CUMHURİYETİN KURULUŞUNDA İKTİDAR KAVGASI: 150'LİKLER, MESELESİ., BÖLÜM 8
Mustafa Kemal Atatürk, Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, 150 likler, Gayrı Müslimler, İzmir Süikastı,Türkiye Cumhuriyeti tarihi,
Sevr Antlaşması, İstiklal Savaşı, ZUHAL BİLGİN, FEVZİ GÖLOĞLLU, YETKİN BAŞARIR,HAKAN ÖZOGLU,KUVAYI İNZİBATİYE'YE DAHİL KABİNE ÜYELERİ.,
Altı İsmin yer aldığı bu kategorideki grupta, Ankara karşıtı Hilafet Ordusunda sorumlu mevkilerde bulunan Osmanlı kabine üyeleri vardı.
18 Nisan 1920'de, Vahdeddin'in Ankara'ya düşmanlığıyla tanınan ünlü sadrazamı Damat Ferit Paşa tarafından kurulan bu askeri birliğin başlıca amacı, Ankara kuvvetlerine karşı koyup onları ortadan kaldırmaktı. Hilafet Ordusuna, buna ilaveten, Ankara hükümeti ya da onun milis gücü "Kuvayı Milliye" aleyhindeki ayaklanmaları desteklemek ve kuzeybatı Anadolu' daki (Düzce, Hendek, Adapazarı) yerli halkın İstanbul hükümetine sadakatini kazanmak görevi de verilmişti. Harbiye ve Dahiliye Nezaretlerine bağlı olan birim, üç piyade alayı ile bir topçu taburundan müteşekkildi ve 4000 nefer civarında bir kuvveti olduğu tahmin ediliyordu.117
Hilafet Ordusunun ilk kumandanı, 150'likler listesindeki Süleyman Şefik Paşa (bkz. aşağıda) idi. Ancak onun da altında, azılı bir Mustafa Kemal düşmanı olan, yerel milis kuvvetlerinin kumandanı Ahmet Anzavur bulunuyordu. Anzavur, 1919 ile 1920 arasında Ankara'ya karşı defalarca ayaklanarak İstanbul hükümetine yaptığı hizmetlerden dolayı "Paşa" unvanını almışh ve milislerini canının istediği gibi kullanıyordu.118
Süleyman Şefik Paşa, Hilafet Ordusuna kumandan olarak atandıktan hemen sonra Anzavur'la çalışmanın imkansızlığını görmüş ve sadece 12 gün işgal ettiği
makamından çekilmişti. 119
makamından çekilmişti. 119
Hilafet Ordusuna başka atamalar da oldu ama Anzavur bunların sonuncusu idi. Hilafet Ordusu, Anzavur'a karşı Çerkes Ethem kuvvetlerini kullanan Ankara hükümeti için bir endişe konusuydu.
Sonunda Anzavur kuvvetleri yenildi ve Hilafet Ordusu, 25 Haziran 1920'de İstanbul hükümetince dağıtıldı. Anzavur 15 Nisan 1921'de milliyetçiler
tarafından öldürüldüğü için 150'likler listesinde yer almadı. Yaşasaydı, listeye muhakkak o da dahil edilirdi.
tarafından öldürüldüğü için 150'likler listesinde yer almadı. Yaşasaydı, listeye muhakkak o da dahil edilirdi.
Bu kategorideki isimler incelenirken, Hilafet Ordusu kumandanlarının hepsinin listeye konmadığı görülür. Liste, ilginç bir biçimde ulemadan
bir isimle başlar.
bir isimle başlar.
(9) Sabık Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, (1869-1954)
Siyasetle yakından ilgilenen Mustafa Sabri Efendi, şahsında, Ankara çevresini çok rahatsız eden ulema sınıfını temsil ediyordu. Din eğitimini Kayseri'de tamamlayıp müderris oldu. Daha sonra Fatih ve Beşiktaş camilerinde imamlık yaptıktan sonra siyasete atılarak 1908'de İTC'ye katrldı.
Ne var ki, kısa sürede kendini geç Osmanlı siyasi yelpazesindeki muhaliflerin safında buldu. İlk olarak Ahali Fırkasını kurdu, 1911'de ise Hürriyet
ve İtilafa katrldı. Hürriyet ve İtilaf hakkında bir kitabı olan Ali Birinci'ye göre, Mustafa Sabri Efendi büyük hitabet yeteneğiyle İTC'yi çileden çıkaran
muhaliflerin başında geliyordu.120
İTC Rejiminden sonra, 3 Mart 1919'daki birinci Damat Ferit Paşa kabinesinde şeyhülislam oldu. Bir Şura-yı Saltanat üyesi olarak Anadolu'daki milli
mücadeleye karşıydı. Ancak, İstiklal Savaşı sırasında imparatorluk çevrelerinde onun görüşleri azınlıkta kaldığından makamından istifa etti.
Ne var ki, kısa sürede kendini geç Osmanlı siyasi yelpazesindeki muhaliflerin safında buldu. İlk olarak Ahali Fırkasını kurdu, 1911'de ise Hürriyet
ve İtilafa katrldı. Hürriyet ve İtilaf hakkında bir kitabı olan Ali Birinci'ye göre, Mustafa Sabri Efendi büyük hitabet yeteneğiyle İTC'yi çileden çıkaran
muhaliflerin başında geliyordu.120
İTC Rejiminden sonra, 3 Mart 1919'daki birinci Damat Ferit Paşa kabinesinde şeyhülislam oldu. Bir Şura-yı Saltanat üyesi olarak Anadolu'daki milli
mücadeleye karşıydı. Ancak, İstiklal Savaşı sırasında imparatorluk çevrelerinde onun görüşleri azınlıkta kaldığından makamından istifa etti.
Yine de 31 Temmuz 1920'de ikinci defa şeyhülislam oldu ve 29 Eylül 1920'ye kadar bu makamda kaldı.
Vahdeddin'in imparatorluktan ayrılmasından sonra Türkiye'de kalmanın çok tehlikeli olacağını anlayan Mustafa Sabri, önce Mısır'a, daha sonra da Lübnan, Yunanistan ve Romanya'ya gitmek üzere yola çıktı. Yunanistan'dayken, Ankara hükümetine saldırılarını sürdürdüğü Yarın adlı bir gazete çıkarmaya başladı. Yann'da, 29 Temmuz 1927'de yayınladığı uzun şiirinde, Ankara'yı Türk milliyetçiliği adına "İslam karşıtı" faaliyetlerde bulunmaktan dolayı eleştirdi. "İstifa Ediyorum" adlı şiiri, şu mısralarla devam ediyordu:
Badema-Şahit olsun işte cihan,
Yalnız Müslüman ve insan,
Olarak kalmak üzere Türklükten,
Şeref ve izzetimle istifa,
Ediyorum Allahın huzurunda ... ".121
Yalnız Müslüman ve insan,
Olarak kalmak üzere Türklükten,
Şeref ve izzetimle istifa,
Ediyorum Allahın huzurunda ... ".121
Mustafa Sabri'nin Ankara'dan ve onun İslam ve ulemaya muamelesinden nefret ettiğine hiç şüphe yok. Diğer 150'likler arasında, sesi en çok çıkanlardan
biriydi. Türk hükümetinin Yunan hükümetine uyguladığı baskı neticesinde, Kahire'ye gitmek üzere bu ülkeden çıkan Mustafa Sabri, 1938'deki aftan
sonra da Türkiye'ye dönmedi ve 12 Mart 1954'te Mısır'da vefat etti.
biriydi. Türk hükümetinin Yunan hükümetine uyguladığı baskı neticesinde, Kahire'ye gitmek üzere bu ülkeden çıkan Mustafa Sabri, 1938'deki aftan
sonra da Türkiye'ye dönmedi ve 12 Mart 1954'te Mısır'da vefat etti.
Mustafa Sabri, Hilafet Ordusu kurulduğu sıradaki Damat Ferit Paşa kabinelerinde görev yaptığı için listeye alınmıştı. Ancak, sürgünde sabık sultanın yanında vakit geçirdiği için, "Vahdeddin'in Maiyeti" kategorisi gibi bir başka kategori altında da listeye girebilirdi.
(10) Sabık Adliye Nazırı Ali Rüştü.,
Bosna'da doğan, medrese eğitimi alan ve daha sonra kadı olan Ali Rüştü, 5 Nisan 192o'deki 5. Damat Ferit Paşa kabinesinde adliye nazırı mertebesine kadar yükseldi. Söz konusu kabine 17 Ekim 1920'de çekilince, onun görevi de sona erdi. Damat Ferit Paşa kabineleri nin öteki mensupları gibi o da Hürriyet ve İtilaf üyesiydi. Liste BMM'de ele alınırken, Ankara'nın Dahiliye Vekili Ferit Bey, Ali Rüştü'nün İstiklal Savaşı sırasında işgalci Yunan ordusundan " bizim asker" diye bahsettiğine değindi.122
Ali Rüştü iflah olmaz bir Ankara muhalifiydi ve Hilafet Ordusunun kuruluşuyla ilgilenmişti. Bu yüzden, Mısır'a gitmek üzere memleketi terk etti ve 1936'da orada öldü.
(11) Sabık Ziraat ve Ticaret Nazırı Cemal.,
1862'de doğan ve mülkiyeden mezun olan Cemal, imparatorluğun muhtelif yerlerinde çeşitli memuriyetlerde bulunduktan sonra, 4 Eylül 1912'de Elazığ valisi oldu. Ancak İTC tarafından 1915'te istifaya zorlandı. Hürriyet ve İtilaf üyesi olan Cemal, 1918'deki birinci Damat Ferit Paşa hükümetinde dahiliye nazırlığı yaptı. İlginçtir, Damat Ferit Paşa ile anlaşmazlığa düşerek ertesi yıl görevden alındı. Onun daha sonra, 14 Mayıs 1919'da, orta Anadolu'daki Konya şehrine vali olarak atandığını görürüz. Şehrin Ankara'ya olan yakınlığı nedeniyle buraya Cemal'in
atanması Kemalistler için önemliydi. Ancak Cemal, Konya yöresinde (Bozkır gibi) patlak veren Ankara karşıtı isyanlara yardım etmeye koyuldu ve sonunda 26 Eylül 1919'da Konya'dan lstanbul'a kaçmaya mecbur oldu. Daha sonra, Beşinci Damat Ferit Paşa kabinesinde ziraat ve ticaret nazırlığına getirildi.
Cemal Bey, İTC'yi 800.000 Ermeni'yi katletmekle suçladığından "Artin" (yaygın bir Ermeni adı) takma adıyla anılırdı. BMM'deki tartışmalarda hükümet, böyle bir kelime kullanılmasının olayın ciddiyetine zarar vereceğini belirterek, onun adının listede Artin Cemal olarak geçmemesini istedi.123
Bu Cemal'in, kimi mensupları Ankara hükümetinde işbaşı yapan bir siyasi partiye, yani İTC'ye duyduğu nefreti açıkça gösteren bir hareketti.
Cemal aynı zamanda İngiliz Muhipler Cemiyetinin de bir üyesiydi ki bu onun 150'likler arasına girmesini garanti ediyordu.
Emniyet Genel Müdürlüğü Arşivleri, Cemal Bey'in sürgünde siyasetle ilgilenmediği ni gösterir. Esasında kendisi, daha 1925 gibi erken bir tarihte Ankara' dan genel af talebinde bulunmaya başlamıştı. 124
1938'deki aftan sonra Türkiye'ye dönüp Keşmir soyadım almış ve tam olarak bilmediğimiz bir tarihte Türkiye'de ölmüştür. Oğlu Halit Nazmi
Keşmir, r6. Cumhuriyet Hükümetinde (1947-48) maliye bakanı oldu.
Keşmir, r6. Cumhuriyet Hükümetinde (1947-48) maliye bakanı oldu.
(12) Sabık Bahriye Nazırı Hamdi ("Cakacı" diye bilinir)
Cakacı Hamdi, Kürt ve asker kökenliydi. Harbiyeden mezun oiduktan sonra Osmanlı ordusunda Ferik ( ya da tümen komutanı) rütbesine kadar yükseldi. Ancak, listedeki pek çok diğer arkadaşı gibi o da İTC tarafından zorla istifa ettirildi. İTC hükümetinin r9r8'de düşmesinden sonra, daha kesin bir tarihle söylenecek olursa 12 Mayıs 1920'de erkanı harbiye reisi, ardından da bahriye nazırı oldu
(31 Temmuz 1920-17 Ekim 1920).
Hamdi Paşa aynı zamanda Kürdistan Teali Cemiyetinin de genel sekreteriydi (1918-1920).125
Ferit Bey, BMM'de, kendisinin listeye "Kürt" lakabıyla konmadığını, ancak "cakacı" lakabına itirazı olmadığını belirterek hükümetin etnik yaftalama konusundaki hassasiyetine dikkat çeker.
Daha önce de tartışıldığı gibi, bu anlaşılır bir şeydir, çünkü hükümet Lozan Konferansında Türkiye'deki etnik ayrımları önemsiz göstermeye çalışıyordu.
Kayda değer bir diğer olgu da, Hamdi Paşa'nın 150'likler listesine, milliyetçi bir Kürt örgütü olan Kürdistan Teali Cemiyetiyle olan irtibatı yüzünden değil, imparatorluk hükümetinde ve Hilafet Ordusunda görev yapması yüzünden dahil edildiğidir.
Kayda değer bir diğer olgu da, Hamdi Paşa'nın 150'likler listesine, milliyetçi bir Kürt örgütü olan Kürdistan Teali Cemiyetiyle olan irtibatı yüzünden değil, imparatorluk hükümetinde ve Hilafet Ordusunda görev yapması yüzünden dahil edildiğidir.
Hamdi Paşa, İstiklal Savaşı sırasında Yunanistan'a gitmek üzere ülkeyi terk etti; 1929'da Arnavutluk'taydı. EGMA'da, Hamdi Paşa'nın dışarıda Ankara aleyhtarı faaliyetlere karışmadığını belirten, 1933 tarihli bir rapor vardır.126 Onun, 1938 affından sonra Türkiye'ye dönmeyip Arnavutluk'ta kaldığını biliyoruz, ama ölüm tarihini bilmiyoruz.
(13) Sabık Maarif Nazırı Rumbeyoğlu Fahrettin
1867 İstanbul doğumlu olup mülkiyeden 1887'de mezun olmuştur. Viyana, Roma, Atina ve Petersburg'da diplomat olarak bulundu.
1912'de sefir unvanını alan Fahrettin, 5 Nisan 1920'de maarif nazırı oldu ve 30 Temmuz 1920'ye kadar bu makamda kaldı. 1918'deki Paris Barış Konferansında Osmanlı heyetindeydi. Hilafet Ordusunun kuruluşuna vasıta olması, 150'likler listesine alınmasına ve ülkeyi terk etmesine yol açtı.
Sürgündeki yıllarını Fransa'da geçirdi, fakat aftan sonra İstanbul'a döndü ve 1942'de burada öldü.
Sürgündeki yıllarını Fransa'da geçirdi, fakat aftan sonra İstanbul'a döndü ve 1942'de burada öldü.
(14) Sabık Ziraat ve Ticaret Nazırı Kızılhançerci Remzi
Remzi Paşa da asker kökenliydi ve döneminin, 15o'likler listesinde yer alan birçok subayı gibi o da İTC hükümeti tarafından zorla emekli edildi. Hakkında bilinen, 1919'da Ankara karşıtı Kızılhançer örgütünü kurduğudur.
Yegane amacı Kemalistleri/milliyetçi Ankara çevresini ortadan kaldırmak olan bu örgüt, Hilafet Ordusuyla da yakın temas halindeydi.
Dördüncü Damat Ferit Paşa hükümetinde ziraat ve ticaret nazırı olarak görev yaptı (5 Nisan 1920-30 Temmuz 1920). 150'liklere mensup olarak ülkeyi terk edince, Almanya'nın Münih şehrine giderek hayatının geri kalan yıllarını siyasetten uzak bir biçimde burada geçirdi. 30 Eylül 1934'te öldü. Oğlu, tanınmış anti-komünist Şevket Mocan, 1950'de Demokrat Partiden meclise girdi.
Yukarıda da belirtildiği gibi, bu gruptaki 150'likler Osmanlı hükümetinin yüksek makamlarına mensup ve hemen hemen istisnasız biçimde İTC aleyhtarı idiler.
Bu olgu, İTC ile Hürriyet ve İtilaf arasındaki rekabetin, bu iki parti de ortadan kalktıktan sonra bile devam ettiğini göstermesi bakımından anlamlıdır. Bu eski bakanlara göre Ankara hükümeti İTC ideolojisini temsil ediyordu. İkisi arasında hiçbir ayrım yapmadıklarından, Ankara'ya hasımdılar. Tekrar tekrar belirtildiği gibi, başlangıçta Ankara (milliyetçi/Kemalist) hareketiyle İTC arasına çizgi çeken pek bir bulgu yoktu. Bu yüzden, onların Anadolu hareketinin İTC'nin bir başka hilesi olduğuna inanıyor olmalarının, Ankara hareketine olan muhalefetlerini
körüklediği öne sürülebilir.
Bu gruptakilerin bir diğer ortak özelliği de, sürgünde Ankara aleyhtarı faaliyetlere karışmamalarıdır. Bunun bir nedeni yaşlarıdır. 1920'lerde çoğu, 60-70'lerinde idiler. Bir başka neden, yeni rejimin, her ne kadar ondan doğmuşsa da İTC hareketinin devamı olmadığını idrak etmeleridir.
Bir çoğu eğer hayatta iseler-1938'deki afla Türkiye'ye döndü. Gruptakilerden ikisinin, Remzi Paşa ve Cemal Bey'in oğulları mecliste görev yaptı.
Bu Grup, Hilafet Ordusuna yakınlık ve destek temelinde teşkil edildiyse de, gruptakiler yine de ayırt edilerek seçildiler. Nafıa Nazın Cemil Paşa (Topuzlu) ve Dahiliye Nazırı Ahmet Reşit (Rey) gibi, Hilafet Ordusunun kuruluşunda ve eylemlerinde sorumluluğu olan diğer bazı kabine üyeleri listeye alınmadı. 127
DİPNOTLAR;
117 Bkz. Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, cilt 2 (Ankara: Başbakanlık Basımevi, 1984),"305-306.
118 Bu askeri değil idari bir rütbeydi. Daha fazla bilgi için, Bkz. Uluğ İğdemir, Biga Ayaklanması ve Anzavur Olaylan: Günlük Anılar (Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1973) ve Zühtü Güven, Anzavur İsyanı; istiklal Savaşı Hatıralanndan Acı Bir Safha (Ankara: iş Bankası yay. 1965).
119 Göztepe, Osmanoğullannın Son Padişahı ... , 297.
120 Birinci, 238-39.
121 '' Badema-Şahit olsun işte cihan/ Yalnız Müslüman ve insan/ Olarak kalmak üzere Türklükten/ Şeref ve izzetimle istifa/ Ediyorum Allahın huzurunda . "
Yarın 29 Temmuz 1927; Şiirin tamamı Emin Karaca, 150'likler, 222-35'de de basılmıştır.
122 TBMM Gizli Celse .... 439.
123 Age.
124 Bkz. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, 30.10.0.0/106.695.21, 15 Mayıs 1925 tarihli bir mektup); ayrıca EGMA 12222-ıı/ A ıo; diğer bir talep için Bkz. 12222-ır/ C 13, Bingöl'de 136. Cemal Bey'in Mustafa Kemal'e affedilmek için yazdığı meknıbun tamamı, Bingöl. ek 17'dedir.
125 Bkz. Hakan Özoğlu, Kurdish Notables and the Ottoman State (Albany: SUNY Press, 2004), 81 [Osmanlı Devleti ve Kürt Milliyetçiliği, İstanbul. Kitap Yayınevi, 2005].
126 EGMA 12222-12/ B 13, Bingöl'de 137.
127 Bkz. Cemil Topuzlu, Operatör Cemil Paşa: Hatıra/an (İstanbul: Türkiye yay. 1945), 134, 136-37. Onların listeye niye konulmadıklannın izahı için, Bkz. age, 147.
9. CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder