14 Ekim 2017 Cumartesi

Oslo’da “Doğrudan Müzakere”nin 5’incisi öyle mi

Oslo’da “Doğrudan Müzakere”nin 5’incisi öyle mi






Oslo’da “Doğrudan Müzakere”nin 5’incisi öyle mi?


Sadi Somuncuoğlu 
20 Eylül 2011 Salı
Terörizm ve Terörizmle Mücadele


MİT’in Oslo’da siyasi iktidar adına PKK ile “Doğrudan” yaptığı 5’inci müzakereye ait ses kaseti ortalığı karıştırdı. Bundan önce de sadece Oslo’da, doğrudan 4 müzakere daha yapıldığı ortaya çıktı..

Buna göre taraflar şöyle: Başbakanlık müsteşar yardımcısı, Başbakan'ın özel temsilcisi ve şu an özellikle Türkiye'nin Orta Doğuda taraf olduğu krizlerde arabuluculuk görevi yapan ekibin üyesi olduğunu söyleyen Hakan Fidan, MİT müsteşar yardımcısı Afet Güneş-KCK yürütme konseyi üyesi Mustafa Karasu ve PKK'li Sabri Ok, Kongra-Gel başkan yardımcısı Zübeyir Aydar- Koordinatör ülke temsilcisi. (Kimliği bilinmiyor, ama İngilizce konuşuyor. Buna göre İngiliz, Amerikan veya Norveç'ten biri olabilir.)

Bu tablo ne kadar aşağılayıcı, ürkütücü ve tehlikeli değil mi? Sanki iki devletin temsilcileri, üçüncü bir ülkenin arabuluculuğunda pazarlık yapıyor. ABD- AB ikilisi tarafından terör örgütü olarak ilan edilen PKK ile Türkiye aynı konuma getirilmiş. Eğer arabulucu, bu ülkelerden biri ise, "ciğer kediye teslim edilmiş" demektir. BOP haritasını hatırlayalım.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "müzakereler niçin kesildi" sorusuna; "Hem terör hem müzakere olmaz" cevabını vermiş. İlahi Davutoğlu; bir yandan yıllardır doğrudan ve dolaylı müzakereler sürüyor, öbür yandan terör artarak devam etmiyor mu? Şehit cenazeleri yurdun dörtbir yanına taşınmıyor mu? Anaların yürekleri yanmıyor mu? Terör hâmisi Barzani'nin kapısında yardım istediğinizde ve "abi" dediğinizde terör zirve değil miydi?

Başkaları da görüşüyor safsatası

Ne zaman "Terör örgütüyle görüşülmez. Görüşme ve pazarlık onu meşrulaştırıp haklı konuma getirir, terörü azdırır. Terör tavizle beslenir, kuduz gibidir aman haa" denilse, devreye hemen malum akıl hocaları girdi. Halkın kafasını karıştırmak için "İngiltere, İspanya, bütün ülkeler görüşüyor da biz niçin görüşmeyecekmişiz" fetvaları verdi. Böylece felaketten başka bir sonuç vermeyeceği dünyaca bilinen, bizim 8 yıllık acı ve kanlı deneyimimizle sabit olan gerçeğin üstü örtüldü.

Tamamen farklı tarihi sebeplerden kaynaklanan İngiltere'de İRA, İspanya'da ETA terörü ile, milletimizden gizlenen müzakerelerin farklı iki özelliği var. Biri görüşmenin terör yenilince, ikincisi aracılar vasıtasıyla yapılmış olmasıdır. Önce İRA'nın dış desteği kesilmiş, sonra devlet bütün gücüyle örgütün üzerine gitmiş ve yenmiştir. Sonra silahların nasıl teslim edileceği, terör elemanlarının durumunun ne olacağı ve İngiltere'nin takdir ettiği konularda hangi düzenlemelerin yapılacağı konuşulmuştur.

İspanya'da ise: ETA 22 Mart 2006'da süresiz ateşkes ilan etmiş, bunun üzerine sosyalist Başbakan Zapatero, 29 Haziran'da meclis konuşmasında, ETA ile diyalog başlatmaya hazır olduğunu söylemiş, barış görüşmelerinin başlaması için ETA'nın ateşkese sadık kalmasını şart koşmuştu. 30 Aralık saldırısıyla ateşkes sürecini bozan ayrılıkçı ETA örgütüne görüşmeler konusunda fazlasıyla iyimser davranmakla "bariz bir hata" yaptığını kabul eden İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero, "halktan özür dilemiştir".

Sonra da İngiltere gibi ETA'nın dış desteklerini keserek, tavizsiz bir şekilde üzerine gitmek suretiyle örgütü çökertti. Terörü kınamadığı için bölücü BATASUNA partisini kapattı, milletvekili ve yöneticilerini tutuklattı. AİHM'e giden davayı da İspanya kazandı.

Böylece iki ülkede de terör bitirildi.

Siyasi iktidar müzakerelerden ne bekliyor?

Siyasi iktidar PKK ile müzakerelerden ne bekleyebilir? Akan kanı durdurmak, terörü bitirmek değil mi? Peki terör ne zaman biter? Hedefine ulaşınca. Hedefi ise malum; önce devlete ortak olmak, sonra bağımsız devlet kurmak.

PKK, terör ve müzakerelerle hedefine yaklaştığını, hele devleti sarsacak tavizler ve vaatler almanın, meşrulaşmaya, morali yükseltmeye ve örgütü güçlendirmeye yaradığını çok iyi biliyor. 2002'den başlayan "Kürt açılımı" ile Çankaya'ya, devletin temellerine dayandığına inanıyor.

AKP sözcüsü Hüseyin Çelik, 40'dan fazla düzenleme yaptık, bir ana dilden eğitim kaldı, ama terör durmuyor diyor. Bu hayret ifadesi bilgisizlikten olabilir mi?

Sonuç: Yasalarımıza göre terör örgütünü övmek suçtur. 

Övmek ise onu haklı görmek demektir. Hele anayasayı PKK mutabakatına göre yapma söylemleri daha ağır suçtur.

http://www.21yyte.org/tr/arastirma/terorizm-ve-terorizmle-mucadele/2011/09/20/6305/osloda-dogrudan-muzakerenin-5incisi-oyle-mi


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder