25 Ocak 2020 Cumartesi

İtibar Meselesi,

İtibar Meselesi,

Enes İslamoğulları

Yaklaşık bir hafta önce Bakanlar Kurulu için belirlenen isimlerin bazılarına ‘partideki dengeler’ açısından itiraz eden, Bu hafta ise uzun süren sessizliğini bozarak, adli kolluk görevlilerinin soruşturma emrini yerine getirmemesi üzerine kendisine soruşturma esnâsında engel olunduğunu iddia ederek adliye önünde bildiri dağıtan savcının “yanlış yaptığını” söyleyen kişi, HSYK’nın Adlî Kolluk Yöndetmeliği’nde kanuna aykırı bir biçimde değişiklik yapmasından dolayı açıklama yapmasını “doğru bulmadığını” belirten, Üzerine de “Ben Cumhurbaşkanı olarak ne yapabilirim ki?” diye soran kişi, Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’dır... 

Evinden ayakkabı kutuları içerisinde 4,5 milyon dolar çıkan banka müdürünü “tanıdığını”  ve başına gelenlerin “saflığından” ve “dürüstlüğünden” olabileceğini belirten, Devletin bakanlarına rüşvetle istediği her kapıyı açtırabilen İranlı iş adamını “tanıdığını”  ve  “hayırsever biri” olduğunu söyleyen kişi,
Milyar dolarlarla oynayan koca koca adamların bavullarla “kitap taşıyabileceğini” iddia eden, Hırsızlığın ve yolsuzluğun soruşturmasını başlatanlara “vatan haini” , bildiri dağıtan savcıya  “ajan” , bağımsız yargıya  “darbeci” , referandumda gözyaşlarıyla milletin karşısına geçip ağlayarak kendi tertip ettiği HSYK’ya “suçlu”  damgasını yapıştıran kişi; Bu ülkenin Başbakanı’dır...

Bir yıldır sitesinden PKKlı teröristlerin adam kaçırma, yol kesme gibi faaliyetlerini haber niteliğinde Türkiye’ye duyurulmasını sağlayan, Dün Balyoz ve Ergenekon dâvâlarında ağzını bıçak açmayan, selefi ve silah arkadaşı müebbete mahkûm olmuş cezâevinde yatan, yani yol arkadaşını yolda bırakan, yani komutanını yediren kişi, Bugün ise Başbakanı’nı yedirmemek adına,  “Milli Ordu’ya kumpas kuruldu” iddiası mı, itirafı mı belli olmayan açıklamalar yapılınca bir ânda mevzuya dâhil olup, komutanlara da aynı  “kumpasın kurulduğunu” iddia eden,
Milletin canını, güvenliğini emânet ettiği, bunun karşılığında da tonlarca vergi ödediği ordunun başı, hükümetin yoldaşı olan kişi, Bu ülkenin Genel Kurmay Başkanı’dır...

6-7 yıl evvel hükümetin yaptığı yolsuzlukları ve devlet kurumlarında dönen rantı en ağır ifadelerle eleştiren, Bugün ise herkesin  “çiğ sütten geldiğini” , herkesin “ham meyva yediğini” , dolayısıyla herkesin “yolsuzluk yapabileceğini” söyleyen kişi, Başbakanı’nın telekinezi yoluyla öldürülmeye çalıştığı gibi enteresan iddialarla zaman zaman haberlere konu olan, Ve bu enteresan fikirleri karşılığında yine milletin ödediği vergilerle danışmanlık ücretini alan kişi, 

Bu ülkenin Başbakanı’nın Başdanışmanı’dır... Çok değil, daha 2 ay evvel Balyoz ve Ergenekon dâvâları hakkında muhalefet eden MHP’nin de suçu ve suçluyu övmek suçundan “yargılanması” gerektiğini söyleyip, Bugün ise Balyoz ve Ergenekon’un  “yalan” olduğunu itiraf edebilecek kadar utanması olmayan kişi, Bu ülkenin din referanslı en eski yazarlarındandır... Televizyonlarda ‘Aklın Yolu’ diye program yapıp, bu kadar hırsızlığı, bu kadar arsızlığı, bu kadar yolsuzluğu, bu kadar kirlenmişliği, bu kadar utanmazlığı  “Bal tutan parmağını yalar” noktasına getiren, Bu ülkenin gazetecileri, yazarları, medyasıdır... Ve şimdi bu adamlar ülkeye sormaktadırlar; Başbakanı’ın uluslar arası mahkemelerde yargılamasını mı istiyorsunuz? Ülkenizin teröre destek veren ülkeler listesine mi girmesini istiyorsunuz? Türkiye Cumhuriyeti’ni itibarsızlaştırmak mı istiyorsunuz? Yok, istemiyoruz! Biz bu memleketin hiçbir vakit sözüne itibar edilemeyen yöneticilerinden, hiçbir vakit manşetlerine, haberlerine itibar edilemeyen yandaş medyadan, kalemini dâima iktidarın mermileriyle dolduran itibarsız gazetecilerden, yazarlardan kurtulmasını istiyoruz..

Yani biz memleketin itibarı artsın istiyoruz..

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder