5 Mart 2019 Salı

CUMHURİYET DÖNEMİNDE BAKANLAR KURULU KARARI İLE YASAKLANAN YAYINLAR 1923-1945 BÖLÜM 5

CUMHURİYET DÖNEMİNDE BAKANLAR KURULU KARARI İLE YASAKLANAN YAYINLAR 1923-1945  BÖLÜM 5


    Adana'da çıkarılan Bugün gazetesi 5.11.1940. tarihinden geçerli olmak üzere iki hafta süre ile dış politika aleyhine yazıları nedeni ile kapatılmışti[217]. Türkiye'nin komşu ülkelerle olan ilişkileri konusunda İnönü dönemindeki hassasiyetini gösterir bir başka örnek ise Reha Oğuz Türkkan tarafından yazılan Türkçülüğe Giriş adlı kitaba getirilen yasaklamadır[218]. Türkkan'ın kitabına ilişkin olarak Matbuat Umum Müdürlüğü'nün 7.2.1941 tarihinde Başvekalet Yüksek Makamına gönederilen yazıda, "Türkçülüğe Giriş" kitabı hakkında Hariciye Vekaletinin yüksek makamınıza arzedilen 29 Sonkanun 1941 tarih ve 1306/51 numaralı tezkeresinde, Sovyet Rusyadaki Türklar mevzuuna temas eden kısımlar hakkında, Sovyet Büyük Elçiliği tarafından Hariciye Vekaletine müracaatda bulunulduğundan bahisle harici münasebetlerin nezaket kesbettiği şu anda komşu devleti rencide edecek olan bu kitabın toplattırılması mütalaasında bulunulmaktadır". Denilmekteydi[219]. İkinci Dünya savaşı sırasında Almanya’nın Rusya’da ilerleyişi sonrasında Almanların teşvikiyle Türkiye’de gündeme gelen Turancı Akım Türkiye’nin dış politikası gereği başlangıçta hoşgörüyle karşılanmıştır. Ama daha sonra savaşın Almanya aleyhine dönmesiyle hükümet bu tür faaliyet ve yayınlara karşı tepki göstermiştir. Bu tepki 1944 yılı tutuklamaları ve 1945 yılında ise Türk asıllı mültecilerin ülkeye kabul edilmemesi ile zirveye ulaşacaktır.
    Türkiye'nın dostane ilişkiler içerisinde bulunduğu ülkeler aleyhine yayın yapmaktan İkdam gazetesi geçici olarak[220], İstanbul'da Fransıca olarak çıkarılan Journal d'Orient gazetesi Albert Karasu tarafından yazılan bir makele'de İspanya'nın Fas'a ilişkin politikasını eleştirmesi nedeniyle bir gün[221]Tasviri Efkar gazetesi Muharrem Feyzi Togay imazası ile yayınlanan ve o günlerde Bulgaristan'da meydana gelen olaylara değinen yazı nedeniyle geçici olarak kapatılmıştı[222].
    Sonuçta İnönü döneminde ülkenin dış politikası ve komşu devletlerle olan iyi ilişkilere zarar verebilecek yayınlara karşı gösterilen hassasiyet ülkenin takip ettiği dış politika ile örtüşüyordu. Nitekim bu politikalar meyvesini vermiş ve Türkiye II.Dünya Savaşına girmeyerek savaşın yarattığı olumsuzlukları en az yaşayan ülke olmuştur.

4-Dini propaganda yapan yayınlar.

    Atatürk ile birlikte Milli Mücadele'yi yürütmüş ve kazanılan zaferi takiben Atatürk tarafından yeni ve modern bir ulus devleti olama yolunda gerçekleştirilen ınkılapların gerek yapılma gerekse onların toplum tarafından benimsenmesinde çaba sarfetmiş olan İnönü'nün Atatürk'ün ölümü sonrasında yine aynı kararlılıkla yeni anlayışın devamı doğrultusunda bir tavır sergilediğini görmekteyiz.
    Bu anlamda gerek inkılaplara muhalefet edici, gerekse eskiye dönüş özlemi ile  yapılan yayınlara karşı bir titizlik gösterilmiştir. Bu bağlamda İstanbul'da basılan ve İsmail Nazım Ergenel tarafından yazılan En'ami Şerif adlı bröşür toplattırılmıştır[223]. Yine aynı konuda İsatanbul'da Mustafa Kocabaş tarafından yazılmış olan Din Klavuzu adlı eser[224]İman ve Amel adlı kitap[225], Ayet, Hadis ve ahlaki öğütleri içeren Arapça levhalar[226]Dua Mecmuası adlı broşür[227]Çocuklarımıza Din Okuma Kitabı adlı eser[228]ve Tam ve İlaveli Mevlüdü Nebi adlı kitabın satışının yasaklandığını görüyoruz[229].
    Yönetim bu konuda sadece İslami eserler konusunda hassas olmayıp, İstanbul'da 15.yyz.mistiklerinden Thomas A.Kempıs'tan S.Nuri imazası ile tercüme edilen Imitation yahut Mesihe Uymak adlı kitabın satışınıda yasaklamıştır[230].

5-Ülke Aleyhine ve Kamuoyunu Bozucu Yayınlar.

    İnönü döneminde ülke aleyhine ve kamuoyunu bozucu yayınları nedeniyle yayını durdurulan, satışı ve ülkeye girişi yasaklanan yayınlar görüleceği üzere diğer konulardaki yasaklamalara oranla daha fazladır. Bunları tarih sırası ile ve ülke dışında yayınlanan ve ülke içerisinde yayınlanan ayırımına göre incelemek sanırız daha yararlı olacaktır.
    Ülke dışında çıkarılan yayınlara getirilen yasaklamaya ilk örnek, Paris'te çıkarılan Le Jour-Echo de Paris gazetesinin 1.12.1938 tarihli sayısının toplattırılmasıdır[231]. Konuya ilişkin diğer örnekler, Paris'te çıkarılan Le Soir gazetesi[232], Varşova'da çıkan Yedi Yıldız, Berlinde çıkarılan Delik ve Pariste yayınlanan Kafkas Eli adlı mecmualar[233], Torino'da çıkan La Stampa adlı gazete[234], Ermeniler tarafından Beyrutta çıkarılan Ararat adlı Ermenice gazete[235], Paris'te çıkarılan La Nation adlı mecmuadır[236].
    La Nation adlı mecmuanın 15.7.1939 tarihli nüshasında Louis Marin imzası ile yayınlanan makelenin muhtevası Atatürk'ün gerçekleştirmiş olduğu inkılaplara muhalefet edici idi. Özellikle aynı mecmuada yer alan başka bir yazıda Hatay'ın Türkiye'ye bırakılması eleştirilmekteydi[237]. Mecmua, "Organe de la Federation Republicaine de France" tarafından çıkarılmaktaydı. La Nation'da yer alan "Alexandrette" başlıklı yazıda İskenderun'un stratejik açıdan önemi belirtiliyor ve bu bölgenin kontrolünün I.Dünya Savaşı sonrasında Fransızların denetime geçmesi ile zaten verimli topraklara sahip olan İskenderun'un Fransızlar tarafından elektrik, su, sağlık ve eğitim alanında yeniden inşa edilerek 1919-1924 yılları arsında bölgedeki üretimin dört kat arttığı söyeleniyordu. Yine aynı makalede bölgede yaşayan halkın Ermeni-Arap ve Hristiyanlardan oluştuğu ve bu insanların Türk yönetimi yerine Fransızları tercih ettikleri iddia ediliyordu.
    Yurt dışında basılan yabancı dillerdeki yayınlara ilişkin son iki yasaklama örneğinin ilki; 10.8.1940 tarihinde Bulgar Yüzbaşı Safof Pençodur tarafından 1938 yılında Sofya'da basılan, Kahraman'a Hürmet ve yine Peke Peef tarafından yazılan Kumandanlarımız adlı kitapların yurda girişinin yasaklanmasına ilişkin olanıdır[238]. İkincisi ise, 1 Mart 1941 tarihli kararla Belgrat'ta Rusça olarak yayınlanan Russky Golos isimli gazetenin yurda girişinin yasaklanmasıdır[239]. Gazetenin kapatma gerekçesi ise, Türkiye'deki askeri durum hakkında yanlış ve zararlı bilgiler vermekti. Kararın ekinde verilen gazetenin 15 Ocak 1940 tarihli nüshasında, Türkiye nüfusunun onüç milyon olduğu ve teorik olarak yüzellibin kişilik bir ordusunun bulunduğu ve bu sayının tam olarak techiz edilememesinden dolayı bu sayınında gerçek rakam olmadığı belirtiliyordu. Devamla Türk ordusunun modern silahlardan yoksun olduğu, ve hareket kabiliyetinin olmadığı çünkü bu hareketi sağlayacak yapıda Türkiye'de yolların olmadığı söyleniyordu. Yine gazetede yer alan yazıya göre Türk Deniz Kuvvetleri bir muze'yi andırıyordu. Çünkü deniz kuvvetlerinin oluşumunda Alman, Fransız, İspanyol, Amerikan, Hollanda ve İngiliz etkisi vardı denilerek deniz kuvvetlerinin esasını Yavuz adlı gemi ile Hamidiye ve Mecidiye gemilerinin oluşturduğu iddia ediliyordu. Yazıda yine özetle Deniz, Hava ve Kara kuvvetlerinin bir genel değerlendirmesi yer alıyordu[240].
    Bu konuda ülke içerisinde çıkarılan gazetelerden ülke aleyhine ve kamuoyunu bozucu bulunarak yasaklanlar ise şunlardı: Bir ay süre ile kapatılan Akşam gazetesi[241], geçici olarak kapatılan Köroğlugaztesi[242], Fransızca olarak İstanbul'da yayınlanan İstanbul gazetesinin bir gün süre ile kapatılması[243]TasviriefkarTan ve Haber gazetelerinin yedi gün süre ile kapatılması[244], Fransızca olarak yayınlanan Beyoğlu gazetesinin 10.9.1940 tarihli nüshasında yer alan yazının hükümetin umumi siyasetine aykırı görülerek kapatılması[245], yine Fransızca Journal d'Orient gazetesinin yedi gün süre ile kapatılması[246], umumi siyasete aykırı yayını nedeni ile Tan ve Tasviriefkar gazetelerinin geçici olarak kapatılması[247], aylık Bozkurt mecmuasının geçici olarak kapatılması[248] ve son olarak Yeni Sabah gazetesinin bir gün süre ile kapatılmasıdır[249].
    Görüleceği üzere İnönü'nü dönemide Atatürk dönemi gibi ülke'de iç asayişi bozucu ve kamuoyunu yanlış yönlendirici yayınlara karşı duyarlı olmuş ve ülkenin askeri durumu ile ilgili yanlış ve maksatlı yayın yapılmasına izin verilmemiştir. Daha öncede değindiğimiz gibi dünya'da bir savaşın yaşanıyor olması ve Türkiye'nin savaş dışında kalmaya yönelik politikası gereği Türkiye yürüttüğü bu politikaya aykırı yayınlara karşı normal zamanlarda görülmeyecek bir hassasiyet göstermiştir. Nitekim bu bağlamda bir yasaklamayı 17 Nisan 1941 tarihli karar gereği yasaklanan M.Talat Sümer tarafından yazılan Tarihte Almanlar adlı kitap ile Yeni Devir Basımevi tarafından bir seri şeklinde çıkarılan, BalkanlarBeşinci KolAlman İlmi Bir Zehirdir, Beynelmilel Muazenede On İki Ada ve İtalyaİngiltere ve Zaferiİngiltere ve Müttefikler adlı broşürlerin içeriklerinin ülkenin genel politikasına aykırı görülerek toplattırılması ve dağıtımının yasaklanmasında görmek mümkündür[250].
    Ülke içerisinde yayınlanan eserlere getirilen yasaklamalara ilişkin verilen kararları tarih sırası ile vermeye devam edelim. Mersinde yayınlanan Ege gazetesinin 21 Nisan 1941 tarihli nüshasında yer alan H.Dayı Gürepik imzalı yazı'da "Ekselans Bay Hitler'e" başlığı ile Balkanlardaki gelişmelere değiniliyor ve Balkanlardaki milletler gelişmelere karşı uyanık olmaya çağırılıyordu. Bu muhteva nedeni ile gazete bir hafta süre ile kapatılıyordu[251]Tasviriefkar gazetesi 3 Temmuz 1941 tarihli karar gereği bir ay süre ile kapatılıyordu[252].Vakit gazetesi 23.Eylül 1941 tarihinde on gün süre ile[253]Vatan gazetesi kırkbeş gün süre ile[254],Jounal d'Orient gazetisi ise 8 Mayıs tarihinde bir gün süre ile kapatılmıştır[255]. İstanbul'da basılan Yeni Avrupa Haritası'nın dağıtımının yasaklanması ve mevcutlarının toplattırılmasına 9 Mayıs 1944 yılında[256], Ankara'da çıkarılan AdımlarYurt ve Dünya, Samsunda çıkan Kopuz ve İstanbul'da yayınlanan Verim mecmualarının 16 Mayıs 1944 tarihinde geçici olarak kapatılmasına[257], İstanbul'da Rumca olarak yayınlanan Metapo Litefsis gazetesinin 13 Temmuz 1944 tarihinde geçici olarak kapatılmasına[258], 12 Ağustos 1944 tarihinde defalarca tavsiyeler ve uyarılara rağmen yurt içinde "...tehlikeli nifak tohumları eken ve vatandaşları birbiri aleyhine tahrik eder mahiyette yazılar ve haberler neşretmekte ısrarlı ve sistemli bir surette devam eden" Tan gazetesinin geçici olarak kapatılmasına[259] ve "son günlerdeki neşriyatında varlık vergisi mevzuu yeniden ele alınarak vatandaşları birbiri aleyhine tahrik edici mahiyette yazılar görülmekte olduğundan" Vatan gazetesinin 30 Eylül 1944 tarihinde geçici olarak kapatılmasına karar verildiğini görüyoruz[260].
    Aynı konuda kitaplara getirilmiş olan yasaklamalar ise şöyledir: Abidin Dino tarafından yazılan ve Adana'da basılmış olan  Kel adlı piyes'in 28.10.1944 tarihinde verilen bir karar ile toplattırılmasına[261]Heyber Kalesi CengiMuhammet Hanefi Cengi ve Tam Syfizülyezen Hikayesi adlı eserlerin dağıtımının önlenmesi ve toplattırılmasına[262], İstanbulda basılan ve Şemsettin Yeşil tarafından yazılan Kızlar Niçin EvlenmiyorEvlenenler Neden Çabuk Boşanıyorlar adlı kitabın dağıtımının yasaklanarak mevcutlarının toplattırılmasına 27.7.1945 tarihinde karar verdiğini görüyoruz[263].
    Yukarıda diğer örneklerini gördüğümüz gibi basına sadece yasaklama getirilmemiş aynı zamanda basın'ın günün şartlarına kendini uyarlaması onun güçlenmesi ve teknolojik açıdan kendini yenilemesi için yönetim yardımcı olmuştur ve hükümetler bu konularda basına imkan sağlama yoluna gitmiştir.
    Basın dışında yine kamuoyu oluşturma araçlarından biri olan sinama ile ilgili olarak hükümet 20.8.1945 tarihinde vermiş olduğu bir Bakanlar Kurulu Kararı ile; "film ticareti ve sinamacılıkla uğraşan gerçek ve tüzek kişilerin ellerinde ve gümrüklerde bulunan ve bundan sonra gelecek olan sinema filmlerini beyanname ile bildirmeleri, beyan edilecek sinema filmlerine Hükümetçe el konulması ve Basın ve Yayın Umum Müdürlüğü'nün bu filmleri almağa, maksada göre dağıtmağa ve satmağa ve ihtiyacı olanlara karar vermeğe yetkili kılınması" kararlaştırılıyordu[264].

    Sonuçta Atatürk ve ınönü dönemlerinde Bakanlar Kurulu Kararları ile yasaklanan yayınların konuları itibarı ile büyük bir benzerlik gösterdiklerini ve her iki dönemdede bu konulara karşı aynı hassasiyetin sürdürüldüğünü söylemek mümkündür. İki dönemdede yasaklamaya neden olan konular ise şunlardır: Komünizme karşı gösterilen duyarlılık ve komünist propagandaya karşı oluş, ülkenin yeni yapısına yani laik ve milli bir devlete aykırı olan veya geçmişe dönüşü amaçlayanlayan oluşum ve bunlara destek veren ve bu yolda yapılan yayınlara karşı oluş, inkılaplara muhalefet edici yayınlar ve her iki dönemdede eşit denilebilecek sayıda yasaklamaya neden olan devletin dış politikasına ve komşu ülkeler ile olan ilişkilerine zarar verici yayınlara gösterilen tepkidir. İncelediğimiz dönemde hem Atatürk'ün hemde İnönünün basın'a bir kurum olarak saygı ile baktıklarını ve onun gelişmesi için her türlü kolaylığı gösterdiklerini söylemek mümkündür. Ancak içinde yaşanılan günler ve şartlar gereği yani ülke gerçeği ve dünya gerçeği bu iki liderin zaman zaman basın'a yasaklamalar getirmesine neden olmuştur. Ama görüldüğü gibi bu süreklilik arzetmeyip verilen yasaklama kararlar daha sonra kaldırılmıştır.



DİPNOTLAR;
 

[1] Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Öğretim Üyesi.
[2]Dönemi 1945 tarihi ile sýnýrlandýrmamýzýn nedeni Baþbakanlýk Cumhuriyet Arþivinde 1945 sonrasýnýn araþtýrýcý için henüz hazýr olmayýþý ve Bakanlar Kurulu Kararlarýnýn 1945 yýlýna kadar olan dönemin araþtýrýcýya sunulmuþ olmasýdýr.
[3] Osmanlý’dan 1960 tarihine kadar olan dönemi kapsayan Kamuoyu, basýn ve iktidar iliþkilerini ele alan Kemal H.Karpat’ýn “The Mass Media” adlý makalesinde radyo’nun 1927 yýlýnda yayýn hayatýna giriþi ve 1938 yýlýnda Ankara’da devlete baðlý bir kurum olarak genç Cumhuriyetin yeni rejimini ve gerçekleþtirilen inkýlâplarý halka anlatmada üstlendiði rol ve proðramlarý hakkýnda bilgi verilmektedir. Bkz. Political Modernization in Japan and Turkey, Edit. Robert E.Ward Dank ward, A.Rustow, Princeton, New Jersey, 1964.
[4] Orhan Koloðlu, Takvim-i Vakai, Türk Basýnýnda 150 Yýl (1831-1981), Ankara 1982; Mehmet Seyitdanlýoðlu, Takvim-i Vekai, (Yayýnlanmamýþ Yüksek Lisans Tezi), Ankara 1985. Osmanlý Ýmparatorluðunda bundan önce ilk gazete Fransýz ihtilali ile ilgili olarak Ýstanbul’daki Fransýz elçiliði’nce çýkarýlmýþtýr. 1795’te Bulletin des Nouveiles (Haberler Bülteni) adý ile çýkarýlan bu ve diðer gazeteler ve Ýstanbuldaki basýmevlerine iliþkin olarak bkz. Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, C.I. s.202-203, Karpat, s.257
[5] Servet Ýskit, Türkiye’de Matbuat Ýdareleri ve Politikalarý, istanbul 1943, Cevdet Perin, Tarih Boyunca Düþünce ve Basýn Özgürlüðü, Ýstanbul 1974; Hülya Baykal, Türk Basýn Tarihi, Ýstanbul 1990; Hýfzý Topuz, 100 Soruda Türk GazetecilikTarihi, Ýstanbul 1973, s.8.
[6] Tercüman-ý Ahval için bkz. Türkiye’de Matbuat Ýdareleri ve Politikalarý, Ýstanbul 1939, s.14-15. Tasvir-i Efkar için bkz. Refik Ertuð, Basýn ve Yayýn Hareketleri Tarihi, Ýstanbul 1959, s.181-182. Basýna yeni bir düzenleme getirilmesinde anýlan bu gazetelerin yayýnlarýnýn neden olduðu bilinmektedir. Karpat, s.259.
[7] Düstur, C.II, s.220-226
[8] Ýskit, s.696
[9] Server Tanelli, Anayasalar ve Siyasal Belgeler, Ýstanbul 1962, s.15. Abdülhamit dönemi sansür ve basýn hayatý için bkz. N.A.Banoðlu, Basýn Tarihimizin Kara ve Ak Günleri, Ýstanbul 1960, s.5; M.Nuri Ýnuður, Basýn ve Yayýn Tarihi, Ýstanbul 1978, s.184; Cevdet Kudret, Abdülhamit Devrinde Sansür, Ýstanbul 1977; Türker Acaroðlu, “Sultan Abdülhamit Devrinde Dýþ Yayýn Yasaklamalarý”, Ulusal Kültür, Sayý 5, Temmuz 1979; Karpat, s.265 vd.
[10] Ýnuður, s.287-288. 1908 Sonrasýnda yaklaþýk 350 adete ulaþan basýlý yayýn 1913’te 389’a ulaþtý. Gazeteler artýk belirli partilerin veya siyasi akýmlarýn sözcüsü olmaya baþlamýþlardý. Bu konuda örnekler için bkz. Karpat, s.268-269
[11] Düstur, C.I. s.395
[12] Ýskit, s.166. 16 sayfalýk sansür Talimatnamesi için bkz. Sansür Talimatnamesi, Matbaayi Askeriye, Ýstanbul 1330.
[13]Bu doðrultudaki çalýþmalarýna örnek olarak; 14 Eylül 1919 tarihinde çýkarýlan Ýrade-i Milliye gazetesi ve 10 Ocak 1920 tarihinde Hakimiyet-i Milliye gazetesinin yayýnlanmasý verilebilir. Yine bu doðrultuda Anadolu'nun çeþitli yerlerinde yayýnlanan Yeni AdanaBabalýkDoðru SözÝzmir'e DoðruAlbayrakAhali ve Iþýk gibi mahalli basýn da milli davayý anlatma amacý doðrultusunda yapýlan yayýn faaliyetleri arasýnda verilebilir.
[14]Dönemin basýný Milli Mücadele yanlýsý basýn, Milli Mücadele karþýtý basýn ve yabancý basýn diye tasnif edilebilir. Bunlarýn hangi gazetelerden oluþtuðuna iliþkin olarak bkz, Ý. Ceyhan Koç, Tek Parti Döneminde Basýn Ýktidar Ýliþkileri, Hacettepe Üniversitesi, Yayýnlanmamýþ doktora tezi.  Padiþah yanlýsý basýn, Saltanatý ve Hilafeti korumaya karþýlýk her türlü tavizi vermeye ve Ýtilaf devletlerini  özellikle Ýngiltere’yi kýzdýrmamaya ve onlarýn her dediðini yerine getirmeye yönelik bir tavýr sergilemekteydi. Diðer yandan ise Mustafa Kemal Paþa’yý ve onun çevresindekilerin benimmsediði; Ulusal eðemenliðe ulusal sýnýrlara dayalý bir ulus devleti kurmayý savunan basýn yer almaktaydý.Mustafa Kemal Paþa'nýn sosyal ve ekonomik konulara iliþkin fikirleri vardý. Bu fikirler ve amaçlanan hedefler doðrultusunda Mustafa Kemal Paþa basýn ile sýký temas kurdu. Özellikle Anadolu'da geniþ halk kitlelerini harekete kazandýrmak için el ilaný ve küçük kitapçýklar daðýtýlmasý gibi her türlü yolu denemiþtir. Karpat, s.270-271.
[15] Süleyman Beyoðlu, “1919’da Basýnýn Sansürüne Dair Bir Belge” , Türk Dünyasý Dergisi , Haziran 1992                 S.43. Mütareke döneminde yine Anadolu’da giriþilen hareketi destekler nitelikte bir gazete olan Öðüt       benzeri Anadolu basýný gibi Ýtilaf Devletlerinin baský ile kapatýlmýþtý.
[16]Ýzzet Öztoprak, Kurtuluþ Savaþýnda Türk Basýný, Ankara 1981,s.41.
[17] Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyeti’nde Tek Parti Yönetiminin Kurulmasý 1923-1931, Ýstanbul 1992, s.141.
[18]Bu dönemde basýn iktidar iliþkileri için bkz. Ömer Sami Coþar, Milli Mücadele Basýný, Ýstanbul. Yücel Özkaya, Milli Mücadele'de Atatürk ve Basýn, 1919-1921, Ankara 1989. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti.
[19]Koç, s.26.  Mustafa Kemal Paþa’nýn kiþisel olarak basýna ve basýn özgürlüðüne olan inancý yanýnda onun basýn için saðladýðý maddi ve manevi destek bilinmektedir. Koç doktora çalýþmasýnda gençliðinden baþlayarak Atatürk'ün basýn ile iliþkilerini anlatmýþtýr. s.24-28.
    [20]Basýna karþý sertlik yanlýlarýnýn görüþleri ve karþý tezler için bkz. Koç,s.38-42.
    [21]Bu kanun, 25.7. 1931 tarihinde kabul edilmiþ olup, Resmi Gazetede 1881 kanun numarasý ile yayýnlanmýþtýr.
[22]Diðer maddeler ve Matbuat Umum Müdürlüðünün faaliyetlerinden olan Basýn Kongresi toplanmasý youlndaki bilgiler için bkz. Koç, s.75-85.
[23]Koç, s.80.
[24]Bu kongre'nin toplandýðý tarihte ülke genelinde 38 günlük gazete ve 78 süreli gazete ve 127 derginin çýktýðý görülmektedir. 28 Haziran 1938'de Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen Türk Basýn Birliði Kanunu için bkz. 14 Temmuz 1938 tarihli Resmi Gazete.
[25]Bakanlar Kurulu kararý ile yayýnýna ara verilen, kapatýlan veya yurda sokulmasý yasaklanan gazete ve dergi ile, yasaklanan yurtiçi ve yurtdýþýnda basýlan kitaplarýn adlarý yayýn tarihleri ve kýsa bir açýklama ile Bakanlar Kurulu Kararýnda sözü edilen yasaklama gerekçeleri metin içerisinde verilmeðe çalýþýlmýþtýr.
[26]Bakanlar Kurulu Kararý ile gazete kaðýdýnýn gümrük vergisinden muaf tutulmasýna iliþkin alýnan kararlara örnek olarak: Kastamonu'da yayýnlanan Açýksöz, Ýstanbul'da yayýnlanan Akbaba, Ordu'da yayýnlanan Azim, Ýstanbulda yayýnlanan Akþam,Konya'da yayýnlanan Babalýk, gibi gazeteler için alýnan kararlar verilebilir. Farklý tarihlerde alýnmýþ bu tür bir çok karar görmek mümkündür.
[27]Wolf Ajansý'ýn Türkiye Temsilcisi muhabir Schmidt Dumon'a Haydarpaþa- Ankara arasýnda gidip gelmesi için paso verilmesine iliþkin karar için bkz. B.C.A.030.18.1.2.17.3.16. Daha sonra bu permiye adý geçen muhabirin kýzý ve eþi de dahil edilmiþtir. Bu yönde örnekler için bkz. B.C.A.030.18.1.2.92.75.4, 03.18.01.26.13.14.Bu tür izinler dýþýnda 19 Þubat 1928'de alýnan bir kararda; Türkiye Cumhuriyeti hakkýnda Avrupa'da özel bir sayý yayýnlayacak olan Eksportatör gazetesinin Ankara temsilcisine bin lira verilmesi yolunda karar için Bkz. B.C.A.030.18.01.027.11.5.
[28]Yasaklamaya iliþkin Bakanlar Kurulu Kararý 144 iken yaptýðýmýz bu konu tasnifine girenlerin sayýsý 125 tane olup diðerleri bu tasnifin dýþýnda tutulmuþtur.
[29] Bakanlar Kurulu Kararlarýnýn çoðunun eki olmadýðý gibi eki gözükenlerin de tamamýna ulaþýlamamaktadýr. Bu nedenle bazý kararlarýn muhtevasý hakkýnda kesin bir þey söylemek mümkün deðildir. Sadece Bakanlar Kurulu Kararlarýnda yer alan "memleketin umumi siyasetine dokunur" olmak dýþýnda açýklayici bilgi bulmak mümkün deðildir.



6 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder