26 Şubat 2019 Salı

YÜKSEKOVA VE ŞEMDİNLİ'DE BİLDİRİ DAĞITILMASI, HAKKARİ MERKEZ, YÜKSEKOVA VE ŞEMDİNLİ'DE POLİS-ASKER-HALK İLİŞKİSİ. BÖLÜM 1

YÜKSEKOVA VE ŞEMDİNLİ'DE BİLDİRİ DAĞITILMASI, HAKKARİ MERKEZ, YÜKSEKOVA VE ŞEMDİNLİ'DE POLİS-ASKER-HALK İLİŞKİSİ. BÖLÜM 1 



ONBİRÎNCİ BÖLÜM 


YÜKSEKOVA VE ŞEMDİNLİ'DE BİLDİRİ DAĞITILMASI. HAKKARİ MERKEZ, YÜKSEKOVA VE ŞEMDİNLİ'DE POLİS-ASKER-HALK İLİŞKİSİ.  

I- YÜKSEKOVA VE ŞEMDİNLİ'DE BİLDİRİ DAĞITILMASI 

     Komisyonumuzca, Hakkari İli Yüksekova ve Şemdinli İlçelerinde 2005 yılında 
provakatif amaçlı olduğu açıkça belli olan bazı bildirilerin dağıtıldığı bilgisi edüıilmiştir.
    
 Bu bildirilerin içeriği ve değerlendirilişi şöyledir. 


1. Yüksekova'da Dağıtıldığı İleri Sürfilen İlk Bildiri "EY KÜRT HALKI" 

" 1 - Her yerde ve her fırsatta kurt halkının ne kadar namusuna düşkün olduğundan bahsedersiniz amma velakin küçük yaştaki kızlarınızı PKK'lı şerefsizlerin kucağına teslim etmekten hiç de rahatsızlık duymazsınız. Kızlarınızın 3-5 çapulcunun metresi obuasına hiç sesinizi çıkarmazsınız. Bu ne biçim namus anlayışı bu ne çelişki? Abdullah Ocalan kızlarınızı sırayla kucağından geçirirken de nedense sesiniz çıkmamıştı... 

2. Her fırsatta devletten şikayet edersiniz, ama şöyle etrafınıza bir baksanız, 
çocuklarınızı okutan devlettir, hastalanınca devletin doktoru sizi muayene eder, devletin hemşireleri yaranızı sarar biz devletin polisleri sizin kıçınızı koruruz. 20-30 tane çocuk doğurur sonrada devlet bize iş imkanı sağlamıyor işsizlik var diye zırlarsınız... 

3. Şimdi size doğuyu size veriyoruz, fakat batıdaki bütün Kürtlerde doğuya gidecek, batıda Kürt kalmayacak deseler, batıdaki bütün Kürtler asimi inkar eder, vallah ben Kürt değilim der., birazcık delikanlı olun. 

4. Küçücük bir deprem olur devlet yardım etmiyor diye bağırırsınız. Afyonda da 
deprem oldu her taraf yerle bir oldu, o batıda beğenmediğiniz insanlar hiç seslerini çıkarmadılar, çünkü her şeyi devletten beklemiyorlar. Ekmeklerini yedikleri devlete vatanına ihanet edecek kadar şerefsiz değiller. 

5. Sözde çok dindarsınız namazınızı kılarsınız orucunuzu tutarsınız ama bir taraftan da insan öldüren PKK'ya yardım edersiniz toz (uyuşturucu) kaçırır binlerce insanı zehirlersiniz. Söz verirsiniz sözünüzde durmazsınız, yalan yere yemin edersiniz, Kürt Türk diye ayrım yapar ırkçılık yaparsınız. Bu ne biçim Müslümanlık bu ne biçim dindarlık... 

6. Sözde hiç bir şeyden korkmazsınız ama, tek olduğunuz zaman Beyoğlu'ndaki 
ibneler gibi sesiniz çıkmaz. Köpek sürüleri gibi toplandığınızda ise hepiniz aslan kesilirsiniz. Bu ne biçim delikanlılık. 

7. Hadi artık bırakın devletle milletle uğraşmayı da dağdaki P.K.K' nın altında yatan kızlarınızı kanlarınızı eve getirin cünüplûkten temizleyin, onları kurtarın, polislere teslim edin biz onlarla ilgileniriz." 

2. Şemdinli'de 05.08.2005 Günü Beş Askerin Şehit Olduğu Patlamada Sonrasında Dağıtıldığı beri Sürfilen Bildiri "05.08.2005 günü saat 24:30 sıralarında üç beş çapulcunun her hangi bir geçerli amaçlarının olmamasına rağmen kendilerince çok büyük: işler yaptıklarını zannederek BEŞ kardeşimizin şehit olmasına sebep olan patlama olayım yapanlar, bunlara yardımcı ve yataklık edenlere kısa sürede cezalarım kendisinin ve aile fertlerinin canlarını kaybetmek suretiyle ödeyecekler dir. Bundan sonrada bu çapulcular ve bunlara yardım ve yataklık eden her şahıs aynı cezayı görecektir. BİŞKEK" 

3. Yüksekova'da Dağıtıldığı İleri Sürfilen İkinci Bildiri Yüksekova Belediye Başkam Salih YTLDIZ'ın. Komisyonumuza bilgi verdiği sırada sunduğu ve Yüksekova ilçesinde dağıtımıfnı belirttiği bildiri: 

"YÜKSEKOVALI NİHAYET ADAM OLDUN" 

"Bölücü başı Öcalan'ın Türkiye'ye getirilme yıl dönümünde Yüksekovalılar olarak 
vatan hainlerine pabuç bırakmamanız bizleri sevindirmiştir. 
Dağdaki piçlerin oyununa gelmeyin. Onlar birkaç çapulcudan ibarettir.Kimse bizimle baş edemez. Biz Bozkurt diyarının kahraman evlatlarıyız. Ayağınızı denk alın. Hepimiz Türk'üz, bu böyle biline. Ya Sev Ya Terk et. TİT" 
4. Van Cumhuriyet Başsavcılığınca Hazırlanan 09.11.2005 Gününde Kitabevinde 
Patlama Olayı ile İlgili İddianamede Bildiri Dağıtılmasının Ele Almışı 
Van Cumhuriyet Bassavcılı&'nın (CMK.nun 250. Maddesi ile Yetkili) 03.03.2006 
gün ve soruşturma NO:200S/750. esas no:2006/32. karar no:2006/3'lu. 09.11.2005 günü Şemdinli İlcesi'nde bulunan Umut Kitabevinde meydana gelen patlama konusunda düzenlenen İddianamede, bildiri dağıtılması olayı sövle izah edilmektedir: "Şemdinli olayları" patlamadan önce 17/02/2005 tarihinde "EY KÜRT HALKT başlıklı bir bildiri Hakkâri/Yüksekova ilçesinde muhtelif yerlere dağıtılmıştır. Bildirinin muhtevası incelendiğinde; 

Bölgenin dinî hassasiyetlerine ve namus anlayışına doğrudan hakarette bulunulduğu, Bildiriyi polisin hazırlayarak dağıttığı izleniminin verilmeye çalışıldığı, Bildiride batı bölgelerinde yaşayan Kürt asıllı vatandaşlarımızın doğuya dönmesine ve sözde Kürdistan'ın devlet eliyle kurulmasına müsaade edileceği gibi mantıksız ve hiçbir namuslu Türk vatandaşının tahammül edemeyeceği, fikirlere yer verildiği, Kürt kökenli vatandaşlarımızın kutsal bildiği namus ve haysiyet kurumuna alenen hakaret edildiği görülmüştür. 

Bildirinin bölge halkının kutsal değerlerini hedef alan üslubu üzerine Yüksekova 
ilçesinde örgüte müzahir 750-800 kişilik bir gruba hitaben basın açıklaması yapılmış ve Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur. Bu olayın açıkça bölge halkı provake edilerek sokağa çekilmek ve çatışma içerisine çekilmek amacına yönelik olarak gerçekleştirildiği değerlendirilmektedir." 
5. Bildirilerin Dağıtılması ile İlgili C. Başsavcılığınca Yapılan İşlemler 
Anılan bildirilerle ilgili olarak. Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığının 21.03.2006 gün ve 2006/1532 Muh. savılı yazısında: 

" 1- Şemdinli Üçe Merkezinde 01.09.2005 tarihinde "BŞKYK" kısaltma harflerini 
imza olarak taşıyan bildiriye ilişkin Şemdinli Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturma başlatılmış, evrakı 12.12.2005 gün ve 2005/312-21 sayılı fezlekeye rapten Van Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine göndermiştir. Söz konusu evrakın halen Van Cumhuriyet Başsavcılığının 2005/865 soruşturma sırasında derdest olduğu anlaşılmıştır. 
  2- Yüksekova İlçemizde "EY KÜRT HALKT başlığı ile dağıtılan ilk bildiri ekte 
sunulmuş olup halen Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2005/353 soruşturma şırasında soruşturma evrakı derdesttir. 
  3-15 Şubat 2006 günü bölgedeki kepenk kapatma eylemleri sonrasında Yüksekova İlçemizde takip eden günlerde 'TİT" kısaltma harflerim imza olarak taşıyan bildiri dağıtılmış olup, halen Yüksekova C. Başsavcılığımızın 2006/258 soruşturma sırasında soruşturma evrakı derdesttir." bilgisinin verildiği görülmüştür. 
6. Komisyonumuzca Bilgisine Başvurulan Kişilerin Beyanları 
Yukarıda zikredilen bildirilerle ilgili olarak: 
Hakkari Milletvekili ESAT CANAN Komisyonumuza; 
"...Ama, bakın, ben, size... Zaman zaman bölgede ve orada dağıtılan bildiriler var. Bu PKK'nın yaptığı eylemlere karşı, devlet içinde olan birtakım böyle suç örgütlerinin, intikam olsun diye -bakın, burada, yine Sayın Başkana da vermek istiyorum- Yüksekova'da Kürt Halkı diye bir şey yapıyor, hükümet konağı, emniyet müdürlükleri önüne, ana cadde üzerinde bu bildiriler dağıtılıyor. Bu baharın ilk aylarında yapılıyor Yüksekova ilçemizde, çarşıda, hükümet 
konağının önünde, emniyetin önüne. Evet, başlık "Ey Kürt halkı" diyor ve başından sonuna kadar hakaret edici, küfür edici, aşağılayıcı şeyler var. 
"Bunu ben Yüksekova'dan aldün, dağıtıldığı zaman bana verdiler, halk getirdi. Ben, bunu aldım, zamanın Kaymakamına gittim, emniyet müdürünü çağırdım, nedir bu dedim." "Bu 2005 yılı Mart ayı içerisinde olması lazım." 
"2005 Mart ayı içinde kaymakam beye gittim. Mutlaka soruşturma açılması gerekir, bunu kim yapıyor, kimler yapıyor, bunun üzerinde mutlaka durulması gerekir. 

"PKK çok zayıf bir ihtimaldir sayın milletvekilim." 
"Yani, tabiî, haklısınız, o da düşünülebilir, o da düşünülebilir, ama, oradaki diğer bütün olayları birlikte değerlendirdiğimiz zaman, aynen bu Şemdinli'de ortaya çıkan bir uzantının sanki bir halkası gibi ortaya çıkıyor." 

Yüksekova Belediye Başkanı Salih YILDIZ. Van Cumhuriyet Savcılığınca tanık 
sıfatıyla alınan ifadesinde: "...bütün bunlardan daha önemlisi Ey Kürt Halkı adı altında dağıtılan bildirinin, dile alınamayacağı Kürtlere yönelik hakaretli sözler kullandığı, Şemdinli ilçesinde de Beş Şehidimizin Kam Yerde Kalmayacak şeklinde yazılar olan bildirilen dağıtılması tamamı ile huzurlu Türkiye'den rahatsız olanların kendilerine göre bir Türkiye'yi yaratmak isteyenlerin emelleri olduğuna inanıyorum...", 

Aynı konu ile ilgili olarak Komisyonumuza yaptığı açıklamaların değişik 
volumlerin de de: 

"O patlamaların yöntem şekli, sivil topluma yönelik biçimi; hatta, yer yer dağıtılan bildirilerde, özellikle Yüksekova'da "Ey Kürt halkı" adı altında binlerce hakaret ve küfür içeren o bildiriyle değerlendirdiğimiz zaman, bölgedeki o tür bildirilerle, işte Şemdinli'deki bildirilerle buluşturduğumuz zaman, birileri düğmeye basıyor Türkiye'de; ama, en hakim olan psikoloji bizde, başta belediye olarak kendimde de, Türkiye'nin o ara Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tartışmalarının yoğun geçtiği, işte, bu hükümete biz bu Cumhurbaşkanı seçimini 
yaptırmayız diyen mantığın, Avrupa Birliği yolundaki gelişmelerden rahatsız olan kesimlerin, işte, İstanbul'da Taksim Meydanında, orada burada, sağda solda açıklamaları, yine Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümünden rahatsız olan kesimlerin ve yine, özellikle - CHP'yi tenzih ediyorum - bu hükümetin iktidarından rahatsız olan; ama, şu anda hükümette, belki son zamanlarda kendini kısmen de temsil eden; ama, halen temsil etmeyen kesimlerin bu hükümetten nasıl kurtuluruz arayışı içerisinde olanların, bu konuda, özellikle bu 4 noktadan yola çıkan insanların, biz bunu İstanbul'da yapsak tutar mı, Ankara'da yapsak tutar mı, İzmir'de yapsak tutar mı, bu bizim kendi analizimiz, tahlilimiz, tutarsa nerede tutar, bölgede tutar. Nerede tutar; işte, Şırnak'ta, Diyarbakır'da, Batman'da; ama, en iyi tutarsa Hakkâri'de tutar; çünkü, üçgendir, İran-Irak; çünkü, Barzani'yle ilgili orada öne çıkan oluşumlar, bir Kürt devleti kurulacak, şu kurulacak, bu kurulacak, bunların ilişkileri, sosyal ilişkileri, akraba ilişkileri, benzeri durumlarda, işte, bu bölgede ne yaparsan propagandası 
tutar bunun. Onun için, halkın da buradaki bakış açısı, analizi, bizlerin de ve bu bombaların bizim bölgeye sıkıştırılmasının sebebinin bu olduğunu, özellikle, tabiî ki her zaman içimizden; yani, bunun içerisinde inşallah devlet yok, devlet çıkmaz, çıksa çıksa yine karanlık güçler olabilir." 

Yine, 

1 Kasım 2005 tarihinde gerçekleşen patlamayı işaret ederek; 
"O maçın olduğu, açık söyleyeyim, bu maçların olduğu her yer tıklım tıklımdır, 
özellikle gazinolar ve benzeri; ama, o saatte, o bombanın patladığı saatte, ne lojmanlarda hiçbir insanın olmaması ne gazinoda hiç kimsenin olmaması, sadece karşıdaki köşede 3 tane öğrencinin evinde, yerli öğrencilerin kiraladığı bir evde 3 sivilin kaldığı bir durumda, bu halkta, bu biliniyordu, anlaşılmıştı; ama, bunu yapanlar kendilerine zarar vermek istemediler, sonuçta, halkın malına; çünkü, Yüksekova'da dağıtılan bildiride, önce malınıza, sonra canınıza diye bir bildiriydi; yani, bu şekildeydi. Yani, o tabir, orada halkın içerisinde herkes tarafından konuşuldu. İşte budur, malımıza ve canımıza zarar vermek istiyorlar" 
Ayrıca bir başka bildiriden söz ederek; 

"Düşünebiliyor musun?.. Yani, ben, bildiriyi size sunmak istiyorum, bu konuda çok ilginç bir şey, eğer biz açılımları yapmasak, bu insanlar her yerde ortaya çıkar. Şimdi, bu sefer 15 Şubatta Yüksekova'da kepenk kapatılmadı, ne diyor 
-Yüksekovalı nihayet adam oldun. Bölücü başı Öcalan Türkiye'ye getirilme 
yıl dönümünde Yüksekovalılar olarak vatan hainlerine pabuç bırakmamanız bizleri sevindirmiştir. Ama -dikkat etin buradaki şeye- dağdaki piçlerin oyununa gelmeyin. Onlar birkaç çapulcudan ibarettir. Kimse bizimle baş edemez. Biz, bozkurt diyarının kahraman evlatlarıyız. Ayağınızı denk alın. Hepimiz Türk'üz. Bu böyle biline. Ya sev ya terk et. TİT, Türkiye İntikam Tugayı. 

"Şimdi, düşünün ben bunu niye söyledim? Eğer, biz, halkın ne düşündüğünü, 
devletimizin ve hükümetimizin şu anda ne yapmak istediğini birleştirmesek, 
bütûnleştirmesek, bir adım atmasak, bu bildiriler çoğalır, herkes bu kaostan faydalanır, bu ortamdan faydalanır. Bu firsatı veriyoruz şu anda. 

Bana bir tane mektup geldi, otelde unuttum, buraya getirecektim, gerekirse yarın getirir bırakırım, o mektupta da hakaret dolu, tehdit dolu, Ankara Ulus PTT'si... Ben savcılığa da başvurdum, Yüksekova Başsavcılığına da başvurdum, onun tahkikatı yapıldı, aileme de telefonum kurum telefonu olduğu için belki dinleniyor diye cesaret... Aileme de telefon, damadıma telefon açılmış, senin ile kayınpederinin ölümü görkemli olacak... Şu deniliyor, diyor ki, sen ayağını denk al. Aynı bu kelimelerle. Bu ülke işte deminki dediği gibi, o şekilde, sahipleri vardır. Mektup içeriğiyle bu bildirilerinin içeriği birbirine yalan. O "denk 
al", "adam olun" gibi ve orada sen gelen gidenin avukatı mısın, sana mı düştü halkı sakinleştirmek, halkı bilmem ne yapma, şu yapma, bu yapma falan gibisinden. İşte, affedersiniz, yani, ailemle tehdit ediyor, çocuklarımla tehdit ediyor, kızlarımla tehdit ediyor, sen ölümü hak ettin, yavaş yavaş öleceksin, ya sev ya terk et. Yani, terk etmezsen, biz seni bilmem ne yaparız gibi yani dile alınamayacak söylemler ve küfürler. Ben onu açık söyleyeyim, bunu yapan devletin kendisi değil, derin devlettir. Derin devlet, yani, işte, Ankara'da saunada çıkanlar, işte, Susurluk'ta ortaya çıkanlar. Bilmem, işte, Yüksekova'da..." Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanı Selim Akyıldız 

Komisyonumuza;

"Bildiri olayı doğrudur, Hakkâri'de oldu, hakikaten kabul edilebilecek bir şey değil. Yöre insanına hakaret edebilecek şekilde... Bulunması lazım, yani onu kabul etmek mümkün değil. Yani, insanlarda, fitili ateşleyen unsurlardan biri" 
Şemdinli ilçe Emniyet Müdürü Tacettin ASLAN Komisyonumuza; 
"Sadece hatırladığım kadarıyla, bir ya da iki bildiri dağıtılma eylemi oldu, örgüt 
tararından bildiri dağıtıldı; ama, en küçük bir toplumsal olay, toplumsal bir hadise, kesinlikle böyle bir şey yoktu. Zaman zaman bu DEHAP İlce Teşkilatı tararından basın açıklamaları yapılır, onda bile yeteri kadar destek bulmazlardı, bulamazlardı. Minibüslerle köylerden iki minibüs, üç minibüs insan getirirlerdi kadınlı, erkekli, onlarla, hemen böyle ufak, tefek, böyle beş on dakikalık hemen, tamam deyince de bitirip giderlerdi. Böyle bir şehir vardı Şemdinli'de. Şemdinli gibi bir yerde..." 

Hakkâri MİT Bölge Müdürü Cengiz Şişman Komisyonumuza; 

17 Şubat 2005 Hakkâri ve Yüksekova'da dağıtılan MEy Kürt Halkı" denilen, bildiri ile ilgili olarak; 

"Ben bir tane bildiriyi okudum, ondan sonra... Fakat, bunu, A şahsı yaptı, yani, örgüt yaptı, ya da başkası yaptığı hakkında bir kanaate varamadım; ama, bunu da yukarı gönderdim. Yani, böyle bir bildiri dağıtılmıştır... Bunu, benim göndermek görevim. Öyle bir kanıya varabilecek şeye vakıf değilim; çünkü, neden diyeceksiniz, benim oradaki görevim zaten toplama, onu değerlendirmeye benim yetkim yok. Onu ben gönderirim. 

Van'a gönderirim, Van'ın da değerlendirme yetkisi yoktur, Müsteşarlığa. Müsteşarlık değerlendirir. Yani, bu tür şeylerde biz yorum yapmayız. Çalışırken bile yorum yapmayız." 

2 Eylül 2005'te BŞKYK diye dağıtılan bildiri ile ilgili olarak; 
"Dağıtılmış olabilir, ama, bilgim yok bu konuyla. Bunu mesela ben temin etmedim, açık söyleyeyim. Bana gelmedi bu bilgi. Ama bu geldi; ama, bu gelmedi. Gelse, zaten, bunu teşkilatımın müsteşarlığına bunu aktarırım." 

Emniyet Genel Müdürü Gökhan AYDINER Komisyonumuza; 

"Geçen sene, 11 inci ayın sonlarına doğruydu, bir yerde iki tane bildiri vardı. Birisinde işte bölücülüğü öven bir propagandaydı, ikincisinde de işte ayağını denk al, vesaire, karşılıklı... Biz bunları bova ve kaligrafi bakımından incelediğimizde avnı çıktı. Burada sunu dikkat edecejHz. Provokasyon ortamından istifade var, bir de provokasyon ortamım yaratarak terör faaliyetlerinde bulunmak.. Bunlar vakıadır. Tabii, devlet olarak da bunları iyi tespit edip, mücadelemizi yapmamız gerekir. O söylediğiniz hususlar, her dönemde provokasyon amaçlı olarak, her zaman olagelmiştir ama, provokasyonu kim yapmak ister sorusuyla o zaman işin gerçek failine doğru..." 
"Bölücü terör örgütü, terör örgütleri her şeyi kullanırlar." 

Hakkari Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Hüseyin 
KESKİNKILIÇ Komisyonumuza; 

Bildirilerin kim tarafindan yazılıp dağıtıldığı sorusu üzerine; 
"Bununla ilgili çalışma yaptık; ama, kimlerin dağıttığına ilişkin herhangi bir tespitimiz olmadı"

2.Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder