4 Kasım 2020 Çarşamba

DAĞLIK KARABAĞ SORUNUNUN ORTAYA ÇIKIŞI. BÖLÜM 1

 DAĞLIK KARABAĞ SORUNUNUN ORTAYA ÇIKIŞI.  BÖLÜM 1

Dağlık Karabağ, Azerbaycan, Rusya, Ermenistan, Askeri Güç Kullanımı, Ahmet SAPMAZ, Gökhan SARI,


Dağlık Karabağ Sorununda Azerbaycan Tarafından Kuvvet Kullanım Olasılığının Analizi., 

Ahmet SAPMAZ* 
Gökhan SARI** 
* Kara Harp Okulu, Savunma Bilimleri Enstitüsü, Uluslararası Güvenlik ve Terörizm Doktora Müdavimi, 
  ahmet_sapmaz@yahoo.com. 
** Dr., Kara Harp Okulu, Savunma Bilimleri Enstitüsü, Güv.Bil. A.B.D., 
    gsari@kho.edu.tr. 


Özet 

Dağlık Karabağ sorunu, Güney Kafkasya’da güvenlik ve istikrarın önündeki en büyük engellerden biridir. Temel olarak Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı AGİT Minsk Grubu çerçevesinde sürdürülen barış görüşmelerinden bugüne kadar herhangi bir sonuç alınamamıştır. Azerbaycan topraklarının %20’sinin Ermenistan tarafından işgalinin sürmesi, 600.000’e yakın Azerinin yerlerinden edilmiş olarak yaşamak zorunda kalması, Azerbaycan’ın askeri harcamalarında görülen artış ve Azerbaycan siyasi ve askeri liderlerinin işgal altındaki bölgeleri askeri güç kullanarak alma söylemleri yeni bir savaşın çıkma olasılığını artırmaktadır. Ancak 2008 yılında Rusya ile Gürcistan arasında yaşanan savaş, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’a yönelik muhtemel askeri harekâtında dikkatli davranmasını gerekli kılmaktadır. Bu noktada Azerbaycan’ın dikkate alması gereken en önemli faktör, Rusya’dır. 

1. Giriş 

Bir Gazete haberi: 


“Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan Bakü’de Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev ile gerçekleştirdikleri görüşme sonrasında Azerbaycan ile Dağlık Karabağ sorununun çözümüne yönelik bir mutabakata vardıklarını açıkladı. Sarkisyan, üzerinde uzlaşılan mutabakatın Azerbaycan tarafından Dağlık Karabağ’a en üst düzeyde özerklik tanınmasını ve Ermeni güçlerinin Azerbaycan topraklarından 
bir ay içerisinde çekilmesini kapsadığını bildirdi. Sarkisyan ayrıca, bundan sonra bölgenin çatışma değil bir iş birliği alanı olacağını da vurguladı.” 

Yukarıda yazarlar tarafından kurgulanan haberin gerçekleşme olasılığı ne kadar uzak bulunuyorsa, Azerbaycan ile Ermenistan arasında Dağlık Karabağ nedeniyle yeni bir savaş çıkma olasılığı da o kadar yakın bulunmaktadır. 

SSCB’nin beklenmeyen bir zaman ve şekilde çökmesi sonucu Güney Kafkasya’da ortaya çıkan etnik kökenli sorunlar, bölgesel ve küresel aktörlerin bölgede izlediği politikalar ile daha karmaşık bir hal almıştır. Söz konusu sorun alanlarından belki de en önemlisi Ermenistan tarafından Azerbaycan topraklarının yaklaşık %20’sinin işgal edilmesidir. Söz konusu sorun, her iki ülkenin kolektif kimlik inşa sürecindeki öneminden dolayı, taraflar için vazgeçilmez bir nitelik taşımaktadır. Bu nedenledir ki, uzun süren diplomatik çabalar sonucunda barışa 
ulaşılamaması ve yakın bir zaman içinde ulaşılamayacağının öngörülmesi, özellikle mevcut statükodan hoşnut olmayan Azerbaycan’ı daha da rahatsız etmektedir. 

2. Dağlık Karabağ Sorunu 

a. Sorunun Ortaya Çıkışı 

Karabağ, Azerbaycan’ın Kür ve Aras ırmakları ile günümüzde Ermenistan sınırları içerisinde bulunan Gökçe gölü arasındaki dağlık bölge ile bu bölgeye bağlı ovalardan oluşan bir coğrafyadır. Karabağ bölgesi gerek Azerbaycan gerekse Ermenistan ve İran için jeopolitik öneme sahiptir. Stratejik öneminden dolayı bölge yüzyıllar boyunca İran ve Osmanlı İmparatorluğu arasında da anlaşmazlık konusu olmuştur.1 

Karabağ ile Dağlık Karabağ’ı birbirine karıştırmamak gerekir. Dağlık Karabağ, Karabağ’ın (yüzölçümü 18.000 km2’dir) yalnızca 4392 km2’lik bir bölümünü oluşturmaktadır.2 
Dağlık Karabağ SSCB döneminden beri Ermenistan ve Azerbaycan arasında sorun olmuştur. Sovyetler Birliği döneminde merkezi yönetim tarafından baskılanan sorun, mevcut otorite zayıflayıp ortadan kalkınca yeniden su yüzüne çıkmış,3 

Azerbaycan ve Ermenistan gibi iki bağımsız devlet arasında uluslararası bir çatışmaya dönüşmüştür.4  SSCB döneminde Dağlık Karabağ, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlı özerk bir bölgeydi.5 Fakat Dağlık Karabağ’ın 
1989 yılında 192.000 olan nüfusunun yüzde 70’ini Ermeniler oluşturmaktaydı. 
Sorununun başlangıcı ise 1988 yılına uzanmaktadır. .

Zira bu tarihte SSCB’nin dağılma sürecine girmesiyle Dağlık Karabağ, Azerbaycan’dan ayrılarak Ermenistan’a bağlanmayı talep etmiştir. 
Fakat 18 Temmuz 1988’de, SSCB Yüksek Sovyeti, Dağlık Karabağ’ın, Azerbaycan’ın bir parçası olarak kalması kararını almış ve Ocak 1989’da ise Dağlık Karabağ’ı doğrudan merkeze bağlamıştır.6 Bağımsızlığını kazanan Azerbaycan, 26 Kasım 1991’de Dağlık Karabağ’ın özerklik statüsünü kaldırarak bölgeyi doğrudan merkezi yönetime bağladığını açıklamıştır. Bunun üzerine Dağlık Karabağ Ermenileri, 10 Aralık 1991’de bağımsızlık kararı almıştır. . 1992 yılında Rusya Federasyonu birliklerinin Dağlık Karabağ’dan çekilmesi ise anlaşmazlığı, savaşa dönüştürmüştür. Azerbaycan’da, Elçibey’in iktidara gelmesinin ardından Moskova tarafından desteklenen Ermeniler, 1993–1994 döneminde Dağlık Karabağ’ı ve Dağlık Karabağ’ı Ermenistan’a bağlayan Azerbaycan topraklarını işgal etmişlerdir. 

Dağlık Karabağ’da beş (Hankenti, Ağdere, Şuşa, Hocalı, Hocavent) ve çevresinde de yedi rayon (Kelbecer, Laçin, Kubatlı, Zengilan, Cebrail, Fuzuli, Ağdam yerleşim bölgeleri) olmak üzere günümüzde toplam on iki Azerbaycan rayonu Ermenistan işgali altındadır. 

Rusya Federasyonu (RF) aracılığıyla iki taraf arasında 12 Mayıs 1994’de sağlanan ateşkes halen yürürlüktedir. Ermenistan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin işgal edilmiş Azerbaycan topraklarından askeri birliklerini derhal çekmesini isteyen 822, 853, 874, 884 sayılı kararlarına uymamıştır. AGİT Bakanlar Konseyi’nin, 24 Mart 1992’de aldığı bir kararla soruna çözüm bulmak amacıyla, Türkiye’nin de dâhil olduğu 12 üyeli Minsk Grubu oluşturulmuştur.7 
Böylelikle sorun Rusya Federasyonu’nun tekelinden çıkarak uluslararası nitelik kazanmıştır. 
   2 Aralık 1996’da, Lizbon’da toplanan AGİT Devlet Başkanları Zirvesi’nde Ermenistan’ın muhalefetine karşı diğer tüm üyeler, Ermenistan’ın işgal 
altında bulundurduğu Azerbaycan topraklarından çekilmesini, Dağlık Karabağ’da halkın güvenliğinin sağlanmasını ve Azerbaycan tarafından Dağlık Karabağ’a en yüksek derecede özerklik statüsü verilmesini öngören bir planı kabul etmiştir. Planı kabul eden Ermenistan Devlet Başkanı 
Ter Petrosyan, 5 Şubat 1998’de istifa etmek zorunda kalmıştır. Petrosyan’ın yerine cumhurbaşkanı seçilen Robert Koçaryan’ın uzlaşmaz tavrı sonucu, 
çözüme yönelik diplomatik barış yolu tıkanmıştır.8 
AGİT Minsk Grubu günümüze kadar soruna çözüm bulmak amacıyla taraflara üç öneri sunmuştur. Bu çözüm önerilerinden ilki olan ve Haziran 1997’de ortaya konan “paket çözüm planı” ile Dağlık Karabağ’ın ve işgal edilen diğer bölgelerin statülerinin aynı anda çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. İkinci olarak Ekim 1997’de taraflara sunulan “aşamalı çözüm” paketinde Dağlık Karabağ ve işgal 
edilen diğer bölgelerin statülerinin ayrı ayrı ele alınarak çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Üçüncü çözüm önerisi ise Kasım 1998’de Rusya Federasyonu tarafından ortaya konmuştur. Bu öneri, Azerbaycan ve Dağlık Karabağ’ın ortak bir devlet kurmasını öngörmüştür. 
Bu plana göre Dağlık Karabağ yönetiminin kendisine ait bir anayasa ve ordusu olacak ve Azerbaycan Milli Meclisi’nin alacağı kararlar üzerinde veto yetkisi bulunacaktır.9 Bu önerilerden ilk ikisi Ermenistan tarafından, üçüncü öneri ise toprak bütünlüğünü ve 1996 Lizbon kararlarını ihlal etmesi nedeniyle Azerbaycan, tarafından reddedilmiştir.10 
Barış için umutların en fazla ortaya çıktığı görüşmelerden biri de, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell öncülüğünde Key West’te gerçekleşmiştir. Bu görüşmeler ile Azerbaycan’ın Nahçıvan, Ermenistan’ın ise Dağlık Karabağ ile kara bağlantısı sağlanması amaçlanmıştır. 

Ancak bu görüşmeler de somut sonuç ortaya koymaktan uzak kalmıştır. 2004 yılı sonrası ise Azerbaycan ve Ermenistan Dışişleri Bakanlarının 
sıkça bir araya geldikleri ve sorunun her yönünü ayrıntılı bir şekilde ele aldıkları görüşmeler maratonu başlamıştır. 

29 Kasım 2007 tarihinde Minsk Grubu eş başkanları tarafından taraflara aşağıda belirtilen Madrid Prensipleri sunulmuştur: 
- Dağlık Karabağ'ın çevresinde işgal edilmiş olan bölgeler boşaltılmalı, 
- Ermenistan ile Dağlık Karabağ’ın irtibatını sağlayan koridor açılmalı, 
- Barış gücünün işlevini yerine getirecek uluslararası güvence sağlanmalı, 
- Bütün göçerler topraklarına dönmeli, 
- Dağlık Karabağ Ermenilerine gerekli güvence verilerek kendilerini idare etme hakları tanınmalı, 
- Dağlık Karabağ'ın hukuki konumunun belirlenmesi için inisiyatif kullanılmalı. 

Azerbaycan, Minsk Grubunun yalnızca Ermenistan’ın çıkarlarını gözettiğini düşünmektedir. Günümüze kadarki gelişmelerin gösterdiği seyir, Azerbaycan’ın bu düşüncesinde haklı olduğu yönündeki görüşleri desteklemektedir. Örneğin, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 14 Mart 2008’de, Ermeni güçlerinin çatışmalarda ele geçirdiği Azeri topraklarından çekilmesi yönünde çağrı yapan bir kararı yedi oya karşı, 39 oyla kabul etmiştir. Karara muhalif yedi oydan üçü Minsk Grubu eş başkanları olan Rusya, ABD ve Fransa’dır. Bu sebeplerden dolayı Azerbaycan, sorunun çözüm sürecine tarafsız olduğunu düşündüğü diğer uluslararası örgüt ve devletleri de dâhil etmek istemektedir.11 
b. Dağlık Karabağ Sorununda Tarafların Görüşleri Dağlık Karabağ sorununda tarafların farklı iddiaları bulunmaktadır. 
Her iki taraf da, diğer tarafın Dağlık Karabağ’a kendisinden sonra geldiğini ve bu topraklar üzerinde kendi varlığının meşru olduğunu iddia etmektedir.12 

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder