10 Ekim 2017 Salı

48 CELSE DURUŞMA TUTANAĞI BÖLÜM 8

48 CELSE  DURUŞMA TUTANAĞI BÖLÜM 8


  Türkiye Cumhuriyetinin ordusunun değerli bir generalidir. O generalle ilgili şey yapıyorsa kimseyi dolandırdığım veya öyle bir şey yok bir numara dediği insanı kendisi açıklasın benim tahmin ettiğim general mi yoksa başka biri mi bilmiyorum kendisini Can Ataklı televizyona çıkarmak istedi belki ben ona bağlıyorum belki de öyle değildir sayın başkanım  belki ben öyle diyorum ben kesinlikle bir siyasi içirikle program istemiyorum dediğimde Güler Kömürcü yü söylediğinde ben hayır istemiyorum dediğimde belki onu söylemiştir Can Ataklı diye o ifadeyi vermiş olabilir diye düşündüm acaba yoksa bana polislerin Güler Kömürcü sizin hakkınızda böyle böyle söylüyor Allah Allah hayret beni tanımaz nasıl benim hakkında böyle yorum yapar diye söylediklerinde sizde onun hakkında şunları şunları söyleyin o zaman dedi yazdılar yazdılar dedim ki bir dakika yazdığınız okur musunuz dedim okudu dedim ki hayır ben bunları söylemiyorum söylememde ama dedi o size böyle hakarette bulunmuş Lütfü bey şahittir. Sayın Lütfü bey bu konunun şahidisiniz dediniz ki hayır Hayrettin böyle bir şey söyledi lütfen çıkarın emniyet amiri geldi dedik benim söylediğim şeyleri yazıyor bu polis memuru yazıyor imzalamam ben bunları dedim ya dedi Güler Kömürcü bilmiyor musun kim olduğunu ne olduğunu niye imzalamıyorsun bak senin için böyle demiş sen normalde temiz bir adamsın dedim ki Allah aşkına temiz bir adamsam bana bu soruları niye soruyorsun imzalamıyorum dedim o bir yarım saat onunla ilgili münakaşa yaptık Güler Kömürcü ile ilgili bir sayfa yazmışlar onu oraya koymuş çıkattırdım imzalamadım çünkü neler yazmışlar ne hakaretler yazmışlar kadının affedersiniz hanım efendinin her şeyini yanlış yanlış anlatmışlar ki insan olarak utandım dedim hayır ben böyle bir şey hayrettin bey diyor bakın diyor dolandırıcı demiş dedim ki beni tanımıyor beni tanımayan resululah efendimizin bir hadisi vardır beni tanımayanların benim hakkımda yorum yapmasını kabul etmem beni aileme sorun en yakınlarıma sorun bu böyledir bunu cevabı budur sayın savcım “

C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "1715 nolu tapede 22.12.2007 tarihli telefon görüşmesinde askerden ihtilal yapılmasını istediğini söyleyen muhatabınıza abi olmaz şuan şuan konjektör uygun değil ama muhtıra tarzı olabilir oda genelkurmay kaynaklı değil hani vardı bizim eski malum eski giden arkadaşlar vardı bizim o grubun yaptığı gibi bir çalışma var öyle hissediyorum aynı görüşmenin devamında da televizyondan bahsederek psikolojik harekette bir şeyler yapılım diye aldık ama bir şey yapamadık öyle kaldı şeklinde beyanlarınız var görüşmede geçen sizin bizim gurubun yaptığı bir muhtıra çalışması sözünü açıklar mısınız bizim guruptan kastınız nedir kimlerden oluşmaktadır bu gurumun sizin dediğiniz gibi Genelkurmay kaynaklı olmayan bir muhtıra çalışması veya muhtırası olmuş mudur”


Sanık Hayrettin Ertekin "hayır böyle bir muhtıra olmadı bizim gurubumuz dediğimiz bizim televizyondaki kendi tingtenk kuruluşumuz vardır. Türkiye’nin günlük olaylarını otururuz sabah masada toplantıda konuşuruz o bizim gurubumuzdur genel yayın yönetmeni her gazetenin ve televizyonun vardır orada bir sert haber yapılır hükümeti eleştiri haberi yapılır yani laiklikle ilgili konuysa bu bir muhtıra olarak verelim onun adı muhtıra odur yani sizin anladığınız darbe niteliğindeki muhtıra değildir. Muhtıradır onun başlangıcı muhtıra kimdir. Maliye bakanıdır, muhtıra kimdir Genelkurmaydır, muhtıra kimdir ulaştırma bakanlığıdır oraya bir ihtardı aslında ama bizim televizyonda muhtıra diye geçiyor bu muhtıra verilecektir. 12 haberlerinde yorumcu çağırılır o konuyla ilgili o konunun şeyi orada o konu sorulur ve o konuda bir muhtıra gibi işte hükümetin bu yaptığı yanlıştır efendim işte Milli eğitim bakanının yaptığı yanlıştır gibi böyle bir şeydir bu bir tingtenktir. Stratejik bir tinktenktir bu dur muhtıra dediğim o başka bir Genelkurmay falan böyle bir şey efendim Türk silahlı kuvvetleriyle benim bu şekilde bir dia loğum yok böyle bir şeyim yok sadece ben sizlerden ve iddianameden duydum birde nokta dergisinden okudum oda yalanlandı mahkeme kararıyla doğru olmadığı olduğu öyle bir muhtıra falanda sanmıyorum hiçbir zaman emekli subaylar, emekli veya komutanlar muhtıra yapamaz veya darbe yapamazlar zaten darbeler dönemi bitmiştir. Bu darbelere en karşı olacak bir işadamı olarak benimdir kesinliklede öyle bir niyetim olamaz karşısında ilk ben olurum”


C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "size zaten muhatabınız kim bu gurupta diye sormuş devamında Aytaç gurubu vardı ya abi Aytaç gurubu işte o gurup gibi bir gurup çalışması var diye hissediyorum bakalım inşallah bir sıkıntı olmaz bu telefonlar sağlam olmadığı için dinlenildiğini bildiğim için söylüyorum yok hayır benim söylemem uygun olmaz çünkü yani ben söylersem arkadaşlar şey yapıyorlar ertesi tarihi alınıyorlar yani bu konuları niye paylaşıyorsun diye anlınabiliyorlar diye görüşmeniz devam ediyor yani burada sanki bir basın toplantısı değil farklı bir şey olarak algılanıyor “


Sanık Hayrettin Ertekin "konuştuğum kişi televizyonda ve bu konuşma televizyonda oluyor yönetim kurulu üyemiz sayın Yalçın Özçer paşayla yapıyoruz ve bir masada konuşuyoruz bunu ve daha sonrada bu telefon pardon bu telefondan sonrada oturup bunun masada konuşulması gerektiğini yolda arabada giderken konuşulmaması gerektiğini söylüyorum budur”

C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "televizyonu ticari maksatla aldığınızı aşama beyanlarınızda beyan ettiniz psikolojik harekatta bir şeyler yapalım diye aldık ama bir şey yapamadık öyle kaldı şeklinde beyanınız var “
Sanık Hayrettin Ertekin "doğru”
C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "psikolojik savaşı kime karşı ve ne şekilde verilecek bu konuda neler yapmak istiyordunuz”
Sanık Hayrettin Ertekin "efendim televizyonu ticari kuruluş olarak aldım ve hiçbir örgüt veya bir şeyle alakası olamaz yani böyle bir şeyin olması mümkün değil bir televizyon kanalının aylık 400 bin dolar masrafı var personel ve uydu bağlantısı, dijitürk bağlantısı kesinlikle böyle bir psikolojik hareket dememdeki kelime benim sık sık kullandığım psikolojik harekat yani PKK’ya karşı olarak yapılan yürütülmek istenen bir silahlı kuvvetlerin yanında psikolojik harekat çünkü daha önceki genelkurmay başkanları bundan yakındılar medya bizim yanımızda değil bizi desteklemiyor diye bende dedim ki alın size medya gelin ne söylemek istiyorsanız söyleyin bakın burada televizyonlar var iki tane kanal biri radyo iki gazete ne istiyorsanız söyleyin bu psikolojik harekatta yetersiz kalıyoruz dedi sayın genelkurmay başkanı Kıvrıkoğlu söyledi bunu, Genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt söyledi ve bende alın size sayın paşam gidin konuşun bir şey söylemek istiyorlarsa kendilerinin söylemek istediklerini malum medya yayınlamıyor ise gelsinler benim televizyonuma çık ben silahlı kuvvetlerine yine söylüyorum televizyonlarım açık ne söylemek istiyorlarsa buyursunlar söylesinler psikolojik hareket budur”

C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "yine telefon görüşmenizde Business televizyon kanalının masraflarından bahsederken özetle abi öyle örtülü paramız var yani para problemimiz yok ve devamında kim o gün gündeme gelmesi gerek o şahsı getirip konuşturuyoruz şeklinde beyanlarınız var görüşmede geçen örtülü ödenek parası nedir. nereden gelmektedir, nasıl harcanmaktadır, Business televizyonunun yayın politikasını siz mi belirliyorsunuz “


Sanık Hayrettin Ertekin "ben belirliyorum günlük gündeme gelen konuları biraz önce tingtenk yaptığımız ve o stratejik konuları konuşacak insanlar neyse genelde ekonomik ağırlıklıdır. Onları çağırıyoruz bu konuyla ilgili biz diyoruz şu soruları soruyoruz bunlara cevap verir misiniz diye onu oradaki spikere veriyoruz ve o spiker o konunun uzmanına veriyor örtülü konusu benim Çin’de kazandığım para örtülü dediğim şudur benim buradaki kardeşlerimle olan ortaklığımla olan şirketlerin haricinde buraya aktardağım Hong Kong bankasından buraya getirdiğim aylık bu 400 bin doları karşılayacak para bunu bir yıl iki yıl dayanabilecek eğer reklam almazsak dayanabilecek bir örtülü para dediğim yani korkmayın biz bir iki yıl ayakta kalırız bu televizyonu iki yıl korkmadan götürebiliriz çünkü para kazanıyoruz bunu buraya aktarırım ama daha sonra bu televizyon bir marka olur tutarsa para kazanırız diye örtülü ödeneği para yani reklamdan gelmeyen paraya örtülü denir reklamdan gelen paraya televizyonun kazandığı açık para denir. Eğer televizyondan gelmiyor da patron cebinden veriyorsa bu para televizyonda örtülü paradır yani sizin örtülü dediğiniz kara parayı kastediyorsanız bizim bu televizyonumuzun basıldığında bütün evraklarımız devletin elinde eğer bir tane varsa çıksın söylesinler “

C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "yine 1778 nolu tapede x şahıs ile yapmış olduğunuz 13.02.2008 tarihli görüşmede onlar sahte Ergenekon biz hakiki Ergenekonuz projenizden vaz mı geçtiniz bekleyin yakında tankları görürsünüz tanklar geliyor görürsünüz yani Baykal boşuna ipe gideceksiniz demiyor sözlerinizi ne şekilde telif ediyorsunuz “
Sanık Hayrettin Ertekin "efendim sayın Baykal çok doğru söylüyor Türkiye Cumhuriyetine kastı olan Türkiye Cumhuriyetini yıkmak, bölmek isteyenlerin her zaman devletin reflekssiyle karşılaşacağını biliyorum tanlarda 23 Şubat yani benim tutuklandığımdan bir gün sonra Kuzey Irak’a operasyon yaptılar ve bölücü terör örgütü PKK’yı kastettiğim ve hatta yarım kaldı Kuzey Irak’a kadarda girmeleri lazımdı derinliklere kadar Erbil 36’incı paralelin 36 paralelin altına inip Zaho, Erbil, Süleymaniye ta aşağılara kadar gitmelerini istiyorum onun içinde ne yapmam gerekirse yaparım çünkü Türkiye Cumhuriyeti tehdit eden bir orda bir terör örgütü var ordaki o örgütün sonuna kadar ne yapılaması gerekse tank mı gidecek, ben mi gideceğim, hepimiz mi gideceğiz gitmeliyiz yarım kalıyoruz, kısa kalıyoruz televizyonum değil canım feda olsun o konuşmam PKK terör örgütüne karşı yapılmış bir konuşmadır”
C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "Tankları PKK’nın üzerine mi göndereceksiniz”
Sanık Hayrettin Ertekin "evet göndermedik mi göndermedik mi yarım kaldı engellediler, geri çektiler kimin üzerine gönderecektik sayın savcım lütfen lütfen kuzey Irak’a gönderecektik dalmaları lazım obüsleri vurduğu zaman Erbil’den Zaho’dan çıkması lazım Türkmenler katlediliyor orda bir milyon Türkmen bir milyon arap katledildi hiç kimse sesini çıkarmadı 20 yıldır 40 bin Türk askeri öldürüldü kimse sesini çıkarmadı memleketi böldürmek parçalatmak mı istiyorsunuz ben onu söylemişim sayın başkanım, bu memleketi parçlamak istiyorlar çok konuşmak istiyordum ama ben her ay kazancımın bir bölümünü bu insanlara harcadığım Kürt halkını da kandırarak PKK bu ermeni uşakları satılmış casuslar hepsi ülkemizi işgal etmişler bunlar terörün ta kendileridir ve bu ülkeyi parçalamak isteyen insanlara tank değil hepimiz gitmeliyiz kılıçlarımızla, tabancalarımızla gitmeliyiz bu ülkeyi parçalamak istiyorlar bu yutturdukları Büyük Ortadoğu projesinin işgal projesidir. Bunu bu iddianame ile bir ilgisi yok ama keşke bir konferans şeklinde olsaydı anlatsaydım Türkiye’yi nerelerden nerelere getirdiler Türkiye mevcut konumundan çıkmıştır. Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti ilkelerinin temel taşları oynatılmıştır. Kıbrıs gitmiştir yakında Akdeniz’in güvenliği başkalarının eline geçecektir Mersin güvenliği tehlikelidir. İskenderun’un güvenliği tehlikededir, Adana’nın güvenliği tehlikelidir her yer tehlikededir sayın savcılarımız bizimle uğraşacaklarına o tehlikeye düşürenlerle uğraşmasını istiyorum  bu kadar efendim”
C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "3 Ocak 2008 tarihli telefon görüşmenizde komutanım diye hitap ettiğiniz şahsa komutanım bunların kökünü kazımak lazım BOB komutanları bugünkü komutanlar NATO komutanı değil BOB komutanı BOB’da kimin olduğunu herkes biliyor dedikten sonra devamında ben diyorum ki Ankara, Gebze, İstanbul hattı açılmadan bu işler olmaz o hattı açacaksınız bana vereceksiniz tekrar ben hep bunu söylüyorum bu bana verilmediği müddetçe hiçbir şey olmaz komutanım şeklinde beyanlarınız var görüşmenizde BOB komutanları olarak eleştirdiğiniz kişiler kimlerdir, bu kişileri bazılarının kökünü kazımadıklarından dolayı eleştiriyorsunuz bu kişilerden ne yapmasını bekliyorsunuz yine görüşmede geçen Ankara, Gebze, İstanbul hattı konusu nedir siz bu hatta eskiden ne yaptınız yeniden ne yapmak istiyorsunuz görüşmede geçen ve yeterli açıklıktan yoksun olan Ankara, Gebze, İstanbul hattı açılmadan bu işler olmaz sözü ile hangi konuyu anlatıyorsunuz”
Sanık Hayrettin Ertekin müdafi Av. Lütfü İşbulan söz istedi verildi; sayın başkanım  bu soruları duyunca hakikaten tüylerim diken diken oluyor yıllarca bu mesleklerin içinde kaldık şimdi bu sorularla nereye gidilmek isteniyor onu ben çok merak ediyorum acaba başka bir olaylara mı gitmek istiyorlar bu sorular yani sayın savcıların alınmasınlar yıllarca ben onlarla dirsek dirseğe de görev yaptım bu sorulanın hepsi savcılık aşamasında sorulması gereken sorulardı. Niye o zaman biliyorlardı da bu soruları sormadılar şimdi ben müvekkilim heyecanlı ben biraz şey yapacağım ama bende yapı olarak ondan daha fazla heyecanlıyım lütfen bu soruları sormayın bu soruları sordurmaya aracı olmayın bu sorular bu davanın soruları değildir. Bu sorular bu örgütün nedir medir belli değil onların soruları değildir lütfen bu soruları sordurmayın ve soruya da itiraz ediyorum”
Sanık Hayrettin Ertekin " ben cevap vereyim sayın başkanım cevap vereyim ben bu soruyu sorarken içeriğini eğer sayın savcım siz anlamadıysanız ben bu bir Türk evladı olarak bir istiklal savaşı dedemden kalan istiklal savaş madalyasını taşıyan biri olarak kendi duygularımı işadamı olarak duygularımı getirmişim ben bir komutanla görüşürken görevinizi yapmadığınızı ima etmişim ama onun üzerinden değil çünkü 20 yıldır 30 yıldır gencecik çocuklarımız dağlarda telef oluyor bu çocuklarımızın terörün bu kadar uzamaması lazımdı bu çocuklarımızın ellerine aldıkları silahları kullanmayı dahi bilmiyorlar iyi eğitemediklerini ima ettim komutanları daha dikkatli olmalarını belirttim PKK’nın bu konuda daha eğitimli olduğunu bu konuda daha ileri gidip kırsaldan şehre kadar geldiğini bunların boğazlarının şehirde de sıkılması gerektiğini Gebze Ankara hattı dediğim bir tren kazası olmuştu o günde biz onu bir espri olarak kullandık orda Gebze hızlı tren devrilmişti o gün tarihe bakarsanız görürsünüz orada birkaç Türk insanı canını kaybetti o esprinin bir kenarıydı Gebze hattını hiçbir şey yamadım ben Yedek subaylığımı güneydoğu Siirt ve Şırnak’taki tim komutanı olarak yaptım ve yıllar önce ve onu da anlattım size de anlatmıştım nasıl yaptığımı ve orada çenemden yemiş olduğum mermiyi, böbreğimdeki mermiyi hepsini söylemiştim ama herhalde unutmuşsunuz sayın savcım şimdi onlara girmek istemiyorum Türkiye Cumhuriyetinde biz birlik olalım ve ülkemizi bölmek parçalamak isteyen TRT Şeşler beşler üçler derken başka şeyler gelecek bakın çok tehlikelere gidiyoruz sayın savcım görevinizi yapmıyorsunuz aynı görevini yapmayan generaller gibi sizde sayın savcılar görevinizi yapmıyorsunuz görevinizi yapmış olsaydınız Hayrettin Ertekin, Doğu Perinçek ve buradaki insanlar değil PKK’lı memleketi bölmek, parçalamak isteyen hergün bomba atan gencecik askerlerimizi öldüren ve Alim Yarbayların, Elbeylerin, Gülbeylerin ölümüne sebebi sizler bunda sizinde şeyiniz çok onları yakalamadınız onları bıraktınız, onları mahkeme huzuruna getirmediniz onları hakim huzuruna getirmediniz ben size söyleyeyim son 2008 yılında 71 tane PKK’lı yakalanmış 47’si tutuklanmış diğerleri serbest kalmış ama 205 tane Ergenekon diye bulduğunuz insan hepsi vatan kahramanı generaller, albay levent, özel kuvvetlerin komutanı üç tana madalya almış bunları bunları lütfen biraz okuyun biraz tarih okuyun sayın savcım tarihi sorumluluk yükleniyorsunuz ben o generalle konuşurken Genelkurmayın tarihi hatalar yaptığını bu tarih hesabını veremezler daha dikkatli çalışmaları gerektiğini bir vatandaş olarak Türkiye Cumhuriyetinin kimliğini taşıyan vatandaş olarak içimdeki heyezanı anlattım sayın başkanım  ben böyle hissediyorum bu mücadele 30 yıl sürmemesi lazım bugün dünyanın en tehlikeli örgütleri yok edilmiştir. Baydarmaynof, Eta hiçbiri bırakılmamıştır. Ama Türkiye’de bu örgüt meclise kadar girmiştir. Bu örgüt başbakanı tehdit ediyor, bu Cumhurbaşkanını tehdit ediyor, buraya giremezsin diyor Diyarbakır’a sayın başkanım  daha ne söyleyeyim daha ne söyleyeyim “
C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "şuana kadar ki okumuş olduklarımızı PKK ile mücadeleye atfederek cevaplandırdınız fakat 12.12.2007 tarihli bir telefon görüşmenizde o tarihte gündemde olan Türban tartışmalarından bahsederek muhatabınıza komutanım kaleler tek tek gidiyor bakın ben bu YÖK var ya bu kadarını düşünmüyordum buda gitti. Yargıtay işte bir tek Yargıtay ile Danıştay kaldı Türbanı takıp herkes oturacak mı komutanım olacak mı bu yani yok mu yürekli bir tane böyle paşalardan komutanım ya böyle hop diyecek şeklinde beyanınız var bunu benzer birçok telefon konuşmanız vardı sürekli bu düşüncelerinizi aktararak neyi amaçlamaktanız görevli subaylardan ne yapmasını bekliyorsunuz”
Sanık Hayrettin Ertekin "sayın başbakanı milli güvenlik kurulunda sayın başbakan bu partinizin bazı organlarında laikliğe karşı bir takım yanlış beyanlarınız vardır bunu lütfen yeniden kontrol edin siyasi partinin gereklerini yapın diye veya Cumhuriyet Başsavcısına bir mektup yazarak suç örgütlerinin varsa irticaya karşı laikliğe karşı bunların Genelkurmay başkanlığının vazifelerinin arasındadır çünkü anayasanın üçüncü maddesine kollama ve gözetme maddesidir bu darbe yapmak anlamına gelmez bu milli güvenlik kurulunda oturulur bütün kurul üyeleri bunu konuşur burada konuşulması gerektiğini o konuştuğum komutan milli güvenlik kurulu üyesi bir komutan bunu orada konuşun diye ima ediyorum ima ediyorum ben bunu kendisini sayın başbakana da söyledim örgütünüzde yanlışlıklar var dedim örgütünüzü dikkat edin dedim bunu söyledim yine söylüyorum aynı söylediklerimi söylüyorum Türkiye Cumhuriyetini anayasa mahkemesi karar vermiş on bir’e bir çoğunlukla odak irtica faaliyetlerine odak bir parti diye ben bunu konuştuğumdan önce sonra verildi bu karar ben mi yanlışım anayasa mahkemesi mi yanlış başkanlığı mı yanlış yüce mahkemenizin takdirine bırakıyorum bunu”
C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "14.02.2008 tarihli telefon görüşmenizde muhatabınıza memleketin halinin iyi olmadığından, rejim tehlikesi bulunduğundan bahisle askeri bir darbeden bahsediyorsunuz ve askeri darbenin ülkeyi geri götürdüğünü söyleyen muhatabınıza asker geri götürmez ya 12 Eylül oldu geri mi götürdü asker Allah aşkına şeklinde beyanınız var siz ülke sorunlarına çözümü sadece askeri darbelerde mi görüyorsunuz bu sözlerinizi açıklar mısınız”
Sanık Hayrettin Ertekin "anlatayım bu benim danışmanım olan televizyondaki bu günlük tingten programlarını yapan bayan sanıyorum o veya diş doktoru olan bir bayan iki kişi var o konuşmada peş peşe konuştum hangisiyle konuştum bilmiyorum silahlı kuvvetleri ülkeyi hiçbir zaman geri götürmez bunu tekrar ediyorum 12 Eylülde Türkiye Cumhuriyeti geri gitmemiştir a insanlık demokrasi açısından hatalar yapılmamış mıdır yapılmıştır ama siz sayın savcılarımız mahkemelerimiz orda dururken benim bunu düşünmem, tanışmam tamamen bir insanlık ve vatandaşlık refleksi ben silahlı kuvvetlerin ülkeyi geri götürmediğine hala inanıyorum 12 Eylül öncesi benim öğrencilik yıllarımda burada hatırlayanlar bilirler biz okula gidemiyorduk ben 152 gün okula gidebildim terör vardı ve bugün çok şükür ülkemizde silahlı kuvvetlerin gölgesinde ülkemizde kargaşa, anarşi yoktur ben bunu kastetmişimdir silahlı kuvvetleri buruda övmüşümdür bundan da gurur duyarım silahlı kuvvetleri olmasaydı Türkiye’de türküm diye dolaşamazdınız sizde Cumhuriyet savcısı olarak orda oturamazdınız cevabım budur”
C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "Klasör 133 dizi 431’de aramalar sırasında ele geçirilen Çaykur yazılı yeşil sarı renkli ajanda içeriği 31 Aralık sayfasında Cizreli Ali 535 numarası Abdulmuttalıp Tonçer yurtdışına PKK’lı unsurları görüyor parantez içinde Kadir ismi soyadı bilinmiyor 2-3 tane telefon numarası uluslar arası numaralarda var Romanya, Kurtuluşta silah istiyor mermi ÇYRPG7 Zaho’dan burada Silopi veya çukurca da Hokus Mağmur kampa gidiyor geliyor msn numarasın baranbodyi@hotmail. Com Romanya, Almanya sahte kimlik pasaport düzenliyor şeklinde bir not almışsınız bu tür istihbaratları nereden temin ediyorsunuz burada ismi geçen kurtuluş isminde bir şahıs var yine sizin telefon görüşmelerinize Çavuşpaşa karakolu ile görüştüğünüz Kurtuluş Horasan isminde bir şahıstan bahsediliyor bununla bir ilgisi var mıdır”
Sanık Hayrettin Ertekin "Kurtuluş Horasan diye bir isim yok Kurtuluş dediği o Abdulmuttalip Tonçer’in o rehber onundur kendi el yazısıdır benim bilgim yok kendisi bana söyledi savunmasının bir bölümünde de yazmış zaten sayın başkanım o benimle ilgili değil o defteri de bilmiyorum bana söylediler benim o bilgi yok öyle bir istihbaratım yok Abdulmuttalip Tonçer ona açıklama yapacaktır kendisi açıklar çünkü ben bilmiyorum nasıl bir Çizre mizre onları bilmiyorum kurtuluş Horasan dediğiniz beni maçta sinirlendim Beşiktaş haksız yere bir gol yediği için sinirlendiğimde arkadaşlar sen Kurtuluş Horasan dediği yer öyle Kurtuluşta yok Horasan diye biride yok beni Beykoz karakoluna gönderip dalga geçti iki albay arkadaşım sonrada gülüştük falan bu odur başka bir şey yok sizde zaten sormuşsuzunuz öyle bir olayın olmadığı dosyada var “
C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "evinizde yapılan aramada 12 sayfa içerisinde kara, deniz hava, kuvvetleri komutanlığı, jandarma genel komutanlığı, Gülhane asker tip akademisi ve askeri Yargıtay başkanıyla, askeri yüksek idare mahkemesinde görevli generallerin rütbeleri, nasp tarihleri, sicil numaraları, ad soyadları, eşlerinin isimleri, görevleri, illeri dahili telefon numaraları, PTT telefon numaraları, cep telefon numaraları ve tafiks ismi verilen özel olduğu düşünülen gizli telefon numaralarının bilgileri yazılı olduğu bir liste ele geçirilmiştir. Siz silahlı kuvvetlerde herhangi bir göreviniz var mı, Türk silahlı kuvvetlerinde sadece orada çalışan üst düzey komutanlara ait olan bu bilgileri kimden, ne zaman, ne şekilde temin ettiniz “

Sanık Hayrettin Ertekin "ben temin etmedim o düğün davetiyesinin sekreterimize düğün yanında onun 15 tane olan sayfada da çizgi çizgi masa numaraları harbiye ordu evine o günkü düğünü aratın düğününün listesi gelirse sayın başkanım var dosyada avukatlarım takdim edecek bir harbiye ordu evine o tarihle ilgili yazılmasını o düğünün orda yapılıp o kişileri listede ismi olan kişilerin oraya davetli olarak kapıda liste veriliyor olup olmadığının sorulmasını ve o kişiler telefon numaraları falan veren kişi düğün davetiyeleri yazılsın diye sekreterimize getirmiş sekreterimizde o Pazar günü olduğu için kapalı olduğu için şoförle onu bize şeyi göndermiş düğün Pazar akşamıydı Pazar günü sabah bırakmış o listeler verildi bitti paşamıza verin bunları diye eve bırakmış orada düğün davetiyeleri var davetiyelerin 15 tane hangi masalara yuvarlak masalara kimlerin oturacağı tanzim edilmiş telefon numaraları falan o telefon numaralarında geçen isimlerin çoğunu ben tanıyorum düğünde de zaten karşılaştık telefon numaralarında ezbere biliyorum tafiks numaralarını da ezbere biliyorum bende olması gayet doğal ben çünkü silahlı kuvvetlere iş yapan yani kuyumcu mağazalarım harp akademilerinin bütün müşterileri eşleri bizim müşterimizdir. Mağazalarımızdan alışveriş yaparlar brove, rozet bu tip şeylerin hepsini benden alırlar ben bunları zaman zaman şoförlerimiz veya çalışanlarını gönderirler veya telefon açarız doğum günleri olur doğum günlerine hediyeler göndeririz bunlar gayet sosyal ilişkilerdir bu numara ondan dolayı bendedir benim herhangi bir görevimden dolayı değildir “


C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel " Evinizde yapılan arama sırasında siz sonuna kadar bulundunuz mu yoksa “


Sanık Hayrettin Ertekin "hayır hayır efendim beni bana şeyi zaptı şeyde imzalattılar tutuklu olduğum hücrede imzalattılar beni saat 4 gibi falan götürdüler ama bir beyaz minibüsle ben bulunmadım sonuna kadar “

C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "arama saat kaçta başladı saat kaçta bitti”
Sanık Hayrettin Ertekin "4’ü 20 geçe başlamış ben hemen çıktım bilmiyorum kaçta bittiğini ben çünkü günleri karanlık bir odaya konduğum için günlerim saatimde kolumda olmadığı için günleri bile şaşırmıştım yani bilmiyorum “
C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "aramada sizden başka polislerden başka kimse bulundu mu “
Sanık Hayrettin Ertekin "bilmiyorum efendim yani benim oğlum vardı evde oğluma sormak lazım “
C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "Klasör 127 sayfa 23’de ekspertiz raporu var evinizde kablosuz olarak 100 metre ses ve görüntü aktarımı yapabilen casus kamera ele geçirilmiş bunu ne amaçla aldınız ne faaliyetlerde kullandınız” 
Sanık Hayrettin Ertekin " efendim casus kamera değil wayles kameradır o “
C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel " ekspertiz raporunda öyle söyleniyor “
Sanık Hayrettin Ertekin "efendim işte bilmedikleri için wayles kamera bir yerden bir yere kablosuz olarak aktarılan görüntü ses aktarır ve ben bunların satışını yapıyorum enternet grup Bulgaristan şirketimi de ben bunların bütün dünyaya satışını yapıyorum bununla ilgili Beşiktaş’ta Mc danisın yanında mağazam vardı kapattım biz bunları satıyorduk telefon, Wayles kamera, netvork , cd, cd raytır, bilgisayar bunları satıyorduk mağazamız vardı kapattık meşgul olamadık bunlar onlardan kalan numune en son fuarda aldığım bunlar casus falan değil böyle 120 metre ile casusluk olmaz ben size başka bir şey söyleyeyim 6 km, 7 km lazer pointle ses kaydedici aletler satıyoruz Bulgaristan şirketimizden satıyoruz bunların ticaretini yapıyoruz bu 120 metre dediğiniz bir evde normal laptop kameranın yanına takarsınız bir wayles fişini öbür kamerayı da götürürsünüz kapınızın oraya korsunuz bantla yapıştırırsanız buradan kimi görmek istiyorsanız geleni 120 metre içinde dahili olarak görürsünüz 7 dolarlık Çin’de bunların ithalatını yapacağımız numunelerdir bunlar paketlerinden açılmamıştır bu bir tane değil evde unutulmuş daha sonra unutmuşlar almamışlar şeydeydi benim yeni seyahatten geldiğim çantada vardı 20-25 tane vardı yani bir tane değildi “
C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "Klasör 130 sayfa 157’de bulunan Yapı Kredi ajandanızda adilserdars@mynet.com şeklinde bir notunuz var yine 133’üncü klasör 211’inci sayfada tutuklu erol maskoen abisi göz doktoru filan kardeşi tutuklu filen diye notlar var altında da  Adil Serdar Saçan İstanbul emniyet müdürü organize suçları Ayhan Mimaroğlu Adil Serdar Saçan yeğeni iki kişi bir kız bir erkek çalıştı Erol israil’e geziye götürdü filan şeklinde notlarınız var bu kişiyle ilgili niçin araştırma yaptınız “
Sanık Hayrettin Ertekin "evet doğrudur kişiyle ilgili beni daha önce Ümran Üzümcü ile beni işkence yaparak bana hiç alakam olmayan ilgim olmayan davada beraat ettiğim davada dosyasını yüce mahkemeye verdiğim arasında bana işkence yapan kişiyi mahkemeye verdim İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanıyor veya davası devam ediyor olabilir onla ilgili televizyonumda haber yapacaktım bir muhabirle rica ettim bununla ilgili her şeyi çıkarın bununla ilgili haber yapın bu davadan bir gün önce bu kişiyle ilgili meslekten ihraç edildiğiyle haberi girin ve bunu haber yapın diye bilgi toplamışlardı bana gelen bilgiler oydu yaptırmadım o haberi ama yaptıracağım “
C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "yine ajandınız 312’inci sayfada yer alan şeyinde üst düzey komutanlarla ilgili hepsinin isimleri ne zaman orgeneral oldukları, ne zaman emekli olacakları ve yanlarında da bazılarının yaş haddinin doluş günlerinin yanı sıra Alevi şeklinde bazı notlarınız var bu notları niçin aldınız bu konuyla niye bu kadar ilgilendiniz”
Sanık Hayrettin Ertekin "bu komutanlarımızın çoğunu tanıyorum emekli olacaklara sekreterimiz şey yazar bir teşekkür şeyi işte bir yeni gelecek terfi etmiş yeni gelecek komutana da teşekkür yazar o sekreterimin notudur onlar ben yokken yurtdışında bu bizim kağıtlarımız var sayın başkanım  o kağıtlara imza atarım onları hayırlı olsun sayın komutanım diye imzalanır onlara o adreslere gönderilir hangilerinin o sene terfi edeceği yazılır veya emekli olacağı yazılır emekli olanlara bir yeni hayatınızda başarılar dileriz ailenizle kendinize yeni bir mutluluk saadet dileriz diye bir mesaj yazılır budur yani onun için almışımdır”
C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "yine başka bir sayfada üst düzey kuvvet komutanlarının imsilerinin yanı sıra Marmaris’teki ev, İstanbul ev, Kadın olayı, oğluyla ilgili açıkları filan şeklinde aldığınız ihbarcı falan notları var bun notları niye altınız komutanlarımızla ilgili “
Sanık Hayrettin Ertekin "hayır öyle bir not yok görmek istiyorum ben öyle bir not almadım Marmaris falan göreyim “
C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "komutanların ismi de var “
Sanık Hayrettin Ertekin "doğrudur sayın başkanım nokta dergisinde bir haber çıkmıştı nokta dergisinde bu Aytaç paşa ve Özden Örnek paşayla ilgili ben oradan bir haber yapılması ve gazete köşe yazısı yazıyordum Şişli gazetesinde orada bu geçen şeyleri eğer bir orgeneral kendi yazdım o yazıyı da sanıyorum bir orgeneral kendine yakıştırıp günlüklerine varsa şayet günlüklerine bunları yazıyor ise bunu orgeneral yazmamıştır bunu başka birileri yazmıştır diye bir yazı yazmıştım şişli gazetesinde köşemde sanıyorum o notlardır yani gazete yazmadan önceki aldığım o dergiden aldığım not olabilir bilmiyorum yani öyle hatırlıyorum yoksa bir not almadım “
C.Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "teşekkür ediyorum “
C.Savcısı Nihat Taşkın “Emre Gülaltay ile yapmış olduğunuz telefon görüşmenizde siz şeylerden haber var mı Tekirdağ taraflarında bir haber var mı olumlu bir şey diyorsunuz Emre’de size Muzaffer abinin daha mahkemesini açmadılar diyor Emre Gülaltay”ın Muzaffer Tekin hakkındaki soruşturma ile ilgilenme ve bu konuyu sizinle paylaşma nedenini açıklar mısınız “
Sanık Hayrettin Ertekin "valla bilmiyorum benle niye paylaştığını ben ne cevap vermişim ki söylemiş ama ben cevap vermişim mi ben bilmiyorum  “
C.Savcısı Nihat Taşkın “siz Tekirdağ taraflarından haber soruyorsunuz oda cevap veriyor 
Sanık Hayrettin Ertekin "şuan hatırlamıyorum bu şeyi ama Tekirdağ tarafından derken bir akrabasının orda tutuklu olduğunu söylemişti o belki o olabilir “
C.Savcısı Nihat Taşkın “Muzaffer abinin daha mahkemesini açmadılar diye size söylüyor “
Sanık Hayrettin Ertekin "şimdi efendim şöyle benim belki bir konuşma arasında geçmiştir normal telefonumda da bu konuda öyle sormuş olabilir ben Muzaffer abinin davası bilmiyorum yani Muzaffer abiyi tanımıyorum ki “
C.Savcısı Nihat Taşkın “bizim buradan çıkarttığımız Muzaffer Tekin  Tekirdağ cezaevinde tutuklu “
Sanık Hayrettin Ertekin "hayır efendim ben Muzaffer Tekin  ile ilgili Muzaffer Tekin’i ayrıca da bilmiyorum Ankara’da cezaevinde idi tutuklu Tekirdağ da değildi ki Ankara’ya götürdüler bildiğim kadarıyla Danıştay olayından Ankara’ya gittiğini biliyorum ben gazeteden bunu okudum o zaman Çin’deydim bilmiyorum hatırlamıyorum Tekirdağ’da olduğunu sormuştur söylemiş olabilirim ama şuan inanın hatırlamıyorum sayın başkanım “
C.Savcısı Nihat Taşkın “peki aralarında ne mahiyette bir ilişki olduğunu biliyor musunuz”
Sanık Hayrettin Ertekin "bilmiyorum efendim bir ilişkisi olduğunu bilmiyorum”
C.Savcısı Nihat Taşkın “iş yerinizde ve yanınızda daha önce PKK terör örgütünde faaliyet gösterip daha sonra itirafçı olup JİTEM’de görev almış kişiler çalıştırdınız mı”
Sanık Hayrettin Ertekin "hayır efendim JİTEM diye bir şey ben sizin iddianamenizde okudum JİTEM diye yıllardır söylenir durulur ama JİTEM bir örgütü değil bir Jandarma İstihbarat teşkilatı vardır sizin algıladığınız JİTEM değildir 87 yılında rahmetli Turgut Özal’ın kanunlaştırdığı Jandarma İstihbarat teşkilatı vardır ama sizi onu terör örgütü gibi görüyorsunuz sayın savcılarımız “
C.Savcısı Nihat Taşkın “çalıştırmadınız”
Sanık Hayrettin Ertekin "hayır ben çalıştırmadım “
C.Savcısı Nihat Taşkın “Abdulmuttalip Tonçer, Adil Temur”
Sanık Hayrettin Ertekin "JİTEM’de çalışmıyor ki efendim hayır efendim Adil falan kimse çalışmadı Abdulmuttalip Tonçer benim yanımda çalışmıyor ben ona bir yer verdim bir ofis verdim şey atölyede atölye bana ait değil atölye oğlumun iş yerine ait bir atölyede yer verdik ben rica ettim buna meslek öğretin bu dağlara gitmesin üç tane oğlu var üçü de kaç yaş bilmiyorum gördüm geldiler elimi öptüler o kişilerin kuyumcu olsunlar diye bir komutanımızın ricası üzerine aldım ama ben onun JİTEM’de çalıştığını bilmiyorum ne JİTEM’i kendisi PKK’da itirafçı olduğunu söylüyor ama kendisi bunları ona soracaksınız bana niye soruyorsunuz ki sayın savcım “
C.Savcısı Nihat Taşkın “kendisine de soracağız “
Sanık Hayrettin Ertekin "sorun bana sormayın kendi ne söylüyorsa doğrudur ben kendisiyle konuşmuyorum tutuklandığı günden itibaren konuşmuyorum çünkü bütün arkadaşlar biliyorlar yarın dersiniz ki konuştunuz diye ben konuşmuyorum kendisiyle siz ona soracaksınız “
C.Savcısı Nihat Taşkın “Kaan Dut’a gönderdiğiniz mesajda yukarda bize ait değil atölyede çekmecede Ali’ye ait bir şey var onu yok et Ali’de gelsin benim atölyem işte silahta bana ait desin atölye yani çıkan şen Ali’ye ait öbürüde sana ait diyorsunuz bu görüşmelerin aramada elde edilen birisi glock marka iki tane ruhsatsız silahın yanınızda çalıştırdığınız iddia edilen ancak sizin ayrı bir işyeri olduğunu söylediğiniz Cizre’li Ali lakaplı Abdulmuttalip Tonçer tarafından üstlenilmesiyle ilgili olduğu anlaşılıyor, bu görüşmeler size mi ait”

9 UNCU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder