10 Ekim 2018 Çarşamba

TÜRKİYE’DE BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMALARI BÖLÜM 2

TÜRKİYE’DE BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMALARI  BÖLÜM 2



3.3 Parlamenter Sistemin Güçlü Yanları (Avantajlar) 

. Parlamenter sistemde krizleri demokratik yollarla çözüme kavuşturma yolu vardır, 
. Parlamenter sistem esnektir, 
. Parlamenter düzen kutuplaşmaya yol açmaz, 
. Parlamenter sistemlerde devlet başkanının ılımlaştırıcı ve uzlaştırıcı etkisi vardır (Sosyal, 1993: 204). 

3.3. Parlamenter Sistemin Dezavantajları 

. Bu sistem hükümetler açısından istikrarsızlığa yol açabilir, 
. Parlamenter sistemde güçsüz hükümetler boy gösterebilir, 
. Parlamenter sistem düşük nitelikli bir demokrasiye yol açabilir (Gözler, 2010: 245). 

4. TÜRKİYE’NİN SİYASAL DÜZENİ VE BAŞKANLIK SİSTEMİNİN 
UYGULANABİRLİĞİ TARTIŞMLARI 

İlk olarak Amerika Birleşik Devletleri. nde uygulanan başkanlık sistemi, devlet yönetim modeli olarak ABD.nin kendi koşulları içerisinde doğduğu için sorunsuz şekilde işlemekte ve siyasal istikrar açısından bir sorun teşkil etmemektedir (Akçalı, 2007: 59). ABD örneğinden yola çıkılarak başkanlık sisteminin, siyasal yapının istikrarı açısından en iyi sistem olduğunu öne sürmek her şartta geçerli bir tez olmayabilir. Başkanlık sistemi ABD.nin tarihsel geçmişine, ekonomik, sosyo-kültürel yapısına ve koşullarına bağlı bir şekilde oluşmuş ve gelişmiştir. Toplumun genel siyasal yapısı, kurumları, siyasal katılım yöntemleri ve felsefesi 
üzerinde uzlaşma sağlayamamış, radikal akımların etkin bir biçimde var olduğu ve partilerin daha kesin çizgilerle ayrıştığı toplumlarda başkanlık sisteminin daha sorunlu işleyebileceği her zaman göz önünde bulundurulmalıdır (Akçalı, 2007: 76). Buna örnek olarak Latin Amerika. ya bakıldığında başkanlık sisteminin yasama ile yürütme arasında tıkanıklıklara neden olduğu ileri sürülerek krizlerden çıkma yolu olarak ordunun siyasete müdahale ettiği görülmüştür (Akman Aslan, 2007: 196). Uluslar arası karşılaştırmalı siyaset yazınında 
başkanlık sistemi hakkındaki eleştirel değerlendirilmenin Latin Amerika başta olmak üzere birbirinden değişik toplumsal farklılıklardaki olumsuz birikimden kaynaklandığını söylemek mümkündür (Yetiş, 2007: 240). Başkanlık sistemin hakkındaki kuşkucu yaklaşımın arkasında hegemonik1 krizlerin sık sık yaşandığı Latin Amerika ülkelerindeki başkanlık sistemi deneyimlerinde karşılaşılan sorunlara ilişkin değerlendirmek yatmaktadır (Yetiş, 2007: 246). 

1 Egemen bir iktisadi karar biriminin diğer iktisadi karar birimleri üzerindeki iktisadi, sosyal, kültürel, ideolojik üstünlüğü ve baskısıdır (Yayla, 2003: 77). 

Türkiye.nin hükümet sisteminin gelişim sürecine bakıldığında cumhuriyetin kurulmasından günümüze kadar parlamenter sistem geleneği içinde kalınarak siyasal yürütmenin yasama organı karşısında güçlendirildiği görülmektedir. Kurtuluş Savaşı.nın Anayasası olan 1921 Anayasası döneminde “ meclis hükümeti” sistemi uygulanmıştır. 1924 Anayasası ile birlikte “meclis üstünlüğüne” geçilmiştir (Soysal, 2007: 295). 1961 Anayasası ise meclis çoğunluğuna anayasa sınırlamaları getirilmiş olsa da parlamenter sistem içinde kalınmıştır. 1982 Anayasası da özellikle sorumsuz kanadı (Cumhurbaşkanı) başta olmak üzere siyasal yürütmeyi güçlendirse de parlamenter gelenekten sapmamıştır (Kamalak, 2007: 312). Bugün başkanlık sistemini talep edenlerin dayandığı en büyük gerekçenin „istikrar. olduğunu söylemek mümkündür. Bu isteğin mantığı tek kişiye üzerine kurulan yürütmenin görev süresinin 4-7 yıl 
ile belirli olmasıdır. Bu zaman zarfı içinde başkan görevinden alınamayacağı için istikranın sağlanacağı düşüncesini taşır. Halbuki yürütmenin görev süresinin belli olması tek başına bir anlam ifade etmez. Bunun nedeni diğer etkenlerin öneminin göz ardı edilmesidir (Kamalak, 2007: 315). Burada dikkati çekmesi gereken nokta, sadece hükümet sistemlerinin değil bir bütün olarak siyasal sistemleri incelemek gerektiğidir. Bu çerçevede, hükümet sisteminin biçimini yansıtan yürütmenin göreve gelişi yöntemi ile yürütme ve yasama organları 
arasındaki ilişkiler yanında siyasal kültür, siyasal parti sistemi, parti yapısı ve siyasal gücün dağılımının da göz önünde bulundurulmasıdır (Çam, 2000: 286). Bunları değerlendirirken dikkate almazsak, ABD. de „istikrarlı. işleyen hükümet sisteminin Latin Amerika ülkelerinde görüldüğü gibi istikrarsız, tıkanıklıkların olduğu hatta darbelerle sistemin çökmesinin izahı mümkün olmaz (Kamalak, 2007: 313). 

Bu bağlamda tartışılması gereken konuların başında, başkanlık sisteminin Türk siyasal düzenini istikrarlı bir yapıya mı dönüştüreceği yoksa sorunlar yumağı ile mi karşı karşıya bırakacağıdır (Yetiş, 2007: 246). Hükümet sistemlerini değiştirme tartışmalarında ülkede geniş anlamda demokrasinin kurumsallaşma düzeyi de göz önüne alınmalıdır. Bu bağlamda hukukun üstünlüğü ve bağlantılı olarak temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınıp alınmadığına bakılmalıdır. Bu güvencelerin tam anlamıyla sağlanamadığı toplumlarda istikrarı beklemek hayalcilikten başka bir şey olmaz. Bu yüzden de istikrar için çok önemli bir 
önkoşul olan hukuk devletine işlerlik kazandırılması Türkiye gibi demokrasinin yeterince kurumsallaşamadığı ülkelerde hükümet sistemi üzerine yapılan tartışmalarda göz önünde bulundurulmalıdır (Kamalak, 2007: 319). Türk parti sisteminin tipik çok partili sistem olduğunu söylemek mümkündür. Parti sisteminin parçalı-kutuplu yapısı yanında kurumsallaşmadan uzak olduğunu gösteren seçmen alışkanlığının yüksek, parti aidiyetinin zayıf ve güçlü lider etrafında giderek zayıflan örgüt yapısı gibi özellikler mevcuttur. ABD. nin parti sistemi ise ideolojik olarak birbirine çok yakın iki merkez parti (Cumhuriyetçi ve 
Demokrat Parti) egemenliğindedir. Merkez partilerin egemenliği, siyasal sistem içinde kutuplaşmaların olmadığı anlamına gelmektedir. Bu noktada federal yapı ve parti disiplinin olmaması da başkanlık sistemini ABD.de kusursuz yapmaktadır (Kamalak, 2007: 321). 

Başkanlık sistemi ve çok partili sistem kombinasyonunun ortaya çıkaracağı olası ihtimaller incelendiğinde; 

. Otoriter yönetimlere ortam hazırlama, 
. Yasama-yürütme ilişkilerinde çatışma ve tıkanma, 
. Parçalanmışlığın derinleşmesi ihtimalleri bulunmaktadır. 


Türkiye.de uygulanabilirliği konusunda lehte ve aleyhte çok tartışmalara sahne olan başkanlık sistemini isteyenlerin gerekçeleri; 

. Çoğunluk daha iyi temsil edilir. 
. Yasama bağımsızlığını artırır. 
. Rejimin istikrarına katkı sağlar. 
. Güçler ayrılığının garantisidir seklinde kendisini göstermektedir. 

Diğer taraftan başkanlık sistemini istemeyenlerin gerekçeleri ise; 

. Sistemin katılığa yol açacağı, 
. İktidar yoğunlaşması gerektirir, 
. Başkan ve Meclis farklı partiden olursa kilitlenme yaşanabileceği şeklinde zuhur etmektedir (Turhan, 1989: 183). 


Türkiye.de başkanlık sistemi tartışmalarının seyrine bakıldığında ilk defa ve ciddi olarak Turgut Özal.ın cumhurbaşkanlığı döneminde kamuoyunun girdiği söylenebilir. 1983 yılında tekrar çok partili siyasal yaşama dönüldüğünden bu yana Türkiye siyasetinde gözlemlenen en belirgin olgu başbakanlar ve cumhurbaşkanları arasındaki çatışmadır (Güney, 2007: 349). 

Uzun bir aradan sonra Adalet Ve Kalkınma Partisi.nin tek başına iktidara gelişinden sonra başkanlık sistemi tartışmaları Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından gündeme taşındı. 21 Nisan 2003 tarihinde yaptığı açıklamayla “siyasetteki arzum başkanlık sistemi, benim için en ideali Amerikan modeli” ifadesini kullanmıştır (Erdoğan, 2005). Türkiye.de başkanlık sistemi tartışmaları nın seyrine ve içeriğine bakıldığında, tartışmaya taraf olanların hangi bağlamda başkanlık sistemini savundukları ölçütlerinden hareketle genel bir değerlendir me yapmak mümkündür. Her şeyden önce başkanlık sisteminin Türkiye.de istikrarsızlığa çözüm olacağını savunanların büyük çoğunluğunun başkanlık sisteminden ne anladığı, ne tür bir model önerildiği pek açık değildir. Başbakan Erdoğan.ın açıkça Amerikan sistemini işaret etmesi dışında genellikle önerilen ve detaylandırılmış bir sistem tartışması ile karşılaşmıyoruz. Siyasetçiler penceresinden bakıldığında başkanlık sistemi daha çok iktidardaki partiler tarafından gündeme taşındığı da bir gerçektir (Özdemir, Çelebi, 2007: 281). 

5. SONUÇ 

Türkiye, kendisine özgü özellikleri olan, çok parçalanmış bir siyasi parti sistemine sahip, seçim sisteminin tartışmalı olduğu, etnik ve dinsel çatışmaların yaşandığı, çok nüfuslu, az gelirli, demokrasi kültürü yeterince gelişmemiş bir ülkedir. Bu unsurları içinde barındıran ülkemizde, siyasilerin siyaset yapma sürelerinin neredeyse yaşam boyu olduğu sistemde başkanlık sistemi neyi çözebilir? Kanaatimce bu sorunun yanıtı nesnel değerlendirme sonucunda „hiç bir şey . olacaktır. Ülkemizde temel siyasi sorun hukuki olmaktan çok ahlakidir. Aynı ahlaki değerlerle yeni sisteme geçildiğinde, yani sürücü değil de at 
değiştirildiğinde çözüme kavuşturulacak olan ne olacaktır? 

Hükümet sistemleri, seçim sistemleri ve siyasi parti sistemleri sadece Türkiye.de değil dünyada da en çok tartışılan konulardandır. Türkiye.nin sorunu, istikrardır. Son 50 yıldan beri bu istikrar istemi, süregelmektedir. Büyük iddialarla (istikrar/güçlü hükümet/yürütmenin üstünlüğü) ortaya çıkan 1982 Anayasası.nın ve şu ana kadar yapılan 17 adet anayasa değişikliğinin dahi bu problemi çözemediği açıktır. Parlamentarizmin devamından yana olanların ortaya sürdüğü gerekçeler, başkanlık sistemini savunanların gerekçeleri ile birlikte  değerlendirilmeli, yapılacak analiz asla ideolojik olmamalı, ülkenin ve milletin esenliği esas tutulmalıdır. Toplumun tüm kesimlerini kucaklayan, uzlaşmacı yeni bir Anayasa yapılmalıdır. Yapılacak yeni bir Anayasa, devlet ve toplumun mutabakatı ile yapılmalı, tepkici değil, bilgi toplumunun niteliklerini kapsamalı, tarihle uyuşmalı, milletin zengin tecrübe birikiminden yararlanmalı, çağdaş uygarlığın ve ilerlemenin tüm özelliklerini taşımalıdır. 

Türk iktidar yapısında özellikle seçimlerin arifesi gibi benzer zamanlarda değişim 
tartışmalarının sıklaştığı şu sıralarda, siyasi sistemlerin toplum yapısına nüfuz edici bir güç olduğu hususunun göz ardı edilemeyeceği gerçeği de dikkate alınıp, gerek ekonomik gerekse siyasi istikrarsızlığa tahammülü olmayan ülkemiz için ince elenip sık dokunarak karar verilmesi gerekmektedir. 

KAYNAKÇA 

Çam, Esat, (2000), Devlet Sistemleri, İstanbul: Der Yayınları. 
Erdoğan, R. T. (2005) ,“Başkanlık Sistemi Tartışılıyor; Dosya” Sabah Gazetesi 03 Ocak 2005 
Evcimen, Günsev, (1992), Başkanlık Hükümeti Sistemi: "Ratio Politica"sı ve Türkiye, Ankara: Ankara Üniversitesi SBF Dergisi C: 41 Sayı: 1. 
Gözler, Kemal, (2007), Devlet Genel Teorisi, Bursa: Ekin Kitapevi Yayınları. 
Gözler, Kemal, (2008), Anayasa Hukukuna Giriş, Bursa: Ekin Kitapevi Yayınları. 
Gözler, Kemal, (2010), Anayasa Hukukunun Genel Esasları, Bursa: Ekin Kitapevi Yayınları. 
Kamalak, İhsan, (der.) (2007) Akçalı, Pınar, “Siyasal İstikrar ve Başkanlık Sistemi: Amerikalı Birleşik Devletleri Örneği”, Başkanlık Sistemi ve Türkiye, Kalkedon Yayınları, İstanbul. 
Kamalak, İhsan, (der.) (2007) Akman-Aslan, Canan, “Başkanlık Sistemlerinin Latin Amerika Deneyimi: Çok-Parti Sistemlerimdeki Çeşitlilik, Sorunlar ve Fırsatlar”,  Başkanlık Sistemi ve Türkiye, Kalkedon Yayınları, İstanbul. 
Kamalak, İhsan, (der.) (2007) Güney, Atilla, “Sonuç Yerine: Türkiye.de Başkanlık Sistemi Neden Tartışılıyor”, Başkanlık Sistemi ve Türkiye, Kalkedon Yayınları, İstanbul. 
Kamalak, İhsan, (der.) (2007) Kamalak, İhsan, “Türk Siyasal Sistemine (Yarı) Başkanlık Sisteminin İthalinin Sonuçları Üzerine Bir Deneme”, Başkanlık Sistemi ve Türkiye, Kalkedon Yayınları, İstanbul. 
Kamalak, İhsan, (der.) (2007) Soysal, Mümtaz, “Türk Siyasal Sistemi Üzerine Görüşler”, Başkanlık Sistemi ve Türkiye, Kalkedon Yayınları, İstanbul. 
Kamalak, İhsan, (der.) (2007) Yetiş, Mehmet, “ Hegemonik Kriz Koşullarında Başkanlık Sistemi”, Başkanlık Sistemi ve Türkiye, Kalkedon Yayınları, İstanbul. 
Özbudun, Ergun, (1962), Parlamenter Rejimde Parlamentonun Hükümeti Murakebe Vasıtaları, Ankara: AÜHF Yayınları. 
Özbudun, Ergun, (2005), Türk Anayasa Hukuku, Ankara: Yetkin Basım ve Yayıncılık. 
Sosyal, Mümtaz, (1993), 100 Soruda Anayasanın Anlamı, Ankara: Gerçek Yayınları. 
Teziç, Erdoğan, (2007), Anayasa Hukuku, İstanbul: Beta Yayımcılık. 
Turhan, Mehmet, (1989), Hükümet Sistemleri Ve 1982 Anayasası, Diyarbakır: Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları. 
Yayla, Atilla, (2003), Siyasal Düşünce Sözlüğü, Ankara: Liberte Yayınları. 
Yazıcı, Serap, (2002), Başkanlık ve Yarı-Başkanlık Sistemleri, Türkiye İçin Bir Değerlendirme, İstanbul: İBÜY. 

http://www.sabah.com.tr/2005.01.03/siy.102 html 

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder