18 Ekim 2020 Pazar

CUMHURİYETİN KURULUŞUNDA İKTİDAR KAVGASI: 150'LİKLER, MESELESİ., BÖLÜM 6

CUMHURİYETİN KURULUŞUNDA İKTİDAR KAVGASI: 150'LİKLER, MESELESİ., BÖLÜM 6

Mustafa Kemal Atatürk, Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, 150 likler, Gayrı Müslimler, İzmir Süikastı,Türkiye Cumhuriyeti tarihi,
Sevr Antlaşması, İstiklal Savaşı, ZUHAL BİLGİN,FEVZİ GÖLOĞLLU,YETKİN BAŞARIR,HAKAN ÖZOGLU,


    150' LİKLERİN VATANDAŞLIKTAN ÇIKARILMASI.,

    Sürgünlüklerinin üçüncü yılında, Türk hükümeti 150'liklerin vatandaşlıktan çıkarılmasına karar vererek 28 Mayıs 1927'de ilgili kanunu çıkardı.76 
Kanunun ikinci maddesine göre vatandaşlık hakkı ellerinden alınan 150'likler, Türkiye'de mülk edinme hakkı (hakk-ı temellük)77 ile miras bırakma hakkından (hakk-ı tevarüs) da yoksun bırakıldılar. 

Bu kanuna, 

   Türk hükümetinin, 15o'liklerin ülkedeki mali kaynaklarını kesme ve dışarıdaki faaliyetlerini kısıtlama teşebbüsü olarak da bakılabilir. Bununla beraber, 
Lozan Antlaşmasında, eğer 15o'likler gereken dokuz aylık süre içinde mülklerini elden çıkarmayı başaramazlarsa ne olacağına dair özgül hiçbir kural olmadığından, hükümetin daha ro Kasım 1925'te, bu mülkleri tasfiye hakkını elinde bulundurduğuna hükmeden bir kararname çıkardığını biliyoruz.78 

150'liklerin adlarının ilanıyla 7 Ocak 1925'te başlayan dokuz aylık dönem, 7 Ekim 1925'te sona ermiş olmalı. Ancak, 26 Ağustos 1925 tarihli bir diğer hükümet kararnamesinin, aynı yıl 150'liklere Türkiye'dekilerle irtibat kurmayı yasakladığını biliyoruz.79 Şayet hükümet, 150'liklerin Türkiye'dekilerle herhangi bir temas kurmasını zaten yasakladıysa, nasıl olur da onlardan mülklerini satmalarını beklerdi ikilemi konusunda ise hiçbir malumat bulunmuyor. 

Hükümetin bu eylemleri, küçük 150'likler grubunun faaliyetleri karşısında, rejimin hassasiyetinin göstergesidir, zira Türk hükümeti 150'liklerin büyük çoğunluğunun sürgünde siyaseten faal olmadığını gayet iyi biliyordu. Toplu bir cezalandırmanın, sürgündeki Ankara karşıtı faaliyetlerle baş etmede daha etkili olacağına karar verilmiş olmalı. 

150'liklerin vatandaşlıktan çıkarılmasına karşı, mecliste herhangi bir direnç var mıydı? Kamil Erdeha, "Hukuka aykırı olabilecek" kanuna, meclisten muhalefet gelmediğine işaret eder.80 

   Kanuna ne basından ne de mebuslardan herhangi bir itiraz yükselmiş ve tasarı hızla yasalaşmıştır. Erdeha, muhalefet olmayışının nedeninin, hükümetin, dışarıda Ankara aleyhindeki faaliyetlere karışan 150'liklere karşı güç gösterisinde bulunmasına imkan vermek olduğu sonucuna varır. Mecliste, evvelce çok daha az ihtilaflı konularda cereyan eden şiddetli tartışmalara işaret ederek, "mecliste 
muhalefet olmayışını açıklamanın başka türlü izahı yoktur" der.81 

   Aslında vardır. Mahmut Goloğlu'nun ileri sürdüğü gibi, 1926'dan sonra mecliste elle tutulur hiçbir muhalefet kalmamıştı. Goloğlu, haklı olarak, 1926'dan sonraki yegane muhalefet gösterisinin, oylamaya katılmamak şeklinde somutlaştığı gözlemini yapar. Hakikaten de, 1926 ile 1927 arasındaki dönemde, meclisten oybirliğiyle geçen kanunların büyük çoğunluğu, mebusların yarısından daha azının oyuyla geçmiştir.82

Belli bir yasa tasarısına oy vermek istemeyenler, ona karşı söz almaktansa, ortada gözükmeyiveriyorlardı. 

150'LİKLERİN AFFI.,

1938'de, 150'likleri vatandaşlık hakkından mahrum eden kanunun çıkmasından on bir yıl sonra ve Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünden hemen önce, hükümet 150'likler için sınırlı bir af çıkardı. Bu af, onlara sadece yeniden vatandaşlık hakkı tanımakla kalmıyor, aynı zamanda onları geçmişteki Ankara karşıtı faaliyetlerinden dolayı da affediyordu. 

Sınırlamalar şunlardı: 

1 150'likler arasında, geçmiş memuriyetlerinden dolayı devletten maaş almış olanlar, emeklilik hakkından yararlanamayacaklardı. 
2. 150'likler, sekiz yıl boyunca kamu hizmetinde çalışmaktan men ediliyordu. 
3- Hükümet mevkilerinden yasaklı eski kamu görevlileri affedildi. Ancak bunların da maaşlı bir göreve atanması iki yıllığına yasaklandı. 
4. 150'likler arasında orduyla ilişiği kesilmiş askeri personel eski görevine iade edilmeyecekti. 

    150'liklere belki de en önemli uyarı, kabineye, gerekli gördüğünde onları tekrar vatandaşlıktan çıkarma yetkisi tanıyan Madde 5'te yapılıyordu. 83 

Hükümet açıkça hiçbir şeyi şansa bırakmak istememişti. 

Cemal Kutay, Yüzellilikler Faciası 84 adlı eserinde af fikrinin doğuşunu şöyle hikaye eder. Mustafa Kemal (Atatürk), ı Haziran 1938'de, yakın dostu 
Ali Fethi Okyar'a (o sırada Paris sefiri), hükümetten ı5o'liklerle ilgili bir af kanunu hazırlamalarını istediğini söyler. Bu tarih yanlış olsa gerek, zira biliyoruz 
ki kanun tasarısı 23 Mayıs ı938'de mecliste görüşülmüştür bile.85 
Her ne ise, bu sırada hükümetin başında, eski İsmet İnönü hükümetlerinden farklı olarak böyle bir affa sıcak bakan Celal Bayar bulunmaktadır. Esasında bu, Mustafa Kemal Atatürk'ün 1933'ten bu yana 150'liklerin affı için yaptığı üçüncü girişimdir. 

Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Aras'a göre önceki girişimler İsmet Paşa hükümetlerin ce engellenmiştir.86 
 
  Oysa Celal Bayar, sağlık durumunun giderek kötüleştiği aşikar olan Mustafa Kemal'in hükümetten son arzusunu yerine getirmek üzere, mümkün 
olduğunca hızla bir kanun tasarısı hazırlayıp meclisten geçirmeye kararlıydı. Kutay, Mustafa Kemal'in sağlık durumunun, onu 150'liklerin ıstıraplarına 
karşı hassas hale getirdiğini ve bu yüzden onları affetmek istediğini öne sürer.87 Kamil Erdeha ise 150'liklerin rejim için artık bir tehlike oluşturmaktan 
çıktığını ve Mustafa Kemal'in kararının altında yatanın bu olgu olduğunu vurgular.88 

Hükümet, 6/2171 numaralı af kanunu tasarısının gerekçesini şöyle ortaya koymuştur: 
.....  Bu kadar kavi esaslara istinad eden rejimin, bin bir bedbaht saik ve sebeplerle kendisine bidayetten beri muhalefet veya ihanet etmiş olanlardan artık hiçbir endişesi kalmamış olması icab eder. Haksızlıklara karşı çetin ve kahir bir çehre gösteren cumhuriyetin, zavallı ve biçarelere karşı da merhameti yüksek olur. ... [Halbuki] bunların çocukları ve akrabaları] daima vicdanlarında şu veya buna karabeti (yakınlığı) olmak şaibesini taşımakta ve hicabını duymaktadırlar. 
       Bu vaziyette bulunan vatandaşlarımız, bu kadar ağır manevi ıstıraplardan kurtulmayı cumhuriyetin şefkatinden bekledikleri gibi, Kemalist rejimin on beş seneden beri affı umumi harici olarak memleket dışında kalan Yüzellilikler hakkında merhametini esirgemesi için hiçbir mani ve mahzur kalmamıştır.89 

Başka bir deyişle, hükümet 150'liklerin rejim için bir tehdit olmadığını ve affedilmelerinin, hükümetin onların akraba ve evlatlarının 150'liklerin 
yakını olmaktan duydukları utancı kaldırma arzusundan kaynaklandığını kabul ediyordu. Beklenebileceği gibi, herhangi bir yanlışlık yapılmış olmasının kabulü söz konusu değildi. 

29 Haziran 1938'de kabul edilen tasarı, 16 Temmuz 1938'de 3527 sayılı kanun olarak yürürlüğe girdi. Kanunun İkinci maddesinde şöyle söyleniyordu: 
 "24 Temmuz 1924 tarihli Lozan Muahedesi beyannamesinde ve Affı Umumi protokolünde bahsolunan 150'likler listesinde adı geçen şahıslar affedilir."90 
  Şunu da not edelim ki bu tasarı hiç muhalefetsiz geçmedi. Eskişehir mebusu Emin Sazak, duyduğu infiali şu sözlerle aktardı: 

Bu gibilere [150'likler] mukadder olan ilahi ceza, Ali Kemal ölümüdür [linç edilerek]91 Bunlar da Ali Kemal gibi ölmelidir. Ben bunları, birer birer dişlerimle etlerini kopararak öldürmek isterim. Acaba bunlar da geldikleri zaman layık oldukları cezayı millet tarafından bu şekilde göreceklerse bir diyeceğim yoktur .92 
  Tartışmaya gazeteler de katıldı ve affı öven ya da yeren makaleler yayınlandı. Yunus Nadi, gazetesi Cumhuriyet'te, bu affın caydırıcılık amacının önüne geçtiğini ileri sürerek "oyumuz kocaman bir 'hayır'dır" dedi. 93 

Bu arada, 150'likler arasında aftan yararlanacak çok fazla insan kalmadığını, çünkü o güne kadar birçoğunun çoktan ölmüş olduklarını da belirtelim.94 

Bir sonraki kısımda da ortaya konacağı gibi, içlerinden bazıları geri dönmemeyi seçerken, hiçbir siyasi ihtirası olmayanlar ise gelip Türkiye'de ölmek istedi. 
Bu kargaşa dönemi, bir kuşağın - İmparatorluğa duyduğu sadakate, ulus devletin doğuşunun meydan okuduğu bir kuşağın geçişini gördü. 

Aşağıdaki biyografiler kısmında 150'liklerin öz geçmişlerinin incelenmesinden amaç, listeye dahil edilmeleriyle ilgili olası bir örüntü bulunup bulunmadığını ortaya çıkarmaktır. Bu inceleme, başka soruların yanında şunlara da ışık tutacaktır: 150'likler kimlerdi ve neden seçildiler? 

Doğmakta olan rejime herhangi bir tehdit teşkil ediyorlar mıydı? Yeni rejime neden muhaliftiler? Okuru, 150'liklerden bazılarıyla ilgili epeyi malumat bulurken, bir kısmı hakkında ise hemen hemen hiçbir bilgi bulunamayacağı konusunda uyarmak gerekir. 

150'LİLİKLER İÇİNDEKİ KATEGORİLER VE LİSTE: BİYOGRAFİLER 95 

Listede, on kategoride 150 isim bulunuyordu: Sabık Sultan Vahdeddin'in maiyeti (sekiz kişi), eski Osmanlı kabinesinin Kuvayı İnzibatiye veya Hilafet Ordusuna dahil üyeleri (altı kişi), 1920'de Sevr Antlaşmasını İmzalayan delegeler (üç kişi), Hilafet Ordusu mensupları (yedi kişi), Osmanlı Mülki ve Askeri görevlileri (32 kişi), Çerkes Ethem ve yoldaşları (dokuz kişi), 
Çerkes Kongresine katılan delegeler (18 kişi), Polisler (13 kişi), Gazeteciler (13 kişi) ve diğerleri (41 kişi). 

DİPNOTLAR;

76 Düstur ili. Tertip, cilt 8, 670; Ayrıca bkz. Soysal, 139. 
77 Erdeha, Adliye Komisyonunun istimlak (mülk satın almak) kelimesinin yerine temellük (mülk edinmek) kelimesini geçirdiğini belirtir, s. 132. 
Bu fark önemlidir, çünkü ilki 15o'liklerin mülklerini muhafaza edebilecekleri anlamına gelebilirken, ikincisi buna izin vermez. Ancak Başbakanlık 
 Cumhuriyet Arşivi, 30.18.ı.ı/ıı.43.16 (ıo Eylül 1924 tarihli), 15o'liklere Türkiye'deki mülklerini satışa çıkarmaları için daha 1924'te dokuz ay mühlet verildiğini gösterir. 
78 Kararnamenin bir sureti için. Bkz. Nihat Karaer, Tam Bir Muhalif Yüzellilikler Meselesi (İstanbul: Temel, 1998), 145. 
79 Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, 30.18.1.1/15.54.10, tarih 26 Ağustos 1925. 
80 Erdeha, 132. 
81 Age. 
82 Mahmut Goloğlu, De:vrimler ve Tepkileri (İstanbul: Türkiye iş Bankası, 2007), 237-38. 
83 Okura, af kanununun 15o'likler dışındaki şahıslan kapsadığı söylenmelidir. Bu kanun Resmi Gazete'de 3961 numarayla 16 Temmuz 1938'e yayınlandı. 
84 (İstanbul: np. 1955), 5-22. 
85 Mustafa Kemal'in Fethi Okyar ve Celal Bayar'la konuşması büyük ihtimalle 1938, Mayıs başında oldu. 
86 Age .. 16. 
87 Age., 14-15. 
88 Erdeha. r43-44. Erdeha, r5o'liklerin aile mensuplarının onların affedilmeleri için yaptıkları insani talepleri de dahil eder. 
89 TBMM Zabıt Ceridesi, cilt 2, 309, 477 Erdeha'da zikredildiği gibi, 144-45. 
90 Kanunun tam metni için, Bkz. Soysal, 134-35; Bingöl, ek 21. 
91 Damat Ferit Paşa hükümetinin eski dahiliye nazırlarından biri ve Kemalistlerin sıkı bir muhalifi olan Ali Kemal, lstanbul'da milliciler tarafından rehin alındı. 1922'de, lzmit'te halka linç ettirilmek  üzere salıverildi. Onun katledilişi hakkında büyük bir ihtilaf vardır. Bkz. Shaw, 1890; Osman Özsoy, Gazetecinin İnfazı (İstanbul: Timaş. 1997), 276-78. 
92 TBMM Zabıt Ceridesi, cilt 26, 473 Erdeha'da zikredildiği gibi, 160. 
93 Kutay, Yüzellilikler ... , 20-21; basındaki tartışmaların daha kapsamlı bir ele alınışı için, Erdeha, 147-55 ve özellikle Karaca, 237-69 
94 Soysal, Emniyet Genel Müdürlüğünce hazırlanmış bir liste gördüğünü iddia eder; buna göre 1938'de 15o'liklerden sadece 95'i hayattadır.  Ancak Soysal, bu sayının aslında daha az olması gerektiğini, çünkü vefat edenlerin sayısının tam olarak kaydedilmediğini bildirir, s 140. EGMA 12221/Bı-2, B6-7,  1937'de hayatta olanların isimlerini gösterir bir listedir. Bu listeye göre 1937'de 79 kişi hayattaydı (yani 71'i ölmüştü).  Aynca bkz. Bingöl. ek 22. Cumhuriyet gazetesi 30 Mayıs 1938'de, 150'liklerin sadece 85'inin bu aftan yararlanabileceklerini ilan etti, Erdeha'da zikredildiği gibi, 240, Dipnot. Bir başka polis raporu geri dönen 39 İsmi verir. Bkz. içişleri Bakanlığı, Cumhuriyetin 75.inci Yıldönümünde Polis Arşiv 
 Belgeleriyle Gerçekler (Ankara: Emniyet Genel Md. Araş. Planlama ve Koordinasyon, tarihsiz), 6. 
95 Başka türlüsü belirtilmedikçe, 150'liklerle ilgili biyografik bilgiler şu kaynaklardan alınmadır:  Murat Bardakçı, "Yüzellilikler Albümü" 70 (Ekim 1989); 
Emin Karaca, 150'likler; llhami Soysal, 150'likler; Kamil Erdeha, Yüzellilikler ... Yalçın Toker, 150'liklerden Portreler (İstanbul: Toker, 2006); 
Tank Mümtaz Göztepe, Osman Oğullannın Son Padişahı Sultan Vadideddin Mütareke Gayyasında (İstanbul: Sebil, 1994); Şaduman Halıcı, "Yüzellilikler" 
 (Yüksek lisans tezi: Anadolu Üniversitesi, 1998); Sedat Bingöl. "Yüzellilikler Meselesi;" Şerife Özkan, "Yüzellilikler and Süleyman Şefik Kemali: A Legitimacy 
 and Security lssue;" T.C. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü, Araştırma Planlama ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığı, yayın no: 129, Cumhuriyetin 75. Yıldönümünde Polis Arşiv Belgeleriyle Gerçekler; TBMM Gizli Celse Zabıtlan, cilt 4, 434-62.  Kendi özel arşivindeki bir belgeden yararlanmama imkan veren Mete Tunçay'a özelllikle teşekkür borçluyum. "1933 Senesi Asayiş ve Emniyet Vaziyetine  Bir Bakış" başlıklı belge bir polis raporudur ve 150'liklerin faaliyetlerine ilişkin bilgi vermektedir. Belge, 150'liklerin ikamet ettiği illere göre, coğrafi 
bazda düzenlenmiştir. En sonunda, bu ülkelerin ve 1933'te bu ülkelerde oturmakta olan 150'liklerin bir listesi verilmektedir. 

7. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder