20 Ekim 2017 Cuma

ENERJİ GÜVENLİĞİ KAPSAMINDA NATO’NUN ORTADOĞU POLİTİKASI BÖLÜM 3


ENERJİ GÜVENLİĞİ KAPSAMINDA NATO’NUN ORTADOĞU POLİTİKASI BÖLÜM 3

1.5 NATO’nun Riga Zirvesi ve Enerji Güvenliğinin Teskilatın Gündemine Girmesi 

11 Eylül saldırıları sonrasında tüm dünyada artan küresel terör tehdidi basta Ortadoğu olmak tüm dünyadaki enerji kaynaklarının ve tasınmasının güvenlik risklerini de ortaya çıkarmıstır. Zira 2006 yılının Ocak Ayında meydana gelen Ukrayna Krizi ve aynı yılın Subat ayı sonunda Abqaiq petrol rafinerisine El-Kaide tarafından gerçeklestirilen terörist saldırılar ve benzer gelismeler bir bakıma NATO’nun enerji güvenliği ile ilgili rolünün ne olması gerektiğine dair somutlasmıs gibidir. Çünkü enerji tesisleri ve arz yollarına yönelik tehdit 
algılarının yüksek olduğu ve baslıca enerji üreticilerinin güvenirliliğinin sorgulandığı bir uluslararası ortamda Subat 2006’da düzenlenen NATO’nun Riga Zirvesi ile birlikte enerji güvenliği konusu tarihinde ilk kez teskilatın siyasi gündemlerinden biri haline gelmistir. Dönemin NATO genel sekreteri Joop de Hoop Scheffer söz konusu Riga Zirvesinde enerji güvenliği konusunda NATO’nun kendi üyeleri namına ve hesabına bu risklerle yüzlesmesi gerektiğini ifade ederek ilk defa bu konunun gündeme gelmesini sağlamıstır. 

“NATO’nun enerji konusunda oynayabileceği bir rolünün varlığı konusunda Riga 
Zirvesinde bir ihtilaf yasanmazken, bu rolün doğasının ne olacağı ve hangi yönlerden NATO’nun konuya ‘yeni bir’ değer katabileceği konuları üzerinde tüm üyelerin uzlaştığı bir zemin oluşmamıştır.”33 “Bu konular Lizbon Zirve’sine kadar sürecek İttifak içi tartışmaları tetiklemiştir. Bu tartışmalarda öne çıkan baslıca 2 yaklasım olmuştur. Buna göre;”34 

1) NATO, İttifak, terör örgütlerinin ve/veya korsan gruplarının enerji üretim tesislerine (petrol kuyuları gibi), üreticilerce tüketiciler arasında yer alan enerji nakil rotalarına (dar suyolları) ve diğer kritik altyapıya (boru hatları) yönelik tehditlerinin giderilmesine yoğunlasmalıdır. Bu sekilde teskilatın üyeleri için hayati önem arz eden kesintisiz enerji arzı temini, gerekli pratik ve lojistik planlama ile garantiye alınacaktır 

2) NATO’ya üye ülkelerin enerji güvenliğine yönelen esas tehdit, kaynak 
milliyetçiliğidir. Somut planda, doğrudan referans verilmese de, burada kastedilen Moskova tarafından Gazprom-Ukrayna krizinde, Ocak 2006’da, ustalıkla kullanılan, enerji kaynaklarının birer siyasal silaha dönüsmesi durumudur. Gerçekten de bu kriz, Soğuk Savas döneminde Avrupa devletlerinin Sovyetler Birliğine bağımlılığı konusundaki Amerikan endiselerini yeniden canlandırmıstır. Bu tartısmalar devam ederken 2008 Bükres Zirvesi öncesinde NATO’nun enerji güvenliğine iliskin rolü, kritik enerji altyapısının korunması ile sınırlandırılmıstır. Bükres Zirvesinde, kritik enerji altyapı tesislerinin güvenliğinin sağlanması amacıyla özellikle potansiyel terörist saldırılar, teknik arıza ve kazalara karsı NATO’nun ne türden bir görev üstlenebileceğini tartısan “NATO’nun Enerji Güvenliğindeki Rolü” (NATO’s Role in Energy Security)35 isimli bir rapor hazırlanmıstır. Bu raporda kısaca NATO’nun katkıda 
bulunabileceği asağıdaki 5 alandan bahsedilmektedir. 

Bunlar: 

1) Bilgi ve istihbarat birlestirilmesi ve bunların paylasımı 
2) İstikrar yaymak 
3) Uluslararası ve bölgesel isbirliklerini gelistirmek 
4) Sonuç yönetimi36 konularında destek verilmesi 
5) Kritik altyapıların korunmasına yardımcı olma 

Bu raporla “NATO, devlet-harici aktörlerden (terörist ve korsan gruplar), insan hatasından ve doğal afetlerden kaynaklanabilecek risk unsurlarına karsı kritik enerji altyapısının korunmasını, İttifak’ın ortaklasa eyleminin gereği olarak ilan etmistir. 

Müdahalede öncelik sıralamasına gideceğini, askeri varlığıyla sahayı kaplamaya çalısmak yerine, risk değerlendirmesini esas alacağını ilan etmistir.”37 

NATO’nun enerji güvenliği konusunda attığı bir diğer adım 2009 Nisan ayında 
yapılan Strazburg-Kehl Zirvesinde “Enerji Güvenliği Alanında Sağlanan İlerleme” (Report on Progress Achieved in the Area of Energy Security) Raporu olmustur. Söz konusu raporda kısaca su noktaların altı çizilmistir. 

• Hidrokarbon kaynaklarının ve ulasım yollarının çesitlendirilmesi 
• Enerji sebekelerinin karsılıklı bağlantılarının tesis edilmesi yönünde hareket edilmesi38 

Ayrıca söz konusu Strazburg-Kehl Zirve Bildirgesinde ise enerji güvenliği gibi yeni ortaya çıkan tehditlere karsılık Yeni Stratejik Konseptin hazırlanacağı belirtilmistir 

1.6 NATO’nun Yeni Stratejik Konsepti ve Ortadoğu 

NATO’nun yeni stratejik konseptinin belirlendiği Lizbon Zirvesi öncesinde 17 Mayıs 2010 tarihinde yayımlanan “NATO 2020: Sigortalanmıs Güvenlik; Dinamik Angajman”39 baslıklı uzmanlar raporunda “Kapsamlı Siyasi Yönerge ve Çoklu Gelecekler Projesi’nde belirtilen hususlar dikkate alınmıstır.”40 Raporda NATO’nun, geleceğini planlarken füze saldırılarına karsı önlemler gelistirme, küresel terörizm ve deniz korsanlığı ile mücadele, genislemenin devamı, Akdeniz Diyaloğu, İstanbul İsbirliği Girisimi gibi İttifak dısı ülkelerle ortaklık ve is birliğinin gelistirilmesi, iklim değisikliği, enerji güvenliği gibi konularda kapsamlı yaklasımlar olusturması önerilmistir. Ayrıca bu raporda, NATO’nun yetki alanını yeniden tanımlaması ve farklı coğrafyalarda üye olmayan ülkelerle is birliği yapılmasını gerektirecek durumlarda bu iliskilerin nasıl yürütüleceğinin 
belirlenmesi de tartısılmıstır. 

Kasım 2010’da Lizbon’da düzenlenen NATO Zirvesinde teskilatın gelecek vizyonunu ortaya koyan Yeni Stratejik Konsept kabul edilmistir. Söz konusu bu zirvede daha önce Nisan 2008 Bükres Zirvesi’nin kapsamını ve sınırlarını çizdiği NATO vasıtasıyla sürdürülecek faaliyetler bir kez daha tekrar edilmistir. Yeni Stratejik Konsept’te ayrıca teskilatın ilk enerji güvenliği tanımı ortaya konmustur. Bu tanım, enerji güvenliği kavramı ile alakalı üç temel unsuru içerisinde barındırmaktadır. “ Bu unsurlar:41 

• Enerji arzının güvenli ve sürekli olması 
• Arz yollarının, arzı sağlayan ülkelerin ve kaynakların çesitlendirilmesi 
• Enerji sebekeleri arasında sürekli bağlantıların tesis edilmesi 

Enerji güvenliği konusundaki temel unsurlar ortaya konulduktan sonra NATO tarafından gerçeklestirilmesi beklenen eylemlerin neler olabileceği netlik kazanmıstır. Bunlar kısaca su sekildedir.”42 

• Deniz ticaret rotalarının güvenceye alınması 
• Yasadısı ticaretin engellenmesi için önlem alınması 
• Enerji fiziksel altyapısıyla ilgili üretim birimlerinin ve boru hatlarının korunması 
• Enerji üreten, satın alan ve nakleden ülkeler arasında isbirliğinin kurulması 
• NATO’nun BM, AB ve Uluslararası Atom Ajansı ile yakın temasta bulunması 

NATO’nun yukarıda belirtilen “zirve ve konferanslarında Dttifak’ın enerji güvenliğinin sağlanması yönünde kabul edilen prensipleri, birbirleriyle isbirliği içerisinde olan ülkelerin oluşturmus olduğu çalısma grupları vasıtayla uygulamaya konulmuştur. Bunlar arasında; Avrupa-Atlantik İsbirliği Konseyi (Euro-Atlantic Partnership Council), Akdeniz Diyaloğu (Mediterranean Dialogue), İstanbul İşbirliği Girişimi (Istanbul Cooperation Initiative) ve 
NATO’nun Barıs ve Güvenlik için Bilim Programı (NATO’s Science for Peace and Security Programme) sayılabilir.”43 

Genel olarak değerlendirildiğinde Yeni Stratejik Konseptte ve Lizbon 
Deklarasyonunda betimlendiği sekliyle, Dttifak’ın enerji güvenliği konusunda liderlik rolü oynamak gibi bir niyetinin olmadığı anlasılmaktadır. NATO’nun bu tutumunun en önemli nedenleri sunlardır.44 

1) Üye ülkelerin ulusal çıkarlarının birbirinden farklı olması: Enerji güvenliği 
genellikle bir ulusal ekonomi konusu olduğu için birçok ülke konuyu çokuluslu 
forumlarda tartısmak istememektedir. Bu sadece NATO için değil, aynı zamanda AB için de bir sorundur. Avrupa Komisyonu’nun ileriye dönük bir enerji politikası 
olusturma konusundaki çabalarına rağmen üye ülkeler enerji ithal eden ülkelerle bireysel olarak anlasmalar yapmaya devam etmektedirler. Kısacası, is enerji güvenliğine gelince uluslar kendi çıkarlarını kollamaktadırlar. 

2) Enerji güvenliği konusunun AB’den Uluslararası Enerji Ajansına, Ekonomik İsbirliği ve Kalkınma Teskilatı’ndan (OECD) özel sektöre kadar çok sayıda 
oyuncu tarafından zaten ele alınmıs olması: NATO’nun oynayacağı rol bu nedenle ancak tamamlayıcı bir rol olabilir—sürece öncülük etmekten çok değer 
katacak bir rol oynayabilir. 

3) Öncelikli olarak askeri olarak tanımlanan bir ittifak olması: Enerji güvenliğinin askeri bir boyutu olabileceği gayet açıksa olsa da NATO’nun Somali açıklarında 
korsanlara karsı giristiği operasyonların aynı zamanda petrol tankerlerinin 
korunmasına yardımcı olması gibi temelde ekonomiyi ilgilendiren bir konunun 
gereksiz yere “askeri” hale gelebileceğinden endise duymaktadır. 

Bu anlamda Mayıs 2012’de NATO’nun Chicago Zirvesinde enerji güvenliği 
konusunun gündem dısında tutulması NATO üyesi ülkelerin konuya iliskin yaklasımlarının asgari-müsterek düzeyin ötesine geçemediğini göstermektedir. Bir baska deyisle NATO ancak Somali açıklarında korsanlara karsı girisilen operasyon askeri bir müdahaleye ihtiyaç olduğu durumlarda enerjiyle ilgili konularda etkin bir sekilde müdahil olabilmektedir. Yani NATO’nun enerji güvenliği konusunda yaklasımı proaktif olmaktan çok diğer aktörlerin 
yaklasımlarını tamamlar nitelikte olmaktadır. Bu noktadan hareketle “NATO’nun günümüzde ve yakın gelecekte enerji güvenliği konusundaki etkinliğinin asağıdaki su 4 uygulama noktasında yoğunlaşabileceği öne sürülebilir.”45 

1) Enerji güvenliği durumunun gözlemlenmesi ve değerlendirilmesi: Dttifak 
üyelerinden ve ortaklarından gelen uzmanlara danısılarak, enerji güvenliğine iliskin gelismelerin değerlendirileceği mekanizmaların olusturulması ve askeri personelin ortaklasa hazırlayacağı analizlerin ve istihbarat raporlarının Kuzey Atlantik Konseyi’ne (North Atlantic Council) sunulması ve Konsey’de alınacak tedbirin karara bağlanması, bu mekanizmanın isleyis prensibini olusturmaktadır. Bu yapılanmaya ilave olarak, aynı uluslararası terörizm konusunda olduğu gibi, Kuzey Atlantik Konsey’ince olusturacak bir Enerji Güvenliği ve İstihbarat Analiz Birimi, istihbarat paylasım mekanizmalarını daha da etkin kılacaktır. Böylece NATO, enerji altyapılarına yönelik küresel güvenlik risklerinin değerlendirilmesi konusunda son derece önemli bir rol oynayabilecektir. 

2) Deniz seyrüsefer gözlemi ve tehdit bazlı müdahale: seyrüsefer halindeki tankerlerin özellikle Afrika Boynuzu ile Süveys Kanalı gibi dar geçis noktalarında 
gözlemlenmesi ve meydana gelebilecek tehditlerin doğasına göre onlara müdahale edilmesi hakkındadır. Bu husus, sadece NATO ve üyeleri açısından değil, aynı zamanda ortaklar için de ciddi bir güvenlik açığını kapatabilir. İlk uygulama alanında bahsedilen gözlem ve tehdit değerlendirmesi, bir bakıma, hayati kaynakların güvenlik riski olan bölgelerden güvenle geçisi açısından büyük önem arz etmektedir. Mevcut durumda NATO, Etkin Çaba Harekatı (Operation Active Endeavour) yoluyla Akdeniz’i gözlemlemekte ve askeri olmayan gemilerin maruz kalabileceği muhtemel saldırıları, eskortluk yaparak caydırmaya çalısmaktadır. 

3) Engelleme operasyonları: Enerji arz akısının güvenliğini tehdit eden bir kriz veya çatısma durumunda, askeri engelleme operasyonlarının nasıl tasarlanacağına iliskindir.46 

4) Müttefiklere güvenlik yardımı: Bir veya daha fazla sayıda müttefike güvenlik 
yardımı (Sivil Aciliyet Planı yoluyla afetlerde yardım, vb.) ve tehditkâr unsurlara karsı askeri engelleme operasyonları (denizden ve havadan devriye katkısı) yapılabilecektir. Olağan üstü hallerde ise, 4. Madde kapsamında acil müdahale gücünün kriz bölgesine nakledilmesi, bu sayede tehdit altındaki sahanın güvence altına alınması da, 4. uygulama alanı ile düzenlenebilecek bir baska NATO operasyonu örneği olarak verilebilir. Genel itibariyle Stratejik Konsept NATO’nun 1991 ve 1999 yıllarında açıkladığı diğer iki konseptte olduğu gibi, tehdit olarak herhangi bir bölge veya ülke telaffuz edilmemistir. Ancak “balistik füze, nükleer ve diğer kitle imha silahlarının yayılması, NATO’nun sınırları dısında olusan istikrarsızlık ve çatısma ortamı ve uluslararası terörizm” gibi tehditlerin 
çoğunlukla Ortadoğu kaynaklı olduğunu söylemek mümkündür. 

Sonuç 

Tarihteki en basarılı ve güçlü askeri ittifak olarak kabul edilen Kuzey Atlantik Paktı Soğuk Savas yıllarında Avrupa’da güvenliği sağlamıs bu dönemin sona ermesinden sonrada kendisini günümüzün hızla değisen güvenlik tehlikelerine karsı uyarlamaya baslamıstır. 1990 sonrası dönemde güvenlik anlayısının farklılasmasıyla birlikte teknik olarak varlık sebebi ortadan kalkan NATO varlığını sürdürebilmek için faaliyetlerinde yeniliği ifade eden bir dönüsüm sürecine girmistir. Bu kapsamda Avrupa’da birçok ülkeyi kendi bünyesine katan ve 
bir kısmı ile Barıs için Ortaklık programı gibi ortaklıklar gelistiren NATO, günümüzde bölgesel bir örgüt olmanın ötesine geçerek küresel bir savunma ve isbirliği örgütü haline dönüsmüstür. Bu kapsamda müttefik devletlerin yakın çevresinde bulunan diğer devletlerin istikrarını da dikkate almaktadır. Zira günümüzde müttefiklerin güvenliği ancak Orta ve Doğu Avrupalı ve Ortadoğulu ortaklar arasında ve ortakların kendi aralarında yapacakları yakın isbirliği sayesinde garanti edilebilir. 

Bu süreç NATO’nun farklı coğrafi bölgelerde ortaklık programları kurarak bölgesel bir örgütten küresel bir örgüte dönüsmesi, yeni üyeler kabul etmek suretiyle genislemesi, bu doğrultuda kuvvet yapısının yeniden düzenlenmesi gibi çok yönlü faaliyet ve teskilat değisimini içinde barındırmaktadır. NATO eski Genel Sekreterlerinden George Robertson, bu ortaklık programlarını “NATO’nun altın tozu ve simdiye kadar daha güvenli bir gelecek için yapılmıs en önemli yatırım”47 olarak nitelendirmistir. Çünkü varlık sebebi ortadan kalkan 
NATO açısından bu Ortaklıklar, alan dısı harekâtların yanında, NATO’nun statik ve kolektif savunma örgütü yapısından çıkarak esnek ve küresel bir güvenlik ittifakına dönüsüm isteğinin en belirgin ifadesi olarak görülmektedir. Bir baska deyisle ortaklık programları, değisen güvenlik paradigmaları ve tehditlere karsı varlığını mesrulastıran ve kabuk değistirmesine imkan sağlayan araç olarak ifade edilebilir. 

Bu anlayısın bir yansıması olarak NATO’nun Soğuk Savas sonrası gelistirdiği stratejik konseptlerinde Ortadoğu’da yer alan devletlerle ortaklık programları gelistirmeyi ve bu programa katılan ülkelerle iliskilerini gelistirmeyi amaçlamaktadır. Kurumsal çerçeve açısından bakıldığında, NATO’nun Ortadoğu’ya yönelik politikasının iki ana dayanağı olduğu görülmektedir. Bunlar Akdeniz Diyaloğu ve İstanbul İsbirliği Girisimi’dir. Bu iki çerçevenin 
öncelikli oldukları, 2010 Kasımında Lizbon’da kabul edilen yeni stratejik konseptte’de ifade edilmektedir. Akdeniz Diyaloğu’na yeni ülkelerin katılmasından, Körfez ülkelerinin olusturduğu Dstanbul Dsbirliği Girisiminde de bölge ülkeleri ile olan siyasal ve askeri isbirliğinin daha da derinlestirilmesinden açıkça bahsedilmektedir. 

NATO’nun Ortadoğu’ya olan ilgisinin altında yatan diğer bir sebepte kuskusuz 
bölgenin sahip olduğu fosil yakıt kaynakları ve bu kaynaklardan elde edilen ürünlerin müttefik devletlerin pazarlarına güvenli bir sekilde transfer edilmesi yatmaktadır. Bu konuda NATO’nun özellikle 2006 Riga Zirvesinde enerji güvenliğini siyasi bir gündem maddesi Ortadoğu’ya olan ilginin artmasına neden olsa da gelinen noktada NATO’nun enerji güvenliği konusunda ancak askeri bir tehdit olduğunda devreye girmesinin düsünüldüğü üye devletlerin teskilatı bu konuda proaktif bir aktör olarak düsünmedikleri görülmektedir. Ancak NATO’nun denizde, havada ve karada kanıtlamıs olduğu operasyonel kabiliyetleriyle askeri güvenlik enerji güvenliğini sağlamada bir araç olarak kullanabileceği açıktır. Bu nedenle NATO’nun bu kapasitesi kullanılmadan Orta Doğu ve Kuzey Afrika gibi bölgelerde enerji güvenliği stratejisini sekillendirmek ve gerçeklestirmek zor olacaktır. 

NATO’nun Soğuk Savas sonrası olusturduğu ortaklıklar, NATO’nun bölgesel bir 
örgütten küresel bir örgüte dönüsümünün temel göstergeleri arasında sayılabilir. NATO ortaklık programlarının yapısı sürekli gelistirilmeye çalısılmaktadır. Ancak NATO’nun özellikle Orta Doğu’ya yönelik olarak olusturduğu ortaklıkların Dttifak’a sağladığı avantajlar hedeflerine ulasmasında sağladığı katkı ile ölçülebilir. Fakat bu katkının çok belirgin olduğunu söylemek yanıltıcı olacaktır. Çünkü söz konusu katkının sağlıklı bir biçimde ölçülebilmesi katılımcı ülkelerin hedeflerindeki farklılıklar, ülkelerin gelismislik düzeylerinin aynı olmaması, Ortadoğu coğrafyasının Batılı değerlerle anlasılması güç olan kendine has 
kültürel, sosyal ve ekonomik yapısı ve kronik hale gelen çatısmaları ile beraber 
değerlendirildiğinde daha güç bir hal almaktadır.48 

Günümüzde, NATO, sadece bir savunma değil, aynı zamanda bir güvenlik teskilatı haline gelmistir. 21. yüzyılın değisen güvenlik sorunlarının üstesinden gelebilmek adına ittifak yapısı yenilenmeye devam etmektedir. Dttifakın dayanağını olusturan, demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi ortak değerleri, müttefiklerinin güvenliğini sağlayabilmek adına NATO’nun genislemesi gerekmektedir. NATO’nun sınırları dısında olusan istikrarsızlık, terörizm, konvansiyonel saldırı olasılığı Dttifak’ın güvenliğini tehdit etmektedir. Zira Terörizm Avrupa ve Kuzey Amerika için olduğu kadar Orta Doğu ülkeleri için de bir tehdit olusturmakta ve bu konuda yapılacak isbirliği bu ülkeler için de son derece önemli hale gelmektedir. Ortadoğu’da son yıllarda yasanan Arap Baharı’nın getirebileceği istikrarsızlıklar, çatısmalar ve bilinmeyenler göz önünde tutulduğunda Ortadoğu, Körfez, Kuzey Afrika ve Akdeniz bölgesinin NATO’nun güvenlik tartısmalarında giderek daha fazla ağırlık kazanacağı ve dolayısı ile NATO’nun bu bölgelerle ortaklık faaliyetlerini derinlestirme ve gelistirme 
yolunda çaba harcayacağını söylemek yanlıs olmayacaktır. 


DİPNOTLAR ;

1 John Kriendler, “Transforming NATO HQ: The Latest Hurrah”, Swindon, Conflict Studies Research Center Special Series 06/30, July 2006, s.1, ss.1–15 
2 Esas itibariyle Soğuk Savas döneminde 16 olan NATO’nun üye devlet sayısı Soğuk Savasın ardından SSCB’den ayrılarak bağımsızlıklarına kavusan Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya gibi eski Varsova Paktı üyesi devletlerin 1999’da teskilata katılması ile 19’a yükselmistir. Bunun ardından 2004 yılında 5. genisleme dalgasında NATO hem Baltık hem de Balkan coğrafyasında yer alan çoğu eski Varsova Paktı üyesi Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya ve Slovakya’yı bünyesine katarak üye sayısını 26’ya yükseltmistir. 2009 yılında 6. genisleme dalgasında Arnavutluk ve Hırvatistan teskilata katılarak üye sayısı 28 olmustur. Gelinen noktada NATO üye devletler bakımından Kuzey Atlantik bölgesini kapsamaktadır. Yani bir bakıma üye devlet bakımından teskilat hala bölgesel niteliktedir. 
3 Suat Dlhan, Türkiye’nin ve Türk Dünyası’nın Jeopolitiği, Ankara, Türk Kültürünü Arastırma Enstitüsü Yayınları, 134, Seri 8, Sayı A.1, 1989, s. 50 
4 İbrahim Karagül, “NATO'nun Genisleme Stratejisi, İslam ve James Jones'un Sözleri”, 
http://yenisafak.com.tr/arsiv/2003/eylul/30/ikaragul.html (Erisim 8 Eylül 2014) 
5 Arif Bağbaslıoğlu, “Ortaklık Politikası Çerçevesinde Nato’nun Ortadoğu’ya Bakısı”, Akademik Ortadoğu Dergisi, Cilt 6, Sayı 1, 2011, s.83, ss. 77 – 95 
6 Mediterranean Dialogue Work Programme 2003, http://www.nato.int/med-dial/2003/mdwp-2003.pdf (Erisim 8 Eylül 2014) 
7 Madrid Declaration of North Atlantic Council, 
http://www.nato.int/cps/en/SID-A9413620-D36797B1/natolive/official_texts_25460.htm (Erisim 8 Eylül 2014) 
8 NATO Handbook 2006, s.233, www.nato.int/docu/handbook/2006/hb-en-2006.pdf (Erisim 8 Eylül 2014) 
9 Nicola de Santis, “Akdeniz ve Büyük Orta Doğuya Açılmak”, NATO Dergisi, Sonbahar 2004, 
http://www.nato.int/docu/review/2004/issue3/turkish/art4.html (Erisim 9 Eylül 2014) 
10 A More Ambitious and Expanded Framework for the Mediterranean Dialogue, 
http://www.nato.int/docu/comm/2004/06-istanbul/docu-meddial.htm (Erisim 9 Eylül 2014) 
11 NATO’nun düzenlediği askeri operasyonlara Akdeniz Diyalogu ülkelerinin katılımı oldukça sınırlı olmustur. Bu ortaklık programı üyelerinden sadece Fas Bosna ve Hersekteki SFOR ve Kosova’daki KFOR’da asker konuşlandırmıstır.   Bunun dısında Mısır ve Ürdün geçmiste Bosna Hersek’teki NATO baskanlığındaki operasyona asker vererek katkıda bulunmuslardır. 
12 Operation Endeavour: NATO'nun Akdeniz’de yürüttüğü bir deniz operasyonudur. Bu operasyonun amacı teröristlerin veya kitle imha silahlarının hareketini önlemeyi amaçlamaktadır. Kuzey Atlantik Antlasması’nın 
kolektif savunma yapılmasını öngören 5. maddesinin uygulanmasından sonra NATO tarafından baslatılan ilk operasyonlardan biridir. Bkz. Operation Active Endeavour, http://en.wikipedia.org/wiki/Operation_Active_Endeavour (Erisim 9 Eylül 2014) 
13 Muhammed Kadry Said, “NATO’nun Akdeniz Diyaloğu ile ilgili Bir Değerlendirme” 
http://www.nato.int/docu/review/2004/issue1/turkish/art4.html (Erisim 9 Eylül 2014) 
14 Nicola de Santis, a.g.m 
15 Graeme P. Herd ve Daniel Kight, “Future Visions of NATO Partnerships and Cooperation Programs”, 
Connections The Quarterly Journal, Cilt 6, Sayı 3, 2007, s.6, ss. 1–9 
16 İstanbul Cooperation Initiative, 28 – 29 June 2004, 
http://www.nato.int/docu/comm/2004/06-istanbul/docu-cooperation.htm (Erisim 9 Eylül 2014) 
17 Nicola de Santis, a.g.m 
18 Pierre Razoux, “What Future for NATO’s Dstanbul Cooperation Dnitiative”, NATO Defence College, Research 
Paper No: 55, 2010, s. 4–8, ss.1–12 
19 Deniz Ülke Arıboğan ve Mert Bilgin “New Energy Order Politics Neopolitics: From Geopolitics to 
Energeopolitics”, Uluslararası İliskiler Dergisi, Cilt 5, No 20, 2009, s.119, ss. 109 – 132 
20 Marshall I. Goldman, Petrostate: Putin, Power, and the New Russia, Oxford, Oxford University Press, 2010, s.12 
21 Jennifer Giroux, “Targeting Energy Infrastructure: Examining the Terrorist Threat in North Africa and its Broader Implications”, Analysis of the Real 
Instituto Elcano, 
http://www.realinstitutoelcano.org/wps/portal/rielcano_eng/Content?WCM_GLOBAL_CONTEXT=/elcano/elcano_in/zonas_in/international+terrorism/ari25-2009 
(Erisim 10 Eylül 2014) 
22 Gal Luft ve Anne Corin, Energy Security Challenges for the 21th Century, California, Praeger, 2009,s.147–156 
23 World Energy Outlook 2009, International Energy Agency, s.118, 
http://www.iea.org/textbase/nppdf/ free/2009/WEO2009.pdf , (Erisim 10 Eylül 2014) 
24 BP Statistical Review of World Energy 2011, 
http://www.bp.com/liveassets/bp_internet/globalbp/globalbp_uk_english/reports_and_publications/statistical_en 
ergy_review_2011/STAGING/local_assets/pdf/statistical_review_of_world_energy_full_report_2011.pdf,   (Erisim 10 Eylül 2014) 
25 Mehmet Efe Biresselioğlu, “NATO’nun Değisen Enerji Güvenliği Algısı: Türkiye’nin Olası Konumu”, Uluslararası İliskiler Dergisi, Cilt 9, Sayı 34, 2012, s. 236, ss. 227–252 
26 Mehmet Efe Biresselioğlu, a.g.e, s.237 
27 Mehmet Efe Biresselioğlu, a.g.e, s.238 
28 Mehmet Efe Biresselioğlu, a.g.e, s.239–240 
29 Mehmet Efe Biresselioğlu, a.g.e, s.239 
30 Mehmet Efe Biresselioğlu, a.g.e, s.240 
31 Mehmet Efe Biresselioğlu, a.g.e, s.240 
32 Zurab Khamashuridze, “Energy Security and NATO: Any Role for The Alliance?”, Connections: The Quarterly Journal, Cilt 2, Sayı 4 2008, s.54, ss. 43–58 
33 Andrew Monaghan, “Energy Security: NATO’s Limited, Complementary Role”, NATO Defense College Research Paper, No 36, 2008, s.2, 
http://www.incipe.org/rp_36en.pdf (Erisim 10 Eylül 2014) 
34 Monaghan, a.g.e., s.3 
35 NATO’s Role in Energy Security, http://www.nato.int/cps/en/natolive/topics_49208.htm (Erisim 10 Eylül 2014) 
36 Sonuç Yönetimi: Terörist saldırı, doğal afet, kaza gibi olağanüstü hal sonrası yönetim manasına gelmektedir. Bkz. Scott R.Taylor vd., 
“Consequence Management in Need of a Timeout”, Joint Force Quarterly, 1999, s.79 ss.78-85, 
37 Monaghan, a.g.e., s.4 
38 Strasbourg / Kehl Summit Declaration, 4 Nisan 2009, http://www.nato.int/cps/en/natolive/ news_52837.htm 
(Erisim 10 Eylül 2014) 
39 NATO Public Diplomacy Division, “NATO 2020: Assured Security; Dynamic Engagement-Analysis and 
Recommendations of the Group of Experts on a New Strategic Concept for NATO”, Brusselss, 17 May 2010, 
http://www.nato.int/strategic-concept/expertsreport.pdf (Erisim 10 Eylül 2014) 
40 Çoklu Gelecek Projesi’nde herhangi bir ülke ya da bölgenin tehdit olarak isminin geçmemesine özen 
gösterilmis; İttifak için tehdit olan/olabilecek ülke ve bölgeler için “gelisime entegre olamamıs ülkeler” ve 
“otoriter yönetimlerin bulunduğu bölgeler” gibi üstü kapalı ifadeler kullanılmıstır. Bu çerçevede söz konusu 
belgede “Ortadoğu” ifadesi doğrudan kullanılmamıs olmakla beraber; yukarıda bahsettiğimiz üstü kapalı 
ifadelerle ve “enerji kaynaklarına sahip, kültürel olarak gelismis ülkelerden farklı” gibi özelliklerle tanımlanan 
bölgelerden biriyle de Ortadoğu’nun kastedildiği açıktır. 
41 Emre Dseri, A.Oğuz Dilek, “Yeni Enerji Jeopolitiğinde NATO’nun Enerji Güvenliğinde Tamamlayıcı Rolü ve Türkiye’nin Potansiyel Katkıları”, 
Gazi Üniversitesi Akademik Bakıs Dergisi, Cilt 5, Sayı 10, 2012, s.237, ss. 229 – 248 
42 Strategic Concept For the Defence and Security of The Members of the North Atlantic Treaty Organisation, 20 Kasım 2010, 
http://www.nato.int/lisbon2010/strategic-concept-2010-eng.pdf (Erisim 10 Eylül 2014) 
43 İseri ve Dilek, a.g.e., s. 238 
44 Michael Rühle, “NATO ve Enerji Güvenliği”, 
http://www.nato.int/docu/review/2011/Climate-action/Energy_Security/TR/index.htm (Erisim 10 Eylül 2014) 
45 Jamie Shea, “Energy Security: NATO’s Potential Role”, 
www.nato.int/docu/review/2006/issue3/english/special1.html (Erisim 10 Eylül 2014) 
46 Örneğin, İran-Irak savası esnasında Kuveyt’in petrol tankerlerini korumak için Hürmüz Boğazı’na savas gemilerinin konuslandırılması veya tanker bayraklarının bir sasırtmaca olarak değistirilmesi türünden tedbirleri 
içeren Operation Earnest Will, bir NATO operasyonu olmasa dahi, gelecekte yapılacak engelleme operasyonları için NATO güçlerine bir örnek teskil etmektedir. Bu tip bir operasyon, kritik enerji altyapılarının korunması için 
kısa süreliğine seyrüsefer eskortluğu desteği verilmesi biçiminde de yürütülebilir 
47 George Robertson, Farewell Speech to the Council on 17 December 2003 in NATO Headquarter, 
http://www.nato.int/docu/speech/2003/s031217a.htm (Erisim 10 Eylül 2014) 
48 Bağbaslıoğlu, a.g.e, s.94 


KAYNAKÇA 

A More Ambitious and Expanded Framework for the Mediterranean Dialogue, 
http://www.nato.int/docu/comm/2004/06-istanbul/docu-meddial.htm (Erisim 9 Eylül 2014) 

Arıboğan, Deniz Ülke ve Bilgin, Mert, “New Energy Order Politics Neopolitics: From Geopolitics to Energeopolitics”, Uluslararası Dliskiler Dergisi, Cilt 5, No 20, 2009, s.119, ss. 109 – 132 

Bağbaslıoğlu, Arif, “Ortaklık Politikası Çerçevesinde Nato’nun Ortadoğu’ya Bakısı”, Akademik Ortadoğu Dergisi, Cilt 6, Sayı 1, 2011, ss. 77 – 95 

BP Statistical Review of World Energy 2011, 
http://www.bp.com/liveassets/bp_internet/globalbp/globalbp_uk_english/reports_and_publica 
tions/statistical_energy_review_2011/STAGING/local_assets/pdf/statistical_review_of_world 
_energy_full_report_2011.pdf , (Erisim 10 Eylül 2014) 

Giroux, Jennifer, “Targeting Energy Infrastructure: Examining the Terrorist Threat in North Africa and its Broader Implications”, Analysis of the Real Instituto Elcano, 
http://www.realinstitutoelcano.org/wps/portal/rielcano_eng/Content?WCM_GLOBAL_CON 
TEXT=/elcano/elcano_in/zonas_in/international+terrorism/ari25-2009 (Erisim 10 Eylül 2014) 

Goldman, Marshall I., Petrostate: Putin, Power, and the New Russia, Oxford, Oxford University Press, 2010 

Herd, Graeme P. ve Kight, Daniel, “Future Visions of NATO Partnerships and 
Cooperation Programs”, Connections The Quarterly Journal, Cilt 6, Sayı 3, 2007, ss. 1–9 

İlhan, Suat, Türkiye’nin ve Türk Dünyası’nın Jeopolitiği, Ankara, Türk Kültürünü 

Arastırma Enstitüsü Yayınları, 134, Seri 8, Sayı 1, 1989 
İstanbul Cooperation Initiative, 28 – 29 June 2004, 
http://www.nato.int/docu/comm/2004/06-istanbul/docu-cooperation.htm (Erisim 9 Eylül 2014) 
İseri, Emre ve Dilek, A.Oğuz, “Yeni Enerji Jeopolitiğinde NATO’nun Enerji 

Güvenliğinde Tamamlayıcı Rolü ve Türkiye’nin Potansiyel Katkıları”, Gazi Üniversitesi Akademik Bakıs Dergisi, Cilt 5, Sayı 10, 2012, ss. 229 – 248 

Karagül, İbrahim, “NATO'nun Genişleme Stratejisi, İslam ve James Jones'un Sözleri”, 
http://yenisafak.com.tr/arsiv/2003/eylul/30/ikaragul.html (Erisim 8 Eylül 2014) 

Khamashuridze, Zurab, “Energy Security and NATO: Any Role for The Alliance?”, 
Connections: The Quarterly Journal, Cilt 2, Sayı 4, 2008, ss. 43–58 

Kriendler, John, “Transforming NATO HQ: The Latest Hurrah”, Swindon, Conflict 
Studies Research Center Special Series 06/30, July 2006,ss.1-15 

Luft, Gal ve Corin Anne, Energy Security Challenges for the 21th Century, California, 
Praeger, 2009 

Madrid Declaration of North Atlantic Council, http://www.nato.int/cps/en/SID-
A9413620-D36797B1/natolive/official_texts_25460.htm (Erisim 8 Eylül 2014) 

Mediterranean Dialogue Work Programme 2003, http://www.nato.int/med-
dial/2003/mdwp-2003.pdf (Erisim 8 Eylül 2014) 

Mehmet Efe Biresselioğlu, “NATO’nun Değisen Enerji Güvenliği Algısı: Türkiye’nin 
Olası Konumu”, Uluslararası İliskiler Dergisi, Cilt 9, Sayı 34, 2012, ss. 227–252 

Michael Rühle, “NATO ve Enerji Güvenliği”, 
http://www.nato.int/docu/review/2011/Climate-action/Energy_Security/TR/index.htm, 
(Erisim 10 Eylül 2014) 

Monaghan, Andrew, “Energy Security: NATO’s Limited, Complementary Role”, 
NATO Defense College Research Paper, No 36, 2008, http://www.incipe.org/rp_36en.pdf 
(Erisim 10 Eylül 2014) 

NATO Handbook 2006, s.233, www.nato.int/docu/handbook/2006/hb-en-2006.pdf 
(Erisim 8 Eylül 2014) 

NATO Public Diplomacy Division, “NATO 2020: Assured Security; Dynamic 
Engagement-Analysis and Recommendations of the Group of Experts on a New Strategic Concept for NATO”, Brusselss, 17 May 2010, http://www.nato.int/strategic-
concept/expertsreport.pdf (Erisim 10 Eylül 2014) 

NATO’s Role in Energy Security, 
http://www.nato.int/cps/en/natolive/topics_49208.htm (Erisim 10 Eylül 2014) 

Operation Active Endeavour, 
http://en.wikipedia.org/wiki/Operation_Active_Endeavour (Erisim 9 Eylül 2014) 

Razoux, Pierre, “What Future for NATO’s İstanbul Cooperation Dnitiative”, NATO Defence College Research Paper No: 55, 2010, ss.1–12 

Robertson, George, Farewell Speech to the Council on 17 December 2003 in NATO Headquarter, 
http://www.nato.int/docu/speech/2003/s031217a.htm (Erisim 10 Eylül 2014) 

Said, Muhammed Kadry, “NATO’nun Akdeniz Diyaloğu ile ilgili Bir 
Değerlendirme”, http://www.nato.int/docu/review/2004/issue1/turkish/art4.html (Erisim 9 
Eylül 2014) 

Santis, Nicola de, “Akdeniz ve Büyük Orta Doğuya Açılmak”, NATO Dergisi, 
Sonbahar 2004, http://www.nato.int/docu/review/2004/issue3/turkish/art4.html (Erisim 9 
Eylül 2014) 

Shea, Jamie, “Energy Security: NATO’s Potential Role”, 
http://www.nato.int/docu/re¬view/2006/issue3/english/special1.html (Erisim 10 Eylül 2014) 

Strasbourg / Kehl Summit Declaration, 4 Nisan 2009, 
http://www.nato.int/cps/en/natolive/ news_52837.htm (Erisim 10 Eylül 2014) 

Strategic Concept For the Defence and Security of The Members of the North Atlantic Treaty Organisation, 20 Kasım 2010, http://www.nato.int/lisbon2010/strategic-concept-2010-
eng.pdf (Erisim 10 Eylül 2014) 

Taylor, Scott R.vd., “Consequence Management in Need of a Timeout”, Joint Force Quarterly, 1999, ss.78-85 

World Energy Outlook 2009, International Energy Agency, s.118, 
http://www.iea.org/textbase/nppdf/ free/2009/WEO2009.pdf (Erisim 10 Eylül 2014) 

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder