4 Kasım 2020 Çarşamba

DAĞLIK KARABAĞ SORUNU., DAR ALANDA BÜYÜK OYUN...

DAĞLIK KARABAĞ SORUNU.,  DAR ALANDA BÜYÜK OYUN... 




ÖZET OLARAK

DAĞLIK KARABAĞ SORUNU, Dar Alanda Büyük Oyun, USAK Avrasya Araştırmaları Merkezi,Yrd. Doç. Dr. M. Turgut Demirtepe, 


USAK AVRASYA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ 


USAK-Avrasya Araştırmaları Merkezi (AVRAM), sosyal gerçekliğin karmaşık bir bütünsellik arz ettiği ve değişik metotlar ve farklı disiplinlerin birlikteliği ile daha iyi anlaşılabileceği varsayımından hareket ederek, USAK bünyesinde yürütülen  alan çalışmalarına katkıda bulunmaktadır. Bu anlamda Mer kezin temel hedefi, var olan bilgi kümeleri arasında iyi bir seçki oluşturarak, Avrasya hakkında sağlıklı analizler yapmak ve politika önerilerinde bulunmaktır. Bu amaçla Merkez, risk analizlerinin yanı sıra, bölgeyle ilgili raporlar ve çalışmalar hazırlamakta, aynı zamanda düzenlemiş olduğu toplantı ve konferanslarla farklı fikir ve görüşlere yer veren bir platform görevi de görmektedir. Akademik anlamda yaptığı çalışmalarla da literatüre katkıda bulunan AVRAM, on uluslararası indeks tarafından taranan Orta Asya ve Kafkasya Araştırmaları Dergisi’ni de yayına hazırlamaktadır. Bu kapsamda mer keze bağlı olarak Rusya ve Doğu Avrupa Araştırmaları Masası, Kafkasya Araştırmaları Masası ve Orta Asya Araştırmaları Masası bulunmaktadır. 

Güney Kafkasya bölgesinde iki devlet arasında çözüme kavuşturulamamış en uzun süreli çatışma olma özelliğini koruyan Dağlık Karabağ sorunu, çözüme yönelik girişimlerde yer alan uluslararası örgütlerin varlığı ile uluslararası bir nitelik kazanmıştır. 

1994 yılında imzalanan ateşkes anlaşması sonrasında ihtilaflı taraflar arasında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bünyesinde oluşturulan Minsk Grubu’nun girişimleriyle barış görüşmeleri yapılmaya başladıysa da Azerbaycan ve Ermenistan’ın mutabık olduğu bir anlaşma üzerinde karar kılınamamıştır. Ateşkes Anlaşması’nın dönem dönem artan oranda ihlal edilmesi, dondurulmuş olan sorunun her an yeniden sıcak bir savaşa dönüşmesi potansiyelini taşıdığını göstermektedir. 

Dağlık Karabağ sorununun çözümüne yönelik girişimlerde dikkate alınması gereken unsurlardan biri, sorunun ‘çok aktörlü’ yapısıdır. 

Daha açık bir ifade ile gerek Dağlık Karabağ konusunu derinlemesine incelemek, gerekse de sorunun çözümüne yönelik girişimleri, kapsamlı bir şekilde ele almak için sorunun ‘çok taraflı’ yapısını mercek altına almak gerekmektedir. 

Bu kapsamda raporda, ihtilaflı taraflar olan Azerbaycan ve Ermenistan’ın Dağlık Karabağ sorununun çözümüne yönelik politikaları ile gerek bölgesel gerekse de uluslararası alanda rol oynayan aktörler olarak Türkiye, Rusya, ABD ve İran’ın Dağlık Karabağ politikaları incelenmektedir. 

Rapor ayrıca Dağlık Karabağ sorununun çözümü amacıyla oluşturulmuş olan Minsk Grubu’nun yaklaşımı ile Azerbaycan’da yerlerinden edilmiş kişiler de etraflıca ele almıştır. Raporun son bölümünde ise tespit ve öneriler yer almaktadır. Bu bağlamda aşağıdaki hususlar öne çıkmaktadır. 

* Çözüm konusunda tarafların uyumlu gündemleri yoktur. Bu bağlamda Azerbaycan ve Ermenistan arasında birinin kazanımının diğerinin kaybı olduğu anlamındaki ‘sıfır toplamlı oyun’ (zero sum game) perspektifi, her iki tarafın kazanabileceği ‘kazankazan’ (win-win game) anlayışıyla yer değiştirememiştir. Bu şartlar altında ‘anlayış değişikliği’ olmaksızın çözüme yönelik somut adımlar atılması zor görünmektedir. 

DAĞLIK KARABAĞ SORUNU DAR ALANDA BÜYÜK OYUN 

* Dağlık Karabağ sorununun çözümünün önünde engeller arasında öne çıkan faktörlerden bir diğeri her iki taraf için de ‘toplumların hazırlanması’ gereğidir. 

Zira Dağlık Karabağ sorunu hem Azerbaycan hem de Ermenistan’da dış politika meselesi olduğu kadar aynı zamanda iç politika konusudur. 

* Minsk Grubu faaliyetlerinin ve kararlarının bağlayıcı niteliğinin olmaması, bir taraftan ihtilaflı tarafların bir araya gelmesini kolaylaştırırken diğer taraftan çözüme yönelik baskı oluşturma potansiyelini ortadan kaldırmaktadır. Tarafları bir araya getirmek ve diyalog zemini oluşturmak açısından son derece başarılı olan Minsk Grubu, alınan kararların bağlayıcı olmaması nedeniyle çözüme yönelik baskı oluşturamamakta, bu nedenle görüşmeler sonuçsuz kalmaktadır. 

* Bugüne kadar geçen sürede arabuluculuk görevinde bulunan devletlerin, öncelikli olarak kendi ulusal çıkarlarına odaklandıkları görülmektedir. 

Bu durum ise kaçınılmaz olarak arabuluculuk sürecini sekteye uğratmaktadır. 

Bu bağlamda çok taraflı girişimlerin en temel handikabı, 

Dağlık Karabağ sorununda da kendini göstermektedir. Bu noktada şartların aynı şekilde devamı durumunda ancak ‘çıkarların görece ortaklaştığı’ bir zeminin ortaya çıkması ile çözüme yönelik bir yol açılabilir. 

* 2008 sonrasında Rusya’nın Minsk Grubu eş başkanı olarak, tek taraflı inisiyatifleriyle çatışma taraflarının görüşmelerinde canlanma gözlenmiştir. 

Fakat ABD ve Fransa’nın arka planda kalmaları, Moskova’nın tek başına görüşmeleri manipüle etmesine imkân tanımaktadır. Söz konusu durumda 

Rusya’yı dengeleyecek bir güç bulunmamaktadır. 

Gelinen noktada ihtilaflı tarafların Dağlık Karabağ’ın statüsünün belirlenmesi, Ermenistan askeri güçlerinin işgal altındaki topraklardan geri çekilmesi, mültecilerin geri dönmesi ve yapılan görüşmelerin formatı konularında uzlaşamaması durumunda barış adına atılan her adım sekteye uğrayacaktır. 

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu 

Mebusevleri Mahallesi, Ayten Sokak, No: 21 06570, Tandoğan, Ankara 

Tel: 0090 312 212 28 86 Fax: 0090 312 212 25 84 

www.usak.org.tr, 

www.turkishweekly.net, 

www.usakgundem.com 

9786054030606

***


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder