24 Mart 2018 Cumartesi

SEÇİM İTTİFAKLARI BÖLÜM 3


SEÇİM İTTİFAKLARI  BÖLÜM 3





Meksika: Hakim Partili Sistemde İttifaklar 

Başkanlık sisteminin olduğu ülkelerde seçim ittifakları tek bir partinin yüzde 50’nin üzerinde oy alamadığı örneklerde daha yaygındır. Özellikle Latin Amerika siyaseti incelendiğinde seçim ittifaklarının çok yaygın olduğu ve sıklıkla uygulandığı görülmektedir. 

1994’ten beri Meksika’da başkanlık seçimlerinde siyasal sistemdeki en güçlü üç partinin adaylarından hiçbiri yüzde 50’lik bir oy oranına ulaşamamıştır. 
Bu durum da sistemde tıkanmalara yol açmıştır. Bu sorunu çözebilmek için 2012’den sonra Başkan Enrique Pena Nieto Milliyetçi Hareket Partisi (PAN), 
Demokratik Devrim Partisi (PRD) ve Kurumsal Devrimci Parti (PRI) ile beraber “Meksika için Antlaşma” (Pacto for Mexico) hareketini kurmuştur. 
Her ne kadar bu üç parti Mecliste bir ittifak yapmasa da seçim süreçleri ve ülkeyi ilgilendiren genel sorunlarda iş birliği içerisinde hareket etmiştir.35

 Üç partinin de imzaladığı ittifak antlaşması siyasi tıkanıklık sebebiyle 1990’lı yıllardan beri parlamentodan yasaların geçememesi sorununa çözüm aramıştır. 
Bu sorunlar demokratik yönetim, şeffaflık, hesap verebilirlik, yolsuzluk, haklar ve özgürlükler, güvenlik ve adalet, ekonomik büyüme, rekabet ve istihdam başlıkları altında ele alınarak 2018’in ikinci yarısına kadar bu konularda mutabakata varılan değişikliklerin gerçekleştirileceği duyurulmuştur.36

Meksika’da hem başkanlık hem de parlamenter seçimlerinde seçim ittifakının kapsamını belirleyen düzenlemeler ittifakları partiler arasındaki koalisyon gibi diğer iş birliği türlerinden keskin bir şekilde ayırmaktadır ve her biri için ayrı yasal gereklilikleri özetlemektedir.37

 Bu sebeple partiler kuracakları ittifakların yasal çerçevesine göre hareket etmekte ve izleyecekleri prosedürleri buna göre belirlemektedir. Seçim kanununda belirtilen kurallar hem başkanlık hem de parlamento seçimlerindeki ittifakların kurallarını ortaya koymaktadır. Yani her ikisi için de aynı kurallar geçerlidir.

İttifak içerisinde bulunan partilerin belirli bir süre içerisinde yasal bildirimde bulunması ve seçim öncesi dönemden en az otuz gün önce anlaşma belgelerini seçim yönetim organına göndermesi gerekmektedir.38

 Bu sebeple partilerin seçim yönetimi kurumları ya da siyasi parti düzenleyici kurumuna resmen kaydolmaları zorunludur.

Partilerin ittifak içindeki görev dağılımları istedikleri gibi değiştirilebilirken bu konudaki prosedürü ana hatlarıyla izlemeleri gerekmektedir.39

 2014’te Siyasi Partiler Genel Yasası’nda gerçekleştirilen reform hiçbir siyasi partinin birden fazla ittifaka katılamayacağı bir sistem oluşturmuştur. 
Bu sistemde ittifaklar hususunda bir standart getirilerek ulusal ve yerel düzeydeki ittifaklar için tek tip bir sistem meydana getirilmiştir. Bu ittifakların oluşturulması için bir ittifak anlaşmasının yapılması ve bu anlaşmanın kayıt altına alınması zorunlu kılınmıştır. İttifakların yalnızca adayları çoğunluk ilkesi ile aday göstermek için oluşturulabileceği saptanmıştır (Madde 87).40

Yasal düzenleme uyarınca “Esnek”, “Kısmi” ve “Toplam” ittifakların kurulabilmesine izin verilerek ittifaklar türlerine göre sınıflandırılmıştır. 
Esnek ittifaklar federal veya yerel seçim sürecindeki adayların en az yüzde 25’inin ortak bir seçim platformu altında aday gösterildiği yapılardır. 
Kısmi ittifaklar siyasi partilerin adayların en az yüzde 50’sini federal veya yerel seçim sürecinde ortak bir platformda aday gösterdikleri ittifaklardır. 
Son olarak toplam ittifaklar ise federal veya yerel seçim sürecindeki tüm adayların ortak bir seçim platformu altında aday gösterildiği ittifaklardır (Madde 88).41

Meksika’da ittifakların seçim kanununda bu derece detaylı bir biçimde ele alınmasının nedeni –daha önce de ifade edildiği gibi– ittifakların seçimlerin temel unsurlarından biri haline gelmesiyle ilgilidir. Hemen hemen her başkanlık ve parlamento seçimlerinde ittifaklar aracılığıyla adaylar seçilmiş ve listeler oluşturulmuştur. Özellikle başkanlık seçimlerinde ittifaklar sonuçlarda temel belirleyicidir. Tıpkı ittifaklar konusunda olduğu gibi koalisyon kurulması süreçleri de açıkça tanımlanmaktadır. Başkan kendi yönetiminin herhangi bir anında bir veya birkaç siyasi partiyle koalisyon hükümeti kurmayı seçebilmektedir.

Brezilya: Koalisyoncu Başkanlık 


Brezilya’da kurulan seçim ittifaklarında başkan ittifak teklifinde bulunduğu partilere bakanlıklar vererek hem başkanlık seçimlerinde bu partilerin 
seçmeninden destek almakta hem de mecliste bir ittifak kurulmasını sağlayarak istediği yasaların geçmesini sağlamaktadır. Geleneksel olarak güçlü 
başkanların bulunmadığı Brezilya’da zaman içerisinde başkanın yetkilerinin artması başkanları ittifak kurulmasında kilit noktaya getirmiştir.

Başkanların partileri parlamentoda çoğunluğu sağlayamamalarına rağmen başkanlar kurdukları ittifaklar yoluyla istedikleri kanunların meclisten geçmesini sağlayabilmişlerdir. Başkan seçilebilmek salt çoğunluğa sahip olma zorunluluğu başkanlık seçimleri için de ittifakı zorunlu hale getirmiştir. Dolayısıyla Brezilya’da hem başkanlık hem de parlamento seçimlerinde ittifaklar kurulmaktadır. İttifak kurulması sürecinde anlaşmayı belirleyen temel husus bakanlıkların ittifakı oluşturan partiler arasında nasıl dağıtılacağıdır.

İttifakların pragmatik bir zemin üzerinde şekillenmesi ittifaklarda sık sık değişime yol açmaktadır. Örneğin federal seçimlerde başkanın politikaları ile uyumlu ve destekleyici bir kampanya yürüten bir parti genel seçimlerde farklı partiler ile beraber hareket edebilmektedir. Yani ittifaklar ideolojik değil konjonktüreldir. Bu durum Brezilya’da başkanlık sisteminin “koalisyoncu başkanlık” olarak adlandırılmasına neden olmuştur. 

Tıpkı Meksika’da olduğu gibi Brezilya’da da ittifakların nasıl yapılacağı seçim kanununda belirlenmiştir. Seçim Kanunu’nun 6. maddesine göre aynı seçim bölgesindeki siyasi partiler Brezilya’da karma seçim sistemi uygulandığı için çoğunluk ya da nispi seçim sistemleri altında ittifak oluşturabilmektedir. İttifakların içeriği ve sınırlılıkları iki sisteme göre farklılık göstermektedir. 
İttifaka taraf partilerin ittifak içerisindeki ayrıcalık ve yükümlülüklerinin yazılı bir metinle ortaya konulması zorunludur. İttifak bir platform altında kurulacaksa adaylar seçim ittifakı 

Başkanlık sisteminin olduğu ülkelerde seçim ittifakları tek bir partinin yüzde 50’nin üzerinde oy alamadığı örneklerde daha yaygındır. 
oluşturan platformun adı altında seçimlere gidebilmektedir. 
Bu ittifakların uzun süreli olduğu durumlarda ittifaka yeni partiler katıldığında ittifak isimleri de yenilenebilmektedir. 

Örneğin 2014’te gerçekleştirilen başkanlık seçimlerinde Dilma Rousseff’i 2010 seçimlerinde de destekleyen “Brezilya için Değişimi Sürdür” (Para o Brasil Seguir Mudando) platformu yeni partilerin katılımı ile birlikte adını “Halk Güçleriyle İttifak” (Coligaçao Com a Força do Povo) olarak değiştirmiştir.

Parlamento seçimlerinde parti ya da platform adının kullanılması ise duruma göre değişiklik göstermektedir. Bu bağlamda çoğunluk seçim sisteminin uygulandığı durumlarda partilerin kampanya sürecinde ittifakı oluşturan platformun adını kullanması zorunluyken nispi seçim sisteminin uygulandığı durumlarda kendi adları ve amblemleriyle kampanyalarını yürütebilmektedir.42

 Ama Brezilya’da parlamento seçimlerinde genel eğilim ittifaka dahil olan partilerin ittifak çatısı altında kampanya yürütmesi ve seçimlere gitmesidir. Örneğin 2010 Ulusal Meclis Seçimleri’nde on partinin oluşturduğu “Brezilya için Değişimi Sürdür” (Para o Brasil Seguir Mudando) isimli merkez sol ittifakı ile 6 partinin oluşturduğu “Brezilya Daha Fazlasını Yapabilir” (O Brasil Pode Mais) isimli merkez ittifakı yarışmış ve kampanya sürecinde partilerden ziyade bu platformlar ön plana çıkmıştır.

Brezilya’da seçim ittifakları kapsamında listelerde aday gösterilecek isimlerin yasal olarak ittifakı oluşturan partilerden birisinin mensubu olması zorunludur. Her partinin genel başkanın yetkilerine eşdeğer yetkilere sahip bir ismi ittifak temsilcisi olarak ataması yine Seçim Kanunu’nun altıncı maddesinde zorunluluk olarak belirtilmiştir. 

İttifakların aynı zamanda Seçim Mahkemesi’ne üç, Bölge Seçim Mahkemesi’ne dört, Yüksek Seçim Mahkemesi’ne beş delege aday göstermesi gerekmektedir.

İttifak adaylarının belirlenmesi ise Seçim Kanunu’nun 7. maddesine göre şekillenmektedir. Bu hususta kanun adayların seçiminde ve uygulanacak 
kuralların partilerin tüzüğüne uygun olması şartını koyar. Tüzüğün ihmal edilmesi durumunda ise partinin yönetim organı tarafından belirtilen normların oluşturulması ve seçimlerden yüz seksen gün öncesine kadar Birlik Resmi Gazetesi’nde yayımlanması gerekmektedir. Eğer düşük düzeyli (alt kademe) parti sözleşmesi ittifak görüşmelerinde ulusal sözleşme ile meşru olarak belirlenen yönergelere karşı çıkarsa partinin üst organları ilgili tüzük uyarınca müzakereyi ve bunlardan kaynaklanan fiilleri iptal edebilmektedir.

Yine Seçim Kanunu’nun 8. maddesine göre ittifaka taraf partilerin aday seçimi ve ittifak üzerine müzakereleri seçimlerin yapıldığı yılın 10-30 Haziran tarihleri arasında yapması ilgili tutanakların açık bir kitapta yayımlaması ve Seçim Mahkemesi tarafından imzalanması gerekmektedir. Müzakerelerin yerine getirilmesi için siyasi partilerin ücretsiz kamu binalarını kullanabilmesi kanun tarafından mümkün kılınmıştır. 

Güney Kore: Lider Odaklı İttifaklar


Güney Kore’de başkanın ve parlamentonun seçim süreçlerinde zaman zaman ittifaklar kurulsa da bu ittifakların sürdürülebilirlik noktasında başarısız olduğu görülmektedir. İdeolojik açıdan uyumlu demokrasi yanlısı başkan adayları eski askeri diktatörlüğün resmi adayına karşı ittifak kurmada uzun süre başarısız olmuşlardır. Bunun sebepleri arasında ülke siyasetinde liderlerin birbirlerine karşı olumsuz tutumunun yaygın oluşu çok etkilidir. 
Yine de özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 1990’ların sonrasında çeşitli ittifaklar gerçekleşmiştir.

Güney Kore’de askeri rejim sonrasındaki dönemlerde bile otoriter kuralların hakim olması ittifak kültürünün gerektiği kadar yaygınlaşmaması na neden olmuştur.43

 Askeri rejim ile demokrasi yanlıları arasındaki temel ayrışma 1987’de cumhurbaşkanının ilk defa halk tarafından seçilmesiyle başlayan süreçte de etkili olmuştur. 

Bu süreçte dahi parti ve grupların tek bir aday etrafında birleşemedikleri görülmüştür. Bunun sonucunda seçimleri askeri rejim yanlısı General Rah Tae Woo’nun kazanması ittifakların önemini tekrar ortaya koymuştur. Bunun sonucunda seçimlerde seçim ittifakının öneminin daha iyi anlaşılabileceğine dair beklentiler oluşmuştur.44

Yine de Seçim Kanunu’nda ittifakların sınırlarını belirleyen herhangi bir düzenleme bulunmamakta, ittifaklar daha çok partilerin seçimlerde iş birliği 
yapmaları şeklinde gerçekleşmektedir.

Güney Kore’de sistemin konsolidasyonunun geç sağlanması partilerin kurumsal yapılarında da belirsizliklere yol açmıştı. Bu sebeple ilk etapta ittifaklardan çok parti birleşmeleri gündeme gelmişti. 1990’da farklı ideolojik tabandan üç parti birleşerek tek bir parti haline geldi. Başkanın salt çoğunlukla seçilmesi başkanlık seçimlerinde ittifakların önemini daha da artırırken parlamentoda istikrarın sağlanması çabası da ittifakların kurulmasında önemli bir etken oldu. 
Zira başkanlık seçimlerinde ittifak kuran partilerin yayılma (spill-over) etkisiyle parlamento seçimlerinde de uyum içerisinde çalışacağı beklentisi oluştu. Başkanların tek dönem için seçilebilmesi zaman içerisinde farklı bir ittifak biçimi de türetti. İttifaka taraf olan partilerden birinin adayı başkanlık seçimlerinde bir dönem desteklenirken diğer dönem ittifaktaki diğer partinin adayı destekleniyor du. 

Örneğin 1992’de gerçekleştirilen seçimlerde ittifak sonucu başkan seçilen Kim Young Sam, Kim Jong Pil’e başbakanlık ve gelecek seçimlerde cumhurbaşkanlığı 
adaylığı teklif etmişti. Fakat seçim sonrasında bu kararından vazgeçtiğini duyurması seçim ittifaklarının güvenilirliğine de gölge düşürdü.45

 Bu aynı zamanda ittifakların seyrini de değiştirdi. Zira Kim Jong Pil 1996 yasama seçimleri için Kim Dae Jung ile yani bir başka isimle seçim ittifakı kurdu. 
Bu ittifak 1997’deki başkanlık seçimlerine de taşındı ve başarılı oldu. Zira Cumhurbaşkanı Kim Young Sam 1997’de tekrar seçime gidemeyince ve 1992 
seçimlerinde ittifak kurduğu partilere seçim sonrasında vaat ettiklerini gerçekleştiremeyince partisi aday gösterme sürecinde sıkıntı yaşadı.

Bu noktalardan bakıldığında seçim öncesi ittifakların Güney Kore’de 1992, 1997 ve 2002 yıllarındaki seçimlerde çok önemli rol oynadığı görülür. Bu ittifakların en gözle görülebilir özelliği ise ittifakların partilerden ziyade liderlerin inisiyatifi ve karşılıklı güven esası ile oluşturulmasıdır. 
Genelde ittifak kurulan partilere başbakanlık görevi sözü verilmekte ve gelecekteki seçimlerde de bu aday başkan adayı olarak destek verilmektedir. Ayrıca zaman içerisinde başkanlık ofisinin içerisinde ittifak kurulan partilere çeşitli pozisyonlar sunulması ittifakları daha da tercih edilebilir kılmıştır.46

Güney Kore’de seçim ittifaklarını şekillendiren bir diğer husus partilerin ve liderlerin yerel yönetimlerdeki pozisyonlarının ittifaklarda etkili olmasıdır. Bir liderin etkili olduğu bir bölgede seçmenler o liderin ön plana çıkmadığı bir ittifakı desteklememektedir.47

 Dolayısıyla ittifaklarda belirleyici olan unsurların başında liderin pozisyonu gelmektedir. Daha önce de belirtildiği gibi her ne kadar siyasi parti ve liderler arasında uzlaşma kültürü bulunmasa da başkanlık sisteminin yapısı uzlaşmayı bir zorunluluk haline getirmiştir. 

Fransa: Yarı-Başkanlık Modelinde Seçim İttifakları


Fransa başkanlık ve parlamento seçimlerinde iki turlu, çoğunlukçu seçim sistemini kullanmaktadır. 1958’de yapılan anayasa değişikliğiyle birlikte 
Beşinci Cumhuriyet dönemi başlayan Fransa’da seçim sisteminin iki turlu dar bölge çoğunluk sistemi olması hem kuvvetli bir başkanlık hem de 
parlamentodaki üyelikler için yarışan partilerin birinci turda çoğunluğu kazanamamaları halinde ikinci turda kendi siyasi görüşlerine en yakın parti 
veya adayı desteklemelerine sebep olmuştur. Partiler arasında görülen bu uzlaşma ihtiyacı seçim öncesi ittifakları da artırmış ve Beşinci Cumhuriyet’le 
birlikte ilki hariç tüm parlamento seçimlerinde seçim öncesi ittifak görülmüştür. İki turlu seçim sisteminin dayattığı bu ikinci tur ittifakları uzun vadede sol ve sağ partileri kendi içlerinde daha uzlaşmacı bir siyasi kültüre yöneltmiştir.48

Sağ ve sol partilerde görülen seçim öncesi ittifaklarla ideolojik katılık ve kutuplaşma da azalmış ve küçük siyasi partiler büyük partilerde erimeye ve 
siyaset sahnesinden çekilmeye başlamıştır. 

Beşinci Cumhuriyet döneminde siyaseti domine eden dört büyük siyasi grup –RPR (Charles de Gaulle taraftarları), UDF (Valery Giscard d’Estaing taraftarları), PS (Sosyalistler) ve PCF (Komünistler)– sağ ve sol olmak üzere iki büyük ittifak oluşturmuş ve giderek merkez partilerin ortadan kalkmasına yol açmıştır.49

Bu ittifaklar sonucunda biri sağda ve biri solda olmak üzere birleşmeye başlayan siyasi partiler Fransa’da iki kutup oluşmasına sebep olmuştur. 
Bu iki kutup bugün Fransa parlamentosunun çoğunluğunu oluşturmaktadır.50

 Böylece 1958’de parlamentoda yaklaşık on civarında ve güçleri birbirine yakın parti bulunmaktayken bugünün Fransa Millet Meclisi’nde iki ana blok içerisinde (sağ ve sol cephe olmak üzere) altı parti bulunmaktadır. Ancak iki ana parti olan Halk Hareketi Birliği (UMP) ve Sosyalist Parti (SP) Meclisteki toplam 577 sandalyenin 491’ine sahiptir.51

Fransa’da seçim sisteminin yapısı parti ittifaklarının neden yaygın hale geldiğinin anlaşılmasını sağlamaktadır. Fransa seçim sistemlerinin orantısızlığı, siyasi partileri iş birliği yapmaya teşvik etmektedir. Fransa’da iki turlu seçim sistemi siyasi partileri iki cepheden koordine olmaya teşvik edebilir: Birincisi ikinci tura geçebilmek için partiler her seçim bölgesi için bir adayı onaylamayı kabul ettiği ilk turda ittifak kurma konusunda motive olurlar. İkincisi ikinci turda en fazla sandalye kazanmak için seçim ittifakının üyeleri blok içerisinde oy oranı en yüksek adayı desteklerler. Fransa’da iki turlu seçim yedi gün aralıkla yapılmakta dır. Bu sebeple partilerin stratejilerini değiştirmeye zamanı kalmamakta ve seçim ittifakları seçimden önce şeffaf bir biçimde gerçekleştirilen görüşmeler sonucunda oluşturulmaktadır. Dolayısıyla Fransız siyasetinde seçim ittifaklarını belirleyen ana etkenler seçimlerin eş zamanlılığı ve görüşmelerin şeffaflığı dır.52

Fransa her seçimde en az bir seçim öncesi ittifaka yer verilmesi konusunda olağan dışı bir örnektir. 1958-2006 yılları arasındaki Fransa’da yapılan her bir seçimde seçim öncesi en az iki ittifak olmuştur. Partiler özellikle herhangi bir partinin çoğunluğu kazanma şansının az olması durumunda ittifaklar daha avantajlı olacağından seçim öncesi ittifak kurarlar. Fakat Fransa’da parlamento seçimlerinde görülen seçim ittifaklarının çokluğu Cumhurbaşkanlığı seçimlerine geldiği zaman çok az örnek dışında hemen hemen hiç görülmemektedir. 

1965 ve 1974 yıllarında Sosyalist Parti (CP) ve Komünist Parti’nin ittifakı ve son olarak 2017’de Emanuel Macron’un seçilmesi örnekleri haricinde genel 
olarak cumhurbaşkanlığı seçimleri ittifaksız bir şekilde tek aday üzerinden yapılmıştır. Bu seçimlerde ittifakın oluşturulmasını sağlayan ana unsur ortak 
bir düşmana sahip olunmasıdır. 

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ittifaklar genel olarak ilk turda yarışan partilerin ikinci tura kalamadıkları takdirde mevcut adaylardan birini desteklemesi şeklinde gerçekleşirken bir aday karşısında diğer partilerin birlikte hareket etmesiyle de oluşmaktadır. 

1965 seçimlerinde de Gaulle karşısında aday olan Mitterrand ikinci turda aşırı sağ ve Cumhuriyetçilerin desteğini almış ama yine de seçilememiştir. 1974 seçimlerinde Cumhurbaşkanlığı adayı Valery Giscard D’Estaing, Charles de Gaulle karşıtı partiler arasında bir ittifak meydana getirebilmiştir. 2017 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise Fransa’da yükselen radikal sağ hareket National Front’a karşı sağ ve sol partilerin birlikte hareket etmesi etkili olmuştur. Demokrasi Hareketi (MoDem) lideri François Bayrou Marine LePen önderliğinde yükselen radikal sağı önleyebilmek için seçimden çekilmiş ve merkez sağın adayı Emanuel Macron’u desteklediğini açıklamıştır.

Sonuç olarak Fransa’nın hareketli siyasi hayatında tarihten günümüze kadar seçim ittifakları başkanlık ve parlamento seçimlerinin temel gündem maddelerin den olmuştur. Partiler kendi siyasi görüşlerine göre veya ortak bir düşmana karşı bir araya gelme temayülü göstererek güçlü lider ve partileri desteklemektedir. Tarihten bu yana yapılan parlamento seçimlerinin ilk seçim hariç tamamında görülen seçim ittifakları Fransız siyasetini derinden etkilemiş ve belirleyici bir faktör olarak siyasi partileri ve parti liderlerini yeniden konumlandırmıştır.

4 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder