30 Haziran 2019 Pazar

17- 25 ARALIK OPERASYONU TBMM. KOMİSYON RAPORU BÖLÜM 19

17- 25 ARALIK OPERASYONU TBMM. KOMİSYON RAPORU BÖLÜM 19


4 ESKİ BAKANLA İLĞİLİ., İşte TBMM Soruşturma Komisyonu Raporu, 


…İlgililerin dosyasının incelenmesinden; Emniyet Genel Müdürlüğü ile Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığınca yaptırılan arşiv araştırması sonucu 
vatandaşlığımıza alınmalarında milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından herhangi bir engellerinin bulunmadığına…” şeklindeki olumlu görüşleri ve Müsteşar Yardımcısı ile Müsteşarın 19.06.2013, 17.07.2013, 02.09.2013 ve 10.10.2013 günlü uygun görüşleri doğrultusunda Bakanlar Kuruluna sunulmak üzere müvekkil tarafından imzalandığı, bu belgelerin şekli denetimle Bakanlar Kuruluna havale edilmesinin hukuki sonuç doğuran nihai bir işlem olmayıp 
“ara işlem” niteliğinde olduğu, bu havale işlemi sonrasında Mohammad Zarrab (Can SARRAF) ve ailesi ile Hosseın Zarrab (Hüseyin SARRAF) ve ailesinin 
Bakanlar Kurulunun 22.07.2013 gün 2013/5441 sayılı, Arash Mıandoabchınan (Aras Serdar) ve ailesi ile Mohammad Reza Rajaeıeh (Mehmet Tan) ve ailesinin ise Bakanlar Kurulunun 21.10.2013 gün 2013/5500 sayılı kararlarıyla Türk vatandaşlığına istisnai olarak kabullerine karar verildiği, Bakanlar Kurulunun ortak cezai sorumluluğundan bahsedilemeyeceği cihetle, bu konudaki Bakanlar Kurulu kararını imzalamasının da cezai sorumluluk kapsamında değerlendirilme mesi gerektiği, Rıza SARRAF’a “Yakın koruma polisi” ve buna istinaden ve trafikte geçiş üstünlüğüne sahip olmak üzere şahsına ait ruhsat fotokopisinde belirtiği aracına 3 adet sivil plaka tahsis ettirildiği iddiası ile ilgili olarak; yakın koruma verilmesi talebini inceleyip karara bağlama görev ve yetkisinin valiliklere ait olduğu, İçişleri Bakanlarının ise bu konuda görev ve yetkilerinin olmadığında kuşku bulunmadığı, Rıza SARRAF hakkındaki İstanbul Valiliğinin 17.08.2013 günlü “2 Personel ile Yakın Koruma” kararına istinaden, kullanımındaki araçlara güvenlik gerekçesiyle geçiş üstünlüğüne sahip olmak üzere 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 71/f, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 58/1-ğ maddeleri uyarınca 3 adet sivil plaka tahsisi kararında da müvekkilin olur ve imzasının olmadığı, ayrıca tüm dosya içeriğinden bu konuda talimat veya emir verdiği yahut yönlendirme yaptığı yolunda herhangi bir eylem veya söylemde bulunduğunun maddi ve hukuki kanıtının olmadığı, Orhan İnce tarafından, 
Adem Gelgeç adına kayıtlı firmalarla ilgili vergi denetimine ilişkin bilgilerin, Bugün ve Yeni Şafak Gazetelerine verilerek Rıza SARRAF hakkında haber 
yapılmasının engellendiği savı ile ilgili olarak; müvekkilin gazete yetkilileri ile görüşmesinin göreve ilişkin olmadığı gibi, özgür basının hangi konuları 
haber yapacağına karar verme güç ve yetkisine de sahip olmadığı, bu hususun takdirinin Basın Yasası ve Basın Ahlak İlkeleri çerçevesinde gazete yönetimine ait olduğu, ancak anılan gazetelerde görev yapan (ismi mahfuz) bir gazetecinin 1.000.000,00 TL verilmemesi halinde, bu hususun farklı bir şekilde haber yapılacağının müvekkil tarafından duyulması üzerine, muhatabına böyle bir fiilin TCY’nın 107. maddesiyle yaptırım altına alınan “şantaj” suçunu oluşturabileceği bu nedenle Cumhuriyet Başsavcılığına suç ihbarında bulunmasını önerdiği, ayrıca belirtilen gazete genel yayın yönetmenleri aranarak konu hakkında bilgilendirildikleri, nitekim gazete genel yayın yönetmenleri haberin gerçek olmadığı sonucuna ulaşarak yayımlamadıkları, bu konuda haksız yarar sağlandığı iddiasının asılsız olduğu, Soruşturma önergesinde belirtilen, atılı suçun unsurlarını oluşturan hangi fiil/fiillerin belirtilen maddeye aykırılık teşkil ettiği gösterilmemiş ise de; İçişleri Eski Bakanı Muammer Güler’e atılı “nüfuz ticareti” suçunun konusunu; “…Rıza SARRAF’tan sağlanan miktar ve değeri tespit edilemeyen bazı maddi menfaatler karşılığında; 

a)Bu şahsın araçlarına trafikte emniyet şeridini kullanma imtiyazının 
tanınması ve adı geçen şahıs için koruma polisinin görevlendirilmesi, 

b)Bu şahısla birlikte gözaltına alınan bazı şüphelilerin ve yakınlarının yasaya aykırı 
olarak istisnai yoldan Türk vatandaşlığına geçirilmesinin sağlanması,

c)Bu şahısla ilgili adli veya istihbari çalışma yapılıp yapılmadığının araştırılması 
için talimat vermesi, 

d)Bu şahsın usulsüzlükleri hakkında basında çıkacak haberlerin engellenmesi için girişimde bulunması”, şeklindeki eylemlerinin teşkil ettiği düşünülmekte olup, somut olayda 6352 sayılı Yasa ile değişik TCK’nın 255. maddesinde yaptırım altına alınan suçun yasal unsurlarının da oluşmadığı tarafımızdan düşünülmekte olduğunu belirtmiştir. 

İçişleri Eski Bakanı Muammer Güler´in Malvarlığı ile ilgili olarak sorulan sorulara cevap niteliğinde verdiği dilekçesinde özetle; 

“Eşim Neval Güler’in 29.05.2013 tarihinde satın aldığı 2013 model Hyundai marka binek otomobili bakanlık görevime başlarken verdiğim mal bildiriminde 
belirtilen 2010 model ve 38.000 TL bedelli aracın ilgili firmaya takas olarak verilerek yerine satın alınan araçtır. Fatura sureti eklidir ve bedeli faturada 
belirtildiği üzere 56.816 TL´dir. Aracın satın alındığı şirkete ilişkin bilgiler, fatura muhteviyatında görülebilmektedir. Aracın satın alındığı bedelin altında bir bildirimde bulunulmamıştır. Eşim, oğlum ve kızımın Halk Bankası nezdindeki TR 40 0001 2009 1240 0001 0064 03 İban no´lu hesabında bulunan para, 
ilgili şubenin eski yöneticisi tarafından gerçekleştirilen ve halen mahkemede yargı süreci devam eden işlemler nedeniyle, ilgili banka tarafından 18.01.2011 tarihinde açtırılan vadesiz hesaptır. Yargı süreci sonuna kadar bankanın rehin ve blokesi altında bulundurulmaktadır. Üzerinde herhangi bir tasarrufumuz söz konusu olmayıp; ben, eşim, kızım ve oğlumun dörtte birer oranda kefaletimizle rehin sözleşmesi düzenlenmiştir. Bakanlık görevine başlarken ve ayrılırken verdiğim 21.02.2014 ve 24.01.2014 tarihli mal bildirimlerinin sekizinci bölümünde bana ve eşime ait dörtte birer oranındaki rehin sözleşmesi kefaleti açıkça belirtilmiştir. Beyan dışı tutulması söz konusu değildir. Kızım Burcu Güler otuz yaşındadır. 2007 yılında İstanbul İl Özel İdaresi mensuplarınca kurulan “Özelbir Konut Yapı Kooperatifi”ne üye olmuş 26.10.2007 tarihli makbuzla ve benimde katkımla yatırılan 40.000 TL karşılığında Esenyurt İlçesindeki bu konutu edinmiştir. Kooperatifin ferdileşme işleminden sonra düzenlenen 07.10.2011 tarihli tapu sureti ve makbuz fotokopisi ektedir. Yine İstanbul Şişli ilçesinde Ant Yapı Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden 2009 tarihli tapu sureti ekte sunulan konutu, kendisinin, şahsımın ve kısmen de oğlumun sağladığı kaynakla ve 270.000 TL´ye satın almıştır. Daire 1+1 tabir edilen çok katlı bir sitenin bağımsız bölümüdür. 
Kızıma ait üç ayrı bankada 31.12.2013 tarihi itibariyle mevcut bulunan mevduatın başlangıcı 2008 yılından itibaren çeşitli tarihlerde yatırılan miktarları 
ihtiva etmektedir. Yatırım amacıyla; benim, oğlumun ve ayrıca maaş ve kira gelirlerinin toplamını ve bileşik faizini içermektedir. Kızım Türk hava yollarında 
beş yıldır avukat olarak çalışmakta ve kira geliri de bulunmaktadır. Ayrıca bakanlık dönemimde, kızımın banka hesaplarında maaş, vekalet ücreti, kira geliri ve mevduat faizi dışında herhangi bir artış söz konusu değildir. Belirtilen mevduat, önceki maddelerde ifade olunduğu üzere soruşturma dönemini 
kapsamamaktadır. 

Oğlum İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi mezunudur. Çok iyi derecede İngilizce ve Rusça bilmektedir. Ticari terminoloji ve teknik seviyede bu dillere vakıftır 
ve otuzyedi yaşındadır. 2003 yılından beri ağırlıklı olarak yurtdışında olmak üzere çeşitli ticari faaliyetlerde bulunmaktadır. Oğlum Barış Güler’in 17.12.2013 
tarihinde ikametinde yapılan aramada bulunan döviz ve Türk Lirası cinsinden paranın kaynağı, 15 Kasım 2013 tarihinde B.Y. isimli şahısla aralarında 
düzenlenen “ev satış protokolü”ne dayanmaktadır. Buna göre, oğlumun 2005 yılında Eston Yapı’dan İstanbul Bahçeşehir´de kırk ay taksitle ve indirimli 
olarak 250.000 TL´ye satın aldığı ve sonrasında üzerine 1.275.000 TL ipotek konulan dairesini 2003 yılından beri tanıştığı B.Y. adlı şahsa 400.000 TL´yi peşin, 1.000.000 TL bir ay içinde ödenmek ve 250.000 TL´de senet düzenlenerek,  toplam 1.650.000 TL´ye satılması sonucu alınan paradır. Ev üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını müteakip, senetinde ödenmesiyle satışın ve devrin yapılacağı bu protokolle öngörülmüştür. 

Oğlumun evinde bulunan paraların kaynağını gösteren “ev satış protokolü”, kendisi gözaltındayken soruşturma makamlarına müdafilerince teslim edilmiştir. 
Bu protokolle ilgili olarak, tarafların ve tanıkların ifadeleri Cumhuriyet Savcılığınca alınmış ve imza testleri yaptırılmış olup; sonucunda, İstanbul 
Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 16.10.2014 tarih ve 2014/69582 sayısıyla “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verilmiş bulunmaktadır. Söz konusu protokol sureti ve ipotek belgesi ekte sunulmuştur. Oğlum Barış Güler’e ait Ankara’daki daireler 1998 ve 2000 yılında devralınmıştır. Biri rahmetli annemin 
geçmişte oturduğu evdir ve oğlumun amcasından 2000 yılında 32.000 TL´ye devralınmıştır. Diğeri yine oğlumun amcası tarafından 1998 yılında 5.200 TL´ye 
satılan çatı katı dairesidir. Kira getirisi aylık 650 TL´dir. İstanbul Bahçeşehir’de Eston Yapı’dan 2005 yılında, tapu bedeli üzerinden 96.435 TL indirimle ve 
kırk ay taksitle 250.000 TL´ye satın alınmıştır. Beylikdüzü´ndeki daire ise 08.09.2005 tarihinde 4.000 TL bedelle kooperatif hissesi olarak alınmıştır. 

İzmit’de yatırım amacıyla toplu şekilde yapılan bir siteden 300.000 TL´ye 2011 yılında iki dükkan alınmıştır. İstanbul’daki tarla 2005 ve 2006 yılında 
toplam 136.000.-tl(yüzotuzaltıbintürklirası)na satın alınmış ve diğer yerlerdeki tarlaların bir çoğuda, son dört yılda, gayrimenkul ticareti ve danışmanlığı 
kapsamında ve uygun zamanda satışa sunularak yeni yatırımlar için kullanılmak üzere alınmışlardır. halen tarla vasıfları devam etmektedir. 

Barış Güler’in 28.05.2013 tarihinde satın aldığı Hyundai marka binek otomobilin değeri, ekli faturada görüleceği üzere 56.816 TL´dir. Oğlumun 31.12.2013 
tarihi itibariyle banka hesaplarında bulunan mevduatı da yukarıda belirtilen iş ve faaliyetlerden elde edilen ve 2008 yılından bu yana çeşitli tarihlerde 
değişik bankalara yatırılan meblağların faizlendirilmiş toplamını ifade etmektedir. Halk Bankası´ndan 25 Ekim 2010 tarihinde çekilen 563.000 TL´nin 
önemli bir kısmı da tekrar bankaya yatırılmıştır. Ayrıca; yurtiçindeki bazı şirketlerdeki hisselerinin üçüncü şahıslara devrinden de gelir elde edilmiştir. 

Oğlumun yukarıda belirtilen malvarlığının büyük bir bölümü, benim bakanlık yaptığım dönemin öncesinde edinilmiştir. 31.05.2013 – 02.10.2013 tarihleri 
arasında satın alınan tarla niteliğindeki yerlerin toplam bedeli 570.000 TL´dir. Diğerlerinin ise, soruşturma isnat olunan iddiaları kapsayan dönemle ilgisi 
bulunmamaktadır. Söz konusu mal varlığına konu gayrimenkul, araba ve mevduatın miktarı ve edinme tarihleri göz önüne alındığında, yaklaşık 16 yılı aşan bir dönem içinde peyderpey elde edildiği ve bunların gelirlerine ve mali gücüne uygun olduğu görülecektir. Yukarıdaki maddelerle arz ve izahına çalışılan ve aile fertlerimin çeşitli tarihlerde edindikleri mal varlıkları ile ilgili olarak, özellikle İstanbul valiliğim döneminde, şahsi gelirlerimden de katkıda bulunulmuştur. 

Bu gelirlerim arasında; maaşım dışında müteşebbis heyet ve yönetim kurulu başkanı olduğum yedi ayrı organize sanayi bölgesinden aldığım huzur hakları, 
üç ayrı şirketten, Mahalli İdare Hizmet Birliğinden, İl Daimi Encümen Başkanlığından aldığım ücretler, kira gelirlerim, eşimin emekli ikramiyesi ve maaşları, emekli ikramiyem, idareciler vakfı ödentisi, daha önce satılan biri kooperatif olmak üzere iki eve ait bedeli ve nihayet milletvekili maaşı, emekli maaşını ve mevduata uygulanan bileşik faizleri sayabilirim. Valilik yaptığım diğer dört ilde de maaşım dışında organize sanayi ve şirketlerden gelirlerim olmuştur. 
Bunların tamamı da periyodik olarak verilen mal bildirimlerimde belirtilmiştir. Bu gelirlerimden çeşitli tarihlerde kızım ve diğer aile fertlerine destek olunmuştur. 
Ayrıca belirtmek istediğim bir diğer husus şahsıma ve eşime ait olan ve mal bildiriminde belirtilen arsa, yazlık ve konut gibi gayrimenkullerin beş adedi ile 
kızıma ve oğluma ait birer konutun çeşitli tarihlerde mütevazi ödemelerle girdiğimiz kooperatifler aracılığıyla edinilmiş olduğudur.” demiştir. 

D) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: 

Söz konusu iddiaların doğru olup olmadığının belirlenmesi amacıyla, tanık sıfatıyla ifade vermeye çağrılanlardan Barış Güler´in, CMK’nın 45. maddesine 
istinaden hakkında soruşturma yürütülen Muammer Güler’in oğlu olduğu, Abdullah Happani, Rıza SARRAF, Ahmet Murat Öziş, Özgür Özdemir, Rüçhan Bayar ve Barış Kıranta’nın ise CMK’nın 48. maddesi uyarınca aynı olaydan şüpheli sıfatıyla soruşturuldukları gerekçesiyle ‘tanıklıktan çekinme’ haklarını kullanarak beyanda bulunmamış, Orhan İnce ifadesinde özetle; 

“17 Aralıkta İstanbul polisi çağırdığı zaman benim önce Osmaniye’ye tayinim çıktı, daha sonra Zonguldak’a tayinim çıktı. İdare mahkemesinden kazandım, 
geldim İstanbul’a. Tekrar bölge idareden bozuldu. Tekrar idare mahkemesinden kazandım. Bir gün sonra da ihracımı verdiler. Benim niye tayinim çıktı diye 
sorduğum zaman “İşte, senin bunun yaptığı usulsüzlüklere engel olduğunu düşündüğünden dolayı senin tayinini çıkarmış”. Muammer Güler’den şikâyetçiyim, Rıza SARRAF’la benim bir husumetim yok. Rıza SARRAF bununla ilgiliyse Rıza SARRAF’tan şikâyetçiyim. Benim tayinim rüşvet karşılığı çıkartılmış. Rıza SARRAF’ın araçlarına trafikte emniyet şeridini kullanma imtiyazını vermek, bazı şüphelilerin ve yakınlarının istisnai yoldan Türk vatandaşlığına geçirmesini sağlamak, bu şahısla ilgili adli veya istihbari çalışma yapılıp yapılmadığının araştırılması için talimat vermek, bu şahsın usulsüzlükleri hakkında basında çıkacak haberlerin engellenmesi konularıyla ilgili bilgim yok. 
Rıza SARRAF’ın kuryesi, Adem Gelgeç yani Adem Karahan (yeni soy ismiyle), bu şahsın üzerinden 25-30 milyar dolar ülkemizden para çıkışı olmuş. 
Adem Gelgeç, benim arkadaşım Mustafa Öz’e diyor ki: “Orhan Müdürün tayinini Rıza SARRAF çıkardı.” Niye çıkardı benim tayinimi, Rıza SARRAF’la benim 
ne problemim var? 

Adem Gelgeç, Rıza SARRAF’ın yanında 2.000 dolarla çalışan bir kurye ama Rıza SARRAF onun üzerine paravan şirketler kurmuş, ülkemizden 25-30 milyar 
dolar, onun üzerinden paralar çıkmış. “Adem, niye bunlar böyle oldu?” dedim. Dedi ki: “Benim üzerime şirketler kurdu, biz hayalî para getiriyorduk ülkeye, 
gerçek para çıkarıyorduk.” “Neden böyle?” “İşte böyle, ben de bilmiyorum neden olduğunu. Şirketler benim üzerime kurulu, üzerime vergi şeyi gelecek. 
Ben bununla ilgili kendimi ihbar ettim, “Gel gidelim ihbar et dedim.” “Ben şikâyet ettim, bununla ilgili, bu Rıza SARRAF’ın üst düzeyde bakan tanıdıkları var, 
engelliyor.” demiştir. 

9/8 Esas Numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunun 22.09.2014 tarih ve 195628 sayılı yazısı ile dört eski Bakanın 3628 sayılı Kanun kapsamında vermiş 
oldukları mal bildirim beyanları istenmiş ve TBMM Başkanlığının 25.09.2014 tarih ve 196080 sayılı yazısı ekinde gönderilen 19 adet mal bildirimine ilişkin 
belgeler 16.10.2014 tarihinde Komisyonun huzurunda Mali Suçları Araştırma Kurulundan temin edilen Bilirkişiye teslim edilmek suretiyle Bakanlık yaptıkları 
döneme ilişkin olarak eş ve çocukları ile kendilerinin mal varlığı araştırması istenmiş, İçişleri eski Bakanı Muammer Güler’in kendisi, eşi ve çocuklarının 
malvarlığına ilişkin araştırma neticesinde Bilirkişi tarafından hazırlanan 18.12.2014 tarihli raporda;

“İçişleri eski Bakanı Muammer GÜLER’in bakanlık yaptığı süre zarfında banka varlığının 373.000 TL arttığı, eşine ait 38.000 TL tutarındaki 2010 model 
Hyundai marka aracın satılarak yerine 58.000 TL’ye 2013 model Hyundai marka araç satın alındığı, malvarlığındaki artışın yaklaşık 393.000 TL tutarında 
olduğu, banka varlığındaki artışın yaklaşık 120.000-130.000 TL’sinin vadeli hesaplarda değerlendirilen mevduattan elde edilen faiz gelirlerinden, 86.000 TL’nin 3 adet taşınmaza ait kira gelirlerinden, kalan 155.000 TL-160.000 TL’nin şahsın kişisel tasarruflarından kaynaklandığı, Oğlu Barış GÜLER’in malvarlığının 
gelirleri ile orantılı olmadığı, kızı Burcu GÜLER’in satın aldığı iki taşınmaz ile 945.000 TL tutarındaki banka mevduatının gelirleri ile orantılı olmadığı, banka 
hesaplarına konu olan tutarların kendi tasarruf veya birikimlerinden kaynaklanmadığı, Muammer GÜLER’in Komisyona gönderdiği 11.12.2014 tarihli cevabi yazısında de kızının hesaplarına katkıda bulunduğunu beyan ettiği,” 

İçişleri eski Bakanı Muammer GÜLER ile ilgili olarak hazırlanan 05.01.2015 tarihli Bilirkişi Raporunda; 21.12.2014 tarihli yazıda özetle; Burcu GÜLER’e ait söz konusu mal varlıklarının iktisap edilmesinde kızının kendi tasarruf ve birikimlerinden kaynaklanmadığı, önemli bir kısmının aile fertlerinin katkıları ile oluşmasının gayet tabi olduğu, kendi birikimlerinden kaynaklanmasının zorunlu olmadığı, 26.12.2014 tarihli yazısında kızı Burcu GÜLER’in kooperatif hissesinden kaynaklanan ve 34.000 TL’ye mal edildiği ifade edilen olan taşınmaz ile 270.000 TL’ye alınan iki adet taşınmazın kendisinin katkısı ile alındığı, 21.12.2014 ve 26.12.2014 tarihli yazılarda özetle; 
Barış GÜLER’in İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi mezunu olduğu, 37 yaşında olduğu, iyi derecede İngilizce ve Rusça bildiği, ticari terminolojiye hâkim olduğu, yurt dışında iş alanında deneyimleri olduğu, yurt içinde de bazı şirketlerin ortağı olduğu, kendisinin serbest meslek erbabı olması sebebiyle mal bildiriminde bulunma zorunluluğu nun olmadığı, ayrıca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/120653 No’lu soruşturmasında kendisine isnat edilen iddialarla ilgili olarak 2014/69582 sayılı ile “kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar verildiği, bakanlık yaptığı süre zarfında Barış GÜLER’in malvarlığında artış olmadığı, evvelce edinilen mal varlıklarının Barış GÜLER’in gayrimenkul ticaretinden elde ettiği gelir ile önceki mevduat hesapları ve kısmen kendisinin katkısı ile edinildiği, Barış GÜLER’in önceki mevduatına ilişkin 25.10.2010 tarihli Halk Bankası Mercan Şubesinden 563.000 TL tutarında nakit çekim işlemi yaptığına dair banka dekontunun Komisyona sunulduğu, Burcu GÜLER’e yapılan katkı bilinmekle birlikte, Barış GÜLER’in malvarlığına yapılan katkının bilinmediği, Muammer GÜLER ve eşinin gelirlerinin çocuklarına 
katkı yapacak düzeyde olup olmadığının tespitinde sadece elde edilen gelirlerin (ücret, kira geliri, taşınmaz satışı, emekli ikramiyesi, emekli aylığı, faiz gelirleri vs.) dikkate alınamayacağı, 01.01.2003 tarihinden 31.12.2013 tarihinde kadar olan süre zarfında banka hesap bilgileri, taşınmaz alımlarına yapılan ödemeler, ne kadar harcama yapıldığı hususlarının dikkate alınması gerektiği, 01.01.2003 tarihinden sonra banka hesap bilgileri, Barış GÜLER’e yapılan katkının tutarı ve ailenin diğer harcamaları bilinmeden sağlıklı bir değerlendirme yapılamayacağı, bu nedenle Barış GÜLER ile ilgili Muammer GÜLER tarafından verilen 21.12.2014 ve 26.12.2014 tarihli dilekçelerde ifade edilen ve yukarıda özetlenen hususlar Bilirkişi Raporumuz açısından ortaya konulan 
bulgular ile değerlendirmelerde bir değişiklik yapılmasını gerektirir yeni bir bilgi ve belge içermediği, Burcu GÜLER’in malvarlıklarının babası 
Muammer GÜLER’in katkıları çerçevesinde takdirinin Soruşturma Komisyona ait olduğu,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı mütalaa olunmuştur. 

20. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder