17 Ekim 2018 Çarşamba

AĞRI İSYANLARI 1926 – 1930 BÖLÜM 7

AĞRI İSYANLARI  1926 – 1930 BÖLÜM 7



D)  İKİNCİ  ASKERİ HAREKÂT ( 15–17 HAZİRAN 1926)

Başarısız olan birinci askeri harekât sonunda, daha kesin sonuç elde etmek amacıyla yeni planlar hazırlanması ve icra edilmesi gerektigi ortaya çıktı.
3 ncü Ordu Komutanlıgı tarafından hazırlanan yeni plan, 13 Haziran 1926’da Genelkurmay’a onaya sunuldu. 

   Harekâta; 17 nci Alayın daha önce basarısız olan 1 nci ve 2 nci Taburları da katılacaklardı.66 Planlı bir sekilde Agrı ayaklanmasının bastırılmasına yönelik askeri harekâta 16 Haziran 1926’da baslanacaktı. 

Harekât su sekilde planladı:

5 Piyade taburu ve bir bataryadan olusan büyükçe bir kısım iki kolla baskın tarzında Gevgeve (Küçük Agrı Batısı) istikametine ilerleyeceklerdi. Aynı zamanda Kolordu Süvari Alayı, Bayezıd Hudut Bölügü ve mahalli Jandarmalar da gece yürüyüsü ile Hallaç bölgesinde toplanarak kuzeye dogru gösteris hareketi yapacaklardı. Dogu yanı da emniyete alacaklardı.

Tümenin Komutanı, emrindeki 17 nci Alayın 2 nci Taburu ile Bayazıt’taki topçudan bir top almak üzere, 11 Haziran 1926’da Igdır’da bulunacaktı. Buradaki Hudut kıtalarını da emrine alarak 13 Haziran’ı istirahatla geçirecekti. Ve 14 Haziran’da Tazekent bölgesine 15 Haziran’da Ahuri bölgesine gidecekti. Bu birlikler, 16 Haziran’da büyük kısmın harekâtı ile aynı zamandabaslamak üzere Serdarbulak bölgesine karsı gösteris harekâtı yapacaklardı. Bu müfreze aynı zamanda İran’a karsı olan yanı da örtmek ve güvenlik temin etmek sureti ile İran asiretlerinin harekâta katılmalarına mani olacaktı. Uçaklar da taarruz günü harekât katıldılar. Harekâttan bir gün önce 14 Haziran 1926’dan itibaren kesif maksadı ile Bayazıt bölgesinde uçacaklardı.67

Bu planda Tazekent bölgesine ikinci bir aldatmaca harekâtı öngörüldügü anlasılmaktadır.68 Tamamen isyancıları yanıltmaya dayalı bu planla isyancıların esas planı anlamaları engellenecekti. Birliklerin Kuzeye hareketlendigini zanneden isyancılar esas kuvvetleri fark edemeyecekler, kuzeye hareketlenen birlikler ise esas kuvvetlerin yan emniyetini de sağlayacaklardı.

1. Harekâtın İcrası.
2 nci Askeri harekâtın yapılabilmesi için öncelikle asiler hakkında istihbarat bilgileri elde edildi. 

İran’dan desteğe gelebilecek olan aşiretlerin Serdarbulak yakınında bulundugu bilgisine ulasıldı. Bu aşiretler Türkiye tarafına geçmeden isyancıların üzerine gidilecek şekilde harekât planlandı.

Alınan bilgilere göre asilerin mevcudu toplam 1150 kisiydi.69 Asilerin bu dagılımı bölgeye yaklasacak olan askeri kuvvetleri kontrol edebilecek, kritik arazi arızalarını kapsamaktaydı. İsyancıların bölgedeki dagılımları söyle idi:

200 kisilik bir grup Poti ve Demirkapı bölgesinde;
100 kisilik bir grup Serdarbulak bölgesinde;
50 kisilik bir grup Bulakbası bölgesinde;
400 kisilik bir grup Küçük Agrı Dagı bölgesinde;
400 kisilik bir grup Dere dogusunda.70

9 ncu Tümen’in icra edecegi harekât bu bilgiler çerçevesinde ayrıntılı olarak planlandı. Planlama yapılırken birinci harekâtta yapılan hataların tekrar edilmemesine özen gösterildi. Plana sadık kalınmaya çalısılarak harekâta baslandı.

Planlandıgı gibi Tümenin büyük kısmı 15 Haziran 1926 saat 09.00’da Zengezor dogusunda hareket ederek Sıhlı, Celal, Çevirme üzerinden sessizce Agrı Dagı’nın karlı etekleri dogrultusunda ilerledi. 16 Haziran 1926 sabahı, saat 05.15’de 2415 rakımlı tepenin takriben 4– 4,5 km güneyindeki kayalık bölgede bulunan ve gözetlemeyle görevlendirilmis 20–25 kisilik asi Tümenin yürüyüs koluna yandan atese basladı. Buna karsı sag yan korunmak suretiyle yürüyüs kolu, Agrı Dagı’nın asilerin hâkimiyetinde olan mevkilerini isgal etmek üzere ara vermeden yürüyüse devam etti.71 Eskıyalar ise zaman kazanmak amacıyla tepeciler vasıtası ile birligi yan atesine tuttular.72 

Ancak bu kez Türk ordusu ilerleme istikametine göre sag yanında bulunan eskıyalara karsı yan emniyetlerini saglayarak harekâta devam etmekteydi. Artık zamana karsı yarıs çok önemliydi. Bu küçük grupla oyalanmadan hızla hareket edilmesinin amacı İran’dan gelmesi muhtemel bir destege engel olmaktı. Serdarbulak civarında bulundugu önceden haber alınan Kızılbas asireti gelmeden Büyük Agrı’nın güneydogu eteklerindeki 1852 rakımlı tepe isgal edilmeliydi. Amaç, Igdır müfrezesiyle irtibatı saglamak ve buradan asi kuvvetlerin üzerine ve gerilerine atılmaktı.73

Bu bölge, isgal edilmekle asilerin bulundugu kayalık kısımlara tamamen hâkim olundu. Bu hâkim noktaların isgali ve topçu bataryasının yüksekten atesi asilerin moraline önemli surette etki yaptı. Asilerin elinde olan yerlerden gelen ates ise etkisizdi. Asilerin, kesin savunmadan vazgeçerek çekilmekte olan sürülerini ve esyalarını himaye için vakit kazanmak maksadını güttükleri anlasılmıstı.74

Pek hafif ates karsısında arızalı ve kayalık araziyi tarayarak ilerleyen 28 nci Alay, 16 Haziran 1926 aksama dogru Agrı Dagı’nın zirvesinden güneye dogru uzanan 2415 rakımlı tepenin 9 km. güneyinde bulunan Yesiltepe’yi isgal etmisti. 17 Haziran sabahından itibaren 34 ncü Alay da75 bulundugu bölgeden güneye dogru olan kısımları tarayarak Yesiltepe’ye geldi.

Tümenin büyük kısmı buradan muhtelif kollarla Yesiltepe’nin 6 km. kadar güneydogusundaki Seyh Mirza köyü ile Demirkapı, Türkmen ve Çiftlik istikametlerini tarayarak 17 

Haziran 1926 da topluca Çiftlik’te76 ikamet etti.77

Küçük Agrı Dagı’nın hemen güneyinden geçen yol Tugay Müfrezesinin kontrolü altına alındı. Asiler çekilmelerini temin için bu yoldan geçmek zorundaydılar. Bu yüzden 16/17 Haziran gecesi yolu açmak için girisimde bulundular. Bu girisim onlara mevzi üstünlük sagladıysa da kaçmalarına yetmedi. Süvari alayının bir anlık zafiyeti, asilerin Yukarı Demirkapı civarında İran'a dogru kaçmalarını saglayacaktı.

Harekât basladıgında umuldugu kadar fazla sayıda isyancı ile temas saglanamadı.78 İsyancılarla temas çok zor sartlarda sürdürülüyordu. 1000 metre mesafeden ve 12 lik kuvvetli dürbünlerle en küçük birliklerimizi bile görmek mümkün olmayan arazide asilerin mevzilerini tespit etmek çok zordu. Ancak gelen tüfek atesleri ile yerleri belirlenebiliyordu.79 Bu atesler de hiçbir zaman 100, hatta 50 tüfeğe bile çıkmamıştı.80 

Bu tür harekâtlarda karsı taraftan açılan az ama etkili ateslerin bir anlamı vardır ki o da, askeri birligin hareketlerini kısıtlayarak zaman kazanmaktır.  İsyancıların buradaki amaçları da aynıydı. Zaman kazanarak hem kendileri kaçmak hem de mallarını kaçırmak amacı güttüler. 

Yükseklere bıraktıkları tepecilerin açtıgı atesin perdesinde bölgeyi terk ederek Agrı’dan İran sınırına geçmeyi hedefliyorlardı.
Taarruz sırasında bu kadar az silahla karsılasılmıs olunması sonucu denilebilir ki; Agrı dagında direnen asi kuvvetleri, pek zayıf ve belki de yalnız Bro Heski Tello 
avenesinden olusmaktaydı. 
Çünkü asilerin Bro Heski Tello grubu dısındaki büyük çogunlugu İran’a kaçmayı hedefliyorlardı. Ayrıca İran asiretlerinin büyük kısmı bu bölgeden uzakta ve İran dâhilinde kaldılar. Bu asiretler bölgede yapılan büyük çaplı askeri harekât karsısında çatısmaya girmekten kaçındılar. Askeri harekâtta inisiyatifin kıtalarımız tarafından elde edilmiş bulunması asilerin moralini fena halde sarsmıs ve kurtulusu kaçmakta bulmuslardı.

Tüm bu etkili hareketlere ragmen, isyancıların İran’a geçislerine engel olunamadı.

Harekât Planı, Süvari Alayı’nın görevini aksatması nedeni ile tam olarak gerçeklestirilemedi. Harekâtta görevli Süvari Alayının Yukarı Demirkapı bölgesini (Küçük Agrı’nın kuzeyi) kapatamaması, isyancıların amaçlarına ulasmasını sagladı.81

İsyancıların kaçmalarında Süvari Alayı’nın ki kadar olmasa da, arazinin de payı oldu. Türk ordusu birinci harekâta göre belki daha ayrıntılı planlama yaparak ve daha hazırlıklı olarak harekâtı gerçeklestirmisti. Ancak yine de arazinin bol arızalı yapısı, isyancılara avantaj sagladı. Zira isyancılar bulundukları noktalardan yaptıkları gözetleme ile bölgenin tamamına hâkimdiler. Ordunun harekâta gece baslamaması ise isyancıların yapılan her hareketi görmelerini sagladı. Böyle bir durumda arazinin dezavantajı, geceden kritik arazi arızaları ele geçirilerek avantaja çevrilebilir. Ancak ordunun imkânları ile malzeme ve teçhizatı göz önüne alındıgında bu harekâtın o günkü sartlarda gerçeklestirilmesi de neredeyse olanaksızdı. Ayrıca arazinin yapısı gündüz oldugu gibi gece yapılacak harekâtları kısıtlıyordu.

İran'da ve sınırımızda bulunan asiretlerin İran ve Türkiye'ye karsı kendilerini savunmak için birlestikleri yönünde bazı rivayetler çıktıysa da, gizlice ve süratle yapılan askeri harekât sonucunda böyle bir olanak bırakılmadı. Bro Heski Tello avenesinin bu anî durum karsısında yalnız kalarak kesin mukavemetten kaçındıgı anlasılmıs oldu.
Daha sonraki yıllarda İran sınır güvenliginde zafiyet gösterince isyanların bastırılması için Türk ordusunun zaman zaman ihtiyatlı bölgeye girdi. Ancak İran derinliklerinde isyancılara karsı bir harekât yapmadı. Basında da bunun aksine haberler çıktı: ”…Müfrezelerimiz hudut üzerinde ve topraklarımızdadır. Askerlerimizin hudutlarımızın ilerilerindeki harekâtı hakkında hususi membalara matuf nesriyatın hakikata muvafık olmadıgı anlasılıyor…” 82

2. Harekâtın Sonuçları

Baslangıçta, harekâtın basarısı büyük oranda halen İran da bulunan asiretlerin Agrı Dagı’na geçmemelerine ve isyancıların da İran’a kaçmamalarına baglıydı. Bu nedenle İran hükümetince de hudut üzerinde lüzumlu tedbirlerin alınması gerekliydi. Zira bu asiretlerin, isyancıların kaçıslarını perdelemeleri muhtemeldi. İran hükümeti de sınırlarını sıkı kontrol ettigi  takdirde Bro Heski Tello’ya yardımlar kesilecek ve ortada endise edilecek bir durum kalmayacaktı. Ancak harekât öncesi isyancılara İran’dan destek gelemediyse de, İran’a kaçıslarına da engel olunamadı. Türkiye, İran ile halen ortak bir tavır içerisine girememisti. O halde artık siyasi girisimlerde bulunmanın zamanının geldigi anlasılıyordu. İsyancılar geçici olarak bölgeyi terk ettiler. Ama kalıcı basarı hala saglanamamıstı. İsyanlar ve olaylar aynı bölgede daha sonraki zamanlarda da devam edecekti.
 İsyancılara karsı kesin bir basarı sağlanamaması, yabancı devletlerin isyana olan ilgisini arttırdı. Ermenistan ve _ngiltere bu devletlerin basında geldi. Suriye ve İran ise Türkiye yanlısı bir tutum sergilemediler. Bu durum ise genç Türk devletinin dıs siyaset çizgisinin belirginlesmesini sagladı. Özellikle İran ve Sovyetler Birligi ile ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve farklı tedbirlerin alınması ihtiyacı ortaya çıktı.

 İsyancıların faaliyetlerinin daimi olarak sonlandırılamaması yeni bir adın gündeme gelmesini de sağlayacaktı. Harekât sonunda kesin basarı elde edilememesi ayrılıkçı Kürtlerin örgütlenme için çalışmaya baslamasına neden oldu. Bu “Hoybun” örgütü idi. Örgüt, kurulumunu tamamladıktan sonra isyanların sayısında ciddi bir artış meydana geldi. Hoybun isyanların planlayıcısı ve maddi destekçisi olarak isyanı üstlendi.
Bu arada isyancılara yurt içinden de katılan bazı asiretler oldu. Bu katılımlarla isyancılar yeni bir güç olusturdular. Bro Heski Tello idaresindeki isyancı güçler Sipkanlı, Hayderenli, Milanlı, Hasanlı, Zerkanlı, Cibranlı ve Mokorlu aşiretlerinden oluşturulmuştu.

Bundan sonra devreye Hoybun’un talimatı ile İhsan Nuri girecekti. Artık bütün isyan kuvvetlerini sevk ve idaresi, Yüzbaşı İhsan Nuri ile Ermeni Zilan’da idi.83

 İsyanın kesin olarak sonuçlandırılamaması sonunda, TBMM tarafından isyan bölgesinde ilan edilen “İdare-i Örfiye”84 nin bir yıl daha uzatılması görüsüldü ve 22 Kasım 1926 tarihinde karara bağlandı. Bu teklif bizzat Başvekil İsmet Bey tarafından gündeme getirildi ve yapılan oylamanın sonunda tereddütsüz kabul edildi. 23 Kasım 1926 tarihinden itibaren de yürürlüğe girdi.85 Kanunun bir yıl uzatılması teklifi kabul edilmişti, ama olayların daha da gelişmesi üzerine 1927’de tekrar uzatılacak ve Mart 1929 ‘a kadar yürürlükten kalkmayacaktı.86


8 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder