YÜKSEKOVA VE ŞEMDİNLİDE MEYDANA GELEN OLAYLARLA İLGİLİ OLARAK GÜVENLİKTEN SORUMLU BAZI KAMU GÖREVLİLERİNİN
DEĞERLENDİRİLMESİ. BÖLÜM 9
13- a) 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun İl/D maddesi gereğince; "Valiler, ilde
çıkabilecek veya çıkan olayların, emrindeki kuvvetlerle önlenmesini mümkün görmedikleri veya önleyemedikleri; aldıkları tedbirlerin bu kuvvetlerle uygulanmasını mümkün görmedikleri veya uygulayamadıkları takdirde, diğer illerin kolluk kuvvetleriyle bu iş için tahsis edilen diğer kuvvetlerden yararlanmak amacıyla, İçişleri Bakanlığından ve gerekirse Jandarma Genel Komutanlığının veya Kara Kuvvetleri Komutanlığınm sınır birlikleri dahil olmak üzere en yakın
kara, deniz ve hava birlik komutanlığından mümkün olan en hızlı vasıtalar ile müracaat ederek yardım isterler. Bu durumlarda ihtiyaç duyulan kuvvetlerin İçişleri Bakanlığından veya askeri birliklerden veya her iki makamdan talep edilmesi hususu, yardım talebinde bulunan vali tarafından takdir edilir. Valinin yaptığı yardım istemi geciktirilmeksizin yerine getirilir. Acil durumlarda bu istek sonradan yazılı şekle dönüştürülmek kaydıyla sözlü olarak yapılabilir.
Vali tarafından askeri birliklerden yardım istenmesi halinde; muhtemel olaylar için istenen askeri kuvvet, valinin görüşü alınarak olaylara hızla el koymaya uygun yerde, cereyan eden olaylar için ise olay yerinde hazır bulundurulur. Olayların niteliğine göre istenen askeri kuvvetin çapı, vali ile koordine edilerek askerî birliğin komutam tarafindan, görevde kalış süresi, askerî birliğin komutam ile koordine edilerek vali tarafından belirlenir. Askeri kuvvetin müstakilen görevlendirilmesi durumunda; verilen görev askeri kuvvet tarafından
kendi komutanının sorumluluğu altında ve onun emir ve talimatlarına göre Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununda belirtilen yetkiler ile kolluk kuvvetlerinin genel güvenliği sağlamada sahip olduğu yetkiler kullanılarak yerine getirilir. Güvenlik kuvvetleri ile yardıma gelen askeri kuvvet arasında işbirliği ve koordinasyon, yardıma gelen askeri birliğin komutanın da görüşü alınarak vali tarafından tespit edilir. Ancak, bu askeri birliğin belirli görevleri jandarma ya da polis ile birlikte yapması halinde komuta, sevk ve idare askeri birliklerin en kıdemli komutanı tarafından üstlenilir. Birden fazla ili içine alan olaylarda ilgili
valilerin isteği üzerine aynı veya farklı askeri birlik komutanlarından kuvvet tahsis edilmesi durumunda iller veya kuvvetler arasında işbirliği, koordinasyon, kuvvet kaydırması, emir komuta ilişkileri ve gerekli görülen diğer hususlar yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenecek esaslara göre yürütülür.
Bu esasların uygulanmasında, işbirliği ve koordinasyon sağlamak amacıyla gerekli görülen hallerde İçişleri Bakanı ilgili valilerden birini geçici olarak görevlendirir..." 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu "1 l/D Maddesi" nde düzenlenen aynı il ve birden fazla ili içine alan olaylarda valinin askeri kuvvet istemine ilişkin esasları belirlemek üzere Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında kısaca ( EMASYA PROTOKOLÜ) olarak adlandırılan 07.07.1997 tarihinde (27) madde olarak imzalanmıştır. Protokolün amacı; bir veya birden fazla ilde çıkan veya çıkabilecek olaylarla ilgili olarak valilerin isteği üzerine askeri birlik tahsis edilmesi durumunda, güvenliğin, asayiş ve kamu düzeninin sağlanması ve terörle mücadelede; askeri birlikler ile kolluk kuvvetleri arasında;
a. Kuvvet kullanılması,
b. Kuvvet kaydırılması,
c. Emir komuta ilişkileri,
d. işbirliği ve koordinasyon,
e. Gerekli görülen diğer hususları, Belirlemek, Uygulanacak Yöntem ve
alınacak Tedbirleri ortaya koymaktır.
Protokol, toplumsal olayların önlenmesinde ve kamu düzeninin sağlanmasında,
mülki amirler (Vali ve Kaymakamlar), EMASYA Komutanlıkları (EMASYA Bölge
komutanlıkları, EMASYA Tali Bölge Komutanlıkları, EMASYA Birlik Komutanlıkları), kolluk kuvvetleri (Jandarma, Polis, GKK, Özel Güvenlik Birimleri) ve askeri birlikler ile bunlar arasındaki yetki, görev ve sorumluluklar ile müştereken uygulanacak tedbirleri kapsamaktadır.
5442 sayılı İl İdaresi Kanunu 11/D maddesinde, Kanun koyucu, Valilere ilde
çıkabilecek veya çıkan olayların, emrindeki kuvvetlerle önlenmesini mümkün görmedikleri veya önleyemedikleri; aldıkları tedbirlerin bu kuvvetlerle uygulanmasını mümkün görmedikleri veya uygulayamadıkları takdirde, diğer illerin kolluk kuvvetlerinden yardım istemesi konusunda Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı tarafından bu hususun bir esasa bağlanmasını öngörmemiş, ancak birden fazla ili içine alan olaylarda ilgili valilerin askeri birliklerden yardım istemesi halinde bu hususun Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenecek esaslara göre yürütülmesini hükme bağlamıştır.
Kanunun bu açık hükmüne rağmen belirtilen protokol, birden fazla ili içine almayacak sadece bir ili ilgilendirecek olaylar içinde düzenleme getirmiştir. Söz konusu protokolün öngördüğü hususları daha yakından incelemenin, Vali-askeri kuvvet isteme, terörle mücadele ilişkisini aydınlatmaya katkısı olacaktır:
Valilerin askeri makamlardan yardim istemesi 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun
1 l/D maddesi ile düzenlenmiştir.Burada yer alan "askeri kuvvet" tabiri, Valinin emri altında bulunan kolluk yani "polis ve iç güvenlikten sorumlu Jandarma birlikleri " dışında kalan Türk Silahlı Kuvvetlerinin hava, kara, deniz birliklerini ifade etmektedir. Bu fikra 18.06.1949 tarihinde yürürlüğü girdikten sonra iki defa değişikliğe uğramıştır. Maddenin ilk halinde, valilere il içindeki kolluk kuvvetleriyle bastırılamayacak olağanüstü ve ani hadiselerin cereyanı karşısında en yakın askeri kuvvet komutanından yardım istemesi düzenlenmiştir.
Daha sonra 19.12.1980 gün ve 2261 sayılı Kanunla 5442 sayılı Kanunun İl/D
fıkrası biraz daha ayrıntılı hale getirilmiştir. Bu değişiklik de özü itibariyle ilk düzenleme ile paralellik arz etmektedir. Valilere ilk düzenlemeye ilave olarak, il içinde çıkabilecek toplumsal olayların emrindeki kolluk kuvvetleriyle önlenmesine imkan bulunamayacağı hallerde de en yakın askerî kuvvet komutanından yardım istemesi imkanı sağlanmıştır.
Kanunda 29.08.1996 gün ve 4178 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle bu defa madde kapsamı, hem yardım istemeyi gerektirecek hallerin niteliği, hem de uygulama alanı olarak genişletilmiştir.
Bu düzenleme ile valilere ilde çıkabilecek veya çıkan "olaylar"ın emrindeki
kuvvetlerle önlenmesini mümkün görmeme halinde yardım isteme yetkisi tanınmıştır. Ancak, olay kavramının kapsamı ne madde gerekçesinde, ne de genel gerekçede açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu değişikliğe ilişkin Başbakanlık yazısı 27.08.1996 tarihli olup, Tasarı "Genel Gerekçesi"nde,
"Milli Güvenlik Kurulunun 26.10.1995 tarihli toplantısında alınan "Olağanüstü halin daraltılması veya kademeli olarak kaldırılması durumunda ihtiyaç duyulan yasal ve idari tedbirler" konusundaki 386 sayılı Karar uyarınca Ü İdaresi Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, Kuvvetli Tayın Kanunu, Er Kazanından İaşe Edileceklere İlişkin Kanun, Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun ve Kimlik Bildirme Kanununda değişiklik yapılması ihtiyacı gündeme gelmiştir. Tasarı bu amaçla hazırlanmıştır." denilmiştir.
Tasarının 28.08.1996 tarihinde İçişleri Komisyonunda görüşülmesi üzerine, İçişleri Komisyonu Raporunda da 'Tasan olağanüstü hal durumunun kaldırılmasıyla ortaya çıkabilecek yasal boşluğu doldurmaya çalışmaktadır..." şeklinde ibareler yer almıştır.
Bu ifadelerden, valilerin yardım istemesine İlişkin olaylardan, öncelikle olağanüstü hal uygulamasının varlık sebebi olan terör olaylannın kastedildiği anlamı çıkmaktadır. Nitekim İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında düzenlenen 07.07.1997 tarihli Protokolün 4. maddesinde "Olaylar" kelimesi, "Her türlü terör ve toplumsal olaylar" şeklinde tanımlanmıştır.
Diğer taraftan, birden fazla ili içine alan olaylarda işbirliği ve koordinasyonun
sağlanması ve aynca olayların faillerini yakalamak amacıyla komşu devletlere sınır ötesi harekat yapma hususu ile de maddenin fiziki uygulama alanı genişletilmiştir.
Belirtildiği gibi, 5442 sayılı Ü İdaresi Kanununun İl/D. maddesinin uygulanmasına yönelik olarak İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında 07.07.1997 tarihli "Protokol" düzenlenmiştir.
Protokolün 1. maddesinde, bu Protokolün amacına ilişkin olarak, bir veya birden
fazla ilde çıkan veya çıkabilecek olaylarda ilgili valilerin isteği üzerine askeri birlik tahsis edilmesinden söz edilmiştir. Halbuki, 5442 sayılı Kanunun 4178 sayılı Kanunla değişik halen yürürlükte olan son halinde, "...Birden fazla ili içine alan olaylarda, ilgili valilerin isteği üzerine aynı veya farklı askeri birlik komutanlıklarından kuvvet tahsis edilmesi durumunda iller veya kuvvetler arasında işbirliği, koordinasyon, kuvvet kaydırması, emir komuta ilişkileri
ve gerekli görülen diğer hususlar yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı tararından belirlenecek esaslara göre yürütülür..." hükmü yer almaktadır. Bir il içerisinde meydana gelen ya da gelebilecek olaylarda valilerin yardım istemesi ve askeri kuvvet komutanlıklarının yardım etmekle yükümlü olduklarına ilişkin hususlar Kanunda açıkça düzenlenmiştir. Bu nedenle, Protokol, 5442 sayılı Kanun'un öngörmediği bir düzenleme getirmektedir.
Protokolün 5. maddesiyle, terör ve toplumsal olayları değerlendirmek, kullanılacak kolluk kuvvetlerini düzenlemek, olaylara müdahale yöntemlerini belirlemek, kesintisiz koordinasyon ve işbirliğini sağlamak maksadıyla, il ve ilçe bazında "İl ve İlçe Güvenlik ve Koordinasyon Komisyonları" ihdas edilmiş, bu Komisyona ayda bir defa olağan, gerekli görülen hallerde olağanüstü toplanarak, ilin güvenlik durumunun değerlendirmesini yapma misyonu yüklenmiştir.
İl Güvenlik Koordinasyon Komisyonunun vali, garnizon komutanı veya temsilcisi, il emniyet müdürü, il jandarma komutanı, MİT temsilcisi ve gerekli görülen diğer ilgililerden teşekkül etmesi öngörülmüştür. İlin emniyet ve asayişinden Vali sorumlu olduğuna ve 5442 sayılı Kanunda da böyle bir komisyon kurulması öngörülmediğine göre, bu Komisyonların halen faaliyette bulunmasının yasallığı tartışmalı bulunmaktadır. Protokolün 6. maddesinde, yardım isteyecek makam olarak "mülki amirler" tabiri kullanılmıştır. Bilindiği gibi İl İdaresi Kanunu bu yetkiyi valiye vermiştir.
Diğer taraftan aynı maddede, yardım isteme talebinin İl ve İlçe Güvenlik
Koordinasyon Komisyonunda değerlendirilmesi ve yapılan durum değerlendirmesi neticesinde yardım zorunlu görülür ise yardım yapılması düzenlenmiştir. Halbuki, 5442 sayılı Kanunun İl/D maddesi, valinin duruma göre sözlü ya da yazılı olarak yardım talebinde bulunması halinde bu talebin geciktirilmeksizin yerine getirilmesi hükmünü amirdir. Dolayısıyla, valinin talebini yine onun başkanlık ettiği bir komisyonda değerlendirmek ve zorunlu görülürse yerine getirmek gibi bir düzenleme kanunun hem lafzına, hem de ruhuna
açıkça aykırılık teşkil etmektedir.
Protokolün 7. maddesinde, mülki amirler tarafından önceden yapılacak planlama ve hazırlıklarda, kolluk kuvvetlerinin kullanılmasına ilişkin esaslar, muhtemel kullanma planlan ve muhabere irtibatlarının, EMASYA Komutanlıkları ile yeterli bir zaman önce koordine edilmesi ve bu planların muhtelif senaryolara göre prova edilmesi düzenlenmiştir. Valilerin emrindeki genel kolluk mensuplarının kullanılmasına ilişkin planların askeri makamlara verilmesi hususu 5442 sayılı Kanunda yer almamaktadır. Valinin emrindeki kolluk mensuptan ile olaylara müdahalesi asıl ve askeri kuvvet kullanılması arızi olduğuna göre, böyle bir düzenleme kanuna aylandır. Yine benzer şekilde 16. maddede de bu defa EMASYA Planlarının uygulanması hususunda seminerler düzenlenmesi öngörülmüştür. Ancak, cümlenin başlangıcında bu işlemlerin mülki makamların koordinatörlüğünde yapılacağı belirtildiği halde, cümlenin sonunda EMASYA Komutanlıklarının koordinatörlüğünde yapılacağına yer verilmiştir.
Uygulamada planlann uygulanmalan ve seminerler, EMASYA Komutanlıklannın
koordinatörlüğünde yapılmaktadır. Kanun yardım isteme konusunda valiyi, yardım etme konusunda da askeri kuvvet komutanlarım yükümlü kıldığına göre, bu seminerin de yine valinin isteği ve planlaması doğrultusunda yapılması uygun olacaktır. Protokolün 9. maddesinde, toplumsal olayların genişlemesi halinde İl ve İlçe Güvenlik Koordinasyon Komisyonlannih ivedilikle toplanması, EMASYA Komutanlıklarının olayları takip etmesi, olayların gelişmesini değerlendirmesi ve gecikmenin yaratacağı mahsurları ortadan kaldırmak için olaylara doğrudan müdahale etmesini düzenlemiştir.Bu madde Kanuna açıkça aylandır. Valinin yardım isteme talebi olmadan hiçbir makamın kendiliğinden harekete geçmesi mümkün değildir.
Protokolün 19. maddesinde, birden fazla ili içine alan olaylarda, iller arasında kuvvet kaydırması ve kullanılması, emir - komuta ilişkileri ve gerekli görülen diğer hususların uygulanmasını sağlamak üzere ilgili valilerden birisinin İçişleri Bakam tarafından koordinatör vali olarak görevlendirilmesi düzenlenmiş, koordinatör valinin EMASYA Komutanlıklarından yardım istemesi öngörülmüştür.
Yine benzer şekilde Protokolün 12. maddesinde de koordinatör valinin EMASYA Komutanlıklarından yardım istemesi hususuna yer verilmiştir.
5442 sayılı Kanun birden fazla ili içine alan olaylarda geçici olmak kaydıyla valilerden birisine koordinasyon görevini üstlenmek görevi vermiştir. Kanunda bu konumda olan valilerin yardım isteyeceğine dair bir husus yer almamaktadır. Böyle bir düzenleme koordinasyonu sağlamakla geçici olarak görevlendirilen bu valileri, daimi görev icra eden OHAL Bölge Valisi konumuna getirir.
Protokolün 20. maddesinde, mülki makamlardan kuvvet talebi geldiği andan
itibaren. EMASYA Komutanlıkları nezdinde teşkil edilen asayiş harekat merkezlerinde, jandarma komutanlıkları ve emniyet müdürlüklerini temsilen personel görevlendirilmesi düzenlenmiştir.
Bu şekilde, olaylara müdahalenin talep halinde yardıma gelecek olan askeri birliklerin merkezlerinden yönetilmesi öngörülmektedir. Böylece yetki ve inisiyatif validen komutana geçmektedir. Bu düzenlemeyi de 5442 sayılı Kanunla bağdaştırmak mümkün değildir. Protokolün 22. maddesiyle de, EMASYA Komutanlıkları nezdinde Emniyet, Jandarma ve MİT temsilcilerinin katılmasıyla "Müşterek istihbarat merkezleri"nin tesisi öngörülmüştür. Bu protokolün dayanağı olarak 5442 sayılı Kanunun İl/D maddesi gösterilmiştir. Ancak kanunda. böyle bir teşkilatlanmaya imkan tanıyan bir hüküm bulunmamaktadır. Eğer böyle bir ihtiyaç varsa, bu husus da kanuna rağmen değil, yapılacak
yasal düzenlemelerle çözümlenmelidir.
Belirtilen protokol, 5442 sayılı Kanunun İl/D maddesinde düzenlenen Vali-askeri
kuvvet istemi ilişkisine aykırı bir yapıyı öngörmektedir. Özellikle Protokolün 9.maddesinde yer alan EMASYA Komutanlıklarına gecikmenin yaratacağı mahsurları ortadan kaldırmak için olaylara doğrudan müdahale etmesine imkan tanıyan düzenlemesi, 5442 sayılı Kanun ile İlde emniyet ve asayişten birinci derecede sorumlu kılman Valinin toplumsal olayları bu kapsamda terör olaylarım önleme ve başarmada asıl görevli ve sorumlu olması üstüne kurgulanan yapıyı, dolayısıyla sivil otoritenin kamu düzeni ve güvenliğini sağlama şeklindeki temel fonksiyonunu zayıflatmaktadır.
EMASYA Protokolü'nün Hakkari İlinde uygulanması;
Komisyonumuzun 29.12.2005 gün ve Esas No: A.01.1 .GEÇ. 10/322,323,324-52 sayılı yazısı ile; Hakkari Valiliğinden 01.06.2005 tarihinden bu yana İl genelinde terörle mücadele konusunda yapılan çalışmalar hakkında bilgi istenmiş, Valilikçe gönderilen ocak 2006 gün ve 0621-3-06/Ter.Oly.(107) (108) sayılı cevabi yazıdan; 01.06.2005-31.12.2005 tarihleri arasında icra edilen operasyon faaliyet çizelgesinde; Hakkari İlinde, Jandarma bölgesinde (125) adet arazide arama- tarama, PKK teröristleri ile çatışma gibi faaliyetlerin icra edildiği belirtilmiş, bu operasyonların bazılarına Hakkari Jandarma Komutanlığı unsurları yanında,
Hakkari Emasya Tali Bölge Komutanlığı olan Dağ ve Komando Tugayına bağlı birlikler ile diğer askeri kuvvetlerin katıldığı görülmüştür.
Komisyonumuzca 09.02.2006 tarih ve Esas No: A.01.1.GEÇ.10/322,323,324-128 sayılı yazısı ile, Hakkari Valiliğinden 01.06.2005 tarihinden itibaren İli ve/veya Üi dışında bulunan askeri birliklerden 5442 sayılı Kanunun 1 l/D maddesi uyarınca toplumsal olav ve terör olayları konusunda yardım talep edilip edilmediği ile bu hususa ilişkin uygulamanın nasıl olduğunun belirtilmesi ile anılan konuya ilişkin tüm bilgi ve belgeler istenmiş, Hakkari Valiliği'nin 16.02.2006 tarih ve 224 sayılı, 05.04.2006 gün ve 843 sayılı yazılan ile;
Valiliklerince il dışında bulunan askeri birliklerden 5442 sayılı Kanun'unll/d maddesi uyarınca herhangi bir talepte bulunulmadığı, sadece Emniyet Müdürlüğü sorumluluk bölgesinde, 'Terörist başı Abdullah ÖCALAN'ın yakalanarak Türkiye'ye getirilişinin yıl dönümü münasebetiyle 15.02.2006 günü ve öncesinde terör örgütü ve yandaşlarının çeşitli kitlesel eylemlere tevessül edecekleri göz önünde bulundurularak 14.15.02.2006 tarihlerinde İl merkezi ile Yüksekova, Şemdinli ve Çukurca İlçelerinde aynı anda çıkabilecek olayların
dağıtılmasının zor olması durumunda olayların büyümesinin önlenmesi amacıyla 12.02.2006 tarih ve 222 sayılı yazılan ile 5442 sayılı Kanun'un İl/d maddesi gereğince İl Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı ve Yüksekova 21. Jandarma Şuur Tugay Komutanlığından yeteri kadar askeri kuvvetin uygun yerlerde konuşlandırılması istendiği, jandarma sorumluluk bölgesi için ise, yalnızca, Hakkari Valiliği'nin 08.12.2005 gün ve 10221 sayılı yazısı ile, terör
örgütü faaliyetlerinin önlenmesi ve etkisiz hale getirilmesi maksadıyla Yeniköprü-Yüksekova yol güzergahı ve çevresindeki arazi kesimlerinde 08.12.2005 tarihinden itibaren Hakkari İl Jandarma Komutanlığının yapacağı operasyonel faaliyetlerde kuvvetin yetersiz kalması sebebiyle belirtilen bölgede kullanılmak üzere Garnizon Komutanlığından uygun kuvvet takviyesi istendiği, belirtilmiştir.
Bu yazılardan açıkça görüldüğü üzere;
i) Hakkari İl genelinde 01.06.2005 tarihinden bu yana Hakkari Jandarma Komutanlığı sorumluluk alanında (125) defa arazi arama- tarama faaliyeti, operasyon icra edilmesine, askeri kuvvetlerin de işbu faaliyetlerin bir çoğuna katılmasına rağmen, Hakkari Valisi'nin askeri kuvvetlerden (Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığından) sadece (1) defa yardım istediği anlaşılmaktadır.
ii) Nasıl olur da Kanun'da vaz edilen açık hükme rağmen askeri kuvvet talep
edilmeden askeri birlikler, bu operasyonlara katılabilmektedir.? Bu sualin cevabını, bazı Valilerin bu nevi operasyonlara ilgili askeri birliklerin katılmalan yönünde genel onay vermelerinde veya Emasya Komutanlıklarının da , Protokolün 9. maddesindeki düzelemeden istifadeyle, gecikmenin yaratacağı mahsurları ortadan kaldırmak için Vali'nin askeri kuvvet talebini beklemeden olaylara doğrudan müdahale edebilmelerinde aramak gerekir.
Tabii olarak bu durumda, her olay öncesi ve o olaya özgü olmak şartıyla Vali'nin
askeri birliklerden kuvvet istemesi yerine genel onay vermesi, Emasya Komutanlıklarının da Vali'nin istemi olmadan terörle mücadele operasyonlarında görev alması, Kanun'a aykırılık teşkil edecek, yapılan operasyonları hukuken sakatlayacak, terörle mücadelede asıl görevli ve sorumlu sivil idare yerine askerin temel belirleyici olduğu algılamasına zemin hazırlanmış olacaktır.
Belirtilen tüm bu nedenlerle birlikte, Avrupa Birliği müktesebatına uyum sürecinde olan ülkemizin, sivil-asker ilişkilerine yoğun eleştirilerin yöneltildiği,
bu konuda Birliğin benimsediği ilke ve değerlerle uyuşmayan yapısına ciddi itirazların da yapıldığı göz önünde tutularak anılan Protokol'ün bir Yönetmelik kapsamında yeniden düzenlenmesi gereği açık bulunmaktadır.
b) Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunan J.Gn.K.hğı birlikleri ile
J.Gn.K.hğı arasındaki emir komuta bağlantısının diğer bölgelere göre farklılık gösterdiği, Batman, Diyarbakır, Hakkari, Mardin, Siirt, Şırnak, Şanlıurfa ve Van illerindeki J.Gn.K.bğı birliklerinin İç Güvenlik Harekatının yürütülmesi ile ilgili konularda Kara Kuvvetleri Komutanlığı birliklerinin Harekat Komutası/Kontrolünde olduğu, bu kapsamda;
• Hakkari İl J.Komutanlığı, Hakkari Dağ ve Komando Tugay K.liğına (Hakkari EMASYA Tali Bölge K.hğı),
• Hakkari Dağ ve Komando Tugay KJığı, Van J. Asayiş Kolordu K.lığına (EMASYA Bölge Komutanlığı),
• Van J. Asayiş Kolordu KLlığı Malatya 2 nci Ordu K.lığına,
• Malatya 2 nci Ordu K.hğı da Kara Kuvvetleri Komutanlığına,
Bağlı olarak hizmetlerini yürüttüğü anlaşılmaktadır.
10. CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder