6 Şubat 2017 Pazartesi

Ortadoğu’nun Siyasi Fahişeleri!


‘Ortadoğu’nun Siyasi Fahişeleri!’



  ‘Ortadoğu’nun Siyasi Fahişeleri!’ 

Emin Pazarcı, 
Temmuz 2012

''Elimden Gelse, Bütün dünya Okullarının programlarına; ' İNSANIN İNSANI  SÖMÜRMEMESİ ' adlı bir ders koyardım.''


Barzaniler;
 _ ‘ Ortadoğu’nun Siyasi Fahişeleri! ’ 
   
Batılı bazı diplomatlar, durup dururken Talabani ve Barzani’ye “ Ortadoğu’nun Siyasi Fahişeleri ” adını takmamış. 

Her İpte oynuyorlar. Sabun gibiler, sürekli olarak sağasola kayıyorlar. Söyledikleri başka, attıkları adımlar farklı. Sürekli olarak rol değiştiriyor lar. Talabani de Barzani de son derece güvenilmez iki ayrı tip!

Mesut Barzani, Molla Mustafa Barzani’nin oğlu. Mesut Barzani bugün Amerika için ne ifade ediyorsa, dün de babası Sovyetler Birliği için onu ifade ediyordu. 
Molla Mustafa Barzani, Sovyetler’in güdümündeki bir KGB elamanıydı. Sovyet İstihbaratı KGB dosyalarındaki kod adı da Reis’ti. 1946′da yanındaki birkaç yüz 
Peşmerge ile birlikte Sovyetler’e kaçtı. Komünist rejim tarafından Bakü’ye yerleştirildi. Kendisi ve Peşmergeleri özel eğitimden geçirildikten sonra Irak’a 
geri gönderildi.

Molla Mustafa Barzani, hep kendisine silah ve para yardımı yapan Ruslar’ın emrinde oldu. 1961′de dönemin KGB Başkanı Shelepin’in talimatı ile Irak’ı 
parçalamak için isyan çıkardı. Bundan 46 yıl önce 1966′da, içinde Adana ve Sivas’ın da yer aldığı “Kürdistan” haritasını göstererek, İsviçre Televizyonu’na 
bir açıklama yaptı. Türkiye’ye meydan okudu: “İkinci hedefimiz Türkiye’dir.” 

Tabii, arkasına Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ni alarak. Baba Barzani’nin bu çıkışı, Türkiye’deki pek çok gazetede yayınlandı.

Şimdi biraz daha gerilere gidelim. Barzani Ailesi, Osmanlı döneminde de ciddi problemdi. Osmanlı-Rus Savaşı’nın hemen arifesinde bu aşiretin reisi Şeyh 
Abdülselam, sözde “Tatil” yapmak için Rusya’ya gitti. Kısa süre sonra, büyük miktarda silah ve para yardımı alarak geri döndü. Aradan 1 sene geçtikten sonra Osmanlı-Rus Savaşı çıktı. Barzani Aşireti, Osmanlı’nın o zor günlerinde Ruslar’la birlikte hareket etti. Osmanlı, Ardından yine bunlar tarafından İngilizler’e satıldı.

Molla Mustafa Barzani’den sonra görevi oğlu devraldı. Önce Ruslar hesabına çalışan aile, dünya dengelerinin değişmesi ile birlikte, CIA ile iş tutmaya 
başladı. Şimdi bölgede KGB elemanı Molla Mustafa Barzani yerine, CIA ile birlikte hareket eden oğlu Mesut Barzani var. Dün, Sovyetler Birliği’nin desteği 
ile Türkiye düşmanlığı yapılıyordu. Bugün, ABD’ye sırt dayanarak Türkiye’nin altı oyulmak isteniyor. Efendiler değişti, ama hedef hiç değişmedi.

Geçmişte yaşananlara bir göz atalım. 

2003 yılında Barzani’nin tahrikleri sonucu Erbil’de Türk Bayrakları yakılmadı mı? 2007 yılında, Euro News’e konuşup Türkiye’nin Kuzey Irak’ta PKK’ya karşı bir 
operasyon düzenlemesinin felaket olacağını söyleyen O değil miydi?

Türkiye’ye bütün Kürdistan’dan çok Güçlü bir karşılık verilir ” dememiş miydi?

Mesut Barzani, yine aynı yıllarda Kerkük konusunda Türkiye’ye posta koymaya kalkmamış mıydı:

”Türkiye’de de Kürtler var. Türkiye’nin Kerkük’e karışması durumunda biz de Diyarbakır ve diğer kentlerin içişlerine karışacağız. Türkler, Kerkük konusunda 
ısrar ederlerse, bütün sonuçlarına katlanarak onları engellemeye çalışacağım.”

Bu adam, Kandil’de bulunan ve Türkiye’nin teslim edilmesini istediği 248 PKK yöneticisi için “Bizim bölgemizde değiller” cevabını vermemiş miydi?

Şimdi de başımıza yeni çoraplar örmeye çalışıyor. PKK ile diğer Kürt gruplarını buluşturuyor. Suriye’de birlikte hareket etmelerini sağlıyor. Yetiştirdiği 
binlerce peşmergeyi, yeni bir yapılanma ortaya çıkarmak amacıyla Suriye’ye gönderiyor. Biz de Suriye’de sınırımıza yakın bölgelerde ortaya çıkan PKK 
yuvalanmasını ” Tehdit” olarak gördüğümüzü açıklıyoruz. Doğru, ama yeterli değil. Çünkü, ortada sadece bir PKK tehdidi yok.

Türkiye’ye yönelen tehdidin adını doğru koymak lazım: “ Barzani ve PKK işbirliği! ”

Artık açıkça görülüyor ki, Ortadoğu’nun siyasi fahişeleri Türkiye’ye karşı yeni oyunlar peşinde. Tabii, bu arada onları idare eden ve cesaretlendiren 
arkalarındaki gücü de unutmamak lazım!


(Emin Pazarcı, Temmuz 2012)
  
http://www.t2174a.com/?p=2054

..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder