26 Şubat 2015 Perşembe

İdam Edelim mi, Etmeyelim mi?




İdam Edelim mi, Etmeyelim mi?


11 Ocak 2000 Salı 

Televizyonlar, FLASH  HABER  olarak Tuncelide  PKK baskını  sonucunda  bir  binbaşı, bir  yüzbaşı  ve  dört  erimizin şehit edildiğini  bildiriyor. Bugün  takvimler 11 OCAK 2000'i  gösteriyor. İmralı  Mahkemesinin  bölücübaşı  eşkiyayı  idama  mahkum  ettiği  tarihi  duruşmanın  üzerinden  6 ay geçmiş. Ülke gündeminin en  önemli  maddesi hala " bu caniyi asalım mı ?" yoksa " 30 000  masum  vatandaşımızın  ölümüne  sebebiyet  verdiği  için  asmayalım  da  besleyelim mi ? "Ne  kadar  acı . Ama  gerçek....

Tarih 29 Haziran 1999. İmralı  mahkemesi  Türk  Milleti  adına, insanlık  adına  en  büyük  suçlu  Abdullah  Öcalan'a  hakettiği  cezayı  verdi. Bu  beklenen  ve  kaçınılmaz bir sonuçtu. Nitekim  birbiri  peşisıra  devam  eden  hukuk süreci  içinde  karar;  aynen  ve hiçbir  değişikliğe  uğramadan  yargı safhasını  tamamladı. Şimdi  görev  sırası  Türk  Milleti  adına  karar  verecek T.B.M.Meclisindedir . Onunda  Türk  Milleti  adına  görev  yapan  yargı  sistemimizin  gösterdği  adil  ve  kararlı  tutumu  izleyeceğinden  şüphemiz  yoktur.

Terörist yatağında ölmez....  Ölemez... Ölmemelidir... Bugüne  kadar  yatağında  eceli  ile  ölen  teröriste  rastlanmamıştır. Terör ve terörizm en  büyük  insanlık suçudur. Anarşi  ve  terör  20. yüzyılda  pekçok  ülkenin  başını  ağrıtan  önemli  bir  olgudur. İsteklerini  yasal  yollardan  yönetime  kabul  ettiremeyen  kişi  ve  kuruluşların  masum  halkı  sindirerek, korkutarak  ve  acımasızca  katlederek  isteklerini  zorla  kabul  ettirmeye  çalıştıkları  bir  yöntemdir.  Çok  yaygın  olarak  kullanılmasına  rağmen  bugüne  kadar meşru  yönetimler  karşısında  başarılı  olduklarına  rastlanılmamıştır.

Ülkemiz, soğuk savaş döneminin  başladığı  İkinci  Cihan  Harbi'ni  müteakip  1960'lı  yıllardan  itibaren  dış  destekli  ve  kaynaklı  terör hareketlerinin  her  çeşidine  sahne  oldu. Türk  insanı  40  yılı  aşkın  bir  süredir  kısa  fasılalı  huzur  ve  güven  ortamının dışında  genellikle  anarşi  ve  terör  olaylarının  doğrudan  etkisi  altında  kaldı. Ülkemizin  kalkınmasını  ve  güçlenmesini istemeyen  dış  güçler  terör  silahını  daima  kullandılar  ve  ülkemizi  kan  gölüne  çevirdiler. Türk  insanını  birbirine  kırdırdılar. Bu  konuda  her  yolu  ve  sistemi  denediler. Fakat  yanıldılar. Onlar  Türk  milletinin  çok  zengin  bir  tarihi  mirasa  sahip olduğunu, sağduyulu  ve  inançlı  bir  millet  olduğunu  her  zaman  unuttular.

Son  olarak  1978  yılında  sahneye  sürülen  Abdullah  Öcalan  başkanlığındaki  PKK  ülkenin  gündemini  yirmiiki  yıl  işgal etti. Ekonomideki  kronik  yıllık  yüksek  enflasyonun  sebebi  oldular. Can  ve  mal  güvenliğimizi, yaşama  hürriyetimizi  ortadan  kaldırdılar.  Bu  korkunç  katliam  çetesini  ortadan  kaldırmak  için  100  milyar  dolara  yakın  bir  meblağı  bize  harcattılar. 30.000 insanımız  öldü. Sonunda  Türk  milleti  kazandı. Türk  adaleti  ve  hukuk  sistemi  kendi  prosedürü  içinde başarıyla  işledi  ve terörbaşı  Öcalan  idam  cezasına  çarptırıldı.

Terör  örgütünü  başımıza  musallat  eden  Avrupa  başta  olmak  üzere  dış  mihraklar  bu  adi  katili  kurtarmak  için  elbirliği etmişcesine  Türkiye'ye  karşı  açıkça  tavır  aldılar. Bu  tavrı  çok  doğal  olarak  görmek  gerekir. Çünkü  bugüne  kadar  verdikleri  maddi  ve  manevi  destek Türk  milletinin  sağduyulu  ve  sabırlı  davranışı  ile sona  erdi. Yenilen  PKK  değildi. Onu ,eline  silah  vererek  ortaya  salan  büyük  güçlerdi.  Maskeler  bir kerre  daha  düştü.  Bu  dış  destek  Türk' ün  ne  kadar  yalnız  olduğunu  yeniden  ortaya  çıkattı.

Bizim  bir  kısım  satılmış  kalem  ve  söz  erbabımız  utanmadan  ve  de  sıkılmadan  adeta  söz birliği etmişcesine  Avrupa'nın  bizi  kınamasını  döne  döne  göstererek  son  görevlerini  yapmaya  çalışıyorlar.  Ne  acı  bir  tablo...

Beyler  dikkatli  olun. T.C. Devleti  Atatürk' ün  altıyüz  yıllık  cihan  imparatorluğunun  temeli  üzerine  oturttuğu  bağımsız  bir  ülkedir. Sömürge  değildir. Türk  halkı  kendi  kendini  idare  edecek  binlerce  yıllık  bilgi  birikimine, tecrübeye  ve  teşkilata  sahiptir. Kendi  kanunlarını  kendisi  yapar  ve  uygular. Hiçbir  ülkeye  veya  kuruluşa  diyet  borcu  yoktur  ve  hesap  verme  durumunda  değildir.  Hesap  vereceği  tek  güç  vardır.O'da  Türk  halkıdır.

Türk  halkı; 20 yıldır  beklediği  sonucu  almıştır. Sevinç  ve  gurur  gözyaşları  ülkeyi  kaplamıştır. İnsanlarımız  huzur ve  güven  duygusunun  tadını  çıkartmaktadır. " Eğer  idam  kararı edilirse Türkiye'yi  kan  gölüne  çeviririz "tehditi  yapanlar  bu  asil  milletin  sağduyusu, inancı  ve  kararlılığından  korkmalıdır. Sadece  bunlar  değil, bunları  destekleyen  sözde  insan  hakları  savunucusu  Batı da  korkmalıdır.  Ve  ne  yaptığını  bir  kere  daha  düşünüp  terörün  yanında mı, hukukun  yanında mı  kalacaklarına  karar  vermelidir.

Bizim  saygıdeğer  yöneticilerimiz  tarihe  iyi  bir  şeyler  göndermek  istiyorlarsa; kendilerini yönlendirmeye çalışan  laf  ebelerinin  değil kendilerini  bulundukları  mevkilere  taşıyan  ve  yıllardır  orada  tutan  Türk  Milletinin  sağduyulu  sesine  kulak  vermelidir.....

Dr. Tahir Tamer Kumkale
11 Ocak 2000 Salı

http://www.kumkale.net/yazi.asp?id=2
..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder