26 Şubat 2019 Salı

YÜKSEKOVA VE ŞEMDİNLİDE MEYDANA GELEN OLAYLARLA İLGİLİ OLARAK GÜVENLİKTEN SORUMLU BAZI KAMU GÖREVLİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. BÖLÜM 8

YÜKSEKOVA VE ŞEMDİNLİDE MEYDANA GELEN OLAYLARLA İLGİLİ OLARAK GÜVENLİKTEN SORUMLU BAZI KAMU GÖREVLİLERİNİN 
DEĞERLENDİRİLMESİ. BÖLÜM 8




Bu bilginin, Hakkari Valiliği, Hakkari İl Emniyet Komisyonu, Hakkari MİT Bölge 
Müdürlüğü ve Hakkari İl Emniyet Müdürlüğü'ne de bildirilmemesinin nedenini, Jandarma yetkilileri,; söz konusu kişi hakkında iletişimin tespiti konusunda mahkeme karan bulunması, anılan bilginin henüz paylaşılacak nitelikte istihbari bilgi niteliği taşımaması olduğu ileri sürülmektedir. 
Ancak, Şemdinli Üçe Jandarma Komutanı Binbaşı Erdem YILMAZ, Komisyonumuza yerdiği ifade de; 07.11.2005 tarihinde Şemdinli İlçesine gelen Ali Kaya ile Özcan Üdeniz'in Üçe Jandarma Komutanlığına uğradıkları, kendisine Seferi YILMAZ'a içinde bomba olabilecek bir paketin gelebileceğini, bu konuda dikkatli olması gerektiğini söylediklerini beyan etmiştir. Bu durum anılan Jandarma Komutanının Komisyonumuza verdiği beyandan anlaşılmaktadır. 
Komisyonumuzca, Şemdinli İlçe Jandarma Komutanı ile paylaşılmakta bir 
mahzur görülmeyen bu bilginin, Seferi YILMAZ'ın ikameti ve işyeri de dahil olmak üzere sorumluluk sahasında bulunan İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne, Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Yönetmeliği'nin 154. maddesine göre, "Jandarmanın sorumluluk alanında, polis tarafından; siyasi emniyetle ilgili ya da emniyet ve asayişle ilgili haber toplama faaliyetlerinde; Jandarmamın bu görevlilere gerekli yardımı yapacağı, buna karşılık polisin yapacağı çalışmalardan ve edindiği bilgilerden, Jandarmaya bilgi vereceği hükmüne uygun olarak, Jandarmanın da aynı şekilde polis bölgesinde yapacağı haber toplama faaliyetinden ise polise bilgi vermesi gerektiği halde, aktarılmaması, Hakkari İl Jandarma Komutanlığı tarafından yürütülen iletişimin dinlenmesi, teknik takip sırasında Seferi YILMAZ isimli şahsın işyerine veya evine gelebilecek ve terörist faaliyetlerde kullanılabilecek tehlikeli bir paket bilgisinin ilgili diğer istihbarat birimleri ve güvenlik birimleri ile paylaşümaması işbirliği ve 
koordinasyon zaafiyeti olarak değerlendirilmiştir. 

7- Jandarma Genel KomutanlığVnın 23.01.2006 tarih ve 3050-8-06/Pl.ve Güv.D.PLve Koor.Ş.( 19498) sayılı yazısında; Veysel ATEŞ'in, daha önceden "Görüşülen Şahıs," konumu ile (Veysel Ateş) istihbari çalışmalarda bulunduğu, 2001 yılında Jandarma Genel Komutanlığınca yürürlüğe konulan "JGY 37-8 Haber Elemanlarının Temini, Kullanımı ile Etkinliklerinin Tespiti ve Kontrolü Yönergesi" esaslarına göre, 03.08.2004 tarihinde (8032650) Haber Elemanı numarası ile Hakkari Ü J.K.lığı İsth.Ş.Müdûrlüğü tarafından kayıt 
altına alındığı, 03.08.2005 tarihine kadar istihbarat çalışmalarında Hakkari Ü J.K.lığına kayıtlı haber elemanı olarak yardıma olduğu anlaşılmaktadır. Veysel ATEŞ'in haber elemanı olarak 03.08.2005 tarihine kadar yardımcı olduğu ifadesinden, bu tarihten sonra haber elemanı olarak başkaca bir istihbarat çalışmasına yardıma olmadığım anlamak kabil bulunmaktadır. 

Oysa, Jandarma Genel Komutanlığının anılan yazısı ekindeki belgede, Veysel ATEŞ tarafından verilen son haber bilgisinin tarihinin 27.09.2005 olduğu görülmektedir. Jandarma Genel Komutanlığının söz konusu yazısı ekinde bulunan,Veysel ATEŞ'in haber elemanı olarak verdiği bilgileri içeren "Haber Kaynak ve Vasıtanın Verdiği Haberlerin Özeti" listesinde 5.sırada, 14.10.2004 tarihi taşıyan ve haber özeti olarak "PKK/KONGRAGEL terör örgütü ile ilgili yürütülen çalışma neticesinde teslim alma veya operasyonel faaliyette bulunduğundan dolayı" şeklinde açıklama bulunan haber nedeniyle kendisine Fiş 
No: 20466/64 ile 600.000.000.TL ödendiği, yine aynı listenin 6.sırasında 31.11.2004 tarihini taşıyan ve "Hakkari Ü kırsalında silahlı faaliyet yürüten PKK/KONGRA-GEL terör örgütüne yönelik yürütülen istihbari ve operasyonel faaliyetlere katkısına...istinaden ödeme yapılmıştır." bilgisi nedeniyle kendisine fiş no: 20470/64 ile 200.000.000.TL ödendiği belirtilmiştir. 

Hakkari İl Jandarma Komutanlığında haber elemanı olarak istihdam edilen Veysel ATEŞ'in, haber ve bilgi toplamakla görevli kılınmışken, operasyonlarda kullanılmasının "JGY 37-8 Haber Elemanlarının Temini, Kullanımı ile Etkinliklerinin Tespiti ve Kontrolü Yönergesi" ne aykın olabileceği değerlendirilmektedir. 

Bu nedenle, haber elemanlarının operasyonel faaliyetlerde kullanabilmelerine, 
haber elemanları arasında kamuoyunda itirafçı diye bilinen kişilerinde istihdamına da imkan verebilecek, "Haber Elemanları;...ihtiyaç duyulan bilginin özelliğine binaen daha önce suç islemiş veya suç işlemeye yatkın kişiler (Eski hükümlü, şüpheli, boşta gezer vb. şahıslar)...arasından seçilir." gibi bazı düzenleme ile Veysel ATEŞ'in Komisyonumuzca alman beyanında, zaman zaman haber elemanı olduğu halde kendisine Hakkari İl Jandarma Komutanlığınca silah verilmesi gibi uygulamaların yerindeliği bakımından anılan Yönerge ile Hakkari İl Jandarma Komutanlığında kayıtlı haber elemanı olduğu ifade edilen Veysel ATEŞ ile diğer haber elemanlarının belirtilen Yönerge hükümlerine uygun olarak kullanılıp kullanılmadıklarının belirlenmesi amacıyla bu hususların İçişleri BakanuğVnca denetlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. 

8- Hakkari İl Jandarma Komutanlığınca 22.11.2005 tarihinde, Şemdinli İlçesinde 09.11.2005 tarihinde Umut Kitabevinde meydana gelen bomba patlaması ile ilgili olarak önce tutuksuz yargılanmak üzere salıverilen 28.11.2005 tarihinde ise Van 3.Ağır Ceza Mahkemesince tutuklanan, Jandarma Ast.Ali Kaya'ya, bahse konu olayın tüm kamuoyuna mal olduğu ortada iken, Devletin en üst düzeyinde olayın lokal mi, daha büyük boyutlu mu şeklinde tartışma yaşanırken, anılan şahsın belirtilen eylemin zanlısı olduğu ileri sürülmekte, 
böyle bir durumda yapılması gerekenin olayın şüphelisi hakkında adli makamlarca yapılacak tasarrufu beklemek, kendisince de idari soruşturma başlatmak olması gerekir iken, aksine bir tutumla, 09.11.2005 günü meydana gelen olaydan 13 gün sonra Hakkari İl Jandarma Komutanlığı' nın 22.11.2005 tarih ve 4074-131-05/3632 sayılı " 28 Ekim 2005 günü saat 07.00.sıralarında Hakkari İli merkez İlçesi Kavaklı mevkii Kaval Köyü kırsalında Bölücü Terör Örgütüne ait sığınak ve yaşam malzemesinin ele geçirilmesi olayındaki üstün gayretiniz ve çalışmalarınız takdire şayandır. Sizi, bu üstün çalışmalarınız ile emsallerinize örnek teşkil edecek tutum ve davranışlarınızdan dolayı tebrik takdir ve tebrik eder, başarılarınızın devamını dilerim." Gerekçesiyle, yine aynı tarihte Jandarma Ast.sb Özcan İldeniz'e ; " 27 Ekim 2005 günü saat lö.OO.sıralannda Şemdinli İlçesi Kayalar Köyü Alan Deresi mevkiinde 
gerçekleştirilen operasyon neticesinde Bölücü Terör Örgütüne olduğu değerlendirilen bir adet deponun ortaya çıkartılarak içersindeki silah ve mühimmatın ele geçirilmesi olayındaki istihbarat çalışmalarınız ve üstün gayretleriniz takdire şayandır. Sizi, bu üstün çalışmalarınız ile emsallerinize ömek teşkil edecek tutum ve davranışlarınızdan dolayı takdir ve tebrik eder, 
basanlarınızın devamım dilerim." gerekçesiyle "Takdirname" ile ödüllendirilmiş tir. 
"Takdirname" ile ödüllendirilmesinin her ne kadar 09.11.2005 günü meydana gelen olayla ilgili olmadığı açık ise de, Komisyonumuzca, takdirname verilmesinin zamanlaması dikkat çekici bulunmuş, andan olayın şüphelisi olmasına, yargı süreci devam etmesine rağmen bu hususu gözetmede gerekli özenin gösterilmediği, tesis edilen işlemin yerindeliği konusunda tereddüt ve kamu vicdanında kaygı duyulmasına yol açılmış, olayın hassasiyet ve nezaketine uygun tutum içinde davranılmadığı kanaati edinilmiştir. 

9- Onlarca yıldır ülkemizin özellikle doğu ve güneydoğu bölgesinde Devletin tüm 
kurumlan ile kararlı ve azimli bir şekilde sürdürülen terörle mücadelede başat unsur, yöre halkının desteğinin muhakkak surette sağlanması olmuştur. İstikrarlı ve kalıcı bir başarının temel öğesi olan bölge insanının mücadeleyi benimsemesi ni temin etmek, ana hedef ittihaz edilmiştir. 
Bu desteği aksatabilecek uygulamalardan özenle kaçınmak da, bu mücadelenin bir başka önemli ayağını teşkil eder. Hakkari bölgesi özellikle Yüksekova ve Şemdinli ilçeleri PKK terör örgütü gözünde özel konumu olan alanlar arasındadır. Örgüt ilk silahlı eylemini 1984 yılında Şemdinli ilçesinde gerçekleştirmiştir. Terör örgütünün, gerek anılan bölgeye yakın Kuzey Irak'ta kamplarının bulunması, gerekse fiziki şartların elverişsizliğinden istifadeyle ülkemizin Irak ile olan sınır hatlarından geçiş kolaylığına sahip olması gibi nedenlerle anılan bölgede eylemlerini zaman zaman arttırdığı görülmektedir. Ülkemizin bölücü terörle mücadelesinde böylesine önem arzeden bu bölgede görev alan kamu 
görevlilerinin, yöre insanı ile ilişkilerinin sıcak ve olumlu olması izahtan varestedir. 

Genel olarak Yüksekova ve Şemdinli İlçesi Emniyet görevlileriyle vatandaşlar 
arasındaki ilişkilerin iyi olduğu, karşılıklı sıcak ilişkilerin kurulduğu, polis-halk 
ilişkilerinde 1-2 olay dışında olumsuzluk yaşanmadığı değerlendirilmektedir. Şemdinli olayı sonrasında olan iki olay (Vali ile yapılacak toplantıya katılmak üzere giden Belediye Başkanlarına yönelik olarak 1-2 polisin davranışı ile Hakkari Belediye Başkanının Hakkari'de protesto gösterileri esnasında binalaruı çatısından göstericileri kışkırtmak amacıyla polislerin sapanla taş attığı iddiası) dışında Kaymakamlar ve emniyet görevlilerinin açıklamaları yanında gerek Hakkari Milletvekilleri gerekse belediye başkanlarınca polis-halk ilişkisinde olumsuz ve eleştirilecek bir husus bulunmadığı, diyalogun sıcak ve ilişkilerin kaynaşmayı sağlamaya dönük olduğu ifade edilmiştir. 

Hakkari İl Emniyet Müdürlüğü ile ilgili olarak, Komisyonumuzun mahallinde 
yaptığı çalışma sırasmda, halkla sıcak bir diyalogun sağlamadığı, halkla-polis 
ilişkilerinde soğukluk yaşandığı, birbirlerine şüpheyle yaklaştıkları, tam bir güven ortamının sağlanamadığı, halkın 3 yıl önceki İl Emniyet Müdürleri dönemini sitayişle andıkları izlenimi edinilmiştir. 

Ancak Yüksekova İlçesi 21. Sınır Tugay Komutanlığının, Yüksekova Emniyet 
Müdürlüğü ile aralarında toplumsal olaylara müdahale tarzı gibi bazı emniyet 
hizmetlerinin sunumu konusunda sorunlar yaşandığı, askerlerin çarşıya alışveriş 
amacıyla çıkmasına izin verilmemesi, esnafların bayrak yürüyüşüne yeterince 
katılmamaları ve zaman zaman da kepenk kapatılması gibi konularda yeterince duyarlı davranmadıktan gerekçesiyle cezalandırıldıkları şeklinde yorum ve değerlendirmelerin yapıldığı, bu nevi uygulamaların yöre halkının kimi yakınmalarına konu olması, bölgede Devletimizce büyük fedakarlık ve özveri ile yürütülen terörle mücadelede, toplumun her kesiminin de içinde olacağı bir stratejinin tatbikinde bazı aksamaları tevlit edebileceği düşünülmektedir. Belirtilen nedenle, Komisyonumuzca, konunun hassasiyetine binaen 
Yüksekova 21. Sınır Tugay Komutanlığının söz konusu uygulamalarının incelenmesi için Genel Kurmay Başkanlığı'nca gerekli işlemin yapılmasının yerinde olacağı kanaatine varılmıştır. 

10- İçişleri BakanhğTmn 31.10.2005 tarih ve B.5. l.EGMO. 14.08.02 sayılı Bakanlık Makamı onayı ile; son zamanlarda PKK/KONGRA-GEL terör örgütünün silahlı eylemlerini tırmandırması, Kuzey Irak'ta bulunan kamplarından Türkiye'ye silahlı militan gönderme girişimlerinin devam etmesi, örgütün finans kaynağı olarak kullandığı kaçakçılık olaylarında hassas noktada bulunan Hakkari ilimiz merkez ve Yüksekova başta olmak üzere tüm ilçelerinde alman tedbirlerin yerinde görülmesi, araç-gereç ve personel ihtiyacının yerinde tespiti amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğünden Terörle mücadele Daire Başkanlığı başta 
olmak üzere üst düzey bir heyet görevlendirilmiş ve anılan heyet 09.11.2005 günü Şemdinli ilçesinde Umut Kitap evinde meydana gelen patlama sırasında Üçe Emniyet Müdürlüğünde bulunmaktadır. 

Bahse konu heyetin görevlendirme olur u kapsamında, "son zamanlarda 
PKK/KONGRA-GEL terör örgütünün silahlı eylemlerini tırmandırması...Hakkari ilimiz merkez ve Yüksekova başta olmak üzere tüm ilçelerinde alman tedbirlerin yerinde görülmesi," hususunda bulunmaktadır. Heyet 09.11.2005 tarihinde Şemdinli İlçesinde iken Umut Kitabevinde bomba patlamıştır. Heyetin ilçede meydana gelen bu olayla ilgili alınması gereken tedbirleri emretme, adli ve idari soruşturmayı yürütme veya müdahale görevi elbette olamaz. Bu görevler mahallin mülki amiri ve savcısı emri tahtında kollukça ifa olunacaktır. 
Ancak, bombalama olayı henüz tüm tazeliğini korurken, başta Hükümet Konağı ve Üçe Emniyet Müdürlüğü olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarına taşlı, sopalı saldın sürerken, ilçeye toplumsal kargaşa hakimken, görevliler bu toplumsal histeri karşısında çare ararken, Heyetin tam da görevleri cümlesinden olabilecek, gözleri önünde yaşanan gelişmeleri bir laboravatuar ortamında gibi ele alıp, izleyip söz konusu olay ve sonrası üretilen tedbirlerin yerinde ve yeterli olup olmadığını, polisin olaylara müdahalede hazırlıklı bulunup bulunmadığım ve etkinliği değerlendirebilme imkanı heyetin olay mahallinden ayrılması ile 
kaybedilmiştir. 
Heyetin görev onayı 9 Kasım 2005 günü meydana gelen olayı kapsamamakta, 
olaylara müdahale etme yetkisi bulunmamaktadır. Emniyet Genel Müdürünün, 
ilgililerin görevlerini tamamladıklarını belirtmeleri üzerine heyete ayrılma talimatı verdiği ifade edilmektedir. Emniyet Genel Müdürüne heyetin, olay mahallinde iken yaşadıkları olaylarla ilgili bilgi verdikleri de ortaya çıkmaktadır. 
Diğer taraftan, Hakkari Valisinin Heyet başkanı ile yaptığı görüşmede de 
Şemdinli'ye intikal edeceği helikopterle heyetin ilçeden ayrılması teklifi de ayrıca 
değerlendirilmesi gereken bir diğer durumdur. Söz konusu olayda gerek İl Valisinin teklifi gerekse Emniyet Genel Müdürünün kararı, heyetin ilçeden uzaklaştırılması gibi bir intiba ortaya çıkarmaktadır ki, bu durumu komisyonumuz anlamlandırmakta güçlük çekmektedir. 

Heyetin ilçeden, Genel Müdürün talimatı sonucu ve valinin teklifiyle ilk 
helikopterle adeta apar topar ayrılması olaylara müdahale etmekte olan görevlilerin moralini bozduğu da aşikar bir husustur. Nitekim, patlama sonrası polis noktasına yapılan saldırılar esnasında görev yapan polislerin defalarca yardım talep etmeleri ve gerekli yardımın zamanında ulaşmaması, Hakkari'den gelen kuvvetin gece geç saatte Şemdinli'ye girebilmesi gibi hususların orada görev yapan polislerin psikolojisini olumsuz etkilediği, yalnız bırakıldıkları hissi uyandırdığı düşünülmektedir. 

Orada görev yapanların moral motivasyona en çok ihtiyaçları olduğu, uzmanlık 
bilgisinin ve tecrübenin paylaşılmaya en lüzumlu olduğu bir zaman diliminde, olay mahallinden ayrılmalarının talimatlandırılması Komisyonumuzca işin gereğine aykırı bulunmuş, meydana gelen olayların hassasiyet ve nezaketini algılamada bir sapma olarak görülmüş, alınan kararın isabeti konusunda tereddüt duyulmasına yol açılmıştır. 

Böylesi ciddi bir olay karşısında, Emniyet Genel Müdürünün aldığı kararın, 
sürdürdüğü görev ve sorumluluğun icabı ile bağdaşmadığı kanaati edinilmiştir. 

11- Komisyonumuzca, Hakkari İli Yüksekova ve Şemdinli İlçelerinde 2005 yılında provakatif amaçlı olduğu açıkça belli olan bazı bildirilerin dağıtıldığı bilgisi edinilmiştir. 

1- Şemdinli İlçe Merkezinde 01.09.2005 tarihinde "BŞKYK" kısaltma harflerini imza olarak taşıyan bildiriye ilişkin Şemdinli Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldığı, evrakı 12.12.2005 gün ve 2005/312-21 sayılı fezlekeye rapten Van Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine göndermiştir. Söz konusu evrakın halen Van Cumhuriyet Başsavcılığının 2005/865 soruşturma sırasında derdest olduğu, 

2- Yüksekova İlçesinde "EY KÜRT HALKI" başlığı ile dağıtılan bildiri hakkında 
halen Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2005/353 soruşturma sırasında soruşturma açıldığı, 

3- 15 Şubat 2006 günü bölgedeki kepenk kapatma eylemleri sonrasında Yüksekova İlçemizde takip eden günlerde "TİT" kısaltma harflerini imza olarak taşıyan bildiri dağıtıldığı, halen Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığında 2006/258 soruşturma sırasında soruşturma evrakının derdest olduğu, incelenmiştir. 
Komisyonumuzun bildiri dağıtılması olayına yönelik değerlendirmeleri şunlardır; 
Provokasyon kelimesinin Türkçe sözlükteki karşılığı; kışkırtma, tahrik etme, dürtme, sinirlendirme biçiminde ifadesini bulmaktadır.Bildiride yer alan ve özellikle yöre halkının hassas olduğu dini değerleri ile namus ve haysiyetine dokunan aşağılayıcı sözlerden tam bir kışkırtma amacı güdüldüğü anlaşılmaktadır. 

Bahsi geçen bildirilerde de açıkça devletimizin güvenlik güçleri ve halk karşı karşıya getirilmeye ve kaos ortamı oluşturulmaya zemin hazırlandığı, bildiriyi hazırlayanın polis olduğu izleniminin verilmesine özen gösterildiği dikkat çekmektedir. 

Bölgenin kaosa itilmesinde ve kargaşa içerisine girmesinde kimlerin menfaati varsa bu bildiriyi hazırlayıp dağıtanların da aynı kimseler olabileceği düşünülmelidir. 
Terör eylemlerinin yoğun olduğu özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu 
bölgelerimizde ihtiyaç duyulan en önemli şey huzur ve güven olduğu bilinen bir gerçektir. Yöre halkının içerisine çekilmeye çalışıldığı terör eylemlerine karşı koyabilme ve gerektiği gibi mücadele etmenin ön şartı, halkın devlete ve dolayısıyla devletin kurumlarına, güvenlik güçlerine duyduğu güvendir. Halkın bu güveni yıkıldığı anda teröre müsait ortam hazırlanmış olacağı ortadadır. 
Konu bu kadar ciddî ve faillerinin de bir an evvel açığa çıkarılması hayati önem 
arz ederken, konu ile ilgili komisyonumuzca ifadesine başvurulan kamu görevlilerinden bir kısmının, bahse konu bildirilerle ilgili Cumhuriyet Savcılığında soruşturma açılması, bildirilerin kırıminal açıdan tetkike tabi tutulmuş olmasına rağmen, halen bu bildiriyi görmedikleri veya elde edemediklerini ifade etmeleri, güvenlik hizmetlerinin sunumunda bir zaafîyet olarak değerlendirilmektedir. 

12- Komisyonumuzca, Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığından 
1994 yılından bugüne kadar J.Astsb.Ali KAYA hakkında yapılan bir soruşturma bulunup bulunmadığı, yapılmış ise buna ilişkin soruşturma ve dava dosyasının gönderilmesi istenmiş, Diyarbakır 7.Kolordu Komutanlığı'nın 03.03.2006 gün ve 2006/330 sayılı yazısı ile; J.Astsb Ali Kaya hakkında rüşvet almak, sahte evrak tanzimi, müştekinin dolaplarının kırılması ve ifade alma kurallarının zorlanması suçlarından açılmış kamu davası bulunmadığı, Ali Kaya hakkında sahte belge düzenleyip kullanmak suçundan (Suç tarihi 05.06.1998, müşteki Mehmet Ali Altındağ) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 12.09.2003 gün ve 
2003/14510-154 hazırlık karar sayılı GÖREVSİZLİK kararına istinaden 2006/36 esas no'lu Soruşturma Dosyası üzerinden hazırlık soruşturmasının devam ettiği, devam etmekte olan mezkur soruşturma dışında ilgili şahıs hakkında yapılan veya yapılmakta olan hazırlık soruşturması bulunmadığı belirtilmiştir. 
Van Cumhuriyet Başsavcılığınca 09.11.2005 günü Şemdinli İlçesinde meydana gelen Umut kitap evi'nin bombalanması eyleminin şüphelilerinden olan Hakkari İl Jandarma Komutanlığında görevli Jandarma Astsubayı AH KAYA hakkında, 1998 yılında Diyarbakırlı iş adamı M.A1İ Altındağ tarafından, kendisinin PKK terör örgütüne yardım ettiğine ilişkin "sahte belge düzenlemek" iddiasıyla alakalı olarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı 'na suç duyurusunda bulunulduğu, anılan Savcılığın 2003 yılında görevsizlik karan vererek dosyayı Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığına gönderdiği, bu Savcılıkça da ancak 2006 yılında söz konusu iddia kapsamında Ali Kaya hakkında hazırlık soruşturması 
başlatıldığı görülmektedir. Olay tarihinin 1998 yılı olduğu dikkate alındığında, bu 
soruşturmanın neden bu tarihe kadar bekletildiği, bir sonuca varılamadığı, yargısal işlemin halen neden soruşturma aşamasında kaldığı anlaşılamamıştır. Söz konusu soruşturmanın bu haliyle zaman aşımına uğrayabileceği muhtemel bulunmaktadır. Bu nedenle, ilgili yargı mercilerince tesis edilen işlemin hukuka uygun olup olmadığı, soruşturmanın sürüncemede bırakılıp bırakılmadığını belirlemek amacıyla durumun Adalet Bakanlığı ve Genelkurmay 
Başkanlığınca incelenmesinin gerekli olduğu değerlendirilmektedir. 


9. CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder