duruma yardımcı olmak için kaldı. Eşinin ise konuyla ilgili hiçbir bilgisi yoktu. 

Cumartesi, 6 şubat 1999. Gerek tarafımdan, gerekse Kalenderidis tarafından Öcalan nezdinde yapılan yeni girişimler başarısız kaldı. Durum Papaiannou ve EİP başkanına aktarıldı. EİP başkanı, Kalenderidis’ten, mümkün olan en kısa zaman içerisinde Kenya’dan ayrılmasını istedi. 

Papaiannou bir gün sonra yurtdışına çıkacağını ve kendisiyle irtibat kurmamızın zor olacağını söyledi. 
Tekrar Öcalan’ın ‘milli topraklardan ivedilikle uzaklaştırılması’ talep edildi. 
Papaiannou’ya bu arada bir yeni öneride bulundum. Şeysel Adaları ekonomik sıkıntı içindeydi. İkili ilişkilerimiz ise, iyi ortamdaydı. Bu ülkeyle, bundan sonra adı ‘Panos’ olarak geçecek Yunanlı işadamı vasıtasıyla girişimde bulunulmasını önerdim. Bu önerim hemen kabul edilmedi. Ancak, daha sonra saat 16.00 civarında Papaiannou beni arayarak onayın verildiğini söyledi, bu arada söz konusu kişiyle nasıl irtibat kurulacağını sordu. Seyşeller’e gider mi? 
“Şeysel Adaları’ndan, Öcalan’ın gerçek adı ve soyadıyla diplomatik bir pasaport verilmesi isteniyordu. Yani, Şeyseller vatandaşı olarak gerçek bir kimlikle donatılması ve belirli bir süre bu ülkede kalabilmesinin sağlanması arzu 
ediliyordu. 

Panos’la irtibatı EİP üstlendi. Bu arada bazı EİP yetkilileri, Panos’a, üzerinde Öcalan’ın fotoğrafı olan gerçek bir Portekiz pasaportu göstermişler. Panos’tan, Şeysel Adaları’na vize alması konusunda yardım istemişler. Ancak Panos, 
Portekiz pasaportlarının Şeysel Adaları’na giriş için vizeye ihtiyacı olmadığını belirtmiş. Bu durum sıkıntı yaratmış. 

Saat 18.00 civarında Aristidou’dan, büyükelçiliğe bir telefon gelmiş. O sırada büyükelçilikte sadece Diakofotakis bulunuyordu. Aristidou, bir Avrupa ülkesinde olduğunu, pazartesi veya salı günü Nairobi’ye geleceğini belirtmiş. 

Misafirlerin sağlık durumlarını sormuş, konunun güvenli ve ivedi bir şekilde çözümlenmesi için gerekli çabaların gösterildiğini belirtmiş. 

Gece geç saatlerde Öcalan’ın buradaki refakatçisi, Avrupa’dan iki arkadaşlarının Nairobi’ye doğru yolculuk ettiğini ve onların havaalanından alınması için ilgilenmemiz gerektiğini belirtti. 

Pazar, 7 şubat 1999. Sakin bir gün. Öcalan, konuttan ayrılması teklifimizi yine reddediyor. Bu arada EİP başkanı, Kalenderidis’le görüşerek, kendisine birisinin geleceğini ve birşey getireceğini belirtiyor. 

Kalenderidis, Öcalan’a refakat etmek için gelecek kişileri havaalanında arıyor, ancak onları bulamıyor. Daha sonra bu kişilerin Yunan göçmen pasaportu sahibi olduklarını, bu nedenle Kenya’ya girişlerine izin verilmediğini öğrendik.” 

Öcalan’ı Çıkartın., 

“Papaiannou, benimle irtibat kurarak ‘Matmazel (Kalenderidis) işini mümkün olduğu kadar kısa süre içinde yapsın’ 

dedi. Yani, Kalenderidis’in Öcalan’ı, konuttan çıkması konusunda ikna etmesini istiyordu. Bize, yurtdışına yapacağı ziyaretten dolayı iletişim sorunu olacağını, mesajlarımızın bakan bürosu vasıtasıyla iletilmesini söyledim. 
Bu arada tamamen tesadüfî bir şekilde Bakan Pangalos’un aynı gün bir Balkan gezisine çıktığını, Atina’ya önümüzdeki çarşamba akşamı dönmesinin öngörüldüğünü öğrendik. 

Pazartesi, 8 şubat 1999. Talimatım üzerine Diakofotakis saat 15.00 civarında Kenya Dışişleri Bakanlığı’na, Genel Sekreter Kathourima’nın bürosuna, Kalenderidis’in (Yunanistan gizli servis elemanı) pasaportunu göstermeye gitti. 
Genel sekreterin bürosundaki görüşmede protokol bölümünün başı ile meslektaşıma tanıştırılmayan bir başka şahıs daha bulunuyormuş. Diakofotakis, (Yunanistan Büyükelçiliği başkâtibi) bu şahsın, emniyetin bir yetkilisi veya başkanın çevresinden birisi olduğunu tahmin ediyor. 

Salı, 9 şubat 1999. Bugün sorunsuz devam ediyor. Papaiannou’yla (Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Diplomatik Büro müdürü) irtibat kuramıyoruz. 

Öcalan konutta bulunmaya devam ediyor. Her gün Kalenderidis’in İnternet’ten aldığı Türk basınını okuyor. 

Kalenderidis bize, bir İstanbul gazetesinin makalesinde, önümüzdeki günlerde Öcalan’ın yakalanacağından bahsedildiğini söyledi. 

Bu arada 2 şubattan bu yana Öcalan’ın refakatçisi Melsa Deniz, telefon etmek ve Avrupa’daki üst düzey PKK yetkililerine Öcalan’ın iyi ve güvenli olduğunu bildirmek amacıyla her iki günde bir, büyükelçiliğe geliyordu. Bu görüşmeler, Kalenderidis’in yakın takibinde ve Yunanca olarak yapılıyordu. Çarşamba, 10 şubat 1999. Saat 11.00 gibi büyükelçiliğe Panos (Öcalan’ı Şeysel Adaları’na götürecek işadamı) gelmiş. Ben ve Kalenderidis konutta bulunduğumuz bir sırada Diakofotakis tarafından uyarıldık. Hemen büyükelçiliğe gittik. 

Panos, Atina’da EİP’yle yaptığı görüşmelerden bahsetti. EİP’nin talimatları doğrultusunda Şeysel Adaları yöneticileriyle temas sağlamış ve olumlu cevap almış. Şeyseller yetkilileri, Öcalan’ın, ülkelerinde konuk edilmesi ve kendisine pasaport verilmesinin mümkün olduğunu söylemişler. Kimlik bilgilerini istemişler. Panos, bu iş için Şeyseller yetkililerinin 15 milyon dolar istediklerini açıkladı. Aristidou (Öcalan’la Kenya’ya gelen esrarengiz kişi) ön ödeme için 
bir miktar para temin etmeye çalışıyormuş. Panos’un verdiği bilgiye göre, Aristidou daha sonra Şeysel Adaları’na hareket edecekmiş. 

Panos’un elinde EİP başkanı tarafından verilen ‘Panafon a la carte’ vardı. Yunan özel cep telefon şirketinin bu cihazını, Dışişleri Bakanlığımızla yaptığımız açık telefon görüşmelerindeki sorunları ortadan kaldırmak amacıyla kullanacaktık. Ancak Kenya cep telefon sistemi, Yunan cep telefon sistemiyle uyumlu olmadığından, bu telefon büyükelçiliğin işine yaramadı. 

Cenevre Büyükelçimiz Karaitidis’ten bir telefon aldım. Bana ‘diplomatik zarfı (içinde Öcalan’ın siyasî iltica dilekçesinin bulunduğu zarf) neden açamıyacağını soruyordu. Kendisinden, zarfı ivedilikle Atina’ya, Dışişleri Bakanı Pangalos’un bürosuna göndermesini rica ettim.

Konuyla ilgili olarak toplantı yaptık. Öcalan’ın, Şeysel Adaları’na güvenli bir şekilde hareket etmesinin senaryolarını değerlendirdik. Bu arada kendisinin herhangi bir çiftliğe götürülmesini ve Kenya’da çok sayıda olan toprak pistlerden (air strips) birinden hareket edecek olan çift motorlu küçük bir uçakla, Somali veya Tanzanya’ya götürülmesini düşündük. Bu düşünce, Dışişleri Bakanlığı’yla iletişim kuramamamızdan ve konuyla ilgili olarak Atina’daki gelişmeleri bilemediğimizden herhangi bir sonuca ulaşamadı. 

Saat 17.30 civarında meçhul bir kişiden, meslektaşımın (Büyükelçilik Başkâtibi Diakofotakis), Panos ve Kalenderidis’in de tanık olduğu bir telefon aldım. Bu meçhul kişi, To Vima gazetesinden Nikos Marakis olduğunu, Öcalan’ın Kenya’da bulunduğuna dair bir bilgi aldığını, bunun doğru olup olmadığını sordu. Diakofotakis, telefondaki kişinin yabancı şiveli olduğunu, bunun Nikos Marakis olamayacağını söyledi. Telefondaki şahsa, ben de Öcalan’la ilgili bilgilerin yalan olduğunu ifade ettim. 

Kalenderidis, başkanıyla (Yunan gizli servis başkanı) görüşerek bu konuyu ve Panos’un Nairobi’de bulunduğunu kendisine söyledi. Bu arada ben de Papaiannou’yla konuşup, aynı bilgileri kendisine aktardım. 

Bu arada Aristidou, Kalenderidis’i arayarak, Öcalan’a refakat etmek üzere iki kişinin Nairobi’ye doğru uçmakta olduklarını bildirmiş. Bu seyahat de EİP’nin bilgisi dahilinde gerçekleşiyormuş.” 

17. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder