28 Nisan 2015 Salı

Demokrasi, Güldürü ve Müjdat Gezen





Demokrasi, Güldürü ve Müjdat Gezen,




Pazartesi, 03 Eylül 2012 08:00
Bıçak Sırtı
Erol Manisalı
erolmanisa@yahoo.com


aptal-mujdat-gezen

- Siyaset ve güldürü sarmalında oynarken yaşayan, yaşarken oynayan bir insan...
- Acımasız gerçeklerle hayal dünyası arasında gelip giderken acıyı güldürerek tattıran bir beceri...
- Toplumun ağır ve baskıcı sorunlarını en sade ve alçakgönüllü bir biçimde sunan insan.
Onun adı Müjdat Gezen, benim Vefalı dostum ve kardeşim.
En acılı günlerimde bana destek verirken, yine de gülüyorduk ağlanacak halimize Müjdat’ın dünyasından bakarak.
Dedim ya o yaşarken oynayan, oynarken de yaşayan ayrıcalıklı bir sanatçı, acıyı bile gülerek karşılamamı sağlayan bir dost.
“Aptal” adlı oyununda toplumsal aptallıklarımızı çok zekice sunuyordu izleyenlere.
- Dostlarıyla birlikte ortaklaşa bir oyun sergiliyordu sanki...
- Herkes hem kendisi, hem başkaları için oynuyordu, en başta Müjdat...
- Aptallıklarımızı (ve aptallarımızı) sunuyor gibi yapıp üçkâğıtçılarımızı, madrabazlarımızı, toplumu ezenleri anlatıyordu bana göre...
- Aptal olarak sunulanlar sadece birer araçtılar, büyük tehlikeleri örten, gizleyen konu mankenleri...
- Müjdat’ın esas sorunu, kendilerini akıllı gösterip toplumu aptallaştıranlar idi...
- “Aptal” oyununun adı “Üçkâğıtçı ya da Sülün Osman” olabilirdi. Aptal, gerçekte aptalı işaret etmiyordu; toplumu aptal yerine koyanları gösteriyordu.
O kimdir?
- Müjdat sadece Vefa Lisesi’nde okumuş “Fatihli” ya da “Aksaraylı” bir İstanbul efendisi değildi.
- O Anadolu’nun bağrından kopmuştur.
- Doğu’nun, Batı’nın birleştirici özelliklerini taşıyan uzlaştırıcı bir insandır.
- Aydınlığın ve uygarlığın güldürü, tiyatro ve sinemadaki yansımasıdır.
Ve benim çok sevdiğim bir dostumdur.
Yakın tarihe baktığımızda ressam, filozof, tiyatrocu, müzisyen pek çok sanatçının Avrupa’da büyük sınav verdiklerini gördük.
Özellikle İkinci Dünya Savaşı sırasında kimi sanatçılar, fikren karşı çıktıkları iktidarlara yaklaşırken bazıları da ödün vermeden düşüncelerine sadık kalmışlardır.
Buna örnek olarak “Bıçak Sırtı” köşemde, Atatürk Türkiyesi’ne sığınan Alman asıllı Profesör Fritz Neumark’tan birkaç defa söz etmiştim.
Neumark Türkiye’ye sığındığı için, kimi eski arkadaşları ona arkalarını dönmüşler, mektuplarına yanıt bile vermemişlerdi.
Bunlar arasında bazı Alman sanatçılar da vardı.
Müjdat Gezen’in “Aptal” adlı oyununu izlerken bunu düşündüm.
Müjdat’ı kendi penceremden sizlere sunmak istedim.
Çünkü o benim için özel bir insandır; bir sanatçı, bir düşünür, Vefalı bir dost ve bu toprakların alçakgönüllü bir vatandaşı olarak sizin çok iyi bildiğiniz insan.
Müjdat Gezen bana göre, “Burjuva olmamış nadir bir kentsoyludur”. Fatihli, Aksaraylı, Vefalı ve İstanbulludur.
Bundan iyi kanıt olur mu?
Hasan Âli Yücel’lerin, Mehmet Akif’lerin, İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu’ların yetiştiği mektepten çıkmış zarif bir insandır.
Sana, o gerçekleştirdiğin özgün ve çağdaş eğitim kurumlarında nice başarılar diliyorum.



..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder