SİYASALLAŞMA SÜRECİNDEKİ ETNİLERİN BÖLGESEL BAKIŞI., BÖLÜM 1
Dr. Övgü Kalkan KÜÇÜKSOLAK,
SİYASALLAŞMA SÜRECİNDEKİ ETNİLERİN BÖLGESEL GÜÇLERE BAKIŞI: TAMİL ETNİSİTESİ– HİNDİSTAN ÖRNEĞİ
Akademisyen Özeti:
Etnilerin siyasallaşması, iç politika dinamiklerinin ötesine geçerek dış güçlerin politikalarına konu olan çok yönlü bir sürece işaret etmektedir. Süreç
içerisinde taraflara sağladıkları destek üzerinden etkili olan dış güçler ile etnik grupların mobilizasyonuna yön veren lider kadrolar önemli değişkenler olarak öne çıkmaktadır. Bu çalışmada Sri Lanka’daki Tamil etnisitesinin liderliği rolünü üstlenen Tamil Eelam Kurtuluş Kaplanları (TEKK)’nın bir bölgesel güç olarak
Hindistan ile etkileşimi örneği üzerinden etnik grupların bölgesel güçlere bakışı ele alınmaktadır. Politik mobilizasyon sürecinde, hareketlerin içinde bulundukları
politik çevreden ve politik fırsatlardan etkilendiği var sayımından yola çıkarak, TEKK’nin uluslararası desteğe olan ihtiyacı, içinde bulunduğu politik çevre ve
liderliğin yaptığı seçimler incelenmektedir.
Giriş
Etnilerin siyasallaşması süreci yalnızca etniler ile ulus devlet arasındaki ilişkiyi değil, verdikleri destekle etnilerin mobilizasyonunda kritik bir öneme sahip olan
dış güçlerle etnilerin arasındaki etkileşimi de ilgilendirmektedir. Erin Jenne, Stephan Saideman ve Will Lowe’a göre mobilize olan etnilerin devletle pazarlığı, bu grupların dış kaynak desteğinin etkili olduğu stratejik güçlerinin bir fonksiyonunu teşkil etmektedir.1 Verilen destek etnilerin devletle pazarlığında stratejik konumlarını güçlendirirken, destek sağlayan dış güçler açısından da diğer devlete yönelik stratejik çıkarlarını gerçekleştirmelerinde önemli bir politika aracını teşkil etmektedir.
Etnilerin siyasallaşması sürecinde liderlik rolünü üstlenerek, kaynakların mobilizasyonuna ve dış güçlerle ilişkilerine yön veren kadroların son derece rasyonel bir yaklaşımla seçimlerini şekillendirdikleri gözlenmektedir. Bu çalışmada güç politikaları çerçevesinde şekillenen ilişkilere örnek olarak, Sri Lanka’daki Tamil etnisitesinin politizasyonu sürecinde liderlik rolünü üstlenen Tamil Eelam Kurtuluş Kaplanları’nın (TEKK) bir bölgesel güç olarak Hindistan’a yönelik yaklaşımı incelenmektedir.
TEKK’nin Hindistan’a bakışı Örgütün amaçları ve davranış biçimleri çerçevesinde, kaynaklarını mobilize ettiği koşullar kapsamında tartışılmaktadır. Hindistan’da
yer alan ve yoğun bir Tamil nüfusuna ev sahipliği yapan Tamil Nadubölgesiyle var olan etnik bağların Örgütün bölgesel güce yönelik tutumunda nasıl
konumlandırıldığı irdelenmektedir. Nitekim bir bölgesel güç olarak Hindistan’ın da hem kendi stratejik mülahazaları hem de Tamil Nadu bölgesinin duygusal yakınlığı üzerinden Örgüte destek sağladığı ve konuya müdahil olduğu görülmektedir.
Mobilize olan etnik grupların amaçları ve merkezle pazarlıkları çerçevesinde incelendiğinde, dış kaynakların destekleriyle stratejik konumunu güçlendiren etnilerin radikal talepler seslendirme olasılıklarının arttığı belirtilmektedir.2 Bu noktada, kuruluş ve gelişim sürecinde Hindistan’dan destek gören TEKK’nin uç
taleplerini hangi mülahazalar çerçevesinde yapılandırdığı ve içinde bulunduğu koşulları nasıl değerlendirdiği önem kazanmaktadır. Nitekim politik mobilizasyon
sürecinde, hareketler içinde bulundukları politik çevreden ve politik fırsatlardan etkilenmektedirler. Politik fırsatlar yaklaşımında ele alındığı ve Tarrow’un da belirttiği üzere politik çevrenin unsurları insanların zafer veya yenilgi beklentilerinde etkili olarak kolektif eyleme yönelmelerinde teşvik edici bir rol oynamaktadır.3
Doug McAdam politik fırsatlar yaklaşımında incelenmesi gereken unsurları şu şekilde sıralamaktadır:4
• Kurumsallaşmış politik sistemin göreceli açıklığı veya kapalılığı,
• Elitlerin işbirliği içerisinde olması,
• Genel çerçevesi itibariyle elitlerin yaptığı işbirliğinin bir topluluğun alanını daraltması ve
• Devletin baskı yönündeki eğilimi ve kapasitesi
Bu dört unsura katılmakla birlikte David Romano dış unsurların da politik fırsatlar yaklaşımı çerçevesinde incelenmesi gerektiğinin altını çizmiş ve beşinci
unsur olarak devleti veya muhaliflerini destekleyici karakterdeki dış etkileri eklemiştir.5 Romano’nun politik fırsatlar yaklaşımı çerçevesinde işaret ettiği devleti veya muhaliflerini destekleyici dış etkiler unsurunu, TEKK’nin Hindistan’a yönelik bakışı çerçevesinde şu sorular üzerinden tartışmak mümkündür:
• Hangi unsurlar TEKK’nin başarı veya yenilgi beklentisini etkilemiştir?
• Bu beklenti Örgütün Hindistan’a yönelik bakışını nasıl şekillendirmiştir?
• Söz konusu ilişki ne tür bir politik çevre kapsamında gelişmiştir?
Yukarıdaki sorulara cevap ararken TEKK liderliğinin yaptığı seçimler ve yürütmüş olduğu mobilizasyon sürecinin kapsamı incelenmektedir. TEKK’nin başarı
veya yenilgi beklentisini etkileyen unsurların analizini yapabilmek içinÖrgütün taşıdığı amaçları ve bu amaçların hangi çerçevede şekillenerek hangi davranış
biçimlerini doğurduğunu ele almak gerekmektedir. Bu çalışma kapsamında TEKK’nin Sri Lanka topraklarında bağımsız bir Tamil yurdu kurulması ve Tamil
davasında liderlik rolünün üstlenilmesi olmak üzere iki temel amacı ve bu amaçlar doğrultusunda sergilediği davranış biçimleri incelenmektedir.
(1) Sri Lanka Topraklarından Bağımsız Bir Tamil Yurdu Kurulması ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından TEKK’nin diğer terör örgütleriyle bir arada
değerlendirildiği bir araştırmada terör örgütlerinin rejim değişikliği, politika değişikliği, sınırların değişikliği ve ayrılıkçılık gibi çeşitli amaçlar (bazı terör örgütleri için birden fazla) taşıdığı belirtilmiştir. Araştırma kapsamında ele alınan 42 örgütten 31’i rejim değişikliği, 19’u sınır değişikliği, 4’ü politika değişikliği ve 1’i de statükonun devamı amacıyla eylemler gerçekleştirmektedir.6 Söz konusu araştırmada da belirtildiği üzere, TEKK liderliğinin politik mobilizasyon sürecinde temel hedef olarak belirttiği ve uluslararası kamuoyunca da bilinen temel amacı Sri Lanka Adası’nın kuzey ve doğu kesimlerinde ayrı bir Tamil devleti (Tamil Eelam) kurmaktır.7
Erin Jenne, Stephan Saideman ve Will Lowe dış destek gören etnik grupların destek görmeyen gruplara oranla daha yoğun bir şekilde ayrılıkçı talepler
seslendirdiklerini belirtmişlerdir. Araştırmacılar, özellikle de askeri anlamda güçlü bir dış desteğe sahip olan etnik grupların diğer gruplara nazaran iki kat fazla oranda ayrılıkçı veya irredentist talepler ortaya koyduklarını ifade etmişlerdir.8 Aşağıdaki şekilde de görüldüğü üzere doğrusuyla belirtilen ayrılıkçı veya irredentist söylemlerin olasılığı, dış askeri desteğin artışıyla birlikte yükseliş göstermektedir.9 TEKK örneği incelendiğinde, 1970’lerde10 kurulduğu halde 1980’lerden itibaren Hindistan’dan gördüğü yoğun desteğin de etkisiyle Sri Lanka’ya karşı silahlı mücadele verme kapasitesine gelen (ve hatta 1980’lerin sonunda Hindistan’a yenilgi verdirmeaşamasına ulaşan) Örgütün ayrılıkçılık yönündeki taleplerini tırmandırdığı ve geri adım atmadığı görülmektedir.
Şekil-1: 1990’ların Sonu İtibariyle Dış Askeri Yardımların Talepler Üzerindeki Etkisi11
Tamil etnisitesine mensup nüfusun taleplerini savunma ve Sri Lanka Adası’nda ayrı bir devlet kurma amacıyla faaliyet gösteren TEKK’ye Hindistan’dan,
özellikle de ülkenin güneyinde yer alan ve 50 milyon Tamillinin yaşadığı Tamil Nadu bölgesinden12 önemli derecede destek sağlanmıştır.
Aveni’ye göre, herhangi bir organizasyonun toplumun önemli bir kesiminden kabul görmesi organizasyonla toplum arasındaki bağı ortaya koymaktadır.13
Diğer taraftan söz konusu bağın ne şekilde işlerlik kazandığı ve aynı etnik nüfusa sahip diğer ülkeyle ilişkileri nasıl etkilediği soruları önem taşımaktadır.
Nitekim Erin Jenne, Stephan Saideman ve Will Lowe’ın da işaret ettiği üzere, diğer ülkede aynı etniye mensup bir nüfusun yer alması unsuru tek başına,
mobilize olan etnik gruba pazarlık avantajı kazandırmamaktadır.14
TEKK-Hindistan örneğinde bir taraftan Tamil Nadu aracılığıyla etnisite ve duygusal unsurlar üzerinden tanımlanan bir bağ söz konusuyken, diğer
taraftan da rasyonel unsurlar üzerinden şekillenen ve etnik bağların işlerlik kazanmasında etkili olan politik seçimler söz konusu olmuştur.
Politik seçimlerin rasyonalite boyutunu vurgularcasına, kaynak mobilizasyonu yaklaşımında da destek veren dış güçlerin kendi çıkarları doğrultusunda
davrandığı ve bazı durumlarda hareketin amaçlarına yönelik bir taahhüt sergilemedikleri ifade edilmektedir.15
TEKK’nin yaptığı açıklamalarda Hindistan’ın ayrı bir Tamil devleti kurulması ve egemenliğini kazanması amaçlarını desteklemeyerek, bu ülkenin kendi
stratejikçıkarlarını gerçekleştirmek maksadıyla Örgüte destek verdiğini belirtmesi söz konusu hipotezi destekler niteliktedir. Hint yönetiminin bir taraftan Tamil Nadubölgesindeki Tamil nüfusunun oylarını ve desteğini çekmek amacıyla Örgüte destek verdiği, diğer taraftan ise Örgüt davranışlarının
Tamil Nadu’ya örnek olması riskinin önüne geçmeye çalıştığı görülmektedir.
TEKK’nin kurmayı amaçladığı bağımsız Tamil yurdunun kapsamı, Tamil Nadu ile var olan bağlar üzerinden bir risk unsuru yaratmış ve bu konudaki belirsizlik
TEKK- Hindistan ilişkilerinde yansıma göstermiştir. Mobilize olan Tamil topluluklarının seslendirdiği bağımsız Eelam fikrinin Tamil Nadu’yu içerip içermediği Hintli politika yapıcıları açısından soru işaretleri oluşturmuştur.16
Soğuk Savaş sonrası dönemde kaydettiği ciddi büyümenin ve uluslararası alanda gördüğüdesteğin, Örgütün gizli bir gündemi olup olmadığı konusundaki
belirsizliğe katkıda bulunduğu düşünülebilir. İlişkilerde gözlemlenen belirsizliğin ve barındırdığı risk unsurunun ise, söz konusu ilişkiyi güvensiz bir zemine
taşıdığı söylenebilir.
Dolayısıyla, Örgütün kuruluşundan itibaren Hindistan’dan gördüğü desteğin 1990’lardan itibaren mesafeli bir tutuma dönüşmesinin bir nedenini TEKK’nin
amaçlarının taşıdığı belirsizlik teşkil etmektedir.17
TEKK ile Hint Hükümeti’nin arasındaki ilişkinin duygusal unsurlardan ziyade rasyonel mülahazalar çerçevesinde şekillendiği görülmektedir.
Bir bölgesel güç olarak Hindistan TEKK’ye yönelik tutumunu sistemsel unsurların üzerinde etkili olduğu kendi jeopolitik mülahazaları çerçevesinde,
bölgesel güç politikaları kapsamında şekillendirmiştir.18 TEKK’nin de yaklaşımını kendi stratejik mülahazaları doğrultusunda biçimlendirdiği görülmektedir.
Dolayısıyla Hint Hükümeti’nin TEKK’nin amaçlarına yönelik kuşkucu ve mesafeli tavrını bu stratejik ve rasyonel düşünce biçimi çerçevesinde düşünmek
mümkündür. Bu noktadan hareketle, TEKK’nin Hindistan’a yönelik bakışını ve destek ihtiyacını Örgütün karşılaştığı politik ve organizasyonel fırsatlar
açısından değerlendirmek yerindedir.
2. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder