30 Haziran 2019 Pazar

17- 25 ARALIK OPERASYONU TBMM. KOMİSYON RAPORU BÖLÜM 5

17- 25 ARALIK OPERASYONU TBMM. KOMİSYON RAPORU BÖLÜM 5


4 ESKİ BAKANLA İLĞİLİ., TBMM Soruşturma Komisyonu Raporu,



(2) (Ek: 11/10/2011-KHK-662/13 md.) Bakanlık, birinci fıkranın (h) bendindeki iş ve işlemleri tesis etmeden evvel, bu iş ve işlemleri esasen tesise yetkili 
olan idarelerin görüşlerini ister. İdareler, bu iş ve işlemlerin yapılmama gerekçelerini etraflıca açıklayarak konu hakkındaki görüşlerini en geç onbeş gün 
içinde Bakanlığa bildirmek zorundadır.” hükmüne yer verilmiştir.

Komisyonumuz tarafından soruşturulan 4 Eski Bakana atfedilen cürümlerin tekabül ettiği kanun hükümlerinin unsurları itibariyle ele alınıp 
değerlendirilmesinde: 

5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun ‘Kaçakçılık suçları’ başlıklı 3. maddesinin 2. ve 21. fıkralarında; 
“(2) Eşyayı, aldatıcı işlem ve davranışlarla gümrük vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin ülkeye sokan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve on 
bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. 
(21) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiiller, teşebbüs aşamasında kalmış olsa bile, tamamlanmış gibi cezalandırılır.” hükmüne yer verilmiştir. 
Buna göre söz konusu maddede düzenlenen suçun faili, maddi ve manevi unsuru kısaca şöyle açıklanabilir. 

A. Suçun Faili.,

Eşyayı, aldatıcı işlem ve davranışlarla gümrük vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin, Türkiye'ye ithal eden herkes bu suçun faili olabilir. Fiil bir 
tüzel kişilik adına işlenmiş ise olaydaki fonksiyonlarına göre tüzel kişiliğin yöneticisi veya temsilcisi de suçun faili olabilir. 

B. Suçun Maddi Unsuru 

Fıkrada tanımlanan suç birden çok hareketli bir suçtur. 

a) Gümrük kapılarından eşya ithal etmek, 
b) bu ithal sırasında aldatıcı işlem ve davranışlarda bulunmak, 
c) ödenmesi gereken gümrük vergilerini kısmen veya tamamen ödememek hareketleri bu suçun maddi unsurunu oluşturur. 

Suçun oluşması için bu hareketlerin hepsinin birlikte yapılması gerekir. Ancak suç teşebbüs aşamasında da kalsa, fail suç tamamlanmış gibi cezalandırılacaktır. 
Aldatıcı işlem ve davranışların gümrük işlemleri sırasında yapılması gerekir. Bu durum genellikle ithal eşyasının beyanı aşamasında gerçekleşir. 

Beyan konusu Gümrük Kanununun 59. maddesinde “1.

 Gümrük beyanı; 

a) Yazılı olarak, b) Bilgisayar veri işleme tekniği yoluyla, 
c) Sözlü olarak, 
d) Eşya sahibinin bu eşyayı bir gümrük rejimine tabi tutma isteğini ifade ettiği herhangi bir tasarruf yoluyla, Yapılabilir.” şeklinde düzenlenmiştir. 

Bu halde gerçek dışı sözlü beyan veya sahte evrak kullanılması halinde aldatıcı işlem ve davranış unsuru gerçekleşmiş olacaktır. 

C. Suçun Manevi Unsuru 

Fıkrada düzenlenmiş olan kaçakçılık suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Failin, ödemesi gereken gümrük vergilerini kısmen veya tamamen ödememek 
suretiyle eşya ithal etmek için bilerek ve isteyerek aldatıcı işlem ve davranışta bulunması halinde manevi unsur gerçekleşmiş olur. 
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ‘Resmi Belgede Sahtecilik’ başlıklı 204. 
maddesinde; 
“(1) Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, 
iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 
(2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmî bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, 
gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmî belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 
(3) Resmî belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması hâlinde, verilecek ceza yarısı oranında 
artırılır.” hükmüne yer verilmiştir. 
Bu maddede hüküm altına alınan suçun, fail, maddi unsur ve manevi unsuru aşağıda açıklandığı gibidir. 

I. KORUNAN HUKUKİ DEĞER 

Suçun maddi konusunu oluşturan belgeler, toplum içerisinde her an kurulmakta olan hukuki ilişkilerin yürümesini sağlayan kanıtlayan ve delil niteliği 
olan evraklardır. Bir hukuki ilişkinin kuruluşunda, sona erdirilişinde, hak ve borçların tanzim ve ispatında önemli bir araç olan belgenin gerçekliğine 
toplumda güven duyulması zorunludur. Belgenin gerçekliğine dair toplumda mevcut olan bu güvene “kamu güveni” denilmektedir. 
Dolayısıyla, resmi belgede sahtecilik suçunda korunan asıl hukuki yarar kamu güvenidir. Zira bir resmi belgenin gerçek olduğu hususunda toplumda 
bir güven mevcuttur. 

II. SUÇUN MADDİ UNSURLARI 

A. Suçun Faili., 

Resmi belgede sahtecilik suçu 204. maddede iki farklı şekilde düzenlenmiştir. 
Maddenin ilk fıkrasındaki suç herkes tarafından işlenebilir. Fail kamu görevlisi olur ve göreviyle bağlantılı olmaksızın resmi belgede sahtecilikte bulunursa 204. Maddenin ilk fıkrası ile sorumlu tutulur. 
204. maddenin ikinci fıkrasındaki suçun faili yalnızca kamu görevlisidir. 
Bu nedenle 2. fıkra özgü suç olarak düzenlenmiştir. Kamu görevlisinin suçu 
göreviyle bağlantılı olarak işlemesi halinde, 204/2. maddedeki suç meydana gelir. Kamu görevlisi olmayan kişiler yalnızca 204. maddenin ilk fıkrasındaki 
suçun faili olabilirler. Bu kişiler ayrıca, kamu görevlisinin göreviyle ilişkili olarak işlediği 2. fıkradaki suçun azmettireni ya da yardım edeni olarak da sorumlu tutulabilir. 

B. Suçun Mağduru.,

Suç, kamu güvenine karşı işlendiğinden, suçun mağduru da toplumdur. Ancak suçla korunan ikincil yararın kişilere ilişkin olduğu düşünüldüğünde, suçtan dolayı haksızlığa uğrayan kişilerin de suçtan zarar gördükleri ve davaya katılma haklarının bulunduğu kabul edilmelidir. 

C. Suçun Maddi Konusu.,

Suçun maddi konusu ‘resmi belge’ olarak öngörülmüştür. 
Belge, belirli bir düşünce, hukuki ilişki veya vakayı yansıtan, başka deyişle hukuki sonuç doğurmaya elverişli bir irade beyanını içeren ve düzenleyicisinin 
kim olduğunu da gösteren yazılı evraktır. 

Resmi belgede 3 temel unsur vardır: 

1- Kamu görevlisi tarafından düzenlenmesi, 
2- Görevi gereği düzenlenmesi, 
3- Öngörülmüşse, usul ve şekil kurallarına uyulması. 

D. Fiil., 

204. Maddenin ilk fıkrasındaki suçun; 

a. Resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleme, 
b. Gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirme, 
c. Sahte resmi belgeyi kullanma olmak üzere üç değişik şekilde işlenmesi söz konusudur. 

a. Resmi belgeyi sahte olarak düzenleme 

Resmi belgeyi sahte olarak düzenleme eylemi; bir resmi belgenin gerçekmiş gibi üretilip, taklit imza atılarak sahte oluşturulmasıdır. Suçun bu şeklinin, resmi 
belgeye ilişkin unsurların taklit edilmesiyle oluştuğu da belirtilmektedir.91 Ancak bu taklit işlemi, salt mevcut bir resmi belgenin taklidi anlamında olmayıp, 
bir belgeye resmi belge niteliğini kazandıran öğelerin taklit edilmesi olarak düşünülmelidir. Resmi belgeye ilişkin form, antet, şekil, unvan ve imza gibi 
unsurların taklit edilmesi ile resmi belgeyi sahte olarak düzenleme fiili işlenmiş olmaktadır. Örneğin, nüfus müdürlüğünce verilen kimlik belgelerinin 
şeklen taklit edilip, bilgileri doldurularak yetkili memur imzası da taklit edilmek suretiyle sahte kimlik kartı düzenlenmesi halinde ya da bir devlet 
dairesinden bilgi amacıyla yazılmış gibi taklit bir yazı yazılıp, görevli imzasının taklit edilmesi durumunda resmi belge sahte olarak düzenlenmiş olmaktadır. 

Resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen failin sivil kişi olması halinde 1. fıkra, belgeyi görevi gereği düzenleme yetkisi bulunan bir kamu görevlisi olması 
durumunda 2. fıkra uygulanır. Kamu görevlisi failin belgeyi göreviyle bağlantılı olmaksızın düzenlemesi durumunda da 1. fıkra ile ceza verilir. Düzenleme fiili, 
resmi belgenin kısmen veya tamamen sahte düzenlenmesi ile oluştuğundan, belgede düzenleyen olarak görünen kişiden başka bir kimse tarafından 
düzenlenmiş olmayı gerektirmektedir. İlk fıkrada ‘gerçeğe aykırı olarak belge düzenleme’ fiiline yer verilmemiştir. Çünkü bu fiil, bir belgeyi düzenlemeye 
yetkili olan kamu görevlisi tarafından işlenebilir; kolluğun gerçeğe aykırı suç tutanağı düzenlenmesi gibi. Resmi belgeyi sahte olarak düzenleme suçu, 
düzenleme şeklindeki hareketin tamamlanmasıyla oluşmaktadır. 
Suçun oluşması için, sahte belgenin kullanılması gerekli değildir. Suçun bu işleniş biçimiyle ilgili olarak maddede, değiştirme davranışında olduğu gibi 
‘başkalarını aldatma’ öğesinin belirtilmemiş olması bir eksiklik veya bu unsurun aranmaması gerektiği gibi yorumlanmamalıdır. Sahtecilik suçlarında eylemin zarar olasılığı doğurabilmesi sahteciliğin aldatma yeteneğine sahip olmasıyla mümkün olur ve bu bakımdan aldatma yeteneği sahtecilik suçlarının temel 
öğesidir. Kanun koyucu, bir resmi belgenin tamamen sahte olarak düzenlenmesi eylemi içerisinde ‘aldatma kabiliyetinin’ yer aldığı düşüncesiyle bunu 
ayrıca belirtmeye gerek görmemiştir. 

b. Gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirme 

204/1. maddedeki suçun bu tür bir hareketle işlenebilmesi; mevcut olan gerçek bir resmi belgenin varlığına bağlıdır. Başka deyişle, yetkili bir kamu 
görevlisince, görevinin gereğine uygun olarak düzenlenmiş bir resmi belgenin varlığı ön şart sayılmalıdır. Resmi belge niteliği bulunmayan bir belgedeki 
değişiklik, bu suçu oluşturmaz. 
Kamu görevlisi olmayan fail, gerçek bir resmi belgeyi değiştirerek bu suçu işlemektedir. Kamu görevlisi olan bir kişinin, göreviyle bağlantılı olmaksızın 
resmi bir belgeyi değiştirme eylemi de ilk fıkradaki suçu oluşturmaktadır. 
Belgede yapılacak değişiklik, belgeye ekleme yapmak veya belgedeki bir yazının, tarihin, imzanın silinmesi, kazınması şeklinde gerçekleştirilebilir. 
Suç, değişikliğin yapılmasıyla tamamlandığından, ayrıca bu belgenin kullanılmış olması gerekli değildir. 
Bir resmi belge üzerinde, delil niteliğini etkileyecek veya hukuki sonuçlarında fark yaratacak biçimde değişiklik yapılması ve bu değişikliğin başkalarını 
aldatma yeteneğinin bulunması halinde suç işlenmiş olmaktadır. Failin bu değişiklik ile amacı, belgenin baştan itibaren bu şekilde olduğu intibaını 
uyandırmaktır. 

c. Sahte Resmi belgeyi kullanma 

204/1. maddedeki suçu oluşturabilecek diğer seçimlik hareket, sahte resmi belgeyi kullanmaktır. Failin belgenin sahte olduğunu bilmesi de zorunludur. 
Sahteliğini bilmediği belgeyi kullanan kişinin eylemi, manevi unsurun eksikliği dolayısıyla suç oluşturmaz. 

Suç, sahte resmi belgenin ‘kullanılması’ ile işlenmektedir. Sahte belgeyi düzenleyen fail, ayrıca kullanarak bu seçenek hareketi de gerçekleştirmişse, 
yine tek suç işlemiş olur. 

6. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder