10 Ekim 2017 Salı

48 CELSE DURUŞMA TUTANAĞI BÖLÜM 9

48 CELSE  DURUŞMA TUTANAĞI BÖLÜM 9


Sanık Hayrettin Ertekin "hayır efendim ben o dediğiniz tarihteki sayın başkanımıza bu konuyla ilgili hücrede olduğumu ve konuşma yapmadığımı saatleriyle beraber belgeledim ve verdim o konuşmayı ben yapmadım o konuşmanı geçtiği böyle bir şey yok öyle bir iddia edildiği konuşma yoktur bu Abdulmuttalıp Tonçer’in yani Ali olarak söylendiğini sayın savcımız Mehmet Ali Pekgüzel’in odasında ifade verirken bu silah dedi hayrettin bey bu silah nedir dedi glock bir silah yakalanmış sizde dedi dedim ki efendim ben glock silah bana polislerde sordular ama o silah dedim benim değil ben o silahı bulunduğu yeri söyleyin dediler ki böyle böyle yerde bulduk bir atölyede çekmecede orası bana ait değildir dedim orası Ali’nindir dedim Ali’ye sorun peki o zaman dedi şu olayı kapatalım zaten bir şey yok senin sorgunda Aliyi çağırın dedi avukatlardan bir tanesi dışarı çıktı oğlumu aramış ve Ali’yi atölyesinden çağırmışlar mahkemeye gelmiş ben görmedim Ali’yi orda da görmedim biz nezaretteydik 6 kişiydik o gün Vedat Yenerer, Orhan Tunç gibi insanlarla biz aşağıdaydık ben o Ali’yi falan görmedim Ali’yi ben ta Kandıra cezaevinde bana gelip gardiyanın işte biri var Abdulmuttalıp Tonçer diye seni tanıyormuş buraya yanına gelmek istiyor alalım mı güvenilir birimidir deyince hayırdı o niye tutuklanmış dedim dedi ki örgüt üyesi güldüm acaba PKK’dan mı çünkü daha önce PKK’da küçük yaşta kandırılmış dağa götürülmüş öyle biri olduğunu ama PKK’nın onu bulamayacağını da bildiğim için çünkü ismi değişik ve ben öyle gördüm onun haricinde görmedim buna sayın savcımızın lütfen cevap vermesi lazım orda da böyle bir şeyin olun olmadığını”

C.Savcısı Nihat Taşkın “bu size okuduğum görüşmelerden birisi kısa mesaj şeklinde diğeri de sesli görüşme yani bu doğrulanabilir bir şekilde “

Sanık Hayrettin Ertekin "peki tamam sesi lütfen sayın mahkeme dinlesin bana ise ki o ses bana ait değil oğlum konuştuğunu söylüyorlar oğluma konuştuğunu söylüyorlar oğluma konuşturduğunu söylüyorlar benim değil o ses ama mesaj ben çekmedim benim hücreye konduğum saat belli hangi saate koydum eğer bana mesaj getirdilerse veya bir ilaç verip uyuttularsa bir mesaj yazdırdılarsa suç işlemişlerdir demektir ben böyle bir mesaj çekmedin sayın savcım “

C.Savcısı Nihat Taşkın “21.02.2008 tarihli görüşmenizde sizden Hayrettin şu Yargıtay ı takip edin ya sözleriyle yardım eden kişiye komutanım ediyoruz o dosya biliyorsunuz şeye gitti daireye gitti 2’inci daireye gitti devamında da komutanım acaba bunlarla zamanında mücadele etmedik şimdi mücadele edeceğiz inşallah diyorsunuz benzer şekilde birçok dava takip işini yaptığınızda anlaşılıyor bu görüşmede sözü edilen dosya takip işini anlatır mısınız “

Sanık Hayrettin Ertekin "dosya takip etmiyorum daha önce anlattım bu konuyu bahsettiğim kişi Ethem Erdağ’dır bizde danışman bizim danışmanımız komutanımız Ali Turan Ankara’daki avukata onunla ilgili dosyasının avukatı odur askeri Yargıtay’daki davasının askeri şuraya çok az kaldı o dosya orda onaylanırsa terfi sırasına girmez diye kendisi biran önce o dosyanın dilekçe verilmesini davanın erken sonuçlandırılıp 200 milyon liralık bir dava yani Elazığ’da kolordu komutanı olduğu dönemdeki 200 milyon liralık bir davadan onu iftira atan bir uğraşmadık dediğim insan bir tane başçavuş yani böyle 200 milyonu duvar yaptırmış, perde alacağına duvar yaptırmış bunu da işlem dışı diye askeri Yargıtay da 200 milyon lira yüzünden terfisi engellendi avukatı da benim tanıştırdığım hiçbir bedel almadan bakan Ali Turan’dır rica etmiştim Ali beye olay budur daha bunu detaylıca anlatmıştım benden rica etti kendisi bende Ali Turan beye telefon açıp paşamla bir numarayı verin görüşün bunu takip edin de askeri şuradan önce çıkarsa eğer şurada orgeneralliği engellenmez terfi eder diye düşünmüştük o başka bir şey yok”
C.Savcısı Nihat Taşkın “2001 yılında başka bir suç nedeniyle yakalanan Tuncay Güney’den 11 sayfalık isminizin yazılı olduğu illegal olayla ilgili gelen raporum şeklinde bir belge ele geçmiş siz bundan bahsettiniz Tuncay Güney’i tanımadığınızı söylerken huzurda bu kişiyi zaman gazetesine yaptığınız ziyarette gördüğünüzü “
Sanık Hayrettin Ertekin "Zaman değil efendim Samanyolu Tv orda gördüm ama bu belge melgeyle bir alakası yok orda sadece heyetle gittiğimizde kapıda karşıladığını bizde kartımızı verdik kendisine o bizi arayıp daha sonraki bir olayla ilgili televizyona çıkarmak istedi çıkmadım benim televizyona çıkmayacağımı o raporu ben yazmadım Kutlu Savaş’ın raporudur ama ismim yazılmış oraya o imzam yok imzam yok o raporun içeriğini ben biraz okudum keşke ben o kadar güzel rapor yazabilecek kabiliyette bir insan olsam eğer onu yazdığım söyleniyorsa ben kabul edeyim sayın başkanım  o güzel bir rapor memleketin meselelerini anlatıyor ama ben yazmadım altına ismim yazılmış Adil Serdar Saçan’ın yaptığını tahmin ediyorum çünkü Adil Serdar Saçan oradaki bazı insanları bazı suçlanan insanları bana karşı yönlendirmek için onu yaptırmış olabilir çünkü Adil Serdar Saçan hakkında şikayette bulundum ağır cezada yargılanıyor iki defa bir Fatih Cumhuriyet savcılığına birde İstanbul adliyesine çünkü bana olmadık işkencelere, olmadık zulümler yaptı bu Ümran Üzümcü meselesi yani tanık olarak kuyumcu eksperi olarak gittiğim davaya beni sokmaya çalıştı ondan dolayı oradaki insanları benim üzerime salmak için yapmış olabilir başka bir karalamadır ben ona şuan imza bile atarım o rapora”
C.Savcısı Nihat Taşkın “Abdulmuttalıp Tonçer ne zamandan itibaren yanınızda çalışmaktadır”
Sanık Hayrettin Ertekin "yanımda çalışmıyor orada bir kendisine “
C.Savcısı Nihat Taşkın “yanınızda dır diye “
Sanık Hayrettin Ertekin "benim değil oğlumun o işyeri Metro kuyumculuk benim değil”
C.Savcısı Nihat Taşkın “siz kendisine bir ücret ödüyor musunuz “
Sanık Hayrettin Ertekin "hayır bir ücret ödemiyorum kendisi atölyedeki tamirat yapıyorlar o tamirattan pay alıyor ve kendiside o tamirat kendisine sorun efendim bunu kendi açıklasın ordan para kazanıyordur herhalde ki bizde zaman zaman ailesine yardım ediyorduk niye yardım ediyorduk bayramda çoluğu çocuğu geldiğinde yardım ediyorduk eksik kaldığı zaman başkasına muhtaç olmasın yani bir insanı olarak başkasına muhtaç olmasın bu Türkiye Cumhuriyetine hizmet etmiş bu çocuk Türkiye Cumhuriyetine hizmet etmiş komutanların taktirini kazanmış ve komutanları evlendirmiş ordu evinde düğün yapmış bunu bana gönderen komutanın söylediğini söylüyorum kendisi sorabilirsiniz kendisi bana söylemedi biz bunu evlendirdik bu çok iyi bir çocuk askerliğini de yaptı temiz bir çocuk bunu al sen seversin bak gelsin elini öpsün geldi “
C.Savcısı Nihat Taşkın “haklı olarak bu size biraz önce okuduğum telefon görüşmesi kısa mesajdan size ait silahın onun tarafından üslenilmesi zaten bu konuda davada açılmış böyle bir şüphe doğuyor siz Abdulmuttalıp Tonçer’in Bursa’ya sizin arabanızla gidip gelecek benzin parasını dahi denkleştiremeyeceğini söylediniz glock marka silah ona aitse bunu nasıl temin etmiş olabilir “
Sanık Hayrettin Ertekin "ha söyleyeyim ben kendisine bunu sordurdum avukatlar aracılığıyla birinden almış bu silahı herhalde bir para bir bedel karşılığı öyle söylemiş avukatıma o parasını vermemiş herhalde bildiğim kadarıyla vermemiş veya vermiş kendisine sorun onu da bilmiyorum glock marka silahlar 1000 dolara falan satılıyor veya 1500 dolara satılıyor parasını vermemiş ben glock marka silah alsam kendim silah taşımaya haiz birisiyim satın alırım niye illegal silah alayım ki ruhsatlı olarak alırım ayrıca da kendisi Bursa’ya benim arabamla giderken benim haberim olup olmadığı konusunda da endişe var bana söylediğini söylüyor ama ben arabayla git dediğimi hatırlamıyorum o öyle söylüyor arabayla git dediniz diyor ama ben arabayla git dediğimi hatırlamıyorum her halde eşini gezdirmek için veya öyle bir şey için gitmiş olabilir veya o gün öyle bir canı gezmek istemiştir ordaki diğer çalışanlarla beraber bir koordine yapmışlardır gitmişlerdir yoksa Bursa’ya 800 milyon lira parayı almaya gitmez ve para aldıktan sonrada zaten benzinlen kendisi harçlık yapmış o şeyi bana getirmiş bir para yok bir senet varmış senedi iade etmiş Faruk’un abisi Faik bizde şuan çalışıyor Faik o kardeşinin hesabını kapatmak üzere Ali ile antlaşmışlar Ali’de gitmiş almış getirmiş parayı benim bundan haberim yok ben bunu duydum sadece “
C.Savcısı Nihat Taşkın “Teşekkür ederim sayın başkanım “
Mahkeme Başkanı " sorusu olan “
Sanık Kemal Kerinçsiz söz istedi verildi” İddianamenin 156’ıncı sayfasında savcıların şöyle bir iddiası var örgüt üyelerinden Hayrettin Ertekin’in kontrolünde olan Business kanalı örgütün kontrol altına aldığı tespiti yapılmış sizce bu doğru mudur bu kanal ile ilginiz nedir, sözde örgütten yargılanan kişilerin bu kanal ile hizmet ilişkisi ortaklık, danışmanlık buna benzer herhangi bir ilişkisi var mıdır. Veli Küçük’ün kanal ile bu televizyon kanalı ile bir ilişkisi var mıdır”
Sanık Hayrettin Ertekin "sayın başkanım  böyle bir şey olabilir mi Veli Küçük kanalın yerini bilmez lütfen söyleyin kanalın yerini biliyor mu, kanalın adını biliyor mu kanal benim burada hiç kimse bilmez kanalın benim kanalım yeni alınmış 1.5 yıldır yayın yapıyor ve örgüt mörgüt bırakın ekonomi kanalı, film oynatır hiçbir şekilde örgütü bırakın Ergenekon’u e’i içeri giremezler böyle bir şey yok bu ticari olarak alınmış para kazanmak için Türk hava yollarından Ülker’den, Puaş’tan reklamlar alan hafta sonlara İngiltere birinci ligi, ispanya, Hollanda liglerini yayınlayan bir kanaldır radyosu da vardır alt katta da gazete çıkartıyoruz kesinlikle eğer bir kişi çıkarda buradan ben bu kanala gittim bu kanalın adını biliyorum Hayrettin Ertekin ile görüştüm bu kanalı Allah aşkına böyle bir şey yok nerden çıkarıyorsunuz böyle bir şeyi bu kanal benim kimse ortak değil bu kanala kimsenin şeyi değil kimse bilmez bu kanalı “
Sanık Kemal Kerinçsiz” bu kanalı Cumhuriyet gazetesiyle ulusal kanalla veya Aydınlık dergisiyle herhangi bir ilişkisi var mı?”
Sanık Hayrettin Ertekin "hayır efendim Cumhuriyet gazetesini sadece ben okuyucusuyum Cumhuriyet gazetesinin yerini bilmiyorum, Cumhuriyet gazetesini ben çocukluğumdan beri ailemize alırız okuruz başka rahmetli Uğur Mumcu’nun yazılarını okurdum onun haricinde ben gazeteyle ne alakası olabilir ne başka kanal dediniz hangisi“
Mahkeme Başkanı " aydınlık dergisi”
Sanık Kemal Kerinçsiz “ulusal kanal, cumhuriyet gazetesi”
Sanık Hayrettin Ertekin "hayır efendim ben Doğu Perinçek beyin ifadesinden dinledim Aydınlık dergisiyle kanallarının olduğunu ve ben inanın ben o kanalın yerini de bilmiyorum o kanalla hiçbir irtibatım bağım olamaz onların yayın politikası farklı onlar konuşma yapıyorlar sürekli biz rakamlar, ekonomi yapıyoruz bizim farklıyız biz Kemal bey böyle bir şey yok”
Sanık Kemal Kerinçsiz “efendim sorum bu kadar yalnız bir tespiti vardır o doğrudur Fener Rum patrikhanesinin önünde 2005 yılının 10’uncu ayında zannediyorum veya 11 ayında yapılan bir basın açıklamasında kesinlikle kendisi yoktur ben fotoğrafı da eklerde gördüm o fotoğraf kardeşim Mustafa Ertekin’e aittir Mustafa Ertekin milliyetçi işadamlarını temsilen bulunmuştur teşekkür ederim”
Sanık Güler Kömürcü Öztürk söz istedi verildi” Sayın Ertekin İstanbul emniyet müdürlüğünde hangi birimde sorgulamanız yapıldı, yani organize şube müdürlüğü mü, terörle mücadele müdürlüğü mü “
Sanık Hayrettin Ertekin "Sözlü olarak yapıldığı yer beni mülakat diye çıkardıkları kamaralı oda terörle mücadeleydi, daha sonra aradan bir ellerimi böyle bağlayarak başka bir yere götürdüler orası da Lütfü bey kapıda oturuyordu o ben girerken orası organize şubeydi herhalde tahmin ediyorum organize şubede yazıma başladıkları yer oraydı, fakat kurguyu bana işte sizinle ilgili sözleri orada söylediler, ben kabul etmedim, tanımadığım insan hakkında”
Sanık Güler Kömürcü Öztürk “şimdi öğleden önceki yaptığınız savunma sırasında pardon sayın başkanım  size polis ifadenizi okurken yaptığınız bir açıklamada bir soru üzerine açıklamada şahsımla ilgili size yaklaşık 100 sayfalık suçlama belgelerinin gösterildiğini söylediniz ve sizin bunu kabul etmediğiniz tutanaklarda var, yaklaşık bir 50 dediniz sonra yaklaşık 100 dediniz “
Sanık Hayrettin Ertekin "şu kadar bir saymadım efendim saymadım sayın başkanım  saymadım”
Sanık Güler Kömürcü Öztürk” var tutanaklarda zaten bununla ilgili ben özellikle İstanbul emniyet müdürlüğüne soru sorulmasını talep ediyorum ki heyetinize de burada dilekçe olarak sundum çünkü buruda hem şahsım hem ilgili makamlar çok ciddi bir zan söz konusu yada ben şahsımla ilgili zorlamayla yapılan bu yüz sayfalık, elli sayfalık tutanaklardan bakabiliriz sayfası önemli değil, suçlamaların ne olduğu yada bu konunun açıklığa kavuşmasını istiyorum ikinci olarak birde açıklama yapmak belirtmek istiyorum yüksek izninizle, bir telefon konuşmasında Hayrettin Ertekin bir numaranın kankasıdır diye etrafta dolaşıyormuş ve dolandırmadığı kalmadı gibi bir ifademin geçtiği söz konusu, evet böyle bir telefon konuşması vardı ve şahsıma aittir ordaki bir numara spekülasyon konusu olmaması için açıklayalım ben gazeteci ve yazarım ve bana çok sayıda kulis gelir, iddia gelir akşam gazetesinde yaklaşık 11 yıldır yazdım ve hiçbir zaman bu arada parantez içi onu de belirteyim görsel medyada çalışmayı düşünmedim ki bizim gurubumuzda Show tv skay vardı çalışmak istesem kendi gurumuzda çalışırdım yani Business kanalla ilgili bir hiçbir zaman çalışmayı düşünmedim böyle bir zemin olmadı bana gelen kulislerde bir numara diye bahsedilen hükümetin bir numarası sayın başbakan ile Hayrettin Ertekin’in belirli çevrelerle sayın başbakanla yakın olduğunu söylediği bir numara diye kaseden de hükümetin sayın başbakandır ve kendisinin sayın başbakanla çok samimi olduğu bu samimiyeti iddiasıyla da işte belirli ilişkiler, ekonomik ilişkilerde kullandığı iddiası bana ulaştırıldığı için bu kulisi, bu iddiayı telefonda tekrarladın teşekkür ederim çok mersi”
Sanık Hayrettin Ertekin "sayın Güler Kömürcü doğru söylemiyor bir numara dediği kişi Yaşar Büyükanıt’ı kastediyor. Ethem Erdağ bana söyledi Erhem Erdağ’ın arkadaşı olan paşada geldiler söylediler Güler Kömürcü ile senin bir problemin var mı dediler hayır yok dedim tanımıyorum hiç görmedim dikkat et ona dediler biz Amerika’da tanıştık dediler kendisiyle dikkat et dediler başbakanı kastetmedi başbakan bir numara değil başbakanı ben tanıyorum sayın başbakanı ben 11 yıl aynı İstanbul belediye başkanlığından 11 yıl aynı vakıf taksim cami vakfından her hafta toplantıya katıldık doğru söylemiyor”
Sanık Güler Kömürcü Öztürk” bakın ben bir iddiayı dile getirmiyorum burda bahsedilen bir numarayı iddiası da iddianame” 
Sanık Hayrettin Ertekin "hanım efendim doğru söylemiyorsunuz”
Sanık Güler Kömürcü Öztürk” izin verir misiniz lütfen burada bahsedilen iddianamedeki anlamındaki değildir efendim ekonomi dünyası, siyaset dünyasında öyle bir kurumda tüzel kişilik olarak baktığımızda Koç holdingin bir numarası atanmış kişidir. Baktığınızda heyetinizin bir numarası şahsınızsınız dolayısıyla da ki buradaki bir numara iddianame konusu bir numarası değil kastedilen burada kastedilen sizin bana aktarılan kulisle sizin ekonomik ilişkilerinizi takip ederken başbakan ile de samimiyim diye bunu argüman olarak getirdim bu kadar”
Mahkeme Başkanı " aktarılan bir beyan “
Sanık Güler Kömürcü Öztürk” evet beyan teşekkür ederim “
Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese " sizi duruşmalar sırasında bir 360 rakamından söz ettiniz yani bunu bir açar mısınız nedir bu 360 rakamı neyi ifade ediyor bir duruşmada böyle bir beyanınız oldu yanlış hatırlamıyorsam “
Sanık Hayrettin Ertekin "hatırlamadım sayın başkan 360 ha açayım sayın başkanım  pardon benim aldığım bir duyum Türkiye Cumhuriyetinde bir PKK’ya af konusu gündeme getirildiğini, bunun bir büyük proje olduğunu bu Türkiye’deki sivil dinamitlerin internette gazetelerde, televizyonlarda yazı yazan insanları, gazetecilerin toplum dinamitleri dediğimiz ön plana çıkmış insanların işte emekli generaller, öğretim üyeleri, akademisyenler Türk milli duygularını ulusalcı denen insanları, yani Doğu Perinçek gibi liderleri bunların bu olaya karşı çıkabileceğini,  bunların Türkiye’de toplamının 360 kişi olduğu, bu kişilerin tamamı Amerikan büyükelçiliğindeki çalışan sosyologların ve ajanların hazırlayıp hükümete verdiğini, karşınıza çıkabilecek bu insanları ancak siz bir şekilde susturabilirisiniz diye bu projeyi hazırladıklarını, bu projenin içinde bu insanları örgüt gibi tek tek alarak toplayarak, böyle bir Ergenekon diye şey gibi toplayarak, bunları çoğunu cezaevinde yıldırarak, ailelerini perişan ederek, korku dağlarını adada yatan bölücü çete başını bir kanunla afla, ömür boyu müebbet hapsini müebbet hapse çevirerek, 20 yıla düşürüp 6 yıl son kalan cezasını da açıkta adadaki açık yerde 6 kişiyle arkadaşlarıyla geçeceğini, ondan sonrada kendisini Türkiye’yi terk etmek kaydıyla bir af çıkarılacağını ve zaman zarfında da Türkiye Cumhuriyetinin zorla kabul edebileceği bir birleşmiş milletlerdeki Kürt devletinin kurulacağını, bu projenin içinde Ak partinin yer alacağını bunların hepsi benim bulunduğum bir ortamda konuşulmuştu. bunları ben doğruluk derecelerini cezaevinde ziyaretime gelen insanlarla mektuplarla sorarak kim kimdir taşları yerine koyarak nasıl olduğunu kimlerin alacağını, hangi kişilerin alınacağını bu işte medya bölümünün kimlerin yapacağı söylendiği zaman ben bir oturdum şey yaptım liste yaptım. cezaevinde masamda liste yaptım tarih tarih hepsini uydu, kimlerin alınacağını ben mesela çıktım yüce mahkemenize dedim ki iki hafta sonra şu şu insanlar alınacak, zabıtlarda var. İstanbul’a gelen istihbarat şube müdürünün getirdiği araçlarla şu şu kişiler alınacak, söyledim ve aradan 6 gün sonra operasyon yapıldı ve o kişiler alındı, ben rüyamda bunu görmedim, kendi düşüncelerimin, doğruluğunu nerelere geleceğini hepsini gördüm ben ona istinaden bu 360 kişinin tamamlanacağını düşünüyorum. bu işle görevli savcılarımızın da dikkatini çekmek istiyorum. 
Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese" bu bilgi belgeye nereden ulaştınız “
Sanık Hayrettin Ertekin "belge değil efendim bu bilgi biz Amerika’da stratejik araştırma yapan bir arkadaşımızın Ali Koçak isimli arkadaşımızın Amerika’dan restoranı var orda bir üniversite de akademisyen kendisi, bir ziyaretime gelmişti ziyaretime geldiğinde başbakan yardımcısı şu an devlet bakanı olan kişiyle sohbetlerini onların orda sohbetleriyle ilgili benim buradaki yaptığım sohbetle ilgili bir yemek yiyorduk, bu yemekte bunlar konuşulmuştu ben tutuklanmadan çok çok önce bu olayın böyle bir olay olacağını ben baktıkça da oraya doğru o kişilere doğru gidiyor hatta buradan söylüyorum Ankara’da iki tane hakim, İsmail Hakkı Karadayı, Kıvrıkoğlu, ondan sonra Korkut Eken, Mehmet Ağar alınacağını söylüyorum bir ama bir haber bir yerden bir yere haber gittiğini de biliyorum Türk silahlı kuvvetlerine tarihi sorumluluk ve hükümlülükler yüklemeyin, bunun vebali altında silahlı kuvvetler kalır, buna fırsat vermeyin diye bunun belki kısıtlamaya gidilebilir diye düşünüyorum yüce mahkemenizin dikkatine “

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese" teşekkür ederim”


Sanık Hayrettin Ertekin müdafii Av. Lütfi İşbulan söz istedi ”sayın başkanım ben savunmama geçmeden önce, en son yapacağım tahliyeye ilişkin olması nedeniyle bir 6136 sayılı yasaya muhalefetten müvekkil hakkında müvekkil Hayrettin Ertekin hakkında bir dava açılması nedeniyle her ne kadar sorgusu yapılmamış olsa bile, belki bizim tahliye talebimizi ilgilendirmesi nedeniyle Abdulmuttalip Tonçer huzurda bu silah tabanca glock dedikleri silah olayını lütfen kendisinden sorun, bu silah kendisine mi aittir ne şekilde nerden almıştır, ondan sonra ben savunmama geçeyim sayın başkanım  bunu yani sorgusu yapılmamış “

Mahkeme Başkanı " savunması alınmamış ki daha onunda suçlandığı konudur o, yani birlikte her ne kadar müvekkilinizi de ilgilendiriyorsa da kendisini de ilgilendiriyor, Lütfü bey çünkü kendiside aynı konuda suçlanıyor malum“
Av. Lütfü İşbulan “ evet efendim sayın başkanım ben bu iddianamenin hiçbir şekilde siyasi yönünü üzerinde durmayacağım, çünkü ben yıllarsa bürokrat olarak görev yaptım ve bu şeyimde halen devam ediyor, siyasi hususu durumu hususunda konuşmak istemiyorum siyasetçi değilim, onun için bu işin siyasilere bırakılması yönünde tarafındayım ve şunu da belirtmek istiyorum, sayın Doğu Perinçek beyi dinlerken hakikaten bir siyasetçi olduğunu burada çok daha iyi anladım, hele o bayrak merasimleri beni de duygulandırdı, benim başımdan da geçen böyle bir doğuda bayrak meselesi vardı, bir okulda bayrak göremedim neden bu bayrak burada yok dediğimde bana dediler ki bu bayrak buraya çekilirse biraz sonra bayrak inecektir. Bu bayrağı ben diktirdim okula keşfe gittim dönüşte bayrağın yine yerinde olmadığını gördüm doğu bey gerçekten çok mücadele vermiş bu konuda, hele bir bayrağın yere düşmemesi için duygulandığı anda benim gözlerimde doldu, bende duygulandım çünkü hepimiz Türk insanı olarak bu duygularla büyüdük yetiştik. ben öncelikle müvekkilimin böyle telaşlı halinden dolayı sizlerden özür diliyorum, ben her zaman şunu söylüyorum. Türk yargısına güveneceksiniz, hiçbir zaman sizlerden böyle bir şüphemiz olmadı, olması da mümkün değil, ben müvekkilim Hayrettin Ertekin’in bir sosyal durumunu çok kısa olarak tahlil etmek istiyorum, şimdi kendisi bir Ergenekon ismiyle var olduğu iddia edilen bir terör örgütünün üyesi, olduğu, bu örgüte para sağlayan ve finansal ilişkilerinde yer alan bir kişi olarak gördük. Şimdi Hayrettin Ertekin kimdir kendisi çok geniş bir şekilde anlattı, ben satırbaşları olarak belirtmek istiyorum. baba mesleği olan kuyumculukla iştigal etmiş. Çalışkan, müteşebbis, araştırıcı bir kişiliğe sahip olan kimsedir gerçekten özel yaşantısı son derece mazbut ve özenlidir. 1999 yılında bir depremde eşini kaybetmiş ve geride kalan oğluna hem annelik, hem de babalık yapmış. bu güne kadar ve şimdiki eşiyle yeni evlenmişlerdir.  Ataerkil, devletini ve milletini seven, hakikaten bu milletin bölünmez bütünlüğü için mücadele eden bir insan, evet böyle yapıda bir insan, yani Cumhuriyet ve ilkeleri ve demokrasiye aşık bir insan, kendisinin belirttiği gibi alkol, sigara bilmez, ben kendisini 20-25 seneden beri de bir aile dostu olarak tanıyorum, gerçekten böyle bir alışkanlıkları yoktur, sadece bir kusuru var okumak, araştırmak ve bunu internet ortamında dostuna ve tanıdıklarıyla bunları paylaşmak, yani pek işadamı gibi boş vakitlerini kayak merkezlerinde, işte Avrupalarda, kumar masalarında geçiren bir insan değildir, işte böyle heyecanlı, duygusal bir insan bir kusuru daha var, her kendine gelen insana yardım etmeyi sanki kendisine görev saymış, ben de kendisine çocuğumla ilgili bir iş aramada Hayrettin senin çevren vardır kızıma iş bulabilir miyiz deyip sanki kendi işiymiş gibi koşturan bir insan, işte bu işlerin, bu olayların birazda başına gelmesinin nedeni de bu birazda gayretkeşliğidir, bunu yakından bilen bir insan olarak bunu söylemek istiyorum, şimdi iddianameyi inceledik, müvekkilim  Hayrettin Ertekin ile ilgili suçlamaları görünce, bende hayretler içinde kaldım. demek ki bende 20-25 seneden beri bu insanı tanıyamamışım. Ergenekon terör örgütü üyesi olmak, halkı hükümete karşı silahlı isyana tahrik, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik, tutuklunun yerini bildiği halde, yetkili makamlara bildirmemek, yasaklanan bilgileri temin etmek, 6136 Sayılı Yasaya Muhalefet etmek, 2863 Sayılı kültür ve tabiat varlıkları yasasına muhalefet etmek  2813 Sayılı telsiz kanununa muhalefet etmek, 3713 Saydı Terörle Mücadele yasasına muhalefet etmek suçlarından dava açılmış açılmayan başka davada yok zaten, bütün suçlardan dava açılmış şimdi müvekkil emniyetteki ifadesinde ben 03’e kadar sorgusunda hazır bulundum, ama ondan sonra rahatsızlanmam nedeniyle bir başka avukat arkadaş sorguya devam etti, ancak sayın savcımızın huzurundaki sorgu sırasında ve hakimlikteki sorgu sırasında yanında oldum. kendisi emniyette Cumhuriyet savcılığında ve hakim önünde aşağı yukarı aynı şeyleri tekrarladı, yani şimdi emniyette bazı şeylerin ilave edildiğini söylüyor, ama belki ben bunlara şahit olamadım, yahut ta benim yanımda bunlar sorulmadı ama bizim ilk başlangıçta bir şey dikkatimi çekti. emniyetteki arkadaşlar sorguya başladıklarında, Hayrettin Ertekin’e özgeçmişini anlattırdıktan sonra, emniyette üst düzeyde kimleri tanıyorsunuz, MİT’te üst düzeyde kimleri tanıyorsunuz, Türk silahlı kuvvetlerinde üst düzeyde kimleri tanıyorsunuz, Bürokratlardan kimleri her halde hakim, savcı başka bürokratları gibi sorular geldi. Ben başlangıçta bu sorular başlayınca, müvekkile biran susma hakkını kullandırmayı düşündüm, ama susma hakkının Türkiye’de yargıçlar ve savcılar üzerindeki etkisini de yakından bildiğim için, ya bu insan acaba bir şey mi biliyordu da, orda hazırlıksızdı söylemedi durumuna düşmesin diye ben müvekkilime dedim ki ne biliyorsan ne soruluyorsa hepsine açık yüreklilikle cevap ve öyle de yaptı, bütün hayatını anlattı kendi adına kayıtlı yıllardan beri kullandığı 0 542 433 07 71 numaralı telefonu kullandığı, başka bir telefonunun olmadığını, yine Ergenekon terör örgütü sorulduğunda tanımadığını,  bu örgütün içersindeki insanların ne yaptıklarını ne suç işlediklerini bilmediğini, hatta kendisine bir soru soruldu bilseydin ne yapardın diye Türk Ceza Kanununun 221. maddesi gereğince eğer böyle suçu bilip de bildirirseniz, böyle bir yasadan sanki etkin pişmanlıktan istifade eder gibi bundan da ederdim diye de yani açıklardım ederdim diye de cevap vermiştir Muzaffer TEKİN’i tanımadığını, ancak rahmetli olan Bahadır TETİK' in devre arkadaşı olduğunu bu şekilde bir telefon konuşması olduğunu, Oktay YILDIRIM ve Alparslan ARSLAN"ı tanımadığını Semih Tufan GULALTAY' ı tanımadığını, Emre GÜLALTAY' nı tarihten iki ay önce Çin'de fuarda Murat KILIÇ vasıtası ile tanıdığını, Semih Tufan GULALTAY'm kardeşi olduğunu bilmediğini, Tuncay GÜNEY'i de kendisi çok detaylı bir şekilde anlattı nerde gördüğünü belirtmiş. 

10  UNCU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,


***


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder