11 Ocak 2019 Cuma

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 35

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 35



4.6. 1948 YILI ARA SEÇİMLERİ

4.6.1. Yeni Seçim Kanunu Çalısmaları,

Çesitli sebeplerden dolayı Meclis’te bosalan milletvekillikleri için 1948 yılında 
bir ara seçim yapılması gerektigi ortaya çıkmıstır. Söz konusu seçimler Ekim ayının ikinci pazar günü gerçeklestirilmistir. Bu seçimler öncesinde DP, seçim kanununun degismesini bir kez daha istemistir. 21 Temmuz 1946 genel seçimleri tecrübesi nedeniyle DP bu konuyla ilgili ısrarcı olmustur. Bu asamada, iktidar partisi, seçim kanununun yeniden düzenlenmesi gerektigini kabul etmistir. Ancak düzenlemenin 1950 yılında yapılacak olan genel seçimler öncesi yapılacagını duyurmustur.939 Demokrat Parti ise bu durumu kabul edilemez bulmustur. Yapılan tartısmalar neticesinde açık oygizli tasnif ilkesi, gizli oy-açık tasnif seklinde degistirilerek 8 Temmuz 1948 tarihinde seçim kanunda degisiklige gidilmistir. Muhalefet bu durumu tek basına yeterli görmemis ve seçimlerin adli teminat altına alınmasını istemistir.940 Demokrat Parti, 
önerisinin yerine getirilmemesi sonucunda seçimlere katılmayacagını duyurmustur. 

4.6.2. Demokrat Parti’nin Seçimleri Boykot Etmesi, 

Aydın Demokratları 1948 yılı ara seçimleri yaklasırken bir beyanname 
yayınlamıstır. Bu beyannamede DP’nin ara seçimlere girmeme nedeni ve yeni seçim kanuna karsı görüsü dile getirilmistir. 

“Aziz Yurttaslar, 

Memlekette DP’nin kurulusu ile baslayan çok partili usulden milli iradenin 
tecellisini ve buradan da devlet idaresinde halk hâkimiyetini dogmasını beklemekteyiz. 
Millet idaresi ancak serbest ve emniyetli bir seçimle tahakkuk edebileceginden DP bütün gayretini bu noktada toplanmıstır. DP, 21 Temmuz seçimlerinde iktidar tarafından vatandasın oy kullanma hakkına yapılan çesitli müdahaleleri ve birçok yerde rey sandıklarına ve mazbatalarına nasıl el uzatıldıgını göz önünde tutarak, milletin arzu ve iradesine uygun bir seçim kanunu çıkartmak için açtıgı mücadeleyi sonuna kadar yürütmeyi basta gelen milli vazife saymıstır. Fakat Büyük Millet Meclisi’nde çogunlugu elinde bulunduran CHP, milletin bütün arzusuna ve çalısmasına ragmen seçim kanununa milli iradeyi saglayacak hükümler koymamakla inat etmis, seçim kanunda yer alan sandık baslarındaki komisyonlara parti temsilcilerini kabul etmemek, tasnif biter bitmez rey pusulularını yakmak gibi hileli yollara basvuran hükümleri degistirmemistir. 

Böylece, CHP tek gayenin her pahasına olursa olsun seçimleri kazanmak ve iktidara sıkı sıkı sarılmak oldugunu bir kez daha ortaya koymustur. Bu durum karsısında Demokrat Parti milli iradeyi tam manasıyla tecellisine mani olan bir seçim kanununu ile seçimlere girmemeyi ve herhangi bir adayı desteklememeyi prensip kararı olarak kabul etmistir. CHP’nin önümüzdeki seçimleri kazanmak için bilhassa köylere giderek hileli yollarla bir takım propagandalar yaptırmakta oldugu görülmektedir. Ezcümle partimiz mensupları ve diger yurttaslara seçimler konusunda çesitli baskılar ve tehditler tatbik edilecegi, seçim günü yurttasların sandık basına zabıta marifetiyle davet edilecegi, bahçelerden insanların göç ettirilecegi, oylarını kullanmayanların isimlerinin Ankara’ya bildirilecegi ve cezaya çarpılacagı tarzındaki sözler, kanun bakımından hiçbir tatbik kabiliyeti olmayan siyasi ürkütmelerden ibarettir. Yurttasların reyini  kullanması veya kullanmaması tamamıyla kendi düsünce ve kanaatine göre taalluk eder. Bir vatandasın reyini kullanmayı zorlayacak kanun hükmü olmadıgı gibi, vatandas üzerinde herhangi bir sekil ve surette zor kullanmaya da kimsenin hakkı ve salahiyeti yoktur. Bu hareketlerin kanun dısı zorlamalar oldugunu bütün yurttasların bilmesi lüzumuna kani olan idare kurulumuz, önümüzdeki ara seçimlerde vatandas hak ve hürriyetinin herhangi baskı ve tehdidin tesirinden uzak kalması ümidiyle bu 
beyannameyi Aydın ili halkına nesretmeyi vazife saydı. Saygılarımızla Demokrat Parti Aydın İdare Kurulu.”941 

Aydın DP İl İdare Kurulu 1948 yılı ara seçimleriyle ilgili beyannameler 
yayımlarken aynı zamanda DP tarafından Aydın’da çok büyük bir miting tertip 
edilecegini duyurmustur. Mitinge özel bir önem veren DP, miting hazırlıklarını Ekim ayı basından itibaren baslamıstır. DP, ara seçimlerin arifesinde yapılacak olan bu mitingin memleket politikasında önemli bir yer teskil edecegine inanıyordu. Bu mitinge DP Genel dare Kurul üyelerinin de katılacagı halka önceden duyurulmustur.942 Miting hazırlıkları büyük bir hızla tamamlanmıstır. DP Genel Baskanı Celal Bayar bu mitinge katılmak için 13 Ekim 1948 tarihinde İzmir’e gelmis, buradan otomobille Aydın’a geçmistir. Mitinge Adnan Menderes ve Refik Koraltan da istirak etmistir. Bu gruba İzmir DP İdare Heyeti’nden Fevzi Lütfi Karaosmanoglu ile Refik Sevket nce de katılmıstır. Mitingin bayramın üçüncü gününe tesadüf eden 15 Ekim 1948 Cuma günü(*), saat 13.00’te Hükümet Meydanı’nda yapılacagı ve mitingde ara seçimler hakkında DP’nin görüsünün bir kez daha dile getirilecegi duyurulmustur.943 DP Aydın İl İdare Kurulu vilayet makamından gerekli izni aldıktan sonra944 miting ilan edildigi tarih ve saatte toplanmıstır. Demokrat zmir gazetesinin bütün ayrıntılarını okuyucusuna aktardıgı miting sırasında elektrikler kesilmis, bu yüzden ses 
sistemi arızalanmıstır. Elektrik kesilmesiyle ilgili DP’liler Aydın Belediye Baskanı’nın bunu kasten yaptıgını düsünmüstür. Konusmalar, bir gurup tarafından gürültü çıkarılarak engellenmeye çalısılmıstır. DP’lilere göre gürültü yapan bu gurup üç-bes kurus parayla tutulmus insanlardır. Yine bu gruptaki bazı kimseler is vaadiyle sehirdeki CHP temsilcileri tarafından kandırılmıstır. Mitinge neredeyse DP’nin tüm kurmayları katılmıstır. Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan, Sevket nce, Fevzi Lütfü Karaosmanoglu, Etem Menderes mitingde birer konusma yapmıstır. Mitingde DP’nin seçimler ve Seçim Kanunu hakkında görüsü ilan edilmistir. Demokrat İzmir gazetesi mitinge yaklasık 35.000 kisinin katıldıgını iddia etmistir. Mitinge İzmir, Mugla, Denizli 
illeriyle bu illere baglı pek çok köy ve ilçeden vatandas katılmıstır. Yine Aydın’a baglı Nazilli, Bozdogan, Yenipazar gibi yerlesim yerlerinden toplam 5.000 kisi mitinge katılmıstır. Miting bandonun çaldıgı stiklal Marsı’yla baslamıstır. Mitinge katılanlar sık sık “hürriyet istiyoruz, refah istiyoruz, milli hâkimiyet ve namuslu seçim istiyoruz” diye haykırmıstır.945 Anadolu gazetesine göre DP’liler Aydın mitingini seçimlere olumsuz etki yapmak ve hükümeti baskı altına almak için düzenlemistir. Aynı gazetenin iddiasına göre, DP yanlısı gazetelerin mitinge 30-40 bin kisinin katıldıgı haberi dogru degildir. Miting bitiminde CHP hoparlörleri “Vatandaslar yalana dolana kulak asma, sandık basına git!” seklinde anonslar yapmıstır. İktidar partisine göre, DP bu mitingle amacına ulasamamıstır. CHP’liler mitingi, DP’nin ihtiras ruhunun bir ifadesi olarak degerlendirmistir. DP program üretmekten daha ziyade lafebeligi yapmaktadır.946 Yine Anadolu gazetesinin iddiasına göre Demokratların Aydın mitingi sırasında Püskülsüz 

(*)Bu tarih ara seçimlerden iki gün öncesidir. 

Ahmet adlı vatandas 10–15 kisi tarafından yerlerde sürüklenmis ve dövülmüstür. 
Magdur kisiye doktorlar uzun süre is göremez raporu vermistir. Söz konusu kisi davacı olmus, DP’lilerin hısmından korktugu için daha sonra davasından vazgeçmistir.947 
Mitingde Celal Bayar, Muhittin Erener, Fikret Basaran, Etem Menderes, Refik 
Koraltan, Fevzi Lütfi Karaosmanoglu birer konusma yapmıslardır. Celal Bayar 
konusmasında su konular üzerinde durmustur: “Birbirini yalanlayan perakende ve perisan kararlarla saadet yoluna girilemez. Umumi seçimlerin de tam bir emniyet içinde biran evvel icrasını istemekteyiz. Memleketin öncelikli davası emniyetli seçimi gerçeklestirmektir. Milli iradenin hâkim olmasıyla diger bütün meseleler hal yoluna girecektir. 21 Temmuz faciasını tüm yurtta oldugu gibi özellikle Aydın’da tüm siddetiyle gördük. Resmi makam sahipleri politikacılarla birleserek milli iradeyi hiçe sayan hiçbir hareketten çekinmemislerdir. 21 Temmuz faciasını meclis kürsüsünden haykırdıgımız zaman hiçbir kimse bunların tevkifi gerekir deme cesaretini gösterememistir. DP seçim emniyeti üzerinde ısrarla duruyor, çünkü seçim milli hâkimiyetin temelidir. Böyle hayati bir konuda asla pazarlıga girismeyecegiz. Eldeki seçim kanunu Türk milletinin ana 
haklarını koruyan bir kanun seklinde çıkacaga yere iktidar partisinin hodkâmlıgının bir vesikası olarak çıkmıstır. Böyle bir kanunla ara seçimlere girmeme azmindeyiz. Bu pazar sizler için bir imtihan günü olacaktır. Seçim kanununu asla kabul etmediginizi, 21 Temmuz faciasının tekrarını asla izin vermeyeceginizi, iktidarın hodkâm zihniyetinin degistigine inanmadıgınızı seçim sandıklarının basına gitmemekle bütün yurda ve dünyaya ilan etmis olacaksınız. Türk milleti kendi mukadderatını kendi eline almaya layık bir millettir. Böyle oldugu halde memleketi bizden daha iyi idare edecek kimse yoktur iddiasıyla bir zümrenin ısrar ve temerrütle devam etmesi cidden hazindir. Bu iddia kendilerinin münevver, milletin ise cahil oldugu esasına dayanır. Zaten memleketi münevverler idare etmelidir derlerken kendilerini kastetmektedirler. Öyleyse kendilerinin münevver, memleketi idare etmeye ehil oldukları hükmünü kim verecektir. 

Buna bir kisi hüküm verirse bu istibdattır. Eger bir parti ya da gurup bununla ilgili hükmü verirse kendi görüsleri dogrultusunda karar vereceklerdir. stibdat ve tahakkümden kaçınmak için hükmün milletin vermesi lazımdır. Bize memleket meseleleriyle ilgili yol göstermedigimizden söz edenler bize iftira etmektedir. Bunlar meclis tutanaklarına baktıklarında iktisadi, zirai, ticari ıstıraplarımız ve dertlerimiz üzerine düsüncelerimizi çok vazıh bir sekilde ortaya koydugumuzu göreceklerdir. DP içinde bulundugumuz harici agır sartlar altında muhalefet vazifesini büyük bir vatanperverlik ve feragatle oldugu kadar vukuf ve ehliyetle yerine getirmektedir. Ne istiyorlar, bizden proje, teferruatlı program mı istiyorlar, baksınlar vekâletlerin mahzenlerine. Orada ecnebi uzmanların hazırladıgı onlarca rapor ve proje göreceklerdir. Sadece raporlar ve projeler ise yarasaydı bu memleketin simdi birçok ıstırabından kurtulması gerekirdi. Hasan Saka hükümetinin hayatı ucuzlatma projesi vardı. Ne oldu? Rapor, tenkit, proje baskadır tatbik baskadır.” 

Muhittin Erener: “Seçime katılımın düsük olacagından endiselen iktidar partisi, 
muharrirleri aracılıgıyla partimize karsı bir karalama kampanyası baslatmıstır. Seçim mevzuu bu memleketin en hayati davasıdır. Bu mevzuda partimiz hiçbir laubalilige, ihmale ve oyuna tahammül gösteremez. Seçim emniyetini saglayacak kanun getirilmemesine karsı bu seçime katılmıyoruz. DP’nin katılmadıgı seçimlere tek basına giren iktidar partisi memleketteki itibarını acı bir sekilde görecektir. Bunu bilen iktidar partisi onun içinde meczupça davranmakta dır. Vatandas olarak seçimlerin cereyan seklini kontrol edecegiz. Karsı taraf eger bilinen marifetlerini kullanarak seçime katılma nispetini yüksek göstermeye kalkarsa onu kendi vicdanının cenderesinde ezilmis bir hale düsürecegiz. Bir parti, vatandastan oy isteyebilmesi için geçmisteki parlak icraatlarına veya gelecek için kendisine baglanan ümitlere dayanabilir. İktidar partisi, anayasa ve millet haklarının üzerine oturmak ve iktidarı sahıslar için bir nimet haline  getirmek kabahatlerinden baska ne yapmıstır. Her sene birkaç yüz milyon artan bütçeler ve canavar gibi halkı kasıp kavuran hayat pahalılıgı bu iktidarın liyakat ve kabiliyetini göstermege kâfidir. İçerisindeki malum zihniyet ve insan malzemesiyle istikbal için bu partiye ne kadar ümit baglayabiliriz. Simdi ktidar partisinin iktidarını muhafaza hususunda her zaman dile getirdigi milli birlik mevzuuna temas edecegim. Dünya suanda tehlikeli ve zor bir dönemden geçmektedir. Milletimizin tam birlik halinde bulunması ve bu birliktelikle dogacak olan kudret ve kuvvetle acele kalkınması bekamızın baslıca sartını teskil eder. Ancak bu milli birlik, millet iradesine tam dayanan iktidarın sevk ve idaresiyle saglayabilir.”

Fikret Basaran (DP Nazilli İlçe Baskanı): “Tarihini kanıyla yazan, büyük milli 
inkılâplarını yine kan ve can vererek hazırlayan ve dünya çapında mertligin, 
kahramanlıgın sembolü olan Türk milletinden insan hak ve hürriyetlerini esirgeyen iktidar partisi tarih karsısında mesuldür. 

Millet çogunlugu iktidara karsı üç yıldan beri, yeter artık! 25 yıldır tecrübe edildin, isledigin hatalardan vicdan azabı bile duymadıgına bu millet sahit oldu. Artık sana güvenimiz kalmadı. 

Artık hamleci, basarılı, dinamik, enerjik, ileri görüslü bir iktidarın hasretini çekiyoruz. Sana yakısan en serefli hareket derhal çekilmek, yerini millete ve onun iradesine bırakmaktır tavsiyesinde bulunuyor. Bu milletin çelik iradesi karsısında granit setlerin yıkılacagına, siyasi hakları çemberleyen zincirlerin kırılacagına hala inanmayanlar, milli vicdanın sesini duymak istemeyenler, gaflet uykusundan uyanarak su millet toplulugunun dehset saçan manası karsısında irkilmeli ve korkmalıdırlar. htiyar iktidar, titrek dizlerinin üstünde, çok agır bir yükün altında bocalamaktadır. Tedrici çökmek üzere oldugunun bile farkına varmadan hala milli heyecan ve istekler karsısında lakayt bulunuyor. İktidar zihniyetinde zerre kadar degisiklik yapmamıstır. Bir taraftan memleket ucuzluga kavusturulacak, vergiler hafifletilecek teraneleri yükseliyor. Diger yandan vergiler artıyor, gıda maddelerinin fiyatları fahis oluyor. Bugün memleket ve millet idaresinde bir beceriksizlik, iktidarsızlık, iktidara karsı bir hosnutsuzluk varsa bunun sebebini seçim emniyetsizliginde aramak lazımdır.” 

Etem Menderes: “DP, bütün çalısmalarını kanununa dayanarak yapmaktadır. 
Bu mitingi de 40 sene evvel Mesrutiyet devrinin hürriyetperver zihniyetinin bıraktıgı kanuna dayanarak yapmaktayız. Ancak kanuni haklarımızı engellemek isteyenler var. 
Onlar, bu toplantıları engellemek için çesitli tertiplere basvurmaktadırlar.” 
Refik Koraltan: “Ulus gazetesinde yer alan DP’liler için sarı çizmeliler, cahiller 
seklindeki söylem, bu millete yapılmıs büyük bir hakarettir. Yine gazetede seçimlerde iktidar partisi yanlısı tutum sergileyen idarecilere zaferin mübarek olsun denmektedir. 

Bu milletin siyasi tarihindeki sekavettin adına zafer mi denecek? Hakikat sudur ki gerek iç durum gerek dünyanın içinde bulundugu sartlar bakımından içinde bulundugumuz tehlikelerden kurtulmak için gidilecek tek bir yol kalmıstır. O da milletin rey ve iradesine dayanan ve milletin çogunlugu tarafından istenilen ve tutulan bir iktidarın kurulmasıdır.” 

Fevzi Lütfü Karaosmanoglu: “Bu Pazar Türkiye’nin 13 vilayetinde bir oyun var. 
Belki de 21 Temmuz faciasının baska bir perdesi açılmıs olacak.” diyerek DP’nin 
girmedigi bu seçimlerin sonuçlarının Türk demokrasisini tahrip edecegini 
belirtmislerdir. DP’liler özetle bu mitingde “ seçimlerin yargı gözetiminde yapılmasını, parti temsilcilerinin seçim komisyonlarında yer almalarını, oy pusulalarının seçimden hemen sonra yakılmayıp bir müddet muhafaza edilmesini” istemislerdir. 

Mitingin yapıldıgı tarihte Ticaret Bakanı Cemil Sait Barlas Aydın ilini ziyaret 
etmistir. Bakan Aydın Halkevi’nde çogu talebelerden olusan 80 kisilik topluluga 
konusurken dısarıdan Celal Bayar’ın geçisi sırasında Bayar’a yapılan alkıslarla sözü sık sık kesilmistir. Bakan burada halkın dertlerini dinlemis ve bunları not etmistir. Artırılan vergileri müdafaa etmis ve 120 bin memurun isten çıkarılmasının ülke ekonomisinin selameti için gerekebilecegini söylemistir.948 

Aydın mitinginden sonra Celal Bayar ve beraberindeki heyet Denizli’ye gitmek 
için hareket etmistir. Heyet yol üzerindeki Nazilli ilçesine de ugramıstır.949 Bunun üzerine Nazillili DP’liler hoparlörlü bir aracı kent sokaklarında dolastırarak miting yapacaklarını duyurmustur. DP binası önünde böylece izin alınmadan bir toplantı düzenlenmistir. Celal Bayar’ın konusması hoparlörle yayımlanmıstır. Bu arada 200 
metre uzaklıkta Halkevi hoparlörü de Ankara radyo nesriyatını yayımlamıstır. DP’liler buna kızmıs, Polis merkezine giderek yayının durdurulmasını istemislerdi. Polis bir girisimde bulunmayınca Halkevi’ne gidilmis, burada Halkevi Baskanı Rıfat Tuncer’le konusulmustur. Bunun üzerine radyo yayını kesilmistir. Ancak çeyrek saat geçmeden radyo yayını tekrar baslamıstır. Refik Koraltan sinirlenerek “Bu ne haddini bilmezlik, bu ne saygısızlık, burada Celal Bayar konusuyor, baska zaman yayın yapabilirler.” demistir. Sevki Hasırcı yanına 10–15 kisi alarak Halkevi’ne gitmis, burada çıkan arbedede halkevinin camları kırılmıstır. Anadolu gazetesinin iddiasına göre DP’li gurup Halkevi’nin kapısını kırıp hoparlör ve radyonun kabloları kopartmıstır. Küfürler savurarak orada bulunan iki kisiyi de dövmüstür. Bekçi vukuatı silah çekerek durdurabilmistir. Dayak yiyenlere doktor 10 gün is yapamaz raporu vermistir. Daha sonra olaya karısanlar mahkemeye sevk edilmistir. Sevki Hasırcı, Celal Bayar’la Denizli’ye gittiginden mahkeme bu kisinin zor kullanılarak mahkemeye getirilmesine karar vermistir.950 Sevki Hasırcı ve diger kisiler aleyhinde Nazilli’de dava açılmıstır. 

Mahkeme, CHP binasına zarar verdikleri ve orada bulunan Mahmut Kırpar ve Fahri Türksoy’u darp ve tahkir ettikleri iddiasıyla yargılanan Nazilli DP İlçe Baskanı Sevki Hasırcı ve arkadaslarının suçlarını sabit görerek Sevki Hasırcı’nın otuz sekiz gün hapis, magdurların her birine otuzar lira tazminat ödeme cezasına çarptırmıstır. Mahkeme sanıklardan Sabri Becerik ve Ali Aksoy’un üçer gün hapsine karar vermistir. Diger sanıklar ise berat etmistir.951 

BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

939 Demokrat İzmir, 9 Agustos 1948. 
940 Rıfkı Salim Burçak, age., s.161. 
941 Demokrat İzmir, 9 Ekim 1948. 
942 Demokrat İzmir, 07 Ekim 1948. 
943 Demokrat İzmir, 10 Ekim 1948. İzmir, Manisa, Balıkesir ve Mugla’dan yapılacak olan bu mitinge kafileler halinde katılımcı beklenmistir. 
944 Demokrat İzmir, 8 Ekim 1948. 
945 Demokrat İzmir, 17 Ekim 1948. 
946 Anadolu, 17 Ekim 1948. 
947 Anadolu, 18 Ekim 1948. 
948 Demokrat İzmir, 17 Ekim 1948. 
949 Anadolu, 17 Ekim 1948. 
950 Anadolu, 18 Ekim 1948. Demokrat İzmir, 18 Ekim 1948. 
951 Anadolu, 27 Ekim 1948. 


36 CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder