23 Aralık 2020 Çarşamba

Yeni Dönemde Türk Diş Politikası.

Yeni Dönemde Türk Diş Politikası.

Yeni Dönemde Türk Diş Politikası. Osman Bahadır Dinçer, Habibe Özdal, Hacali Necefoğlu,

İçindekileri;
Yeni Dönemde Türk Diş Politikasının Felsefesi, Doç Dr. Sedat Laçiner
Yeni dönemde dış politika
12.06.2011


Yeni kurulacak hükümeti zorlu bir dış politika gündemi bekliyor. Çünkü bölgemiz alev alev yanıyor ve dengeler Türkiye’yi zorlayacak türden.

Ortadoğu

Türk dış politikasına ilk meydan okuma Ortadoğu’dan geliyor. Suriye iç savaşa sürükleniyor. Şam Yönetimi’nin hem reform yapma kapasitesi çok düşük, hem de çok geç kaldılar. Başkan Beşar Esad devletine hâkim değil. Yönetimdeki Nusayriler sayıca azınlıktalar ve iktidarı bir kez Sünni çoğunluğa kaptırırlarsa ayrıcalıklı konumlarını kaybedeceklerini düşünüyorlar. İşin kötüsü ayaklanmaları barışçıl araçlarla bastırmayı bilmediklerinden katliam(lar) yapma ihtimalleri yüksek. Türkiye, Esad Yönetimi’ni tasvip etmese de son dakikaya kadar nispi istikrardan yana tavır alacaktır. Başka bir deyişle Suriye’yi bombalamak için sabırsızlanan ABD ve Avrupa güçlerinin önündeki en önemli engel Türkiye’dir. Ne var ki Esad’ın askerleri bir kasabayı yerle bir eder ise bu durumda Batı’yı Türkiye de tutamaz. Dahası böyle bir tablo Türkiye’yi de çok rahatsız eder ve belki de çatışmaların içine çeker.

Suriye karıştıkça İran ve İsrail de denkleme daha fazla girecektir. Dahası Suriye ile bir ülke gibi olan Lübnan’ı ayakta tutmak her geçen gün zorlaşacaktır. Diğer taraftan güneyde Yemen iç savaşa yuvarlanmak üzere. Üstelik Yemen’de iç savaş bir değil en az 3 boyutlu yaşanacak türden: Güney Yemen yeniden ayrı bir devlet olmak istiyor; iç kesimlerde bazı kabileler mezhep ve kültür farkı üzerinden ayrılıkçı mücadele veriyorlar ve El Kaide benzeri yapılar ülkede çok aktif. Buna bir de halkın demokratik hak taleplerini eklediğimizde iç savaş üstü iç savaş geliyor demektir. Yemen adeta Afganistanlaşır ise bu durumda petrol zengini Arabistan ülkelerinin dibi oyulmaya başlar ve bu ülkeler de Pakistanlaşmaya başlar. Kısacası kuzeyde Suriye ve Irak, güneyde ise Yemen tüm petrol ve gaz bölgesini büyük bir istikrarsızlık sürecine sokar, belki de soktu bile. Tüm bu yaşananlara Libya ve diğer Kuzey Afrika ülkelerini de eklediğimizde Türkiye’nin yeniden yapılandırmaya gayret ettiği bir bölgenin ne hale geldiği kolayca anlaşılabilir. Bölgedeki gelişmeler belki 10 yıl içinde daha demokratik ve daha fazla Türkiye’ye benzeyen ülkeler çıkaracaktır. Ancak yeni seçilecek hükümetin işinin oldukça zor olduğunu söylemeliyiz. Özellikle Türkiye ile etnik, ekonomik ve diğer anlamlarda iç içe geçmiş olan Suriye’nin çöküşü Türk dış politikasına ciddi bir meydan okuma olacaktır.

Avrupa Birliği

AB konusu son yıllarda daha çok Türkiye’nin isteği dışında gündemde arkalara itildi. Bunda Sarkozy ve Merkel gibi liderler kadar euro bölgesinde yaşanan ekonomik krizlerin de etkisi oldu. Ancak sebebi ne olursa olsun Avrupa hedeflerinin yeniden canlandırılması şart. Hem Ortadoğu’da yaşananları dengelemek için bu gerekli, hem de Türk siyasetinin ve ekonomisinin olgunlaşma sürecini tamamlayabilmesi için. Türkiye üçüncü dünya ülkeleri ile daha fazla ticaret ve siyasi işbirlikleri yapabilir. Ancak kaliteyi arttırma konusunda hala esin kaynağı Avrupa’dır. Dahası Avrupa dünyanın en büyük ekonomik pazarıdır. 

AB ülkelerinde 6 milyon Türkün yaşadığı da unutulmamalıdır. Başka bir deyişle Türkler zaten AB’ye girmişlerdir. Sözün özü yeni hükümet için en önemli konular dan biri de AB olmak zorundadır ve geçtiğimiz hafta açıklanan AB Bakanlığı düşüncesi bu yolda atılacak iyi bir adım olacaktır.

İsrail

Yeni dönemde Türk dış politikasına en büyük meydan okuma yine İsrail’den gelecek. Çünkü İsrail yönetimi Ankara’da kendisine göre bir Hükümet oluşturma yemini etti. 
Bu nedenle birkaç yıldır İsrail Türkiye’yi cezalandırmaya çalışıyor. 
Bu çaba önümüzdeki dönemde de sürecektir. 

Bu anlamda Batı gazetelerinde Türkiye aleyhine komplo türü haberleri görmeye ve finansal saldırı girişimlerine hazır olmak gerekir.

YAZARIN TÜM YAZILARI

27.09.2012   Sinir harb
25.09.2012   Tiyatroyu bırakın, suça bakın
16.09.2012   Radikalleştirilen İslam
17.07.2012   Suriye politikamız yumuşak mı?
10.07.2012   PKK neden TIR yakar?
8.07.2012   Esed Rejimi ne zaman düşer?
28.06.2012   Ne barış, ne de gerçek bir savaş
26.06.2012   Düşürülen uçak oltanın ucundaki yemdi
29.05.2012   Suriye BM gözetiminde Bosnalaşırken
27.05.2012   Uludere ve güven bunalımı
24.05.2012   Şiddeti meşrulaştırma yarışı
22.05.2012   İsrail’in Akdeniz hayalleri
17.05.2012   Küfür, şiddet ve hakaret: İşte futbolumuz
10.05.2012   Avrupa yol ayrımında
3.05.2012   Bilgi çağında İşçi Bayramı
26.04.2012   Dersim ve Suriye
17.04.2012   28 Şubat Üniversiteleri
15.03.2012   Suriye’ye neden müdahale edilemiyor?
12.02.2012   MİT ne yapmalı? MİT ne yapmalı?
22.01.2012   Örgüt ama hangi örgüt


***


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder