20 Mart 2018 Salı

18 MART 1918 ÇANAKKALE ZAFERİNİ UNUTMAYACAK VE UNUTTURMAYACAĞIZ

18 MART 1918 ÇANAKKALE ZAFERİNİ UNUTMAYACAK VE UNUTTURMAYACAĞIZ,


 Tahir Tamer Kumkale
Çanakkale’de kazanılan zaferler Alman emir ve kumandasının değil, Türk erinin cevherini kavrayabilmiş Türk komutanlarının eseridir. Gazi Mustafa Kemâl Atatürk (1916)
——————————-
18 Mart 2018. Emperyalizme karşı kazandığımız muhteşem Çanakkale Zaferinin 103 üncü anma gününü idrak ediyoruz…
Ne yazık ki, her millete nasip olmayan bu emsalsiz tarih olayını yeterince bilmiyoruz. Örnek almıyoruz ve gençlerimize anlatamıyoruz. Oysa Çanakkale; Türk milletinin milli gururunu, şeref ve haysiyetini emperyalist emellere karşı nasıl koruyacağının gösterildiği daima hatırlanacak bir destanlar manzumesidir.
Çanakkale; çıplak insan gövdesinin tahrip gücü yüksek zırhlı ateş makinelerini alt etmesidir. Türk kahramanlığının dünya tarihine altın harflerle mıhlanmasıdır.
3 Kasım 1914’te Çanakkale Boğazı girişindeki Kumkale ve Seddülbahir Kalelerinin İngiliz ve Fransız donanması tarafından top ateşine tutulmasıyla fiilen başlatılıp, 9 Ocak 1916’da en son işgal birliklerinin Gelibolu Yarımadasından çekilmesine kadar geçen tam 434 gün karada, denizde ve havada kıyasıya sürdürülen Çanakkale Muharebelerinin gerçek sebebi; Osmanlı’nın parçalanıp tarihe gönderilmesi ve topraklarının emperyalist güçler tarafından paylaşılması idi.
Her kilometrekaresi için tam 252 evlâdını şehit vererek, dünyada vatan topraklarının savunulması ve milletinin bekası için hayatını feda edebilmenin erişilmez örneğini ortaya koyan Çanakkale Zaferi Türk milletine çok şeyler kazandırmıştır. Bunların başında dağılmakta olan milli ruhun ve milli şuurun yeniden kazanılması gelmektedir.
Dev armada 18 Mart 1915’te önce denizden Çanakkale Boğazını zorla geçmeye çalıştı. Ayni günün akşamında büyük zayiat vererek geriye çekildiğinde boğazların denizden aşılamayacağı belli olmuştu. O halde karadan saldırı yapılmalı ve Türklere gereken ders verilmeliydi.
Bu maksatla İngiliz İstanbul Sefer Kuvveti K. General Hamilton komutasındaki çıkarma birlikleri 25 Nisan 1915 günü saat 02:45’te kuzeyde Seddülbahir, güneyde ise Kumkale bölgesinde karaya ayak bastılar. Yapılan bu ilk çıkarmayı göğüs göğüse yapılan süngü ile denize döktük. Bunu durmaksızın Gelibolu Yarımadasının her tarafına yaplan diğer çıkarmalar takip etti. Yoğun ateş desteğiyle süren tüm taarruzlar Mehmetçiğin iman dolu göğsünde söndürüldü.
Onlar şehit kanından oluşan derelerde boğuldular. Şehit vücutlarından oluşan tepeleri aşamadılar. Ve emperyalistler tarihte ilk defa askerlerine “savaşmayı değil ölmeyi emreden” bir komutana, yani Mustafa Kemal’e ve askerlerine boyun eğdiler.
Türk askerinin emsali görülmemiş direnişini kıramayan düşman 1 Aralık 1915’te çekilme emrini verdi. 9 Ocak 1916 tarihine kadar çekilmesini tamamlayarak topraklarımızı terk etti.
Çanakkale’de karşımıza dünya devleri dikilmişti. Bütün olumsuz şartlara rağmen kazanılan zaferle Gazi Mustafa Kemal Atatürk her zaman güvendiği ve inandığı Türk Milletinin gücünü bir daha denemiş ve milletine olan inancını perçinlemiştir.
Kurtuluş Savaşımızı yaratanların çoğu Çanakkale’nin kahraman müdafileri veya ruhları bu müdafaanın kazandırdığı manevi güçle dopdolu olan genç nesildir. Bu insanların hepsinde “Biz Çanakkale’de yarı dünyayı dize getirmiştik. Davalarımızın en haklısı olan varoluş mücadelemizde bütün cihanı mağlup edebiliriz. Mutlaka kazanacağız” inancı vardı.
Milletimiz bu savaşa sahip çıkmalıdır ve her taşı, her karış toprağı kanla yoğrulmuş bu kutsal toprakları adeta Kabe’yi tavaf eder gibi ziyaret etmelidir. Şehitlerin kanlarından yükselen o havayı teneffüs etmelidir. Genç nesillerimiz kendi topraklarımızda bulunan çiçek bahçesi misali donatılmış binlerce kilometre öteden gelip burada ölen yabancı askerlerin mezar taşlarında yazılı olan “Vatanları için öldüler “ ibaresini görüp ibretle düşünmelidir. Eğer onların vatanı burası ise bizim vatanımız neresi? sorusuna cevap aramalıdır.
Türk Milletinin birlik, beraberlik ve bütünlüğünün temini için Çanakkale emsalsiz bir hazinedir. Oysa bizim çocuklarımızın çoğunun Çanakkale’den haberi dahi yoktur. Evlatlarımız planlı ve programlı olarak Çanakkale’ye götürülmemiştir. Çanakkale’deki kutsal hazineleri görüp Türklük şuuru ile çocuklarımızın beyinleri doldurulamamıştır.
Başta ailemize Kumkale soyadını veren Çanakkale/Kumkale Muharebeleri gazisi P.Yarbay Tahir Bey olmak üzere bu muhteşem zaferi bize kazandıran aziz şehitlerimizi saygı ile anıyorum.
Kahraman ceddimin ruhları Şad Olsun. 
————————————————–
(X) Çanakkale Savaşını yapan Türk ve Avustralya askerlerini yıllar sonra bir arada resmeden değerli dostum Fotoğraf Sanatçısı Vedat Açıkalın Beyin muhteşem fotoğrafını bu vesile ile paylaşıyorum..
***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder