19 Mayıs 2019 Pazar

Teğmenin Telefonu ve halkın direnme hakkı


Teğmenin Telefonu ve halkın direnme hakkı


Afet ILGAZ

28 OCAK 2011 KÖŞE YAZARLARI YAZILARI.,

    Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin telefonunun başına gelenleri okudunuz mu? Emniyette alıkonulan cep telefonuna, bir buçuk dakikada 132 tane yabancı 
numara yüklenmiş. Üstelik yüklenen telefonlar Hizbuttahrir üyesi birine aitmiş. Kayınçolar, kaynanalar, kayınlar falan... 

Teğmen bekâr. 

Bunlar ne diye hayretle bakınca bu numaraların polis tarafından telefonuna yüklendiğini anlamış. Zaten “Emniyette suç üretiliyor” diyordu. 
Üstelik işin en inanılmaz tarafı, Teğmen bu bilgilerden dolayı tutuklanmış. Yani din örgütleriyle bağı olduğu var sayılarak.
Güler misiniz, ağlar mısınız, saçınızı mı yolarsınız, bıyığınızı mı ısırırsınız... Ve üstüne üstlük de bu olay bilirkişi tarafından kabul edilmiş.

Yani resmiyet kazanmış.

İsa Gök (CHP milletvekili) Anayasa Komisyonu’nda kişisel başvuru konusundaki tartışma sırasında, öylesine feveran etti ki, “bu yaptığınız direnme hakkı doğurur”  
dedi. İyi de nasıl? 

Twitterla mı?

Silivri’deki davaların hepsinde de böyle sonradan yüklemeler, uydurma dosyalar, birbirini tutmayan tarihler, yer isimleri çıkıyor üç yıldan beri. 
PKK itirafçılarına tanıklık yaptırıyorlar, sanıkları gizli tanık yapıyorlar. Albay Temizöz gibi seçkin bir subayı işinden alıkoyup, ki işi PKK’yı yıldırmaktır, 
içeri tıkıyorlar.

Yeniçağ’da Yavuz Selim Demirağ’ın Diyarbakır mahkemelerindeki duruşmalardan edindiği izlenimleri okuyun. 

İsyan etmemek elden gelmiyor. 

Tutuklu koruculara yapılan haksızlıklar, hepsi can acıtıyor. Ama avukatların, namuslu gazetecilerin, hatta namuslu tanıkların direnci işe yaramıyor.
Tekrar soruyorum Teğmen Çelebi’ye (birincilikle mezun olmuş, Atatürkçü bir genç) yapılan haksızlık karşısında nasıl bir direniş ses getirebilir, 
ne yapılabilir?..

   İktidarın huyudur. Mantık oyunları yapacağız derken irrasyonel olurlar. 
Yani akla uygun olmaktan çıkarlar. 

AKP sözcülerinden Hüseyin Çelik “ Yargıyı ele Geçirmek ” söylemiyle alay ediyor ve “ Kimden ele geçirmek ” diyordu. 

Fatih İstanbul’u şöyle ele geçirmiş de falan... Yani “siz bizim düşmanımız mısınız” demeye getiriyor. Düşman vardır, düşman ittihaz edilenler yani 
düşman yerine konulanlar vardır. 

Hüseyin Çelik bir de bu mantıkla analiz yapmayı denesin.


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder