9 Haziran 2019 Pazar

OPERASYON BÖLÜM 19

OPERASYON BÖLÜM 19


Kenya Senaryosu 

Pangalos, Öcalan’ın 12 günlüğüne Yunanistan’ın Kenya büyükelçisinin evinde kaldığını ancak, Yunan makamlarının muhalif olmasına rağmen, Kenya resmî makamlarıyla yaptığı müzakereler sonunda, Hollanda’ya gitmek üzere, pazartesi saat 16.00’da yola çıktığını ve o andan itibaren izinin kaybolduğunu ileri sürdü. 
Pangalos, “Havaalanına doğru yola çıkan otomobil konvoyunu Nairobi’deki Yunan diplomatlar geriden izliyordu, 

Öcalan’ın otosu bir ara konvoydan ayrılarak, kayboldu. Sorumluluk bizde değil, biz gitme demiştik, Öcalan’ın Kenya’ya komşu 3 ülkeden birine sığınması konuşuluyordu” şeklinde açıklama yaptı. 

Pangalos ayrıca, Öcalan’ın İtalya’ya siyasî sığınma isteminde bulunmasından sonra, AB yasaları uyarınca, başka bir AB ülkesine, Yunanistan’a siyasî sığınma isteminde bulunmasının söz konusu olamayacağını belirtti. 

Yunan Başbakanı Kostas Simitis, “PKK gerçeği öğrenmeli, biz Öcalan’a sığınabileceği ülke bulduk ancak, onun tercihi başkaydı. Öcalan’ın havaalanına gideceğine nasıl Türkiye’de bulunduğunu Kenya izah etsin” dedi. 

Bunun üzerine hep suskun kalmakta olan Kenya Yunanistan’a bir yanıt verdi. 

Kenya hükûmeti, bölücü terör örgütü başı Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye gönderilmesinden sorumlu olmadığını, ancak Yunanlı yetkililerden, Öcalan’ın ülkeden çıkarılmasını istediğini bildirdi. Kenya Dişişleri Bakanı Bonaya Godana, bölücü başının Yunanistan’ın Nairobi Büyükelçiligi’nde barındırıldığını öğrendikten sonra, Öcalan’ın topraklarından çıkarılmasını istediklerini, daha sonra neler olduğu konusunda hiç bir fikirleri bulunmadığını belirtti. 
Dışişleri bakanı, “Kürtler de dahil bu konuda endişe duyan herkese söyleyecegimiz esas şudur: bu olayda hiçbir rolümüz yok” diye konuştu. 

Kenya’nın bu açıklaması Yunanistan’ı daha da bir zora soktu. 

Simitis, Atina’da hükûmet aleyhine yükselen eleştiri sesleri ve meydana gelen siyasî kriz ortamını durdurmak amacıyla hasta yatağından yaptığı yazılı açıklamada, “Öcalan’a siyasî sığınma vermeye karşıydık, çünkü millî 
çıkarlarımıza aykırıydı, ancak insanî yardım gerekince, kendisine dayanışma gösterdik Öcalan konusunda birtakım tuzaklar bulunuyor, bu tuzaklara düşmeyelim.” 
18 şubat 1999. Yunan Dışişleri Bakanı Teodoros Pangalos, “Öcalan’a refakat edenlerde sahte pasaport olduğunu biliyordum” dedi. 

Pangalos, Ta Nea gazetesine verdiği demeçte çözülmeye başladı: “Kenya’ya götürme kararı aldık, çünkü oradaki elçiliğimiz çok organize ve o ülkedeki sınır kontrolü sıkı değil. Refakatçilerden bazılarında sahte belgeler vardı, üstelik 
çok amatörce tahrif edilmiş sahte evraklar, herhangi ciddi organize bir devlette hemen tespit edileceklerdi.” 

Pangalos, itiraflarına şöyle devam etti: 

“Bu pasaportlarla hiçbir Avrupa ülkesine gidemezlerdi. Avrupa’daki tüm havaalanları bildiğiniz gibi alarm durumundaydı, sivrisinek bile geçemiyordu. Onun için Kenya’ya gönderdik”. 

Çiftlikte kalacaktı .,

Pangalos, Yunan hükûmetinin Öcalan’la ilgili planını da ortaya çıkardı. Yunanlı bakan, Atina’nın bölücü başının Nairobi’deki Yunan büyükelçisinin evinde 3 gün kaldıktan sonra, ülkede yaşayan onlarca zengin Yunanlıdan birinin taşradaki çiftliğine yerleştirilmesinin planlandığını açıkladı. 
Pangalos, “Bu çiftliklerde tüm lüks mevcut, özel havaalanları bile var” dedi. Pangalos, “Oradaki Yunanlılar, çok güvenilir, vatansever insanlar, süresiz kalabilirdi, ancak kendisi gitmek istemedi, elçinin evinden çıkmak istemiyordu”. 

Silahlı tehdit.,

Pangalos, Öcalan’ın elçinin evinden çıkmamakta ısrar etmesiyle 12 gün geçtiğini, Yunan planına tepki olarak da yanındaki koruması Dilan Kılıç’ın büyükelçiyi silahla tehdit ettiğini ileri sürdü. 
Pangalos’a göre Dilan Kılıç, Yunan büyükelçiye silahını çevirerek, “Israr etmeyin, buradan gitmemiz söz konusu değil” dedi. 

Atina’da, “Öcalan fiyaskosu”nun faturası ilk aşamada Dışişleri Bakanı Teodoros Pangalos, İçişleri Bakanı Alekos Papadopoulos ve Kamu Düzeni Bakanı Filippos Pekalnikos’a çıktı. Nairobi’de barındırdığı Öcalan’ın tutuklanmasıyla Yunanistan’ da başlayan büyük siyasî kriz Simitis Hükûmeti’ni devrilmenin eşiğine getirdi. 

Bu ortamda, Başbakan Kostas Simitis, grip ile ateş içinde yattığı hasta yatağından kalkarak “küçük bakanlar kurulu” toplantısına başkanlık etti ve “fiyaskodan sorumlu saydığı” üç bakanın istifalarını istedi. 

Pangalos ve diğer iki bakan hemen istifalarını başbakanın huzuruna sundular. Simitis, ülkede ayaklanmış kamuoyunu yumuşatma operasyonu olarak değerlendirilen bir siyasî manevrayla, üç bakanın istifasından sonra geniş bir 
kabine değişikliği kararı aldı. 
Pangalos, “fiyasko ile sonuçlanan Öcalan’la ilgili operasyonun büyük sorumlusu”, içişleri ile kamu düzeni bakanları ise, “polis ve haberalma örgütlerinin çok kötü koordinasyonundan sorumlu” sayılıyorlar. 
Ana muhalefetteki Yeni Demokrasi Partisi lideri Kostas Karamanlis “Bakanlar değil, başbakanın kendisi istifa etsin” dedi. 


20. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder