Genç Emekliler Cenneti Türkiye
Dr. Tahir Tamer Kumkale
17 Ocak 2000 Pazartesi
Sosyal Güvenlik Bakanımız Yaşar Okuyan Türkiye nin önemli bir sorununa köklü ve kalıcı bir çözüm bulabilmek amacıyla başlattığı çalışmalar kamuoyunu çok meşgul etti. Her geçen gün durumu biraz daha kötüleşen Sosyal Sigortalar Kurumu için bir çıkış yolu olabileceği düşüncesiyle emeklilik yaşı kadın ve erkeklerde 50 - 55 olarak belirlendi. Bu konuda halk yığınlarının feryatları var. Konuyu duygusallıktan ve alışkanlık tan sıyrılarak biraz deşelim.
İyi bir istatistikçi cumhuriyet döneminde işçi ve memur emeklilerinin yaşı ile ilgili bir araştırma yapacak olsa inanın işin içinden çıkamaz. Bilindiği gibi ülkemizde emeklilikte belli bir yaş sınırı yok. Kadınlarımız 20, erkeklerimiz ise 25 yıllık sigorta süresi içinde 5000 iş günü prim ödemeleri halinde emekli olabiliyor. Emekliliğin amacı; fizik ve beyin gücü ile artık yeterli bir hizmet üretemeyecek durumda olan işçi ve memura hayatının geri kalan kısmında bugüne kadar yaptıklarının karşılığı olarak rahat ve güvenli bir yaşam sağlamaktır. Daima örnek aldığımız Avrupa da kadın ve erkeklerin emeklilik yaşının tespitinde her ülkedeki kadın ve erkeklerdeki ortalama ömür yönlendirici baz olarak alınır. Bundan 10-15 yaş geriye çekilerek emeklilik yaşı tespit edilir. Emeklilik yaşı pek çok Avrupa ülkesinde 65 yaş civarındadır. Yani Türkiye den 5-10 kat fazla milli geliri olan zengin Avrupa devletleri kendisine verilen 35-40 yıllık hizmet karşılığında sadece 10-15 yıl daha emeklisine sosyal güvence sağlamaktadır.
Emeklinin çalıştığı zamankine nazaran daha az maaş alması doğaldır. Çünkü artık ihtiyarlık sınırına gelmişlerdir. Emeklilerin çocukları en az 35-40 yaşına ulaşmıştır. Bunların okutulması, evlendirilmesi ve iaşelerinin temini yükü artık anne ve babalarının üzerinde değildir. Aldıkları maaş ile karı-koca son derece refah içinde mutlu bir yaşam süreceklerdir.
Ülkemizde ise manzara içler acısıdır. Utanç vericidir. 18 yaşında işe giren kadınlarımız 38, erkeklerimiz ise 43 yaşında yani; gerek fizik ve gerekse bilgi bakımından en verimli oldukları bir yaşta emekli olmaktadırlar.
Bu emekliler Türkiye ömür ortalaması dikkate alındığında en az 25-30 daha yaşayacaklardır. Çocukları daha tahsil çağındadır. Askerlik ve evlilik gibi sorunları durmaktadır. Bunlardan daha önemlisi psikolojik çöküntü onları beklemektedir. Genç denilecek bir yaşta "sen artık yaşlandın , bilgi ve tecrüben bizim işimize yaramıyor " denilerek çok az bir maaş ve bir oda dahi satın alamayacak kadar cüz'i bir ikramiye ile adeta sokağa terk edilmektedirler. Bu durumda evi olmayan, çocukları tahsilde olan insanlarımız çalıştığı zamankinden çok daha az bir ücret karşılığında ikinci ve bazen üçüncü bir iş yapmak durumunda kalmaktadır. Ne kadar garip bir durum ; 25 yıldır yaptığı işten " artık işe yaramıyorsun " diyerek işten çıkartılıyor.
Daha önce hiç bilmediği bir işte her şeye sıfırdan başlayarak hizmet üretilmeye çalışılıyor. Ülkemizde milyonların işsiz olduğundan bahseden sayın yetkililer ve ilgililer; eğer bu ikinci iş yapmak zorunda bıraktıkları emeklilerden kendi işlerinde istifade etmenin yollarını bulsalardı ülkemizde işsizlik sorununun kalmadığını görecekler ve belkide şimdi uzak doğudan ucuz işçi bulmak için çareler arayacaklardı.
Emeklilik sorunu ülkemizin en büyük toplumsal yarasıdır. Bir bakanın görüşü, birkaç bürokratın yönlendirmesi ile kısa vadede çözümlenecek gibi değildir. Bu güne kadar yaptığımız yanlışlarda dikkate alınarak ilgili bütün kuruluşların katılacağı kongrelerde enine-boyuna tartışılmalı, üniversite zeminlerine taşınmalı ve mutlaka neticeye bağlanmalıdır.
Yukarıda saydığım şartları bizzat yaşayan ve daha en az 10 yıl başarıyla hizmet edebilecek genç bir emekli olarak bu hususta bütün ilgilileri sağduyuya ve ülke yararı etrafında toplanmaya davet ediyorum. Bilindiği gibi toplumların gelişmişlik düzeyi sosyal faaliyetleri organize etme başarısı ile ölçülür. Yatırımın en faydalısının insana yatırım olduğu gerçeğini daima göz önünde bulunduralım. Türkiyeyi hep birlikte genç emeklilerden kurtaralım. Yaşlı ama, refah ve huzur dolu bir ömür sürecek yaşlı emekliler cenneti haline getirelim. Bunda hepimizin menfaati olduğunu unutmayalım...
Dr. Tahir Tamer Kumkale
17 Ocak 2000 Pazartesi,
http://www.kumkale.net/yazi.asp?id=4
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder