10 Nisan 2017 Pazartesi

Kerkük Valisi ve Bayrak Krizi

Kerkük Valisi ve Bayrak Krizi






Bilgay Duman

2017-03-24






Kerkük Valisi Necmettin Kerim, Kerkük İl Meclisine 14 Mart 2017 tarihinde resmî bir yazı göndererek Kerkük’teki tüm devlet kurum ve kuruluşlarının binalarına Irak bayrağının yanında Kuzey Irak Federal Bölgesi bayrağının asılması talimatı vermiştir. Bu talimat, Türkmenlerin tepkisini çekmiş ve talebin ne kadar yanlış ve tehlikeli olduğunu bildiren açıklamalarla kınanmıştır.

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı ve Kerkük Milletvekili Erşet Salihi, olaya şiddetli tepki göstererek “valinin ateşle oynadığını” dile getirmiştir. Salihi demecinde şu ifadeleri kullanmıştır: “Kerkük Valisi Türkmenlerin göz bebeği ve Türk şehri olan Kerkük’te Kürdistan bayrağını diktirerek ateşle oynuyor ve kentte kardeş kavgası çıkarmak istiyor.”

Türkmen partileri ve siyasi hareketleri de bir bildiri yayınlayarak Kerkük Valisinin bayrak konusundaki tutumunu kınamış, böyle bir adımın Kerkük halkı arasındaki uyuma zarar vereceğini dile getirerek Başbakanı konu hakkında tutumunu açıklamaya davet etmiştir.

Milletvekili ve ITC Başkan Yardımcısı Hasan Turan “Ne yazıktır ki Irak hükümeti anayasaya ve yasalara aykırı bu tür davranışlar karşısında sessiz kalmaktadır. Kerkük vilayetinin @’ının IŞİD işgali altında olduğu mevcut siyasi ortam ve güvenlik durumu, bu gibi fitneler için müsait değildir” diyerek endişelerini dile getirmiştir.

Türkmen eski Milletvekili Fevzi Ekrem Terzi, olay hakkında yapmış olduğu bir açıklamada, Kürdistan bayrağının Kerkük’teki devlet dairelerine asılmasını, aralarındaki anlaşmazlık bağlamında Kürt partilerinin kendi bölgelerini genişletme amacıyla yürüttükleri programlı bir planın parçası olduğunu, Kürt partilerinin IŞİD ile savaş ortamını fırsat bilerek Kerkük’te oldubitti politikasını kullandıklarını vurgulamış ve Cumhurbaşkanını seyirci kalmayıp soruna müdahale etmeye çağırmıştır.

Konu, federal hükümetin de tepkisine neden olmuştur. Başbakan Sözcüsü Saad el-Hadisi konu hakkında 20 Mart tarihinde yaptığı resmî açıklamda şu ifadeleri kullanmıştır: “Kürdistan federe bölgesi dışındaki bölgelerde devlet dairelerine ya da diğer binalara Irak bayrağından başka bayrakların asılması yanlıştır, zira bu gibi konular federal hükümetin yetki alanına girer. Kerkük, hükümetimizin yetkisinde olan vilayetlerden biridir ve orada sadece Irak bayrağı asılmalıdır.”

Irak hükümetini oluşturan “Kanun Devleti” koalisyonunun parlamentodaki grup başkanı Ali el-Edib, Kerkük Valisinin bu davranışının anayasaya aykırı olduğunu ve Irak halkı arasında endişe yarattığını vurgulamıştır.

Tanınmış Iraklı hukuk uzmanı Tarık Harb, Kerkük Valisi Necmeddin Kerim’in Irak yasalarına göre suç işlediğini ve vilayetler kanununa aykırı davrandığını belirtmiştir. Ayrıca “Başbakan Haydar el-Abadi, onaylanmak üzere parlamentoya göndereceği bir yasa taslağıyla herhangi bir valiyi görevden alabilir. Kerkük Valisi Irak bayrak yasasına aykırı davranmıştır” şeklinde açıklamada bulunmuştur.




Türkiye Cumhuriyeti de bu olaya karşısında sessiz kalmamıştır. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Hüseyin Müftüoğlu, Kerkük’teki kamu binalarına resmî günlerde Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bayrağının Irak bayrağıyla birlikte göndere çekilmesi için yapılan başvuruya ilişkin “Süreç işletilmeden Kerkük’ün statüsüyle ilgili olarak yapılacak tek taraflı tasarrufların Irak’taki uzlaşı ve istikrar çabalarına zarar vermesi tehlikesi bulunmaktadır. Bu tür girişimlerin Irak’ın sosyal, kültürel ve ekonomik zenginliğinin vücut bulduğu Kerkük’ün çok kültürlü kimliğini de aşındırma riski bulunmaktadır” şeklinde uyarıda bulunmuştur. Birleşmiş Milletler Irak’a yardım misyonu UNAMI’nin basın bürosu da konuyla ilgili 21 Mart tarihinde bir açıklama yaparak endişelerini dile getirmiş ve Kerkük’ün Irak hükümetinin federal yetkisinde olduğunu, dolayısıyla Irak bayrağından başka hiçbir bayrağın asılmaması gerektiğine işaret etmiştir. Tek taraflı atılan her türlü adımın Irak’taki etnik ve dinî grupların uyum ve barış içinde yaşamasını tehlikeye sokacağını vurgulamıştır.

Irak parlamentosundaki Reform Cephesi üyesi Milletvekili İskender Vetut, konu hakkında bir basın açıklaması yaparak şu ifadelere yer vermiştir: “Kerkük federal hükümetin yönetimindedir, bu yüzden Kerkük Valisinin kararı anayasaya aykırıdır, zaten Kerkük’te çoğunlukta olan Türkmenler ve Araplar bu kararı reddettiklerini açıkça beyan etmişlerdir, Kürt tarafı bu konuda akıllıca davranmalıdır.” Milletvekili Vetut açıklamasında parlamentoyu Kerkük’te Kürt bayrağı asma kararını veren Kerkük Valisi Necmeddin Kerim’i görevden almaya davet etmiştir.

Kerkük Valisi Necmeddin Kerim, bayrak konusunu anayasal zemine oturtmak amacıyla Irak Anayasasının 140. maddesini gerekçe göstermiş ve Kerkük’ün bu madde kapsamına girdiğini ileri sürmüştür. Vali, düzenlemiş olduğu bir basın toplantısında, Birleşmiş Milletler Irak’a yardım misyonu UNAMI’nin yaptığı açıklamaya cevap olarak şu ifadeleri kullanmıştır: “Anayasada Kerkük’te Kürdistan bayrağının asılmasını yasaklayan bir madde yoktur, bayrağın asılması Kerkük’teki gruplar arasında kardeşlik bağını daha da arttıracaktır.”

Konuya Irak Anayasası çerçevesinden bakıldığında, durumun şöyle olduğu görünür:

Irak 2003’te ABD ve çok uluslu güçler tarafından işgal edildikten sonra, 8 Mart 2004 tarihinde “Geçici Dönem İçin Irak Yönetimi Yasası” adı altında bir geçici anayasa ilan edilmiştir. Bu geçici anayasa, 20 Mayıs 2005’te yürürlüğe giren kalıcı anayasanın 143. Maddesi gereğince iptal edilmiş, ancak aynı maddenin hükümlerine göre geçici anayasanın 53. Maddesinin (A) fıkrası ile 58. Maddesi, kalıcı anayasanın bir parçası olarak yürürlükte kalmıştır.

Adı geçen (A) fıkrası, Duhok, Erbil, Süleymaniye, Kerkük, Diyala ve Neyneva vilayetlerinin 19 Mart 2003 tarihinde Kürt hükümeti tarafından yönetilen araziler olarak tespit etmiştir. Kerkük vilayetinin tüm bölgeleri, Kerkük il merkezi, Altunköprü, Dibis, Tazehurmatu, Dakuk, Havice ve merkeze bağlı tüm Türkmen köyleri yukarıdaki tanımın dışında kalmış ve bu bölgeler merkezî hükümetin yönetimine bağlı olmaya devam etmiştir.

58. Madde ve kalıcı anayasanın 140. Maddesinin ikinci bendinde Kerkük ve nereler olduğu belirtilmeyen “diğer bölgeler”, “münazaalı = çekişmeli” bölgeler olarak tanımlanmış ve –Kerkük dâhil– bu bölgelerin akıbeti ve nereye bağlanacağı en geç 31 Aralık 2007 tarihine kadar gerçekleşmesi gereken üç icraatın sonuçlandırılmasına bağlanmıştır: normalleştirme; sayım ve referandum.

Bu aşamaların hiçbiri, son tarih olan 31 Aralık 2007 tarihinin üzerinden dokuz yılı aşan bir süre geçmesine rağmen gerçekleşmemiştir ve buna göre de 140. Madde geçerliliğini kaybetmiştir. Anılan maddenin halen geçerli olduğu düşünülse bile, referandum yapılmadığı için Kerkük halkının iradesi henüz tecelli etmemiştir ve bu yüzden tüm bu bölgeler hukuken Kürdistan federe bölgesinin dışındadır ve merkezî hükümete bağlıdır.

Buna göre Kerkük valisinin, bir emri vakide bulunması anayasanın içeriğine ve ruhuna aykırıdır. İşte bu yüzden Irak Başbakanlığı, Türk Dışişleri Bakanlığı ve Birleşmiş Milletlerin Irak’a yardım bürosu bu gerçeği görerek söz konusu adımın hem yanlış hem de tehlikeli olduğunu vurgulamışlardır.


 2017-03-02

http://www.orsam.org.tr/index.php/Content/Analiz/5090?s=orsam|turkish

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder