15 Aralık 2017 Cuma

KERKÜK NATO'NUN BUBİ TUZAĞIDIR DÜŞME PAŞAM!

KERKÜK NATO'NUN BUBİ TUZAĞIDIR DÜŞME PAŞAM! 

(İstinye'den Kalkan Neo-Osmanlı Dolmuşunun Son Durağı : Kerkük)

Yugoslavya Parçalanırken; 


ABD'nin Hava kuvvetlerine kolluk görevi yapardı F-16'larımız...


Neyse ki ortada katliama uğrayan mazlum Müslüman soydaşlarımız vardı da; 
bu kan revan içerisinde, kimse, Türk Ordusu'nun bir devletin parçalanışına lojistik destek sağladığının farkına varmadı. 

Neyse ki ortalığı kan-barut kokusu kaplamıştı ki; 

NATO(ABD) tarafından çizilen rotanın dışına çıkmaya kalkan Türk F-16'ların 
elektronik göstergelerinin; tepedeki AWACS uçakları tarafından köreltip, "görev yerinize dönmezseniz motorunuzu da sustururuz" tehdidinin savurulduğunu öğrenemedi. . 

Neyse ki; 


Saraybosna'ya hakim tepelere, sokaktaki çocuğa suikast tüfeği ile ateş edecek kadar aşağılık bir hayvan türü yerleşmişti ki; özgürlük ordusu olarak dünya kamuoyuna lanse edilen Kosova Kurtuluş Ordusu'nun; aynen bizim PKK gibi, uyuşturucu parası ile beslenen, NATO'nun özel kargo uçakları ile her türlü lojistik desteği sağladığı bir Gladio çetesi olduğunu kimse öğrenemedi. 

Sonuçta; 

Mustafa Kemal'den sonra; çağımızın en önemli ulus yaratma projelerinden birinin mimarı olan Tito'nun Yugoslavya'sı; balkanların PKK'sı Kosova Kurtuluş Örgütü'nün; bölgedeki günahın yarısını paylaştığı bir kurgu üzerinden parçalanırken; 

Türk Ordusu oradaydı. 


NATO'nun Napoli'deki AFSOUTH karargahında, sözkonusu karargahta, Türk Ordusu'nun başında kim vardı biliyor musunuz?

Müstakbel Genelkurmay Başkanımız Yaşar Büyükanıt Paşa. 
Bu gerçeğin bilincinde olarak kendisine yazdığımız ; 
Yaşar Paşa'ya Mektup - Cerrahın Elleri, Askerin Yüreği başlıklı mektupta; 

NATO'nun ciğerini bilen bir Türk Paşası olarak; 

NATO'nun devletleri parçalamak için hangi çeteleri nasıl beslediğini, hangi operasyonları kurguladığını bizzat bildiğini ve aynı oyunun Türkiye'ye karşı oynanmaya başladığı bir konjonktürde; iki senelik Genelkurmay Başkanlığı sürecinin bu ülke aleyhine kurgulanan oyunu bozmak için altın bir fırsat olduğunun altını çizmiş ve 

TSK ve mekanizmalarını, son anda "ana sigorta" olarak devreye sokmak, yapılacak en büyük hata olacaktır. 

TSK'nın elinde sorunlara müdahale etmek için sadece balta değil, çok ince neşterlerde bulunmaktadır. 

Cerrahlar; 


Kalp çalışırken gerçekleştirdikleri kalp operasyonları ile övünürler. 

Kangren olduktan sonra gerçekleştirdikleri bacak kesme operasyonları ile değil. 

TSK'nın; 

hastanın başındaki hemşireye dönüştürüldüğü 2000-2005 süreci ile; 
hastanın ayağını, bacağını kesmek zorunda bırakılacağı 2005-12
dönemi arasındaki geçiş sürecindeki üstleneceğiniz görev; bu bağlamda bir CERRAH'ın elleri; bir ASKER'in yüreği ile; üstlenmeniz gereken bir görevdir 
demiştik. 

Bu; Yaşar Paşa, ABD'den liyakat madalyası almak için boynunu uzatmadan önceydi. 

Geçen sene Şubat ayında kaleme aldığımız aşağıdaki beş makalenin üzerinden ise yaklaşık bir sene geçmişti. 

Ya Mollalarla; Hahamlar Savaş Konusunda Anlaştıysa - I (Kerkük Merkezli Senaryoya Farklı Bir Bakış) (03 Şubat 2005) 

Mollalarla Hahamların Kontrollü Savaş Senaryosu(Şebekeler ve Devletler) - II 
(04 Şubat 2005)

Tanrısal Ruhbanların(İmam&Haham) Tarihsel İşbirliği(İkinci Haçlı Furyasında Türkler Yine Sorun) - III (07 Şubat 2005)

İran/İsrail Kontrollü Savaş Senaryosunda Yeni Adım - Suriye Cephesi (Suriye, İran'ın Oyununa mı Geldi?)(21 Şubat 2005)


Keşmir-Van/Kudüs-Washington Ekseninde Nükleer Şebekeler(Kaos Dansının Sıradışı Oyuncuları)(23 Şubat 2005) 

Yaşar Paşa'nın Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturacağı dönem yaklaşırken; 
bir baktık; 
Şemdinli-Diyarbakır ekseninde patlayan bombalar; 
Arınç-Erdoğan-Sezer üçgeninde koparılan bir "irtica geliyor, laiklik elden geliyor" furyası ile kitlelere yutturulan o çok bildik toz bulutu... 
Sinop'ta kurulmasına karar verilen bir nükleer santral; 
İstanbul'un hakim bir tepesine kurulan dünyanın en önemli nükleerci firmalarından GE; bir yanda "ABD ile bozuştuk" havası; 
arka planda soft porno; "stratejik vizyon" anlaşmaları serisi...

Kerkük'te suikaste kurban giden Türkmen liderleri...

Kerkük'e sevkedilen Şii militanlar... ve Şemdinli-Diyarbakır olaylarının meşrulaştırma gücünden yararlanarak, bahar temizliğine değil, yıkıma gidercesine bölgeye sevkedilen Türk Ordusu...
Oturduk yukarıdaki seriye bir yazı daha ekledik... 
Nükleer Baronlar Mollalarla Anlaştı : Üç Cunta, Bir Savaş
(Yüzyılın Emrivakisi Hazırlanıyor : Kerkük) ve
AngloSakson-Siyonist cephe ile İran'ın Mollaları arasında varılan üst düzey anlaşma ile; 

Kerkük'e yüzyılın en büyük bubi tuzaklarından birinin kurulduğu konusunda uyardık. 
Ve yukarıda listelenen yazılarda da; kanıtları ile sunduğumuz tarihsel, ekonomik ve pratik ilişkiler ağı üzerinden böyle bir bubi tuzağının nasıl ve neden kurulabileceğini ortaya koyduk. 

Tarihte ilk haçlı seferleri sırasında; 

İran merkezli güçlerle; Kudüs merkezli güçlerin; 

Selçuklu Türklerine karşı nasıl ittifak yaptığını tarihsel örneği ile masaya serdikten sonra; 

yeni Haçlı Seferi'nde Türklerin yine sorun olduğunu ve bu sorunun ortadan kalkması için; 

Kerkük tuzağının kurulduğunu anlattık. 

Bunu niye yaptık...

Korktuğumuz için... 

Korkuyoruz çünkü; 

Harp Akademileri'nin açılış dersine; 

Atatürkçülük dersi vermek için; 

en önemli Osmanlı tarihçilerinden biri olan İlber Ortaylı'yı davet eden Yaşar Paşa'nın...

---- 

"Neo-Osmanlı" projesinin teorik altyapısını; ayağına çağırdığı "kamuoyu yaratıcıları eğiterek"adım adım kurgulayan ABD'nin İstinye Üssünün açılış törenine 1. Ordu Bandosunu yollayan Yaşar Paşa'nın... ve nihai tahlilde Atatürk sevgisinden kuşku duymadığımız Yaşar Paşa'nın.. kulağına kimlerin; 

" Kerkük'ü de içine alan; Misak-ı Milli soslu Neo-Osmanlı Masalı"  fısıldayabileceğini ve bu masalı nasıl Yaşar Paşa'ya pazarlayabileceklerini çok iyi biliyoruz. 

Korkuyoruz çünkü; 

Milliyetçilik damarı kabaran toplumun; Son dönemde kaynatılan Şehit kanlarının buğusu gökyüzünde tüterken; Kuzey Irak-Kerkük ekseninde girişilecek bir maceranın arka planını görmekte nasıl zorlanacağını
ve 
Kerkük'ün Türk Milleti'nin hangi damarına denk geldiğini çok iyi bilenlerin, 
bu senaryoyu nasıl pazarlayacaklarını çok iyi biliyoruz. 

Korkuyoruz...

Sınırda başlayan bir provokasyonla; 
Irak'a şu anda taktik düzeyde yapılan sızmaların, çok kısa bir sürede tam teşekküllü bir askeri manevraya dönüşeceği; 
Kerkük'e bindirilmekte olan Kürt ve Şii kıtaların orkestrasyonu ile gerçekleştirilecek katliamlar bahane edilerek; 

2002 yılında Harp Akademileri'nde gerçekleştirilen Kerkük merkezli 

"Etnik çatışmaya müdahale edip barışı sağlayan NATO"  harp oyununun gerçeğe dönüştürüleceğini görüp korkuyoruz. 

Korkmakta haklıyız...


Afganistan'a en seçme birliklerini yollayan ve ABD'nin teröristi ile savaşmak için her geçen gün daha fazla yük taşımak zorunda bırakılan Türk Ordusu'nun; 
lojistik ve stratejik ağırlığını tamamen Güneydoğu-Kerkük eksenine yaydığı bir noktada, başlatılacak İran-AngloSakson savaş oyununun ortasında kalmamız durumunda; neler olabileceğini düşünmek bile istemiyoruz. 

Neticede Türk Ordusu Kuzey Irak'ın yamaçlarına yerleştirilirken; 

SÖZKONUSU OLANIN ; bir PKK'yı temizleme içgüdüsü olmadığını...

(Olsaydı, bu devlet, PKK, limanlardan, sınırlardan şehirlere sızarken önlemini alırdı )

NE Barzani ve Talabani'nin Kuzey Irak'taki egemenliğini kırma amacı taşımadığını; 

(Olsaydı; bölgeye 200 binin üzerinde asker yığma iradesini gösterdiğiniz anda bile; Barzani-Talabani çetesine kaynak sağlayan Habur sınır kapısını kapatma iradesi gösterilir, en azından alternatif sınır kapısı açılırdı)

NE soydaşa karşı gösterilen bir hassasiyet olmadığını; 

(Olsaydı; sınırın bir kaç kilometre güneyindeki; Telafer'de neredeyse bir yılı aşkın süredir süren ve son zamanda yüzlerce ailenin zorla göçettirilmesi ile devam eden zulme karşı tek bir cümle ses çıkarılırdı) 

NE ABD'ye kafa tutma; meydan okuma anlamına gelmediğini...

(Olsaydı; ABD'ye sınırlarımızı ve limanlarımızı tahsis eden işbirliği anlaşmaları; Türk Devleti'nin vizyonunu; ABD gibi çapulcu bir devletin vizyonu ile özdeşleştiren vizyon anlaşmaları imzalanmazdı) 
bal gibi biliyoruz. 
Yugoslavya parçalanırken; ABD uçaklarının eteğinde uçak uçurmayı; 
Türk'ün bayrağını dalgalandırmak olarak algılayanlar; bu sefer Irak'ın parçalanışında son viraja girilirken; yine ABD'nin eteğinde Türk bayrağını dalgalandırmaya hazırlanıyorlar. 

Yine Türklük adına; yine eski bir Osmanlı coğrafyasında. 
Fakat bu sefer tuzak büyük...
Kerkük aslında; şu anda zaten fiilen parçalanmış olan Irak'ın parçalanmasını resmileştiği yer olmayacak...
Kerkük; 
Türkiye'yi parçalamak isteyenlerin; buna karşı yegane garanti olan Türk Ordusu'nu içine çekecekleri yüzyılın en büyük bubi tuzağı olacak. 

Kerkük'teyken; 

AngloSakson - İran arasındaki danışıklı dövüş savaşa yakalanacak olan bir Türkiye; 

içerde yaratılan dinci-laik; Türk-Kürt fay hatlarının sallanması ile birlikte; 

bu girdaptan Güneydoğu üzerindeki hakimiyetini yitirerek çıkacaktır. 

(İstanbul Elitlerinin Kürtçüsü Leyla Zana'nın; Kuzey Irak seferinin esas amacı budur: 
Bölgedeki odaklara; "aman oyunu bozmayın" demek. )

İstinye'den kalkan "Neo-Osmanlı" dolmuşunun son durağıdır Kerkük...

Bu dolmuşa binenlerin vakit varken inmesi ve

en stratejik müttefiklerinin ABD, AB, İsrail değil; 

MİLLET olduğunu farketmesi gerekir. 

NATO'nun Yugoslavya'yı parçalama operasyonuna eşlik edenlerin; 

NATO'nun Kerkük operasyonuna eşlik etme lüksü yoktur. 

KERKÜK TÜRK ORDUSUNA KURULAN BUBİ TUZAĞIDIR.

DÜŞME PAŞAM! 

Behiç Gürcihan


Kaynak: http://www.acikistihbarat.com/Yazilar.asp?yazi=184
Tarih:yazmıyor(ama sanırım birkaç günlük bir yazı)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder