Sosyal Bilimler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sosyal Bilimler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Mayıs 2020 Salı

Yapay Zekâ ve Sosyal Bilimler

Yapay Zekâ ve Sosyal Bilimler 





Prof. Dr. Alaeddin YALÇINKAYA, 
Marmara Üniversitesi 
Siyasal Bilimler ve Yapay Zeka 
Prof. Dr. Alaeddin YALÇINKAYA 
alakaya@yahoo.com 
29 Mayıs 2019, 


Yapay Zekâ ve Sosyal Bilimler., 

Prof. Dr. Alaeddin YALÇINKAYA 
Marmara Üniversitesi 


Sanayi devrimi ile başlayan teknolojik gelişmenin günümüzdeki aşaması 
durumundaki “ Yapay Zeka ” çağı, daha çok teknik bilimlerin konusu olarak 
görülmektedir. Tıptan mühendisliğe, doğa bilimlerinden robot teknolojilerine 
kartopu hızıyla büyüyen bu alana sosyal bilimlerin, gereken ilgiyi gösterdiği 
söylenemez. Özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından geçerli olan bu gerçek, 
gelişmiş ülkelerle veya bu alana yatırım yapanlarla aradaki makasın gittikçe 
açılacağını göstermektedir. Bu anlamda başta Siyaset Bilimi, Hukuk Bilimleri, 
Sosyoloji, Psikoloji, Eğitim ve Dil bilimleri olmak üzere bütün sosyal bilimlerin 
yapay zeka kapsamındaki sorunlarla ilgisi, yerine göre kuşatılmışlığı söz konusudur. 

Her bir bilim dalındaki eğitim, araştırma ve değerlendirme süreçlerinin yapay zeka teknolojileri ile geliştirilmesi, desteklenmesi, yeni yöntemlerin oluşturulması gibi hususlar bu tebliğin konusu dışındadır. Fakat bu tebliğde yapay zeka sorunları, politikaları, uygulamaları konusunda sosyal bilimleri bekleyen, özellikle az gelişmiş ülkeler açısından ihmal edilmemesi gereken yeni alanlara, yeni tehlikelere işaret edilmektedir. 

Az gelişmiş / gelişmekte olan ülkelerde sözkonusu olan hazırı tüketme, gelişmeleri geriden takip etme sorunu, yapay zeka konusunda da önemli ölçüde geçerlidir. Bu kapsamda ihmali olanlar, örneğin bilgisayar oyunları ve programları konusunda daha çok tüketici olarak sadece ekonomik olarak kaybetmemektedir ler . Bunun yanında söz konusu ürünlerin olumsuz / yönlendirici / belirleyici etkilerine maruz kalan kitleler bir aşama sonra düşünme, geliştirme, üretme ile birlikte sorgulama ve sorun çözme yeteneklerini kaybetmekte, programlanmış bir oyunun figüranı haline gelmektedir. 

Başta yazılım programları olmak üzere yapay zeka kapsamında ülkemizde önemli araştırma, üretim, hatta ihracat kapasitesine sahip birimler ve kuruluşlar bulunduğu halde bu konunun sosyal bilimlerin öncelikleri arasında yer aldığını, hatta gündem maddeleri arasında kendisine yer bulabildiğini söylemek mümkün değildir. Bu tebliğde, yapay zeka konusunun eğitimin her aşamasında ve her alanında gerekli ilgiyi görmesi, her seviyede programların oluşturulması, sosyal 
bilimler alanında da bu kapsamda mevcut ve muhtemel sorunlar dikkate alınarak tezler hazırlanması, teoriler geliştirilmesi üzerinde durulmaktadır. 

   Bu kongre  kapsamında öncelikle yapay zekanın siyaset, uluslararası ilişkiler ve hukuk bilimleri açısından önemi ele alınmakta, bu bağlamda öneriler sunulmaktadır. 

Giriş.

      Yapay zeka, buharlı motorlardan günümüze sanayi devriminin son istasyonu dur. Bilgisayar-bilişim alanındaki kazanımların bileşkesi durumunda ki bu aşamanın kapsamı, etkisi her alan için farklıdır. Yapay zeka ürünlerinin ilk bakışta ilgisiz sektörler arasındaki etkileşimi, işbirliği dahi bambaşka ufuklara yol açabilmektedir. Bu alanda kıran kırana rekabet sözkonusudur. ABD-Çin savaşının temelinde de bu alandaki yarışlar bulunmaktadır. Soğuk Savaş dönemi uluslararası politikalarının temelinde nükleer füze başlıkları, menzilleri, rampaları, yakıtları gibi her gün yeni bir buluşun sözkonusu olduğu teknolojiler bulunmaktaydı. O dönem Uluslararası İlişkiler araştırmalarının da temelinde bu gelişmeler bulunmaktaydı. Bununla beraber her ülkenin kapasitesi, buluşları, hedefleri, diğer ülkelerin de dış politikasından ekonomisine, hukuk sisteminden güvenlik sorunlarına genel politikalarını etkilemekte, yönlendirmekteydi. 

      Siyasal bilimler, bu gerçeği dikkate alarak durum tespiti, felaket senaryoları na karşı çözüm önerileri, işbirliği planları gibi alanlarda araştırmalar yapmış, yöneticileri yönlendirmiştir. Siyasal bilimlerle (diğer sosyal bilimlerle birlikte) siyaset arasındaki ilişki ayrı bir konudur. 

Siyasetten bağımsız, fakat siyasetin bîgâne kalmadığı sosyal bilimlerin gelişmişlik derecesi ile ülkenin huzur, refah ve güvenliği arasında doğrusal ilişki vardır. Sovyetler Birliği’nde müspet bilimler açısından yetersizlik sözkonusu değildi. Bilakis bazı alanlarda Rus bilginler bir adım öndeydiler. Onlarda olmayan, daha doğrusu ideolojinin esiri olan alan, sosyal bilimlerdi. Sovyetlerin dağılma sebeplerinden biri de bu alandaki eksikliktir. Genel olarak azgelişmiş ülkelerde birçok nedenden dolayı batıya bağımlılık söz konusudur. Özellikle sosyal bilimlerde Oryantalist baskı her alanda varlığını sürdürmektedir. Dış tehditler ve olağanüstü şartlar altındaki siyasetin etkisindeki sosyal bilimler, iç politikada olduğu gibi dış politikada da yetersiz kalmıştır. Bu yetersizlik, nice kumpasların, aldatılmaların menbaını oluşturmuştur. 2019 şartlarında ABD-İsrail’in Ortadoğu’yu yeniden kurma, hatta Türkiye’yi parçalama stratejileri ortada iken akademik alanda bu ülkeler kaynaklı bulgu ve teorilerin bilim 
olarak kabul edilmesinin çelişkilerini her fırsatta görmekteyiz. İstila ve sömürü girişimlerini, Washington, Londra, Paris penceresinden güvenlik sorunu olarak görmek, bütün saldırganlıkları terörle mücadele kapsamında analiz etmek sömürge aydını boyunduruğundan kurtulamamak demektir. 

Olayları Türkiye veya bölge halklarının güvenliği, hakları, çıkarları açısından ele alan, dolayısıyla yeni sömürgecilerin hoşlanmayacağı analizlerin çok indeksli dergilerde yayınlanma şansı azdır. Batılı üniversitelere gönderdiğimiz üstün beyinlerin dahi ancak onların izin verdiği alanlarda tezlerini yazabildiğini her fırsatta görüyoruz. Belirlenmiş sınırlılıkları aşabilen araştırmacı veya kurumlaşmaları da takdir ediyoruz. 

Türkiye’de yapay zeka teknikleri, mühendisliği, sağlık ve teknik alanlarda uygulanması konusunda önemli başarılar söz konusudur. 

   Aselsan, Havelsan gibi kuruluşlarımızı özellikle belirtelim. 

Zaen sanayi devrimin her aşamasında önemli buluşların temelini savaş sanayii 
oluşturmuştur. Nice başarılara imza atmış, ödüllendirilmesi gereken akademisyen veya kuruluşlar ise sanki yok sayılmakta, bir türlü gündemde yer bulamamaktadırlar. Bunların ürünlerinin önemli bir kısmı ancak dış ülkelere pazarlana bilmektedir. Nükleer fizik, Soğuk Savaş dönemi politikalarının temelini oluştururken günümüzde bunun yerini yapay zeka teknolojileri almıştır. Esasen bu teknolojilerle nükleer kazanımlar çok daha etkin hale gelmiştir. Batı veya yükselen güçler akademiyası, teknolojik gelişmeler yanında yapay zekanın siyasal anlamı konusunda kafa yormakta, öncelikle durum tespiti yaparak geleceği tahmin etmekte, senaryolar ve planlar hazırlamaktadır. 

    Bu bağlamda “siyasal”ın desteğini alamayan teknoloji ancak başkalarına hizmet ettiği gerçeği görülmektedir. 

12 Nisan 2019’da Şanghay’da düzenlenen “Yapay Zeka ve Uluslararası İlişkiler” konferansının panel ve tebliğ başlıkları fikir verebilir: 

<Yapay Zeka, Toplum ve Politikalar: Yapay Zeka Felsefesi; Yapay Zekanın Feminizasyonu ve Aletleri; Politik Ekonomi ve Robotlar; Yapay Zeka ve Geleceğin Güç Dengesi. Yapay Zeka ve Teori: Yapay Zeka ve Ellul’un Teknik Teorisi Eleştirisi; Centaur'ların (Sentorların?) Yükselişi: İstihbaratın Artırılması ve Nesnelerin İnterneti; Yapay Zeka ve Uluslararası Güvenlik; Yapay Zeka Üzerine İslam ve Konfüçyüs Perspektifi.>

Yapay Zeka ve Çin: Değişen Yönüyle Çin ve Otomasyon; Yapay Zeka, Sosyalizm ve Çin; Çin ve Hindistan’ın Yeni Bir Sosyal Düzen Kurma Fırsatı Olarak Yapay Zeka.  Yapay Zeka ve Toplum: Yapay Zeka ve Kamu Eğitimi; Yapay Zeka Geleceğinde İnsan Olmanın Anlamı; 

Ulusal Yapay Zeka Stratejik Politikaları ve Önceliklerinin Karşılaştırılması; Yapay Zeka, Dış Politika ve Veri İşlemenin Zorlukları; Yapay Zeka ve İslam. Kaşılaştıralı Siyaset ve Yapay Zeka: Sürdürülebilir Kalkınmanın İtici Güçleri Açısından Afrika’da Yapay Zeka ve Uluslararası Politika; Yapay Zeka ve Nükleer Silahlar; Latin Amerika’da Yabancı Yapay Zeka ile Uluslararası Şirketler İlişkilerinin 
Yeni Gelişme Kalıpları; Yapay Zeka ve Avrupa Politikaları Çerçevesinde Yasal ve Kurumsal Sorunlar. Yapay Zeka ve Şehir: 

Kamu Güvenliği Açısından Yapay Zeka Etiği Üzerine Sosyolojik Bir Yaklaşım; Bilgi ve İletişim Teknolojileri Işığında “Akıllı Şehir”, Şanghay ve Meksiko’ da Mekansal Yönetişimin Yeniden Yapılandırılması; “İki Ateş Arasında”, Demokratikleşmiş Yapay Zeka Tehdidi; Yapay Zeka ile Yumuşak Gücün Yeniden Kazanımı. Bu başlıklara ülkemiz şartlarında çok daha farklı temalar eklenebilir. Üstün teknolojik silahlarla donatılmış terör örgütleriyle mücadele eden Türkiye’ nin  başta İHA veya SİHA’lar olmak üzere önemli başarıları söz konusudur. Bununla beraber konunun sosyal ve siyasal bilimler ayağı topal kalmıştır. 

   Söz konusu eksikliği eleştirmek yerine çözüm bulma sorumluluğumuzun gereği olarak bu fotoğrafı sunuyorum. 

Ancak bunları sadece yazmak yetmez, kurumsallaşma, konuyla alakalı genç beyinlere fırsat sunma, imkan hazırlama, çağını doldurmuş engelleri aşma konusunda görev bilincimizi güçlendirmemiz gerekmektedir.

Önce Vatan Gazetesi

https://www.oncevatan.com.tr/siyasal-bilimler-ve-yapay-zeka-makale,45224.html



***

17 Ekim 2018 Çarşamba

AĞRI İSYANLARI 1926 – 1930 BÖLÜM 17

AĞRI İSYANLARI  1926 – 1930 BÖLÜM 17


EKLER



EK SAYFA

EK NO 1 Agrı Dagı Krokisi………………………………………………………………123
EK NO 2 Sevres Antlasmasına göre Türkiye’nin Taksimi Haritası (10 Agustos 1920)… 124
EK NO 3 1926 yılı 1 nci Harekât Tatbik Krokisi………………………………………....125
EK NO 4 Asilerin Dagılımını Gösteren Kroki……………………………………………126
EK NO 5 Hoybun Örgütü’nün dagıttıgı bildirinin kapagı ve öncü kadroları ile bazı üyelerinin toplu halde fotografları…………………………..127
EK NO 6-1 Hoybun Tüzügünün Kapagı…………………………………………128
EK NO 6-2 Hoybun Örgütü Tüzügünün syanla lgili Maddeleri……129
EK NO 7 Psikolojik Harp kapsamında; İhsan NURİ’nin isyancılarla beraber çektirdigi ve kartpostal olarak dagıttıgı resim…………………..130
EK NO 8 Nakil Kanunu…………………………………………………………………..131
EK NO 9 1928 yılı “Af Kanunu”……………………………………………………134
EK NO 10 Eskıyanın ran’daki merkezi Makü’yü, Agrı dagını, Bulakbası hudut karakolunu ve diger harekât sahasını gösteren harita……136
EK NO 11 Askeri birliklerin Agrı dagı ile aynı anda Zeylan deresine yaptıgı askeri harekâtı gösteren harita……………………………………………...137
EK NO 12 1930 yılında eskıyanın üstlendigi ve askeri harekât planlanan bölgeleri (Agrı, Bayazıt, Ercis, Zeylan) gösteren harita için .138
EK NO 13 1930 yılında yapılan harekâtı idare eden Salih Pasa’nın Milli mücadele yıllarından kalma resmi………………………………………..………139
EK NO 14 1919–1938 Döneminde Meydana Gelen ç Ayaklanmalar…………………..140
EK NO 15 syan Döneminde Orduda Kullanılan Sahra Topları…………………………141
EK NO 16 1930 yılı 1 nci Harekât Tatbik Krokisi………………………………………143

KAYNAKÇA

A. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi Belgeleri:

Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; 11825 Sayılı Kararname; Fon Kodu: 080.18.01.02.;Yer No: 23.69.7.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; 3 / 5194 Sayılı Kararname; Fon Kodu: 080.18.01.02.Yer No: 112.85.17.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; 3 / 5195 Sayılı Kararname; Fon Kodu:080.18.01.02.Yer No:112.85.18.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; 3820 Sayılı Kararname; Dosya: 96-39; Fon Kodu:30..18.1.1.; Yer No: 19.44..1
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; 3820 Sayılı Kararname; Fon Kodu: 030.18.01.01. YerNo:023.18.12. Tarih:20.03.1927
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Belge No: 030.10.00. Yer No: 77.511.16.Tarih:06.02.1950
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya 3.BÜRO, Belge No: 490.1.0.0. YerNo:607.102.7.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No: 106557; Fon Kodu: 030.10.0.0; YerNo:127.913..12.; Sayı: 4/803
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No: 106579; Fon Kodu: 030.10.0.0; YerNo:127.914..2.; Tarih: 22.04.1929
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No: 106585; Fon Kodu: 030.10.0.0; YerNo:127.914..8.; Sayı:4/3279
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No: 106586 Fon Kodu: 030.10.0.0 YerNo:127.914..9.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No: 106742; Fon Kodu: 30.10.0.0.; Yer No:128.917..35.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No: 106859; Fon Kodu: 30.10.0.0.; Yer No:128.920..4.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No: 106861 Fon Kodu: 30.10.0.0. Yer No:128.920.6.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No: 424143; Fon Kodu: 30.10.0.0.; Yer No:236.597..3.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No: 437–11 Fon Kodu: 30..18.1.2. Belge No:6.56..6.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No: 437142; Fon Kodu: 30.10.0.0., Yer No:261.756..4.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No: 85103; Fon Kodu: 30.10.0.0.; Yer No:83.549..19.;
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No: 85105 Fon Kodu: 30.10.0.0. Yer No:83.550..1.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No: 8589M;Fon Kodu: 30.10.0.0.; Yer No:83.549..5.;Sayı: 4/5038
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No: 8593 Fon Kodu: 30..10.0.0. YerNo:83.549..9.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No: 9194; Fon Kodu: 030.10.0.0; YerNo:105.684..14.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No: 96A311; Fon Kodu:030.18.01.02., YerNo:112.753..14.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No: 96B76; Fon Kodu: 030.10.0.0; YerNo:112.758..13.; Sayı:4/1676
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No:106602; Fon Kodu: 030.10.0.0 YerNo:127.914..25.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No:106742; Fon Kodu: 30.10.0.0. Yer No:128.917..35.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No:52-141; Fon Kodu: 030.18.01.02. Yer No:121.88.1.; Sayı: 3/10260.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No:52-141; Fon Kodu: 030.18.01.02.; Yer No:122.43.18.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No:86-118; Fon Kodu: 18-01-02-7; YerNo:29-43-13; Sayı:129936
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No:95-106; Fon Kodu:030-18-01-02; YerNo:75-48-18; Karar Sayısı 1/6766
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No:95-43; Fon Kodu: 030.18.01.02.; Yer No:36.39.2.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No:96A311; Fon Kodu: 30.10.0.0.; Yer No:112.753..14.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No:96B291 Fon Kodu: 30.10.0.0. Yer No:113.771..2.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Dosya No:96B298; Belge No: 030.10.0.0 YerNo:113.771.9.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Fon Kodu: 030.10.; Yer No:127.912.10; Sayı:928/6/5
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Fon Kodu: 030.10.0.0.; Yer No:127.913.6.; Sayı:4/193
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Fon Kodu: 030.10.0.0; Yer No:12.73.13.; Tarih:10.07.1929
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Fon Kodu: 030.10.0.0; Yer No:127.914.25.;Tarih:19.06.1929
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Fon Kodu: 030.10.0.0; Yer No:128.917.35.; Sayı:4/7275
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Fon Kodu: 030.10;.Yer No:127.912.10 Sayı: 928/6/5;
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Fon Kodu: 030.11.1.; Yer No: 6.22.10; Sayı:6/2879
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Fon Kodu: 030.18.01.02.; Yer No:121.88.01.
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Fon Kodu: 030.18.1.1; Yer No:6.46.3; Sayı: 2083
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Fon Kodu: 030-18-01-22; Yer No: 48-64-12; Sayı2/1292
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Fon Kodu: 080.10.01.02. Yer No:/36.39.2 Sayı:15/14440
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Fon Kodu: 080.18.01.02; Yer No:4.36.6.; Sayı:1/8139
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Fon Kodu: 080-18-01-02; Yer No:23-69-20;Sayı:14/11838
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Fon Kodu: 272.12; Yer No:60.168.13; Sayı:1/2569
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Fon Kodu: 30.18.01.02 Yer No: 45.15.7; Sayı:2/303
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Fon Kodu: 490.01.0.0; Yer No:1.2.21.;Tarih:21.03.1929
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Fon Kodu:030-10, Yer No:113-771-1; Tarih 4.4.29.;Sayı:2264
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Fon Kodu:030-10; Yer No:113-771-4; Tarih 13.4.29.;Sayı: 2456
Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi; Sayı: 9037; Dosya No: 40-89; Fon Kodu: 30.18.01.02.;Yer No: 9.16..7.

B. Zabıt Cerideleri ve Resmi Gazeteler;

TBMM Zabıt Ceridesi; Devre II; Cilt 27; çtima Senesi IV; s. 77.
TBMM Zabıt Ceridesi; Devre II; Cilt 33; çtima Senesi IV; s. 274
TBMM Zabıt Ceridesi; Devre III; Cilt21; çtima Senesi 3; s. 4,5,6.
Resmi Gazete “Bazı Eshasın Menatıkından Garb Vilayetlerine Nakillerine Dair
Kanun”; 4 Temmuz 1927; Sayı.624.
Resmi Gazete “Sark Mıntıkasında Muayyen Vilayet Ve Kazalarda Ceraim Takibatı İle Cezaların Tecili Hakkında Kanun”; 14 Mayıs 1928; sayı.888

C. Gazeteler;

Cumhuriyet Gazetesi;
Hadisat Gazetesi;
Vakit Gazetesi;
Dünya Gazetesi;
Hâkimiyeti Milliye Gazetesi;
Milliyet Gazetesi;
Kenthaber Gazetesi;
Zaman Gazetesi;
Yeşil Igdır;

D. Makale ve Ansiklopedi Maddeleri:

Grolier International Americana; “Agrı” Maddesi; Cilt 1; İstanbul 1993;
İslam Ansiklopedisi; “Agrı” Maddesi; Cilt 1; İstanbul 1950;
AYTEPE Oguz; “Kürdistan Teali Cemiyeti” Tarih ve Toplum Dergisi; Ankara 1998; Sayı174;
AYTEPE Oguz; “Hoybun Cemiyeti’nin Amerika Faaliyetleri” Tarih ve Toplum Dergisi; Ankara 1998; Sayı 176;
AYTEPE Oguz; “Kürt İstiklal Komitesi” Tarih ve Toplum Dergisi; Ankara 1998; Sayı 173;
AYTEPE Oguz; Yeni Belgeler Isıgında Hoybun Cemiyeti; Toplumsal Tarih Dergisi; EKİM 1998;


E. Kitap ve Anılar;


ALAKAM Rahat; Hoybun Örgütü ve Agrı Ayaklanması; İstanbul 1998;
ALPARSLAN İsmet; Agrı, Anadolu’nun Giriş Kapısı; Ankara 1984;
Anadolu İsyanları; Kara Kuvvetleri Komutanlıgı; KK Basımevi Ankara;1998;
ARMAOGLU Fahir; 20 nci Yüzyıl Siyasi Tarihi I-II; İstanbul 1992;
AYBARS Ergün; İstiklal Mahkemeleri; 2 nci Baskı; İstanbul 1997;
AYBARS Ergün; Türkiye Cumhuriyeti Tarihi I; İzmir 2005;
AYDEMİR Ş. Süreyya; İkinci Adam; İstanbul 1966; Cilt 1;
AYDEMİR Ş.Süreyya; “ Tek Adam ”; İstanbul Mart 1996; Cilt 3;
BASBUG Hayri; Kürttürkleri ve Fanatik Ermeni Faaliyetleri; Ankara 1984;
BAYKARA Tuncer; Anadolu’nun Tarihi Cografyasına Giriş I – Anadolu’nun İdari Taksimatı; Türk Kültürünü Arastırma Enstitüsü; Ankara 1988;
BAYRAK Mehmet; Kürdoloji Belgeleri II; Ankara 2004
BİLGİN M. Sıraç; Barzani; İstanbul 1992; s.31.
BOZDAG İsmet; Kürt İsyanları; İstanbul 2001;
BULUT Faik; Devlet Gözüyle Kürt İsyanları; İstanbul 1991
CEMİL Kadri (Zinar SLOP), Doza Kürdistan (Kürt Davası) Ankara 1991;
ÇANKAYA Necati; Çaglar Öncesinden Günümüze Dogu Anadolu; İstanbul 2000;
ÇAY A.Haluk; Her Yönüyle Kürt Dosyası; Ankara 1996;
ÇETİNER Selahattin; Sorunlarıyla Dogu ve Güneydogu Anadolu Gerçegi; Ankara 2003;
DERSİMİM. Nuri; Kürdistan Tarihinde Dersim; İstanbul 1994;
Dogu Bölgesindeki Geçmis İsyanlar ve Alınan Dersler; Genelkurmay Basımevi; Ankara1946
GOLOGLU Mahmut; Türkiye Cumhuriyeti 1923; Ankara 1971;
GÖKTAS Hıdır, Kürtler İsyan -Tenkil; İstanbul 1991;
GÜNES İhsan; Türk Parlamento Tarihi - I. ve II. Mesrutiyet Cilt II; Ayan ve Mebusan
Üyelerinin Özgeçmisleri; Yalova 1988;
GÜNEŞ İhsan; Türk Parlamento Tarihi; IX ncu Dönem 1950-1954; Cilt VII; Yalova 1988
GÜRSEL İ Ethem; Kürtçülük Gerçegi Ankara 1977;
HÂLLI Resat; “Türkiye Cumhuriyeti’nde Ayaklanmalar” Genel Kurmay Harp Yayınları; Ankara 1972;
İNÖNÜ İsmet; Hatıralar; Bilgi Yayınevi; Ankara 2006; 120
KALMAN M.; İngiliz ve Türk Belgelerinde Botan Direnisleri; İstanbul 1996;
KARABEKİR Kazım; Ermeni Dosyası; İstanbul 1995;
KARABEKİR Kazım; Kürt Meselesi; İstanbul 1995;
KARACA Emin; Agrı Eteklerinde İsyan; İstanbul 2003;
KIRZIOGLU Fahrettin, Bütünüyle Erzurum Kongresi, Ankara 1993
KIVILCIMLI Hikmet; İhtiyat Kuvvet; İstanbul 1979;
KOCABAS Süleyman; Tarihte Türk-Rus Mücadelesi; İstanbul 1989;
KOÇAS M. Sadi; “Kürtlerin Kökeni ve Güneydogu Anadolu Gerçegi”; İstanbul 1990;
KOLOGLU Orhan; Lawrence Efsanesi; 2003 İstanbul;
KUNT Metin, AKSN Sina, ÖDEKAN Ayla, TOPRAK Zafer, Hüseyin G. YURDAYDIN,
Türkiye Tarihi 3 - Osmanlı Devleti; İstanbul 1992;
KURUBAS Erol; Kürt Sorununun Uluslararası Boyutu ve Türkiye; Ankara 2004
LEWIS Bernard; Modern Türkiye’nin Dogusu; Ankara 2004;
M. KALMAN; Belge, Tanık ve Yasayanlarıyla Agrı Direnisi; İstanbul; EKM 1997;
NUR Rıza; Hayat ve Hatıratım; İstanbul 1992;
NURİhsan; Agrı Dagı İsyanı; İstanbul 1992
ÖNAL Sami; Hüsrev Gerede’nin Anıları; stanbul 2003
ÖZTÜRK İbrahim Sadi, Mondros, Sevr, Lozan Andlasmaları, ATO yayınları, Ankara 2004,
PEHLİVANLI Hamit; Besinci Askeri Tarih Semineri Bildirileri I; Degisen Dünya
Dengeleri içinde Askeri ve Stratejik Açıdan Türkiye; İstanbul 23–25 Ekim 1995;
SAKALLI Bayram; Milli Mücadele’nin Sosyal Tarihi; İstanbul 1997;
SASUN Garo; Kürt Ulusal Hareketleri ve 15. Yy’dan Günümüze Ermeni Kürt İlişkileri; Med Yayınları;
SAYGIN Selami; Yeni Sark Meselesi; İstanbul 2003;
SEKBAN Mehmet Sükrü; Kürt Meselesi; Ankara 1979;
SERD Hasan Hisyar; Görüs ve Anılarım; stanbul 1994;
ŞADİLLİVedat; Türkiye’de Kürtçülük Hareketleri ve İsyanlar; Ankara 1980; Cilt No:1;
ŞİMŞİR Bilal; İngiliz Belgelerinde “ Kürt Sorunu ”; Ankara 1975;
TANYOL Cahit, “Türkler ile Kürtler”; İstanbul, 1999;
TEVETOGLU Fethi; “Atatürk’le Samsun’a Çıkanlar”; Ankara 1987;
TOYNBEE Arnold J. –JAESCHKE Gotthard; Türkiye’nin Parçalanması ve İngiliz Politikası; İstanbul 2005;
UÇANTÜRK Fahri; 1930 Yılı Agrı Harekâtına Karaköse’den Bir Bakıs; Eskisehir 1948

BÜTÜN BÖLÜMLER DİPNOTLARI;

1 M. Sadi KOÇAS, Kürtlerin Kökeni ve Güneydogu Anadolu Gerçegi, İstanbul 1990, s.19.
2 Resat HALLI, “Türkiye Cumhuriyeti’nde Ayaklanmalar” Genel Kurmay Harp Yayınları, Ankara 1972, s.9.
3 Cumhuriyet Gazetesi, “Sark’taki Hadise ve İran”, s.1.,13 Temmuz 1930
4 S.Süreyya AYDEMİR, Tek Adam III, İstanbul Mart 1996, s.207.
5 Metin KUNT, Sina AKSİN, Ayla ÖDEKAN, Zafer TOPRAK, Hüseyin G. YURDAYDIN, Türkiye Tarihi 3 - Osmanlı Devleti, İstanbul 1992, s.145.
6 Süleyman KOCABAS, Tarihte Türk-Rus Mücadelesi, İstanbul 1989, s. 305.
7 Süleyman KOCABAS, a.g.e., s.341.
8 Tuncer BAYKARA, Anadolu’nun Tarihi Cografyasına Giris I – Anadolu’nun İdari Taksimatı, (Türk Kültürünü Arastırma Enstitüsü Yayınları), Ankara 1988, s.252.
9 İsmet ALPARSLAN, Agrı, Anadolu’nun Giris Kapısı, Ankara 1984, s.1.
10 S.Süreyya AYDEMİR, Tek Adam III, s.208.
11 M. Sadi KOÇAS, a.g.e., s.144.
12 İsmet ALPARSLAN, a.g.e., s.126.
13 Hadisat Gazetesi, 4 Aralık 1918,
14 Fahrettin KIRZIOGLU, Bütünüyle Erzurum Kongresi, Ankara 1993, s.201-230.
15 Bayram SAKALLI, Milli Mücadele’nin Sosyal Tarihi, İstanbul 1997, s.161.
16 Kazım KARABEKR, Kürt Meselesi, İstanbul 1995, s.11.
17 Bernard LEWIS, Modern Türkiye’nin Dogusu, Türk Tarih Kurumu, 9 ncu Baskı, Ankara 2004, s.250.
18 Mahmut GOLOGLU, Türkiye Cumhuriyeti 1923, Ankara 1971,s.75.
19 Kara Kuvvetleri Komutanlıgı Yayını, Anadolu İsyanları, KK Basımevi Ankara, 1998, s.44.
20 İsyan yıllarında Küçük Agrı Dagı’nın dogusu İran topraklarında bulunuyordu. Sınır anlasması ile 1932 yılında
    Türkiye’ye dâhil oldu. (bknz. Fahir ARMAOGLU, 20 nci Yüzyıl Siyasi Tarihi I-II, İstanbul 1992, s.332)
21 Agrı Dagı Krokisi için bknz. EK NO 1
22 İslam Ansiklopedisi, Cilt 1, “Agrı Maddesi”, İstanbul 1950, s.152.
23 Grolier International Americana, Cilt 1, “Agrı Maddesi”, İstanbul 1993, s.168.
24 Cumhuriyet Gazetesi, “Sakiler Perisan Bir Haldedirler”, s.1.,11 Temmuz 1930
25 Grolier International Americana I, a.g.m., s.168.
26 Yesil Igdır Gazetesi, s.1., 06 Eylül 2006
27 1959,Kars Dogumlu, Mehmet Ali ÖZDEMİR
28 Yöredeki av hayvanları çesitlilikleri ve çoklukları bakımından dikkat çekicidir. Şüphesiz ki isyan yıllarında bu hayvanların daha da fazla oldugundan bahsetmek yanlıs olmaz. İsyancılar yasayacakları yiyecek sıkıntısını bu yolla çözmek isteyeceklerdi.
29 Grolier International Americana I, a.g.m., s.168.
30 İslam Ansiklopedisi I, a.g.m., s.153.
31 Cumhuriyet Gazetesi, “Sakiler Perisan Bir Haldedirler”, s.1., 11 Temmuz 1930
32 Selahattin ÇETİNER, Sorunlarıyla Dogu ve Güneydogu Anadolu Gerçegi, Ankara 2003, s.99.
33 M. KALMAN, Belge, Tanık ve Yasayanlarıyla Agrı Direnisi, İstanbul, EK_M 1997, s.15.
34 Hamit PEHLİVANLI, Degisen Dünya Dengeleri İçinde Askeri ve Stratejik Açıdan Türkiye, Besinci Askeri Tarih Semineri Bildirileri I, İstanbul 23–25 Ekim 1995, s.561.
35 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.16.
36 Kör Hüseyin Pasa Hamidiye alayları sayesinde zengin oldu. Daha sonra Ermeni olaylarında Ermeni Patriginden 400 altın alarak onları destekleme sözü verdi. Umumi harpte Ermeni köylerini de yagmaladı. Rus isgalinden sonra Konya’ya göçtü. Mütareke döneminde geri döndü. Dönüsünde büyük servetini de yanına almasına ragmen hükümet tarafından köylerine kadar iase ve ibateleri saglandı. (Vakit Gazetesi, 23 Temmuz 1930)
37 Mehmet BAYRAK, Kürdoloji Belgeleri II, Ankara 2004, s.349.
38 S. Süreyya AYDEMİR, İkinci Adam I, s.301.
39 Vedat SADİLLİ, Türkiye’de Kürtçülük Hareketleri ve İsyanlar, Ankara 1980, Cilt No1, s.127.
40 M. Nuri DERSİMİ, Kürdistan Tarihinde Dersim, İstanbul 1994, s.163.
41 Vedat SADİLLİ, a.g.e., s.128.
42 Resat Hallı, a.g.e., s.16. 17
43 Sevres Antlasmasına göre Türkiye’nin Taksimi Haritası (10 Agustos 1920) için bknz. EK NO 2
44 İbrahim Sadi ÖZTÜRK, Mondros, Sevr, Lozan Andlasmaları, ATO yayınları, Ankara 2004, , s.55
45 M. Sadi KOÇAS, a.g.e., s.6.
46 Ergün AYBARS, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi I, İzmir 2005, s.362.
47 Dr. Mehmet Sükrü SEKBAN, Diyarbakır/Ergani dogumlu olup, Üstegmen Mehmet Aga’nın ogludur. 
1903 yılında Yüzbası rütbesi ile Askeri Tıbbiye’yi bitirmis olup Kürt Teavün Cemiyeti kurucularındandır. 1919 yılında ordudan istifa ederek serbest çalısmıstır. Daha sonra Bagdat’ta bir süre Hoybun Cemiyeti’nin Bagdat Sube Baskanlıgı’nı yapmıstır. Ancak daha sonra 1933 yılında Fransızca olarak yayınladıgı “Kürt Sorunu” adlı kitabında, şimdiye kadar Kürtçülük konusunda tuttugu yolun yanlıs oldugunu, Türklerin ve Kürtlerin kardes olduklarını, birlikte huzur ve mutluluk içinde yasayacaklarını yazmıstır. 
1939 yılında Paris’ten Türkiye’ye dönen Dr. Mehmet Şükrü SEKBAN, 1960’da İstanbul’da ölmüstür. (Bknz. Selahattin ÇETİNER, a.g.e., s.338.)
48 Mehmet Sükrü SEKBAN, Kürt Meselesi, Ankara 1979, s.29.
49 Mahmut GOLOGLU, a.g.e., s.76.
50 İsmet İNÖNÜ, Hatıralar, Bilgi Yayınevi, Ankara 2006, s.350.
51 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.17.
52 Resat Hallı, a.g.e., s.167.
53 Oguz AYTEPE, “Yeni Belgeler Isıgında Hoybun Cemiyeti”, Toplumsal Tarih Dergisi, EKİM 1998, s.51.
54 Vedat ŞADİLLİ, a.g.e., s.128.
55 Vedat ŞADİLLİ, a.g.e., s.129.
56 Selahattin ÇETİNER, a.g.e., s.209.
57 Genelkurmay Baskanlıgı, Dogu Bölgesindeki Geçmis İsyanlar ve Alınan Dersler, Genelkurmay Basımevi, Ankara1946, s.20.
58 Kızılbas Asireti, 1929 yılına kadar İran’a tabi bir asirettir. Yazın hayvanları ile beraber Agrı eteklerine yerleşirlerdi. Tüm ihtiyaçlarını da İran’dan karsılarlardı. Ancak mecbur kaldıklarında Igdır ve Bayazıt civarından yiyecek temin ederlerdi. Tüm hayvanlarını türk topraklarında otlatırlar ancak vergi vermezlerdi. İsyancılara büyük destek saglamıslardır. İhsan Nuri ve Bro Heski Tello ile çok yakın temastaydılar. (Bknz. “ Dogu İsyanlarında Bir Türk Subayı”, Dünya Gazetesi, 8 Mart 1953,  
Anlatan, Zühtü GÜVEN)
59 Vedat ŞADİLLİ, a.g.e., s.129.
60 1926 yılı 1 nci Harekât Tatbik Krokisi için bknz. EK NO3
61 Resat Hallı, a.g.e., s.168.
62 Selahattin ÇETİNER, a.g.e., s.208. (ÇETİNER, bu harekatın sonundaki sehit sayısını 30 civarında göstermektedir.)
63 Faik BULUT, Devlet Gözüyle Kürt syanları, İstanbul 1991, s.80.
64 Vedat ŞADİLLİ, a.g.e., s.130.
65 Garo SASUNİ, Kürt Ulusal Hareketleri ve 15. YY’dan Günümüze Ermeni Kürt İliskileri, Med Yayınları, s.283.
66 Resat Hallı, a.g.e., s.169.
67 Resat Hallı, a.g.e., s.169.
68 Tazekent, İran sınırında Agrı ili Diyadin ilçesine baglı bir köydür. Tendürek Dagı ile Küçük Agrı arasındadır. İsyan yılarında sınır Diyadin’in hemen doğusundan geçmekteydi. Köyün bulundugu bölgenin sınıra yakın olması dolayısı ile bölgenin stratejik önemini de arttırıyordu. Buraya planlanan aldatmaca harekâtının iki amacı olmalıydı. Birinci amaç İran tarafını kapatarak isyancıların İran tarafına geçmesini önlemek, ikincisi ise İran tarafındaki asiretlerden isyancılara destek gelmesini önleyerek asıl kuvvetlerin emniyetini saglamaktı.
69 Asilerin Dagılımını Gösteren Kroki için bknz. EK NO 4
70 Faik BULUT, a.g.e., s.81.
71 Faik BULUT, a.g.e., s.82.
72 Tepeci: Eskıyalık ya da terör faaliyetlerinde, askeri kuvvetlerin harekâtını durdurmak veya yavaslatmak maksadıyla hâkim yerlere yerlestirilen, 
3- 5 kisilik eskıya grubudur. Gözetleme yaparak askeri birliklerin faaliyetleri hakkında bilgi toplarlar. Yapılan bir harekâtta askeri birliklere uzak 
mesafeden ates açarak, birlikleri durdurarak veya yavaslatarak büyük grubun bölgeden kaçmasını örterler.
73 Resat HALLI, a.g.e., s.172.
74 İsyancılar hayvanları ve çadırları ile beraber hareket etmekteydiler. Bu ise onlar için zaman kaybı demekti. Ne varki yasayabilecekleri yiyecek sıkıntısı nedeni ile aksini de yapmaları düsünülemezdi.
75 34 ncü Alay, 1880 yılında Sam’da kuruldu. 1911 Yemen Harbi’ne, 1913 Balkan Harbi’ne, 1915 Çanakkale’de Kerevizdere, Kanlıdere Muharebelerine istirak etti. Bu muharebelerden sonra Edirne’ye 1916 yılında da İstanbul’a intikal etti. Daha sonra Dogu Cephesi’nde Ermenilerle ve Ruslarla Malazgirt, Hınıs, Ercis, Rumiye, Karakurt ve Sarıkamıs’ta muharebelere katıldı. 1921’de Polatlı’ya sevk edildi. Büyük Taarruz’da Yunanlılara Aslıhanlar istikametinde basarı ile taarruz ederek İstiklal madalyası ile taltif edildi. 1923 yılında Sarıkamıs’a intikal eden Alay, Seyh Sait ve Agrı isyanlarında basarı ile mücadele etti. Halen Patnos’ta konusludur.
76 Çiftlik Köyü DoguBayazıt’a baglı, Agrı Dagı ile Sıhlı suyu arasında kalan ve isyancıların elebaslarından BroHeski Tello’nun köyüdür.
77 Resat Hallı, a.g.e., s.172
78 Emin KARACA, Agrı Eteklerinde İsyan, İstanbul 2003, s:22.
79 Resat HALLI, a.g.e., s.173.
80 Faik BULUT, a.g.e., s.81.
81 Faik BULUT, a.g.e., s.83.
82 Hâkimiyeti Milliye Gazetesi, “Tenkil Harekatı”, s.1., 22 Temmuz 1930
83 Vedat SADİLLİ, a.g.e., s. 131
84 İdare-i Örfiye Kanunu: İnönü Hükümeti’nin 3 Mart 1925 tarihinde güvenoyu almasından hemen sonra, Seyh
Sait İsyanı dolayısı ile 4 MART 1925’de kabul edilen 2 Maddelik bir kanundur. (Bknz.Ergün Aybars, İstiklal
Mahkemeleri, 2 nci Baskı, İstanbul 1997, s. 229.)
85 TBMM Zabıt Ceridesi, Devre II, Cilt 27, İçtima Senesi IV, s. 77.
86 Bernard LEWIS,a.g.e., s.265.
87 A.Haluk ÇAY, Her Yönüyle Kürt Dosyası, 4 ncü Baskı, Ankara 1996, s.331.
88 Erol KURUBAS, Kürt Sorununun Uluslararası Boyutu ve Türkiye, Ankara 2004, s.170.
89 M. Nuri DERSİMİ, a.g.e., s.167.
90 Mehmet BAYRAK, a.g.e., s.358.
91 Hayri BASBUG, Kürt Türkleri ve Fanatik Ermeni Faaliyetleri, Ankara 1984, s.10.
92 Arnold J. TOYNBEE – Gotthard JAESCHKE, Türkiye’nin Parçalanması ve İngiliz Politikası, İstanbul 2005,s.361.
93 Kazım KARABEK_R, Ermeni Dosyası, İstanbul 1995,s.157.
94 İskender Bey, İngilizlerin yardımıyla yurt dısına çıkan Kürt Millet Fırkası yöneticilerinden ve “Leuge Kurd”
adıyla Belçika’da toplanan “Baskı Altındaki Milletler Konferansı’na (La Natio Oprim) katılan, notalar vererek
Kürtlerin durumlarından ve bagımsızlık isteklerinden bahseden kisidir. (bkz. Kadri Cemil Pasa (Zinar SİLOPİ ),
Doza Kürdistan (Kürt Davası), Ankara 1991,s.104.)
95 Oguz AYTEPE, “Hoybun Cemiyeti’nin Amerika Faaliyetleri” Tarih ve Toplum Dergisi, Ankara 1998, Sayı 176, s.55.
96 Kadri Cemil Pasa (Zinar SİLOPİ ), a.g.e., s.105.
97 Oguz AYTEPE, ”Yeni Belgeler Isıgında Hoybun Cemiyeti”, s.50.
98 Erol KURUBAS, a.g.e., s.171
99 Selahattin ÇETİNER, a.g.e., s.159
100 A.Haluk ÇAY, a.g.e., s.332.
101 Nasturi: Nastur adlı Süryani rahiplerinden birinin ortaya koydugu mezhepten olan kimselere verilen isimdir.
102 Selahattin ÇETİNER, a.g.e., s.159.
103 Dostki adı İran’da yasayan “Dostki” asiretinden gelmektedir. Bu asiret 1 nci Dünya Savası’nda ülkeden İran’a gitmistir.
104 Selahattin ÇETİNER, a.g.e., s.159.
105 “Hoybun” kelimesinin aslı XWEBUN’dur. Kürtçe de “xwe” sahiplenmek, sahip olmak anlamında kullanılır. Bu kelime “hoy” seklinde okunmaktadır. Okunusundan dolayı dilimizde “Hoybun” olarak kullanılmaktadır. Tam karsılıgı “biz olalım” ya da “benligimiz” olarak çevrilebilir. Ancak burada belirtilmesi gereken diger ama en önemli husus ise kelimenin gerçek karsılıgını tam olarak Ermenicede bulmasıdır. Ermenice olarak kelime “Haypun” ya da “Haydun” dur. Ermeniler kendilerine “Hay” adını verirler. “Dun” kelimesi ev, “Puyn” kelimesi ise “yuva” anlamına gelmekte olup, Haydun (Ermeni evi) veya Haypun (Ermeni Yuvası) anlamı tasımaktadır.
106 A.Haluk ÇAY, a.g.e., s.333.
107 Oguz AYTEPE, ”Yeni Belgeler Isıgında Hoybun Cemiyeti”, s.51.
108 Seyyid TAHA, 1881 yılında çıkan isyanın lideri Seyh Ubeydullah’ın torunudur. Babası ise Seyh Muhammed Sıddık’tır. Seyh Muhammed Sıddık, Kürt Teali Cemiyeti’nin baskanlıgını da yapan ve Seyh Said isyanındaki faaliyetlerinden dolayı idam edilen Seyyid Abdülkadir’in yegenidir. Seyyid Taha, Birinci Dünya Savası yıllarında Ruslarla mektuplastı. 1923 yılında ise ngilizler tarafından Irak’ın Revanduz bölgesi kaymakamlıgına getirildi. 1932 yılında Irak’ın bagımsızlıgını kazanması üzerine İran’a  dönen Seyyid Taha,1939 yılında Tahran’da öldü. (Hayri BASBUG, a.g.e, s.49.)
109 A.Haluk ÇAY, a.g.e., s.333.
110 Selahattin ÇETİNER, a.g.e., s.159.
111 Kadri Cemil Pasa (Zinar SLOP), a.g.e., s.105.
112 Oguz AYTEPE, ” Yeni Belgeler Isıgında Hoybun Cemiyeti ”, s.50.
113 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.34.
114 Cumhuriyet Gazetesi, “ Kürt Cemiyeti Teskilatı ile Ermenilerin Birlestigi Anlasılıyor”, s.1., 9 Temmuz 1930
115 Vahan Papazian, 1876 yılında Van’da dünyaya geldi. Petersburg’da Tarih ve Edebiyat egitimi gördü. Ermeni Komitesi temsilcisi iken Meclis-i Mebusan seçimlerinde aday oldu. 30 Aralık 1908 tarihinde 61 oy alarak Van’dan mebus seçildi. Üçüncü devrede de bu görevi sürdürdü. Birinci Dünya Savası’nda ise Ermeni çetelerine liderlik yapmıstır. (Bknz. İhsan GÜNES, Türk Parlamento Tarihi - I. ve II. Mesrutiyet Cilt II, Ayan ve Mebusan Üyelerinin Özgeçmisleri,Yalova 1988, s.584.)
116 A.Haluk ÇAY, a.g.e., s.334.
117 Hoybun Örgütü’nün dagıttıgı bildirinin kapagı ve öncü kadroları ile bazı üyelerinin toplu halde fotografları için bknz. EK NO 5
118 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.34.
119 Tevfik Cemil, Türk ordusunda da görev yapmıs bir subaydır. İhsan Nuri ile beraber 1924 Agustos’unda İngilizlerin Musul görüsmeleri devam ederken ayaklandırdıkları Nasturilere karsı görevlendirilen askeri birlikte bulundu. Bu isyanda İhsan Nuri ile beraber Nasturilerin yanında yer aldı ve daha sonra onunla beraber Suriye’ye kaçtı.
120 Oguz AYTEPE, “Hoybun Cemiyeti’nin Amerika Faaliyetleri”, s.56.
121 Hayri BASBUG, a.g.e, s.58.
122 Mehmet BAYRAK, a.g.e., s.349.
123 Mehmet BAYRAK, a.g.e., s.338.
124 Garo SASUNİ, a.g.e., s.289.
125 Mehmet BAYRAK, a.g.e., s.338.
126 A.Haluk ÇAY, a.g.e., s.334.
127 Hoybun Örgütü Tüzügünün isyanla ilgili maddeleri için bknz. EK NO 6
128 İhsan NURİ, Agrı Dagı İsyanı, İstanbul 1992, s.48.
129 Oguz AYTEPE, “Hoybun Cemiyeti’nin Amerika Faaliyetleri”, s.56.
130 Mehmet BAYRAK, a.g.e., s.338.
131 Oguz AYTEPE, “Hoybun Cemiyeti’nin Amerika Faaliyetleri”, s.56.
132 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu:030-10, Yer No:113-771-1, Tarih 4.4.29., Sayı:2264
133 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu:030-10, Yer No:113-771-4, Tarih 13.4.29., Sayı: 2456
134 Hayri BAŞBUG, a.g.e, s.63.
135 M. Nuri DERSİMİ, a.g.e., s.139.
136 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu:030-10 Yer No:113-771-4, Tarih 13.4.29., Sayı: 2456
137 Oguz AYTEPE, “Hoybun Cemiyeti’nin Amerika Faaliyetleri”, s.58.
138 Hayri BASBUG, a.g.e, s.74.
139 Garo SASUNİ, a.g.e., s.256.
140 Garo SASUNİ, a.g.e., s.254.
141 Hayri BASBUG, a.g.e, s.11.
142 Rahat ALAKAM, Hoybun Örgütü ve Agrı Ayaklanması, İstanbul 1998, s.111.
143 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.43.
144 Garo SASUNİ, a.g.e., s.285.
145 Rıza NUR, a.g.e., s.467.
146 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu: 030-18-01-22 Yer No: 48-64-12, Sayı 2/1292
147 Hayri BASBUG, a.g.e., s.52.
148 Oguz AYTEPE, ”Yeni Belgeler Isıgında Hoybun Cemiyeti”, s.52.
149 Rahat ALAKAM, a.g.e., s. 66.
150 İsmet BOZDAG, Kürt İsyanları, İstanbul 2001, s.76.
151 Rahat ALAKAM, a.g.e., s.80.
152 Garo SASUN, a.g.e., s.322.
153 Rahat ALAKAM, a.g.e. s.110.
154 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu: 030.10.Yer No:127.912.10 Sayı: 928/6/5,
155 İhsan NURİ, a.g.e., s.53.
156 Rahat ALAKAM, a.g.e., s.110.
157 İhsan NURİ, a.g.e., s.53.
158 Birçok kaynakta Bro Heski Tello olarak adı geçmektedir. Ancak bu ad daha ziyade yöre agzının kullanılarak söylenmesinden ileri gelmektedir. Metnin ilerleyen bölümlerinde yöre agzı ile hitap daha fazla olmakla beraber her iki söylenis sekli de kullanılmıstır. Bazı kaynaklarda “Broya Heski Tello” ya da benzeri isimlerle anılmaktadır. Agrı bölgesindeki Celalli Asiret’inin Hesse Sori ailesindendir. Anne adı Telli, baba adı ise Hasan’dır. Adındaki kısaltmalar da bu isimlerden gelir. 
Gerçek adı İbrahim Aga olup halk arasında Bro Heski Tello olarak tanılıyordu. (Bknz. “Dogu İsyanlarında Bir Türk Subayı” Dünya  Gazetesi, 20 Mart 1953,)
159 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.23.
160 Kazım KARABEKİR, Kürt Meselesi, İstanbul 1995, s.11.
161 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.24.
162 Selami SAYGIN, Yeni Sark Meselesi, İstanbul 2003, s. 217.
163 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu: 272.12, Yer No:60.168.13, Sayı:1/2569
164 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu: 030.18.1.1, Yer No:6.46.3, Sayı: 2083
165 İhsan NURİ, a.g.e., s.22. (Halis ÖZTÜRK ise Bro Heski Tello’nun ayaklanmaya katılmasını çarpıtarak anlatmaktadır. Öyle ki Halis ÖZTÜRK, Bro Heski Tello’nun  kendisinin dahi ifade etmedigi senaryolar üretmektedir.
Onun senaryosu su sekildedir: ““…Dogubeyazıd’a yeni bir kaymakam geliyor. Seyh Said isyanında alâkalı diye adam sürmek salâhiyetindedir. Hiç alâkalı          olmayanlardan sürmek tehdidi ile para sızdırıyor. Bu arada da İbrahim Aga’dan elli adet altın lira istiyor. İbrahim Aga bunu görünce Agrı dagına gidiyor…” 
Bknz. Vatan Gazetesi, Agrı İlavesi, 21 OCAK 1953)
166 Rahat ALAKAM, a.g.e., s.84.
167 Rahat ALAKAM, a.g.e., s.86 (Bro Heski Tello’nun akrabaları halen Türkiye’de yasamaktadırlar. Onun soyundan gelen Nambarhan Çoktin ve agabeysi gibileri Agrı Dagı’nda turist rehberligi yapmaktadırlar. Bknz. Zaman Gazetesi, 30 Agustos 2003, Mehmet Çoktin ise dogup büyüdügü Dogubayazıt İlçesi’nin Çiftlik Köyü Cebe mezrasına 2 derslik ve ögretmen lojmanı yaptırmayı üstlenmekte, bölgede cehaletle mücadeleye katkıda bulunmaktadır. Bknz. Kenthaber, 27 Agustos 2004)
168 İhsan NURİ, a.g.e., s.26.
169 Rahat ALAKAM, a.g.e., s.80.
170 İhsan NURİ, a.g.e., s.7.
171 “ Dogu İsyanlarında Bir Türk Subayı”, Dünya Gazetesi, 20 Mart 1953,
172 İhsan NURİ, a.g.e., s.7.
173 Emin KARACA, a.g.e., s.106.
174 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.49.
175 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.49.
176 İhsan NURİ, a.g.e., s.26.
177 Hıdır Göktaş, Kürtler İsyan-Tenkil, İstanbul 1991, s.53.
178 Hasan Hisyar SERDİ, Görüş ve Anılarım, İstanbul 1994, s.177.
179 Selahattin ÇETİNER, a.g.e., s.132.
180 M. KALMAN, İngiliz ve Türk Belgelerinde Botan Direnisleri, İstanbul 1996, s.10.
181 Selami SAYGIN, a.g.e., s.216.
182 Hayri BASBUG, a.g.e., s.50.
183 Rahat ALAKAM, a.g.e., s.81.
184 Hasan Hisyar SERDİ, a.g.e., s.182.
185 Hasan Hisyar SERDİ, a.g.e., s.184.
186 İhsan NURİ, a.g.e., s.9.
187 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.53.
188 Psikolojik Harp kapsamında, İhsan NURİ’nin isyancılarla beraber çektirdigi ve kartpostal olarak dagıttıgı resim için bknz. EK NO 7
189 İhsan NURİ, ülkeye geri dönerken kendisine Hoybun Örgütü tarafından “Pasa” unvanı verildi. Bundan sonra isyancılar arasında İhsan Nuri Pasa olarak tanınacaktı. Daha önceleri de yabancı servisler en çok Türk ve Kürt öldüren Ermeni çete liderlerine de “Pasa (General)” unvanı vermislerdi. General Antarik, 
General Torkum gibi. Bknz. Mehmet BAYRAK, a.g.e., s.380.
190 İhsan NURİ, a.g.e., s.9.
191 Rahat ALAKAM, a.g.e., s.80.
192 Cumhuriyet Gazetesi, “Agrı Harekatının Daha Fazla Uzamıya Tahammülü Yoktur”, s.1., 20 Temmuz 1930
193 M. Sıraç BİLGİN, Barzani, İstanbul 1992, s.31.
194 Hasan Hisyar SERDİ, a.g.e., s.360.
195 “ Dogu İsyanlarında Bir Türk Subayı”, Dünya Gazetesi, 20 Mart 1953,
196 Vedat ŞADİLLİ, a.g.e., s.133.
197 İhsan NURİ, a.g.e., s.10.
198 M. Sadi KOÇAS, a.g.e., s.150.
199 İsmet BOZDAG, a.g.e., s.76.
200 Hasan Hisyar SERDİ, a.g.e., s.361.
201 Selahattin ÇETİNER, a.g.e., s.207.
202 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.83.
203 “ Dogu İsyanlarında Bir Türk Subayı”, Dünya Gazetesi, 20 Mart 1953, (Korhan, Agrı’nın kuzeyinde kalan bir bölgedir. Veli Bey denilen sahıs ise aslen Erivanlı bir Ermenidir. Asıl adı da Voli’dir.)
204 Hasan Hisyar SERD, a.g.e.,361.
205 Temere ŞEMKİ, Tunceli bölgesinde yasayan Semekan Asiretinin lideridir. Bu asiret daha sonra Agrı bölgesine geçmistir.
206 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.82.
207 Hasan Hisyar SERDİ, a.g.e., s.364.(Bu olay basında da yer aldı. Vakit Gazetesi’nin 20 Temmuz 1930 tarihli nüshasında su sekilde yer almaktadır: “İhsan’ın Üsküdar’da oturan zevcesi Yasar Hanımın bir müddet evvel Halep tarikile zevcinin yanına gittigi söylenmektedir.”)
208 Necati ÇANKAYA, Çaglar Öncesinden Günümüze Dogu Anadolu, İstanbul 2000, s.263.
209 Hayri BAŞBUG, a.g.e., s.30.
210 İsmet ALPARSLAN, a.g.e., s.126.
211 A.Haluk ÇAY, a.g.e., s.332.
212 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.35.
213 Vedat ŞADİLLİ, a.g.e., s.133.
214 Mehmet BAYRAK, a.g.e., s.363.
215 İsyandan sonra Dogubayazıt’ın Çiftlikköy Köyünde yasamıstır. Çiftlikköy, Agrı iline 109 km., Dogubayazıt ilçesine ise 12 km mesafede ilçenin dogusunda yer almaktadır. Bro Heski Tello’nun akrabaları ise Agrı Dagı’nın güneyinde Dogubayazıt’ta ve Çiftlikköy’de yasamaktadırlar.
216 İsmet Alparslan, a.g.e., s.127. (smet Alparslan, Bro Heski Tello’nun oglunun ifadesine dayanarak Lawrance’ın bu isyanda rol aldıgını iddia etmektedir. Ancak bunu destekleyecek herhangi bir belgeye henüz rastlanmamıs olması dolayısı ile bu görüse süphe ile yaklasmak gerekmektedir.)
217 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 8589M,Fon Kodu: 30.10.0.0., Yer No: 83.549..5.,Sayı: 4/5038
218 Bilal ŞİMŞİR, İngiliz Belgelerinde “Kürt Sorunu”, Ankara 1975, s.178.
219 Orhan KOLOGLU, Lawrence Efsanesi, 2003 stanbul, s.8.
220 Bilal ŞİMŞİR, a.g.e., s.151.
221 Bilal ŞİMŞİR, a.g.e., s.177.
222 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu: 490.01.0.0, Yer No:1.2.21., Tarih:21.03.1929
223 Mehmet BAYRAK, a.g.e., s.349.
224 Rahat ALAKAM, a.g.e., s.111.
225 Vedat ŞADİLLİ, a.g.e., s.128.
226 M. KALMAN, Agrı Direnişi, s.27.
227 Hayri BAŞBUG, a.g.e, s.60.
228 M. KALMAN, “Belge, Tanık ve Yasayanlarıyla Agrı Direnisi” adlı eserinde isyancılar hakkında bilgi verirken sık sık farklı rakamlar telaffuz etmektedir. Bu sayılar 5 kisiden 25 kisiye kadar degismektedir. Burada Türk Ordusunu çok az kuvvetler karsısında basarısız ve isyancıları da büyük kuvvetler karsısında basarılı ve haklı göstermek çabasından dolayı böyle bir yol izlendigi söylenebilir. Ancak plan ile ilgili bu paragraf yine adı geçen eserden alınmıs olup, aslında sayının hiçte azımsanmayacak kadar önemli oldugunu göstermesi bakımından anlamlıdır.
229 Nakil Kanunu için bknz. EK NO 8
230 TBMM Zabıt Ceridesi, Devre II, Cilt 33, çtima Senesi IV, s.274.
231 Rahat ALAKAM, a.g.e., s. 79
232 Resmi Gazete “Bazı Eshasın Menatıkından Garb Vilayetlerine Nakillerine Dair Kanun”, 4 Temmuz 1927, Sayı.624.
233 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu: 080.10.01.02. Yer No:/36.39.2 Sayı: 15/14440
234 M. KALMAN, Botan Direnisleri, s.81.
235 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.28.
236 Genelkurmay Baskanlıgı, a.g.e.24.
237 9 ncu Kolordu Komutanlıgı Karargâhı ile halen Erzurum merkezde konusludur. 9ncu Tümen Komutanlıgı ise sonraki yıllarda, Sarıkamıs bölgesinde konuslandırılmıstır.
238 Faik BULUT, a.g.e., s.111.
239 Genelkurmay Baskanlıgı, a.g.e., s.20.
240 Topların menzilleri harekât için yeterli görülebilir. Ancak askeri literatürde yaya bir piyadenin malzemeleri ile birlikte yüklü olarak saatte 4 km. yürüyecegi kabul edilir. Bu durumda eskıyaların da dümdüz bir arazide bile 2 saatlik yürüyüs ile topların menzilinden çıkacagı hesaplanabilir. Ayrıca arazinin kırık ve engebeli olması topların menzilini ve tesirini hatırı sayılır derecede düşürmektedir.
241 Faik BULUT, a.g.e., s.116.
242 Faik BULUT, a.g.e., s.115.
243 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s. 26 – 27. (Eserde iddia edildigine göre, Bro ve etrafındakiler, Agrı’yı ele geçirmek için bir gece ansızın baskın düzenlerler. İhsan NUR ise saldırı ile ilgili olarak Sakan asiretinin ran kesimi de asilere yardım ettigini iddia etmektedir. Fakat bu destege ragmen sehrin içerisinden yardım göremedikleri için basarılı olamadıklarını ve yöre halkından tam destek görmedigini itiraf etmektedir. Ancak bu saldırı ile ilgili olarak resmi kaynak, eser ya da anılarda herhangi bir ibareye rastlanmamıstır. Ayrıca böyle bir olay olduysa da basarısızlıgın arkasındaki sebep çok açıktır. Agrı’nın kuzeyi isyancıların sık kullandıgı bölge degildir. Bu bölgede daha önce etkili olamadılar ve ciddi boyutlu bir eylem yapamadılar. Burada yasayan yöre halkının çogunlugu daha önceki isyanlarda oldugu gibi bu isyana da destek vermemekteydi. Bunu da İhsan Nuri kendisi bizzat itiraf etmektedir. (Bknz. İhsan NURİ, a.g.e., s.25.)
244 Selami SAYGIN, a.g.e., s.217.
245 Faik BULUT, a.g.e., s.118.
246 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 9194, Fon Kodu: 030.10.0.0, Yer No:105.684..14.
247 Faik BULUT, a.g.e., s.116.
248 Faik BULUT, a.g.e., s.124.
249 Genelkurmay Baskanlıgı, a.g.e., s.19.
250 Faik BULUT, a.g.e., s.125.
251 Anadolu İsyanları, s.44.
252 Genelkurmay Baskanlıgı,a.g.e., s.19.
253 Faik BULUT, a.g.e., s.125.
254 İsmet BOZDAG, a.g.e., s.84.
255 Genelkurmay Baskanlıgı, a.g.e., s.19.
256  İbrahim Tali Bey, Hakkında farklı iddialar olmasına ragmen aslen 1875 yılında stanbul’da dogmustur. Orduda görevli tabip subaylardandır. Atatürk ile Samsun’a çıkan 18 subaydan biridir. Atatürk’e yakınlıga ile tanınır. Öyle ki soyadını (ÖNGÖREN) dahi Atatürk vermistir. (Bknz. Fethi TEVETOGLU, “Atatürk’le Samsun’a Çıkanlar”, Ankara 1987, s.155.) Kendisi Cumhuriyet Dönemi’ndeki bu kritik görevinden sonra İstanbul Mebuslugu ve nihayet 1934 yılında Trakya Umumi Müfettisligi görevlerini de icra etmistir.(Bknz: Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu: 30.18.01.02 Yer No: 45.15.7, Sayı:2/303)
257 M. Nuri DERSİMİ, a.g.e., s.136.
258 M. Nuri DERSİMİ, a.g.e., s.137.
259 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu: 030.10., Yer No:127.912.10, Sayı: 928/6/5,
260 Rahat ALAKAM, a.g.e., s.94
261 Emin KARACA, a.g.e., s.28.
262 Halis ÖZTÜRK, isyanın liderlerindendir. Sipki Asireti’nin reislerinden ve Hamidiye Alayları’nın komutanlarından Abdülmecit Bey’in ogludur. 1899’da Agrı’nın Tutak ilçesi Karakuyu Köyünde dogmustur. Üç esi,13 kızı ve 7 oglu vardır. Genelde tarımla ugrasmıstır. İsyana katılanlardan biridir. Çıkarılan “Af” kanunundan istifade ederek Türkiye’ye dönmüstür. Daha sonra Demokrat Parti’den siyasete atılmıs ve üç defa milletvekilligi yapmıstır. (Bknz.Türk Parlamento Tarihi, IX ncu Dönem 1950-1954, Cilt VII, Yalova 1988, s.27-28) Agrı isyanında İran’a geçmistir. 1930 yılı Subat’ında bir ayaklanmaya önderlik etmis daha sonra yakalanmasına ragmen kaçmayı basarmıs ve tekrar Agrı syancılarına katılmıstır. (Bknz. Bilal SMSR, a.g.e, s.154. )
263 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Belge No: 030.10.00., Yer No: 77.511.16., Tarih:06.02.1950
264 İhsan NURİ, a.g.e., s.34.
265 İhsan NURİ, a.g.e., s.36.
266 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.26.
267 İhsan NURİ, a.g.e., s.24.
268 1928 yılı “Af Kanunu” için bknz. EK NO 9
269 Resmi Gazete “Sark Mıntıkasında Muayyen Vilayet Ve Kazalarda Ceraim Takibatı ile Cezaların Tecili Hakkında Kanun”, 14 Mayıs 1928, sayı.888.
270 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu: 030.11.1., Yer No: 6.22.10, Sayı:6/2879
271 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, 3820 Sayılı Kararname, Fon Kodu: 030.18.01.01. Yer No:023.18.12. Tarih:20.03.1927
272 Hoybun Örgütü’nün bölgedeki zararlı faaliyetlerine engel olmak maksadıyla Dogu Vilayetleri Genel Müfettisligi kurularak basına İbrahim Tali Bey getirilmistir.
273 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.67.
274 Rahat ALAKAM, a.g.e., s.109.
275 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.79.
276 Mehmet BAYRAK, a.g.e., s.291.
277 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.79 (Yazar eserinde Af bildirisinin etkisinden çekinen bazı eskıyaların derhal Türk askerine yönelik saldırılara girisip 200 askeri öldürdüklerini iddia etmektedir. Eskıyalar yakaladıkları subayları diri diri bakır kazanlarda haslamıslardır. Bu davranısları ile hala yörede etkili olduklarını ve yandaslarının bu affa inanmamaları gerektigini ispata çalısıyorlardı. Yazar eserinin bu bölümünde farkında olmadan isyancıların iki konudaki haksızlıgını ve çekincesini dile getirmistir. Birincisi, isyancılar arasında fazla sayıda gönülsüz ve pisman olanının bulunması sonucu ilanın etkili olabilecegidir. İkincisi ise, öldürdükleri asker sayısı konusunda abartıya kaçmıs olmasıdır. Askerlerin öldürülüs biçimleri ise isyancıların devletin iyi niyetine karsılık olarak yaklasımlarının ne kadar haksızca, hunharca ve vahsice oldugunu göstermektedir.
278 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu: 030.10.0.0.., Yer No: 127.914.8
279 Celadet BEDİRHAN 1918 yılında Mısır’da “Kürt İstiklal Komitesi” adlı komiteyi kuran Süreyya BEDİRHAN’ın kardesidir. Bu komite faaliyetlerinde İttihat ve Terakki cemiyetini örnek alarak sürdürmüstür. (Oguz AYTEPE, “Kürt İstiklal Komitesi” Tarih ve Toplum Dergisi, Ankara 1998, Sayı 173, s.45.)
280 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.57.
281 İsmet BOZDAG, a.g.e., s.85.
282 Anadolu İsyanları, s.44.
283 Genelkurmay Baskanlıgı, a.g.e., s.19.
284 İsmet BOZDAG, a.g.e., s.85.
285 Garo SASUNİ, a.g.e., s.310.
286 “Dogu İsyanlarında Bir Türk Subayı”, Dünya Gazetesi, 20 Mart 1953,
287 Emin KARACA, a.g.e., s.149.
288 “Dogu syanlarında Bir Türk Subayı”,Dünya Gazetesi, 21 Mart 1953,
289 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu: 490.01.0.0, Yer No:1.2.21., Tarih:21.03.1929
290 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu: 030.10.0.0., Yer No:127.913.6., Sayı: 4/193
291 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu: 080.18.01.02, Yer No:4.36.6., Sayı:1/8139
292 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu: 030.10.0.0, Yer No:12.73.13., Tarih: 10.07.1929
293 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 106557, Fon Kodu: 030.10.0.0, Yer No:127.913..12., Sayı: 4/803
294 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu: 030.10.0.0, Yer No:128.917.35., Sayı:4/7275
295 Saç Dagı, Agrı Dagı bölgesinde olmayan, ancak Horasan’ı Sarıkamıs’a baglayan bölgenin ortasında yer alır. Yüksekligi dolayısı ile bölgedeki geçide de adını vermistir.
296 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu: 030.10.0.0, Yer No:127.914.25., Tarih:19.06.1929
297 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 106585, Fon Kodu: 030.10.0.0, Yer No:127.914..8., Sayı:4/3279
298 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 96B76, Fon Kodu: 030.10.0.0, Yer No:112.758..13., Sayı:4/1676
299 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 106579, Fon Kodu: 030.10.0.0, Yer No:127.914..2., Tarih: 22.04.1929
300 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 106578, Fon Kodu: 030.10.0.0, Yer No:127.914..1., Tarih: 20.04.1929
301 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 106742, Fon Kodu: 30.10.0.0., Yer No: 128.917..35.
302 Yado, bölgedeki eskıyalardan biridir. 1929 yılına kadar isyancılara katılmamıstır. Ancak bu tarihten itibaren Ermenilerin de kıskırtmaları ile bölücülük faaliyetleri yapmaya baslamıstır. İsyanın bastırılmasından sonra 1936 yılına kadar eskıyalıga devam etmistir.
303 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 96B298, Fon Kodu: 030.10.0.0, Yer No:113.771.9.
304 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 106602, Fon Kodu: 030.10.0.0, Yer No:127.914..25.
305 “Dogu İsyanlarında Bir Türk Subayı”,Dünya Gazetesi, 8 Mart 1953,
306  Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 106586, Fon Kodu: 030.10.0.0, Yer No:127.914..9.
307 “Dogu İsyanlarında Bir Türk Subayı”,Dünya Gazetesi, 7 Mart 1953,
308 “Dogu İsyanlarında Bir Türk Subayı”,Dünya Gazetesi, 6 Mart 1953,
309 Seyh Abdülkadir, Semekanlı asiretinin Türkiye’den İran’a göç eden kısmının liderlerindendir. 400 hanelik kabinesi ve 500 silahlı adamı mevcuttur. Sahip oldukları hayvanları otlatmak için sınır asarak Aladag yaylasını kullanırlardı. Hükümetin hayvanlar için istedigi vergileri vermemek için zorbalık ve eskıyalık yaparlardı.(Bknz. “Dogu İsyanlarında Bir Türk Subayı”, Dünya Gazetesi, 8 Mart 1953,)
310 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.26 – 27.
311 A. Haluk ÇAY, a.g.e., s.341.
312 Dünya Gazetesi, 18 Mart 1953, “ Dogu İsyanlarında Bir Türk Subayı”,
313 A. Haluk ÇAY, a.g.e., s.341.
314 Semekanlı Asireti, 1929 yılında Agrı’daki Gevgeve bölgesinde eskıya ile asker arasında yasanan bir çarpısmada askerlerin gözleri önünde eskıyaya su ve erzak tasıdı. Ayrıca kadınlı erkekli silahlarıyla beraber eskıyaya katılarak yardım etti. Daha sonra askerlerin takibinden kurtulamayınca Agrı Dagı’nda Semekan Asiretinin reisi Temere Semki ve kardesi Çerho Bro’ya katıldılar. (Bknz. “Dogu İsyanlarında Bir Türk Subayı”,Dünya Gazetesi, 12 Mart 1953,)
315 Emin KARACA, a.g.e., s.149.
316 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 96A311, Fon Kodu:030.18.01.02., Yer No:112.753..14.
317 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 437–11 Fon Kodu:030.18.01.02. Yer No:6.56..6.
318 Emin KARACA, a.g.e., s.151.
319 Hüsrev GEREDE, 12 Mart 1886 tarihinde İstanbul’da dogmustur. Askeri okulları bitirmeye müteakip 1908’de Harp Akademisi’nden Kurmay Yüzbası olarak mezun olmustur. Atatürk ile beraber 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan 18 subaydan birisidir. Yeni Cumhuriyetin kurulması ile beraber kritik görevlerde bulunmustur. En son olarak da 2 nci Dünya Savası yıllarında Berlin Sefiri olarak görev yapmıstır. 22 Mart 1962 yılında İstanbul’da vefat etmistir. (Bknz. Fethi TEVETOGLU, a.g.e., s.203.)
320 Bilal ŞİMŞİR, a.g.e., s.185.
321 Bilal ŞİMŞİR, a.g.e., s.178.
322 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 106859, Fon Kodu: 30.10.0.0., Yer No: 128.920..4.
323 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 106861, Fon Kodu: 30.10.0.0., Yer No: 128.920.6.
324 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 106742, Fon Kodu: 30.10.0.0., Yer No: 128.917..35.
325 Bilal ŞİMŞİR, a.g.e., s.178.
326 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 106861 Fon Kodu: 30.10.0.0. Yer No: 128.920.6.
327 Dünya Gazetesi, 21 Mart 1953, “ Dogu İsyanlarında Bir Türk Subayı”,
328 Bilal ŞİMŞİR, a.g.e., s.179.
329 Bilal ŞİMŞİR, a.g.e., s.156.
330 “Dogu İsyanlarında Bir Türk Subayı”, Dünya Gazetesi, 23 Mart 1953,
331 Bilal ŞİMŞİR, a.g.e., s.179.
332 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Sayı: 9037, Dosya No: 40-89, Fon Kodu: 30.18.01.02., Yer No: 9.16..7.
333 Emin Karaca, a.g.e., s.157.
334 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 85103, Fon Kodu: 30.10.0.0., Yer No: 83.549..19.,
335 Emin Karaca, a.g.e., s.157.
336 “Dogu İsyanlarında Bir Türk Subayı”, Dünya Gazetesi, 21 Mart 1953,
337 Cumhuriyet Gazetesi, “Kuvvetlerimiz Ararat Dagı Sahasını Tamamen İhata Etmistir”, s.5., 3 TEMMUZ 1930
338 Bilal ŞİMŞİR, a.g.e., s.184.
339 Genelkurmay Baskanlıgı, a.g.e., s.19.
340 İsmet BOZDAG, a.g.e., s. 87.
341 İsmet BOZDAG, a.g.e., s. 87
342 Mehmet BAYRAK, a.g.e., s.349.
343 Emin KARACA, a.g.e., s.33.
344 Eskıyanın İran’daki merkezi Makü’yü, Agrı dagını, Bulakbası hudut karakolunu ve diger harekât sahasını gösteren harita için bknz. EK NO 10
345 “ Dogu İsyanlarında Bir Türk Subayı”, Dünya Gazetesi, 25 Mart 1953,
346 Selahattin ÇETİNER, s.211.
347 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.218.
348 Vakit Gazetesi, “ İkinci harekata hazırlık”, s.1., 8 Temmuz 1930
349 Genelkurmay Baskanlıgı, a.g.e., s.19.
350 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.102.
351 İhsan NUR, a.g.e., s.72.
352 İhsan NURİ’ye göre “Zilanlılar, kendilerine yollanan genelgeyi yanlıs yorumlayarak zamanından önce Hasan
Abdal üzerine hücum etmislerdir. Basarısızlıgın nedeni de buydu.
353 Cumhuriyet Gazetesi, “Agrı Dagı hata edildi”, s.1., 17 Temmuz 1930
354 Emin KARACA, a.g.e., s.33.
355 M. KALMAN, s.151
356 Selahattin ÇETİNER, a.g.e., s.211.
357 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.102.
358 Askeri birliklerin Agrı dagı ile aynı anda Zeylan deresine yaptıgı askeri harekâtı gösteren harita için bknz. EK NO 11
359 Cumhuriyet Gazetesi, “Temizlik Basladı”, s.1., 13 Temmuz 1930
360 Cumhuriyet Gazetesi, “Sark Hududumuzdaki Vaziyete Bir Nazar”, s.1., 10 Temmuz 1930
361 1930 yılında eskıyanın üstlendigi ve askeri harekât planlanan bölgeleri (Agrı, Bayazıt, Ercis, Zeylan) gösteren harita için bknz. EK NO 12
362 Cumhuriyet Gazetesi, “Agrı Dagı İhata Edildi”, s.1., 17 Temmuz 1930
363 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, 3820 Sayılı Kararname, Dosya: 96-39, Fon Kodu: 30..18.1.1., Yer No: 19.44..1.
364 Vakit Gazetesi, 23 Temmuz 1930
365 Cumhuriyet Gazetesi, “Sark Hududumuzda”, s.1., 12 Temmuz 1930
366 Cumhuriyet Gazetesi, “Temizlik Basladı”, s.1., 13 Temmuz 1930
367 Milliyet Gazetesi, 20 Temmuz 1930
368 Vakit Gazetesi, “Eşkiya Kamilen Tenkil Oldu”, s.1., 13 Temmuz 1930
369 Cumhuriyet Gazetesi, “Karargah Agrı Eteklerinde”, s.1., 16 Temmuz 1930
370 Mehmet BAYRAK, a.g.e., s.366.
371 Mehmet BAYRAK, a.g.e., s.367.
372 Selami SAYGIN, a.g.e., s.220.
373 Anadolu İsyanları, s.44.
374 Vakit Gazetesi, “İkinci Harekata Hazırlık”, s.1., 18 Temmuz 1930
375 Fahri UÇANTÜRK, 1930 Yılı Agrı Harekâtına Karaköse’den Bir Bakıs, Eskisehir 1948, s. 23
376 Vakit Gazetesi, “Eskıya Kamilen Tenkil Oldu”, s.1., 13 Temmuz 1930
377 Fahri UÇANTÜRK, a.g.e., 1948, s.23.
378 Bilal ŞİMŞİR, a.g.e., s.188.
379 Vakit Gazetesi, “Şark’ta Tarama Harekatı Bitiyor”, s.1., 20 Temmuz 1930
380 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, 11825 Sayılı Kararname, Fon Kodu: 080.18.01.02., Yer No: 23.69.7.
381 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 8593 Fon Kodu: 30..10.0.0. , Yer No:83.549..9.
382 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 437–11 Fon Kodu: 30..18.1.2. Belge No: 6.56..6.
383 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, 3 / 5194 Sayılı Kararname, Fon Kodu: 080.18.01.02. Yer No: 112.85.17.
384 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, 3 / 5195 Sayılı Kararname, Fon Kodu: 080.18.01.02.Yer No:112.85.18.
385 İsmet BOZDAG, a.g.e., s.89.
386 Anadolu İsyanları, s.44.
387 İsmet BOZDAG, a.g.e., s.89.
388 “ Dogu İsyanlarında Bir Türk Subayı”, Dünya Gazetesi, 26 Mart 1953
389 Rahat ALAKAM, a.g.e., s.74.
390 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.190.
391 Necati ÇANKAYA, a.g.e., s.268.
392 Hayri BASBUG, a.g.e., s.13.
393 Oguz AYTEPE, “Kürdistan Teâli Cemiyeti” Tarih ve Toplum Dergisi, Ankara 1998, Sayı 174, s.9.
394 Kazım KARABEKİR, Ermeni Dosyası, s.159.
395 Hayri BAŞBUG, a.g.e,s.60.
396 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 424143, Fon Kodu: 30.10.0.0., Yer No: 236.597..3.
397 Hasan Hisyar SERDİ, a.g.e., s.360.
398 Kazım KARABEKİR, Ermeni Dosyası, stanbul 1995, s.163.
399 Vakit Gazetesi, “Sark’ta Tarama Harekatı Bitiyor”, s.1.19 Temmuz 1930
400 Cumhuriyet Gazetesi, “Eskıya Mahvedildi”, s.1., 14 Temmuz 1930
401 Cumhuriyet Gazetesi, “Agrı Tepelerine Sıgınanlar Yakalanıyor”, s.1., 14 Temmuz 1930
402 Milliyet Gazetesi, “Agrı Dagı’ndaki Çember Daralıyor”, s.1., 21 Temmuz 1930
403 Başbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 437142, Fon Kodu: 30.10.0.0., Yer No: 261.756..4.
404 Mehmet BAYRAK, a.g.e.,s.360.
405 Vakit Gazetesi, “Siddetli Bir Takipten Sonra”, s.1., 13 Temmuz 1930
406 M. KALMAN, Botan Direnisleri, s.80.
407 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No:96A311, Fon Kodu: 30.10.0.0., Yer No: 112.753..14.
408 Cumhuriyet Gazetesi,”Agrı Dagı Üzerindeki Askeri Harekatımız”, s.1., 06 Temmuz 1930
409 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No: 85105 Fon Kodu: 30.10.0.0. Yer No: 83.550..1.
410 Cumhuriyet Gazetesi, “İran Hükümetine Bir Nota Verdik”, s.1., 13 Temmuz 1930
411 Bilal ŞİMŞİR, a.g.e., s.192.
412 Vakit Gazetesi, “Hududun Tahdidi Degil Tahsisi Mevzuudur”, s.1., 23 Temmuz 1930
413 Milliyet Gazetesi, “Sark Hududumuza Tecavüzde Bulunan Sakiler”, s.1., 01 Temmuz 1930
414 Cumhuriyet Gazetesi, “Tenkil Harekatı Basladı”, s.1., 07 Temmuz 1930
415 Resmi Gazete “Bazı Eshasın Menatıkından Garb Vilayetlerine Nakillerine Dair Kanun”, 4 Temmuz 1927, Sayı.624.
416 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Fon Kodu: 080-18-01-02, Yer No:23-69-20, Sayı:14/11838
417 Cumhuriyet Gazetesi, “Sakiler İhata Ediliyorlar”, s.1., 08 Temmuz 1930
418 Cumhuriyet Gazetesi, “İran Hükümetine Bir Nota Verdik”,s.1.,05 Temmuz 1930
419 Cumhuriyet Gazetesi, 07 “Tenkil Harekatı Basladı”, s.1., Temmuz 1930
420 Milliyet Gazetesi, “Kıtaatımız Küçük Agrı-Aybey Daglarına Dogru”, s.1., 12 Agustos 1930
421 Rahat ALAKAM, a.g.e., s.68.
422 Vakit Gazetesi, “Agrı Dagı’nda Bombardıman Devam Ediyor”, s.1., 23 Temmuz 1930
423 Sami ÖNAL, Hüsrev Gerede’nin Anıları, İstanbul 2003, s.237.
424 Rahat ALAKAM, a.g.e., s.69.
425 Sami ÖNAL, a.g.e., s.237.
426 Rahat ALAKAM, a.g.e., s.69.
427 Vakit Gazetesi, “Agrı Dagı’nda Bombardıman Devam Ediyor”, s.1., 23 Temmuz 1930
428 Milliyet Gazetesi, “Agrı Harekatının Uzamaya Tahammülü Yoktur”,s.1., 22 Agustos 1930
429 Milliyet Gazetesi, “Agrı Harekatı Baslıyor”, s.1., 30 Agustos 1930
430 Fahir ARMAOGLU, a.g.e., s.332.
431 Hüsrev Gerede, Siyasi Hatıralarım, İstanbul 1952., s.15.
432 Cumhuriyet, “Yeni Sefirİran’la Pürüzlerin Halledileceginden Emin”,s.1., 24 Agustos 1930
433 Çaldıran, Agrı ilinin Güneyinde Van’a baglı bir ilçedir. İsyan bölgesine nazaran daha düz ve tarıma elverisli bir arazisi vardır. İklimi de nispeten tarıma elverislidir. Türkiye bu bölgeden arazi vererek karsılıgında Agrı Dagı bölgesinin tamamını topraklarına katmıstır. Böylece isyancıların arkaları çevrilerek İran’a kaçmalarına engel olunmus oluyordu. ran’ın da verimli toprakları alarak kendine avantaj sagladıgı söylenebilir.
434 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.81.
435 İhsan NURİ, a.g.e., s.38.
436 Hikmet KIVILCIMLI, İhtiyat Kuvvet, İstanbul 1979, s.198.
437 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.218.
438 Hasan Hisyar SERDİ, a.g.e.,s.:366.
439 Cumhuriyet Gazetesi, “Agrı Harekatı Bu Hafta Baslıyor”, s.1., 16 TEMMUZ 1930
440 M. Nuri DERSM, a.g.e., s.165.
441 Hasan Hisyar SERD, a.g.e., s.356. (O yıllarda yöre insanı sebepli veya sebepsiz çetecilik yapmaktaydı. Bütün çetelerin isyanı desteklemek amacıyla kuruldugunu iddia etmek dogru degildir.)
442 Cumhuriyet Gazetesi, “Agrı Harekatı Bu Hafta Baslıyor”, s.1., 16 Temmuz 1930
443 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No:96B291, Fon Kodu: 30.10.0.0., Yer No: 113.771..2.
444 Faik BULUT, a.g.e., s.190.
445 Vakit Gazetesi, “Sark’ta Tarama Harekatı Bitiyor”, s.5., 19 TEMMUZ 1930
446 Milliyet Gazetesi, “Agrı Harekatının Daha Fazla Uzamıya Tahammülü Yoktur”, s.1., 22 AGUSTOS 1930
447 Orgeneral Salih OMURTAK, 6 EYLÜL 1889 yılında Selanik'te dogdu. 1907 yılında Harp Okulu'nu Tegmen rütbesi ile bitirdi. Aynı yıl girdigi Harp Akademisi'nden 1910 yılında bitirerek Kurmay Subay olarak mezun oldu. 1920 yılına kadar çesitli karargâh ve birliklerde görev yaptı. 22 Ocak 1920 'de görevle geldigi Ankara'da kalarak Milli Ordu'ya iltihak etti. 1926 yılına kadar çesitli birliklerde komutanlık yaptı. 1926 yılında Tümgeneral (Mirliva), 1930 yılında Korgeneral ve 1940 yılında Orgenerallige yükseldi. Tümgeneral rütbesi ile 8 nci Kolordu Komutanlıgı, Korgeneral rütbesi ile 9 ncu ve 3 ncü Kolordu Komutanlıgı görevlerinde bulundu. Orgeneral rütbesinde Yüksek Askeri Sura Üyeligi, Genelkurmay II nci Baskanlıgı ve 1 nci Ordu Komutanlıgı yaptı. 29 Temmuz 1946 tarihinde Genelkurmay Baskanlıgına atanarak 8 Haziran 1949 tarihine 
kadar Genelkurmay Baskanlıgı yaptı. Rahatsızlıgı nedeniyle 1 Ocak 1950 tarihine kadar sıhhi sebepten izinli bulundu. Yüksek Askeri Sura Üyeligi görevinde iken, 6
Temmuz 1950 tarihinde istegi ile emekli oldu. 23 Haziran 1954 tarihinde vefat etti. Katıldıgı savaslar sunlardır: 1911 -1912 Osmanlı-İtalyan savası, 1914–1918 Birinci  Dünya Savası, 1918–1922 İstiklal harbi. Ayrıca Seyh Sait ve Genç İsyanları Harekâtlarına katıldı. Agrı isyanında da komutan olarak görev yaptı.
448 Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım, İstanbul, 1992, s.467.
449 Faik BULUT, a.g.e., s.188.
450 Fahri UÇANTÜRK, a.g.e., s.7.
451 Vedat ŞADİLLİ, a.g.e., s.131.
452 Vedat ŞADİLLİ, a.g.e., s.131.
453 Milliyet Gazetesi, Kıtaatımız Küçük Agrı-Aybey Daglarına Dogru”, s.1., 12 Agustos 1930
454 Fahri UÇANTÜRK, a.g.e., s.7.
455 Fahri UÇANTÜRK, a.g.e., s.7.
456 Milliyet Gazetesi, “Tayyare Bombardımanları Devam Etmektedir”, s.1., 21 TEMMUZ 1930
457 Genelkurmay Baskanlıgı, a.g.e., s.21.
458 Faik BULUT, a.g.e., s.189.
459 Fahri UÇANTÜRK, a.g.e., s.41.
460 Emin KARACA, a.g.e., s.165.
461 Fahri UÇANTÜRK ,a.g.e., s.53.
462 Emin KARACA, a.g.e., s.166.
463 Fahri UÇANTÜRK, a.g.e., s.53,54.
464 Faik BULUT, a.g.e., s.198.
465 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.218.
466 Emin KARACA, a.g.e., s.167.
467 Faik BULUT, a.g.e., s.199.
468 Fahri UÇANTÜRK, a.g.e., s.54.
469 Emin KARACA, a.g.e., s.168.
470 Vedat ŞADİLLİ, a.g.e., s.131.
471 Fahri UÇANTÜRK, a.g.e., s.53,54.
472 Emin KARACA, a.g.e., s.162.
473 Hasan Hisyar SERDİ, a.g.e., s.366.
474 İhsan NURİ, a.g.e., s.79.
475 Hasan Hisyar SERDİ, a.g.e., s.366.
476 Emin KARACA, a.g.e., s.170.
477 TBMM Zabıt Ceridesi, Devre III, Cilt 21, çtima Senesi 3, s.4,5,6.
478 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.224.
479 Milliyet Gazetesi, “ Agrı Dagı’ndaki Çember Daralıyor”, s.1., 21 Temmuz 1930
480 Hasan Hisyar SERD, a.g.e., s.:366.
481 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.226.
482 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.226.
483 Hasan Hisyar SERDİ, a.g.e., s.366.
484 Mehmet BAYRAK, a.g.e., s.364.
485 Hâkimiyeti Milliye Gazetesi, s.1., 15 Eylül 1930,
486 Cumhuriyet Gazetesi, “Kürdistan Krallıgı”, s.1., 15 TEMMUZ 1930
487 Milliyet Gazetesi, “Adliye Vekili Ödemis’te Bir Nutuk Söyledi”, s.6., 19 Eylül 1930
488 Cumhuriyet Gazetesi, “Agrı Dagı Maznunları Hüküm Giydiler”, s.1., 23 MAYIS 1932
489 Basbakanlık Cumhuriyet Arsivi, Dosya No:95-106, Fon Kodu:030-18-01-02, Yer No:75-48-18, Karar Sayısı 1/6766
490 M. KALMAN, Agrı Direnisi, s.99
491 Basbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Dosya No:86–118, Fon Kodu: 18–01–02–7, Yer No:29–43–13, Sayı:129936
492 Basbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Dosya No:95-43, Fon Kodu: 030.18.01.02., Yer No: 36.39.2.
493 Basbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Dosya 3.BÜRO, Belge No: 490.1.0.0. Yer No:607.102.7.
494 Basbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Fon Kodu: 030.18.01.02., Yer No:121.88.01.
495 Basbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Dosya No:52-141, Fon Kodu: 030.18.01.02., Yer No: 121.88.1., Sayı:3/10260.
496 Basbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Dosya No:52-141, Fon Kodu: 030.18.01.02., Yer No: 122.43.18.
497 Vedat ŞADİLLİ, a.g.e., s.133.
498 Vedat ŞADİLLİ, a.g.e., s.133.
499 Hayri BAŞBUG, a.g.e, s.67., Vedat ŞADİLLİ, a.g.e., s.133.
500 M. KALMAN, Ağrı Direnişi, s.190.


***

AĞRI İSYANLARI 1926 – 1930 BÖLÜM 16

AĞRI İSYANLARI  1926 – 1930 BÖLÜM 16



E)  BAŞARISIZLIK KARŞISINDA  İSYANCILAR ARASINDAKİ GÖRÜŞ AYRILIKLARI

Agrı isyanından sonra bölgeyi temizleme isi 25 Eylül tarihine kadar sürdü. Bu arada cephane ve yiyecek sıkıntısı isyancıların en büyük sorunuydu. Türkiye’nin komsularıyla iş birligine girismesi eskıyaların durumunu giderek kötülesmesine sebep oldu. İsyanın baska bir özelligi de asilerin ailelerinin isyanın içinde aktif olarak rol almıs olmalarıydı.479 Ancak bu durum yiyecek sıkıntısının daha da artmasına neden oluyordu. Asiler yük hayvanlarını bile kesip yemege baslamıslar dı.480
Zor durumdaki isyancılar arasında bu durumdan kurtulmak için iki farklı görüs ortaya çıktı. Görüslerden birincisi ve en acımasızı, isyanın öncülerinden olan Bro Heski Tello tarafından ortaya atıldı. İkincisi ve nispeten daha merhametli olan görüs ise isyanın komutanı rolünü oynayan hsan Nuri’ye aitti. syanı körükleyerek çok masumun ölmesinde rolü olan İhsan Nuri, Heski Tello’nun görüsünün acımasızlıgı karsısında kendi görüsünde ısrar etti.
Heski Tello bütün kadın, çocuk ve ihtiyarların öldürülmesini ileri sürdü. Bütün bagları kopmus savasçıların daha iyi direnecegini ve savasacagını inatla savundu. Heski Tello’ya göre manevi bagları kopmus isyancılar daha etkin mücadele verebilirdi. Üstelik daha az insanın karnını doyurmak zorunda kalınırdı. Bunun için de hiç düşünmeden kendi ailesinin katline baslamayı göze aldı. Yapılan tartısmalar sonunda bir sonuç elde edilemeyecegini anlayan Heski Tello kararlılıgını göstermek için savundugu fikrini icraata döktü. Dedigini kendi ailesinden baslayarak yapmaya basladı. Ailesinden 10 kisiyi öldürdügünde, kendisine müdahalede bulunuldu.481 Daha sonra isyan bölgesini terk etti. İran’a geçerek oradaki asiretlerin olaylarına karıstı. Hem bagımsızlık hakkına sahip oldugunu ileri sürüp hem de pesinden sürükledigi zavallı halkı bir hiç ugruna gözünü bile kırpmadan öldürme fikrini dile getirmesi, isyancıların ne kadar insanlık dısı ve haince düsünüp hareket ettiklerini gözler önüne serdi. 
Diger bir görüs ise İhsan Nuri’ye aitti. 
İhsan Nuri basarısız oldukları bölgelerden çekilip baska bölgelerde faaliyetlerine devam ederlerse basarılı olabilecekleri düşüncesindeydi.
Fazla zayiat vermeden ve bütünlük bozulmadan sürat le başka bir bölgeye çekilmeleri gerekliydi.482 Ancak bu fikrin gerçekleştirilmesi için geç kalınmıstı. Sözde büyük komutan İhsan Nuri, kendisine daha önce yapılan benzer bir teklifi kabul etmemisti. Simdi ise kendisi aynı yolu çıkar yol olarak görüyordu. Af kanunundan yararlanmalarına izin vermedigi, kandırılmıs insanlar için artık çok geç kalınmıstı. syancılar kesin bir yenilgiye ugratılmıs ve darmadagın olmuslardı.
Halen arazide kalan askerler ise, eşkıyaların mağara ve sığınaklar da saklananları arıyorlardı.

Basarısız olan isyancılar kendilerine sunulan af fırsatını da kaçırdıklarından dolayı geri dönemediler. Kendilerine sıgınacak yeni bir yer aramak zorunda kaldılar. Bu durum onları Sovyetler ve ran’a sıgınarak kurtulmaya itiyordu. Ancak basvurdukları iki devletin de bu iltica taleplerini kabul etmedigi görüldü. Bunun üzerine İhsan Nuri ve yanındakiler İran ordusuyla çatısarak İran topraklarına girdiler.483 İran bunu daha sonra siyasi iltica talebi olarak kabul etti.
Böylelikle İran’a zorla iltica etmis oldular.
İsyanın sona ermesi, İran ve Suriye’de ortaya çıkacak olan olayların baslangıcı ile çok yakın bir zamanda gerçeklesmisti. İran ve Suriye kendi ülkelerindeki olaylara 

“Türkiye’den kaçan isyancıların sebep oldugunu” iddia ediyorlardı. Ne olursa olsun Agrı isyanı sona ermisti. Son durum ile ilgili olarak Ankara Ticaret Odasının 1931 yılında çıkardıgı “Tasnak- Hoybun” adlı yayın söyle bilgi veriyordu: “ Agrı harekâtı kati bir tediple bitmistir. Kürtler kendilerini tesvik edenlerin kaçtıgını görerek uyanmıs, bir kısmı hükümetimize iltica etmis, digerleri de eski dostları aleyhine silaha sarılmıstır. İran’da, Irak’ta ve hata Suriye’de yerli kuvvetlerle çarpışıyorlar. İran’da Simko ve Celalliler meselesi, Irak’ta Kürtlerin kıyamı ve Suriye’de güya bizim taraftan geçen
çetelerin tecavüzleri hep Agrı Dagı dersinin neticeleridir.”484
Agrı harekâtı, Türk ordusu adına büyük bir basarıdır. Böylesine zor sartlarda, araziyi kendi evi gibi bilen eskıyaya karsı, haklıyı haksızdan ayırarak yapılan askeri harekât zaferle sonuçlanmıstır. Ülke basını da “Rusların Agrı eskıyalarına karsı daha önce yaptıgı harekâtlarda basarılı olamadıgını, oysa genç Cumhuriyetin ordusunun bu isi kısa bir sürede başardıgını” vurgulamıstır.485

F)  İSYAN SONRASI DURUM

Agrı isyanının sonunda amaç, açıkça ortaya çıkmıstı. Bu amaç aynı zamanda bu isyanın diger isyanlardan farkını gösteriyordu. Bagımsız bir Kürt devleti kurulmak isteniyordu.
Harekâtın basındaki komutan Salih Pasa ise Kürdistan Krallıgı kurulmak istendigini iddia ediyordu.486 Ancak bu çalışma da herhangi bir kisinin kral yapılacagına dair bir belgeye ya da bilgiye rastlanmamıştır.

Agrı isyanı, yöre insanlarının çogunlugu tarafından desteklenmese bile milliyetçilik duygusunun öne çıktıgı bir ayaklanmaydı. Milliyetçilik iddiasıyla ortaya çıkarılan isyan 

yöre halkından umulan destegin alınmaması sonunda basarısız olmustu. 1930 yılındaki Agrı ayaklanması sonrasında Ödemis'te yaptıgı konusmada çisleri
Bakanı Mahmut Esat Bozkurt; tüm ülkedeki vatandasların Türk oldugunu ve ülkenin sahibi olduklarını vurguladı.487 Süphe yok ki buradaki “Türk” kavramı, Atatürk’ün “ Ne Mutlu Türküm Diyene” vecizesine uygun düşmekteydi.

1931 yılına girildiginde Agrı Ayaklanması yöresel bazı eskıyalıklar hariç, son bulmustu. 1932 yılında isyancıların yargılanması Adana Agır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
Mahkeme çalısmalarını kısa sürede tamamladı. 34 kisi idama mahkûm edildi. Cumhuriyet gazetesinin ifadesine göre beraat edenler ise hükümete ve cumhuriyete dua ediyorlardı.488
İsyan sonunda yörede yasayan ve isyana katıldıgı tespit edilen bir kısım aileler skân Kanunu geregince Anadolu’nun çesitli sehirlerine yerlestirildiler. Cumhuriyet arsivindeki bir belgede bölgede eskıyalık yapan ailelerden bir kısmının Manisa, Denizli ve Mugla gibi batıdaki illere nakledildiklerini görüyoruz.489
Agrı Ayaklanması'nda, öncü kadrolar Türkiye'de yakalanıp, ölümle yargılanmadılar. Ağrı Ayaklanması' nın öncüleri ran sınırını geçerek, bu ülke topraklarına sığınmayı başarabildiler. İsyancıların bir kısmı da Suriye’ye kaçtı. Ancak her iki ülkede de gerçek vatanları olan Türkiye’deki huzuru ve rahatı bulamadılar. ran bu isyancılara kucak açarken Türkiye’ye yönelik düsmanca politikasının bir örnegini daha sergiledi. Suriye’de ilticacı olarak kalan isyancılar, çok uzun yıllar büyük sorunlarla karsılastılar. Suriye devleti onlara hep sıgınmacı gibi davrandı.490

İsyancıların basarısız olmalarının pek çok sebebi vardı. Bunların en önemlilerinden biri asiret yapısıydı. Bu yapı isyancıların birlik olmalarında olumsuz rol oynadı. Aşiretler arasındaki çatısmalar, kırgınlıklar oldukça fazlaydı. Bu çeliskiler isyancıların Türk askerine karsı bir varlık gösteremeyisinin birinci nedenidir. Ayrıca yörede yasayan halkın ve asiretlerin çogunun isyancıların beklediği desteği sağlamaması, onların açlık basta olmak üzere büyük sıkıntılar yasamasına sebep oldu.
Bölgedeki Kürtlerin örgütsüz ve dagınık olması isyancıların umdukları destegi bulmalarını engelledi. Bu durum ise Türk hükümetinin basarısında önemli rol oynadı.
Bu arada Hoybun Örgütü sürdürdügü çalısmalar ile bölgeyi sıcak tutmaya çalıstı. Ancak olaylara uzak kalmıstı. Basarısızlıga ragmen isyan sonrası olayları canlandırma çabaları devam etti. 1932 yılında Halep’te “Havar” isimli gazete gibi yayınlar çıkarttı. Ancak devlet aldıgı tedbirlerle bu gibi yayınların yurda sokulmasını yasakladı.491
Türk hükümeti ile ran’ın isyancılara karsı antlasma yapması isyanların sonunu getirmekte önemli etken oldu. Türk Silahlı Kuvvetlerinin düzenli, deneyimli, örgütlü ve disiplinli olusu Agrı isyanında eskıyalara karsı basarı kazanılmasının temel sebebiydi. Fakat Agrı isyanının sona ermesi ülkede huzuru saglamaya yetmedi. Zira isyanda sonra Tunceli’de yeni sıkıntılar ortaya çıktı. Devlet artık bu sorunla uğraşmaya başlayacaktı. Agrı isyanının bastırılmasından sonra Dersim olayları Türk hükümetinin buraya yönelmesine sebep oldu.

Bu arada isyancıların artıkları, devleti farklı alanlarda da ugrastırmaya devam ettiler. Bazıları baska ülkelerde zararlı yayın faaliyetlerinde bulundular. Bir kısmı ise ikamete mecbur edildikleri bölgeleri terk ettiler. Örnegin Kayseri’de ikamete mecbur edilen Kör Hüseyin Pasa’nın ogullarından Mehmet ve Nadir Bey, bu bölgeyi terk edip kaçtılar. 

Bunun üzerine onlara verilen mallar da aileleri arasında bölüstürüldü.492
1934 yılında, Fırat ve Dicle nehirleri arasında, Irak hududu ile Beyrut, Sam ve Halep’teki Ermeni, Kürt ve Nasturilerden kurulu yeni bir olusumun haberleri Ankara’ya ulastı.493 Ermenilerin bu kez de pes etmeyecekleri anlasılıyordu. 1938’de Sam’da bastırılan “Xwendina Kürdi” isimli yayın kargasalık çıkarma çabalarına birer örnek olabilir.494 Daha sonraki yıllarda Kamuran Ali Bedirhan’ın Paris’te yayınlanan “ Bulletin Du centre d’ études  Kurdes” adlı brosür yine yöre insanını isyana tesvik amacı tasıyordu.495 1950 yılında çıkarılan kanunla brosürün sayılarının toplanmasına karar verildi.496


X. YABANCI BASINDA AĞRI İSYANI


İsyan sonunda, gerek Avrupa basını gerekse de Arap basını olayları “Kürtlerin kullanıldıgı” seklinde yorumladılar. İngilizlerin rolü basına yansıyan yorumlarda yer aldı.
Yabancı basın söyle yorumluyordu Agrı hadisesini:
“GLARUS ZEİTUNG GAZETESİ (Almanya’da çıkan 11 Ekim 1930 tarihli bu gazeteden özet olarak)

1. Kürtler, İngiliz memurları tarafından tesvik edilmis, silah, malzeme ve para yardımı yapılmıstır.
2. İngiliz basını Cemiyet-i Akvam’ın müdahalesi için çalısmıstır.
3. İranlılar isyanın basında yardım etmislerdi.
4. İsyanın gayesi:

a. Türkiye ile Rusya arasına bir tampon devlet sokmak.
b. Türkiye’yi iktisaden zayıflatmak.
c. Türkiye’yi mukavemetsiz bırakıp ngiltere ile anlaşmaya sevk etmek.

5. Dogu petrollerinden faydalanmak için Kürtleri elde etmişlerdir.
6. Kürtlere her çesit silah ve makineli tüfekler verip, kendi menfaatleri için Kürt kanı döktürmüşlerdir.” 497

Feth-El-Arap Gazetesi, kandırılan insanların bu savasa sürüklendiklerini yazıyordu ve olayların bu sekilde gelismesinde isyancıların büyük suçu oldugunu yorumluyordu. :
“ 21 Ekim 1930...Kürtler ezildiler, onları ateşe sürenler için Türkler veya Kürtler ezilsin mühim değildir. Türkler bu başarı ile övünmezler, çünkü ölen kardeşleridir. Kürtler iyi ders aldı. Gördüler ki, yabancı vaatleri bir yere kadar gelir, felaket bas gösterince ortada görünmezler.” 498

Aynı gazetenin baska bir sayısında ise Ermenilerin Agrı isyanında büyük rolleri oldugu yazıldı.

“Bu harekette Ermenilerin rolü büyüktür. Kürtler unutmasınlar ki, serefli ve mefahirle dolu Türk tarihinden ayrılarak ecnebi boyunduruguna girmek feci bir gaflettir …”
“....Kendi menfaatlerini arayan bir takım harisler, ecnebi yardımlar ve Cemiyet-i Akvam sözleri ile masum Kürtleri igfal ettiler. Ve isyana tesvik ettikten sonra onları bırakıp kaçtılar...” 499

Sehend Gazetesi (7 Aralık 1930 tarihli İran gazetesi) “....Araplar derler ki; akıllı bir adam akrebin deliğine iki defa parmağını sokmaz.
Hâlbuki Kürtler delikte kendilerini kaç defa zehirlettiler. Kürtler “koyun kendi kuzusunun ayagını kırmaz” derler. Bizim ayagımızı kıranlar Türkler degildi....”500

SONUÇ

Görülüyor ki, günümüz dünyasında bile çesitli sekillerde ve farklı yollarla devam eden “Türkiye’nin dogusuna hâkim olma” mücadelesinin çok derin bir geçmisi vardır.
Dogrusunu söylemek gerekirse bölgede yasanan ve yasanmaya devam eden olayların arkasında dıs güçler rol oynamaktadır. Agrı isyanı da geçmisteki bu tür olaylar zincirinin halkalarından sadece bir tanesidir.

1926 yılında hayvan çalma bahanesi ile baslayan Agrı isyanına karsı yapılan Türk askeri harekâtı 14 Eylül 1930 tarihinde tamamlandı. Olaylar 4 yıldan uzun sürdü. 

Gerçekte denilebilir ki, isyanın baslangıcı olarak zamanlaması, isyancılar adına çok da dogru degildi. Şeyh Sait ayaklanmasını Türk ordusunun basarıyla bastırması, eşkıyaların moral olarak olumsuz yönde etkilenmesine sebep olmustu. Zira Agrı isyanı, Seyh Sait ayaklanmasından çok kısa bir süre sonra basladı. Ancak ilk olaylar karsısındaki askeri basarısızlık isyanın baslamadan bitirilmesini engelledi.

Yaklasık 4 yıl süren bu olayların ilk yılındaki askeri harekâtların basarısız olması, İhsan Nuri basta olmak üzere daha önceki isyanlara katılmıs olan eskıyaların da ilgisini çekti.
Agrı isyanı özellikle Ermeniler basta olmak üzere, dıs destegin açıkça ortaya çıktıgı bir isyandı. Ermeniler kadar, isyanda İran da rol aldı. Hangisinin desteginin daha etkili oldugu tartışılabilir. Ancak kesin olan birinin isyanın baslangıcında etkili olduğu, digerinin de devamına katkıda bulundugudur. Bunlardan baska Fransızların ve İngilizlerin isyan sürecine dolaylı olarak etkili oldukları söylenebilir. Ancak özellikle İngilizlerin adının bu isyanda geçmesi, Rusların da bizim lehimize tavır takınmalarına sebep olmuştur. Hatta sırf bu destegi saglamak maksadıyla “İngilizlerin adını olaylara Türkiye’nin bilerek karıstırdıgını” iddia edenler de vardır. İsyancıların arasında yer almıs 
olan Hasan Hisyar Serdi bu görüstedir.

Ermeniler, isyanın adının duyulmaya basladıgı 1927 yılında kurdukları Hoybun Örgütü ile isyancılar üzerinde etkili olmaya çalıstılar. Ancak Ermeni kökenli Hoybun’un destegi oldukça sınırlı kaldı. Hoybun’un liderleri Suriye’nin dısına çıkmadılar. Bu durum ise onların isyana gereken etkiyi yapmasına yetmedi. İran ise bu isyanı kendi çıkarları için kullanmak istedi. Ancak isyanın sonunda kendi topraklarına zorla giren isyancıların çıkardıgı olaylar yüzünden sıkıntı çekecekti.

İsyancılara yönelik dört kez büyük çaplı sayılabilecek askeri harekât yapıldı. Bunların ilk üçünün basarısız olmasının en önemli nedeni sınır güvenliginin sağlanamamasıydı.
Ancak 1930 yılında İran ile gerekli anlasma sağlandıktan sonra isyan sonlandırılabildi. Geçen dört yıl boyunca isyancılar bölgede isimlerini unutturmamak amacıyla pek çok faaliyette bulundular. Yol kestiler, karakol bastılar, propaganda amacıyla her yolu denediler. Devletin bölgeye yaptıgı bütün hizmetleri “sömürge amacıyla yapılıyor” gibi saçma iddialarla engellemeye çalıstılar. Tren yolu gibi hizmetlerin bölgeye gelmesine engel olmak amacıyla tüm fırsatları değerlendirdiler.

İsyanı daha da yaygınlastırmak için Hoybun’un direktiflerine uygun olarak farklı bölgelerde degisik bahanelerle farklı isyanlar çıkartılmasını sagladılar. İsyancılar, kendi üzerlerindeki baskıyı azaltmak maksadıyla degisik bölgelerde olaylar çıkarttılarsa da bölge halkının tamamından umdukları destegi saglayamamaları sebebiyle başarılı olamadılar. Devlet ise isyanın önüne geçmek için sadece bölgesel tedbirler almakla kalmadı.
İran ve Sovyetler Birligi gibi ülkelerin de isyanı desteklemelerine engel oldu. Ayrıca Hakkâri’ye kadar olan bölgede isyana destek olabilecek baska ayaklanmaların çıkmaması için tedbirler aldı. En küçük bir olaya bile süratle müdahale etti. Alınan tüm tedbirlerin sonunda isyan bastırıldı.
Agrı hadisesinden alınan dersler de vardı: Cumhuriyetimiz, olası benzer isyanlar için yeni müttefikler aramak mecburiyeti duymustu. ran ve Irak ile anlasıldı. Ayrıca Rusya’nın da destegi saglandı.

Agrı Ayaklanması'nın 1930'lara kadar degil de, 1932'lere kadar devam ettigini ileri süren arastırmacı ve tarihçiler vardır. Bunların gerekçeleri arasında, İran’a geçen asilerin, Makü yöresinde devam eden ayaklanmaları da hesaba kattıkları görülmektedir. Ancak isyanın arkasındaki isimin, yani Hoybun’un artık etkisini daha da yitirmesi, isyancıların bir daha eski teskilatlanmalarını Agrı bölgesinde yapamamaları ve İran’daki olayların ülkemizden bagımsız olması gibi nedenlerle isyanı 1932 yılına kadar uzatmak mümkün görülmemektedir. Keza, İran’daki olayları da ne ülkemiz organize etmis, ne de desteklemis degildir. İran kendi yaptıklarının cezasını çekiyordu.
İsyan aldatmacasına inananlar eski düzenlerine dönebilmek için uzun süre sıkıntı çektiler. Oysa ülkedeki siyasetçilerin de belirttigi gibi ülkemiz, o yıllarda da son derec demokratik ve adaletli bir sekilde yönetiliyordu.

Günümüze gelindiginde yöre insanlarının bir kısmının hala aynı yalanlarla benzer rüyaların pesinde kostukları görülmektedir. Aradan geçen yaklasık 80 yıla ragmen Dogu’da yasayan insanlarımızı kandıracak baska İhsan Nuri’ler ve Ermeni kökenli örgütlerin var oldugunu görüyoruz.

Halen daha devletimiz bölgeye gerekli yatırımları yapmakta sıkıntı çekmektedir.
Bölücüler bu hizmetlerin yetersizligini bahane ederek olay çıkarmaktadırlar. Ancak, öte yandan devletin de bölgeye yapmaya çalıstıgı yatırımları 80 yıl önceki bahanelerle engellemekteler.

Bölgede görevli devlet memurlarını öldürmekten dahi sakınmıyorlar. Bütün bunlar gösteriyor ki, “Türkiye’nin yumusak karnı” olarak nitelendirebilecegimiz Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgeleri Osmanlı’dan günümüze kadar gelmis ve halen sorunlar yasanan bölgelerdir. Devletimiz tarafından gerekli tedbirler alınmadıgı sürece sorunlar yasamaya da devam edecegiz.

Aradan geçen bunca zamana ragmen insanlarımızın aynı kandırmacalara inanarak, kullanılmaları yörede egitimin ve vatandaslık bilincinin üzerinde daha fazla durulması gerektigini göstermektedir. Gelecekte de aynı sorunun tekrar etmemesi için devletimiz üzerine düsen tüm yükümlülükleri yerine getirmelidir. Ancak bölgede yasayan vatandaslarımızın da kandırmacalara inanmadan, geçmiste yasanan olaylardan ders alarak aklı basında davranmaları gereklidir. Zira kandırmacalara inanarak daha önceki isyanlara katılmıs olanların son pismanlıkları fayda etmemistir. Ülkelerine geri dönememisler, sıgındıkları ülkelerde ikinci sınıf vatandas muamelesi görmüslerdir. 

Bölgeye getirilen her türlü hizmetin de kendi gelismeleri için yapıldıgını ve devletin kendi vatandasına sundugu bir hizmet oldugunu anlamaları gerekmektedir.
Ülkemiz dogusuyla, batısıyla aynı anda kalkınmayı basarması halinde çok daha zenginlesecektir. İçinde bulundugu konumun jeostratejik önemi dolayısı ile tüm devletlerin kıskandıgı bir ülke olacaktır. Bunu gerçeklestirmemiz için herkes üzerine düsen görevleri yerine getirmelidir.

Eğer tüm Vatandaşlar olarak bilinçli olur, birlik ve beraberlik içinde yasamaya özen gösterirsek, ülkemizin jeostratejik konumu dolayısı ile de çok daha fazla kalkınıp zenğinleşeceğimizi unutmamalıyız. İnsanlarımızı da bu bilinçle yetiştirmeliyiz.


17.Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

AĞRI İSYANLARI 1926 – 1930 BÖLÜM 15

AĞRI İSYANLARI  1926 – 1930 BÖLÜM 15


D)  İSYANIN BASTIRILMASI

Artık isyanın sona erdirilmesi için hiç bir engel kalmamıstı. Tüm planlar yapıldıktan ve hazırlıklar tamamlandıktan sonra üçüncü Agrı harekâtı 7–14 Eylül tarihleri arasında yapıldı. Yapılan son harekâtın süresine bakıldıgında harekât için fazla bir zaman harcanmadıgı görülmektedir. Oysa bu tür bir harekât için ayrıntılı bir planlama ve bu planlamaya uygun olarak eksiksiz bir hazırlık dönemi gereklidir. Bu durumda gerekli planlama ve hazırlıkların daha önceden basladıgı sonucu çıkmaktadır. Bu cümleden olarak İran ile anlaşmanın da daha öncesinde beklendigi ortadadır. Zira ran sınırı kapatılmadan yapılacak hiçbir harekâtın basarılı olamayacagı o tarihe kadar isyanın sonuçlandırılamamasından da ispatlanmıştı. İran ile sorunlar da henüz çözülmüştü.

1. İsyancıların Yasadıkları Sıkıntılar. ;

İsyanın son döneminde isyanı canlı tutmak için pek çok yol denendi. İsyancılar isyanı yaymak için sembolik bir bez parçasını bayrak diyerek ortaya çıkardılar. İsyancıların bayragı günümüzde de kullanıldıgı sekliyle üstte kırmızı, altta yesil ve orta da sarı renkte ısık saçan günes biçiminde ilk defa Agrı syanı sırasında kullanıldı. Bu sırada  bayragın açıldıgı köyde halkın büyük bir bölümü Türkçe konusuyordu.434 Öyle ki bu bayragı astıkları yerin adını bile, İhsan Nuri Kürtçe bir isimle degistirdi.

“Kurdava düsmana en yakın köy idi… Kürt bagımsızlık bayragı bu köyde dalgalanıyordu. Daha önce Türkmen olan bu köyün ismini ben degistirmis tim…”435
Anılan köyde çogunluk Türkçe konusurken bayragı burada açmanın altında yatan sebep güçlerini göstermek, yöre halkını daha da etkileyerek desteklerini saglamaktı. Ancak bir türlü halkın çogunlugunun destegini saglayamamaları sorunlarından biri oldu. syancılar yöre halkını tutmayı basaramadılar. Halkı ellerinde tutmanın iki yolu vardı. 

Bunlardan İlki; isyanın halka ne vereceğinin bir gaye olarak gösterilmesiydi. İkincisi ise; o gaye ugruna halkı teşkilatlandırmaktı.436

Agrı isyanı sırasında en önemli sorunlardan bir digeri de yiyecek ve su kıtlıgıydı.437 Su sıkıntısının sebebi belliydi. Ancak burada üzerinde durulmayan husus neden yiyecek sıkıntısı çekildigiydi. Zira isyancılar sözde yöre insanları adına savas vermekteydiler. Ancak yöre halkı onlara bekledikleri destegi bir türlü sağlamadı. Bu arada yörede boşalan köylerden de artık destek alamıyorlardı.
Ayrıca isyana katılanların kendileri ile beraber taşıdıkları ailelerini de doyurma zorunluluğu vardı. Dolayısı ile isyancıların yasadıgı yiyecek sıkıntısı daha da artmaktaydı.
Açlıkla mücadele neredeyse birinci öncelikli duruma gelmisti.438

İsyanın idaresini üstlenen Hoybun Örgütü’nün merkezinin isyan bölgesine uzak olması da ayrı bir sıkıntıydı. Bu durum örgütün isyana müdahalesini zorlastırdı. Yine Türkiye’nin İran’a karsı yaptığı siyasi manevralara karsı örgüt pasif kaldı. Denilebilir ki artık isyancıların örgüte, örgütün de isyancılara inancı zayıflamaya baslamıştı.
İran sınırının kapatılması da isyancılara gelen her türlü destegin kesilmesini sagladı. Kendi vatanına sırtını dönerek, ordusuna kursun sıkanlar artık tek baslarına kalmışlardı.

2. Yasanan Son Çarpısmalar. ;

İsyan sona erene kadar Türk ordusu, kendi alabildigi tedbirlerle sınırı kapatabildigi her an isyancıların üzerine harekât yaptı. Ordu, tedbirleri alarak yaptıgı bu operasyonlarda kısmi basarılar sagladı. İsyancılar ise çaresizlik içinde her yolu denediler. Ordunun baskısını azaltmak amacıyla farklı bölgelere baskın yapmak istediler.
Devlet, Zeylan olayları ile ugrasmaya devam ederken bir yandan da Agrı isyanının etkisini azaltmak için tedbirler almaya devam etti. Agrı Dagı eteklerinde bulunan köyler tamamen bosaltılmıs, isyancıların lojistik ihtiyaçlarını karsılamaları engellenmisti. Köylerde oturan halk zor durumda bırakılmamıs Ercis’e sevk edilmis ve orada iskân edilmislerdi.439 Burada amaç kesinlikle halkı cezalandırmak degildi. syancıların faaliyet gösterdikleri bölgeyi bosaltarak onları ele geçirmeyi kolaylastırmaktı.
Yapılan etkili harekâtı durdurabilmek veya yavaslatabilmek amacıyla Hoybun da Suriye – Türkiye sınırında ve yakın bölgelerde olaylar çıkması için örgütlendirdigi eskıyaları sınırdan içeri soktu. Bunların bir kısmı Mardin ve Midyat bölgesinde, bir kısmı da Suruç Ovası’nda Askerleri üzerlerine çekmeye çalıstılar.440 Bu arada farklı bölgelerde kurulan çeteler de ortamı degerlendirmek maksadıyla teskilatlanarak olaylar çıkardılar. Amaç bölgede olusan otorite boslugundan da istifade ile eskıyalık ve soygunculuk yapmaktı. Ayrıca askeri baska bölgelere de kanalize etmeyi hedefliyorlardı. Bu eskıyaların faaliyet gösterdikleri baslıca bölgeler: Melato Dagı’nda Abdurrahman Aga ile Eliye Yunıs komutasındaki çeteler. Bu çeteler Siirt’teki 2 nci Tümenin dikkatini üzerlerine çekmeye çalıstılar. Cizre bölgesinde ise Garısan Asiretinden çeteciler faaliyet gösteriyorlardı. Lice kuzeyinde Zaza Mıstan Asiretinden çeteler bulunuyorlardı.

Hani ve Diyarbakır arasında Perika Aşiretinden Mehmet Peri ve İbo komutasındaki çeteler faaliyet gösterdiler.441

3. Son Askeri Harekât (7–14 Eylül 1930). ;

Agrı bölgesinde yasanan isyanın, dıs güçler tarafından “bagımsızlık” vaadi ile çıkarıldıgını basın sık sık yazdı.
“…Bazı ecnebilerin merkezi Bayazıt olmak üzere Van havalisinde bir Kürt Hükümeti tesis ederek bütün Kürtlere istiklal verilecegini ilan ettikleri ve bu suretle Sark kıyamını hazırladıkları teeyyüt etmistir.”442
Ancak yapılan siyasi manevralarla dıs destek de azalmıstı. Ayaklanmanın artık sona erdirilmesi için sartlar olgunlasmıstı ve yapılacak harekâtın zamanlaması çok önemliydi. Bu durum karsısında son askeri harekâttan önce bazı asiret liderlerinde tedirginlikler oldu. Nitekim Cemil Pasazadeler harekât öncesi tedirginlik yasayarak  Halep’e firar ettiler ve Fransa’ya sıgındılar.443
28 Aralık 1929’da Bakanlar Kurulunun Cumhurbaskanı Atatürk’ün baskanlıgında ve Genelkurmay Baskanı Maresal Fevzi (Çakmak) ile 1 nci Genel müfettis İbrahim Tali Bey’in de hazır bulundukları bir toplantıda, 1930 senesi Haziran’ında harekâtın yapılması planlandı.444
Gerçekte isyancılara yönelik harekât neredeyse planlandıgı zamanda basladı. Ama bölge planlanan bölge degildi. Zira Zeylan’da bir ayaklanma baslamıstı. Evvela bu bölgenin kontrol altına alınması gerekiyordu. Zeylan syanı, Agrı harekâtını Eylül ayının basına kadar erteledi.
Eylül dönemi, Haziran ayı kadar olmasa da artık yazın bitip Agrı dagının yükseklerinde barınılamayacak sekilde sogukların basladıgı, ancak ordunun görev yapmasına engel teskil etmeyecek bir dönemdir. Zira isyancılar zirveden asagıya inmek zorunda kalacaklardı. Bu sürede Türk halkına sabırlı olmaları için açıklamalar içeren haberler gazetelerde yayınlandı.445

Zeylan olaylarından sonra her sey hazır olmustu. Bölgede rakımın da yüksek olması dolayısı ile artık zirvelere kar yagması ve isyancıların asagılara indigi haberleri gelmesi zamanın geldigini gösteriyordu. Gazeteler; Agrı harekâtının daha fazla uzamaya tahammülünün olmadıgı haberlerini yazmaya baslamıslardı. Görüsmeler ne sonuç verirse versin Eylül’de bu harekât sona erdirilmeliydi.446

İran’ın da verdigi olumlu cevaptan sonra Kolordu Komutanı Salih Pasa’nın447 bizzat emir komutası ile harekât yapılması planlanmıstı. 
Burada en önemli husus isyancıların dısarından destek almasına ve dısarı kaçmalarına engel olunmasıydı.
İran ve Sovyetler her ne kadar harekâta destek olacaklarsa da Dogu Anadolu’nun arazi yapısı sınırın tamamen kapatılmasına müsait degildi. Zira çok sert, yüksek rakımlı ve sarp bir arazi yapısı sınırda mevcuttu. Bu durumda isyancıların arazinin bu yapısından istifade etmelerini engellemek için isyan bölgesinin tamamen içinde görülmeyen, ama sonucu etkileyebilecek olan kritik arazi arızalarının da isgal edilmesi gerekli idi. Planlar da bu esaslarda yapıldı.

1930 yazındaki çatısmalarda Türk hükümeti isyancıların sayısı hakkında tam bir bilgi sahibi olamamıstı. Zikredilen rakamlar 250 ile 3000 arasında degismekteydi. Rıza Nur ise bir Ermeni ile görüserek bilgi aldıgını belirtiyor ve asilerin hepsinin yedi-sekiz yüz kisiden ibaret oldugunu ifade ediyordu.448

Yapılması planlanan büyük harekâta diger harekâtlardan farklı olarak yöre halkının dâhil edilmesinin düsünülmedigi söylenebilir. Çünkü bu son ve bitirici harekât olacaktı. 

Ne vatandasın riske girmesi, ne de harekâtın riske atılması düsünülemezdi. Türkiye dâhilinde ve Igdır bölgesinde bulunan Zilanlı, Kâmikânlı, Simikânlı, Delberanlı, Kellioglu asiretlerinin ve Bayazıt bölgesindeki Hassas Örenli, Keskünlü asiretlerinin sadakatlerine de tamamen güvenilemiyordu. Zira bunların harekât sırasında birliklerimize, erzak ve cephane kollarımıza fırsat buldukça tecavüz etmeleri ve kıtalarımızın mesgul bulunmalarından faydalanarak
eskıyalıklarını genisletmeleri her zaman için olasıydı.449
Bu arada isyancılar da bos durmuyor, her fırsatta baskınlar yapmaya ve moral kazanmaya çalısıyorlardı. 14 Agustos 1930 günü asiler Tasburnu’ndaki Piyade karakolumuza baskın yaptılar. Buradaki askerlerin cesurca direnisi karsısında basarılı olamayarak kaçtılar.
Burada bir subayımızın sehit oldugu 9 ncu Kolordu Komutanlıgı’nca bildirilmekteydi.450
Artık harekât baslıyordu. Yapılan plana göre; Tümen Komutanı emrinde olan 5 nci Piyade Taburu ve Topçu Bataryasından olusan birlik iki koldan baskın tarzında Gevgeve istikametinden ilerleyeceklerdi. Aynı zamanda Kolordu Süvari Alayı, Dogu Bayazıt hudut bölügü ve mahalli Jandarmalarla Hallaç bölgesinde toplanarak, Demirkapı bölgesinden kuzey istikametine dogru giderek, bu bölgeyi de emniyet altına alacaklardı. Karaköse’deki 17 nci Alayın 2 nci Taburu ile Bayazıt’ın bir topçu bataryası Igdır’da bulunacaklardı.451
Küçük Agrı Dagı isgal edilecek, asilerin dısarıyla irtibatları kesilecekti. Böylece Agrı Dagı etrafındaki çember kapanmış olacaktı. Agrı Dagı’nın isyancılar tarafından hâkim olunan tepelerini isgal etmek üzere, isyancılarla muharebe etmeden tedbirli bir sekilde yürünecekti. Devlet Kuvvetlerinin bu harekâtta esas maksadı, Serdarbulak civarında bulundukları önceden haber alınan Kerki, Cinikanlı, Melhikanlı, Sakanlı ve Kızılbas isimli İran’dan gelen asiretlerin kontroolünde baglı bulunan tepeleri isgal ederek, Igdır müfrezesi ile irtibat kurup buradan isyancıların üzerine yürümekti.452 Ayrıca bu bölge su ve yiyecek yönünden zengin bir yerdi. Artık dağdaki eskıyaların kaçmasına mani 
olunacak tedbirlerin tamamı alınmıştı.453

Agrı bölgesi arazisi arızalı bir yapıya sahipti. Sıgınılabilecek magaralar ve birliklerin intikalini geciktirecek engebeli arazi arızaları vardı. Arazinin yapısını bertaraf etmek gerekliydi. Bu nedenle isyancılara baskı yapabilecek, askeri birliklere zaman ve moral kazandırabilecek tüm imkânlar degerlendirildi. Bu amaçla hava kuvvetleri de harekâta dâhil edildi. Uçakların kullanılması sadece bombardıman amaçlı olmadı. Zira askeri birliklerin karadan yaptıgı her harekâttan isyancıların haberi oluyordu. Bu durum o zamana kadar yapılan harekâtlarda kesin sonuç alınamamasının sebeplerinden birisiydi. Ancak bu harekâtta 1926 yılından beri çok az kullanılan ve 1930 yılında daha da 
güçlenmis olan hava destegine ihtiyaç vardı. Zeylan isyanı ile son Agrı harekâtı iç içe oldugundan hava kuvvetleri, isyan bölgesinin genelinde görev yaptı.

İsyan sahasındaki hava kuvvetleri Diyarbakır’daki 3 ncü Tayyare Taburundan ibaretti.454 3 ncü Tayyare Taburunun Bölükleri, kendi teklifleriyle Diyarbakır’dan Karaköse’ye gönderildiler. Tayyare Bölükleri, isyan bölgesinde kara birlikleri ile isbirligi içerisinde faaliyet gösterdiler. Görülen önemli hedeflere bomba ve makineli tüfeklerle taarruz ediyorlardı. Ayrıca asilerin durumlarını mıntıkadaki birliklere, 9 ncu ve 7 nci Kolordu Komutanlıklarıyla Genelkurmay Baskanlıgı’na bildiriyorlardı.455 İsyancıların bulundukları bölgeyi karadan hareket eden birliklere destek olmak amacıyla bombalıyorlardı. Basın bu bombardıman haberlerine de yer verdi.456

İsyanın merkezinde 1500 silahlı isyancı tahmin ediliyordu.457 O günlerde asilerin elinde 6 agır ve 9 hafif makineli tüfek bulunmakta idi.458 syancılar özellikle makineli tüfeklerini uçaklara karsı kullanmaya gayret gösterdiler. Bunun sonucu olarak da harekât baslamadan önce bölgede kesif görevi yapan pilotlarımızdan zayiatlar oldu.
2 Eylül 1930 günü 1 nci Tayyare Taburundan Agrı’ya kesfe giden Pilot Yüzbası Seyit ve Râsıt Yüzbası Zeki’nin bindikleri bir Brege uçagı ögleden evvel dönmedi. Uçaklar aranılmıssa da bulunamadı. Uçagın Küçük Agrı dogusundaki Tujik tepeye düstügü ve mürettebatın sehit oldukları tespit edildi.459

7 Eylül sabahı birliklerimiz harekâta basladılar. İsyancıların çadırlarını sökerek daha yükseklere tasıma çabası içersine girdikleri birliklerimiz tarafından görüldü. Birkaç eskıya kursunundan baska da direnis olmadı.460 İsyancılar derhal sınırı terk etmek için çaba gösterdiler. Ancak uçakların hücumu ile yönlerini degistirerek tekrar Serdarbulak bölgesine döndüler.461 Üstelik artık sınır da kapanmıstı. 8 Eylül 1930 günü asilerden bir kısmının su bulmak amacıyla Ahuri deresine indikleri fark edildi. Mevcutları 15 kisi kadardı. Ancak 2 nci Seyyar Jandarma Alayının atesiyle karsılastılar ve dagınık bir halde bölgeyi terk ettiler.462 Eşkıyalar suyu ve kurtulusu Agrı’nın yükseklerine çıkmak suretiyle temin edeceklerini zannederek yukarılara tırmanmaya devam ettiler. Ancak askeri birlikler daha yükseklere tırmanmak suretiyle bunları imhaya çalıştılar.463

Birliklerimiz Serdarbulak’ta sıkıstırılan eşkıyalara dogru ileri harekâtına devam ettikçe; eskıyalar da güneye kaymaya başladılar.464 8 Eylül’de çisleri Bakanlıgı bir rapor hazırladı. Bu raporda da eskıyalar daha önceden Türk birlikleri tarafında tutulmus olan Güneydogu bölgesine kaymaya baslamıslardı. İran ile yapılan isbirligi sonucu eskıyalar belli bir bölgeye sıkıstırılmıs ve hareketleri tamamen kontrol altına alınmıstı. Ayrıca direnis güçleri kırılmıs ve lojistik sıkıntısı çekmeye baslamıslardı. Agrı  bölgesinden güneye dogru inen isyancılar kayıplar vermeye basladılar. Böylece eskıyalar perisan bir halde harekât sahasını terk etmeye devam ettiler.465

9 Eylül günü birliklerimiz fazla mukavemet görmediler. Agrı Dagı kuzeyinde isyancıların sayısı azalmıstı. Dogu’da sınır da kapatılınca isyancılar güneye kaymaya devam ettiler. Birliklerimiz arazide yerlesmeye ve tertiplenmeye basladılar. Süvari Tümeni de Sultantop mevkiini Jandarma Alayından teslim aldı.466 Eskıyaların takibi görevi bu birlige verildi.467 Zira Süvari birliginin harekât kabiliyeti daha fazlaydı. Bu arada hava harekâtına da devam edildi.468

10 Eylül’e gelindiginde birliklerde su problemi en üst seviyeye çıkmıstı. Arazi çok bozuk, askerlerin yükleri ise fazlaydı.469 Birlikler bitkin ve yorgunlardı. Ancak moraller son derece yüksekti. Zira tüm bu olumsuzluklara ragmen, harekât hâlâ basarı ile devam etmekteydi. Ordu, Agrı Dagı’nın uzantısı olan 2415 rakımlı tepenin güneyinde bulunan Yesil Tepe’yi isgal etti. Daha sonra Yesil Tepe’nin güneyinde bulunan Seyh Mirza köyü ve Demirkapı, Türkmen, Çiftlik istikametine dogru yürüyerek, buralarda isyancılarla yaptıkları çarpısmalardan sonra, bu bölgeleri de isyancılardan temizledi. Türk askerinin bu basarıları karsısında bozguna ugrayarak dagılan isyancıların son grupları da kaçmaya çalıstılar.470
10–14 Eylül 1930 günlerinde asiler kara ordusu tarafından Büyük Yar (Büyük Agrı Kuzeyinde) Mıh Tepe, Serdarbulak batısı üçgeni içerisinde sıkıstırılarak imha edilmekte oldugundan bu saha içine emniyet bakımından bomba taarruzu yapılmadı, yalnız kesif uçusu yapıldı.471

Bu arada isyancılara destek olmak amacıyla 40 kadar silahlı Ermeni de isyancılara katıldı.472 Ancak ordumuzun basarılı manevraları neticesinde, harekâtın sonuna dogru asiler açısından zor günler yasanmaya basladı. İsyancılar basarısızlılarının yanı sıra açlıkla da bas edemiyorlardı.473 İsyancılarla beraber bulunan Ermeni Tasnak temsilcisi gelismeler karsısında İhsan Nuri’ye su öneriyi yaptı: “… Eger biz 24 saat içinde Agrı’yı terk etmezsek, hepimiz
Türklerin eline geçecegiz…”474

İsyancılara böylece kesin bir darbe vurulmustu. İsyancılar koordinesiz olarak dagıldılar. Harekâttan sonra Agrı Dagı’nda bir tek asi kalmadı ve bunların hepsi İran’a kaçtı. 

Her ne kadar ran’da ve hududumuz dâhilinde bulunan asiretlerin ran ve Türkiye’ye karsı kendilerini savunmak için birlestikleri haber alınmıssa da kıtalarımızın gizlice ve hızla yaptıgı harekât sonucunda vurulan manevi darbe bunların birleserek karsı koymasına olanak bırakmadı.
İsyancılar bu durum karsısında kesin mukavemetten kaçındılar.
İsyanın bastırılması sırasında yakalanan isyancı liderler arasında Simikanlı Timur, Musa Lezgi, Tozu, Halit ve Ali Aksu bulunmakta idi. Bütün aramalara rağmen Ermeni Zilan ve İhsan Nuri yakalanamadılar. İhsan Nuri ile Ermeni Zilan İran’a kaçmayı basardılar. İran’a girisleri de İran ordusuyla savasarak oldu.475
12 Haziran 1930 yılında baslayan son harekât ile aynı yılın yaz mevsiminde Agrı yöresinde çok hareketli günler, siddetli çarpısmalar ve sıcak temaslarla artık 
sonlandırılmış oldu.
Agrı yöresinde yıllarca süren bu isyan hareketi böylece dagılmıstı. Harekâtın sonunda Fevzi Çakmak Pasa subaylarına “Yeni Türk hududunun Aybey Dagları oldugunu; artık Küçük Agrı’nın bizim oldugunu ve hudut anlasmazlıgı yüzünden eskıyanın takibi ile ilgili aksaklıkların ortadan kalktıgını” açıkladı.476 Gerçekten de İran ile anlasılarak kabul edilen yeni sınırlar böylece fiilen de çizilmis oluyordu. TBMM’de konu ile ilgili 22 Eylül 1930’da konusma yapan Basbakan İsmet İnönü özetle, isyancıların bu seneki hedeflerinden birincisinin tren yolu agının birinci kısmı tamamlanmadan isyanı hedeflerine ulastırmak oldugunu ve isyancılara Irak’tan da bazı çetelerin yardım ettigini açıkladı. Aynı gün söz alan Afyonkarahisar Mebusu Ali Bey ise “bu basarıda askerle yan yana Cumhuriyet ve vatanını müdafaa eden yerli halkın kahramanlık ve fedakârlıklarının takdirini” TBMM’ye teklif etti.477

Mustafa Kemal ATATÜRK’ de su mesajı yollayarak isyanın bastırılmasında rolü olan komutanları tebrik etti: “Dogu sınırımızda genel asayisi ve milli birligi bozmak isteyen saki ve asileri imha edenleri takdir ve tebrik ederim”.478

16 CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***