5 Aralık 2020 Cumartesi

ABD’nin Suriyeli ‘Ilımlı Muhalifleri’ “ Eğit ve Teçhiz Et ” Programı Hakkında Değerlendirme BÖLÜM 6

 ABD’nin Suriyeli ‘Ilımlı Muhalifleri’ “ Eğit ve Teçhiz Et ”  Programı Hakkında  Değerlendirme BÖLÜM 6



ABD, Suriyeli Ilımlı Muhalifleri, Eğit ve Teçhiz Et, Program Hakkında  Değerlendirme,Oktay BİNGÖL,Ali Bilgin VARLIK,OBAMA,KONGRE,



a. Hukuki Sakıncalar 

 (1) Ayrıntıları yukarıda (md. 4) sunulduğu üzere, uluslararası hukuki 
dayanaktan yoksun bir şekilde, uluslararası sistemde halen egemen bir devlet olan Suriye’ye karşı rejim karşıtlarının Türkiye’de açıkça eğitilmesi ve silahlandırılması, "saldırı suçuna" varan bir “karışma” oluşturmaktadır. 
 (2) Eğitilen militanların ve verilen silahların Suriye içinde katliamlarda ve 
insanlığa karşı suçlarda kullanılması olasılık dışı değildir. Bu durumda -vicdani ve ahlaki olarak suça ortak olmanın yanında- insanlığa karşı işlenen suçlara destek sağlamak suçlamasıyla karşılaşılması tehlikesi doğabilecektir. Bu kapsamdaki suçlar, siyasi düzeyde karar vericilerden en küçük seviyede uygulayıcılara kadar geniş bir yelpazedeki personeli kapsamaktadır. 

b. Siyasa ve Askerî Strateji Bakımından Sakıncalar 

 (1) Programın siyasi ve askerî hedefleri ile kullanılan vasıtalar arasında 
bulanıklık ve tutarsızlık mevcuttur. IŞİD terörizmine karşı Suriye muhalefeti vasıtasıyla mücadeleyi ön gören planın diğer hedefi Esad Rejimidir. Eğitilecek kuvvetin büyüklüğü ve öngörülen etkinliği her iki maksadı tahakkuk ettirmekten uzaktır. 

 (2) Bu sakınca ile ilgili olarak, eğitilecek kuvvetin mevcudu, verilecek eğitimin 
yeterliliği ve eğitim için gereken süre değerlendirildiğinde, söz konusu kuvvetin Suriye'de devam eden silahlı mücadelede dengeleri kısa sürede değiştirme imkân ve kabiliyetinin olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumun, Türkiye'yi uluslararası -hukukun meşru saymadığı- uzun süreli bir çatışmaya karışan taraf olma konumuna sürükleme ihtimali yüksektir. 

 (3) Çatışma durumunun uzamasına neden olacak olan bu askerî zafiyet, -
yukarıda da değinildiği üzere- ABD'nin bölgeye daha uzunca bir süre müdahil olmasının yolunu açarken, Türkiye'nin barışçı niteliğini ve Orta Doğu halkları gözündeki lider ülke imajını kemirecektir. 

 (4) IŞİD terör örgütünün Irak ve Suriye'de destek bulmasını sağlayan 
sosyolojik olgu, her iki ülkede de dışlanan Sünnî kitlelerdir. Bu kitle Irak'ın % 40'ını, Suriye'nin % 75'ini oluşturmaktadır. Ayrıca, Esad Rejimi, Suriye'nin asgari % 15'inin desteğini muhafaza etmektedir. Türkiye'nin -BMGK’nın bu kapsamda bir kararı yokken- IŞİD'e ve Esad Yönetimine karşı, -herkesin herkesle çatıştığı- Suriye'deki savaşa taraf olması, "kaybet-kaybet" eksenli sonuçlar yaratmaya gebedir. 

 (5) Söz konusu projenin hayata geçirilmesi halinde durumdan en fazla 
yararlanacak olanların Suriye'de çatışan Kürt gruplar olma ihtimali kuvvetle muhtemeldir. 

PKK'nın Suriye kanadını oluşturan PYD'nin bu kapsamdaki kazanımlarının PKK'nın "çözüm süreci"ndeki taleplerini artırmasına neden olacağı gibi, hali hazırda Kürt devletinin kurulmanın önündeki en büyük engel olan psikolojik sınırın da aşılmasına yardımcı olacaktır. Nitekim, PKK terör örgütünün Kobani'yi gerekçe göstererek Türkiye'de başlattığı kalkışma bu tezi doğrulamaktadır. 

 (6) Uluslararası hukuki dayanaktan yoksun olan bu programın arkasında 
ABD'den başka fiili bir uluslararası bir destek de bulunmamaktadır. NATO gibi, küresel ölçekte faaliyet gösteren güvenlik örgütünün Türkiye dışındaki hiçbir üyesi sembolik dahi olsa bu programa katkı sağlamamıştır. Orta Doğu'daki diğer uluslararası kuruluşların bu programa destek vermedikleri görülmektedir. Türkiye'nin uluslararası mekanizmaları harekete geçirmekte karşılaştığı güçlüğün bu örnekte de devam ettiği görülmektedir. Bu durumun yaratmış olduğu sakıncalar geçmişte yaşanmıştır. 

c. Dış Siyaset Bakımından Sakıncalar 

 (1) Hükûmetimiz tarafından ahlaki nedenlerle rasyonelleştirilmiş olsa da, Esad 
Rejiminin devrilmesini temel şart sayan Suriye politikası, devletin manevra sahasını kısıtlamıştır. 
Bu kapsamdaki gelişmelerin, Türkiye ve Suriye aleyhine, ABD, Fransa, Almanya, Rusya, İran ve İsrail'in lehine seyrettiği değerlendirilmektedir. Başta ABD olmak üzere Batılı devletlerin Suriye iç savaşının başında Türkiye'yi yalnız ve zor durumda bırakan manevralarını yineleme ihtimali göz ardı edilmemelidir. Gerçekten de program başarı 
sağlamadığı ve risklerinin fazla olduğu görüldüğünde ABD programı sonlandırıp 
ayrılacaktır. Ancak Türkiye bu durumun yaratacağı olumsuz sonuçlarını yaşamaya mecbur kalacaktır. 

 (2) Gelinen aşamada, Türkiye'nin Esad Rejimini devirmek için yeterli 
olmayacak bu projeye dâhil olmakla kazanacaklarından fazlasını kaybetme tehlikesinin kuvvetle muhtemel olduğu, buna karşın Suriye Yönetimi ile ilişkileri orta vadede düzeltme imkanlarını halen muhafaza ettiği değerlendirilmektedir. 

 (3) Suriye krizinde hâlâ Esad Rejiminin yanında duran Rusya ve İran’ın bu 
programdan ciddi rahatsızlık duymaları beklenmektedir. Bu ülkelerin elinde Türkiye’ye karşı misilleme olarak kullanabilecekleri doğal gaz ve petrolden terör örgütlerine yardıma kadar uzanan kapsamlı seçenekler mevcuttur. Bu bağlamda PKK’nın desteklenmesi, çözüm sürecinin tamamen bitirilmesi ve çatışmaların tekrar başlaması seçenek dışı değildir. 

ç. İç Politika ve İç Güvenlik Bakımından Sakıncalar 

 (1) Riskler açısından dikkate değer bir nokta da Türkiye’nin ABD’nin programına iştirakinin; Türkiye kamuoyunda hükümetin Suriye’ye yönelik politikası hakkında birbiriyle çelişen algı paketlerini kuvvetlendirmeye, toplum içinde ve toplumun 
bir kısmıyla hükümet ve devlet kurumları arasındaki güveni kötüleştirmeye sebebiyet verebileceği gerçeğidir. 

 (2) Türkiye'nin IŞİD ile mücadelesi, PKK'ya güç kazandıracaktır. 
Bu durum, Esad Rejiminin müttefikine yardım etmek anlamına geleceği gibi yukarıda [md. 5, b, (5)] sunulduğu üzere, terör örgütünün "çözüm süreci"ndeki pazarlık gücünü de artıracaktır. 
 
(3) ABD tarafından, bu tür programlarda rejim karşıtlarına verilen silahlar 
sonunda kendisine dönmüştür. Sovyet işgaline karşı mücahitlere verilen Stingerler sonunda Taliban’ın eline geçmiş, -elektronik sistemleri havadan devre dışı bırakılıncaya kadar geçen süreçte- ABD uçaklarını vurmuştur. Stinger benzeri silahlar radikal örgütlerin eline geçtiğinde provokasyon ve/veya misilleme amaçlı Türk uçak ve helikopterlerine karşı kullanılması dikkate alınması gerekli diğer bir risktir. Bu tür silahların diğer örgütlerin eline geçmesi (PKK ve IŞİD dâhil), eğitilenlerin taraf değiştirmesi hatta rejim saflarına katılması şaşırtıcı olmamalıdır.30 

 (4) Eğitim merkezinin kendisinin ve merkezde görev alan yabancı ve Türk 
personelin; IŞİD ve benzeri örgütler, Esad Rejimi bağlantılı örgütler ve rejime destek veren ülkelerin istihbarat birimlerinin yönlendirmesinde misilleme amaçlı eylemlere maruz kalması göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir risktir. 

 (5) Türkiye’de açılacak eğitim merkezine ABD’den CIA personeli, asker 
eğiticiler ve Blackwater, Dyncorps ve MPRI gibi özel şirketlerin elemanlarının gelmesi olasıdır. Bunların kamuoyuna izahı zor olduğu gibi bu personelin hedef teşkil etmesi de Türkiye için bir risktir.31 

Yukarıdaki risklerin bir kısmı Türkiye ABD’nin programına ev sahipliği yapmasa da 
mevcuttur. Ancak bu program küresel ve bölgesel gerginliğin arttığı bir ortamda riskleri artırmaktadır. 

7. Sonuç ve Değerlendirme 

ABD’nin, "Suriye'deki ılımlı muhalif gruplara 'Eğit ve Teçhiz Et' programı söylemi, 
açıkça bir algı operasyonudur. Hukukun ve askerî bakımdan ise program; “Teşkilatlandır, Eğit, Teçhiz Et, Silahlandır ve Savaştır” olarak anlaşılmalıdır. 

Bu program yeni değildir. 1980’lerde Nikaragua ve Afganistan başta olmak üzere onlarca ülkede uygulanmıştır. 
Programların sonuçları ABD açısından bazen başarılı olmuştur. Ancak bölge ülkeleri her zaman kaybetmiştir. 
Türkiye bu programa iştirak ettiğinde uluslararası hukuki dayanaktan yoksun bir 
adım atmış olacağı gibi önemli politik ve askerî risklerle karşı karşıya kalacaktır. 

Özetle: 

_ Programın bu şartlarda uygulanması, uluslararası ve iç hukukumuza aykırıdır. 
_ Eğitilenlerin insanlığa karşı işleyeceği suçlardan ötürü Türk yöneticilerin 
yargılanması tehlikesini taşımaktadır. 
_Programın, ön görülen siyasi ve askerî hedeflere ulaşma imkanı ciddi ölçüde 
kısıtlıdır. 
_ Türkiye'yi uzun süreli bir çatışmaya karışan taraf olma konumuna sürükleyecek 
olan bu durum, devletimizin barışçı niteliğini ve Orta Doğu halkları gözündeki lider ülke imajını kemirecektir. 
_Uluslararası meşruiyetten yoksun olarak hem IŞİD hem de Suriye Rejimine karşı 
taraf olmak Türkiye'yi her koşulda kaybetmeye mahkûm bırakabilecektir. 
_ Uluslararası kuruluşların desteği ve Türkiye'den önce Batılı devletlerin bu 
programa katılması önerilmelidir. 
_ Programdan en fazla yararlanacak kesim PKK terör örgütü olacaktır. 
_ Türkiye'nin programa destek sağlaması, Rusya ve İran'ın açık ve örtülü 
yaptırımlarına sebebiyet verebilecektir. 
_ Suriye ile olan ilişkilerin onarılması ihtimali büyük ölçüde ortadan kalkacaktır. 
_ Türkiye'nin programa ev sahipliği yapması, iç güvenlik risklerini de beraberinde 
getirebilecektir. 

Diğer taraftan ABD’nin program için tek seçeneği Türkiye değildir. Türkiye, IŞİD'e 
finansal destek sağladığı için açık yakalanan Körfez Ülkeleri ile siyasal ikbalini ABD'li yöneticilere bağlayan Ürdün'den çok daha farklı bir konumdadır. Bu nedenle Türkiye, bu programa iştirake ve ev sahipliğine zorunlu değildir. 


DİPNOTLAR:

30 ABD’nin Afganistan’da eğittiği asker ve polislerde yıllık firar oranları hala yüksektir. Firarilerin bir böümü Taliban saflarına katılmıştır. “Defections hit Afghan forces: Police and soldiers join Taliban, blaming "anti-Muslim 
behaviour" of foreign troops”, Al Jazeera, 15 October 2008, 
http://www.aljazeera.com/news/asia/2008/10/200810152158993793.html 
31 2009 yılında Afganistan’da Chapman Harekât Üssünde bir intihar bombacısının eyleminde 7 CIA mensubu ile bir Ürdün ve bir Afgan olmak üzere 9 kişi hayatını kaybetmiştir. “Suicide bomber attacks CIA base in Afghanistan, killing at least 8 Americans”, The Washington Post, 31 December 2009. 
http://www.washingtonpost.com/wp-dyn/content/article/2009/12/30/AR2009123000201.html 


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder