20 Mart 2015 Cuma

Obama Esintisi,




Obama Esintisi,

13.04.2009/Sayı:232
Yekta Güngör Özden



ABD Başkanı Obama’nın gönül alma gezisi İstanbıl ortamlarının dolaşılmasıyla tamamlandı. Geçen yıllarda Türkiye-ABD ilişkilerinde baş gösteren olumsuzlukların yinelenmemesi, güvensizliğin ortadan kaldırılması ve geleceğe ilişkin ABD-AB tasarımlarında Türkiye’nin rolleri için anlayışının sağlanması amaçlı yaklaşım ustalığı oldukça güleryüzlü davranışlarla yerine getirildi. Obama’nın konuşmalarındaki açıklık başka bir şey söylemesini gereksiz bırakmasına karşın medyanın abartılı yayınları ve kimi yazarların yorumlarıyla beklentilerin boyutunun büyük olduğunu gösteriyordu. Obama başkan seçilmesinden önceki görüşlerini değiştirmediğini açıklarken ABD’ndeki Ermenilerle Ermenicilerin söylemesini istediklerini de söylemeyeceğini vurgulamış oldu. Ama Türkiye’ye önerileriyle ülkemiz yönünden ödün sayılacak açılımları gündeme getirdi. AKP iktidarının hazır olması bir yana, altyapısını oluşturup yollarına taş döşediği açılımlarla şimdilik beklentilerin tüm yanlarını tatmin edecek bir durum sağlamış sayılacaktır. NATO Genel Sekreteri’nin seçiminde Türkiye’nin geri adım atmasını sağladığı söylenen Obama Türkiye’nin AB’ne alınmasında ileri adım sağlayamamış, Fransa-Almanya tepkisiyle karşılaşmıştır. Böylece Türkiye almadan vermiştir. AKP iktidarının dış siyasetteki başarısızlığının yeni bir kanıtı dosyasına eklenmiştir.

AKP’nin üzerinde durduğu üç ayaktan biri köktendincilerdir. Bunlar AKP’ni dindar sayanlarla dindar olmadığını bile bile böyle görünmek ve inanç sömürüsü işlerine gelenlerden oluşmaktadır. İkinci ayak dönekler ve işbirlikçi sapkınlarla çıkarcılardır. Üçüncü ayak öbür partilere karşıtlık güdenlerle AB ve ABD yandaşlarıdır. Obama’nın abartılı karşılanma ve uğurlanmasına, beklentilere, ödünlerle sağlanacak sıcaklığa hiçbirisi ses çıkarmamakta, doğal olan ve konuşmalarda söylenmesi umut veren Atatürk ile lâiklik vurgulamasına önem yüklenmektedir. Bu arada ılımlı islâm açılımı, Fethullah konukluğu, yeni ortadoğu haritası unutturulmaktadır. Gizlenen Irak-Bağdat ziyaretiyle birlikte değerlendirildiğinde ilk yurtdışı gezisinin özellikle Türkiye olduğu savına katılmak olanaksızdır. Önce NATO, sonra AB toplantıları gündemdeydi. İstanbul’da tüm dinlerin temsilcileri kapsamında Fener Rum Patriği ile baş başa görüşmesi, Ayasofya’dan sonra Sultanahmet Camii gezisi programının olağan ayrıntılarıdır. Bilinmelidir ki Türkiye’miz için özel bir tutumu, yakınlığı, desteği yoktur. Yalnız Türkiye için değil tüm dünya için ABD kanısını değiştirme çabası öne çıkmaktadır.

İçerdeki karmaşa

Yerel seçimler sürecinde BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile arkadaşlarının geçirdiği helikopter kazasıyla sonrasındaki cenaze töreni, gömülme yeri, Yazıcıoğlu’nun geçmişteki tutumu ve karşıtlıkları bilinen kişilerle yapmak istediği görüşme kamuoyunda tartışılmıştı. Kazaya ilişkin önrapor suikast olasılıklarını geçersiz kıldı. Bu olaylardan sonra Obama’nın gezisinde Ankara ve İstanbul’da altüst olan trafikten yakınan halkın çektiği sıkıntılar, bıkkınlık uyandıran uygulamalar, söylentiler, yakıştırmalar, yorumlar gündemi dolduruyor. Konukseverliği düzenli biçimde, üzücü bir olay yaşamadan yerine getirmek ülkemiz yönünden iyi geçirilmiş bir sınav sayılmalıdır.

Ergenekon soruşturması eleştirilen uygulamalarıyla yürütülmektedir. Hukuka bağlılık, yasalara uygunluk isteyen Türkiye Barolarının hukukun üstünlüğü ilkesini yaşama geçiren çabalarına eksiksiz demokrasiyi ekleyerek yürüttükleri çalışmalarında değindikleri sorunlar, tartıştıkları konular iktidar kesimini rahatsız etmiştir. Baroları hukukdışılıkla suçlayanlar, Başbakanın “kapı önüne koyma” tehdidini içlerine sindirebilmişlerdir. Hukukla siyasetin kesiştikleri noktaları, hukukun siyasete yön veren özelliği, Baroların demok­ratik kitle örgütleri olarak konumunu ve işlevlerini yeterince kavrayamamaktan ötede işlerine gelmediği için eleştiren iktidar amigolarıyla militanları ve tetikçileri hukuku siyasallaştırdıklarının ayırdında değillerdir.

Ayasofya kedisiyle Obama’nın Ayasofya için “Muhteşem” sözünü diline dolayan medya haksızlıklar karşısında iktidarı eleştirmekten kaçınmaktadır. Sorunlar yerinde saymakta, çözüm beklentileri boşa çıkmaktadır. Kolluk güçlerinin sertliği, orantısız güç kullanışı da sineye çekilmiştir. Teslimiyet görünümlü gevşeme medyamızın hastalığı biçiminde izlenmektedir. Ne alıp ne verdiğimiz iyi tartılmalı, iyi belirlenmelidir. Düş kırıklığı acıdır.

“Stratejik ortaklık”tan “Model ortaklık”a geçiş sözleriyle birlikte “Siyasal balayı” ve “Altındönem” abartılı nitelemelerinin sık sık kullanıldığı değerlendirmelerin aldatıcılığı belirgin “Obama rüzgârı” Türkiye’nin her yanında esti. İtalya depremi Obama telâşı içinde gereken duyarlıkla ele alınmadı. Seçim sakatlıkları soruşturma konusu yapıldı, tutuklamalar oldu. Sonucun neye bağlanacağını kestirmek güçleşti. Siyasal ilişkilerin içtenlikli, güçlü, yararlı ve yapıcı olması, olumsuzlukların geride bırakılarak olumlu gelişmelerle kucaklaşılması herkesin dileğidir. Dış siyaseti iç siyasete araç kılmadan gerçekçi çabalarla kazanımlar sağlamak en geçerli başarıdır. Türkiye bu doğrultuda haklı beklentiler içindedir. Siyasal iktidar skandallarla suçlanan tutumunu sürdürmektedir. İç karmaşa dış siyasete de yansımaktadır.

Atatürk ve lâiklik konusundaki belirgin sözler dışındakiler sorular ve sorunlar yumağını oluşturmaktadır. Duygusallığı bırakıp gerçekçi değerlendirme yapılarak Obama anlaşılmalıdır. Ilımlı islâmdan vazgeçildiği kanısı erkendir. Ortaklı bağı inancı da. Azerbaycan ilişkileri de Ermenistan için sarsıntıdadır.

Hâkimler ve Savcılar Birliği’ne katlanamayan iktidarın hukuk karşıtlığı kınanan sözlerle açıklanırken Alman Yargıçlar Birliği Federal Yönetim Kurulu (NRV) yeni yapısıyla AB Komisyonu’nun 2006, 2007 ve 2008 İlerleme Raporları’na dayanarak YARSAV’a destek çıkan ayrıntılı bir açıklama yapmıştır. Yeni yönetim kurulunun kararının genel sekreterlikçe Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal kurumlarına, Avrupa Konseyi’ne, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilâtı’na, Avrupa Birliği’ne ve üyelerine iletmesini istemiştir.

Bu arada Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Atatürk’ün Büyük Söylevi’nden sonra Prof. Dr. Utkan Kocatürk’ün “Kaynakçalı Atatürk Günlüğü”nü Türkçe ve Almanya olarak internet sitesinde yayımlamaya başlamıştır. Dünyanın neresinde bir Türk varsa ona okuma olanağını sağlayan Federasyon Başkanı Genel Başkanı Dursun Atılgan’ı bu yararlı çabası nedeniyle kutluyoruz.

Kitaplar

CHP önceki Genel Sekreterlerinden Şeref Bakşık’ın “CHP ile Bir Ömür” adlı kitabı Cumhuriyet Kitapları’ndan çıktı. Siyasal yaşamımıza ilişkin gerçekçi görüşleri saygın bir siyaset adamımızın kaleminden okumakla bilgimiz güçleniyor.

Prof. Dr. Nidai Sulhi Atmaca’nın Toroslu Kitaplığı yayınlarından “Çırpınış” adlı kitabı Türkçemiz konusundaki oluşumlarla ilgili bilgiler vererek hepimizi uyarıyor.

S. Eriş Ülger’in “Avrupa Basınında Atatürk ve Zafere Giden Yol” adlı kitabı Atatürk’ü daha çok sevdirip saydırıyor. Okurlarımıza salık veriyoruz. 


http://www.turksolu.com.tr/232/ozden232.htm

..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder