17 Ekim 2018 Çarşamba

AĞRI İSYANLARI 1926 – 1930 BÖLÜM 15

AĞRI İSYANLARI  1926 – 1930 BÖLÜM 15


D)  İSYANIN BASTIRILMASI

Artık isyanın sona erdirilmesi için hiç bir engel kalmamıstı. Tüm planlar yapıldıktan ve hazırlıklar tamamlandıktan sonra üçüncü Agrı harekâtı 7–14 Eylül tarihleri arasında yapıldı. Yapılan son harekâtın süresine bakıldıgında harekât için fazla bir zaman harcanmadıgı görülmektedir. Oysa bu tür bir harekât için ayrıntılı bir planlama ve bu planlamaya uygun olarak eksiksiz bir hazırlık dönemi gereklidir. Bu durumda gerekli planlama ve hazırlıkların daha önceden basladıgı sonucu çıkmaktadır. Bu cümleden olarak İran ile anlaşmanın da daha öncesinde beklendigi ortadadır. Zira ran sınırı kapatılmadan yapılacak hiçbir harekâtın basarılı olamayacagı o tarihe kadar isyanın sonuçlandırılamamasından da ispatlanmıştı. İran ile sorunlar da henüz çözülmüştü.

1. İsyancıların Yasadıkları Sıkıntılar. ;

İsyanın son döneminde isyanı canlı tutmak için pek çok yol denendi. İsyancılar isyanı yaymak için sembolik bir bez parçasını bayrak diyerek ortaya çıkardılar. İsyancıların bayragı günümüzde de kullanıldıgı sekliyle üstte kırmızı, altta yesil ve orta da sarı renkte ısık saçan günes biçiminde ilk defa Agrı syanı sırasında kullanıldı. Bu sırada  bayragın açıldıgı köyde halkın büyük bir bölümü Türkçe konusuyordu.434 Öyle ki bu bayragı astıkları yerin adını bile, İhsan Nuri Kürtçe bir isimle degistirdi.

“Kurdava düsmana en yakın köy idi… Kürt bagımsızlık bayragı bu köyde dalgalanıyordu. Daha önce Türkmen olan bu köyün ismini ben degistirmis tim…”435
Anılan köyde çogunluk Türkçe konusurken bayragı burada açmanın altında yatan sebep güçlerini göstermek, yöre halkını daha da etkileyerek desteklerini saglamaktı. Ancak bir türlü halkın çogunlugunun destegini saglayamamaları sorunlarından biri oldu. syancılar yöre halkını tutmayı basaramadılar. Halkı ellerinde tutmanın iki yolu vardı. 

Bunlardan İlki; isyanın halka ne vereceğinin bir gaye olarak gösterilmesiydi. İkincisi ise; o gaye ugruna halkı teşkilatlandırmaktı.436

Agrı isyanı sırasında en önemli sorunlardan bir digeri de yiyecek ve su kıtlıgıydı.437 Su sıkıntısının sebebi belliydi. Ancak burada üzerinde durulmayan husus neden yiyecek sıkıntısı çekildigiydi. Zira isyancılar sözde yöre insanları adına savas vermekteydiler. Ancak yöre halkı onlara bekledikleri destegi bir türlü sağlamadı. Bu arada yörede boşalan köylerden de artık destek alamıyorlardı.
Ayrıca isyana katılanların kendileri ile beraber taşıdıkları ailelerini de doyurma zorunluluğu vardı. Dolayısı ile isyancıların yasadıgı yiyecek sıkıntısı daha da artmaktaydı.
Açlıkla mücadele neredeyse birinci öncelikli duruma gelmisti.438

İsyanın idaresini üstlenen Hoybun Örgütü’nün merkezinin isyan bölgesine uzak olması da ayrı bir sıkıntıydı. Bu durum örgütün isyana müdahalesini zorlastırdı. Yine Türkiye’nin İran’a karsı yaptığı siyasi manevralara karsı örgüt pasif kaldı. Denilebilir ki artık isyancıların örgüte, örgütün de isyancılara inancı zayıflamaya baslamıştı.
İran sınırının kapatılması da isyancılara gelen her türlü destegin kesilmesini sagladı. Kendi vatanına sırtını dönerek, ordusuna kursun sıkanlar artık tek baslarına kalmışlardı.

2. Yasanan Son Çarpısmalar. ;

İsyan sona erene kadar Türk ordusu, kendi alabildigi tedbirlerle sınırı kapatabildigi her an isyancıların üzerine harekât yaptı. Ordu, tedbirleri alarak yaptıgı bu operasyonlarda kısmi basarılar sagladı. İsyancılar ise çaresizlik içinde her yolu denediler. Ordunun baskısını azaltmak amacıyla farklı bölgelere baskın yapmak istediler.
Devlet, Zeylan olayları ile ugrasmaya devam ederken bir yandan da Agrı isyanının etkisini azaltmak için tedbirler almaya devam etti. Agrı Dagı eteklerinde bulunan köyler tamamen bosaltılmıs, isyancıların lojistik ihtiyaçlarını karsılamaları engellenmisti. Köylerde oturan halk zor durumda bırakılmamıs Ercis’e sevk edilmis ve orada iskân edilmislerdi.439 Burada amaç kesinlikle halkı cezalandırmak degildi. syancıların faaliyet gösterdikleri bölgeyi bosaltarak onları ele geçirmeyi kolaylastırmaktı.
Yapılan etkili harekâtı durdurabilmek veya yavaslatabilmek amacıyla Hoybun da Suriye – Türkiye sınırında ve yakın bölgelerde olaylar çıkması için örgütlendirdigi eskıyaları sınırdan içeri soktu. Bunların bir kısmı Mardin ve Midyat bölgesinde, bir kısmı da Suruç Ovası’nda Askerleri üzerlerine çekmeye çalıstılar.440 Bu arada farklı bölgelerde kurulan çeteler de ortamı degerlendirmek maksadıyla teskilatlanarak olaylar çıkardılar. Amaç bölgede olusan otorite boslugundan da istifade ile eskıyalık ve soygunculuk yapmaktı. Ayrıca askeri baska bölgelere de kanalize etmeyi hedefliyorlardı. Bu eskıyaların faaliyet gösterdikleri baslıca bölgeler: Melato Dagı’nda Abdurrahman Aga ile Eliye Yunıs komutasındaki çeteler. Bu çeteler Siirt’teki 2 nci Tümenin dikkatini üzerlerine çekmeye çalıstılar. Cizre bölgesinde ise Garısan Asiretinden çeteciler faaliyet gösteriyorlardı. Lice kuzeyinde Zaza Mıstan Asiretinden çeteler bulunuyorlardı.

Hani ve Diyarbakır arasında Perika Aşiretinden Mehmet Peri ve İbo komutasındaki çeteler faaliyet gösterdiler.441

3. Son Askeri Harekât (7–14 Eylül 1930). ;

Agrı bölgesinde yasanan isyanın, dıs güçler tarafından “bagımsızlık” vaadi ile çıkarıldıgını basın sık sık yazdı.
“…Bazı ecnebilerin merkezi Bayazıt olmak üzere Van havalisinde bir Kürt Hükümeti tesis ederek bütün Kürtlere istiklal verilecegini ilan ettikleri ve bu suretle Sark kıyamını hazırladıkları teeyyüt etmistir.”442
Ancak yapılan siyasi manevralarla dıs destek de azalmıstı. Ayaklanmanın artık sona erdirilmesi için sartlar olgunlasmıstı ve yapılacak harekâtın zamanlaması çok önemliydi. Bu durum karsısında son askeri harekâttan önce bazı asiret liderlerinde tedirginlikler oldu. Nitekim Cemil Pasazadeler harekât öncesi tedirginlik yasayarak  Halep’e firar ettiler ve Fransa’ya sıgındılar.443
28 Aralık 1929’da Bakanlar Kurulunun Cumhurbaskanı Atatürk’ün baskanlıgında ve Genelkurmay Baskanı Maresal Fevzi (Çakmak) ile 1 nci Genel müfettis İbrahim Tali Bey’in de hazır bulundukları bir toplantıda, 1930 senesi Haziran’ında harekâtın yapılması planlandı.444
Gerçekte isyancılara yönelik harekât neredeyse planlandıgı zamanda basladı. Ama bölge planlanan bölge degildi. Zira Zeylan’da bir ayaklanma baslamıstı. Evvela bu bölgenin kontrol altına alınması gerekiyordu. Zeylan syanı, Agrı harekâtını Eylül ayının basına kadar erteledi.
Eylül dönemi, Haziran ayı kadar olmasa da artık yazın bitip Agrı dagının yükseklerinde barınılamayacak sekilde sogukların basladıgı, ancak ordunun görev yapmasına engel teskil etmeyecek bir dönemdir. Zira isyancılar zirveden asagıya inmek zorunda kalacaklardı. Bu sürede Türk halkına sabırlı olmaları için açıklamalar içeren haberler gazetelerde yayınlandı.445

Zeylan olaylarından sonra her sey hazır olmustu. Bölgede rakımın da yüksek olması dolayısı ile artık zirvelere kar yagması ve isyancıların asagılara indigi haberleri gelmesi zamanın geldigini gösteriyordu. Gazeteler; Agrı harekâtının daha fazla uzamaya tahammülünün olmadıgı haberlerini yazmaya baslamıslardı. Görüsmeler ne sonuç verirse versin Eylül’de bu harekât sona erdirilmeliydi.446

İran’ın da verdigi olumlu cevaptan sonra Kolordu Komutanı Salih Pasa’nın447 bizzat emir komutası ile harekât yapılması planlanmıstı. 
Burada en önemli husus isyancıların dısarından destek almasına ve dısarı kaçmalarına engel olunmasıydı.
İran ve Sovyetler her ne kadar harekâta destek olacaklarsa da Dogu Anadolu’nun arazi yapısı sınırın tamamen kapatılmasına müsait degildi. Zira çok sert, yüksek rakımlı ve sarp bir arazi yapısı sınırda mevcuttu. Bu durumda isyancıların arazinin bu yapısından istifade etmelerini engellemek için isyan bölgesinin tamamen içinde görülmeyen, ama sonucu etkileyebilecek olan kritik arazi arızalarının da isgal edilmesi gerekli idi. Planlar da bu esaslarda yapıldı.

1930 yazındaki çatısmalarda Türk hükümeti isyancıların sayısı hakkında tam bir bilgi sahibi olamamıstı. Zikredilen rakamlar 250 ile 3000 arasında degismekteydi. Rıza Nur ise bir Ermeni ile görüserek bilgi aldıgını belirtiyor ve asilerin hepsinin yedi-sekiz yüz kisiden ibaret oldugunu ifade ediyordu.448

Yapılması planlanan büyük harekâta diger harekâtlardan farklı olarak yöre halkının dâhil edilmesinin düsünülmedigi söylenebilir. Çünkü bu son ve bitirici harekât olacaktı. 

Ne vatandasın riske girmesi, ne de harekâtın riske atılması düsünülemezdi. Türkiye dâhilinde ve Igdır bölgesinde bulunan Zilanlı, Kâmikânlı, Simikânlı, Delberanlı, Kellioglu asiretlerinin ve Bayazıt bölgesindeki Hassas Örenli, Keskünlü asiretlerinin sadakatlerine de tamamen güvenilemiyordu. Zira bunların harekât sırasında birliklerimize, erzak ve cephane kollarımıza fırsat buldukça tecavüz etmeleri ve kıtalarımızın mesgul bulunmalarından faydalanarak
eskıyalıklarını genisletmeleri her zaman için olasıydı.449
Bu arada isyancılar da bos durmuyor, her fırsatta baskınlar yapmaya ve moral kazanmaya çalısıyorlardı. 14 Agustos 1930 günü asiler Tasburnu’ndaki Piyade karakolumuza baskın yaptılar. Buradaki askerlerin cesurca direnisi karsısında basarılı olamayarak kaçtılar.
Burada bir subayımızın sehit oldugu 9 ncu Kolordu Komutanlıgı’nca bildirilmekteydi.450
Artık harekât baslıyordu. Yapılan plana göre; Tümen Komutanı emrinde olan 5 nci Piyade Taburu ve Topçu Bataryasından olusan birlik iki koldan baskın tarzında Gevgeve istikametinden ilerleyeceklerdi. Aynı zamanda Kolordu Süvari Alayı, Dogu Bayazıt hudut bölügü ve mahalli Jandarmalarla Hallaç bölgesinde toplanarak, Demirkapı bölgesinden kuzey istikametine dogru giderek, bu bölgeyi de emniyet altına alacaklardı. Karaköse’deki 17 nci Alayın 2 nci Taburu ile Bayazıt’ın bir topçu bataryası Igdır’da bulunacaklardı.451
Küçük Agrı Dagı isgal edilecek, asilerin dısarıyla irtibatları kesilecekti. Böylece Agrı Dagı etrafındaki çember kapanmış olacaktı. Agrı Dagı’nın isyancılar tarafından hâkim olunan tepelerini isgal etmek üzere, isyancılarla muharebe etmeden tedbirli bir sekilde yürünecekti. Devlet Kuvvetlerinin bu harekâtta esas maksadı, Serdarbulak civarında bulundukları önceden haber alınan Kerki, Cinikanlı, Melhikanlı, Sakanlı ve Kızılbas isimli İran’dan gelen asiretlerin kontroolünde baglı bulunan tepeleri isgal ederek, Igdır müfrezesi ile irtibat kurup buradan isyancıların üzerine yürümekti.452 Ayrıca bu bölge su ve yiyecek yönünden zengin bir yerdi. Artık dağdaki eskıyaların kaçmasına mani 
olunacak tedbirlerin tamamı alınmıştı.453

Agrı bölgesi arazisi arızalı bir yapıya sahipti. Sıgınılabilecek magaralar ve birliklerin intikalini geciktirecek engebeli arazi arızaları vardı. Arazinin yapısını bertaraf etmek gerekliydi. Bu nedenle isyancılara baskı yapabilecek, askeri birliklere zaman ve moral kazandırabilecek tüm imkânlar degerlendirildi. Bu amaçla hava kuvvetleri de harekâta dâhil edildi. Uçakların kullanılması sadece bombardıman amaçlı olmadı. Zira askeri birliklerin karadan yaptıgı her harekâttan isyancıların haberi oluyordu. Bu durum o zamana kadar yapılan harekâtlarda kesin sonuç alınamamasının sebeplerinden birisiydi. Ancak bu harekâtta 1926 yılından beri çok az kullanılan ve 1930 yılında daha da 
güçlenmis olan hava destegine ihtiyaç vardı. Zeylan isyanı ile son Agrı harekâtı iç içe oldugundan hava kuvvetleri, isyan bölgesinin genelinde görev yaptı.

İsyan sahasındaki hava kuvvetleri Diyarbakır’daki 3 ncü Tayyare Taburundan ibaretti.454 3 ncü Tayyare Taburunun Bölükleri, kendi teklifleriyle Diyarbakır’dan Karaköse’ye gönderildiler. Tayyare Bölükleri, isyan bölgesinde kara birlikleri ile isbirligi içerisinde faaliyet gösterdiler. Görülen önemli hedeflere bomba ve makineli tüfeklerle taarruz ediyorlardı. Ayrıca asilerin durumlarını mıntıkadaki birliklere, 9 ncu ve 7 nci Kolordu Komutanlıklarıyla Genelkurmay Baskanlıgı’na bildiriyorlardı.455 İsyancıların bulundukları bölgeyi karadan hareket eden birliklere destek olmak amacıyla bombalıyorlardı. Basın bu bombardıman haberlerine de yer verdi.456

İsyanın merkezinde 1500 silahlı isyancı tahmin ediliyordu.457 O günlerde asilerin elinde 6 agır ve 9 hafif makineli tüfek bulunmakta idi.458 syancılar özellikle makineli tüfeklerini uçaklara karsı kullanmaya gayret gösterdiler. Bunun sonucu olarak da harekât baslamadan önce bölgede kesif görevi yapan pilotlarımızdan zayiatlar oldu.
2 Eylül 1930 günü 1 nci Tayyare Taburundan Agrı’ya kesfe giden Pilot Yüzbası Seyit ve Râsıt Yüzbası Zeki’nin bindikleri bir Brege uçagı ögleden evvel dönmedi. Uçaklar aranılmıssa da bulunamadı. Uçagın Küçük Agrı dogusundaki Tujik tepeye düstügü ve mürettebatın sehit oldukları tespit edildi.459

7 Eylül sabahı birliklerimiz harekâta basladılar. İsyancıların çadırlarını sökerek daha yükseklere tasıma çabası içersine girdikleri birliklerimiz tarafından görüldü. Birkaç eskıya kursunundan baska da direnis olmadı.460 İsyancılar derhal sınırı terk etmek için çaba gösterdiler. Ancak uçakların hücumu ile yönlerini degistirerek tekrar Serdarbulak bölgesine döndüler.461 Üstelik artık sınır da kapanmıstı. 8 Eylül 1930 günü asilerden bir kısmının su bulmak amacıyla Ahuri deresine indikleri fark edildi. Mevcutları 15 kisi kadardı. Ancak 2 nci Seyyar Jandarma Alayının atesiyle karsılastılar ve dagınık bir halde bölgeyi terk ettiler.462 Eşkıyalar suyu ve kurtulusu Agrı’nın yükseklerine çıkmak suretiyle temin edeceklerini zannederek yukarılara tırmanmaya devam ettiler. Ancak askeri birlikler daha yükseklere tırmanmak suretiyle bunları imhaya çalıştılar.463

Birliklerimiz Serdarbulak’ta sıkıstırılan eşkıyalara dogru ileri harekâtına devam ettikçe; eskıyalar da güneye kaymaya başladılar.464 8 Eylül’de çisleri Bakanlıgı bir rapor hazırladı. Bu raporda da eskıyalar daha önceden Türk birlikleri tarafında tutulmus olan Güneydogu bölgesine kaymaya baslamıslardı. İran ile yapılan isbirligi sonucu eskıyalar belli bir bölgeye sıkıstırılmıs ve hareketleri tamamen kontrol altına alınmıstı. Ayrıca direnis güçleri kırılmıs ve lojistik sıkıntısı çekmeye baslamıslardı. Agrı  bölgesinden güneye dogru inen isyancılar kayıplar vermeye basladılar. Böylece eskıyalar perisan bir halde harekât sahasını terk etmeye devam ettiler.465

9 Eylül günü birliklerimiz fazla mukavemet görmediler. Agrı Dagı kuzeyinde isyancıların sayısı azalmıstı. Dogu’da sınır da kapatılınca isyancılar güneye kaymaya devam ettiler. Birliklerimiz arazide yerlesmeye ve tertiplenmeye basladılar. Süvari Tümeni de Sultantop mevkiini Jandarma Alayından teslim aldı.466 Eskıyaların takibi görevi bu birlige verildi.467 Zira Süvari birliginin harekât kabiliyeti daha fazlaydı. Bu arada hava harekâtına da devam edildi.468

10 Eylül’e gelindiginde birliklerde su problemi en üst seviyeye çıkmıstı. Arazi çok bozuk, askerlerin yükleri ise fazlaydı.469 Birlikler bitkin ve yorgunlardı. Ancak moraller son derece yüksekti. Zira tüm bu olumsuzluklara ragmen, harekât hâlâ basarı ile devam etmekteydi. Ordu, Agrı Dagı’nın uzantısı olan 2415 rakımlı tepenin güneyinde bulunan Yesil Tepe’yi isgal etti. Daha sonra Yesil Tepe’nin güneyinde bulunan Seyh Mirza köyü ve Demirkapı, Türkmen, Çiftlik istikametine dogru yürüyerek, buralarda isyancılarla yaptıkları çarpısmalardan sonra, bu bölgeleri de isyancılardan temizledi. Türk askerinin bu basarıları karsısında bozguna ugrayarak dagılan isyancıların son grupları da kaçmaya çalıstılar.470
10–14 Eylül 1930 günlerinde asiler kara ordusu tarafından Büyük Yar (Büyük Agrı Kuzeyinde) Mıh Tepe, Serdarbulak batısı üçgeni içerisinde sıkıstırılarak imha edilmekte oldugundan bu saha içine emniyet bakımından bomba taarruzu yapılmadı, yalnız kesif uçusu yapıldı.471

Bu arada isyancılara destek olmak amacıyla 40 kadar silahlı Ermeni de isyancılara katıldı.472 Ancak ordumuzun basarılı manevraları neticesinde, harekâtın sonuna dogru asiler açısından zor günler yasanmaya basladı. İsyancılar basarısızlılarının yanı sıra açlıkla da bas edemiyorlardı.473 İsyancılarla beraber bulunan Ermeni Tasnak temsilcisi gelismeler karsısında İhsan Nuri’ye su öneriyi yaptı: “… Eger biz 24 saat içinde Agrı’yı terk etmezsek, hepimiz
Türklerin eline geçecegiz…”474

İsyancılara böylece kesin bir darbe vurulmustu. İsyancılar koordinesiz olarak dagıldılar. Harekâttan sonra Agrı Dagı’nda bir tek asi kalmadı ve bunların hepsi İran’a kaçtı. 

Her ne kadar ran’da ve hududumuz dâhilinde bulunan asiretlerin ran ve Türkiye’ye karsı kendilerini savunmak için birlestikleri haber alınmıssa da kıtalarımızın gizlice ve hızla yaptıgı harekât sonucunda vurulan manevi darbe bunların birleserek karsı koymasına olanak bırakmadı.
İsyancılar bu durum karsısında kesin mukavemetten kaçındılar.
İsyanın bastırılması sırasında yakalanan isyancı liderler arasında Simikanlı Timur, Musa Lezgi, Tozu, Halit ve Ali Aksu bulunmakta idi. Bütün aramalara rağmen Ermeni Zilan ve İhsan Nuri yakalanamadılar. İhsan Nuri ile Ermeni Zilan İran’a kaçmayı basardılar. İran’a girisleri de İran ordusuyla savasarak oldu.475
12 Haziran 1930 yılında baslayan son harekât ile aynı yılın yaz mevsiminde Agrı yöresinde çok hareketli günler, siddetli çarpısmalar ve sıcak temaslarla artık 
sonlandırılmış oldu.
Agrı yöresinde yıllarca süren bu isyan hareketi böylece dagılmıstı. Harekâtın sonunda Fevzi Çakmak Pasa subaylarına “Yeni Türk hududunun Aybey Dagları oldugunu; artık Küçük Agrı’nın bizim oldugunu ve hudut anlasmazlıgı yüzünden eskıyanın takibi ile ilgili aksaklıkların ortadan kalktıgını” açıkladı.476 Gerçekten de İran ile anlasılarak kabul edilen yeni sınırlar böylece fiilen de çizilmis oluyordu. TBMM’de konu ile ilgili 22 Eylül 1930’da konusma yapan Basbakan İsmet İnönü özetle, isyancıların bu seneki hedeflerinden birincisinin tren yolu agının birinci kısmı tamamlanmadan isyanı hedeflerine ulastırmak oldugunu ve isyancılara Irak’tan da bazı çetelerin yardım ettigini açıkladı. Aynı gün söz alan Afyonkarahisar Mebusu Ali Bey ise “bu basarıda askerle yan yana Cumhuriyet ve vatanını müdafaa eden yerli halkın kahramanlık ve fedakârlıklarının takdirini” TBMM’ye teklif etti.477

Mustafa Kemal ATATÜRK’ de su mesajı yollayarak isyanın bastırılmasında rolü olan komutanları tebrik etti: “Dogu sınırımızda genel asayisi ve milli birligi bozmak isteyen saki ve asileri imha edenleri takdir ve tebrik ederim”.478

16 CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder