26 Şubat 2019 Salı

TERÖRLE MÜCADELE KONUSUNDA VALİ - KOLLUK KUVVETLERİ - ASKER İLİŞKİSİ, EMASYA PROTOKOLÜ, BÖLÜM 1

TERÖRLE MÜCADELE KONUSUNDA VALİ - KOLLUK KUVVETLERİ - ASKER İLİŞKİSİ, EMASYA PROTOKOLÜ, BÖLÜM 1



TERÖRLE MÜCADELE KONUSUNDA VALİ - KOLLUK KUVVETLERİ - ASKER İLİŞKİSİ, EMASYA PROTOKOLÜ VE İSTİHBARAT HİZMETLERİNİN DENETLENMESİ 

ONUNCU BÖLÜM 

I- TERÖRLE MÜCADELE KONUSUNDA VALİ - KOLLUK KUVVETLERİ - ASKER İLİŞKİSİ VE EMASYA PROTOKOLÜ 

5442 sayılı İl İdaresi Kanunu uyarınca, İlde suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenliğini korumak ve sağlamak görevi Vali'ye aittir. İlin emniyet ve asayişinden bu kapsamda terörle mücadeleden de birinci derecede sorumlu olan Vali'nin, bu bakımdan uygulamadaki konumunu ortaya koymak, kanuni idare, hukuk devleti ilkeleri bakımından irdelemek aydınlatıcı olacaktır: 

1. Mülkiye Müfettişliği Raporunda Konunun Ele Alınışı Mülkiye Müfettisligince düzenlenen 27.02.2005 tarih ve 82/8 sayılı Araştırma Raporunda belirtilen konu. Jandarma Genel Komutanlığı bilgi ve belgeleri de göz önüne alınarak, söyle ortaya konulmaktadır: 

c) İç Güvenlik Harekatı Kapsamında Hakkari İlindeki Emir Komuta İlişkisi: 

(1) Genel: 

Jandarma; 2803 Sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununun 3 ncü 
maddesinde, emniyet ve asayiş ile kamu düzeninin korunmasını sağlayan ve diğer kanun ve nizamların verdiği görevleri yerine getiren silahlı, askeri bir güvenlik ve kolluk kuvveti olarak tanımlanmaktadır. 

2803 Sayılı Kanunun 8 nci maddesi ile Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri 
Yönetmeliğinin 139 ncu maddesinde, Jandarma birliklerinin; Genelkurmay Başkanlığınca lüzum görülen haller ile sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hallerinde gerekli olan bölümü ile Kuvvet Komutanlıkları emrine gireceği, kalan bölümü ile Jandarma Genel Komutanlığı emrinde normal görevlerine devam edeceği hüküm altına alınmıştır. 
Dolayısıyla, Jandarma Genel Komutanlığı birliklerinin görev ve sorumlulukları, olağan döneme ve olağanüstü yönetim dönemlerine göre farklılık arz etmektedir. 
Bilindiği üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki bazı illerde, 1987 yılında 285 sayılı Olağanüstü Hal Bölge Valiliğinin İhdası Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname ve bu KHK'ye ilave hüküm eklenmesine dair 286 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile, terörle mücadele harekatına yönelik bazı düzenlemeler yapılmış ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü birlik ve birimlerinin gerek kendi aralarında gerekse mülki makamlarla olan ilişkilerinde, hangi esaslara bağlı 
olarak faaliyet yürütecekleri belirlenmiştir.'' 

Ancak, olağanüstü hal uygulamasının niteliği itibariyle geçici olması sebebiyle, 285 ve 286 sayılı KHK'ler de ki esas ve usullerden olağan döneme geçiş sırasında emir komuta ilişkileri başta olmak üzere, terörle mücadele faaliyetlerinde bir boşluk içerisine düşülmemesi amacıyla 07 Temmuz 1997 de Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında, 5442 Sayılı İl İdaresi Kanununun İl/D maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak toplam (27) maddeden oluşan bir "Müşterek Protokol" imzalanmıştır. İmzalanan protokol, Genelkurmay 
Başkanlığınca Jandarma dahil ilgili TSK bağlı lan na ve İçişleri Bakanlığınca da, 81 İl Valiliğine ve ilgili birimlerine yayımlanmıştır. 

Protokolün yayımlanmasını müteakip, Genelkurmay Başkanlığınca hazırlanan ve 
zaman zaman yenilenen EMASYA direktifleri yayımlanarak, anılan Müşterek Protokoldeki hususlar teyit edilmiştir. En son olarak da, 06 Temmuz 2005 tarihinde Genelkurmay Başkanlığınca " MD: 117-1 TSK Birliklerinin Emniyet, Asayiş ve Yardımlaşma (EMASYA) Görevlerinde Kullanılmasına İlişkin Planlama Direktifi 8EMASYA Direktifi)" hazırlanarak, Jandarma dahil TSK'nin ilgili birlikleri ile Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Valilikler, İl Emniyet Müdürlükleri başta olmak üzere pek çok sivil makama da  gönderilmiştir. 

Diğer yandan gerek olağan dönemlerde gerekse olağanüstü dönemlerde, Jandarma Genel Komutanlığı birlikleri ile diğer kuvvetlere mensup birliklerin komuta ve destek ilişkileri açısından; emre girme ve harekat komutasına / kontrolüne verilme kavramlarının ve özelliklerinin açıklanmasında fayda bulunmaktadır. Bu kavramlar MT_145-1 TSK Müşterek ve Birleşik Harekat Talimnamesinde şu şekilde tanımlanmaktadır. 

Bilgi Verme: Bir birliğin/birimin kuruluşunda bulunduğu komutanlıktan / kurumdan alınıp, birliğin/birimin ikmal ve idaresinden sorumlu olacak şekilde, geçici olarak bir başka komutanlığa/kuruma verilmesini ifade etmektedir. 

Harekât Komutası: Bir komutanın, muhabere hizmet desteğinin sağlanması hariç, tahsis edilen birlikleri sevk ve idare yetkisidir. Bu yetkiyi alan komutan, harekât komutasına verilen birliklere vazife ve görevler verebilir, birlikleri yeniden tertipleyebilir, bu birlikleri gerektiğinde kendi komutasında bulundurabileceği gibi daha ast komutanlıkların harekât veya taktik kontrolüne verebilir. Harekât komutası, muharebe hizmet desteğinin sağlanması 
sorumluluğunu kapsamaz. Ancak, komutan muharebe hizmet desteği ile ilgili öncelikler vermek ve koordinasyon sağlamak üzere yönlendirme yetkisini haizdir. Bir birliğin harekât komutasım deruhte eden komutan, o birliğin taktik ve idari bütünlüğünü bozabilir, birliğin unsurlarını ayn ayn görevlerde kullanabilir. 

Harekat Kontrolü: Bir komutana; görev, zaman ve mekan açısından üst komutanlıkça belirtilen tahditlere uygun olarak kendisine tahsis edilen birlikleri tertiplemek, görev vermek, yönlendirmek, faaliyetleri kontrol ve koordine etmek maksadıyla verilen sevk ve idare yetkisidir. Harekat kontrolü; tahsis edilen birliklerin üst komutanlıkça konulmuş tahditlerin dışında kullanılmasını kapsamaz. Harekat kontrolü, muharebe hizmet desteğinin sağlanması 
sorumluluğunu kapsamaz. Ancak, komutan muharebe hizmet desteği ile ilgili öncelikler vermek ve koordinasyon sağlamak üzere yönlendirme yetkisini haizdir. Bir birliğin harekât komutasını deruhte eden komutan, o birliğin taktik ve idari bütünlüğünü bozamaz, birliğin değişik unsurlarını ayrı ayn görevlerde kullanamaz. Başka bir maksada yönelik ilave görevler veremez. Genel olarak, üst komutanlıkça birliğe tevdi edilen görevi ifasına yönelik görevler verir ve bu doğrultuda harekat kontrolüne giren birliğin harekatım takip ve koordine eder. 
Harekat kontrolüne verilen birliklerin taktik kontrolünü muhafaza edebilir veya diğer bir ast komutanlığa devredebilir. 

(2) 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu kapsamında askeri birliklerin görevlendirilmesi: 

5442 Sayılı İl İdaresi Kanununun 1 l/D maddesine göre, Valiler, ilde çıkabilecek veya çıkan olayları; öncelikle emrindeki kolluk kuvvetleri ile önlemeye çalışacaklar, emrindeki kuvvetlerle önlenmesini mümkün görmedikleri veya önleyemedikleri; aldıkları tedbirlerin bu kuvvetlerle uygulanmasını mümkün görmedikleri veya uygulayamadıkları takdirde, diğer illerin kolluk kuvvetleri ile bu iş için tahsis edilen diğer kuvvetlerden yararlanabileceklerdir. 

Bunun yanında, askeri birliklerden kuvvet talep edilmesinin usul ve esaslan ise, Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında yapılan protokol ve Genelkurmay Başkanlığı tararından hazırlanan ilgi direktif ile belirlenmiştir. 
Bu düzenlemelerde, valilerin, askeri birlik taleplerini EMASYA Bölge veya Tali 
Bölge Komutanlarına iletmeleri gerektiği öngörülmüştür. 

Aynı maddenin üçüncü alt bendi gereğince, Valinin yardım talebi üzerine, ilde 
çıkabilecek veya çıkan olaylarda görev alan askeri birlikler, 211 sayılı TSK İç Hizmet Kanunundan doğan yetkiler ile diğer kanun ve düzenlemelerden doğan kolluk kuvvetlerinin genel güvenliği sağlamada sahip oldukları yetkileri kullanarak terörle mücadele görev ve sorumluluklarını yerine getirirler. 
Kolluk kuvvetlerinin genel güvenlik ile ilgili görevleri, 2803 sayılı Kanunun 7 nci 
maddesinin birinci fıkrasının a ve b bentleri ile 2559 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fikrasında; 

Terör suçlan dahil her türlü suç işlenmesini önlemek için gerekli tedbirleri almak ve uygulamak, İşlenmiş suçlarla ilgili olarak kanunlarda belirtilen işlemleri yapmak ve bunlara ilişkin adli hizmetleri yerine getirmek olarak düzenlenmiştir. 

Vali tarafından askeri birliklerden yardım istendiğinde; 

Olayların niteliğine göre istenen askeri kuvvetin büyüklüğünü (personel, malzeme, teşkilat vs.) belirleme yetkisi, vali ile koordine etmek şartıyla, askeri birliğin komutanına aittir. 

Görevde kalış süresini belirleme yetkisi, askeri birliğin komutanıyla koordine etmek şartıyla valiye aittir.

Muhtemel olaylar için istenen ve büyüklüğü ile görevde kalış süresi yukarıda 
belirtildiği şekilde belirlenen askeri kuvvet, birlik komutanı tarafından, valinin görüşü de alınarak olaylara hızlı bir şekilde el koymaya uygun olacağı değerlendirilen yerde, cereyan eden olaylar için ise olay yerinde hazır bulundurulur. 

Askeri kuvvetin müstakil olarak görevlendirilmesi durumunda, verilen görev askeri kuvvet tarafından kendi komutanının sorumluluğu altında ve onun emir ve talimatlarına göre yerine getirilir. 

Bu durumda güvenlik kuvvetleri ile yardıma gelen askeri kuvvet arasında işbirliği ve koordinasyon, yardıma gelen askeri birliğin komutanının da görüşü alınarak vali tarafından tespit edilir. 

Askeri birliğin belirli görevleri jandarma ya da polis ile birlikte yapması 
durumunda; komuta, sevk ve idare, askeri birliklerin (Jandarma dahil) en kıdemli komutanına aittir. Kolluk kuvvetleri askeri birliklerin olay mahalline intikal ettiği andan itibaren askeri komutanının emrine girerler. Askeri komutan tarafından aksine bir emir verilmedikçe olay mahallindeki kolluk kuvvetlerinin almış oldukları tertip, tedbir ve düzenler bozulmaz. 

Olaylara müdahalede hangi kurum-kuruluşların destek görevi alacağı, il valileri veya görevlendirildiyse koordinatör vali tarafından, ilgili EMASYA Bölge/Tali Komutanlıkları ile koordine edilerek belirlenir ve bu husus önceden yapılacak planlamalarda ayrıntılı olarak belirtilir. 

İlgili mülki amir tarafından görevlendirilen Polis Özel Harekat Timleri, iç güvenlik harekatı süresince EMASYA Bölge ve Tali Bölge Komutanlıklarının Harekat Kontrolündedir. Geçici köy korucuları, bölgedeki ilgili Jandarma komutanlığının emir-komutasında olarak, EMASYA Komutanlıklarının harekat kontrolünde görev yaparlar. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ayrılıkçı ve bölücü terör örgütü ile zamanında, süratli ve etkin bir şekilde mücadele edebilmesi için, bu bölgelerde, Genelkurmay Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığınca imzalanan protokol gereğince, Valilerden alman izin ve onaylarla kolluk kuvvetlerinin genel güvenliği sağlama yetkileri bulunan Kara Kuvvetleri Komutanlığı bağlısı birlikler ve bunların harekât kontrolüne verilen 
Jandarma iç güvenlik birlikleri kullanılmaktadır. 

Dolayısıyla, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda, Hakkari İl Jandarma 
Komutanlığı da, terörle mücadele görevinin yürütülmesinde, öncelikle aynı garnizon içinde bulunan Hakkari Dağ Komando Tugay Komutanlığının (EMASYA Tali Bölge Komutanlığı), sonra bir üst komutanlık olan Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığının (EMASYA Bölge Komutanlığının) bir bağlısı durumundadır ve faaliyetlerini bu çerçeve dahilinde yürütmektedir. 

Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı; Genelkurmay Başkanlığının 21 mayıs 2001 gün ve HRK: 713O-58-O1/GHD.P1.Ş. (176) sayılı emri ile 2 nci Ordu/ Malatya'nın Harekat Kontrolünde görev yapmaktadır. 

Sonuç olarak; Hakkari Ü Jandarma Komutanlığı, belirtilen yasal mevzuat 
doğrultusunda terörle mücadele faaliyetlerini yürütmekte; emir komuta ilişkileri açısından, yasal düzenlemeler ile Protokol esaslarına göre yürütülen uygulamalar arasında hiçbir farklılık veya çelişki bulunmamaktadır. 

4. VALİLERİN ASKERİ BİRLİKLERDEN YARDIM İSTEMESİNE İLİŞKİN 5442 SAYILI KANUNUN İl/D MADDESİNİN UYGULAMASI VE İÇ GÜVENLİK HAREKÂTI KAPSAMINDA HAKKARİ İLİNDEKİ EMİR KOMUTA İLİŞKİSİ: 

a) İlgili mevzuat çerçevesinde konunun değerlendirilmesi; 

(1) 5442 Saydı İl İdaresi Kanunu: 

5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11/A maddesi gereğince; " Vali, il sınırlan içinde bulunan genel ve özel bütün kolluk kuvvet ve teşkilatının amiridir. Suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumak için gereken tedbirleri alır. Bu maksatla Devletin genel ve özel kolluk kuvvetlerini istihdam eder, bu teşkilat amir ve memurları vali tararından verilen emirleri derhal yerine getirmekle yükümlüdür." 

5442 sayılı ti İdaresi Kanununun İl/C maddesi gereğince; "İl sınırları içinde 
huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi valinin ödev ve görevlerindendir. Bunları sağlamak için vali gereken karar ve tedbirleri alır. Bu hususta alman ve ilan olunan karar ve tedbirlere uymayanlar hakkında 66 ncı madde hükmü uygulanır." 

5442 sayılı İl İdaresi Kanununun İl/D maddesi gereğince; (Değişik: 29/8/1996 - 
4178/1 md.) "Valiler, ilde çıkabilecek veya çıkan olayların, emrindeki kuvvetlerle önlenmesini mümkün görmedikleri veya önleyemedikleri; aldıkları tedbirlerin bu kuvvetlerle uygulanmasını mümkün görmedikleri veya uygulayamadıkları takdirde, diğer illerin kolluk kuvvetleriyle bu iş için tahsis edilen diğer kuvvetlerden yararlanmak amacıyla, İçişleri Bakanlığından ve gerekirse 
Jandarma Genel Komutanlığının veya Kara Kuvvetleri Komutanlığının sınır birlikleri dahil olmak üzere en yakın kara, deniz ve hava birlik komutanlığından mümkün olan en hızlı vasıtalar ile müracaat ederek yardım isterler. 
Bu durumlarda ihtiyaç duyulan kuvvetlerin İçişleri Bakanlığından veya askeri birliklerden veya her iki makamdan talep edilmesi hususu, yardım 
talebinde bulunan vali tararından takdir edilir. Valinin yaptığı yardım istemi geciktirilmeksizin yerine getirilir. Acil durumlarda bu istek sonradan yazılı şekle dönüştürülmek kaydıyla sözlü olarak yapılabilir. 

Vali tarafından askeri birliklerden yardım istenmesi halinde; muhtemel olaylar için istenen askeri kuvvet, valinin görüşü alınarak olaylara hızla el koymaya uygun yerde, cereyan eden olaylar için ise olay yerinde hazır bulundurulur. Olayların niteliğine göre istenen askerî kuvvetin çapı, vali ile koordine edilerek askerî birliğin komutam tarafından, görevde kalış süresi, askerî birliğin komutanı ile koordine edilerek vali tarafından belirlenir. Askeri kuvvetin müstakilen görevlendirilmesi durumunda; verilen görev askeri kuvvet tarafından 
kendi komutanının sorumluluğu altında ve onun emir ve talimatlarına göre Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununda belirtilen yetkiler ile kolluk kuvvetlerinin genel güvenliği sağlamada sahip olduğu yetkiler kullanılarak yerine getirilir. Güvenlik kuvvetleri ile yardıma gelen askeri kuvvet arasında işbirliği ve koordinasyon, yardıma gelen askeri birliğin komutanının da görüşü alınarak vali tarafından tespit edilir. Ancak, bu askeri birliğin belirli görevleri jandarma ya da polis ile birlikte yapması halinde komuta, sevk ve idare askeri birliklerin en kıdemli komutanı tarafından üstlenilir. Birden fazla ili içine alan olaylarda ilgili 
valilerin isteği üzerine aynı veya farklı askeri birlik komutanlarından kuvvet tahsis edilmesi durumunda iller veya kuvvetler arasında işbirliği, koordinasyon, kuvvet kaydırması, emir komuta ilişkileri ve gerekli görülen diğer hususlar yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde Genelkurmay Başkanlığı ile içişleri Bakanlığı tararından belirlenecek esaslara göre yürütülür. 

Bu esasların uygulanmasında, işbirliği ve koordinasyon sağlamak amacıyla gerekli görülen hallerde İçişleri Bakanı ilgili valilerden birini geçici olarak görevlendirir..." Düzenlemeleri yer almaktadır. 

Konunun hukuki boyutunun daha iyi değerlendirilebilmesi için Anayasa 
Mahkemesinin 1996/68 esas, 1999/1 karar sayın, 06.01.1999 tarihli kararındaki 5442 sayılı Kanunun İl/D maddesiyle ilgili değerlendirmesinin bazı bölümlerine bakmakta yarar görülmektedir. Anayasa Mahkemesi kararında; 

"Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olduğu 
belirtilmektedir. Hukuk devleti, insan haklarına dayanan ve bu haklan koruyucu adaletli bir hukuk düzeni kuran ve bunu devam ettirmeye kendini zorunlu sayan ve bütün etkinliklerinde hukuka ve Anayasa'ya uygun davranan devlettir. Hukuk devleti ilkesi, devletin tüm organlarının üstünde hukukun mutlak bir egemenliğe sahip olmasını, yasa koyucunun da kendisini her zaman Anayasa ve hukukun temel kuralları ile bağlı saymasını gerektirir. 
Anayasa'nın 113. maddesinde, "Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri, 
yetkileri ve teşkilatı yasayla düzenlenir", 128. maddesinde de, "Devletin, kamu iktisadî teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür" denilmektedir. 
14.2.1985 günlü, 3152 sayılı "İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında 
Kanun"un 2. maddesinde, Bakanlığın görevleri belirlenmiştir. Maddenin (a) bendinde, Bakanlığa bağlı iç güvenlik kuruluşlarını idare etmek suretiyle Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü, yurdun iç güvenliğini ve asayişini, kamu düzenini ve genel ahlâkı, Anayasa'da yazılı hak ye hürriyetleri korumak Bakanlığın görevleri arasında sayılmış, 29. maddesinde de, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının, İçişleri BakanhğYnın bağlı kuruluşları oldukları belirtilmiştir. Devletin yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerini yerine getirenlerin görev ve sorumluluklarının yasalarla belirlenmesi ve buna uygun davranılması hukuk devletinin 
gereğidir. İlk tümcede yer alan "diğer kuvvetler", kuruluşları, görev ve yetkileri yasalarla belirlenmiş güvenlik güçleridir... 

Paragrafın diğer bölümünde de, ihtiyaç duyulan kuvvetlerin İçişleri Bakanlığı veya askeri birliklerden ya da her ikisinden de istenme esas ve usulleri belirlenerek valilere kimi yetkiler verilmiştir. Bir ilde çıkan olayların nitelik ve büyüklüğüne göre kimden yardım isteneceğinin saptanma yetkisinin bu konudaki değerlendirmeyi kısa sürede ve sağlıklı biçimde yapma olanağına sahip olan valilere verilmesinde Anayasa'ya aykırılık yoktur. 

Anayasa'nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğu; 

7. maddesinde de, yasama yetkisinin Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kullanılacağı ve bu yetkinin devredilemeyeceği belirtilmiştir. 
Valinin görüsünü de aldıktan sonra olayların niteliğine göre, ne çapta bir askerî 
kuvvetle gerekli önlemlerin alınabileceğinin saptanmasında koşullan en iyi biçimde değerlendirebilecek durumda bulunan, göreve çağrılan askerî birliğin komutanı olduğundan, yerine getirilecek görevin gereği olarak ona verilen bu yetki olağanüstü hal veya sıkıyönetim yetkisi sayılamayacağı gibi yasama yetkisinin devri olarak da yorumlanamaz. 

Açıklanan nedenlerle, askeri kuvvetin büyüklüğünün askeri birliğin komutanı 
tarafından saptanması Anayasa'nın 2. ve 7. maddelerine aykırı değildir. 
Tümcede, istenilen askeri kuvvetin görevde kalış süresinin de vali ile koordine 
edilerek, askeri birliğin komutanı tarafından saptanacağı belirtilmiştir. 

2. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder