26 Şubat 2019 Salı

YÜKSEKOVA VE ŞEMDİNLİDE MEYDANA SELEN OLAYLARLA İLGİLİ OLARAK GÜVENLİKTEN SORUMLU BAZI KAMU GÖREVLİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. BÖLÜM 12

YÜKSEKOVA VE ŞEMDİNLİDE MEYDANA SELEN OLAYLARLA İLGİLİ OLARAK GÜVENLİKTEN SORUMLU BAZI KAMU GÖREVLİLERİNİN 
DEĞERLENDİRİLMESİ. BÖLÜM 12




Komisyonumuzca gerek merkezde ve gerekse Hakkari, Yüksekova ve Şemdinli de Emniyet müdürlüklerinin araç,gereç ve Personel sayılan ile Güvenlik hizmetleri üzerinde yapılan çalışmalar ve Emniyet Genel Müdürlüğünce Bölgede İnceleme yapmakla görevlendirilen İnceleme Heyetinin hazırlamış olduğu 15.10.2005 tarihli değerlendirme raporunda da belirtildiği gibi; 
-Hakkari ilinde olaylar sırasında Çevik Kuvvet biriminin bulunmamasının, özellikle son zamanlarda il genelinde meydana gelen kitlesel eylemlerde büyük bir zafiyet oluşturduğu, Bu tür eylemlerde oluşan Çevik Kuvvet açığının Van veya diğer illerden karşılanmasının personelin nakli esnasında güvenlik sorununu ortaya çıkardığı, Aynca, geçici görevle gelen bu personelin iaşesi ve ibaresinin ilin mevcut imkan ve kabiliyeti nedeniyle zorlukla karşılandığı, yine bu personelden görev esnasında istenilen verimin alınamadığı, hatta bazen 
negatif sonuçların da yaşandığı, (personelin, gönülsüz gelmesi, bölgeyi tanımaması, yorgunluk, sorumluluk duymaması vb.) Yine, bu tür Çevik Kuvvet personel kaydırmalarının sayıca yetersiz olan Van ili içinde ciddi sorun yarattığı, 
Meydana gelen kitlesel eylemlere müdahale görevinin, Çevik Kuvvet birimi 
bulunmadığından kadro içerisindeki değişik birimlerden sağlanan personel ile yürütülmekte olduğu, Ancak toplanan bu personelin toplumsal olaylara müdahale konusunda yeterli eğitiminin olmaması ve donanım eksikliği bulunması nedeniyle istenilen sonuç alınamadığı, Hakkari İlinde Çevik Kuvvet birimi bulunmadığından meydana gelen toplumsal olaylarda Özel Harekat personelinin de zorunlu olarak görevlendirildiği, bu görevlendirmenin 
neticesinde ise, hem o birimin dejenere olduğu, hem de bu birimde çalışan personelin almış olduğu eğitimlerden dolayı toplamsal olaylara müdahalede çok farklı tepkiler ortaya koyduğu ve istenmeyen sonuçların doğmasına neden olunabildiği, Toplumsal olaylara donanım eksikliği olan kadro personeli ile müdahale edilmesinin, olaylarda ajite edilmiş grupların taşlı saldırılarında, kaskı ve kalkanı olmayan personelin sadece vücudu ile kitle karşısında durarak devlet gücünü zafiyet içerisinde gösterilmesine yada personelin bir kenarda saklanarak taşla karşılık vermesi gibi kabul edilemez görüntüler sergilenmesine yol açıldığı, bu olumsuzluğun giderilmesi için başta Hakkari olmak üzere bölge illerinde Çevik Kuvvet birimlerinin oluşturularak yeteri kadar personelle takviye edilmesi, şartların ve su panzeri ile kitle eylemlerinde müdahalede devletin gücünü ortaya 
koyacak donanımların süratle sağlanması gerektiği, 

- Güvenliğin insan hayatında öncelikli ihtiyaçlardan ve mutlu yaşamın vazgeçilmez şartı olduğu, bu gerçekten hareketle özellikle terör kaynaklı önemli güvenlik sıkıntılarının çekildiği bilinen bu bölgelerde, çok zor ve süratli hayati risk şartlan alanda yürütülen güvenlik hizmetlerinde ekonomik tasarrufa gidilmesi, zaruri güvenlik araç-gereç ve diğer güvenlik ihtiyaçlarının temininde bile önemli sıkmaların yaşanması, güvenlik hizmetlerinin sunulmasında kalite ve verimin düşmesine neden olduğu, güvenlik hizmetinin önemi ve önceliği göz önünde bulundurularak yıllık bütçeden yeterli derecede kaynak aktarımının 
zorunlu olduğu, 
İl merkez ve ilçelerde bulunan Emniyet birimlerinde kullanılan bilgisayarların sayıca yeterli olmadığı, mevcutların ise model olarak ihtiyaca cevap vermekten uzak olduğu, hızlı ve verimli hizmetin yürütülmesi için yeterli sayıda bilgisayar ekipmanları ile desteklenmesi gerektiği,Bölgenin dağlık yapısı ve telsiz/telefon kapsam alanlarının yetersiz kaldığı alanlarda kullanılmak üzere yeterli sayıda uydu telefonu tahsisine ihtiyaç duyulduğu, Gelişen teknolojik imkanların kullanımının önemi ve bilgiye hızlı ulaşımın suç ve suçlarla mücadelede gerekliliği göz önünde bulundurularak, halen arzu edilen yeterliliğe sahip 
olmadığı müşahede edilen POL-NET iletişim alt yapısının, ihtiyaç duyulan diğer birimlere de yaygınlaştırılması ve hızının yeterli hale getirilmesi gerektiği, 
İlde çok miktarda arızalı, tamir edilemeyen, parça bulunamayan yada ödeneksizlikten bekleyen araçlar bulunduğu, bu araçların tamir edilebilmesi yönünde gerekli imkanların sağlanması gerektiği, Hakkari ve bölgedeki tüm illerin zırhlı araç (Dragon, Sortlant, Panzer ve yeni versiyon zırhlıların) ve bu araçlara yönelik çeşitli ihtiyaç taleplerinin, Genel müdürlükçe yapılacak yeni 
alımlarda öncelikli olarak değerlendirilmesi gerektiği, Personel nakilleri ve personelin göreve gidiş/gelişlerinde terör örgütlerince uzaktan 
kumanda ile yapılabilecek bomba eylemlerine karşı gerekli güvenlik tedbirlerin alınması kapsamında CMR cihazları kullanılması gerektiği, 

-Hakkari il ve ilçelerin de hassas noktalara toplumsal olaylara kansan eylemcileri belirlemek, suç işlenmesini önlemek, suç işleyenleri tespit etmek amacıyla MOBESE sisteminin kurulması, bunların yerlerinin gizli tutulması, tahribata karşı korunaklı obuasına özen gösterilmesi, buradan elde edilen görüntüler delillendirilerek tanzim edilecek tutanakla adli makamlara suç duyurusunda bulunulması gerektiği, ancak kişisel veri ve kişisel haklarla 
doğrudan ilgili bu konuda görüntü kayıtlarının kollukça nasıl, ne şekilde, hangi sürelerle alınacağı, bu kayıtların nasıl saklanacağı, bu kayıtların silinmesi, kayıtlara itiraz edilmesi gibi hususlarda hukuki düzenleme yapılmasının yerinde olacağı, 

-Bölgede yaşayan halkın büyük oranının yerel lisanı kullandıkları, gerek yürütülen güvenlik hizmetlerinde gerekse halkla ilişkilerin geliştirilmesinde halkın kullandığı lisanı bilmenin önemli avantajlar sağladığından personel atamalarında bu husus göz önünde bulundurulması gerektiği, 

- Görev yapılan bölgenin şartları da göz önünde bulundurulduğunda, personelin 
yapmış olduğu üstün gayret ve başarılı çalışmaların, azami oranda taltifle 
ödüllendirilerek personelin moral ve motivasyonunun artırılması gerektiği, 
Polis Meslek Yüksek Okullarından mezun olacak Komiser Yardımcılarının ve Polis 
Memurlarının atamalarında Hakkari ve bölge illerine öncelik verilmesinin, kısa vadede personel sorunun bir kısmının çözümü açısından son derece önemli olduğu, Personel Dairesi Başkanlığı ve diğer branşlı Daire Başkanlıklarınca, genel atama planlamalarında Hakkari ve bölge illerinin taleplerine genel konseptte dengeleri bozmadan öncelik tanınması gerektiği, Bölgede çalışma şartlarının zorluğu, personelin taşıdığı hayati risk ve benzeri olumsuz şartlar göz önünde bulundurularak, tazminatların artırılması, personelin şark dönüşlerinin istek dahilinde olan illere yapılması, lojman imkanının sağlanması, taltiflerin 
artırılması, mahrumiyet tazminatı ve benzeri alınacak tedbirlerle bölgede çalışmanın cazip hale getirilerek personelin bölgede görev yapmasının özendirilmesinin, yürütülen güvenlik hizmetinin verimliliğini ve etkinliğini artıracağı, Personelin halka karşı tavır ve hareketlerinin kontrolü için periyodik hizmet içi eğitimlerde bu konudaki hassasiyete özel önem verilmesi gerektiği, Bölgeye atanacak personelin nitelik ve nicelik açısından iyi seçilerek, sayısal yeterliliğin sağlanması gerektiği, 

- İl merkezinde bulunan 130 kişilik özel harekat biriminin İlçelerin hassasiyet ve 
Özel Harekat personelinin muhtemel eylem saatlerinde olay yerine intikal edebilecek kabiliyette konuşlandırılarak, operasyonlarda görev alacak özel harekat personelinin devamlı eğitimleri sağlanarak, teknik donanım ve zırhlı araçların imkan ve kabiliyetlerinin en üst seviyeye çıkartılması gerektiği, 

- Lojman yetersizliğinden dolayı dışarıda ikamet eden personel, ilin mevcut yapısı nedeniyle güvenlik zafiyeti bulunan konutlarda kalmakta olduğu, Lojman sorununun süratle çözüme kavuşturulmasının, hem bu güvenlik zafiyetini ortadan kaldıracağı, hem de personelin moral motivasyonunu artıracağı, Kamu binalarının çevre emniyet imkanlarının tetkik edilerek, ihtiyaç duyulan yerlere yeni planlamalar yapılarak, fiziki tedbirlerin kuvvetlendirilmesinin gerektiği, 
- İstihbarat Dairesi Başkanlığınca Şemdinli ilçesinde istihbarat biriminin derhal 
kurulmasının ve Yüksekova ilçesindeki istihbarat birimine özellikle yerel lisan bilen personel açısından takviye yapılmasının gerektiği, 

- Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığınca, "Bölücü Terör İhtisas Kursu ile Sorgu ve Ev Arama Kurslan"nın sayılarının arttınlarak özellikle bölgede görev yapan personelin katilimi sağlanmalı, İl merkez ve ilçelerindeki branşlı personele mensubiyet duygusunun aşılanması gerektiği, Değerlendirilmektedir. 

Ayrıca. Mülkiye Mûfettişliğince hazırlanan Araştırma Raporunda da belirtildiği gibi: 

- Genelde bölgede, akşam havanın kararması ile birlikte ana cadde dahil bütün cadde ve sokakların karanlığa gömüldüğü, bu durumun güvenlik hizmetini olumsuz etkilediği, gayet seyrek rastlanılan aydınlatma elemanlarının (halojen lambaların) dinlenmeye geçtiğinde yada elektrik kesintisi sonucunda tekrar devreye girmekte gecikmesine bağlı olarak ortaya sorunlar çıktığı, bu nedenle bölgede bu tür zaafları olmayan yeni ve farklı bir aydınlatma modülü 
kullanılması, elektrik voltajlarının daima değiştiği, günde birkaç defa elektrik kesintisi yaşandığı, bunun hem vatandaşların ve hem de kamunun elindeki elektrikli malzemenin hızla elden çıkmasına neden olduğu, ayrıca sık sık kesilen elektriğin personel moralini ve güvenlik tertibi alımım olumsuz etkilediği, güvenlik birimlerinin çevre aydınlatma sisteminin yeterli olmadığı, tüm bu sorunların aşılması için kaçak elektrik kullanımının önlenmesi dahil gerekli 
tedbirlerin sadece TEDAŞ tarafindan alınmasının mümkün olmayacağı, İl Valileri nezaretinde tüm kurumların işbirliği ile, ikna yöntemleri de kullanılarak bu sorunun kısa vadede çözülmesi gerektiği, 

- Terör örgütünün sözde ateşkes çağrısı yaptığı tarihten itibaren, Devlete göre daha ciddi bir hazırlık yaptığı ve vatandaşlar üzerindeki etkinliğini artırdığının gözlemlendiği, kış döneminde genel anlamda daha az eylem olabileceği ana fikrinden hareketle, başta İl Valisi olmak üzere her derecedeki İl ve Bakanlık görevlilerinin İlçe merkez ve köylerine yönelik ziyaretlerle ve başka türlü sosyal aktivitelerle vatandaşla Devlet arasında oluşan mesafenin daraltılması yönünde gayret göstermesi gerektiği; 

- Bölgede birim amirleri ve müdürlerinin vekâleten ve yerli personel eliyle 
yürütülmesi nedeniyle ortaya çıkan sorunların Bakanlıklar arası koordinasyonla aşılması, Komisyonumuzun yerli olmayan kamu personelinin daha tarafsız ve iyi niyetli hizmet üretme gayreti içinde olduğu kanaatinde olduğu, yerli kamu personelinin şu ya da bu sebeple terör örgütünün etkisinde kaldığı, bu bakımdan başta daire müdürleri olmak üzere teknik personel ve kilit diğer personelin yerli olmayan kadro ataması yoluyla takviye edilmesinin yararlı olabileceği, bölgeye atama yapılırken kırgın, bezgin ve yorgun kişilerin tercih edilmesinden 
sakınılması, bu bölgede görev yapanların görev süresi sonunda isteklerine uygun yerlere atamalarının yapılması gerektiği, bu nedenle Devlet Personel Başkanlığınca personelin atanması, yükselmesi, yer değiştirmesi gibi konulardaki genel yönetmelikleri bu mantıkla yeniden gözden geçirmesi gerektiği, 

- Bölgedeki genel duruma bakıldığında, genel kanaatin Devlet hizmetlerinin 
birbirinden kopuk yürüdüğü yolunda olduğu, terör ve kaçakçılıkla mücadelenin güvenlik birimlerine havale edildiği, diğer kamu kuruluşlarının bu hizmette özellikle uzak durmaya gayret ettiği, bilgi ve istihbaratın yeterince etkili paylaşılamadığı, personelin ellerinin altında bulunan ve terörle mücadele açısından son derece değerli bilgilerin dahi farkında olmadığı, bölgeye atanan her personelin durumuna göre Ankara'da, İl Merkezinde ya da görev başı 
eğitim yoluyla bölge şartlan, sorunları, yürütülen projeler, takip edilen dosyalar konusunda hizmet içi eğitime tabi tutulması gerektiği, bu konuda İçişleri Bakanlığının koordinatör bir fonksiyon üstlenmesi gerektiği, 

- Bölgedeki güvenlik güçlerinin personel, araç ve donanım olarak takviye edilmesi gerektiği, istenmeyen olaylar meydana geldiğinde tüm yetkililerin teyakkuza geçtiği, uzun süredir istendiği halde karşılanamayan taleplerin bir anda karşılandığı bir yapıdan kurtularak, zamanında doğru tespitlerle eksikliklerin giderilmesi konusunda yetkililerin üzerileri ne düşeni yapması gerektiği, 

- İlçede son dönemde yaşanan patlamaların faillerinin yakalanamaması terörist 
eylemlerin yapısı gereği kimi zorluklar taşısa da, mevcut faili meçhulleri yemden gözden geçirmek üzere ilçedeki emniyet ve jandarma teşkilatlanılın adli soruşturmalar konusunda uzman elemanlar ile takviye edilmesi gerektiği, 

- Şemdinli İlçesinde 09.11.2005 günü meydana gelen olaylar sırasında 30 AK 933 Plakalı Araçta bulunan belgelerde "Devlet yanlısı" olarak adı geçenlerle ve "Örgüt yanlısı" olarak gösterilenlerle ilgili olarak özel bir çalışma yapılması, bu listelerde ismi geçen Devlet yanlılarının tehditler almaya başladığı ve hayatlarından endişe duydukları, bunlarla ilgili olarak koruyucu tedbirlerin alınması, örgüt yanlısı olarak takdim edilenlerle yakın temas kurularak bunların tamamen terör örgütünün kucağına itilmeden kazanma yollarının aranması 
gerektiği, 

- Terör örgütünün yeni stratejisi ve K.Irak'ta oluşan yeni yapı çerçevesinde 
önümüzdeki yaz aylarında da Hakkari ve Şemdinli'ye göre daha büyük yerleşim birimlerinde (Diyarbakır, Van, Mersin, istanbul, Adana v,b.) bazı toplumsal eylemleri gerçekleştirmeyi planladığı gerçeğinden hareketle; 

Yukarıda tespit edilen sorunlar ve çözüm önerilerinden yola çıkılarak, bölgede  çalışmış olan ve halen çalışan asker, sivil kamu görevlilerinin, siyasilerin, sivil toplum örgütlerinin, vatandaşların, akademisyenlerin görüş ve düşüncelerine başvurulmak suretiyle ortak akim ürünü tedbirlerin geliştirilmesi, siyasi otoritenin de tasvibiyle geliştirilecek bu tedbirlerin hayata geçirilmesi gerektiği hususu göz önüne alınmalıdır. 

21- Komisyonumuz çalışmaları sırasında, Kolluk kuvvetlerinin güvenlik ve istihbarat mülahazası ile bölge insanını ve aşiret yapısını, 'Devlet yanlısı, Devlet karşıtı" gibi tanımlamalara göre tasnif edip kayıt altına aldığım incelemiş bulunmaktadır. Kolluğun kendi sorumluluk "bölgelerinin sosyo-kültûürel durumu"nu belirlemek için yapacakları  çalışmalarda; bölgenin etnik yapısı, din, dil , kültür, görevi etkileyecek gelenek ve görenekleri , aşiret liderlerinin yapılan, mezhep ayrılığım sorun yapan yerleşim yerleri, yerel dil kullanan yerler , dini grupların topluluk arzcttiği bölgeler, devlete karşı tutumları, dini konularda hassas olduğu konular , taassup dereceleri , varsa azınlıkların yerleşme yerleri, nüfus oram, devlete karşı tutumu, ideolojileri, siyasi görüş bakımından dağılım ve siyasi görüşü sorun haline getiren yerleri, "bölgenin ekonomik durumu" kapsamında; tutulacak köy bilgi dosyasında köyün emik yapı özellikleri, "bölgenin emniyet ve asayiş durumu" kapsamında; ideolojik faaliyetler, aşın sol faaliyetler, aşın sağ faaliyetler, bölücü ve azınlık faaliyetleri ile bu faaliyetlerin amaçlan, liderleri ve uyguladıktan taktik ve tekniklerin esas alındığı anlaşılmaktadır. 

Devletin güvenlik ve istihbarat birimlerinin ulusal güvenlik, suç ve suçlu ile mücadele siyaseti gereği kişiler hakkında bilgi toplaması elzemdir. Ancak, devletin bu faaliyeti yürütebilmesi; kişiler hakkında bilgi toplanması, bu bilgilerin kullanılması, saklanması, değiştirilmesi ve imha edilmesinin yasal temelinin özenle oluşturulması, uluslar arası sözleşmelerde öngörülen özel hayatin gizliliği, kişilik haklarının korunması gibi temel hukuksal katagoriler arasında yer alan "kişisel veri" hukukuna saygı gösterilmesini zorunlu kılmaktadır. 

Özellikle Ülkemizin doğu ve güneydoğu bölgesinde görülen aşiret yapısı, kan davaları ve başka çıkar ilişkileri, devlet yanlısı olarak bilinen kişi ve aşiretlerin bu bağlılığında zaman zaman yaşanan kırılma veya kopmalar, tüm aşiret bireylerinin devlet yanlısı veya değil şeklinde toptana bir kabul, kişilerin karar vermelerinde etkin olan bölgesel şartlarının dikkate alınmaması gibi nedenlerle, belli bir yasal temeli olmaksızın hazırlanan ve insanları başkalarının kanaatine göre sübjektif yargılara bağlı olarak tasnif eden bu güvenlik modelinin, devletin ulusal güvenliğinin ve kişisel hakların korunmasında sağlam bir emniyet ve istihbarat siyasası olmadığı, bölge inşam ve sosyal etnisite nin hal ve durumunu yansıtmada emin ve geçerli bir yöntemi içermediği düşünülmektedir. 

Kişiler hakkında bilgi toplanması (kişisel veri) konusunu düzenleyen temel düzenleme Türkiye tarafından imzalanan, ancak halen TBMM'ce onaylanmayan. Avrupa Konseyinin 28.01.1981 tarih ve 108 sayılı "Kişisel Nitelikteki Verilerin Otomatik İsleme Tabi Tutulması Karsısında Şahısların Korunmasına Dair Sözleşmesi dir. Anılan Sözleşmede ; Kimliği belirtilen veya belirtilebilen gerçek kişiyle ilgili tüm bilgilerin "kişisel nitelikte veri" şeklinde tanımlandığı, bu nitelikteki verilerin ; meşru ve yasal yoldan elde edilmesi ve işleme tâbi tutulması, belli ve meşru amaçlar için kaydedilmesi ve bu amaca aykırı şekilde kullanılmaması, uygun ve elverişli obuası ve kaydedildikleri amaca göre aşın olmaması, doğru ve icabında güncel olması, ilgili kişilerin kimliklerini belirtecek bir biçim altında ve kaydedildikleri nihai amaç için gerekli görülen süreyi aşmayacak bir süre için muhafaza edilmesi gerektiği, İç hukukta uygun güvenceler sağlanmadıkça, ırk menşeini, politik düşünceleri, dini veya diğer inançları ortaya koyan kişisel nitelikteki verilerle sağlık veya cinsel yaşamla ilgili kişisel nitelikteki verilerin ve ceza mahkumiyetlerinin otomatik bilgi işlemine tabi tutulamayacağı anlaşılmaktadır. 

Aynı sözleşmede, Demokratik bir toplumda, Devlet güvenliğinin korunması, kamu güvenliği, Devletin mali menfaatleri veya suçların önlenmesi, ilgili şahsın korunması ve başkasının hak ve özgürlükleri için zorunlu bir önlem teşkil ediyorsa, bu konularda ilgili devletlerin Sözleşme hükümlerine istisnalar getirebilecekleri öngörülmektedir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 'nun 135. Maddesi; Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verileceğini, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine. ırki kökenlerine: hukuka aykın olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel 
yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimsenin de, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılacağını hükme bağlamaktadır. 

Dikkat edilecek olursa, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 135.maddesi; kişilerin 
siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine ilişkin hassas kişisel verilerin kaydedilmesi (işlenmesi) alanında hiçbir istisna tanımamış, bu nevi kişisel verilerin işlenmesinde hiçbir hukuka uygunluk sebebi kabul etmemiştir. 
Hal böyle olunca, Kanunla kendilerine açıkça, kişiler hakkında özellikle hassas verileri toplama ve işleme görev ve yetkisi verilmeyen, bunların usul ve esasları belirlenmeyen bir alanda, Devletin güvenlik ve istihbarat organlarının Türk Ceza Kanunu'nun söz konusu düzenlemesini nazara alarak işlem tesis etmeleri, Sözleşmede öngörülen çerçevede Devletin ali menfaatleri için istisnai düzenleme yapılabilecek "kişisel veri" alanının belirlenmesi, Avrupa Birliğine uyum sürecinde ülkemizin Birliğin "Kişisel Verilerin Korunması" hukukuna koşut olarak müktesebatını uyarlaması, TBMM'nin değinilen Sözleşmeyi onaylaması, 
kendisini bir zaruret olarak hissettirmektedir. 

22- Kuzey Irak'daki yeni yapılanma nedeniyle Barzani yönetiminin; kaçakçılık 
olaylarıyla ilgili olarak karşı tarafta hiç sorun çıkartmadığı, Şemdinli bölgesindeki bazı aşiretlerin mensuplarına K.Irak kimliği verdiği, çok sayıda kişinin seçimlerde oy vermek için K.Irak'a gittiği, bölgedeki gençlerden Türkiye'deki üniversiteleri kazanamayanların K.Irakta Barzani kontrolündeki Üniversiteye gittikleri ve tüm ihtiyaçlarının karşılandığı, hatta bölgede yabancı istihbarat unsurlarının da bu yönde çalışmalar yaptıkları gibi iddialarının yöre halkı tarafından dile getirildiği, tüm bu hususların Barzani yönetiminin bölgeyle yalandan ilgilendiğini gösterdiği, bölgedeki bazı kişi ve grupların da Barzani yönetimine sempati duyduğunun söylenebileceği, Hakkari bölgesinde yapılan bazı düğünlerde Barzani adına 
takılar takıldığının istihbar edildiği, Barzani oluşumu ile Hakkari bölgesindeki bazı aşiretler arasında akrabalık ve tarihsel bağlar ile kimi yöre insanına sağladığı imkanlar nedeniyle gittikçe artan yoğunlukta sosyal ve politik ilişkilerin geliştiği, Kuzey Irak bölgesinin, bu bölge ile sının olan bazı yerleşim yerlerinde yaşayan insanlarımız için cazibe merkezi haline geldiği, bu durumun önüne geçilmemesi halinde önümüzdeki süreçte çok daha olumsuz tablo ile karşılaşılabileceği, PKK terör örgütünden daha büyük ve organize bir güçle mücadele edilmesinin kaçınılmaz olacağı değerlendirilmektedir. 

Bu konularla ilgili olarak, Devletimizin istihbarat birimlerinin gerekli çalışmaları 
yaptıklarına inanıldığı, ancak bölgede uygulanan sosyal ve ekonomik politikaların çeşidi ve derinliğini zenginleştirmenin, Barzani yönetiminin suistimal etmesine zemin hazırlayan bölgedeki kimi sosyo-ekomomik uygulamaların ıslah edilmesinin zorunlu olduğu, bu çerçevede merkezi yönetimin, kamu kurum ve kuruluşlarının da kendi görev alanları ile ilgili olarak bölgedeki eksikliklerini bir an önce tamamlamaları gerektiği düşünülmektedir. 

23- Hakkari bölgesinde ve diğer sınır illerinde yaşanan akaryakıt, şeker gibi kaçakçılık olaylarının bölgenin kronik sorunlardan biri olduğu, ancak özellikle İran ve Irak sınırından yapılan kaçakçılık olaylarında karşı tarafta mevzilenmiş olan terör örgütünün gümrük noktaları oluşturmak suretiyle yapılan kaçakçılıktan sözde vergi adı altında haraç aldığı, dolayısıyla kaçakçılığın engellenmemesinin terörün finansmanma da katkı sağladığı, ülkeler arasında mal ve hizmetlerde aşın fiyat farkı bulunması durumunda, normal ticaretin de 
organize edilmemesi halinde kaçakçılığın önüne geçilmesinin mümkün olmadığı, Dış Ticaret Müsteşarlığının özellikle Van, Hakkari, Sımak bölgesindeki hassasiyeti yeterince algılayamadığının anlaşıldığı, yıllardır çaba gösterilmesine rağmen bölgede sınır ticaretinin geliştirilmesi konusunda açılım yapılamadığı, bu tutumun aynı şekilde devam etmesi halinde bir taraftan terör örgütünün finansmanına katkı sağlanırken, diğer taraftan Devletin güvenlik güçleri ile yöre halkının sık sık karşı karşıya geleceği, yasal temeli olmayan fiili durumların  doğacağı, bu nedenle komşu ülkelerle yapılacak görüşmeler neticesinde yöre halkının yasal yollardan ticaret yapmasını sağlayacak mekanizmaların oluşturulması ve bu konuda Valilere geniş inisiyatif verilmesi, Hakkari Valiliğince sınır ticareti konusunda başlatılan çalışmalara destek olunması gerektiği, bu konuyla ilgili olarak da İçişleri Bakanlığı ile ilgili Devlet Bakanlığının ortak bir çalışma yapmasının yararlı olacağı değerlendirilmektedir. 

24- Güvenlik hizmetinin Devletin asli fonksiyonlarının başında geldiği, dolayısıyla bu hizmetin kamu kurum ve kuruluşları tarafından, kamu görevlileri eliyle yürütülmesinin genel kural olduğu, özellikle terörle mücadele konusunda bu hususun daha bir önem kazandığı, belli bir yöredeki insanlara silah ve cephane vererek kendilerini korumaları veya Devletin resmi güvenlik güçlerine yardımcı olmaları şeklindeki bir yöntemin olağanüstü dönemlerde, geçici olarak başvurulacak bir yöntem olabileceği ancak sürekliliği olmaması gerektiği, 

Bu kapsamda koruculuk sisteminin yeniden ele alınması gerektiği, sadece Hakkari İl Merkezinde (2396), Şemdinli İlçesinde (2368), Yüksekova ilçesinde (2227), Çukurca İlçesinde (603) olmak üzere toplam (7594) Geçici ve Gönüllü Köy Korucusunun istihdam edildiği, bu kişilerin geçmiş hizmetleri dikkate alınarak mağdur edilmemeleri, ancak binlerce silahlı insanın görev yapmadan korucu sıfatıyla hayatım devam ettiriyor olmasının kendi içinde sıkıntılar doğurduğu, bölgedeki aşiret yapısı, kan davaları ve yasa dışı gelir kaynaklan 
nedeniyle korucuların bulaştıkları veya bulaştırıldıkları olaylar olduğu, 

Terör örgütü içinde bulunmuş kişilerin yakalandıktan veya teslim olduktan sonra 
verdikleri bilgilerden, yer göstermelerden güvenlik birimlerinin yararlandığı, ancak burada üzerinde durulması gereken asıl konunun bu kişilerin Devletin güvenlik birimleri ile birlikte sürekli çalışıyor olmalanndan kaynaklandığı, adı ister "Haber Elemanı" isterse başka bir şey olsun, terör örgütü içinde bulunmuş, yetişmiş, eylemlere katilmiş kişilerin pişman olduklarını söylemelerinin ardından güvenlik güçleri ile birlikte bu kez de terör örgütüne karşı verilen mücadelenin içinde bulunmasının her zaman tereddütle karşılanması gerektiği, Son dönemde kamuoyuna da yansıyan pek çok olayda korucuların ve "itirafçı" olarak 
tanımlanan pişmanlık yasalarından yararlanan kişilerin, kendi başlarına veya güvenlik güçleri içindeki kötü niyetli kişiler ile birlikte kaçakçılık, uyuşturucu, adam kaçırma ve öldürme, haraç toplama v.b. yasa dışı işlere girdikleri, 
Bu nedenlerle; bir şekilde teröre ve suç örgütlerine bulaşmış vatandaşlarımızın pişman olmaları ve topluma tekrar kazandırılmaları amacıyla yapılan yasal düzenlemelerden yararlanan insanları mevcut bilgilerinden terörle mücadele kapsamında yararlandıktan sonra hiçbir şekilde güvenlik hizmetlerinde isteğe bağlı veya zorunlu olarak kullanmamak, bu kişilerin kendi yörelerinde, bu mümkün olmazsa ülkemizin başka yörelerinde yine Devlet desteği sağlanmak suretiyle toplumun sıradan bir ferdi olarak yaşamım sürdürmesine yardımcı olmak, koruculardan da belli bir hizmet süresini dolduranları emekli etmek, 
doldurmayanları da süreyi dolduracakları ana kadar başka kamu hizmetlerinde (silahsız olacak şekilde) istihdam etmek gerektiği, Bu kapsamda koruculuk ve itirafçılık siteminin geçtiğimiz yirmi yıllık süreçte olumlu ve olumsuz yönlerinin aynnblı olarak ele alınacağı, bu alanda ülkeye hizmeti geçmiş insanların mağdur edilmeyeceği bir çözüm yolunun bulunması konusunda İçişleri Bakanlığı 
tarafından çalışmanın yapılmasının gerekli olduğu düşünülmektedir. 


13. CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder