18 Ekim 2020 Pazar

CUMHURİYETİN KURULUŞUNDA İKTİDAR KAVGASI: 150'LİKLER, MESELESİ., BÖLÜM 7

CUMHURİYETİN KURULUŞUNDA İKTİDAR KAVGASI: 150'LİKLER, MESELESİ., BÖLÜM 7


Mustafa Kemal Atatürk, Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, 150 likler, Gayrı Müslimler, İzmir Süikastı,Türkiye Cumhuriyeti tarihi,
Sevr Antlaşması, İstiklal Savaşı, ZUHAL BİLGİN,FEVZİ GÖLOĞLLU,YETKİN BAŞARIR,HAKAN ÖZOGLU,

CUMHURİYETİN KURULUŞUNDA İKTİDAR KAVGASI VAHDEDDİN'İN MAİYETİ.,
İlk kategori olan Vahdeddin'in maiyeti, hanedan mensubu olmayan ve bu yüzden 3 Mart 1924'te yürürlüğe giren 431 sayılı yasa uyarınca daha önce sürgün edilmeyen sekiz kişiden oluşuyordu. 

Daha sonra da göreceğimiz gibi, hilafetin İlgasına ve Hanedan-ı Osmani'nin Türkiye Cumhuriyeti Memaliki Haricine Çıkarılmasına Dair Kanun olarak bilinen bu yasa, 155 hanedan mensubunu kapsıyordu. 

Bununla birlikte, Vahdeddin'in maiyetinden belli kişiler İstanbul'da bulunmakta ve Ankara çevresini siyasi gelecekleri konusunda kaygıya kaptırmakta idiler. 
Listeye başka birçokları da ilave edilebilirdi; ancak hükümet aşağıdakileri seçti. 

1) KİRAZ HAMDİ., 

Tarık Mümtaz Göztepe'ye göre, Hamdi Paşa'ya yakışıklılığı nedeniyle kiraz adı takılmıştı.96 Harbiye'den mezun olmuş ve II. Abdülhamid'in saltanatında paşalığa terfi etmişti. Ancak İttihat ve Terakki Cemiyetiyle (İTC) anlaşmazlığa düşünce, zorla emekli edildi. 1. Dünya Savaşı'ndan sonra Hürriyet ve İtilaf Fırkası97 iktidara gelince, kolordu komutanı olarak tekrar göreve çağrıldı. Hamdi Paşa'nın Padişah Yaveri (Yaver-i Fahri) unvanını alması bu dönemdedir. 
Hamdi Paşa, 1920'de, Osmanlı İmparatorluğu içindeki ve dışındaki pan-İslamcı hareketleri desteklemeyi amaçlayan gizli Tarikat-ı Salahiye' nin 98 kurucu üyesi ve başkanı oldu. Ankara hükümetinin yükselişiyle, 1922'de ülkeyi terk etti. 

Tarık Mümtaz Göztepe'ye göre, Hamdi Paşa bu cemiyeti sadece sürgündeki Vahdeddin'den para almak için kurmuştu ama aslında örgüt faal değildi.99 Cemiyetin en ilgilendiren tarafı, Mustafa Kemal'e ve Ankara rejimine muhalefet etmesiydi. Hamdi Paşa listeye Ankara'ya olanbu bariz karşıtlığı nedeniyle konuldu. 
    Hamdi Paşa hakkındaki en önemli bilgi kaynaklarından biri, Emniyet Genel Müdürlüğü Arşivleridir (EGMA). Bu kaynaklara göre Hamdi Paşa, 1925'te (686 Kod numarasıyla) Türk istihbaratı için çalışmaya  başlamış ve sürgündeki diğer 150'likler hakkında bilgi toplamıştır. 

    Bu hizmeti nedeniyle Ankara'nın maaş bordrosundaydı ve bu onun tek gelir kaynağıydı.100 Onun sürgündeyken, Ankara hükümetinin altını oymaya 
çalıştığına dair herhangi bir kanıta sahip değiliz. 150'liklerin 1938'de gerçekleşen affını göremeden, 18 Ocak 1935'te, Romanya'nın Köstence şehrinde 
sefalet içinde öldü. 

2) Hademe-i Hassa Kumandanı Zeki 

  Zeki, Vahdeddin'in özel muhafızlarının kumandanı ve aynı zamanda sabık sultanın kayınbiraderiydi. Vahdeddin ülkeyi terk ettiğinde, Zeki de Malta, Hicaz ve son durağı San Remo'ya kadar ona eşlik etmişti. Vahdeddin'in en yakınlarından biri olarak 15o'likler listesine dahil edildi; ancak o da Türk istihbaratı için çalıştı ve Ankara'yı Vahdeddin ve maiyetinin sürgündeki faaliyetlerinden haberdar etti.101 Bu bilgilerin Ankara için ne denli değerli olduğunu söylemeye gerek yok. 

Üstelik Vahdeddin'in 1926'daki vefatı üzerine Zeki, Ankara'dan, sabık Halife Abdülmecit'in yaşadığı Fransa'nın Nis şehrine gönderilmesini istedi. Türkiye'nin Roma sefaretinden dahiliye vekaletine gönderilen bir mektuptan, Vahdeddin'in 
ölümü üzerine Ankara'nın sürgündeki cemaate olan ilgisinin, italya'daki San Remo'dan Fransa'daki Nis'e kaydığını öğreniyoruz. 
Mektup, Zeki Bey'in sürgündeki son halife Abdülmecit Efendi'den davet aldığını gösterir; 
Zeki Bey ise bu daveti ancak Ankara'nın onayı üzerine kabul edecektir. 102 
Zeki Bey'in Kemalist hükümet için asla tehlike arz etmediği açık. Peki, Ankara bu gerçeğin farkında mıydı? Buna karar vermek güçtür; ancak Rıza Nur, Zeki Bey'in Ankara ile daha 1923 gibi erken bir tarihte temas kurmaya çabaladığını açıklar.103 Eğer Ankara ile Zeki Bey arasındaki ilişki 1923'te başladıysa, bu durumda ortaya onun listeye neden dahil edildiği sorusu çıkar. Ankara'nın bir elemanı olarak Zeki Bey'in hiç değilse Türkiye' deki elçileri, kendisinin Türkiye' deki yeni rejime ettiği hizmetini biliyor olmalıydılar. Ankara'nın onun listeye konmasını, istihbarat faaliyetlerini perdelemek için düşünmüş olması mümkün. 150'liklere mensup olmanın, Zeki Bey'e bir gizlilik ve dolayısıyla koruma kalkanı sağlayacağı muhakkak. Yine de onun adının listeye, sırf diğer 150'likler hakkında bilgi toplasın diye konduğuna dair elimizde inandırıcı delil bulunmuyor. 

   Ancak, Zeki Bey'in sürgündeki hayatının çoğunda Ankara hükümeti için çalıştığına dair kati kanıtımız var. 

Zeki Bey, başlarda Nis'e gidemedi, çünkü İtalyan polisince tutuklanmıştı. Vahdeddin'in hekimi Reşat Paşa'yı öldürdüğünden şüpheleniliyordu. 

Ancak bu itham ispat edilemedi ve salıverilen Zeki Bey nihayet Nis'e gitmeyi başarıp, Abdülmecit'in oğlu Ömer Faruk Bey'in hizmetine girdi. Türkiye'nin Nis konsolosu, 24 Kasım 1928 tarihinde, Ankara'ya, son zamanlarda diğer sürgünlerin de ondan şüphelendiklerini ilave ederek, Zeki Bey'in intihar ettiğini bildirdi. 104 
(Kiraz) Hamdi Paşa gibi Zeki Bey de Türk (Ankara) istihbaratının bir elemanıydı. Bu yüzden onun Ankara rejimine tehdit teşkil ettiği gibi bir iddiaya inanmak zordur -bu iddia, 15o'likler listesine son şeklinin verilmesindeki ana unsurdu. Hamdi Paşa'nın aksine, elimizde onun, sürgüne gitmeden önce dahi Ankara hükümetini zayıflatmaya çalıştığına dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. 

3) Hazine-i Hassa Müfettişi Kayserili Şaban Ağa Önce 

   İTC üyesiydi, ama daha sonra ayrılıp Hürriyet ve İtilaf Fırkasına geçti. Şaban Ağa, Şevket Paşa'nın 1913'te suikastla öldürülmesi üzerine önce İTC tarafından sürgüne gönderildi, ama ı. Dünya Savaşının ardından geri döndü. İTC karşıtı Damat Ferit Paşa hükümeti tarafından Hazine-yi Hassa müfettişliğine atandı. Hürriyet ve İtilafın önemli bir üyesi olarak, saraya hep yakındı. İstiklal Savaşından sonra Zeki Bey gibi Şaban Ağa da Sultan Vahdeddin'le birlikte İngiliz "Malaya" zırhlısı ile memleketi terk etti ve vefatına kadar devrik sultanın yanında kaldı. Şaban Ağa 1928'de Mısır'ın İskenderiye şehrinde hayatını kaybetti. 

4) Tütüncübaşı Şükrü Bey., 

Padişahın mabeyninden olan ve San Remo'da da onun yakın çevresinde bulunmaya devam eden Şükıii Bey, 1929' kadar burada kaldı. Sedat Bingöl, Şükıii Bey'in bir Türk istihbarat subayına, kendisinin Ankara'yla temasta bulunduğunu ve muhtemelen yeni Türk hükümeti için istihbarat topladığını düşündüren 14 mektup yolladığına dikkat çeker.105 Türkiye'nin Kudüs konsolosluğunun gönderdiği bir rapordan/06 Ankara'nın onunla, bir Kürt milliyetçisi ve yeminli bir Ankara hükümeti düşmanı olan Celadet Bedirhan'ın faaliyetleriyle, başka bir muhalif şahsiyet olan Nizamettin Kibar hakkında istihbarat toplamak üzere, 1936'dan sonra temasa geçtiğini öğreniriz.107 Hayatlarını Ankara 'ya muhalefetle geçirmiş olmakla birlikte, ne Celadet'in, ne de Nizamettin'in 15o'liklerden olduğunu belirtmek önemlidir. BMM'nin isimlerin tartışıldığı kapalı bir oturumunda, Dahiliye Vekili Ferit Bey, listeye onu (ve Zeki Bey'i) dahil etme gerekçesini, Vahdeddin'in onun sözüne kulak vermesi olarak açıklamıştır. 108 

Tütüncübaşı Şükıü Bey yaşamının sonraki yıllarını Şam'da geçirdi; 1956'dan sonraki bir tarihte vefat etmiş olmalı, zira onun bir Türk yazar ve gazetecisi olan Feridun Kandemir'e 1956'da bir mülakat verdiğini biliyoruz.109 

   Onun, 1937'de ve 1958'de Şam'da bulunduğu biliniyor 110 Ne var ki Sedat Bingöl, Şükrü Bey'in 150'likler için çıkarılan afla birlikte 1938'de Türkiye'ye döndüğü iddiasındadır. Şükrü Bey'in nerede ve ne zaman öldüğü bilinmemekte dir. 

(5) Serkarin Yaver (Ômer Paşa) 

1884'te harbiyeden mezun olan ve üç yıldızlı general rütbesine yükselen Ömer Paşa, İTC iktidarında Enver Paşa tarafından zorla emekli edildi. 1. Dünya Savaşında siyasetten elini eteğini çekerek İzmir'de yaşadı. Ancak İTC dönemi sona erince, üçüncü Tevfik Paşa kabinesine alındı ve 31 Ocak 1919'da harbiye nazın oldu. İTC yanlılarını askeriyeden temizlemeye yanaşmayınca istifası istendi. 31 Mart 1919'da serkarinliğe atanan Ömer Paşa, Temmuz 192o'de Ankara Bidayet Mahkemesince gıyabında idama mahkum edildi.111 İki yıl sonra Vahdeddin'le birlikte ülkeden kaçtı; ancak Hicaz'a giderken, Mısır'da Vahdeddin'i terk etti. 
4 Şubat 1931'de Beyrut'ta öldü. 

(6) Yaverandan Erkan-ı Harp Miralay Tahir 

    Miralay Tahir, İTC'yle yıldızı barışmayan bir kurmay subaydı. 1908'deki Jön Türk devriminin ardından Fas'a gitmiş ve Fas ordusunu eğitmişti. Ardından Mısır'a geçen Tahir, 1. Dünya Savaşından sonra İTC liderlerinin ülkeyi terk etmesi üzerine, İkinci Hürriyet ve İtilaf hükümeti sırasında Vahdeddin'e yaver oldu. Sadrazam Damat Ferit Paşa, Tahir'i miralaylık rütbesine yükselterek 18 Nisan 1920'de kurulan Hilafet Ordusuna (Kuvayı İnzibatiye) atadı. 150'likler listesine "Vahdeddin'in Maiyeti" kategorisinden girdiğine göre, listeye alınmasındaki baş nedenin Hilafet Ordusundaki faaliyetleri olmadığını farz edebiliriz. Gerçekten, Ankara hükümetinin Dahiliye Vekili Ferit Bey de, nedenin onun sultana olan yakınlığı olduğunu belirtmiştir.112 Ankara hükümeti idareyi tam olarak ele alınca, Tahir de Damat Ferit Paşa ile birlikte Paris'e gitmek üzere 22 Eylül 1922'de ülkeden ayrıldı. Şubat 1933'te hazırlanan -Emniyet Genel Müdürlüğü Arşivleri tarafından, 15o'liklerin faaliyetleri üzerine-bir liste, bize Tahir'in Arnavutluk hükümetine karşı çıktığı için Sırplardan para aldığını ve bunun onun başlıca geliri olduğunu gösteriyor.113 Adına bir başka listede de rastlandığından,114 onun 1937'den sonra öldüğünü biliyoruz, ama yerini ve zamanını bilmiyoruz. 

(7) Seryaver Avni 

Harbiye mezunu Avni, Birinci Damat Ferit Paşa hükümetinde nafıa nazırı oldu ve Harbiye Nazırlığına vekalet etti (4-10 Mart 1919). İkinci Damat Ferit Paşa hükümetinde ise önce 2 Nisan 1919'da, ikinci olarak 19 Mayıs 1919 ile 20 Temmuz 1919 arasında olmak üzere Bahriye Nazırlığına atandı. Ardından Sultan Vahdeddin'e başyaver oldu. 

İstiklal Savaşından sonra Mısır'a gitmek üzere memleketi terk eden Avni Paşa, San Remo'da sultana katıldı. 1933 raporu, onun Şam'da olduğunu bildirmektedir, ancak 1937 raporunda adına rastlayamaz ve bundan onun 1937'den önce vefat ettiğini çıkarırız. Kamil Erdeha, Avni Paşa'nın 1935'te Kahire'de ölmüş olabileceğini iddia eder; oysa Şaduman Halıcı'ya göre ölüm tarihi 1934, yeri ise Lübnan'dır.115 

(8) Sabık Hazine-i Hassa ve Defter-i Hakanı Emini Refik 

Vahdeddin'e mali meselelerde yol gösteren bürokratlardan biriydi. Mali konulardaki bilgisi yüzünden Hazine-i Hassa ve Defter-i Hakani Emini oldu. İmparatorluk dışına çıkarılınca, devrik Halife Abdülmecit'le birlikte bir süre Fransa'da vakit geçirdi. Refik Bey, büyük mali sıkıntılar yaşamayan bir avuç 150'likten biriydi. Dahiliye Vekaletinden Hariciye Vekaletine gönderilen bir mektuba göre, Refik Bey, Mustafa Kemal'in hayatına kastedecek bir suikast girişimi için Bulgaristan'daki Taşnaksutyun Ermenileriyle temas halindeydi. 116 

Bu bilginin doğruluk derecesini bilmiyoruz; ancak onun 1938'deki 150'likler affından sonra Türkiye'ye döndüğünü biliyoruz. Ölüm tarihi bilinmemektedir. 

Yukarıda belirtildiği gibi bu kategoride, tümü de kariyerlerinin bir noktasında Vahdeddin'e hizmet etmiş ve yol göstermiş sekiz kişi bulunmaktadır. 
Ancak kesinleştirebildiğimiz kadarıyla, içlerinden sadece Refik Bey sürgünde Ankara aleyhine faaliyetlere karışmış olabilir. Bu kategorinin çeşitli mensupları ise tam aksine Türk istihbaratı için çalışmış, bilgi toplamış ve Ankara'daki yetkililere iletmişlerdir. Bu önemlidir, çünkü onların listeye dahil edilmelerinin yegane nedeni, yeni rejime verecekleri potansiyel zarardı. 

Bu insanların bir kısmının İTC'ye karşıtlığıyla bilinen Hürriyet ve İtilaf Fırkasının faal üyelerinden olmaları da, bir diğer önemli bilgidir. 

Ankara rejiminde yer alan sabık İTC mensuplarının eski siyasi rakipleriyle kozlarını böyle paylaşmak istedikleri yolundaki şüphelerin altında bu olgu yatıyor olabilir. 

DİPNOTLAR;

96 Tarık Mümtaz Göztepe, Osman Oğullannın Son ... , 213
97 Bu partinin 1913'e kadar ki durumuyla ilgili bilgi için, Bkz. Birinci, Hümyet ve itilaf Fırkası. 
98 Nam-ı diğer "Tarik-i Salah," Veciz bilgi için Bkz.Tarık Zafer Tunaya, Türkiyede Siyasi Partiler. Cilt 2 (İstanbul: iletişim, 1999). 557-74. 
99 Osmanoğullan'nın Son Padişahı ... , 369. Sedat Bingöl Emniyet Genel Müdürlüğü Arşivlerindeki bazı belgeleri inceledikten sonra, bu iddiayla hemfikir olur; Bkz. Bingöl. 126, dipnot. 
100 Bilhassa EGMA ı222ı-ı Umumi Dosya 1/A 12; 1222-ı/A 6, A 8, A 9, A 13 ve A 14. Bu dosyalar  için, sadece onlara ulaşabilen Bingöl'e dayandım. Bkz. s. 127-28 dipnot. Bendeki EGMA dosyaları koleksiyonunda bu dosyalar bulunmamaktadır. Ayrıca bkz. Türk inkılap Tarihi Enstitüsü (TİTE)  arşivleri K58G97B4. 
101 Onun, 1923 gibi erken bir tarihte Ankara'nın hizmetine girmiş olması kuvvetle muhtemeldir.  EGMA, 12222-1/ E 9, Bingöl'de 129. 
102 Bu mektubun tarihi 3 Haziran 1926'dır, EGMA, 12222-2/D 6. Mektubun bir çevri yazımı Bingöl'dedir, ek 16a. 
103 Rıza Nur, Hayat ve Hatıralarım. Cilt 4 (İstanbul: Altındağ, 1968), 980; Aynca bkz. Bingöl, 130. 
104 EGMA 12222-2/E 4, Bingöl, 131. Erdeha, onun ölüm tarihini 1929 olarak verir ki bu bir hata olsa gerekir. 
105 EGMA 12222-4/ A 8, Bingöl'de 132. 
106 EGMA 1222-4/ E 9, age. 
107 Nizamettin Kibar için, Bkz. "Muhalefetten Sesler ve Nizamettin Kibar" Birikim 35 (1992), 87-88. 
108 TBMM Gizli Celse ... cilt 4,e439. 
109 Feridun Kandemir bu mülakatı Yirminci Asır adlı bir dergide yayınlamış (bibliyografik hiçbir malumat mevcut değildir) ve aynı mülakat Sultan Vahdeddin'in Son Günleri (İstanbul: Yağmur yayınları, 2008) adıyla kitap halinde yayınlanmıştır. 
110 EGMA, ı937'de, bulundukları yeri göstermek amacıyla ı50'1iklerin bir listesini yaptı. Bu belgede Şaban Ağa'nın yeri Şam olarak belirtilmektedir;  Bkz. EGMA, 12221-2/B ı, 2, 6, 7. 
111 Bu kararın tam gerekçesini bulmaya muvaffak olamadın. Bkz. TBMM Gizli Celse.· .. cilt 4, 439. 
112 TBMM Gizli Celse .... cilt 4,e439 
113 EGMA, 12221-ı/ A ı-13, Bingöl'de ek r.g. 
114 EGMA, 12221-2/B ı,2,6,7. 
115 Halıcı, 50. 
116 EGMA, 12222-1 Umumi Dosya 1/ E ır, Bingöl'de 135. 

8. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder