6 Ocak 2016 Çarşamba

VAY TERÖRİSTLER VAY!



VAY TERÖRİSTLER VAY!

Serdar Ant
 25.7.2008


Ergenekon İddianamesi, 13.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İlk duruşmanın 20 Ekim'de yapılması kararlaştırıldı. Gerçi bugüne kadar Taraf gazetesinin yaptığı müthiş "gazetecilik"(!) neticesinde herkes iddianamede neler olduğunu, iddianameyi hazırlayan savcıdan bile daha iyi biliyor, ama biz yine de soralım:

İddianamede neler var?
Neler yok ki?
Şaka değil, 2455 sayfalık bir iddianame bu…
"Yok" yok…

Ben de 2455 sayfalık iddianamenin detayları ile ilgili ilk haberleri veren gazetelerin ve televizyonların yalancısıyım. Meğer İlhan Selçuk, "silahlı terör örgütü kurucusu ve yöneticisi" imiş! Böylece Cumhuriyet gazetesinin "terör örgütü", onun başyazarı İlhan Selçuk'un da "terör örgütü yöneticisi" olduğunu öğrenmiş olduk! Eh bu durumda da kendimi bildim bileli Cumhuriyet okuyan ben de "terörist" oluyorum!

Tabii İlhan Selçuk, bu "terör örgütü"nü tek başına kurup yönetmiyor. İstanbul Üniversitesi eski rektörü Kemal Alemdaroğlu ile beraber yapıyorlar bu işi!

Bilmem ki acaba nasıl karar vermişlerdir?

Kimbilir belki bir gün Kemal Alemdaroğlu, İlhan Selçuk'a gelmiş ve "İlhan Abi, canım çok sıkılıyor yahu, bir terör örgütü kuralım da etraf biraz şenlensin!" demiştir.

İlhan Selçuk da "iyi de Kemal, öyle iki kişilik terör örgütü olur mu? Başka kimler olacak bu işte?" diye sormuştur herhalde…

Bunun üzerine Kemal Alemdaroğlu da, "dert ettiğin şeye bak İlhan Abi, adam mı yok? Bak bizim Doğu var, hazır elinin altında partisi de var. Sonra sizin gazeteden Mustafa'yı alırız. Şimdilik böyle başlayalım da gerisi Allah kerim…" falan demiştir herhalde…

Eh İlhan Selçuk ne de olsa yılların "teröristi", kaçırır mı bu fırsatı, "tamam be Kemal, seni mi kıracağım, kuralım ulan anasını sattığımın terör örgütünü…" diyerek bu işe soyunmuştur.

Yumurtaya can veren yüce rabbim de "terör örgütü" kurup yönetmeye soyunan bu iki kulunun işini kolaylaştırmış, "bizim örgüt" bir anda dal budak salmış, aziz milletimizi ve ülkemizi "babalar gibi satan", "Türkiye'yi pazarlayan" hükümet için bir tehdit haline gelmiştir!  

Sonuçta bir eski rektör, bir de gazete yöneticisi, 80'ini aşmış yılların yazarı…
Demek ki ikisi de "terörist" imiş!
Silahları ne peki?
Odalar dolusu kitap, ciltler dolusu yazı, elde de kalem!

Ayrıca yine gazetelerin aktardığından öğreniyoruz ki,  meğer bu "terör örgütü" Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'a da suikast yapacakmış! Buna göre Büyükanıt'a yapılacak olan suikast planı iddianamede şu cümlelerle anlatılıyormuş:

"İşçi Partisi Genel Merkezi'nde yapılan aramada, girişin karşısındaki sekreter odasının sağ tarafında bulunan masa üzerinde çok sayıda CD bulunarak el konulmuştur. Dönemin Kara Kuvvetleri KomutanıYaşar Büyükanıt'ın koruma planı başlıklı çizelge şeklinde yazı olduğu, içeriğinde Yaşar Büyükanıt'ın belirtilen tarihte İzmir ve Balıkesir'deki yapacağı ziyaretlerdeki koruma planı olduğu anlaşılmıştır."

Eh bu durumda insanın, Genelkurmay Başkanı'na suikast yapmayı planlayanların İşçi Partililer olduğunu düşünmemesi için, afedersiniz ama, eşek olması gerekir! Baksanıza Büyükanıt'ı koruma planı bile İşçi Partisi merkezinde çıkmış!

Anlaşılan o ki, bu İşçi Partililer, günün birinde, Genelkurmay Başkanı'na suikast yapmaya karar vermişler, bir şekilde Büyükanıt'ı koruma planını da ele geçirmişler, sonra da bu suikastın planlarını yapmışlar. İşlerini bitirdikten sonra da o koruma planı ile ilgili yazıyı  "İşçi Partisi Genel Merkezi'nde, girişin karşısındaki sekreter odasının sağ tarafında bulunan masa üzerine" bırakıvermişler!

Tam bir profesyonel işi vallahi!
Büyükanıt'ın verilmiş sadakası varmış, ucuz kurtulmuş!
 
Aziz Nesin'in ruhu şâd olsun. Biz de onu büyük bir mizah yazarı bilirdik!
Meğer ülkemizde daha başka ne "değerler" varmış da haberimiz yokmuş!
 
25.7.2008






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder