1 Haziran 2017 Perşembe

27 MAYIS NEDEN OLDU BÖLÜM 5



27 MAYIS NEDEN OLDU BÖLÜM 5

    CHP’liler nereye gitseler fiili müdahale yaşamamaları imkansız hale gelmişti.
Yine 1959 yılı Eylül ayında CHP’li birkaç milletvekilinin Çanakkale ziyaretinde, Geyikli ilçesinde DP’li vatandaşların saldırılarına uğramaları üzerine olaylar çıkacaktı.
Daha sonra çıkan bu olayları incelemek üzere CHP iki milletvekilini bölgeye gönderecek, Menderes de DP Çanakkale milletvekillerini bölgeye göndererek vapurla gelen CHP’lilerin vapurdan inişine izin vermemelerini sağlayacaktı.
Ertesi gün vapurdan gizlice inen CHP milletvekillerinin olayların yaşandığı Geyikli ilçesine hareket etmeleri de engellenecekti. Kamyonlarla yollar kapatılacak, taşlı sopalı saldırılar gerçekleşecekti.
İçişleri Bakanlığı’na ‘seyahat özgürlüklerinin kısıtlandığına’ dair yazı yazan CHP’li vekiller, ne acıdır ki, Bakanlıktan gelen ‘Hadiseleri siz tahrik etmişsiniz’ suçlamasına maruz kalacaklardı. (97)
* * *
1960’a gelindiğinde basının üzerindeki baskı tam anlamıyla zirve yapmıştı.
ABD gazetesi Indianopolis Star’da Türk hükümetini eleştiren makaleyi aynen çevirip yayınlayan Vatan gazetesi 1 ay kapatılacak, başyazarı 15 ay, yazı işleri müdürleri ise 16 ay ağır hapis cezasına çarptırılacaktı. (98)
Mart 1960’ta İstanbul’da İnönü’yü alkışlayan 31 kişinin ifadesi alınacaktı. (99)
Bu arada Kayseri Yeşilhisar’da CHP ve DP’liler arasında süregelen gerginlikler yaşanmakta ancak kolluk kuvvetleri tarafından sadece CHP’liler gözaltına alınmaktaydı.
Bu yüzden, İnönü, 3 Nisan 1960’da toplanacak olan Kayseri Kongresi sonrası Yeşilhisar’a geçip olayları yerinde inceleme kararı almıştı.
Ancak Kayseri’ye hareket edeceği günün sabahı saat 4’te Kayseri Valisi’nin telgrafı İnönü’ye ulaşacak, kendisine “Kayseri’de tahrik ve tertipler sonucu hava gergindir.
Bu yüzden 3 Nisan’da yapılacak CHP Kongresi yasaklanmıştır.
Gelmenize gerek yoktur.” denecekti.
İnönü, Vali’ye yanıtını hemen yazacaktı: “Kayseri Kongresi’nin ertelendiğini teşkilata bildirdim. Ancak Yeşilhisar olayları Meclis’e yansımıştır.
O olayları incelemek üzere Kayseri’ye geliyorum.”
İnönü ve beraberindeki heyetin Ankara’dan bindikleri tren Kayseri’ye 49 km kala Himmetdede İstasyonu’nda askerlerce durdurulacaktı.
Trene binen Vali Yardımcısı İnönü’ye Kayseri’ye giremeyeceğini söyleyecek, 2 saat 55 dakika süren tartışmalar sonrası tren Kayseri’ye hareket edecek ve haberi duyan büyük bir kalabalık İnönü’yü sevgi gösterileri ile karşılayacaktı.
Fakat Kayseri’den karayolu ile Yeşilhisar’a gitmek isteyen CHP heyetine izin verilmeyecekti.
Yol askeri birlikler tarafından kesilmişti. Kayseri Valisi Ahmet Kınık olay yerine gelen CHP heyetine, Ankara’dan aldığı emrin kesin olduğunu bildirecekti.
Yapılan uzlaşma sonucu Vali askeri birlikleri kaldıracak, CHP heyeti de Yeşilhisar’a gitmeyi erteleyip Ankara’ya geri dönecekti. (100)
Nisan 1960’da yaşanan bu olayların sonucunda Demokrat Parti ülke siyasetine bomba etkisi yaratacak bir önerge ile meclise geldi. Özetle ‘ihtilalcilik’ ve ‘isyancılık’ ile suçladıkları ve memleket genelinde siyasi tansiyonun yükselmesinin nedeni olarak gördükleri CHP ve bir kısım basına yönelik Tahkikat Encümeni kurulması önerisiydi bu.
7 Nisan 1960 tarihli grup konuşmasında Menderes:
“Ahlaksızlar, namussuzlar sizi kapatıyoruz, diye TBMM kararı ile CHP’yi kapatmak lazımdır (…)
Bunların hakkından ancak Meclis gelir.
Meclis de muhalefet değil DP grubudur.” sözleri ile öncesinde işaret fişeğini yakmıştı. (101)
Şimdi Meclis’e gelen ve Anayasanın ve Millet Meclisi’nin üzerinde yetkiler ile donatılacak olan Tahkikat Encümeni önerisi tam anlamı ile hukuk dışıydı.
Öneri lehine konuşma yapan bazı DP milletvekilleri çok ağır ifadeler kullanmaktan geri durmayacaklardı.
DP Grubu’nda encümenin gerekliliği ile ilgili bir konuşma yapan Gaziantep milletvekili Bahadır Dülger:
 “İsmet Paşa ölür ama leşi ortada kalır.
Onu da bertaraf etmeye mecbursunuz.
O halde tahkikat açalım” diyecekti. (102)
Önergeye göre kurulacak olan encümen, Türkiye’de her türlü siyasi faaliyeti durdurma kararı da dahil olmak üzere lüzumlu göreceği bütün karar ve tedbirleri almaya yetkili kılınacaktı. (103)
Bu encümen hem davacı olacak, hem hükmü verecek hem de verdiği hükmü uygulayacaktı.
Oysa hukukun ‘H’sinin olduğu bir ülkede böylesi bir yetki hiçbir kişi ya da zümrede olamazdı.
İhtilalcilik ve isyancılık ile suçlanan CHP’nin lideri İnönü önergeye şiddetle karşı çıkacaktı.
Asıl ihtilalin, iktidarı bir defa eline geçirmiş olanlar tarafından yapıldığını belirtecek, seçimle gelen DP’nin seçimle gitmek ihtimalinin ufukta gözükmesi nedeni ile ‘ben buradan gitmem’ telaşına düştüğünü söyleyecekti. (104)
Hiçbir uyarılarının dikkate alınmaması üzerine CHP grubu meclisi terk edecek, o sırada kürsüde bulunan DP Rize milletvekili Osman Kıvrakoğlu onlara hitaben şunları söyleyecekti:
“Sizin, Demokrat Parti liderine, her gittiği yerde milletçe gösterilen muhabbetten haberiniz yok mu?
Yüzbinlerin nasıl akın akın koşarak, Menderes’i bağrına bastığını işitmediniz mi? Söyleyin, Amerika’da mı, Fransa’da mı, İngiltere’de mi, İtalya’da mı veya Almanya’da mı, nerede, dünyanın neresinde ve hangi partinin başında Demokrat Parti lideri gibi sevilen bir reis vardır?” (105)
18 Nisan 1960 günü meclis oturumunda yaşanan bu olaylardan sonra 15 DP milletvekilinden oluşan Tahkikat Encümeni kurulmasına karar verildi.
Ve sadece 3 saat sonra Encümen radyodan ilk bildirisini açıkladı.
Buna göre bütün siyasi faaliyetler durdurulmuştu.
Partilerin bırakın miting yapmasını, üye kaydı yapması dahi artık yasaktı.
Ayrıca basının meclis tutanaklarını yayınlanması da, encümenin yaptığı tahkikatların basında yer alması da yasaklanmıştı.
Gazeteler sadece encümenin bildirilerini yayınlayabileceklerdi. (106)
Böylece, muhalefetin siyasi faaliyetler ile de, basın yolu ile de halka düşüncelerini anlatabilmesi olanaksızlaşmış, seçmen ile bütün bağı koparılmıştı.
DP’liler ise ‘hükümet faaliyeti’ adı altında hiçbir yasağa takılmadan çalışmalarını yapmaya devam edecek, ‘siyasi faaliyet’ yasağı sadece muhalefet için uygulanacaktı.
Radyoda encümenin bildirileri okunuyor, İnönü hakkında suçlayıcı ifadeler yer alıyor olmasına karşın İnönü’nün bu suçlamalara vereceği yanıt yasak olduğu için hiçbir yerde yer alamıyordu.
Yaklaşan seçimlerde iktidarı kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olan Menderes’in, ‘Ben kendime sabık (eski) başbakan dedirtmem’ sözleri bütün bu yaşananlara ışık tutuyordu. (107) Amaç, CHP’nin siyasi faaliyetlerini askıya alarak kurulacak baskı rejimi ile seçimde olası bir yenilginin önüne geçmekti.
Menderes, ‘demokratik’ yollarla elde ettiği iktidarı antidemokratik yöntemler kullanarak bırakmamayı tercih etmişti.
Encümen henüz çalışmalarına başlayalı iki gün olmuşken Ulus gazetesi yöneticilerini sorguya çekti.
Gazetenin genel yayın yönetmen yardımcısı Erdoğan Tamer’e, encümen üyesi Bahadır Dülger’in söyledikleri tüyler ürperticiydi:
“Biz Meclis’iz Erdoğan Bey.
Biz temyiz tanımayız.
Adama avukat tutturmayız.
Hiçbir yere itiraz ettirmeyiz.
Tevkif ederiz.
Hapsederiz.” (108)
Dülger’in sözleri gerçek olacak, Çorum’da CHP İl Başkanı, ‘siyasi faaliyet’ yasağını ihlal ediyor diye, üstelik ‘halkı isyana teşvik ettiği’ de öne sürülerek tutuklanacaktı.
Oysa yaptığı şey, Osmancık CHP İlçe Başkanı’nı ziyaret etmekten ibaretti. (109)
Tahkikat Encümeni kurulalı daha bir hafta olmuştu ki, meclise encümenin yetkilerini arttıran ‘Yetki Kanunu’ teklifi geldi.
Filmin kopuşu da bundan sonra oldu.
Kanun teklifi, encümeni; savcılara, sorgu hakimlerine, sulh hakimlerine, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Askeri Muhakeme Usulü Kanunu, Basın Kanunu ve diğer kanunlarla verilmiş olan yetkilerle donatıyordu.
Tahkikat Encümeni; ‘gözaltına alma’, ‘arama yapma’, ‘tutuklama’, ‘gazete ve dergileri toplatma ve kapatma’, ‘her türlü belgeye el koyma’ gibi kararları alabilmeye ve bu kararları ‘hükümetin bütün vasıtalarından yararlanarak’ uygulamaya yetkili oluyordu. Ayrıca Tahkikat Encümeni’nin kararları kesin olacak ve kararlara hiçbir mercide itiraz edilemeyecekti (110)
Teklifin görüşüldüğü oturumda çok sert tartışmalar oldu.
Konuşması yarıda kalan İnönü’ye, verilen ara sonrası, Adnan Menderes’in talimatı ile meclisten çıkarılma ve 12 birleşime de katılamama cezası verilecek, İnönü’nün konuşması Meclis tutanaklarından silinecekti.
Sonrasında İnönü gibi meclisten çıkarılma cezası alan üç CHP milletvekili karara direnmeleri sonucu meclis genel kuruluna çağrılan polisler tarafından saldırıya uğrayacaktı.
Dokunulmazlığı olan CHP Gümüşhane Milletvekili Nihat Sargınalp polisler tarafından yerde sürüklenerek kargatulumba meclis binasının dışına atılacaktı. (111)
Günün sonunda Demokrat Parti milletvekillerinin oyları ile Yetki Kanunu da kabul edildi.
* * *
Yetki Kanunun Meclis’te kabul edilmesi, ertesi gün – 28 Nisan 1960 – İstanbul Üniversitesi bahçesinde üniversite öğrencileri tarafından protesto edilmek istendi.
Yetkisiz bir şekilde üniversite bahçesine giren polisin silah kullanması, üniversite rektörü Ord. Prof. Dr. Sıdık Sami Onar ve Prof. Dr. Sulhi Dönmezer’i de darp etmesi sonucu olaylar çığırından çıktı.
    
Gösteriler üniversite bahçesinden dışarı taştı, polisin müdahalesinin daha da sertleşmesi sonucu 20 yaşındaki Turan Emeksiz hayatını kaybetti, onlarca öğrenci yaralandı. (112)
Aynı gün İstanbul ve Ankara’da sıkıyönetim ilan edildi.
Ertesi gün – 29 Nisan 1960 – Ankara Üniversitesi öğrencileri protesto gösterileri yapacak, bu sefer sadece bahçeye girmekle kalmayacak olan polis, fakülte binalarında öğrencilere karşı güç kullanacaktı.
Öyle ki, Siyasal Bilgiler Fakültesi verilen ‘ateş’ emri sonrası taranacak ve birçok öğrenci yaralanacaktı. (113)
30 Nisan günü bu kez liseliler sokaklardaydı.
Galatasaray, İstanbul Erkek, Vefa, Kabataş Lisesi öğrencileri üniversiteli ağabey ve ablalarına destek verdi. (114)
Demokrat Parti Grubu’nda olayları değerlendiren Menderes ise ne yazık ki yangına körükle gidiyordu.
‘Bütün bu gazeteleri kapatacağız, bu adamları içeri tıkacağız.
Üniversitenin temelinin altına gireceğiz.
Belki bu akşam, belki yarın akşam, bir hususi mahkeme derhal kuracağız’ diyecekti.
‘Gerekirse tek başımıza silahları alır onları mahvederiz’ (115) sözleri tam bir talihsizlikti.
Aynı gün, Başbakan’ın halka hitabı radyoda tekrar tekrar yayınlanıyordu.
Buna göre Menderes vatandaşlardan, ‘şüpheli gördükleri kişiler ile ilgili kurumlara haber vermelerini ve güvenlik güçlerine yardımcı olmalarını’ istiyordu. (116)
Bu çok ama çok tehlikeli bir istekti.
İçişleri Bakanı Namık Gedik de 3-4 gündür uykusuz görev yaptığını söylediği – orantısız güç kullanan – polise takdir ve minnetlerini sunacaktı. (117)
Artık pim çekilmiş ve geri sayım başlamıştı. 2 Mayıs günü sıkıyönetim Komutanlığı gece sokağa çıkma yasağı getirdi.
Sokakta 5 kişiden kalabalık topluluklara ateş edileceği bildirildi (118)
Aynı gün Sultanahmet’teki Adliye Sarayı’nın önünde toplanan avukatlara polis saldırdı.
 20 kadar avukat gözaltına alındı. (119)
5 Mayıs günü Kızılay’da, göstericiler hükümeti istifaya davet edecek, orada bulunan Menderes yuhalanacaktı.
Menderes, Bayar ve İçişleri Bakanı Namık Gedik Başbakanlıkta bir araya gelecek, Bayar Namık Gedik’e dehşet verici talimatını verecekti: “Şimdi Kızılay’a git, halkla göstericileri birbirinden ayır, sonra göstericilere ateş açtır.”
Kızılay’a giden Gedik kalabalık etrafını sardığından çok şükür ki Bayar’ın emrini yerine getiremeden geri gelecekti. (120)
19 Mayıs günü kutlamaları hükümet tarafından yasaklanacak ancak halk Anıtkabir’e akın edecekti.
Fakat bunun bedeli o insanlar için ağır olacak, ziyaretçiler Polis Enstitüsü civarında polisin saldırısına uğrayacaktı.
Çoğu kadın birçok kişi coplanıp, yerlerde sürüklenecekti. (121)
21 Mayıs günü ise Harbiyeliler Kızılay ve Çankaya’ya doğru resmi üniformaları ile sessizce yürüyecekti. (122)
Artık ihtilal bağıra bağıra gelmekteydi.
Bu arada bunca yaşanan gösteri, yaralanmalar, ölümler sansür nedeni ile vatandaşlardan gizlenmekte olduğundan, Türk halkı yaşananların çoğunu 27 Mayıs’tan sonra öğrenebilecekti.
Hükümet üyeleri sinirlerine hakim olamıyor, yangına körükle gidiyordu.
Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ise 22 Mayıs 1960 tarihinde yapılan son Bakanlar Kurulu toplantısında:
“Tek çare vardır, Halk Partisi’ni kapatmak ve bütün mebuslarını tevkif etmektir” diyecekti. (123)
Menderes ise ‘Odunu aday göstersem milletvekili seçtiririm’ sözleri ile milletvekillerine…
 ‘Kara cüppeliler’ yakıştırması ile üniversite hocalarına…
‘Battal Gazi ordusu’ ve ‘Ben orduyu yedek subaylarla bile yönetirim’ (124) sözleri ile de askerlere olan sert tutumunda her zaman ısrar edecekti.
DP taraftarı, anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ali Fuat Başgil olaylar nedeni ile hükümetin istifa etmesini önerecek ancak Bayar bu öneriye karşı çıkacaktı.
Cumhurbaşkanı’nın, “Tenkit zamanı geçti, şimdi tenkil (ortadan kaldırma) zamanıdır” sözleri son şansın da yitirilmesine neden olacaktı. (125)
Ülke 27 Mayıs sabahı Albay Alpaslan Türkeş’in radyodaki sesi ile uyanacak ve bir grup subay, emir-komuta zinciri dışında hareket ederek yönetime el koyacaktı.
10 yıllık Demokrat Parti iktidarı sona ermişti.
* * *
Yaşanan bu 10 yıllık çok partili dönemde görüldü ki, yeni bir partinin (DP) kurulup seçimlerde kazanarak iktidarı geçmişin tek partisinden (CHP) devralması tek başına demokrasi demek değildi.
Demokrasi, sadece sandık kurulması ya da seçimlere birden fazla partinin katılması da değildi.
Demokrasinin olmazsa olmazı ‘özgür muhalefetti.’
Demokrat Parti hükümetinin demokratlığı ne yazık ki sadece parti isminde kaldı.
‘Halk beni seçti, öyleyse ben ne dersem o olacak’ anlayışı, en ufak eleştiriye bile hoşgörü ile yaklaşmayı bırakın sert tedbirler ile karşılık verilmesi sivil siyasete büyük darbe vurdu.
27 Mayıs askeri müdahalesi hep konuşuldu ama…
Demokrat Parti’nin otoriter bir iktidar olarak muhalefetin siyasi çalışmalarını yasaklaması, sivil toplumu, üniversiteleri, basını sürekli cezalandırması, yargıyı yürütmeye bağlamaya çalışması apaçık bir ‘sivil darbeydi.’
 
Gökhan Cebeci

1)   Öfkeli Yıllar, Altan Öymen, 5. Baskı, sayfa 27
2)   Menderes Demokrasi Yıldızı?, Şevket Çizmeli, 3. baskı, sayfa 482
3)   A.g.e, sayfa 123
4)   El-Cevap, Sinan Meydan, sayfa 196
5)   Menderes Demokrasi Yıldızı?, Şevket Çizmeli, 3. baskı, sayfa 159
6)   A.g.e, sayfa 57
7)   Değişim Yılları, Altan Öymen, 9. baskı, sayfa 464
8)   Menderes Döneminde Ordu-Siyaset İlişkileri ve 27 Mayıs İhtilali, Ümit Özdağ, sayfa 55
9)   Değişim Yılları, Altan Öymen, 9.baskı, sayfa 470
10) http://ahmetdursun374.blogcu.com/demokrat-parti-1950-1960-donemi/2132582
11) El-Cevap, Sinan Meydan, sayfa 202
12) A.g.e, sayfa 194
13) Öfkeli Yıllar, Altan Öymen, 5. Baskı, sayfa 171
14) Menderes Demokrasi Yıldızı?, Şevket Çizmeli, 3. baskı, sayfa 203-204
15) A.g.e, sayfa 204
16) A.g.e, sayfa 204
17) Öfkeli Yıllar, Altan Öymen, 5. Baskı, sayfa 183
18) Değişim Yılları, Altan Öymen, 9.baskı, sayfa 288
19) Bir Dönem Bir Çocuk, Altan Öymen, 12. baskı, sayfa 476
20) El-Cevap, Sinan Meydan, sayfa 209
21) Akl-ı Kemal 3.cilt, Sinan Meydan, sayfa 376
22) Menderes’in Dış Politikası, Doç. Dr. Hüner Tuncer, sayfa 32-33
23) A.g.e, sayfa 37
24) A.g.e, sayfa 59
25) A.g.e, sayfa 52-53
26) A.g.e, sayfa 134
27) Öfkeli Yıllar, Altan Öymen, 5.baskı, sayfa 65
28) A.g.e, sayfa 65-66
29) El-Cevap, Sinan Meydan, sayfa 209
30) Öfkeli Yıllar, Altan Öymen, 5. Baskı, sayfa 70-78
31) A.g.e, sayfa 321
32) A.g.e, sayfa 427
33) Görgü Tanığı, Orhan Karaveli, 4.Baskı, sayfa 173
34) Öfkeli Yıllar, Altan Öymen, 5. Baskı, sayfa 326-328
35) … Ve İhtilal, Altan Öymen, sayfa 494
36) http://ahmetdursun374.blogcu.com/demokrat-parti-1950-1960-donemi/2132582
37) Öfkeli Yıllar, Altan Öymen, 5. Baskı, sayfa 202-203
38) Menderes Demokrasi Yıldızı?, Şevket Çizmeli, 3. baskı, sayfa 489
39) Öfkeli Yıllar, Altan Öymen, 5. Baskı, sayfa 412-413
40) http://ahmetdursun374.blogcu.com/demokrat-parti-1950-1960-donemi/2132582
41) A.g.m
42) Öfkeli Yıllar, Altan Öymen, 5. Baskı, sayfa 434
43) A.g.e, sayfa 80
44) A.g.e, sayfa 468-469
45) A.g.e, sayfa 489
46) A.g.e, sayfa 498 – 499
47) … Ve İhtilal, Altan Öymen, sayfa 74
48) Öfkeli Yıllar, Altan Öymen, 5. Baskı, sayfa 427
49) A.g.e, sayfa 499
50) Bir Dönem Bir Çocuk, Altan Öymen, 12. baskı, sayfa 534
51) Öfkeli Yıllar, Altan Öymen, 5. Baskı, sayfa 536
52) El-Cevap, Sinan Meydan, sayfa 760
53) Menderes’in Dış Politikası, Doç. Dr. Hüner Tuncer, sayfa 33
54) El-Cevap, Sinan Meydan, sayfa 760
55) Menderes Demokrasi Yıldızı?, Şevket Çizmeli, 3.baskı, sayfa 736
56) A.g.e, sayfa 653-654
57) http://ahmetdursun374.blogcu.com/demokrat-parti-1950-1960-donemi/2132582
58) … Ve İhtilal, Altan Öymen, sayfa 291, 367
59) A.g.e, sayfa 367
60) Menderes Demokrasi Yıldızı?, Şevket Çizmeli, sayfa 747
61) … Ve İhtilal, Altan Öymen, sayfa 125
62) A.g.e, sayfa 138
63) A.g.e, sayfa 209
64) A.g.e, sayfa 290
65) Menderes Demokrasi Yıldızı?, Şevket Çizmeli, 3.baskı, sayfa 741
66) … Ve İhtilal, Altan Öymen, sayfa 292-295
67) A.g.e, sayfa 297-298
68) http://ahmetdursun374.blogcu.com/demokrat-parti-1950-1960-donemi/2132582
69) … Ve İhtilal, Altan Öymen, sayfa 336-337
70) http://ahmetdursun374.blogcu.com/demokrat-parti-1950-1960-donemi/2132582
71) … Ve İhtilal, Altan Öymen, sayfa 339
72) Menderes Demokrasi Yıldızı?, Şevket Çizmeli, 3.baskı, sayfa 740
73) … Ve İhtilal, Altan Öymen, sayfa 368
74) http://ahmetdursun374.blogcu.com/demokrat-parti-1950-1960-donemi/2132582
75) Menderes Döneminde Ordu-Siyaset İlişkileri ve 27 Mayıs İhtilali, Ümit Özdağ, sayfa 94
76) Menderes Demokrasi Yıldızı?, Şevket Çizmeli, 3.baskı, sayfa 653-654
77) Soner Yalçın, Sözcü, 08.04.2014
78) A.g.m
79) A.g.m
80) … Ve İhtilal, Altan Öymen, sayfa 416
81) A.g.e, sayfa 419
82) Soner Yalçın, Sözcü, 08.06.2014
83) 1950-1980 Karma Ekonomi, Cahit Kayra, sayfa 101
84) A.g.e, sayfa 114
85) Menderes Demokrasi Yıldızı?, Şevket Çizmeli, 3. baskı, sayfa 575
86) Uğur Mumcu, Cumhuriyet, 18.09.1990
87) … Ve İhtilal, Altan Öymen, sayfa 461
88) A.g.e, sayfa 468
89) A.g.e, sayfa 469
90) http://ahmetdursun374.blogcu.com/demokrat-parti-1950-1960-donemi/2132582
91) A.g.m
92) … Ve İhtilal, Altan Öymen, sayfa 483
93) Soner Yalçın, Sözcü, 08.06.2014
94) Menderes Demokrasi Yıldızı?, Şevket Çizmeli, 3.baskı, sayfa 750
95) … Ve İhtilal, Altan Öymen, sayfa 484-485
96) Menderes Demokrasi Yıldızı?, Şevket Çizmeli, 3.baskı, sayfa 751
97) A.g.e, sayfa 705-706
98) … Ve İhtilal, Altan Öymen, sayfa 486
99) Menderes Demokrasi Yıldızı?, Şevket Çizmeli, 3.baskı, sayfa 753
100)           …Ve İhtilal, Altan Öymen, sayfa 486-490
101)           Uğur Mumcu, Cumhuriyet, 18.09.1990
102)           Menderes Döneminde Ordu-Siyaset İlişkileri ve 27 Mayıs İhtilali, Ümit Özdağ, sayfa 142-143 
103)           … Ve İhtilal, Altan Öymen, sayfa 522
104)           A.g.e, sayfa 537
105)           A.g.e, sayfa 541
106)           A.g.e, sayfa 548-549
107)           Tarihimizle Yüzleşmek, Emre Kongar, 5.Basım, sayfa 190
108)           … Ve İhtilal, Altan Öymen, sayfa 573
109)           A.g.e, sayfa 613
110)           A.g.e, sayfa 589 – 590
111)           A.g.e, sayfa 632
112)           A.g.e, sayfa 651-659
113)           A.g.e, sayfa 700
114)           27 Mayıs Bir Devrimdir, Cüneyt Akalın, sayfa 35
115)           … Ve İhtilal, Altan Öymen, sayfa 693 – 694
116)           A.g.e, sayfa 718
117)           A.g.e, sayfa 696
118)           27 Mayıs Bir Devrimdir, Cüneyt Akalın, sayfa 37
119)           A.g.e, sayfa 38
120)           A.g.e, sayfa 39-40
121)           A.g.e, sayfa 40
122)           A.g.e, sayfa 41-42
123)           Soner Yalçın, Hürriyet, 30.03.2008
124)           Tarihimizle Yüzleşmek, Emre Kongar, 5.Basım, sayfa 189
125)           27 Mayıs Bir Devrimdir, Cüneyt Akalın, sayfa 36

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder