1 Aralık 2017 Cuma

Elimizle Gelen Çifte Bela

Elimizle Gelen Çifte Bela 


21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü   
Milli Güvenlik ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi
22 Temmuz 2013 Pazartesi
Elimizle Gelen Çifte Bela
Sadi Somuncuoğlu tarafından yazıldı.



Haberlere göre, El Kaide/Nusra ve PKK/PYD Suriye’de devlet kuracakmış. Nusra’nın Ramazan Bayramı’nda, PYD’nin ise daha önce bağımsızlığını ilan etmesi bekleniyormuş. Bu sebeple, Suriye’nin kuzeyinde 3 gündür şiddetli çatışmalar yaşanıyormuş. Rasulayn kasabası PYD’nin kontrolüne geçmiş. 900 kilometre uzunluğundaki Suriye sınırımızın önemli bir kısmı PKK/PYD hakimiyetine girmiş. Karayılan,  “Bütün gücümüzle PYD’nin yanındayız”  demiş. Bu vahim gelişmelerin Türkiye bütünlüğünü tehdit etmediğini hiç kimse iddia edemez. ABD’nin  “Büyük Kürdistan” için hazır hale getirdiği Kuzey Irak ayağına, Türkiye ve Suriye ayağını da hazırladığı açıkça görülüyor.  “Büyük Orta Doğu ve Genişletilmiş Afrika Projesi” ve ellerde dolaşan haritası aynen bunu göstermiyor mu?

Dünya gerçekleri ile Türk Milletinin hak ve menfaatlerini dikkate almayan, ideolojik şartlanmalara ve ham hayallere dayanan siyasetin ülkemizi getirdiği 
yer, maalesef burasıdır. Bir şeyler elde edeceği vehmiyle, Esat yönetimini devirmek üzere emperyal güçlerle ve rejim muhalifleriyle işbirliği yapan, 
topraklarımızı dünyanın en  kanlı terör örgütlerine açan,  siyasetin  iflas hikayesi böyle.  Bu tablo her şeyden önce,  emperyalist güçlere, İsrail’e ve PKK’ya yaramaktadır. Sınırımızda  PKK  veya Nusra Özerk Yönetimi’nin kurulması bütün bölgenin ciddi bir kaosa sürüklenmesi demektir.

Peki bu vahim durum karşısında, acaba siyasi iktidar ne yapıyor? Görebildiğimiz kadarıyla hiçbir şey yapmıyor. Herhangi bir açıklaması da yok. Öyleyse 
gündeminde ne var? Bunun  cevabı da şöyle:

Birinci sırada; “Gezi Parkı”   konusu var. Sadece her gün verilen beyanatlarda değil, uygulamada da böyle. Yürüyüşe katılanlar, evlerden ve öğrenci 
yurtlarından toplanıyor. Hayatını kaybeden yurttaşlarla ilgili açıklamalar ve adli soruşturmalar ise, yürek burkan cinsinden.

İkinci sırada; Mısır, yani Mursi ve demokrasi (!) meselesi var. Bu uğurda suçlanmadık ülke ve çevre bırakılmadı. Türkiye’mize karşı öfke ve husumeti 
çekecek ve yalnızlaştıracak bir üslup tercih ediliyor.

Üçüncü sırada; Teröristbaşı ve PKK elebaşlarının küstahlıklarına ve bölgede görüntülenen  “paralel devlet”  hazırlıklarına karşı suskunluk veya eziklik 
görüntüsü içinde verilen cevaplar var. Mesela; KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan’ın,  “Kürt kendini savunmayacak mı? Süreç ilerlerse Kürtler’in asayişleri de, polisleri de, savunma kuvvetleri de olacak. Bunlar sadece Türk’ün hakkı değildir” ve Sırrı Sakık’ın; “Diğer halklarla birlikte egemenliği paylaşmak 
istiyoruz. Burada tek bir halk yaşamıyor” şeklindeki devletimizi paylaşmaya yönelik meydan okuması duyulmuyor. Dayatılan PKK taleplerinin karşılanması için Adalet ve İçişleri Bakanlığında çalışmalar devam ediyor, Meclis’te bazı kanunlar ve anayasa değişikliği gibi konularda hummalı faaliyetler sürdürülüyor.

Dördüncü sırada; İktidar klasiklerinden, muhalefet partilerine ve muhalif kişi ve çevrelere on yıldır yapılan aşağılama, azarlama ve suçlamaların devam 
ettirilmesi var.

Görüldüğü gibi bu gündem maddelerinin hiçbiri, Suriye sınırımızda yaşanan tehlikeli gelişmelerle ilgili değildir. Ama bunların, ülke bütünlüğünü hedef 
alan ve bölge istikrarını kaosa sokacak olan gelişmeleri perdelemeye, Türk Milletinin dikkatlerini dağıtmaya yaradığını söyleyebiliriz. 

Bölgenin en büyük ve güçlü ülkesi Türkiye bu duruma durup dururken mi sürüklendi? Elbette hayır. 2002’de dibe vuran bölücü terör bugünlere nasıl 
geldi? Hatırlayalım. “Türkiye sadece Türklere ait değildir”  iddiasıyla, içimizden  “yeni millet” icat edecek yasalar ve düzenlemeler yapıldı. 
Üniter-milli devlet yerine ülkeyi büyütecek dedikleri  “çok ortaklı devlet” e geçişin ortamı hazırlandı. Bölünmeyi bir hak olarak gören PKK, hayasızca devlete ve millete ortak olmayı dayattı. Görüşler böylece uyuşunca, tehlike kapımıza dayandı.

PKK belası yetmiyormuş gibi, şimdi bir de El Kaide/Nusra belası getirildi. Hem de kendi elimizle.

Çaremiz ; Hükümet ve iktidar milletvekilleri harekete geçmeli, muhalefet canlanmalı, Türk Milleti uyanmalıdır.


Sadi Somuncuoğlu
Uzman Hakkında
sadisomuncuoglu@yahoo.com

Uzmanın Diğer Yazıları

  Yasa İle Ülkemiz Bölünemez! 
  Haçlı Projesinde Türkmenler 
  “Çözüm Süreci”nin Tılsımı 
  Hak-Hukuk Tanımayan Batı Siyaseti! 
  Suriye Türkleri Ateşe Atılmamalı 
  PKK’dan sonra AB “ev ödevleri” 
  Elimizle Gelen Çifte Bela 
  Teröristbaşı’yla “mutabakat” meselesi 
  2023 ve 2071 Vizyonu Ne Demek? 
  Bir olan millet nasıl bölünür? 
  Oslo’da “Doğrudan müzakere”nin 5’incisi öyle mi? 
  AB’nin Güneydoğu Projesi 1 : Önce azınlık, sonra ayrı bir ulus... 
  AB’nin Güneydoğu Projesi 3 : Ayrı bir halkın hukuki altyapısı 
  AB’nin Güneydoğu Projesi 1 : Önce azınlık, sonra ayrı bir ulus... 
  Ölümsüzleşen dava adamı Elçibey 
  “Demokratikleşme”nin bedeli ve ürkek MGK 
  Erdoğan’ın Kıbrıs atağının arkası 
  Silivri başka, PKK-KCK-BDP-DTK bambaşka 
  Bir Eski MİT Müsteşar Yardımcısının Güneydoğu İçin Bir Yol Haritası 

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder