11 Aralık 2017 Pazartesi

TÜRKİYEDEKİ IRAK TÜRKMENLERİ, SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI BAŞKANLARI ORSAM SÖYLEŞİLERİ, BÖLÜM 5

TÜRKİYEDEKİ IRAK TÜRKMENLERİ, SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI  BAŞKANLARI ORSAM SÖYLEŞİLERİ, BÖLÜM 5




           Kürşat Çavuşoğlu*: 
*8. Irak Türkmen Birliği ve Dayanışma Derneği Antalya Şubesi Başkanı Kürşat Çavuşoğlu 28 Nisan 2010

ORSAM: Derneğiniz hangi amaçlarla kuruldu? 

Kürşat Çavuşoğlu: 

Irak Türkmen Birliği ve Dayanışma Derneği Antalya’da Türkmen aile sayısının artmasıyla ve bu ailelerin bir çatı altında toplanması gerekliliği doğmuştur. 
Bu nedenle 2002 yılında birkaç arkadaşla derneğimizi kurduk. İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi mezunuyum, mesleğimi Antalya’da özel muayenehanemde sürdürüyorum. Yurt dışında 9 yıl hem eğitimimi sürdürüp hem de çalıştım. 5 yabancı dilim var. Türkiye’ye 1978 yılında geldim. 

Kuruluşunuz da kimler aktif olarak faaliyet gösteriyor? 

Derneğimizin yönetim kurulu üyeleri şu isimlerden oluşmaktadır: 

1- Kürşat Çavuşoğlu – Başkan- D.Yeri: Kerkük- Geldiği Yıl:1978 – Türk Vatandaşı - Üniversite Mezunu – Mesleği Diş Hekimliği 
2- Ümit Agâh – Başkan Yrd. D.Yeri – Kerkük- G.Yıl:1980 – Türk Vatandaşı – Üniversite Mezunu – Mesleği: Turizmci 
3- Yunus Bayatlı – Sekreter – D.Yeri: Kerkük – G.Yıl: 1979 – Türk Vatandaşı – Üniversite Mezunu – Mesleği: Telekom Müdürü 
4- Gülçin Ercan – Muhasip- D.Yeri: Kerkük – Ge.Yıl:1964 - Türk Vatandaşı – Üniversite Mezunu - Mesleği – Emekli Ziraat Mühendisi 
5- Necmettin Yücetürk – Aktif Üye – D.yeri: Kerkük – G.Yıl: 1971 Üniversite Mezunu- Mesleği: Emekli Öğretmen 

Derneğimiz Yönetim Kurulu tarafından demokratik bir ortam içerisinde yönetilmektedir. Derneğin yönetim kurulu iki yılda bir yapılan seçimle göreve gelmektedir. 
Derneğimiz hiç bir yerden maddi destek almamakta, dernek üyelerinin aidatlarıyla kendini idame ettirmektedir. 
Kuruluşunuzda görev alan insan ve üye profili nasıldır? Dernek üyelerinin neredeyse tamamı Kerküklüdür. Antalya’da 30’a yakın aile bulunmaktadır. 
Antalya’da yaşayan Türkmenlerin hepsi eski dönemlerde Türkiye’ye gelen ve vatandaşlık almış kişilerdir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Türkmen sayısı Antalya için yüzde 90’ı bulmaktadır. 

Diğerlerinin de oturma ve çalışma izni vardır. Yerleşik bir iş sahibidir. Özellikle doktor, mühendis, öğretmen, turizm ve ticaret sektöründe çok sayıda Türkmen yer almaktadır. Ayrıca devlet kurumlarında çalışan Türkmenler de bulunmaktadır. 
Ancak Türkmenlerin yaklaşık yüzde 80’i turizmle uğraşmaktadır. Antalya’ya son dönemde gelen Türkmen sayısı oldukça azdır. Türkiye’ye yeni gelen Türkmenler in ve hatta başka ülke vatandaşlarının oturma izni alması zor. Antalya kıyı şeridinde olduğu için özel bir bölge gibi görünüyor ve oturma izni verilmiyor. 

Yaptığınız faaliyetler hakkında detaylı bilgi verebilir misiniz? 

• 14 Ocak 2009 tarihinde yönetim kurulumuz Akdeniz Üniversitesi Rektörünü ziyaret. 
• 10 Şubat 2009 tarihinde Antalya Valisini ziyaret. 
• 13- 20 Mart 2009 tarihleri arasında Antalya Türk Ocakları Derneğiyle Ortaklaşa Çanakkale Şehitlerini anma sergisi düzenleyip sergide Türkmenlere yapılan insan hakları ihlalleri resimlerle sergilenmiştir. 
• İstanbul’ da 10 -12 Nisan tarihleri arasında Türkmen basın konseyine katılım. 
• 3 Mayıs 2009 tarihinde üyelerimize Lara Beach’de piknik düzenlenmiştir. 
• 8 Mayıs 2009 tarihinde Akdeniz Üniversitesi 12. Uluslar arası gençlik şenliğinde Akdeniz Üniversitesi Türk ocakları Antalya Şubesi ile ortaklaşa Kerkük Gecesi düzenlenmiştir. Kerkük’lü sanatçı Abdurrahman Kızılay, Mehmet Özbek ve devlet Türk halk müziği korosu bu geceye renk katmıştır. 
• 12 Temmuz 2009 tarihinde Toros Türkmenleri Derneği ile Tanrı dağında Kerkük katliamının 50. Yıldönümünde bir anma töreni. 
• 20 Temmuz 2009 tarihinde Kıbrıs Türkleri Kültür Derneği Antalya şubesinin düzenlediği Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Barış harekâtının 35. yıl dönümü nedeniyle 
yapılan törenlere derneğimiz katılmıştır. 
• 14 Kasım 2009 tarihinde Ankara’da 
ORSAM’ın düzenlediği Türkmen Aydınları “Türkiye’deki derneklerimizin Türkmen davasındaki rolü ve güncel sorunları” toplantısına katılmış ve bu toplantıda derneğimiz Türkiye’de tüm Türkmen derneklerinin bir federasyon çatısı altında toplanması talebinde bulunmuş ve bu talebi destek görmüştür. 
• 17 - 27 Ekim 2009 tarihleri arasında derneğimizin başkanı Kürşat Çavuşoğlu, Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Ankara Şubesi Başkanı Mahmut Kasapoğlu ve Türkmen Aydınlar Derneği Başkanı Fuat Tigin ile Irak Türkmen Bölgeleri, bölgede bulunan tüm kurum ve kuruluşlarımız ziyaret edildi. 
• 11- 13 Aralık 2009 tarihleri arasında Bursa ‘da Ahıska Türk Dernekleri federasyonunun düzenlediği “Yakın Tarihimizde Türk ve Müslüman soydaş larımızın maruz kaldığı insan hakları ihlalleri” sempozyumuna derneğimiz adına başkanımız Kürşat Çavuşoğlu katılmış ve Irak Türklerine yapılan insan 
hakları ihlallerini 20 dakikalık bir sunum ile dile getirmiştir. 
• 31 Aralık 2009 tarihinde Irak Türkmen Cephesi Başkanı Saadettin Ergeç 7 Mart 2010 da yapılacak Irak genel seçimleri öncesi Türkmenlerle ilgili son durumları 
görüşmek üzere Antalya’ya gelmiş. Derneğimizin organize ettiği bir toplantıda Türkmenlerle görüşen Cephe başkanı, herkesin sandık başında oy kullanmasını 
istemiştir. 

Kuruluşunuz ile Türkmen halkı arasındaki iletişim nasıl sağlanmakta ve hangi düzeydedir? 

Kültürel ve sosyal faaliyetler, milli günler, şehitlerimizi anma, bayramlarda bayramlaşma, piknik ve gezi düzenleyerek iletişim sağlıyoruz. 
Antalya, Irak, Türkiye ve yurtdışında yaşayan Türkmenlerle iletişimimiz iyi düzeydedir. Özellikle Antalya’da yaşayan Türkmenlerin fazla olmaması 
iletişimimizi kolaylaştırıyor. Antalya’da yaşayan bütün Türkmenler birbirlerini bilir ve tanır. 
Kuruluşunuzun Türkiye’deki Türkmen kuruluşları arasındaki ilişki ne durumdadır? İşbirliği alanları ve ortak çalışmalar hangi seviyededir? 

Derneğimizin adında da anlaşıldığı gibi misyonumuz ve amacımız Türkmen birliğidir, tüzüğümüzde bunu emreder. Türkiye’deki kuruluşlarımız ile iyi ilişki ve işbirliği içindeyiz. 

Kuruluşlarımızın düzenledikleri panel, konferans, kurultay ve toplantılara katılıyoruz. Ayrıca derneğimiz ve Türkiye’deki diğer Türkmen dernekleri ile bir federasyon kurma çalışmaları da devam ediyor. Ekim18-27 tarihleri arasında üç dernek başkanı olarak Irak’a gidildi. Türkmeneli TV, Telafer, Musul, Kerkük, Tazehurmatu, Dakuk, Tuzhurmatu, Çardaklı ve Bastamlı’da Türkmen kurum ve kuruluşları ziyaret edildi. 

Yurt dışındaki Türkmen kuruluşları ile ilişkileri var mıdır? İletişim nasıl sağlanmakta ve ilişkiler nasıl ve hangi düzeydedir? 

Almanya, Hollanda, İsveç, Danimarka, Belçika, ABD, İngiltere, Kanada da bulunan kuruluşlarımızla iyi ilişkiler içindeyiz. Birbirimizi tanımamız, aynı davaya 
inandığımız ve hizmet ettiğimiz için iletişimiz de kolaylaşıyor. Türkmenlerle ilgi toplantı, konferans, kurultay ve sempozyumlarda bir araya geliyoruz. Ancak 
ortak çalışma konusunda bir mekanizma geliştirmiş değiliz. 

Irakla ilişkiler ne durumdadır? Bölgeyle bağlantınız hangi düzeydedir? 

Irak’ta yaşayan kardeşlerimizle iyi ilişkiler içindeyiz ve bölgeyi yılda bir-iki kez ziyaret ediyoruz. Bölgeden masatenisi spor takımlarını 2005 ve 2008 de Antalya’ya davet ettik amaç ise kardeşlerimize moral ve kendilerini sporda geliştirmekti. 31Aralık 2009 tarihinde Irak Türkmen Cephesi Başkanı Sadettin Ergeç Antalya’daki Türkmenleri ziyaret edip 7 Mart 2010 tarihinde Irak’ta yapılacak genel seçim hakkında geniş bilgi aktarmıştır. 

Türkiye’deki karar alıcı mekanizmalar ve sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler ile ilişkiler nasıldır? 

Sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler ile iyi ilişkiler içindeyiz ama eşit mesafedeyiz çünkü bizler dava sahibiyiz. Davamızı da herkese anlatmak 
ve duyurmalıyız. Ancak organik bir bağımız hiçbir sivil örgüt veya partiyle bulunmamaktadır. 

Türkiye’den beklentileriniz nelerdir? 

Türkiye bugün bölgeye yönelik dış politikalarını yeniden gözden geçirmelidir ve bu noktada Türkmenlerle olan ilişkisini geliştirip onları desteklemelidir, tüm Türkmen gruplarıyla eşit mesafede olmalıdır. Türkmenlerin hakkını savunmak, uluslararası alana taşımak. Türkmenler bölgenin yerlileridir, vatanlarına bağlı olan insanlardır. Ayrılıkçılık hiçbir zaman yapmamıştır ve devletine silah çekmemiştir. Bizim Türkiye ile çok bağlarımız var. Tarih, dil, kültür, kan, vatan bağımız var. Çanakkale’de Türkmen şehitlerimiz var. Doğruyu söylemek gerekirse Türkiye’nin Türkmenlere karşı tarihi sorumlulukları vardır.

***

TÜRKMENELİ İNSAN HAKLARI DERNEĞİ BAŞKANI.


             Nefi Demirci*
*9. Türkmeneli İnsan Hakları Derneği Başkanı; Nefi Demirci 29 Nisan 2010


ORSAM: Öncelikle Türkiye’ye ne zaman geldiniz? Ne zaman vatandaşlık aldınız? Hangi derneklerde bulundunuz? 

Nefi Demirci: 1934’te Kerkük’ün Çay mahallesinde dünyaya geldim. 
1953 yılında liseyi Kerkük’te bitirdikten sonra tahsil için İstanbul’a geldim. Geldiğimiz o dönemlerde yanılmıyorsam 4 veya 5 kişiydik. Sonradan 
1954- 55 yıllarında 6-7 kişi olduk. Geldiğimiz zamanlarda maalesef o dönemlerde Kerkük’ü kimse tanımıyordu. Yani o bölgede Türk var mıydı, yok muydu, kimse bilmiyordu. Türkiye’deki bütün insanlar o Türklerden bihaberdi. Hiç unutmadığım hadiseler oldu. Yurtta kalıyorduk. 

O günlerde yanımda olan arkadaşlar Erzurumlu, Antepli veya İstanbullu bize hep şu soruyu sorardı: “Siz Türkçeyi nerden öğrendiniz?” 
Bu sorularla karşılaşınca ilk Irak Türkleri Birliği’ni kurmuş bizden önceki ağabeylerimiz. Amaçları da Türkiye’de Kerkük Türklerini tanıtmak. 
Geldiğimiz zaman bizler o birliğe katıldık. Gerçekten Kerkük Türkleri arasında, benim öğrencilik dönemimde fevkalade bir yakınlık, sevgi, dayanışma vardı. 
Öyle bir dayanışmaydı ki birimiz hastalandığımız zaman hepimiz gider ona bakardık. Biri geldiği zaman hepimiz gidip onu alırdık. Onu yurda yerleştirirdik veya pansiyona yerleştirirdik, okul işlerini yapardık böyle güzel bir dayanışma vardı. Amacımız Kerkük Türklerini Türkiye’de tanıtmak. Bu 1957 sonlarına kadar devam etti. Yavaş yavaş 15 kişi olduk, 20 kişi olduk böyle. Allah rahmet eylesin o dönemde Kerkük Türkleriyle ilgili olan ve Kerküklü Enver Yakupoğlu ile derneği kurduk. Bütün Türkmenlerin Enver Yakupoğlu’nu kutsal bir kişi olarak tanıması lazım. Ama ne yazık ki Enver ağabeyi birçok Kerküklü tanımaz. 

Enver Yakupoğlu’nun mesleği neydi? 
Avukat’tır. 

Türkiye’de miydi o daha önceden? Evet. 1926 ‘da gelmiş bizlerden önce. Kerkük’lüdür. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Derneğin asıl kurucuları öğrencilerdir. Dernek 1958’de kuruldu. Hatırlarsınız 1959’dada Kerkük katliamı oldu. Şimdi ilk olarak Türkiye’de bir basın toplantısı yapılacak 1959’da başta da dernek başkanımız Enver Yakupoğlu’ydu. Bizler öğrenci olduğumuz için üye değildik veya fahri üyeydik. Derneğin kurucuları arasında biz kendi davetlerimiz den ben ve benim gibi arkadaşlar ki bunların içerisinde şimdi hayatta olan Mehmet Gedik de Kerkük’ün hiç unutmaması gereken bir kişidir. 1959‘da Kerkük’ün basın toplantısı yapılacak ihtilalden önce. Toplandık elimizde olan katliam hakkındaki metniki tamda bilgi gelmemişti. O dönemde iletişim koşulların zayıf olduğunda tek tek basın kuruluşlarına gittik. Tam toplantıyı yapacakken polisler bastı ve yapmadık. Bu Irak Türklerinin tarihinde bir dönüm notasıdır. 
Beni ve Abdulkadir Beyatlı isimli arkadaşımızı, iki polis emniyet müdürlüğüne götürdüler. Komiser geldi; “sizi Adnan Menderes’e götüreceğiz” dedi. 
Gittik, Adnan Menderes kalktı, Rüştü Zorluya gideceksiniz dedi, içeri girdik içeride uzun boylu badem bıyıklı çok sert bir adam, bağırdı çağırdı yapamazsınız edemezsiniz, dedi çıktık. Basın toplantısı da yapılmadı.1960 yılına kadar Kerkük’le ilgili haber Türkiye’de çıkmadı. 

Çünkü yasaktı. 1962’lerden sonra serbest bırakıldı. Şimdi dernek bu şekilde devam etti. 1960’dan 1967 yılına kadar yine her Türkmen’in her Kerküklünün anması ve saygı göstermesi gereken Remzi Doğu ağabeyimizi de maalesef kimse bilmiyor. 1967 yılına kadar derneğin yeri yurdu yoktu. Remzi ağabey çantası içerisinde iki tane defteri ile yönetim kurulu yok o şekilde idare etti. Ama öğrencilerin kayıtlarını yapar, bursunu takip eder elinden geldiği kadar yoksula yardım ederdi. 

1967’de Derneğin başkanlığını bana verdiler. Remzi ağabey elindeki çantayı bana verdi ve “bundan sonra bu işleri sen yapacaksın”, dedi. 1978’e kadar dernek başkanlığını ben yürüttüm. O dönemlerde yaptığımız girişimler sonucunda Atik Ali Medresesinde bir oda verdiler bize ve hemen hemen on sene orada idare ettik. Dernek gele gele bu günlere geldi. Anne tarafım Konyalı olduğu için, 1966 ‘da Türkiye Nüfus Müdürlüğüne dilekçe yazdım. 3-4 gün içinde nüfus cüzdanım geldi. Ben vatandaşlığa çok rahat bir şekilde geçtim. Doktorum. Devlet Hastanesinde çalıştım. Orada üç yıla yakın baş asistanlık yaptım. İmtihana girdim, şef yardımcısı, ondan sonra şef oldum. 1970 yılından 1996 
yılına kadar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde eğitim görevlisi olarak çalıştım. 1996’da kendi isteğimle emekli oldum ve muayenehanemi de hizmete açtım. Bu şekilde bu günlere geldik. İnsan Hakları Derneğini ne zaman kurdunuz? 2003 yılında kurduk. Amacımız da şuydu: Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği, dernekler yasasına göre sadece kültürel hizmetlerde bulunabiliyordu. Kendi aramızda bunun müzakeresini yaptık ve dedik ki hiç olmazsa az da olsa çok da olsa politikayla uğraşan bir dernek olması gerekli. İşte bu dernek o düşünce içerisinde kuruldu. Çok büyük faaliyetleriniz var mı derseniz bütün dernekler içerisinde en çok faaliyeti olan bizim dernektir. 

Neler yapıldı? 

Raporlar hazırlandı, konferanslar yapıldı, Türk dünyası çocuk şenliklerine katıldık, Türk dünyasıyla ilgili olan bütün toplantılara katıldık, televizyon konuşmalarımız oluyor, yazılarımız oluyor, kitaplarımız oluyor yani bu şekilde hizmeti götürmeye gayret ediyoruz. Bunun yanı sıra bütün derneklerle uyum içerisindeyiz. Zaten ben Irak Türkleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin manevi kurucularındanım. O dernekteki arkadaşlarla hala görüşürüz ve elimizden geldiği kadarıyla da yardım etmeye gayret ediyoruz ama büyük bir hizmetimiz oluyor mu diyeceksiniz bence pek olmuyor. İkamet sorununu çözemedik, eğitim sorununu çözemedik, iş-aş sorununu çözemedik. En önemli sorunlar ikamet, sağlık, eğitim sorunlarıdır. Bunlar maalesef çözülmedi. Yaptığımız bütün girişimlerde siyasi iktidardan, özellikle bu dönemdeki, bu 
konuda hiçbir yardım almadık. Yani yardım sadece maddi yardım değil. Mesela ikametin yapılması. Şimdi bir Türkmen gelmiş on senedir burada. Çocuğu 12-13 yaşına gelmiş hala ikametiyok, Türk vatandaşlığına geçmek istiyor hala işi çözülmedi. Kesin bir çözüm yok. Biraz önce biri telefon etti. Onun oturma izni olmadığı için devamlı polisler içeri alıyorlar, biz araya giriyoruz bırakıyorlar, iki gün sonra tekrar içeri alıyorlar bu işi bir türlü çözemedik. 

Derneğin yönetim kurulunda kimler var ve kaç kişi var? 

Hepsi üst düzey olan insanlardır. Birisi benim başkan olarak. Bugüne kadar yayımlanmış altı kitabım var. Birisi Savaş Avcıdır. Türkiye bürokraside 
üst noktalara gelmiş bir arkadaşımdır. Mesleği nedir Savaş Beyin? Makine mühendisidir. 1970’lerde Türkiye’ye tahsil için gelmiş ve burada kalmış. Aslen Kerküklüdür. Sonra Cüneyt Mengü, 1991-92 lerden beri Irak Türkmen Cephesi içerisinde değişik görevler almış, doktorasını yapmış saygın biridir. Turistik bir yeri var ticaretle uğraşan bir insandır. 1980’lerde Türkiye’ye gelmiş ve Kerküklüdür. Tahsilini Bağdat’ta tamamlamıştır. 

Ondan sonra Kerim Bayraktar bulunuyor. O da makine mühendisidir. Saygın biri işyeri var. 1980’li yıllarda geldi ve Kerküklü dür. Yönetim kurulunda Mehtap Neftçi var. İnşaat mühendisidir. Onlar aile olarak 1980’den önce geldiler. Yönetim kurulunda bu arkadaşlar var. Aşağı yukarı 15 günde veya ayda bir yönetim kurulu toplantısı yapıyoruz. Tabiî ki dernek olarak sıkıntılarımız var. 

Derneğin kaç üyesi var? 

Derneğe fazla üye yapma yoluna gitmedik. Herkesi almayı düşünmedik. 53 üyesi var hepside tanınmış kişilerdir. Yalnız hepsi Türk vatandaşı. 

Peki üyeleriniz arasında Türkmeneli’nin hangi bölgesi ağırlıklı?

Biz genellikle fikir birliği içerisinde çalışan dernekleriz. 

Bu 53 kişi içinde ağırlığı olan bir bölge yok mu? 

Yani Türkiye’de Kerkük’lü ağırlığı çok bu bir gerçek. 

Üyelerimiz içinde 2 kişi Telafer’lidir, 3-4 kişi Altunköprü’lüdür, diğerleri de Kerkük’lüdür genellikle. Kurumlarla olan ilişkilerinizi söylediniz. 

Türk Dünyasıyla meşgul olan bütün kurumlarla bire bir temastayız. Mesela Aydınlar Ocağıyla. Ben onların istişare kurulu başkanıyım seçimle gelmişim. Aydınlar Ocağının İstanbul’da 420 üyesi var. Kongrelerde yönetim kurulu başkanı ve bir istişare kurulu başkanı seçiliyor. Bunun dışında Türk Dünyası Araştırmalar Vakfında aksakallılardan bir tanesiyim. Birde Kerkük’te siyasi bir partimiz var onunda. fahri başkanıyım. 

Türkmen Milliyetçi Hareket Partisi. Maddi destek alıyor musunuz? 

Hayır. Hayır. Hiçbir yerden maddi destek talebinde bulunmadık. 
İstemiyoruz. 

Nedeni şu. 

Bir yerden bize maddi destek verirlerse emir altına gireceğiz gibi hissedeceğiz kendimizi. Biz de bunu kabul etmiyoruz. Üyelerimizin de katkısıyla mütevazi bir şekilde hizmete devam ediyoruz. 

Irak ile ilişkileriniz ne durumda? 

Elimden geldiği kadar haberleri takip ediyorum. 

Kerkük’ten bana her gün olmasa da gün aşırı telefon ediyorlar, bize bilgi veriyorlar. Genellikle partideki arkadaşlar arıyor. Gelen gidenler oluyor. 
Bu hafta içinde 4 kişi geldi mesela, onların söylediklerini not alıyoruz, uygun olduğu zaman yazı yazmaya gayret ediyorum. Tabii gelen haberler üzücü haberlerdir. Yani o seçim konusu başka partilerden seçime katılan Türkmenler bu seçimden sonra bir yerde mecliste Türkmen adını temsil etmeden o mecliste isimleri falan kalmayacak. Bu bir gerçek. Haberleri o şekilde alıyoruz. Şimdi ben çok uzun süre gitmedim belki 50 seneye yakın, daha sonra 2003 yılında gittim. Tabii gittiğim zaman benim terk ettiğim Kerkük yok. Kendi evlerimiz dededen babadan kalan evler harabe haline dönüşmüş. Mesela ben Musalla Mahallesinde ki okulda okumuştum, şimdi o okul yok ortada. Caddeden geçtiğim zaman ya Arapça ya Kürtçe konuşuluyor. Evler değişmiş, sular pislik içinde, satışlar değişik, halk değişik, Kerkük’ten ayrıldığım sene ile gittiğim sene arasında başka bir şehir oluşmuş. 

Türkmen davasının geleceği ile ilgili neler söyleyebilirsiniz? 

Gördüğünüz gibi 6 - 7 listeden Kerkük’ten 50’den fazla kişi aday gösterilmiş. Fakat bir yerde Türkiye’nin de etkisi olmuştur. Bence Türkmenlerin 
geleceği çok parlak gözükmüyor. Bir de bu mezhep kavgası. Samimi söylüyorum Türkmen arasında bu mezhep kavgası yoktu. Benim lise çağlarımda bir Türkmene sen nesin dediğin zaman sana verdiği cevap “men özüm Türk’em” olurdu. Ama bugün ne olmuş; Şii - Sünni kavgası. Bunların hepsini üst üste koyduğun zaman yaptırımcı bir siyasi parti de olmayınca sonuç pek parlak değil. Ama ümit ederim Türkiye mili menfaatlerimizi Türk milletinin çıkarlarını ön planda tutmak kaydıyla oradaki Türkmenleri destekler ve takviye eder. Çünkü oradaki Türkmenler bir yerde Türkiye’nin güvenlik sınırıdır. Tabii siz Türkmen davası içerisinde çok eskiden beri yer alıyorsunuz, o yüzden bu soruyu 
özellikle sormak istiyorum. Türkmen davası içerisinde ilk on kişi kimdir? Şimdi dönem dönem değişti. Dönem önemli değil. Bu dava ya kimler hizmet etti? Aklınıza gelen ilk on kişi. Ayırmak pek kolay değil ve doğru değil. Enver 
Yakupoğlu, Remzi Develi bunlar abide isimlerdendir. Daha önceden Ata Hayrullah, İhsan Hayrullah var Abdullah Abdurrahman ağabey de mesela bu unutulmaması gereken isimlerden biridir. Rıza Demirci gençler teşkilatını Bağdat’ta ilk kuran onları eğiten ilk kişidir, Necdet Koçak çok büyük hizmetleri var. Adil Şerif bütün maddi destekleri canıyla varıyla veren kişidir. Ama pek ayırmak doğru değil. Bize zaman ayırıp sorularımıza içtenlikle cevap verdiğiniz için teşekkür ederiz. 

Ben teşekkür ederim.

6 CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder