10 Aralık 2014 Çarşamba

Jitem’in Kuruluşu ve Kürt Tetikçileri 1

.




Jitem’in Kuruluşu ve Kürt Tetikçileri  1



 25 Ekim 2014

jitem tetikçileri Jitemin Kuruluşu ve  Kürt Tetikçileri“JİTEM’i ben kurdum” kitabı ile hatıralarının bir kısmını paylaşan Ergenekon Davası sanığı Albay Arif Doğan solunum cihazı bakıcısı ve kapıda iki koruması ile birlikte yaşamını yitirdi. Sırları ile birlikte yaşamını yitiren Arif Doğan, 1990’ların Türkiye’sini şöyle anlatmıştı:

JİTEM’İ KİMSEDEN TALİMAT ALMADAN KURDUM
JİTEM’i tek başına, kimseden talimat almadan kurduğunu ve 1990 yılında tayini çıkınca kimseye sormadan dondurduğunu belirten Doğan, Eşref Bitlis’in ölümüyle ilgili ifadelerin yer aldığı ses kaydının kendisine ait olduğunu, ancak farklı konuşmalarından montajlandığını öne sürdü. Doğan, “Bitlis 1993’te öldürüldü. Ben 1990’da JİTEM’den ayrıldım. JİTEM o yılda öldü, bitti, 1993’te yeniden mi dirildi?” diye konuştu.

VELİ KÜÇÜK İLE HİÇ ÇALIŞMADIM

Veli Küçük’le ilişkisini, “Ben Yalova’da alay komutanıyken kendisi Edirne’deydi. Zaman zaman görüşmelerimiz olmuştur. Ama onunla ortak hiçbir yanımız, bağlantımız olmamıştır” sözleriyle anlatan Doğan, “1990’da tayinim çıktı. Veli Küçük’ün de tayini çıkmıştı.
Güneydoğu’daydım. Veli Küçük denilen k…. bana geldi. Ben ona JİTEM’i değil, Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı’nı teslim ettim” diye konuştu. JİTEM’in başına geçmesinin ardından Veli Küçük’le ilişkisini dondurduğunu ve 1990 yılından bu yana uzaktan yakından ilişkisinin olmadığını aktaran Doğan, “Ergenekon olayıyla bile bir arada olmadım” dedi.

‘VELİ KÜÇÜK ADIMI KULLANDI’

Veli Küçük’ün emekli olduktan sonra tasvip etmediği olaylara girdiğini belirten Albay Doğan şöyle konuştu: “Bir ara bir firmada genel müdürdü. Bazı işler çevirip para aldığını biliyordum. Bazı yerlerde benim adımı kullanmıştı. Bunun hesabını sormaya gittim… Hatta o görüşmede Seda Sayan ile bir kabadayının kardeşi de vardı. Beni Seda Sayan ile tanıştırmıştı. Sabah gelmeden önce aramızda tartışırken bir adamını telefonla aradı. Benim söylediğim olayı anlattı. Telefondaki ses, ‘Paşam, o işten senin hesabına 150 bin dolar yatırdık. Devamı gelecek merak etme’ diyordu. Diyafon açık olunca her şeyi anladım ve o an onunla ilişiğimi kestim. Demek ki, duyduklarım doğruydu. Veli Küçük benim komutanımdı. Emirleri başımın üstüneydi. Ama o saatten sonra neyin başı üstünde olur, varın siz anlayın.”

‘ÇATLI İLE GÖRÜŞÜRKEN YANIMDA BAKAN KIZI VARDI’

Susurluk kazasında ölen Hüseyin Kocadağ ve Mehmet Özbay’ın (Abdullah Çatlı) çok değer verdiği dostları olduğunu belirten Doğan, “Yalova Jandarma Alay Komutanı iken bana gelmişlerdi. Termal Otel’de konuk ettim. Uzun uzun görüşmeler olmuştu.
O kazadan sonra gazeteci Tuncay Özkan bana gelip kaza öncesi yani oteldeki görüşmelerle ilgili bilgiler almıştı. Kendisine Termal Otel’deki görüşmede bir bakanın kızının olduğunu da söylemiştim. ‘Yüreğiniz yetiyorsa yazın. Yarın tüm gazeteleri aldırıp bakacağım’ dedim. Ama kimsenin yazmaya yüreği yetmedi. Evet o görüşmelerde bir bakanın kızı da vardı” diye konuştu.

‘KELLE BAŞI 3 BİN LİRA ALINIRDI’

JİTEM’in yapısını güvendiği Kürtlerin oluşturduğunu belirten Doğan, şöyle konuştu: “Bana çok önemli ve gizli bilgiler getirirlerdi. Akıl almaz istihbarat bilgileriyle donatılıyordum. PKK’nın yapacağı eylemleri önceden biliyordum. JİTEM aktifken, PKK ile mücadelemizi sürdürürken bölgenin sorumluluğunu Dicle’ye kadar aşiretlere vermiştim.
Herkesin bölgesi ve sorumluları vardı. 10 bin elemanım vardı. Hepsinin ortak düşmanı PKK idi. Terörist öldürmek onlara çıkar sağlıyordu. Kelle başına 3 bin lira prim alıyorlardı. Ben onlardan daha az alıyordum. JİTEM oluşumunun içinde 620 kadın vardı. Operasyonlara onlar da gidiyordu.
JİTEM aldığı istihbarat bilgilerine göre hareket ederdi, sınır ötesi operasyonlarda bulunurduk. Kilometrelerce uzakta sınırı geçip Kanas silahlarımızla kampları delik deşik edip dönerdik.”
http://www.ymmd.org/jitemin-kurulusu-ve-kurt-tetikcileri/
.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder