15 Mart 2021 Pazartesi

GÜÇ VE POLİTİKA KAVRAMSAL BOYUTLAR. BÖLÜM 7

GÜÇ VE POLİTİKA KAVRAMSAL BOYUTLAR. BÖLÜM 7


Siyasi İdeolojiler, Sait YILMAZ, Politika,liberalizmin yükselişi, Muhafazakar, demokrasi,Küreselleşme, Güç İlişkileri, Nükleer, Biyolojik, Kimyasal Silahlar,

        1.5.7. Enerji Güvenliği:

Dünyada devletler arası açık ve örtülü çatışmaların temel nedenlerinden belki de en öncelikli geleni azalan kaynakları kontrol altına alma çabasıdır. Bu mücadele özellikle doğal enerjiye sahip olan coğrafyalar ve bunların ulaşımını kontrol eden hatlar üzerinde olmaktadır. Sanayi devriminden itibaren enerji kaynaklarına sahip olmak, üretimini elde tutmak ve taşıma güzergahlarını denetim altında bulundurmak ve bu uğurda uluslararası mücadelede başarılı olmak devletlerin temel amaçları arasında olmuştur.

Enerji güvenliği dahilinde yer alan enerji kaynaklarının kesintisiz, güvenilir, ucuz, temiz ve çeşitli kaynaklardan sağlayabilmek ve verimli kullanmak, her ülkenin ulusal güvenliğini temelden etkileyen bir olgudur. Enerji güvenliği hem gelecekte enerji şokları olma ihtimali hem de dışa bağımlılığın artması ile ilgilidir. Ara malı, hammadde, güç ve enerji kaynağı olarak dünya ekonomisinde çok önemli bir yer tutan petrol, gaz ve kömür yenilenemeyen enerji kaynaklarıdır. Alternatif enerji kaynakları ısınma, güç ve elektrik üretiminde bu enerji kaynaklarının yerini kısmen doldurmasına karşın ulaşım sektöründe küresel çapta bir ikame yakıt yakın gelecekte fazla olanaklı gözükmemektedir.

Dünya birincil enerji tüketiminde petrol, gaz ve kömürün (% 37 petrol, % 27 kömür, % 24 doğal gaz, % 6 nükleer ve % 6 diğer (su, rüzgar vs.)) payı % 88’dir. Enerji tüketen ülkelerin başında yılda 2331,6 mtpe ile ABD gelmektedir. ABD’yi Çin (1386,2), Rusya (686,6), Japonya (514,6), Hindistan (375,8), Almanya (330,4), Fransa (262,9), İngiltere (226,9) mtpe ile izlemektedir . Türkiye ise yılda 85,3 mtpe enerji tüketmektedir. Dünya doğal gaz tüketimi de hızla artış sürecindedir. Bunda doğal gazın elektrik üretimi için kullanılması da etkili olmaktadır. 

Tablo 21: Dünya Enerji Rezervleri


Tablo 20’den anlaşılacağı gibi Orta Doğu enerji kaynaklarında İran Körfezi (Hürmüz) Bölgesi enerji ulaşımında en kritik bölge konumundadır. Petrol ve doğal gazın yaklaşık ömrü 66 yıl civarındadır ve önümüzdeki 20 yılda enerjiye olan bağımlılığın % 50 artacağı düşünülürse durum daha da tehlikeli bir hal almaktadır. Dünyadaki petrol kuyularının yıllık ortalama üretim azalması ise %5-8 civarında dır. Üstelik jeolojik, teknik ve maliyet koşulları nedeniyle petrolün hepsini çıkarmak mümkün değildir.  BP’nin 2004 verilerine göre dünyada 1189 milyar varil, OPEC’in verilerine göre ise 1144 milyar varil ispatlanmış petrol rezervi bulunmaktadır. Bu değerlendirmelere göre gelecek öngörüleri kapsamında petrole 41 yıllık bir ömür biçilmektedir .

20’ nci Yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren petrol kaynaklarının azalmaya başlayacağının hissedilmesi ile birlikte ülkeler bir yandan güç mücadelelerini enerji coğrafyaları üzerine oturtmaya bir yandan da enerji kullanımında petrol yerine kullanılan enerjilere yönelmeye başlamışlardır. Dünya enerji tüketiminin %25’ini, dünya benzin tüketiminin % 45’ini gerçekleştiren ve ithalat gereksinimi hızla artan ABD, kendi ihtiyacını karşılamayı garanti almaya çalışırken diğer büyük güçlerin bu sınırlı kaynaklara erişimini kontrol etmeyi amaçlayan bir strateji izlemektedir. 

Şekil 6: Petrol Taşımacılığında Stratejik Önemi Olan Bölgeler 


Petrol güvenliği kavramı ABD’liler tarafından geliştirilmiş bir kavramdır. 2000 yılında Dick Chenney tarafından yaptırılan bir çalışma ile ortaya çıkmıştır. Söz konusu çalışma ile dünya petrol rezervleri, petrol tabakaları, nerelere dağıldıkları bilgisayarlar vasıtası ile hesaplandı. Çalışma sonucunda dünyada 900 milyar varil bulunduğu ve eğer yılda 80 milyon varil kullanılırsa dünyadaki petrolün 30 yıllık ömrünün kaldığı tespit edildi. Söz konusu petrolün ömrünün 75 yıla çıkarılması için Arapların ve Rusların eline bırakılmaması öngörüldü . Bu amaçla 5 büyük ABD şirketinin bu yataklar üzerinde imtiyazlarını yeniden kurarak teknolojik geliştirmeyle 550 milyar varil daha petrol teknolojisini geliştirebileceği hesaplandı. 

Mobil Exxon’a göre; “Petrol kaynakları Araplara bırakılmayacak kadar ciddidir.” Çünkü Amerika şu anda günlük 86 milyon varil petrolün 25 milyon varilini kullanmakta ve bunu Orta Doğu’ya ilave olarak Meksika, Kanada, Norveç, Nijerya, Venezüella’dan aldığı petrolden sağlamak zorundadır.  Kısaca Petrol Güvenliği’nin amacı petrol kaynaklarına ve ulaşım yollarına egemen olmak, tek merkezli Amerikan sistemini devam ettirmektir. Bu nedenle Amerikalıların İstikrarsızlık Ekseni Kolombiya’dan başlamakta ve Ortadoğu, Kafkasya ve Orta Asya’nın tamamını kapsamakta ve Pakistan, Endonezya ve Filipinlere kadar da uzanmaktadır . Bu coğrafya dünya petrol rezervlerinin % 80’ini içermektedir. Uzakdoğu’nun petrol geçiş yolları da bu haritanın içerisine girmektedir. Bu nedenle ABD İstikrarsızlık Ekseni diye adlandırılan bölgede askeri gücünün projeksiyonu ile istikrar getirmeye çalışmaktadır. 

AB cephesinde çok daha farklı bir resim gözükmektedir. AB üyesi ülkelerden sadece İngiltere, Danimarka, Romanya ve İtalya’da kesin petrol rezervi bulunmaktadır. AB dışında kalmayı tercih eden Norveç’i de bu ülkelere dahil edebiliriz. AB’nin petrol tüketiminin AB içi üretimle karşılanma oranı 2000 yılında %9 iken 2030 yılında bu oranın %4.4 olacağı değerlendirilmektedir. Doğal gaz ise çok kısıtlı da olsa İngiltere, Almanya, Hollanda, İtalya, Danimarka, Polonya, Romanya ve Macaristan’da çıkmaktadır. AB’nin doğal gaz tüketimini AB içi üretimle karşılama oranı 2000 yılında %11.9 iken 2030 yılında bu oranın %5.9 olacağı değerlendirilmektedir . Avrupa’nın özellikle Rus gazına bağımlılığının artacak olması önemli bir güvenlik sorunu oluşturmaktadır. 

Türkiye’de ise enerji kaynağı olarak petrol ilk sırada yer alırken son yıllarda kömür ikinci sıraya doğal gaz üçüncü sıraya yerleşmiştir. Türkiye yılda 25 milyon petrol tüketmekte ve bunun %90’ını ithal etmektedir . Ancak yerli üretim hızla düşmektedir. Türkiye’nin petrol kaynaklarının yetersiz olmasında I nci Dünya Savaşı öncesi İngiltere’nin bölgenin petrol kaynakları ile ilgili yoğun bir çalışma yapmış olması ve Türkiye’yi bu kaynaklar dışında tutmak için çaba göstermesi özellikle Musul’u Türkiye’ye bırakmaması önemli bir etken olmuştur. İngiltere kendi kontrolü altında tutmayı öngördüğü ülkelere (Irak, İran, S.Arabistan) petrol havzalarını dağıtırken suni devletler (Kuveyt) de oluşturdu. 

Sonuç olarak, 21’ nci Yüzyıl güç mücadelelerinin gittikçe artan oranda enerji kaynaklarını ele geçirmek, hiç değilse kontrol etmek veya imtiyazlar sağlamak yanında enerji temininin sürekliliğini sağlamak üzere enerji kaynakları ve yolları üzerinde devam edeceği belirgindir. Söz konusu enerji kaynaklarının hızla azalacak olması ve yerine ikame edecek bir alternatifin henüz bulunamaması öte yandan küresel ısınma gibi çevre sorunlarının getirdiği diğer sorunlar Orta Doğu ve Avrasya’nın önemini artırırken güç mücadelelerinin daha çok bu bölgeler üzerinde olacağını dikte etmektedir. 

     1.6.  GÜÇ, POLİTİKA VE İSTİHBARAT:

     1.6.1.  İstihbaratın Kapsamı ve Çeşitleri:

İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar olan dönemde liderler barış zamanında bir istihbarat teşkilatına ihtiyaç olduğunu düşünmüyorlardı. Onlar için istihbarat sadece savaşları kazanmak için gerekli idi. 1947 yılında Truman’ın barışı korumak için de istihbarat gereklidir teorisi CIA kanunu ile hayata geçti. CIA için başlangıçta iki görev belirlenmişti ; stratejik sürprizleri haber vermek ve ülke dışındaki örtülü faaliyetleri gerçekleştirmek. İkinci Dünya Savaşı esnasında sinyal ve görüntü istihbaratının öneminin fark edilmesi teknolojik arayışları bu yöne sevk etti. Savaş sonrası kısa zamanda U-2 Keşif Uçakları, uzay programları, bilgisayarların en eski örnekleri ve örtülü operasyonlar ile ilgili özel vasıtaların gelişimi konusunda önemli adımlar atıldı. 

İstihbaratın çeşitleri konusunda kesin bir tasnif yapmak imkansızdır. Çeşitli görüş ve düşünüşlerin etkisi ile istihbarat farklı şekillerde sınıflandırılabilir. Hangi tasnif kabul edilirse edilsin, istihbarat çok kapsamlı bir hizmettir. Devletlerarası ilişkilerin, toplu iletişim araçlarının ve uygarlığın gelişmesi ile birlikte istihbarat çeşitleri ve alanlarında da artışlar devam edecektir. Oluşturma metotlarına göre çağdaş istihbaratı aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz;  

      (1)  İnsan İstihbaratı  (HUMINT): İnsan kaynakları tarafından sağlanan ve toplanan bilgiler sayesinde ortaya çıkarılan bir istihbarat kategorisidir .

      (2) Görüntü İstihbaratı (IMINT): Çeşitli vasıtalarla görüntü almak sureti ile yapılan istihbarattır. Hava keşifleri ve gözetlemesi ile genellikle uydu, uçak ve insansız hava araçlarından görüntü alınarak yapılmaktadır. Örneğin, bir kamera ile uluslararası hava sahasında görüntü keşfi yapılarak elde edilmiş olan füze mevzilerinin yerleri ile ilgili film veya resimler görüntü istihbaratıdır .

(3) Açık Kaynak İstihbaratı (OSINT): internet, gazete, televizyon gibi açık kaynaklarda yer alan ve herkes tarafından temin edilmesi mümkün olan bilgilerin istihbarat amaçlı kullanılmasına verilen isimdir. Özellikle internet bu alanda önemli bir açık kaynak istihbaratı imkanı sağlamaktadır. Günümüzde istihbaratı oluşturan bilginin % 85’inden fazlasının açık kaynaklardan temin edildiği değerlendirilmektedir .

(4) Sinyal İstihbaratı (SIGINT ): orijinal olarak hedef tarafından gönderilen sinyal şeklindeki mesajların elektro-manyetik yayma vasıtaları ve sensörler vasıtası ile tespit edilmesidir.  

(5) İletişim ve Elektronik İstihbaratı: yeni elektronik buluşların geliştirilmesi için bilgi temin edilmesi yanında, hedef ülke iletişim olanak ve yetenekleri hakkında gerekli stratejik değerlendirmelerin yapılmasına imkan sağlar. 

Uluslararası politikada haber, bilgi ve istihbarat ihtiyacı sadece siyasi istihbarat konuları ile sınırlı değildir. Özellikle gelişmiş ülkeler için ekonomik istihbarata yöneltilen gayretler siyasi istihbarata sarf edilen gayretin önüne geçmekte veya onunla rekabet etmektedir. Elektronik izlemenin devletlerarası mücadelede en yoğun kullanıldığı alan şüphesiz ki ekonomik istihbarat alanıdır. Ekonomik istihbarat, uygulandığı aracı düzeylerden geçerek ulusal (çeşitli karar merkezleri arasındaki uyumlu stratejiler), uluslar ötesi (çok taraflı gruplar) veya uluslararası (ulus-devletlerin nüfuz stratejileri) etkinlik düzeyleri arasındaki karşılıklı eylemlere yön vermesi gereken stratejik ve taktik bir iradenin sonucudur.

Ekonomik istihbarat mikro ve mikro espiyonaj kavramlarına değinmekte fayda vardır. Hızlı teknolojik ve ekonomik gelişmelerin yaşandığı bir dünyada makroekonomik espiyonaj dünyanın gerisinde kalmamak için hayati bir kabiliyettir . FBI’ya göre ekonomik istihbarat-espiyonaj istihbarat servisleri kullanılarak ekonomik istihbarat toplanması, endüstriyel espiyonaj ise özel şirketler vasıtası ile ekonomik bilgi toplanmasıdır . Ancak bazı kaynaklar ekonomik espiyonaj kavramını geliştirmiştir. Buna göre makroekonomik espiyonaj, gizli servisler vasıtası ile devletin stratejik çıkarlarının geliştirilmesi amacı ile dünyadaki ekonomik gelişmeler ve faaliyetler hakkında istihbarat edinilmesidir . Mikro ekonomik istihbarat veya espiyonaj ise gene istihbarat servisleri vasıtası ile bir şirket (genellikle çokuluslu) hakkında bilgi toplanması olarak anlaşılmaktadır. Ekonomik espiyonajın ekonomik karşı istihbarat boyutu bulunmaktadır.

İstihbaratın ulusal çıkar bağlamında en etkin kullanıldığı alanlar; dış politikada karar verme sürecinde karar vericilerin rahat ve yeterli bilgi ile hareket etmelerinin sağlanması çalışmaları ile ekonomik istihbarat faaliyetleri olarak dikkati çekmektedir. İstihbarat örgütleri, salt güvenlik amaçlı çalışan örgütler değildir. Koordinasyon-amaç-öncelik-zamanlama denklemi iyi kurulmuş istihbarat-dış politika birlikteliği sayesinde, dış politikada karar vericilerin ihtiyaç duyduğu alanlardaki bilgiler, istihbarat örgütleri tarafından kestirme ve net şekilde verilebilir. 

Tablo 22: Avrupa Ülkeleri İstihbarat Servislerinin Çeşitleri


11 Eylül sonrası gelişmeler istihbaratın dört fonksiyonunu ön plana çıkardı ; dış istihbarat, örtülü faaliyet, karşı istihbarat ve iç istihbarat. Teoriye “İç İstihbarat” fonksiyonunun dâhil olması ABD istihbarat toplumu içerisinde yapısal değişiklik olarak yeni bir Ulusal İstihbarat Direktörü (DNI ) kadrosu gerektirdi. DNI altında merkezileşmenin iyi bir fikir olup olmadığı da tartışmalıdır. Çünkü sürekli değişen ve merkezi olmayan unsurlar gerek tespit edilmesi, gerekse aldatılma zorluğu bakımından önemli bir avantaj sağlamaktadır.

İstihbarat servislerinin verimli çalışabilmesi için başta bütçe olmak üzere yeterli kaynağın (para, insan, donanım) sağlanması gereklidir. Beklenen kalitede görevlerin yerine getirilebilmesi için gerekli personelin temini, personelin güvenliği ve personel havuzu oluşturulması zorunluluktur. Ayrıca, mevcut ve gelecekteki istihbarat isteklerinin karşılamasında istihbarat kurumlarının kanun karşısında korunması ve etkinliğin sürdürülmesi için sağlam bir istihbarat bürokrasisi ve kurumsal işbirliğine ihtiyaç vardır.

İstihbarat teşkillerinin örgütlenmesinde devletin örgütleniş şekli ve istihbarat biriminin bilgi toplamak ve bilgi yaymak zorunda olduğu adreslere karşı daha verimli çalışmalar yapmak için uygun olan şekil göz önüne alınır. İstihbarat servisleri genel veya belirli bir konuya odaklı olarak aşağıdaki şekilde kurulabilirler ; (1) Askeri veya Savunma İstihbarat Servisleri; savunma planlaması ve askeri operasyonlar için. (2) Adli istihbarat servisleri; organize suçlar ve suç faaliyetleri ile ilgili yasa uygulayıcılara yardım amaçlı istihbarat servisleri. (3) Uzman ulusal merkezler; ulusal karşı terörizm merkezi gibi özel konulara odaklanmış istihbarat merkezleri. (4) Özel koordinasyon birimleri; birkaç istihbarat merkezi veya bunların organlarını bir araya getiren birimlerdir, örneğin polis ve göçmen ofislerini bir araya getiren anti-terör koordinasyon birimleri. (5) Farklı istihbarat toplama metotları da kullandıkları teknolojiye göre özel istihbarat merkezleri ortaya çıkarmaktadır. Örneğin görüntü, sinyal ve kriptoloji istihbarat servisi alanında ABD’nin NSA, Rusya’nın FABSI ve İngiltere’nin GCHQ önde gelmektedir. (6) Küçük ülkeler kısıtlı kaynaklarından dolayı ‘birleşik’ istihbarat servislerine (İspanyol CNI, Türk MİT, Bosna-Hersek OSA) sahip iken büyük ülkeler birbirini tamamlayan ‘çoklu’ istihbarat servislerine sahiptir.

İstihbarat teşkillerinin üç temel dinamiği aynıdır; müşteri kimdir, ne istemektedir, ne zaman istemektedir İstihbarat servislerinin görevleri şu şekilde sıralanabilir ; (1) Ulusal güvenlik ile ilgili alanlarda analiz sağlamak. (2) Potansiyel krizlerin gelişimi hakkında erken ikazda bulunmak. (3) Ulusal ve uluslararası kriz yönetiminde mevcut ve potansiyel rakiplerin niyetleri hakkında bilgi vermek. (4) Ulusal savunma ve askeri operasyonlara bilgi desteği sağlamak. (5) Kendi kaynak ve faaliyetleri ile diğer devlet teşkillerinin sırlarını korumak, (6) Ulusal çıkarlar lehinde olayların gelişimini örtülü bir şekilde etkilemek.

İstihbarat servislerinin etkinliğini artıran faktörlerden biri de diğer istihbarat servisleri ile açık kanallarının olmasıdır. Nitekim diğer ülkelerin istihbarat servisleri ile operasyonel işbirliği ve istihbarat paylaşımı örneklerine çok rastlanan bir durumdur. Dünyanın gizli istihbarat tarihi bir yığın çapraz bağlantı ile doludur. Avustralyalılar Şili’de, CIA direktifi altında Allende hükümetinin devrilmesi için çalıştılar. Fransızların Portekiz ve Fas’la birlikte ya da Romanyalıların Filistin Kurtuluş Örgütüyle birlikte çalıştıkları olmuştur . Sovyetler, İsrail’in hava ve deniz harekatıyla ilgili bilgi toplayıp bu bilgileri Libya’ya vermişlerdir.

        1.6.2. Fonksiyonel İstihbarat:

İstihbarat, genel olarak haber toplama şeklinde algılanmaktadır. Ancak istihbarat toplumunun  temel fonksiyonları; istihbarat üretimi, propaganda ve psikolojik savaş, örtülü faaliyetler ve operasyonlar ile koruyucu güvenlik olmak üzere dört ana kategoride toplanmaktadır. Uluslararası ilişkilerin yürütülmesinde aktörler tarafından başvurulan savaşa varmayan örtülü seçeneklere başvurulması, gizli hareket etme, sürekli ve doğru istihbarat (üretimi) ihtiyacı, seçilen yöntemlerin propaganda vasıtaları ile desteklenme gereği istihbarat fonksiyonlarının uluslararası politikadaki rolü konusunda temel çerçeveyi oluşturmaktadır.

     A. Haber ve Bilgi Toplama, İstihbarat Üretimi:

İstihbarat, bir memleketin diğer bir memleket hakkında aleni, meşru, kanuni şekilde haber toplamasıdır. Espiyonaj yani casusluk ise diğer bir memleketin kanun ve nizamlarını ihlal etmek suretiyle gizli metotlarla haber almadır. Bunlardan birincisine kanuni veya meşru istihbarat faaliyeti ikincisine de gayri kanuni istihbarat faaliyeti denir . Haberalma; bir olay (bir olgu) hakkında alınan ya da verilen bilgi; kulaktan kulağa dolaşan söz; olma olasılığı bulunan ya da olacak bir şey, bir şey hakkında önceden yapılan uyarı; bir şeyi duyup, öğrenmek  olarak sözlüklerde geçmektedir.

İstihbarat genel olarak elde edilen tüm bilgilerin toplanması, tasnifi, değerlendirilmesi analizi, birleştirilmesi ve açıklamasının yapılması neticesinde ortaya çıkan ürün olarak tanımlanmaktadır .  Bu tanıma göre istihbarat, kısaca, ilgili kişiler tarafından üretilen “işlenmiş bilgi”dir. Fonksiyonel olarak bu çalışmalar bilginin toplanması, işleme tabi tutulması, anlamının değerlendirilmesi, politik konularla ilişkilendirilmesi ve ulusal güvenlik politikaları için kullanacak yetkililere dağıtımını içermektedir. 

Amerikan Merkezi İstihbarat Örgütü (CIA)’na göre istihbarat örgütleri dört çeşit ürün sunmaktadır ; (1) Cari istihbarat (Günlük olaylar ve global gelişmelerin yer aldığı istihbarat brifingleri veya özetleri.) (2) Tahmini istihbarat (Güvenlik konularında uzun dönemli tahminlere dayalı bölgesel değerlendirmeler.) (3) İkaz istihbaratı (Alarm veya kısa sürede oluşabilecek tehdit ve risklere yönelik emareler.) (4) Araştırma istihbaratı (Çeşitli ülkeler ve terörizm, kitle imha silahları, ekonomik trendler gibi ulusaşan konulara yönelik orta ve uzun vadeli araştırmalara dayanan istihbarat raporları.)

İstihbarat toplama mantıksal olarak iki ana faaliyeti kapsar; hedefe nüfuz etmek ve nüfuz edilince bilgiyi almak. İstihbarat vasıtası hedefe nüfuz edince sıra bilginin toplanmasına gelmiştir. Klasik yöntemlerle, genel olarak beş tür istihbarat toplama yöntemi kullanılmaktadır ; takip ve tarassut (gözlem), adam kullanma, mülakat, sorgulama, teknik ve elektronik faaliyetler. Ancak modern çağda istihbarat toplama genellikle üç kategorideki yöntemle toplanır; İnsan İstihbaratı (HUMINT), Görüntü İstihbaratı (IMINT), Sinyal İstihbaratı (SIGINT) ve diğer görüntülü olmayan istihbarat . Haber ya da bilgi toplama ihtiyaçları çeşitli istihbarat örgüt veya organlarına toplama planı vasıtası ile görev olarak dağıtılmıştır. Bazı görevler ise birkaç istihbarat toplama organına birden verilmiş olabilir. Bazı istihbarat teşkillerinin ise hem toplama, hem analiz görevi olabilir. Toplama yöntemi seçilirken temel olarak üç kriter üzerinde durulur; ekonomik olması, istenen bilgi ihtiyacını karşılaması ve birbirini tamamlayan istihbarat sistemlerinin kullanılması. 

Kaynak sıkıntısı nedeni ile istihbarat toplama vasıtalarının seçimi, hangi sistemlerin kullanılacağı ve bunlara yapılacak yatırımlara karar verilmesi zor bir işlemdir. Örneğin, ABD daha çok SIGINT’e yatırım yapmakta, görüntü istihbaratını insan istihbaratına tercih etmektedir . Ancak insan istihbaratı da vazgeçilmez bir bilgi toplama yöntemidir. Hedef ülke hükümetinin niyetlerini ve planlarını anlamak için sinyal veya görüntü istihbaratı yerine bizzat bir ajanın hedefe nüfuz etmesi gereklidir. İnsan istihbaratı, teknik istihbarata nazaran daha ekonomiktir ve teknik istihbaratın bıraktığı bilgi açıklarını doldurmak için gereklidir.

İkinci Dünya Savaşı’ndan bugüne, istihbarat toplama yöntemlerinin pek çoğunda radikal bir değişiklik olmamıştır. Asıl değişiklik kapasite artışındadır. İstihbarat hedeflerine nüfuz etmek konusunda en büyük gelişme uyduların kullanımı olmuştur. Uydular; görüntü elde etme, SIGINT toplama, iletişim, erken ikaz ve diğer çeşitli istihbarat görevlerinin yerine getirilmesinde kullanılırlar . ABD istihbarat uydu programı istihbarat alanında teknolojinin kullanımı ile ilgili dünyadaki ABD üstünlüğünün temsil etmekle birlikte, uzaya gönderilen her vasıta tek başına bir istihbarat toplama platformu değildir. Bunun yanında çeşitli uçak, gemi ve yer istasyonları kullanılmaktadır.

Soğuk Savaş’ın ilk yıllarından itibaren daha önce uzun menzilli bombardıman uçağı olan B-36, B-47 gibi uçaklar istihbarat amaçlı olarak yeniden dizayn edilerek Sovyetler Birliği üzerinde keşif ve istihbarat amaçlı olarak uçmaya başladılar. Bunlara İngiliz Canberra bombardıman uçaklarını da dâhil etmek gerekir . Daha sonra hedef ülke toprakları üzerinde keşif yapmak üzere U-2 ve SR-71 uçakları geliştirildi. U-2, 40 yıllık geçmişine rağmen hala tek motorlu uçaklarda en yüksek irtifada bulunma özelliğini korumaktadır. 1963 yılından beri kullanılmakta olan SR-71 ise hala en hızlı uçaktır. Tehdidin daha az olduğu bölgelerde ise SIGINT amaçlı olarak Boeing 707’lerin askeri versiyonu olan RC-135 gibi yeniden dizayn edilmiş kargo uçakları kullanılmaktadır .

Bugün bilginin istihbarat dışı kaynakları o kadar ilerledi ki, gerçek zamanlı bilgi yayan internet, uydular veya CNN gibi TV kanalları gibi kaynaklar yanında istihbarat örgütlerinin politika yapıcılar için ne kadar faydalı olduğu tartışılır hale geldi. Bu sadece bilginin toplanması için değil analizi ve yayımı gibi her süreçte istihbarat örgütlerinin; asıl fonksiyonu istihbarat olmayan kaynaklar ile ne kadar rekabet edebildiği konusunda araştırmalara neden olmaktadır. 

     B. Propaganda ve Psikolojik Savaş:

       Modern devletlerin dış politikalarında yararlandıkları siyasal etki araçlarından birisi de propagandadır. Propaganda, belirli bir grubun düşüncelerini, duygularını ve eylemlerini, genel nitelikli amaçlar doğrultusunda etkilemeye yönelik sistematik ve tasarlanmış çabalar olarak nitelenebilir . Günümüzde güç odakları, denetimi ellerinde tutabilmek için, baskı, tehdit ve korkutma yöntemleri yerine daha çok propagandayı kullanmaya başladılar.

Propaganda faaliyetlerinin en tehlikelisi dost ve müttefik ülke çizgisinde gözüken ülkelerden gelen ve çok daha kolay ve etkili nüfuz eden yöntemdir. Dostluk ilişkisi görüntüsü altında hedef ülkenin yavaş yavaş tüm siyasi karar mekanizması ve politika üreten kurumları kontrolü altına alınmaktadır. Emekli CIA Başkanlarından Harry Rositzke’nin sözleri istihbarat faaliyetleri içinde medyanın propaganda işlevini göstermek bakımından bir örnektir; “Üçüncü Dünyadaki gizli propaganda operasyonları aslında bir basın savaşıydı. Yabancı editörler ve köşe yazarları çalıştırılıyor, magazin ve gazetecilere para desteği sağlanıyor, basın hizmetleri destekleniyordu. Propagandacılar, ödenekli ajanlardan işbirlikçilere kadar geniş bir biçimde bulunuyordu... Dost yayın kuruluşlarında yeni makaleler yayınlatılıyor ve tüm dünyada tekrarlanıyordu... ”

11 Eylül sonrası ABD yönetimi, Usame Bin Ladin’in kötü karakterini vurgulayarak ve kötülüğüyle ün salmış kişiliği üzerine yoğunlaşarak terörizme odaklanmıştır. Başkan Bush (muhtemelen dini eğilimleri yüzünden) ilahiyatçı bir yaklaşım ile çatışmayı “iyi ve kötü” arasında görme eğiliminde idi ve Lenin’in “bizimle olmayan bize karşıdır” formülünü bile kullanmaktadır . Başkan Bush’un tehdidin birçok unsurunu böylece basit bir formül altında birleştirmesinin taktik avantajı bulunmaktadır.

Enformasyonu denetim altında tutmak, halkı denetim altında tutmak demektir . Propaganda faaliyetleri için medyanın kullanılması özellikle son yıllarda teknolojinin gelişime paralel olarak tüm toplumların medyanın etkisine iyice açılmasıyla daha da gündeme gelmiştir. Günümüzde haber akışının her gün % 50 ila % 80’inin Batı Merkezli Haber Servisleri olan AP (Associated Press), UPI (United Press İntenational), Reuters ve AFP (Agence France Press) tarafından üretilmesi ve bu ağın yalnızca dünyanın her yerindeki insanları değil aynı zamanda politikacıları ve istihbarat servislerini de etkilediği düşünülürse bu yöntemin ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılmaktadır .

AP , Reuters ve UPI  ajansları ile Amerikan CBS televizyon şirketinde CIA’nın egemenliği tartışılmazdır . CIA, gazetecileri sanıldığı gibi mali olarak direkt elde etmez, bunun sebebi çok açık konumda olmalarıdır. Ya CIA’nın “has adamları” olan Gazete veya TV sahiplerinin cömert maaşları ile ya da genellikle patronlarında dahil olduğu “Görünmez El” ile onlara bu yolun açılması sağlanır. Böylece, gittikçe yıldızı büyüyen yazar, yorumcu ve gazetecilere kimse kötü gözle bakamaz. CIA’nin yaptığı ödemeler ve verdiği diğer destekler enformasyondan çok daha fazlasını getirir; etki ve kontrol .

Bireylere verilen devlet yardımları, o ülke politikasında söz sahibi olan ve halkın kararlarını etkileyebilen önemli kişilere verilen nakit paralardır. İran Şahı, Ürdün Kralı Hüseyin, Ferdinand Marcos ve Manuel Noriega gibi pek çok yabancı devlet adamının ismi CIA ücret bordrosunda yer almıştır. Medya kuruluşlarına destek vermek ya da onları satın almak da en yararlı devlet yardımı türlerindendir. VOA ve Radio Free Europe gibi açıkça devlet propagandası ve savunusu yapan yayınların dışında istihbarat servislerinin etkisi gizli olan radyo ve televizyonlar daha bağımsız ve inandırıcı gözükürler.

    C. Örtülü Operasyonlar ve Faaliyetler:

Bir CIA yetkilisine göre örtülü operasyonlar askeri ve politik seçeneklerden sonra gelen üçüncü seçenektir . Üçüncü seçeneğe karar vermek her zaman istihbaratın, analizin ve teşkilatın kalitesine değil genellikle çeşitli alanlardaki güvenlik endişelerine uygulanacak teknikler ve kararlılığa bağlıdır . Bu yöntem hedef veya rakip ülke ile ilan edilmemiş bir savaşı kapsayan örtülü ve gizli yöntemlerdir. Böylece doğrudan bir savaşa girmeksizin ve ulusal gücü topyekun bir mücadeleye sokmaksızın asimetrik hale getirilmiş bir savaş ile sonuç alınmaktadır. Gizli ve örtülü yöntemler, doğrudan savaş ilanıyla karşılaştırıldığında hem daha sessiz, hem de büyük ölçekli seferberliği gerektirmeyen yöntemlerdir.

        Örtülü operasyon ve faaliyetleri siyasi, ekonomik ve yarı askeri örtülü operasyon ve faaliyetler olarak üç kategoriye ayırabiliriz. Siyasi kapsamdaki demokrasi projeleri, ABD politik örtülü faaliyetlerinin bugün de temel politik çerçevesini oluşturmaktadır. NED’in ilk kurucularından Allen Weinstein, ‘‘Bugün yaptıklarımızın çoğu 25 yıl önce CIA tarafından örtülü olarak yapılıyordu.’’ demektedir. Yeni (ağ tipi) örgütlenmenin, örtülü operasyonlar döneminde kurulan ağdan tek farkı, her şeyin daha akademik ve daha dostane ortamda çekincesizce, açıkça geliştirilmiş olmasıdır. ABD’nin Soğuk Savaş döneminde kurduğu yasal ve yasa dışı örgütlenmelerle işleyen ağ şimdi yenilenmiş, değişen derinliklere uydurulmuştur. 

NED’in şemsiyesi altına ağ örülürken Amerikan çıkarlarına ve serbest pazar ekonomisi politikalarına karşı çıkma olasılığı bulunan her kesimi içine çekmiştir. Ağ örülürken fazlaca demokratik ancak pek saydam olmayan eylemler seçilmiş ve prestijli konferanslar düzenlenmiştir. Bu konferanslar, Amerikan örgütlerinin yöneticilerini ve danışmanlarını bilmek, Amerika’nın deneyli operatörlerini tanımak için önemli bir fırsat yaratmaktadır. Bu örgütlerin ilişkileri ve operasyonlarının kesişim bölgelerinde ortak kişiler, memurlar ve parasal destek sağlayan şirket ve kilise vakıfları ortaya çıkmaktadır . Her örgüt, yöneticileri, ortak eylem alanları, finans kaynakları, ilişkili şirketleri, dinsel kuruluş bağları, istihbarat örgütleriyle derin ilişkileri birbirine dolaşmış, algılanamayacak denli karmaşık bir yumak oluşturmaktadır. 

Birden çok örgütte yöneticilik, danışmanlık yapan kişilerle birbirine bağlanan ağ, büyük bir şebekeye dönüşmüştür. Derinliğin bir özelliği de, örgüt yönetimlerinin sürekli değişmesidir. Devletin tepesinde görev yapan bir görevli birdenbire örgütlerin başında görünmektedir. Aynı biçimde örgütlerin yönetimindeki eski senatörler, eski istihbaratçılar, birdenbire bakanlık ya da bakan vekilliği görevine gelebilmektedir. Örtülü operasyon ustası istihbaratçılar, eski askerler, din misyonerleri birbirlerine kenetlenmektedir.

Ekonomik nitelikli örtülü operasyonlar, girişilen bazı faaliyetler sonucu hedef ülkeleri ya da kişileri ekonomik açıdan zor duruma düşürmek ya da desteklemek amaçlı olarak gerçekleştirilmektedir. Kennedy döneminde Küba ile Sovyetler Birliğinin ilişkilerini bozmak için şeker sevkıyatına zehirli madde karıştırmak buna bir örnek teşkil edebileceği gibi, IMF ve Dünya Bankası’nın finans oyunları veya bir ülkeye ya da kişiye maddi yardımda bulunmak da bu tür faaliyetler arasına dahil edilebilmektedir.

Örtülü ekonomik savaşın önem sırası giderek artan üç hedefi vardır; karşı tarafın kaynaklarını ekonomik hedeflerini koruma amaçlı harcamak zorunda bırakmak, dış borçlar ve diğer yöntemler ile fakirleştirmek ve kötüleşen ekonomi ile isyan ve darbelere yol açmak. Pek çok örtülü ekonomik savaş yöntemi vardır. En basit formu sabotajdır. Rakibin mali yapısına saldırmak daha karmaşık bir ekonomik savaş türüdür. Bunlar dışında üretim kapasitesine zarar verecek pek çok bozucu yönteme başvurulabilir.

Yarı askeri veya savaş benzeri operasyonlar, direkt olarak savaşan güçler oluşturulmasından gerillalara silah, eğitim, asker ve danışmanlık desteğine kadar uzanan bir dizi faaliyeti kapsayabilmektedir. Bu tür faaliyetlere çeşitli suikastların de dâhil edilmesi mümkündür. CIA bu tür operasyonları özellikle Latin Amerika'ya yönelecek şekilde kimi zaman bir uyuşturucu kaçakçısını yakalamak, kimi zaman ise ezilen insanları kurtarmak görüntüsü altında düzenlemektedir. Askeri örtülü operasyonlara “savaş benzeri operasyonlar” adı da verilmektedir. Kimi zaman bir uyuşturucu kaçakçısını yakalamak, kimi zaman ise ezilen insanları kurtarmak görüntüsü altında da düzenlenebilmektedir. 

Askeri kapsamdaki örtülü operasyon yöntemleri içerisinde terörizmin kullanılması ve düşük yoğunluklu savaş önemli bir yer tutmaktadır. Özel güvenlik patlamasına rağmen, terörizm oyununun gerçek oyuncuları gizli devlet birimleridir. Uyuşturucu ve terörizmi yaymak için yapılan gizli operasyonlar kadar, uyuşturuculara ve terörizme karşı yürütülen bütün kampanyalar ülke içinde ve diğer devletler ile yürütülen siyasi iktidar mücadelesinin parçalarıdır . Bu oyun içerisinde uyuşturucu savaşları ilginç ve terörizm önemlidir, ama çoğu düşük yoğunluklu çatışmanın hedefi de diğer ülkelerdeki siyasal iktidar mücadeleleridir. 

    D. Koruyucu Güvenlik:

        Koruyucu güvenlik içine fiziki güvenlik, tesis güvenliği, bilgi güvenliği, istihbarata karşı koyma gibi faaliyet alanları dahil edilebilir. Konunun önemine bir örnek olarak, 1985-2005 yılları arasında yaklaşık 80 Amerikalının yabancı hükümetlere bilgi aktarmaktan tutuklandığı hatırlanmalıdır. Bu casuslardan aşağıda sıralananların çok uzun süre kimlikleri tespit edilemeden bilgi aktarmaya devam ettiği anlaşıldı ; (1) Deniz kuvvetlerinde Walker ekibi (17 yıl), (2) Kara Kuvvetlerinde Konrad grubu (18 yıl), (3) CIA içinde Ames olayı (9 yıl), (4) FBI’da Hansen davası (21 yıl), (5) DIA içinde Montes olayı (15 yıl).

11 Eylül’ün hemen akabinde, ABD’li uzmanların, kamuoyuna duyurdukları “saldırı ile ilgili 32.000 ipucu vardı ” sözleri, bir yandan teknolojinin önemini vurgularken diğer yandan istihbaratta öncelikli fonksiyonun koruyucu güvenlik olduğunu ortaya koymaktadır. 11 Eylül 2001 sonrası ABD kriz yönetim sistemi bir dizi reform ile yenilendi. Sınır güvenliği, hava alanı ve limanların güvenliği ile federal kuruluşlar arasında istihbarat paylaşımına önem verilmektedir . Sahil güvenlik, gümrükler, göçmen kuruluşu, FBI, polis, sağlık sistemi, enerji bakanlığı, ulaştırma kontrol sistemi ve istihbarat servisleri kriz yönetim sisteminin birer unsuru oldular.  

       1.6.3.  İstihbarat ve Politika:

Ulusal güvenlik ve istihbarat arasındaki ilişki karar verme sürecine doğru, zamanında ve faydalı bilgi ve değerlendirmeler sunmak ile sınırlı değildir. Bilgi-eylem ilişkisi içerisinde; dış politikanın eylem çıktısı olarak uygun “gizli ve örtülü müdahale yöntemlerinin seçilmesi ve yönetilmesi”;  “propaganda ve psikolojik savaş” ile hedefin ikna edilmesi veya karşı koyma inancının yok edilmesi de bu işbirliğini tamamlayan birer fonksiyon alanıdır. Bu fonksiyonlar bilgi ve eylemlerin gizlenmesi, örtülü hale getirilmesi ve unsurların emniyetinin sağlanması için gerekli olan “koruyucu güvenlik” ile tamamlanmalıdır. 

Ulusal istihbarat, ulusal politikalar ve ulusal güvenlik gibi devlet düzeyindeki sorunlar ile ilgili olarak çoğunlukla hükümetin ve ilgili en üst düzeydeki icra organlarının gerek duyduğu istihbarattır. Başka bir deyimle ulusal istihbarat; ulusal hedeflerin ele geçirilmesi için, izlenmesi gereken ulusal politikaların tayin ve tespitinden sorumlu olan, karar alıcıların gereksinme duyduğu istihbarattır. Ulusal güvenliğin sağlanmasında istihbarat, yaşamsal bir unsurdur. Ülkenin siyasi, ekonomik ve askeri milli stratejik menfaatlerini gerçekleştirme ve yönetme konusunda sorumlu makamlara sağlanan istihbarat, Cumhurbaşkanından hükümete, önemli kamu yetkililerine ve askeri liderlere destek sağlanmasına kadar geniş bir alana sunulmaktadır. 

Seçilmiş bir politikanın uygulanması için çalışan istihbarat en etkili istihbarattır . Ulusal bir politika belirlenmeden önce istihbaratın gereken bilgi ve değerlendirme alt yapısını sağlaması ve istihbaratın politika belirlemedeki rolü ulusal güvenlik için hayatidir. Ancak, ulusal politikanın çelişkili olması ya da belirgin bir politika seçilmeden istihbaratın üretilmesi istihbaratın gücünü azaltır. Dış politikanın desteklenmesinde istihbarat fonksiyonları; dış istihbarat toplama, propaganda, örtülü faaliyetler veya karşı istihbarat faaliyetleri şeklinde olabilir. 

İyi bir istihbarat teşkilatı politikacılara kötü haberler vermekten ve sürpriz gelişmeleri cesaretle tahmin etmekten çekinmemelidir Etkili bir istihbarat ; (1) Analizcileri politik endişelerden bağımsız tutarken istihbarat kullanıcılarının ne tür bir bilgiyi ve hangi şekilde istediğini tam olarak bilmeyi, (2) İstihbarat sürecinin uygulanmasında toptan bir başarısızlığa yol açacak hata yapılmamasını, (3) İstihbarat programlarının bütçeleme ve geliştirilmesinde önceliklerin doğru bir şekilde tespit edilmesini, (4) Ulusal güvenlik politikalarının istihbarat kabiliyetlerini aşmayacak ölçüde  gerçekçi bir biçimde planlanmasını gerektirir.

İstihbarat kullanıcıları başta ülke liderleri ve danışmanları olmak üzere politika yapıcı daire ve teşkiller ile teknik istihbarat ile ilgili analiz unsurlarıdır. Politika yapıcılardan anlaşılması gereken ise kısaca şu adreslerdir ;

- Ulusal seviyede politika yapımı ile ilgili olanlar, 

- Askeri planlama ve harekât görevlerinde çalışanlar, 

- Kanun uygulayıcıları ve 

- Karşı istihbarat faaliyetlerinde bulunanlar. 

ABD’de politika yapıcı olarak istihbarat ihtiyacında olan kurumlar şu şekilde sıralanabilir; Ulusal Güvenlik Konseyi (UGK), Hazine Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı. Bu dört kuruluşun çalışanları genel olarak aşağıdaki kaynaklardan bilgi edinirler ; (1) Gazeteler, dergiler, akademik ve bilimsel dokümanlar gibi açık kaynak yayınları. (2) Politika yapıcılara 24 saat esasına göre acil haberleri ve alarm durumlarını bildiren kriz ve izleme merkezleri. (3) Çeşitli kütüphaneler ağı içerisinde müşterilerinin isteklerine göre tarama yapan elektronik kütüphaneler. (4) Televizyonlar. (5) İnternet vasıtası ile web ve e-mail kullanımı. (6) Intelink (SCI ve S versiyonu) kullanımı.

ABD’de daha çok CIA Operasyonlar Direktörü’nün bünyesinde bulunan ilgili dairelerin fonksiyonlarının başında insan istihbaratı gelmektedir. Bu tür dairelerin asıl önemli işlevi örtülü faaliyetler yani ABD’nin ellerini gizleyerek diğer ülkeleri etkilemek üzere operasyonlar yapmaktır. Bu tür faaliyetler genellikle seçilmiş kişilere, hareketlere veya siyasi partilere para vermek, medyayı kazanmak, yayınlar yapmak ve paramiliter grupları desteklemek şeklinde icra edilir . Aynı zamanda dost hükümetlerin kendi toplumlarında karşılaştığı zorlukları yenmeleri için de kabiliyetleri artırmaya yönelik olarak da yapılabilir. 

8. BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder