10 Kasım 2017 Cuma

TÜRKİYE-AB GERİ KABUL ANLAŞMASI VE VİZE DİYALOĞU BÖLÜM 4

TÜRKİYE-AB GERİ KABUL ANLAŞMASI VE VİZE DİYALOĞU BÖLÜM 4


UYGULAMALAR VE BEKLENTILER

GKA, AB ve Türkiye açısından farklı anlamlar taşımaktadır. AB açısından bakıldığında GKA, 2000’lerin başlarından beri birçok ülkeyle müzakere edilmiş, 
rutin içerikli bir anlaşma olmakla beraber bugün ciddi boyutlara ulaşmış durumdaki mülteci krizinin kontrol altına alınması için kritik bir mekanizma olarak görülmektedir. Türkiye için ise anlaşmanın başlıca iki önemi vardır. 

Birincisi, anlaşmanın sınır ve göç yönetimine ilişkin yasal ve kurumsal reformların hızlanması ve uygulamaların uluslararası standartlarda verimli hale getirilmesi için hızlandırıcı bir etkisi bulunmaktadır. 

İkincisi GKA’nın vize diyaloğu ile birlikte yürütülmesinden dolayı Türkiye’nin anlaşmayı yürürlüğe koyması sonucunda, AB’nin Türk vatandaşlarına 
uyguladığı turistik vizelerin kaldırılması mümkün olacaktır. Türkiye’nin bu yöndeki beklentisi, GKA’nın sürat ve ciddiyetle uygulanması için bir teşvik 
kaynağı olmuştur. 

Türkiye, henüz GKA üzerindeki müzakereler devam etmekteyken 11 Nisan 2013 tarihinde 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nu 
kabul etmiştir. Türkiye’deki göçmen ve mültecilerin durumunu düzenleyen bu Kanun’la İçişleri Bakanlığı bünyesinde Göç İdaresi Genel Müdürlüğü (GİGM) 
kurulmuş, böylece göç yönetiminin tek bir kurumsal çatı altında birleştirilmesi için önemli bir adım atılmıştır. GKA’nın imzalanmasının ardından, 16 Nisan 
2014 tarihli ve 2014/6 sayılı Başbakanlık genelgesiyle, ilgili bütün kamu kurum ve kuruluşlarından GİGM’e anlaşmanın uygulamaya konması için her türlü 
desteği vermeleri istenmiştir.23 Çeşitli kurumlara bağlı birimlerin GİGM’e devriyle müdürlüğün merkez ve taşra teşkilatı tamamlanmış, yurt dışı teşkilatının da kurulması için çalışmalar başlatılmıştır. Müdürlüğün yasal, idari ve teknik kapasitesinin artırılmasında ve geri gönderme merkezlerinin uluslararası standartlarda yapılandırılmasında Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ve yabancı fonlardan da destek alınmıştır. 

GKA imzalandığında Türkiye’deki kabul ve barınma merkezlerinin toplam kapasitesi, 2 binden az sayıdaki göçmenin azami 12 ay barındırılmasına 
imkan vermekteydi. Burada kalanlar bu süre sonunda geçici ikamet vermek suretiyle barınma merkezinden dışarı çıkarılıyordu. Anlaşmanın imzalanmasının 
ardından hükümet, barınma merkezlerinin artırılması yönünde çalışmalara başlamıştır. 31 Aralık 2013 tarihinde yedi ilde yeni merkezler kurulması 
için 16,5 milyon liralık ödenek tahsis edilmiştir. Önceden Emniyet Genel Müdürlüğüne (EGM) bağlı olan müstakil kabul ve geri gönderme merkezleri 
GİGM tarafından devralınmıştır. Yine EGM döneminde başlatılmış olan ve katılım öncesi fonlarıyla (IPA) desteklenen yeni kabul ve geri gönderme 
merkezi inşa projeleri de GİGM tarafından yürütülmektedir. Türkiye’nin geri gönderme kapasitesinin Haziran 2016 itibarıyla 13 binin üzerine çıkarılması 
hedeflenmiştir. Bu kapasite artışı, yeni merkezlerin inşasının yanında geçici merkezlerin kurulması veya gerektiğinde kiralanması yoluyla sağlanacaktır.24

Türkiye’nin artan geri kabul kapasitesinin GKA kapsamında geri gönderilecek kişileri ne kadar karşılayabileceğini sağlıklı biçimde kestirmek henüz kolay 
değildir. Vatansızların iadesine anlaşmanın yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2014 tarihinde başlanmış olmakla beraber, Türkiye’ye geri gönderilecek kişilerin büyük çoğunluğunu iadelerine henüz başlanmamış olan üçüncü ülke vatandaşlarının oluşturması beklenmektedir. Zira Türkiye’den AB ülkelerine kaçak olarak gidip yerleşmiş vatansızların ve AB’de kanunsuz olarak bulunmakta olan Türk vatandaşlarının sayısı oldukça sınırlı iken çeşitli Afrika ve Asya ülkelerine mensup çok sayıda kişinin Türkiye üzerinden kara, deniz ve hava yoluyla AB ülkelerine kaçak olarak geçtiği bilinmektedir. Bundan dolayı, GKA’nın üçüncü ülke vatandaşlarına uygulanması sonucunda Türkiye’nin çok sayıda göçmeni kabul etmek durumunda kalacağına ve bunun da büyük bir yük getireceğine ilişkin görüşler ortaya atılmaktadır.25 

Türkiye’nin GKA kapsamında Avrupa’dan geri gönderilecek kişileri geldikleri ülkelere iade edebilmesi için o ülkelerle arasında ikili geri kabul anlaşmalarının 
bulunması gerekmektedir. Türkiye bugüne kadar yalnızca 13 ülkeyle (Suriye, Yunanistan, Kırgızistan, Romanya, Ukrayna, Pakistan, Rusya, Nijerya, Yemen, Moldova, Bosna-Hersek, Belarus ve Karadağ) Geri kabul düzenlemeleri imzalamıştır. Bunlardan Nijerya, Yemen, Karadağ ile olan anlaşmalar henüz onaylanmamış olup diğerleri resmen yürürlüktedir.26 Türkiye’nin AB ile GKA imzalamasının ardından özellikle kendi üzerinden Avrupa’ya göç veren ülkelerle ikili GKA’lar imzalaması beklenmekteydi. Fakat Aralık 2013’ten bu yana Türkiye yalnızca iki ülkeyle (Belarus ve Karadağ) GKA imzalamıştır. Bu ülkeler ise Türkiye üzerinden Avrupa’ya giden göç güzergahlarının üzerinde yer almamaktadır. 

Gelecekte karşılaşılabilecek riskleri önceden önlemek adına Türkiye’nin özellikle AB ile ikili GKA’sı bulunmayan Asya ve Doğu Afrika ülkeleriyle GKA’lar imzalamasında büyük yarar bulunmaktadır. Türkiye, AB ile vize diyaloğunun hızlandırıldığı 2016 yılı başlarında 14 Asya ve Afrika ülkesine (Afganistan, Bangladeş, Cezayir, Eritre, Fas, Gana, Irak, İran, Kamerun, Kongo, Myanmar, Somali, Sudan ve Tunus) GKA’lar önermiştir.27 Ne var ki bu ülkelerin çoğu, siyasi veya ekonomik zorluklar yüzünden GKA imzalamaya isteksizdir. Kaynak veya transit ülkelerle ikili anlaşmanın olmaması durumunda, AB’den GKA kapsamında Türkiye’ye geri gönderilecek üçüncü ülke vatandaşları ancak gönüllü geri dönüşü teşvik yoluyla anavatanlarına geri gönderilebilirler. 

Resmi rakamlara göre 2015 yılında Türkiye’de 146.485 düzensiz göçmen yakalanmış olup bunların yüzde 83’ten fazlası Suriye, Afganistan, Irak 
ve Myanmar uyrukludur. Bir önceki yılın istatistiklerine göre de Türkiye’de yakalanan düzensiz göçmenlerin yüzde 75’inden fazlasını geri kabul uygulamalarının bugün fiilen mümkün olmadığı bu dört ülkenin vatandaşları oluşturmuştur (bkz. Tablo 2). 

Türkiye ve Suriye arasında bir GKA bulunmaktaysa da bunun ancak savaşın sona ermesi ve iki ülke ilişkilerinin normale dönmesiyle uygulanabileceği açıktır. Türkiye’nin Afganistan ve Myanmar ile geri kabul anlaşmaları bulunmadığı gibi, bu ülkelerin vatandaşı olan düzensiz göçmenlerin Türkiye’ye girmiş olabileceği İran ve Irak ile de henüz bir GKA imzalanmış değildir. Bu durumda bu ülke vatandaşlarının Türkiye’ye geri gönderilmeleri durumunda Türkiye’nin bu kişileri ülkelerine veya Türkiye’ye girdiği ülkeye iade edinceye kadar geri gönderme merkezlerinde barındırması gerekecektir.

9 Eylül 2015 tarihinde yayınlanan AB İade El Kitabı’na göre, aşağıdaki şartları taşıyan yabancı uyruklular, AB topraklarında yasa dışı olarak bulunmaktadırlar:28 

• Oturma izni veya vizelerinin süresi geçmiş olanlar
• Oturma izni veya vizeleri geri alınmış olanlar
• Sığınma başvuruları reddedilenler
• Ülkede bulunma sürelerinin sona erdiği kendilerine bildirilen sığınmacılar
• AB’ye girişleri reddedilecek nitelikte olanlar
• Sınırdan düzensiz giriş yaparken yakalananlar
• Üye devlet topraklarında yakalanan düzensiz göçmenler
• Bir üye devlette kalış izinleri olduğu halde kalış izinleri bulunmayan bir diğer üye devlette yakalananlar
• AB’de kalış izinleri olmayıp AB topraklarından kendi imkanlarıyla ayrılma sürecinde olanlar
• Geri gönderimleri ertelenmiş olanlar


Çoğu son birkaç yılda olmak üzere Türkiye üzerinden Avrupa’ya yüzbinlerce düzensiz göçmen geçmiştir. 

Bu göçmen hareketi iki ana güzergahtan gerçekleşmiştir. 

Deniz yoluyla İtalya limanlarına ulaşan güzergah, geniş bir alanı kapsayan “Orta Akdeniz güzergahı”nın bir parçasıdır. Türkiye’den deniz ve kara yoluyla 
Bulgaristan, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) sınırlarına ulaşan güzergah ise “Doğu Akdeniz güzergahı” olarak adlandırılmaktadır. Mesafenin 
uzun oluşu dolayısıyla Orta Akdeniz güzergahını kullananların ancak küçük bir bölümü Türkiye’den yola çıkmakta, geçişler çoğunlukla Kuzey Afrika üzerinden 
olmaktadır.29 Bununla beraber özellikle Suriye’deki iç savaşın şiddetine bağlı olarak Türkiye’den kaçak geçişlerde zaman zaman ani artışlar kaydedilebilmektedir. 
Doğu Akdeniz güzergahından kaçak geçişler ise 2016 yılının ilk aylarına değin yoğun olarak devam etmiştir. Ocak-Aralık 2015 tarihleri arasında 880.820 
kişi bu yoldan Avrupa’ya geçerken yakalanmıştır. 

Bunlardan 

494.103’ü Suriye, 
212.721’i Afganistan, 
90.917’si ise Irak uyrukludur.30 

2015 yılında AB’ye en çok sığınma talebi yine bu üç ülkenin vatandaşlarından gelmiştir (bkz. Tablo 3). Yunanistan Sahil Güvenlik teşkilatından yapılan açıklamaya göre de 1 Ocak-21 Aralık 2015 tarihleri arasında Yunanistan’a giriş yapan 804.465 düzensiz göçmenden 729.451’inin Suriye, Afganistan ve Irak vatandaşı olduğu tespit edilmiştir.31



TABLO 2. TÜRKIYE’DE 2014 VE 2015 YILLARINDA TESPIT EDILEN
Kaynak: Göç İdaresi Genel Müdürlüğü





TABLO 3. AB’YE YAPILAN SIĞINMACI BAŞVURULARI: İLK 10 ÜLKE VE TÜRKIYE




TABLO 4. AB’DE DÜZENSIZ OLARAK BULUNDUĞU TESPIT EDILENLERIN UYRUKLARI

5 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder