30 Haziran 2019 Pazar

17- 25 ARALIK OPERASYONU TBMM. KOMİSYON RAPORU BÖLÜM 6

17- 25 ARALIK OPERASYONU TBMM. KOMİSYON RAPORU BÖLÜM 6


4 ESKİ BAKANLA İLĞİLİ., TBMM Soruşturma Komisyonu Raporu, 


III. SUÇUN MANEVİ UNSURU 

204. maddede düzenlenen suçlar yalnızca kasten işlenebilir, taksirle işlenmesi olanaklı değildir. Suça ilişkin kanuni tanımdaki öğelerin bilinerek ve istenilerek 
işlenmesi halinde manevi unsur gerçekleşir. 
Resmi belgede sahtecilik suçlarının, hem doğrudan, hem de olası kastla işlenmesi olanaklıdır. Suçun, sahte veya gerçeğe aykırı düzenlenmiş ya da 
değiştirilmiş belgeyi kullanma biçimindeki seçimlik hareketle işlenmesi halinde, belgenin sahteliği veya gerçeğe aykırılığının fail tarafından biliniyor 
olması zorunludur. 
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ‘Rüşvet’ başlıklı 252. maddesinde; 

“(1) Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, bir kamu görevlisine veya göstereceği bir başka 
kişiye menfaat sağlayan kişi, dört yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 

(2) Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, kendisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat 
sağlayan kamu görevlisi de birinci fıkrada belirtilen ceza ile cezalandırılır. 

(3) Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması halinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur. 

(4) Kamu görevlisinin rüşvet talebinde bulunması ve fakat bunun kişi tarafından kabul edilmemesi ya da kişinin kamu görevlisine menfaat temini 
konusunda teklif veya vaatte bulunması ve fakat bunun kamu görevlisi tarafından kabul edilmemesi hâllerinde fail hakkında, birinci ve ikinci fıkra 
hükümlerine göre verilecek ceza yarı oranında indirilir. 

(5) Rüşvet teklif veya talebinin karşı tarafa iletilmesi, rüşvet anlaşmasının sağlanması veya rüşvetin temini hususlarında aracılık eden kişi, kamu 
görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın, müşterek fail olarak cezalandırılır. 

(6) Rüşvet ilişkisinde dolaylı olarak kendisine menfaat sağlanan üçüncü kişi veya tüzel kişinin menfaati kabul eden yetkilisi, kamu görevlisi sıfatını 
taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın, müşterek fail olarak cezalandırılır. 

(7) Rüşvet alan veya talebinde bulunan ya da bu konuda anlaşmaya varan kişinin; yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir 
olması halinde, verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır. 

(8) Bu madde hükümleri; 

a) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, 
b) Kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, 
c) Kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, 
d) Kamu yararına çalışan dernekler, 
e) Kooperatifler, 
f) Halka açık anonim şirketler, 

Adına hareket eden kişilere, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadıklarına bakılmaksızın, görevlerinin ifasıyla ilgili bir işin yapılması veya yapılmaması 
amacıyla doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, menfaat temin, teklif veya vaat edilmesi; bu kişiler tarafından talep veya kabul edilmesi; bunlara aracılık 
edilmesi; bu ilişki dolayısıyla bir başkasına menfaat temin edilmesi halinde de uygulanır. 

(9) Bu Madde hükümleri; 

a) Yabancı bir devlette seçilmiş veya atanmış olan kamu görevlilerine, 
b) Uluslararası veya uluslarüstü mahkemelerde ya da yabancı devlet 
mahkemelerinde görev yapan hâkimlere, jüri üyelerine veya diğer görevlilere, 
c) Uluslararası veya uluslarüstü parlamento üyelerine, 
d) Kamu kurumu ya da kamu işletmeleri de dahil olmak üzere, yabancı bir ülke 
için kamusal bir faaliyet yürüten kişilere, 
e) Bir hukuki uyuşmazlığın çözümü amacıyla başvurulan tahkim usulü 
çerçevesinde görevlendirilen vatandaş veya yabancı hakemlere, 
f) Uluslararası bir anlaşmaya dayalı olarak kurulan uluslararası veya 
uluslarüstüörgütlerin görevlilerine veya temsilcilerine, 
görevlerinin ifasıyla ilgili bir işin yapılması veya yapılmaması ya da uluslararası ticari işlemler nedeniyle bir işin veya haksız bir yararın elde edilmesi yahut 
muhafazası amacıyla; doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, menfaat temin, teklif veya vaat edilmesi ya da bunlar tarafından talep veya kabul edilmesi halinde 
de uygulanır. 

(10) Dokuzuncu fıkra kapsamına giren rüşvet suçunun yurt dışında yabancı tarafından işlenmekle birlikte; 

a) Türkiye’nin, 
b) Türkiye’deki bir kamu kurumunun, 
c) Türk kanunlarına göre kurulmuş bir özel hukuk tüzel kişisinin, 
d) Türk vatandaşının, tarafı olduğu bir uyuşmazlık ya da bu kurum veya kişilerle ilgili bir işlemin yapılması veya yapılmaması için işlenmesi halinde, rüşvet 
veren, teklif veya vaat eden; rüşvet alan, talep eden, teklif veya vaadini kabul eden; bunlara aracılık eden; rüşvet ilişkisi dolayısıyla kendisine menfaat 
temin edilen kişiler hakkında, Türkiye’de bulundukları takdirde, resen soruşturma ve kovuşturma yapılır.” hükmüne yer verilmiştir. 

Bu maddede hüküm altına alınan suçun, fail, maddi unsur ve manevi unsuru aşağıda açıklandığı gibidir. 

A. Suçun Faili 

Kanun metnine bakıldığında rüşvet suçunun çok failli suç olarak düzenlendiği, rüşvet alan ve rüşvet veren olmak üzere iki kişinin bulunması gerektiği 
anlaşılmaktadır. Rüşvet verme TCK’nın 252. maddenin 1. fıkrasında, rüşvet alma aynı maddenin 2. fıkrasında düzenlenmiştir. 
Rüşvet verme bakımından failde bir nitelik aranmamış olup, “herhangi bir kimse” bu suçun faili olabilecek iken, rüşvet alan bakımından suçun faili ise, 
TCK'nın 252/2 maddesinde yer alan “Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, kendisine veya 
göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kamu görevlisi” düzenlemesi karşısında, rüşvet alan'ın kamu görevlisi olması gerektiği (TCK 252/8, 
9 Maddeler istisna) anlaşılmaktadır. Kamu görevlisi kavramı TCK'nın 6. maddesinde; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya 
da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi olarak tanımlanmıştır. 
Bu düzenlemeler karşısında, kamu görevlisi kapsamında yer alan Bakanların rüşvet alma suçunun faili olmaları mümkündür. 

B. Suçun Maddi Unsuru 

TCK'nın 252. maddesinde düzenlenen rüşvet suçunun maddi konusunun “menfaat” olduğu görülmektedir. Kamu görevlisine bir menfaat sağlanması veya 
bu yönde bir anlaşma yapılmış olması ile suç tamamlanır. Menfaat kavramının geniş anlaşılması gerekir. “Menfaat” kavramından; kamu görevlisinin ekonomik, 
hukuksal veya kişisel durumunu objektif olarak iyileştiren hertürlü edim olarak anlaşılması gerekir. Menfaat maddi, manevi veya cinsel nitelikte olabilir, 
menfaatin kamu görevlisine sağlanabileceği gibi onun bilgisi dahilinde üçüncü bir şahsa da verilmesi mümkündür. Suçun oluşması için sağlanan menfaatin 
parasal değerinin tam olarak tespit edilmesi gerekmemektedir. 
Rüşvet suçunun oluşması için kamu görevlisinin yapması veya yapmaması gereken bir işin görev kapsamına girmesi gereklidir. Bu itibarla kamu görevlisinin 
görevine girmeyen bir işin yapılması amacıyla para veya sair menfaat temin edilmesi halinde rüşvet suçu oluşmayacaktır. Görevli olma kapsamına kamu 
görevlisinin başka kamu görevlileriyle birlikte yapacağı işlerde dahildir. Ayrıca kamu görevlisinin işin tamamından sorumlu olması gerekmediği gibi, yapılan 
işin kamu görevlisinin dahil olduğu bir kurulun yetkisi içinde bulunması durumunda da işin kamu görevlisinin görev alanında bulunduğunda tereddüt 
bulunmamaktadır. 
Menfaatin kamu görevlisi tarafından temin edildiği anda suç tamamlanmış olur. Faillerin cezalandırılabilmesi için rüşvet konusunda anlaşmaya varılmış 
olması yeterli olup, menfaatin sağlanıp sağlanmamasının veya rüşvete konu işin yerine getirilip getirilmemesinin bir önemi yoktur. Rüşvet anlaşmasının 
varlığı için, kamu görevinin ifası ile ilgili bir işi yapması veya yapmamasına bağlı olarak, kendine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlanması 
hususunda, kamu görevlisiyle iş sahibinin serbest iradeleriye rızalarının uyuşması gerekir. 

C. Suçun Manevi Unsuru 

Rüşvet suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Gerek kamu görevlisi gerekse karşı tarafın, menfaatin sağlanmasının veya vaat edilmesinin bir anlaşmanın sonucu 
olduğunu bilmesi ve karşı taraftan gelecek rüşvet önerisini serbest iradesiyle kabul etmesi gerekir. 
Bunun yanında, kamu görevlisinin görevinin ifası ile ilgili bir işin yapılması veya yapılmaması amacıyla da hareket etmesi gerekir. 
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ‘Nüfuz Ticareti’ başlıklı 255. Maddesinde; 

“(1) Kamu görevlisi üzerinde nüfuz sahibi olduğundan bahisle, haksız bir işin gördürülmesi amacıyla girişimde bulunması için, doğrudan veya aracılar 
vasıtasıyla, kendisine veya bir başkasına menfaat temin eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. 
Kişinin kamu görevlisi olması halinde, verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır. İşinin gördürülmesi karşılığında veya gördürüleceği beklentisiyle menfaat sağlayan kişi ise, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 

(2) Menfaat temini konusunda anlaşmaya varılması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur. 

(3) Birinci fıkrada belirtilen amaç doğrultusunda menfaat talebinde bulunulması ve fakat bunun kabul edilmemesi ya da menfaat teklif veya vaadinde  bulunulması ve fakat bunun kabul edilmemesi hallerinde, birinci fıkra hükmüne göre verilecek ceza yarı oranında indirilir. 

(4) Nüfuz ticareti suçuna aracılık eden kişi, müşterek fail olarak, birinci fıkrada belirtilen ceza ile cezalandırılır. 

(5) Nüfuz ticareti ilişkisinde dolaylı olarak kendisine menfaat sağlanan üçüncü gerçek kişi veya tüzel kişinin menfaati kabul eden yetkilileri, müşterek 
fail olarak, birinci fıkrada belirtilen ceza ile cezalandırılır. 

(6) İşin gördürülmesi amacıyla girişimde bulunmanın müstakil bir suç oluşturduğu hallerde kişiler ayrıca bu suç nedeniyle cezalandırılır. 

(7) Bu madde hükümleri, 252 nci maddenin dokuzuncu fıkrasında sayılan kişiler üzerinde nüfuz ticareti yapılması haLinde de uygulanır. 

Bu kişiler hakkında, Türkiye'de bulunmaları halinde, vatandaş veya yabancı olduklarına bakılmaksızın, resen soruşturma ve kovuşturma yapılır.” hükmüne 
yer verilmiştir. 

Buna göre söz konusu maddenin faili, maddi ve manevi unsuru aşağıda açıklandığı gibidir. 

I. KORUNAN HUKUKİ DEĞER 

Kamu görevlisi üzerinde nüfuz sahibi olduğundan bahisle karşı tarafta yer alan kişinin haksız bir işinin yaptırılması amacıyla menfaat temin etmek suç 
olarak düzenlendiğine göre, korunan hukuki değer ‘kamu idaresinin güvenirliliği dir. 

Suçun., 

TCK’da düzenlendiği bölüme bakıldığında da korunan hukuki değerin öncelikli olarak kamuya olan güven olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. 

7. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder