3 Kasım 2017 Cuma

PKK TERÖR ÖRGÜTÜ HAKKINDA, BÖLÜM 5

PKK TERÖR ÖRGÜTÜ HAKKINDA, BÖLÜM 5



BİRİNCİ BÖLÜM, 

PKK’NIN TEŞKİLATLANMASI 


I. KÜRT MESELESİNİN ULUSLAR ARASI BİR BOYUT KAZANMASI 

Bölücü terörün ortaya çıkış koşullarının anlaşılması açısından, 1970’li yıllara kadar Dünya konjonktüründeki değişmeler öncelikle gözden geçirilmek zorundadır. 


1945 – 1960 arasında soğuk savaş döneminde dünya, Batı bloğunun liderliğine soyunan Amerika ile Doğu bloğunun liderliğini üstlenen Rusya arasında, hem mevcut konumlarını korumak, hem nüfuz alanlarını genişletmek açısından mücadeleye sahne olmuştur. II. Dünya Savaşı’ndan sonra, NATO ve 
Varşova Paktı'na53 paralel olarak, üçüncü bir blok kendini hissettirmiştir54. Üçüncü bloktaki bağlantısızlar hareketi içinde yer alan ülkeler, hem iki güçlü 
bloktan ekonomik, siyasi yardım alabilmek, hem olası bir nükleer savaşta yansız kalabilmeyi amaçlamışlardı. Yine 1969’da ilk toplantısını yapan İslam Ülkeleri 
Konferansı’na da Türkiye’nin katılımı, bağlantısızlar hareketi içinde Türkiye’nin arayışını göstermektedir. 

1960’lardan sonra dünyada bir yumuşama dönemi gözlenmektedir. Bloklar 1960’ların başından sonra, konvansiyonel silahlarda azaltma veya 
sınırlandırmadan vazgeçerek, nükleer silahların azaltılmasına yönelmiştir. Bu döneme kadar Birleşmiş Milletlerin çabalarıyla bu azaltma çalışmaları yapılırken, 
bu tarihlerden sonra, silahsızlanma çabaları Amerika ve Rusya arasında yürütülmüştür55. 1962’de ortaya çıkan Küba krizinin nükleer savaş olasılığını 
güçlendirmesi ile tehlikenin farkına varan Doğu ve Batı blokları arasında nükleer silahların kısıtlanması yolunda 1972 yılında Nixon ve Brezhnev tarafından 
imzalanan SALT I ’e kadar bir dizi tedbir alınmaya çalışılmıştır56. 

II. Dünya Savaşı’ndan sonra, Doğu ve Batı bloğu arasındaki soğuk savaşın arenalarından biri Ortadoğu olmuştur. İhtilaller, iç savaşlar, ülkelerin uluslaşma 
çabaları, süper güçlerin müdahaleleri ile Ortadoğu’nun siyasi, ekonomik ve sosyal yapısı kaosa sürüklenmiştir. 

14 Mayıs 1948’de İsrail Devleti’nin kuruluşu ilan edilir edilmez, Mısır, Ürdün, Lübnan, Suriye orduları İsrail üzerine yürümüş, Araplar her yerde ağır 
yenilgilere uğramış ve İsrail ile ateşkese 1949 yılı içinde mecbur kalmışlardır. İsrail’in Filistin topraklarının büyük bölümünü ele geçirmesiyle Ortadoğu’da bazı 
problemler ortaya çıkmıştır. Mülteciler meselesi, Arap milliyetçilik hareketinin ortaya çıkışı, uzun yıllar sürecek olan İsrail-Arap savaşlarının başlaması ve Arap 
monarşilerinin tehlikeye girişi bu problemlerden bazılarıdır57. 

Körfez petrollerinin işletme hakları konusunda ilk sorun İran’da çıkmıştır. 1949 yılında İran, işletme hakkını İngilizlere verdiği petrolünü Dr.Musaddık’ın 
gayretleriyle millileştirmek istemiş, bunun sonucunda, şah görevinden feragat ettirilmiş (1953), aynı yıl bir darbe ile Musaddık tutuklanarak, şah görevine iade 
edilmiş58, İran petrolleri, İran, İngiliz, Hollanda, Amerika ve Fransız şirketleri arasında pay edilmiştir59. Bu olaylar gelişirken, İran, Irak ve Türkiye’de yaşayan bölücü gruplar, umutlarını İran’da bulunan Komel örgütüne bağlamışlardır. Soğuk Savaş döneminde Sovyetler tarafından, batıya yakın Ortadoğu ülkelerini ajite etmek amacıyla kullanılan, özellikle İran, Irak ve Türkiye ile ilgili sorunlarını sık sık uluslar arası konferanslara, devletlere, Birleşmiş Milletler’e taşıyan Kürt grupların faaliyetleri, öncelikle Irak’ta 1960’tan sonra canlanmaya başlamış, bu hareketler daha sonra Türkiye’deki Kürt hareketinin oluşması ve gelişmesine zemin hazırlamıştır60. 

1955 yılında Türkiye, Irak, İngiltere, Pakistan, İran arasında Bağdat Paktı adı verilen ittifak anlaşması imzalanmıştır. Mısır, Suriye, Suudi Arabistan ve 
Yemen Bağdat Paktına girmeyerek ikinci grubu, Ürdün ve Lübnan üçüncü grubu oluşturmuşlardır. Ordadoğu’daki bu parçalanmış yapı, Sovyetler’in bölgede 
üslenmesini kolaylaştırmıştır61. 

II. Dünya Savaşı yıllarında İngiltere, Süveyş Kanalı’nı korumayı bahane ederek, Mısır’a 200.000 kadar asker yığmıştır. Bölgenin güvenliği bahanesiyle 
savaş sonrası, Mısır’ın isteklerine rağmen, bu birlikler geri çekilmemiştir. Mısır ve İngiltere arasındaki gerginlik çatışmalara dönüşmüş, 1953-1954’de yapılan 
anlaşmalarla, İngilizler askerlerini Mısır’dan çekmeye razı olmuştur. 1955-1956 yılında Mısır ve İsrail arasında, Arap-İsrail savaşlarının ikinci devresi başlamış, 
Mısır, Amerika ve İngiltere’den silah almak istemiş, bu isteği reddedilince, Çekoslovakya’dan takas yoluyla silah teminine gitmiştir. Nasır’ın Dünya 
Bankası’ndan kredi isteği kabul edilmeyince, Süveyş Kanalı’nı işleten İngiliz-Fransız şirketi millileştirilmiş, Sovyetler Mısır’ın yanında, Amerika, İngiltere ve 
Fransa’nın yanında yer almıştır. Bir yandan İsrail Sina’da başarılar elde ederken, diğer yandan İngiltere ve Fransa Mısır’a karşı harekete geçmiştir. Sovyetler’in 
sert tepkisi ve Amerika’nın baskıları karşısında, batılıların Mısır’a müdahaleleri 1956 yılında durdurulmuştur. 

Amerika’nın Ortadoğu’ya bir başka müdahalesi Eisenhower Doktrini ile olmuştur. Başkan, Kongre’den Ortadoğu ülkelerine ekonomik, askeri yardım 
imkanı ile Komünizmin kontrolü altındaki herhangi bir ülkeden gelecek saldırılara karşı askeri müdahale izni almıştır. Lübnan, Irak, Türkiye, Pakistan, 
Afganistan, Libya, Tunus, Fas, Suudi Arabistan ve Ürdün bu doktrini kabul etmiş, Suriye-Mısır cephesi reddetmiştir. 

II. Dünya Savaşı sonundan itibaren istikrarsız yıllar geçiren Suriye’de 1955’ten itibaren BAAS Partisi etkili olmaya başlamıştır. Nasır’ın Bağdat 
Paktı’na karşı olması ve Sovyetler yanlısı politika izlemesi, Suriye ve Mısır’ı birbirine daha çok yaklaştırmıştır. 1956 yılında Sovyetler ile Suriye arasında 
yapılan bir dizi anlaşmayla, Sovyetlerin Suriye’ye ekonomik ve askeri yardımda bulunacağı garantisini vermesi, diğer Ortadoğu ülkelerinde heyecana yol açmıştır. 
Çünkü Sovyetler Çarlık döneminden beri ilk kez bu anlaşmalar ile Ortadoğu’da üslenme imkanı bulabilmiştir62. 1958 şubatında Suriye ve Mısır Birleşik Arap 
Emirlikleri, Irak ve Ürdün de Arap Birliği kurma isteklerini deklare ettiler. 1958 Temmuzunda Suriye’de gerçekleşen darbe girişimine Türkiye’nin müdahaleye 
niyetlenmesi, Sovyetler’in Türkiye’ye muhtıra vermesine neden oldu. Bu durum, Sovyetler ile Türkiye-Amerika-İngiltere arasında yeni bir gerginliğe yol açtı. 

İsrail-Arap savaşlarının üçüncü evresi 1967 yılında, Sovyetler tarafından desteklenen Mısır ve Suriye tarafından başlatılmış, Araplar ağır bir yenilgi 
almıştır. Bu mücadele sonucu, İsrail Ortadoğu’daki topraklarını 4 katına çıkarmıştır63. Bu toprakları geri almak ve Ortadoğu’da kaybolmakta olan 
Sovyetler-Arap prestijini geri kazanmak isteyen Mısır ve Suriye 1973’de İsrail’e karşı, yine Sovyetler desteğinde sürpriz bir saldırı başlattı64. İsrail yine başarılı 
bir mücadele vermesine rağmen, Mısır 1967’de kaybettiği toprakları kurtarmayı başardı65. Bu mücadelenin tekrar Ortadoğu’da Sovyetler ile Amerika’yı karşı 
karşıya getirmesi savaşın sona ermesini sağladı66. 

1950’den sonra Türkiye için en önemli sorun Kıbrıs meselesi olmuştur. 1955, 1964, 1967 yıllarında Kıbrıs’taki Türk azınlığa sürekli yapılan saldırılar, 
Yunanistan’ın ENOSİS çabaları ve Türkiye’nin müdahalesinin batı tarafından engellenmesi, ülke içinde Amerikan aleyhtarı kamuoyu oluşmasına yol açmış, 
buna rağmen muhtemel Sovyet askeri saldırısından çekinen Türk hükümetleri NATO ile ilişkilerini sürdürmeye devam etmiştir. 1974 yılında Kıbrıs’ta 
Sampson’un darbe ile iktidara gelmesi ve Türk azınlığa baskılarını artırması, Türkiye’nin adaya askeri müdahalesini ve Kuzey Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin 
kurulması sonucunu doğurmuştur67. 

Ortadoğu’daki tüm bu gelişmeler, Türkiye’nin Ortadoğu’dan tamamen kopması, batıya daha fazla yaklaşması 68 ve Sovyetlerin Ortadoğu’da etkin bir güç 
haline gelmesine yol açmıştır. 1970’li yıllardan itibaren, Batı’nın, kıta sahanlığı, Kıbrıs konularında taviz vermez tutumu dolayısıyla, Türkiye, Sovyetler ve 
bağlantısızlarla ilişkilerini hızla artırmıştır. Türkiye’deki bu bunalım ve hükümetlerin uluslararası ilişkilerde kararsız tutumları, ülke içinde, İslam 
ülkeleri ile ilişkilerin sıklaştırılmasını destekleyen İslamcıların, Sovyetler ile ilişkilerin artırılmasını isteyen sol grupların (sosyalist) faaliyetlerini 
yoğunlaştırmasına yol açmıştır 69 Bu ideolojik hareketler ile etnik bölücülüğe dayalı hareketler, Dünya konjonktürü içinde gelişen olaylar çerçevesinde, Batı, 
Doğu Bloku ülkeleri ile Ortadoğu ülkelerinden destek aldı. 

II. PPK’NIN KURULUŞUNA ZEMİN HAZIRLAYAN KÜRT ÖRGÜTLERİ VE CEMİYETLERİ 

Cumhuriyetin ilk yıllarında, bir taraftan isyanlar sürüp giderken diğer taraftan da Kürt Cemiyetleri ve dernekleri kurulmuştur. Bu derneklerin isimleri 
şunlardır: 
Kürt Teali Cemiyeti70 Kürt İstiklal Cemiyeti 71, İstanbul Kürt Talebe Cemiyeti 72. 
1938-1961 Yılları arasında Kürtçülük hareketlerinde bağımsız bir Kürt Devleti kurma fikri görülmez. Ancak 1961 anayasasındaki kitle hareketleriyle ilgili hükümlerin esnekliği sebepiyle Kürt olgusu ve yapısı kitleler içerisinde hızla işlenmeye ve örülmeye başlanmıştır. Bunda Marksist-Leninist ideoloji önemli rol oynamıştır. 

12 Eylül 1980 Tarihine kadarki dönemlerde bağımsız bir Kürt devleti kurma maksadıyla Türkiye’de kurulan ayrılıkçı Kürt Örgütleri şunlardır73: 

a) Devrimci Doğu Kültür Ocakları (DDKO) 

1969 Yılında Dev-Genç’den ayrılan Kürtçüler tarafından Ankara’da kurulmuş olup, Diyarbakır-Ergani-Silvan-Batman-Kozluk ve İstanbul’da şubeler 
açmış, 1971 yılında kapatılmıştır74. 

b) Devrimci Demokratik Kültür Dernekleri (DDKD) 

1974 yılındaki genel af sonucu cezaevinden çıkan Devrimci Kültür Ocaklarına mensup şahıslar tarafından Kürtçülük faaliyetlerine yönelik olarak 
1975 yılında kurulmuştur. Genel Merkezi Diyarbakır’da olmak üzere Kürtçülüğe hassas olan bir çok il ve ilçeler yanında yüksek öğrenim kurumlarının yoğun 
olduğu Ankara-İstanbul ve İzmir’de şubeler açmıştır. Kürtçülük bilincini geliştirmek, devlet karşıtı kitleler oluşturmak, kültürel faaliyetleri ön planda 
tutarak halkı genel isyana teşvik, temel amacıdır. Bu dernek 1980 yılında kapatılmıştır75. 

c) Anti Sömürgeci Demokratik Kültür Derneği (ASKD.DER) 

1974 yılında Marksist-Leninist ideolojisi doğrultusunda Kürtçülük faaliyetleri yürütmek için kurulmuş ve 1980 yılında kapatılmıştır. 

ç) Devrimci Halk Kültür Derneği (DHKD) 

1974 Yılında Marksist-Leninist düzene dayalı Kürtçülük faaliyetleri yürütmek için kurulmuş ve 1980 yılında kapatılmıştır. 

d) Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi (TKDP) 

24 Ocak 1965 Tarihinde Irak Kürdistan Demokrat Partisinin girişimleri sonucu Kürt ayrımcılığı ve sağ düşünceyi benimseyen bir parti olarak kurulmuştur. 
1970 yılında sol ideolojiye mensup Kürtçü şahısların partiye girmesi ile düşünce farklılığı olmuştur. Hedefi Türkiye’de bağımsız bir Kürdistan devleti 
kurmaktır. Parti, 1978 yılında Marksist Leninist düşünce etrafında toplanmış olup, bunlardan ayrı düşünenler partiden ayrılarak Kürdistan Ulusal Kurtuluşçuları Örgütünü kurmuştur. 1988 Yılında yurt dışında diğer bazı Kürt Örgütleri ile birleşmiş ve faaliyetlerine bugün için Türkiye’ye çekme çabasındadır76. 

e) Kürdistan Kurtuluş Partisi-Rizgari (KKP) 

1978 yılında, Türkiye’nin sömürgeci bir devlet olduğu iddiasına dayanarak halk kitlelerinin desteği ile Türkiye Kürdistanı olarak tabir edilen bölgelerde 
bağımsız bir Kürdistan devleti kurma amacıyla kurulmuş olup, adını çıkardığı “Rızgari” Dergisinden almıştır. 1988 yılında adını Kürdistan Kurtuluş Partisi 
(KKP) olarak değiştirmiştir77. 

f) Kawa Örgütü 

1976 Yılında Devrimci Doğu Kültür Derneklerinden ayrılıp, köylüyü temel güç alarak işçi öncülüğünde Maocu düşünce çerçevesinde faaliyet yürütmek üzere 
kurulmuştur. 1980 yılındaki operasyonlardan sonra faaliyetleri etkisizleşmiştir78. 

g) Kürdistan Kurtuluşçular Örgütü (KUK) 

1978 yılında Türkiye Kürdistan Demokrat Parti yönetiminden görüş ayrılığı sonucu ayrılanlarca; Irak, İran, Suriye ve Türkiye’de Kürtlerin bulundukları bölgede bağımsız bir sosyalist devlet kurmak için, önce Sovyet tipi devrim gerçekleştirmek, bilahare Sosyalist Kürdistan devletini kurmak amacıyla kurulmuştur79. 

ğ) Kürdistan Mücadele Örgütü (TEKOŞİN) 

Türkiye Halkın Kurtuluşu Partisi-Kurtuluş Örgütü(THKP-C) içindeki Kürtçü kesim tarafından 1970 yılında kurulmuştur. 1980 yılında kadrosunun bir 
kısmı yurt dışına kaçmış olup, halen Almanya ve Avusturya başta olmak üzere Avrupa’da faaliyetlerine devam etmektedir80. 

h) Kürdistan Sosyalist Hareketi (TSK) 

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde Marksist-Leninist ideolojide bir Kürdistan devleti kurmak amacıyla kurulmuştur. PKK’dan etkilenerek kurulan 
bir örgüt olup, esas kuruluş tarihi yurt dışında 1983 yılına dayanmaktadır81. 

ı) Türkiye Kürdistan Sosyalist Partisi (TKSP) 

1974 Yılında Kemal Burkay, Mehdi Zana, Tarık Ziya Ekinci ve İhsan Aksoy adlı şahıslarca Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bağımsız bir Kürdistan 
devleti kurmak amacıyla kurulmuştur. Yayınladıkları “ Özgürlük Yolu ” Dergisi ile kitle oluşturmak istemişlerdir. 1980 yılında 350 civarında militanı tespit edilmiş 
olup, kadrolarının bir kısmı yurt dışına kaçmıştır. Yayınevi tüzük ve programı Ankara-Polatlı’da ele geçirilmiştir. Halen Almanya’da yan kuruluşu olan 
Kürdistan İşçi Dernekleri Federosyonu (Komkar) vasıtasıyla yurt içinde ise “Denk” Dergisi ile faaliyetine devam etmektedir. PKK’dan önce bölgede en etkili 
olan bir örgüt olup, 1988 yılında yurt dışında kurulan ve kısa adı Tevger olan ittifak içinde de etkili durumdadır. Halen Kemal Burkay’ın kontrolü altında 
ülkemizde federal bir sistem kurma çalışmaları yürüten Kürtçü bir örgüttür82. 

i) Kürdistan Öncü İşçi Birliği (KÖİP-PPKK) 

1974 Yılındaki genel af sonucu cezaevinden çıkan Devrimce Demokrat Kültür Derneği mensuplarınca kurulmuştur. 1980 yılında örgüt mensuplarının bir 
kısmı Suriye’ye ve Avrupa ülkelerine kaçmıştır. PKK-APO’cular ile isim benzerliği sebepi ile Kürdistan İşçi Partisi (KİP) adını Kürdistan Öncü İşçi Partisi 
(KÖİP-PPKK) olarak değiştirmiştir. Bu örgüt Almanya’daki Tevger ittifakı içinde faaliyetlerine devam etmekte olup, toparlanma çabasındadır. 

j) Kurtuluş Bayrağı Örgütü (ALARIZGARİ) 

1979 Yılında Rızgari örgütü içinde ayrılan propaganda ve yayın yolu ile oluşturulacak kitlelerle Kürdistan Cumhuriyetini kurmak amacı ile kurulmuştur. 
1980 yılından sonra kadrolarının bir kısmı İran üzerinden Avrupa ülkelerine kaçmıştır. Ülkemizde faaliyeti bulunmakta olup, toparlanma çabasındadır83. 

k) Kürdistan Kurtuluş Hareketi (TEVGER): 

Avrupa Ülkelerinde faaliyet yürüten örgütlerin üst düzey temsilcilerinin ortak kararı ile 28 Haziran 1988 tarihinde Belçika’nın Brüksel şehrinde kurulan 
bir platformdur. Amacı; Kürt Sorununu Uluslar arası platformlara taşıyarak Filistin Kurtuluş Örgütü gibi resmi bir hüviyet kazanmak, bu sayede Kürt 
Sorununu devlet başkanları düzeyinde görüşmek ve temsil etmektir. İttifak bu gün için görünüşte silahsız eylem yürütmekle birlikte planlarında silahlı eylemleri mevcuttur. Bu platformda yer alan örgütler şunlardır84. 

1. Alarızgari 
2. Kürdistan Ulusal Kurtuluşçuları (KUK), 
3. Kürdistan Öncü İşçi Partisi, 
4. Kürdistan Sosyalist Birliği, 
5. Türkiye Kürdistan Sosyalist Partisi, 
6. Kürdistan Demokrat Partisi (Türkiye Dışı Parti), 
7. Kürdistan Devrimcileri (Türkiye Dışı Örgüt), 
8. Kürdistan Yurtsever Güç Partisi (Türkiye Dışı Parti), 

l) Komşu Ülkelerdeki Örgütler Kürdistan için Irak-İran-Suriye’de faaliyet gösteren üç ana örgüt bulunmaktadır. 

Bunlar; 

a. Irak-Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP): Lideri Mesut Barzani’dir. 

b. İran-Kürdistan Demokrat Partisi (İKDP): Lideri Dr. Abdurrahman Kasımlu, (Fransa’da bir suikast sonucu öldürülmüştür.) 

c. Kürdistan Yurtseverler Birliği (KİP): Merkezi (K. Irak’ta) olup, lideri Celal Talabani’dir. 

Kürdistan (Petrolistan) tanımı içerisinde Kürtçülük belli bir istismarın sonucudur. PKK’da Kürtçülüğün sadece bir yönüdür. Bölgede Irak ve İran Kürt 
unsurunun birbirlerine karşı Suriye ise Su Sorununu ve Hatay’ı bahane ederek Türkiye’ye karşı kullanmaktadır. Bu gün toplam 600 civarında Kürtçü 
organizasyon, faaliyetini yürütmekte olup, Avrupa’da yapılanmasında 396 adet açık ve kapalı paravan dernek ve kuruluş mevcuttur. 

Irak’taki Kürt Hareketleri Kürtlerin yoğun olduğu Kuzey Irak’ta 1939 yılından beri devam etmektedir. Irak’taki 1958 darbesinden sonra Irak’a dönen 
Mustafa Barzani Irak Kürdistan Demokrat Partisini (IKDP) örgütleyerek 1961 yılında Irak Devletine karşı ayaklanıp, bu ayaklanma 1970 yılına kadar 
sürmüştür. Bunun sonucu 11 Mart 1970 tarihinde Irak yönetimi ile Kürtler arasında, Kürtlere otonomi sağlayacak bir anlaşma imzalanmıştır85. 


BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

57 Armaoğlu, a.g.e s.486-488. 
58 İsmail Kayabalı – Arslanoğlu, Cemender, İran’ın Anadolu’ya Uzanan Gölgesi (Ana Çizgiler ve Gerçeklerin Kısa Tarihi), 1453-1989, Ankara 1990, s.284-298; şah CIA tarafından başa geçirilmiştir. Kurzman, Charles “ABD-İran İlişkilerinde Sorunlar: Şeytan Konusu, Avrasya Dosyası V/3 (1999) s.362. 
59 Armaoğlu, a.g.e, s.489-491. 
60 Erol Kurubaş, Başlangıçtan 1960’a Değin Kürt Sorununun Uluslararası Boyutu, Ümit Yay., Ankara 1997, s.192-196. 
61 Armaoğlu, a.g.e., s.491-492.
62 Armaoğlu, a.g.e, s.492-507.
63 Armaoğlu, a.g.e., s.701-710.
64 Yom Kippur Savaşı.
65 Çulcu, Murat, Marjinal Tarih Tezleri, IV. Bsk., Erciyaş Yay., İstanbul, (Basım tarihi bulunmamaktadır) s.331.
66 Armaoğlu, a.g.e, s.715-724.
67 Shaw, Stanford – Ezel Kural, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, c.II, Çev. M.Harmancı, E Yay., İstanbul 1983, s.506-508.
68 Uçarol, a.g.e, s.738-740. 
69 Shaw, a..g.e., s.509. 
70 1919 yılında Sevr Anlaşması ve Mondros Mütarekesinin yurdumuz üzerinde kurduğu bölünme siyasetleri sebepiyle bağımsız bir Kürdistan üzerine çalışma yapmak için Miralay Halit ve Bitlis Milletvekili Yusuf Ziya tarafından kurulmuştur. 
71 Erzurum Kolordusuna atanan Miralay Halit ve kendilerini Kürtçü olarak kabul eden bazı subaylar tarafından kurulmuştur 
72 İran ve Irak’taki Kürtlük Faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla Avrupa’da kurulan bu cemiyetin İstanbul şubesi 6 Haziran 1963’de 1 Ürdün, 7 İran ve 14 Irak uyruklu Kürt öğrenci tarafından kurulmuştur. 
73 Ayrılıkçı Kürt örgütlerinin yazımında Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan kitaptan ana kaynak olarak faydalanılmıştır. Bkz.Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Yayınları, Nu.28, Haziran 1993. 
74 İsmet G. İmset, PKK, Ayrılıkçı Şiddetin 20.Yılı (1973-1992), s.415. 
75İsmet G. İmset, PKK, Ayrılıkçı Şiddetin 20.Yılı (1973-1992), s.416 
76 Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Yayınları, No:28, s.86 
77 İsmet G. İmset, PKK, Ayrılıkçı Şiddetin 20.Yılı (1973-1992), s.441. 
78 Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Yayınları, No:28,s.103-121. 
79 İsmet G. İmset, PKK, Ayrılıkçı Şiddetin 20.Yılı (1973-1992), s.428 
80 Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Yayınları, No:28, s.133. 
81 Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Yayınları, No:28, s.89 
82 Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Yayınları, No:28, s.1-45. 
83 İsmet G. İmset, PKK, Ayrılıkçı Şiddetin 20.Yılı (1973-1992), s.427. 
84 İsmet G. İmset, PKK, Ayrılıkçı Şiddetin 20.Yılı (1973-1992), s.442. 
85 Ümit Özdağ, Türkiye,Kuzey Irak ve PKK,Ankara,1999, s.14-60. 
86 Ayrıntılı bilgi için bkz. Abdulhaluk Çay; Her yönüyle Kürt Dosyası, İstanbul, 1994, s.448,; A.Cem Ersever, Kürtler PKK ve Öcalan, Ankara, 1993, s.50-80. 
87 Parti Tarihi, PKK Militanları tarafından yazılmış doküman, s. 8; EGM İstihbarat Daire Başkanlığı yayınları, No: 77, s. 138-139. 
88 İlk konferans, 15-26 Temmuz 1981 tarihinde Lübnan-Suriye sınırındaki PKK kampında düzenlenmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. İsmet G. İmset, PKK Ayrılıkçı Şiddetin 20 Yılı, İstanbul 1993, s. 88. 
89 PKK’nın ilk kongresi 1978 yılında Diyarbakır ili Lice ilçesi Fis köyünde toplanmıştır. 
90 PJKK, Partiye Jina Karkaren Kürdistan, Kürdistan İşçi Kadınlar Partisi. 

6 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR;


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder