13 Ekim 2016 Perşembe

Son Haçlı Seferi '' PKK AÇILIMI '' BÖLÜM 1




Son Haçlı Seferi  '' PKK AÇILIMI ''  BÖLÜM 1 



Adı bile 3 kez değiştirilen ayrıştırıcı yıkım projesi ÖNCE “ Kürt Açılımı ”ydı, sonra “ Demokratik Açılım ” oldu, şimdi de “ Milli Birlik ve Huzur Açılımı ” deme ihtiyacı duydular. ,,





Sadi SOMUNCUOĞLU’nun yazı dizisi 



Adı bile 3 kez değiştirilen ayrıştırıcı yıkım projesi Başbakan Erdoğan’ın bu projenin adını, önce " Kürt Açılımı ", sonra " Demokratik Açılım ", daha sonra da 
" Milli Birlik ve Huzur Açılımı " olarak sürekli değiştirme ihtiyacını duydu... 
“ PKK Açılımı "nın Kısa Döneme Ait 26 Maddesi ve Açıklaması Star gazetesinin 19.09.2009 günlü haberine göre, " Başbakanlık, İçişleri ve MİT üyelerinden oluşan komisyonun, sivil toplum örgütlerinden ve partilerden gelen öneriler doğrultusunda yaptığı çalışmanın ana hatları belli oldu." 

Habere göre, bu kısa döneme ait 26 maddeden oluşan paket, TBMM’de görüşülerek, gerekli yasal düzenlemeler yapılacakmış. 
Açıklama böyle, ama gerçekler çok farklı. Zira sayın Başbakan Erdoğan aylar, hatta yıllar öncesinden bütün bunları anlattığı halde, tespitlerin 
Başbakanlıktaki Komisyon tarafından şimdi belirlenmiş gibi gösterilmesi ilginç değil mi?. İlginç olan bir diğer husus da, sayın Erdoğan’ın bu projenin adını, 
önce "Kürt Açılımı", sonra "Demokratik Açılım", daha sonra da "Milli Birlik ve Huzur Açılımı" olarak sürekli değiştirme ihtiyacını duymasıdır. Belki de projenin 
gerçekte bir "PKK Açılımı" olduğu gizlenmek isteniyor. Pakete, önce "Kürt Açılımı" adının verilmesi, bunların bölge insanının istekleriymiş gibi gösterilmeye 
çalışılması, böyle bir hesabın yapıldığı izlenimini veriyor. İyi de siz haklı olarak, hem "PKK, Kürt kökenli vatandaşlarımızı temsil edemez" diyeceksiniz, hem 
de PKK terör örgütünün isteklerini, bu kesim insanlarımıza yüklemeye kalkışarak kendinizle çelişkiye düşeceksiniz, garip bir durum değil mi? Aslında bu 
çelişki, ya sizin kafanızın çok karışık olduğunu, yahut da milletin kafasını karıştırmak için bu yolu seçtiğinizi göstermiyor mu? Bu tespitlerden sonra esas 
konumuz olan, Star gazetesinin bahsettiği açılımın 26 maddesinin neler olduğuna ve açıklamalara geçebiliriz. 

1 ÜNİTER DEVLETE AYKIRI OLMAYACAK: 

Atılacak tüm adımlar Anayasa’nın ilk 3 maddesinde çizilen çerçeve içinde kalacak. Üniter yapıya aykırı hiçbir değişiklik pakete konmayacak. 
Bu ifadeye göre milli devlet yapısı dikkate alınmayacak, hatta tasfiye edilecektir. 
Öncelikle, açılım projesinin temel hedefi diyebileceğimiz milli/ulus devlet ile üniter devlet’in ne olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Malum, bir millete ait olan 
devlete milli devlet denilmektedir. Dünyadaki genel durum, özellikle gelişmiş ülke devletlerinin durumu böyledir. Yani milli’ dir, dili ve kimliği tekdir. 

Milli Devlet Tasfiyesi 

Milli devlet’in yönetim şekli tek merkezli (üniter) olabileceği gibi, çok merkezli (federasyon veya konfederasyon) da olabilir. Buna göre Türkiye, Fransa, 
Japonya, Yunanistan, Norveç, İsveç, Danimarka, Finlandiya gibi devletler, hem milli, hem de üniter yapıdadır. ABD ve Almanya gibi ülkeler ise, milli (çünkü 
bir millete ait), ama çok merkezden yönetildiği için federasyon yapısındadır. Üniter devlete gelince, söylediğimiz gibi, yönetimin tek merkezde olmasını, yani 
otoritenin tekilliğini ifade eder. Üniter devlet (yönetim merkezi tek olmak şartıyla), iki dilli, iki kimlikli de olabilir. Onun için PKK, milli devlete hayır, üniter 
devlete evet diyor. BOP’un inşa ettiği şimdiki Irak devleti, iki milletli (milli değil) ve iki merkezden yönetildiği (federasyon) için, ne "milli", ne de "üniter"dir. 
Yapay ve geçicidir. Bu hatırlatmadan sonra maddedeki düzenlemeye dönebiliriz. Projedeki milli devletin tasfiyesi; Anayasa’nın Başlangıç ilkelerine, 3’üncü 
madde "Devletin bütünlüğü", 5’nci madde "Devletin Temel Amaç ve Görevleri", 6’ıncı madde "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir", 7’nci madde "Yasama 
Yetkisi" şeklinde ifade edilen milli devlet (bir milletin devleti) yapısına aykırıdır. Metinde her ne kadar, "Anayasa’nın ilk 3 maddesinde çizilen çerçeve içinde 
kalınacak" deniliyorsa da, bunun tam tersi yapılıyor. 

Söz Başka, İcraat Başka. Talep Şer Üçlüden..

Bu aykırılığa dair bazı örnekler verelim: Devlet Kurumu olan TRT-6’nın Kurmanç lehçesinden yayın yapması gibi. İleride yapılması planlananlar da aynı 
mahiyette. Mesela; Partilerin (kamu kurumu niteliğindedirler) Kurmanç lehçesinden propaganda yapması, MEB okullarında Kurmançcanın seçmeli ders 
olması, Üniversitelerde Kurmanç dili ve edebiyatı bölümlerinin açılması, Halk Eğitim Merkezlerinde Kurmançca okuma yazma öğretilmesi, ana dili öğretmek 
için devletin kurslar açması, Hakkari Üniversitesi’nin ilk defa Kürtçe yayın yapan internet sitesi açması (Hürriyet 9.7.2009) vb. 
Milli devleti yok edecek düzenlemeleri kimler istiyor? Tabii ki, AB-PKK-DTP üçlüsü: (BİA Haber Mrk. 31.10.2007, AB İlerleme raporları.) 

1-Anayasa’da Kürtlerin temel haklarının, bütün kültürlerin varlığının ve kendini ifade etmesinin güvence altına alınması, (teröristbaşının son talimatı.) 
2- Ortak devletin kabulü, (teröristbaşının "demokratik cumhuriyet"i) 
3- Kürtlere özerklik verilmesi, (Teröristbaşının son talimatı) 
4-Kürtçenin eğitim dili olması, etnik kimliğe dayalı siyaset (etnik parti) yapılması, (teröristbaşının talimatı) 
5- Özerk bölgeye bayrak ve sembol kullanma hakkının tanınması, (Teröristbaşının talimatı) 
6-"Türk" yerine "Türkiyelilik", "Türk ulusu" yerine "Türkiye ulusu" kavramının kullanılması,"Türkiyelilik" üst kimliği çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti 
vatandaşlığının esas alınması, (Başbakan Erdoğan da, aynen bu görüşte.) 
7- Bölge meclislerinin kurulması, Diyarbakır’ın merkez olması. 

Görüldüğü gibi, " PKK açılımı " Milli devletin yok edilmesi temelinde yürütülecektir. 
Kurmançi lehçesinden yayın yapan TRT 6 milli devlet yapısına aykırıdır. 


Coğrafyamız Milli kültür ve Tarihimizden koparılıyor 


2 KÜRTÇE İSME İZİN: 


Doğu ve Güneydoğu’da adı sonradan Türkçeye çevrilen yerleşim yerlerine eski isimlerini kullanma izni verilecek. Diğer etnik gruplar talepte 
bulunmaları halinde kendi dillerindeki yerleşim yerlerinin adlarını kullanabilecek. 

Bunu kim istiyor? 
Elbette ki, PKK. (Taraf Gzt.12.05.2009)

Basit gibi görülen bu düzenleme, coğrafyamızı milli kültürümüzden ve tarihimizden koparacaktır. Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinde, bu vatan toprağı üzerinde kurulan yüksek medeniyetin bir parçası da, dağların, taşların, yolların, ovaların, bölgelerin, göllerin, suların, yerleşim birimlerinin isimlendirilmesi dir. Bin yıllık tarihimizi öğrenmek için araştırma yapacakların başvuracağı en önemli kaynaklar, coğrafyanın dili denilen bu isimlendirmeler dir. 

Şimdi bunlar yok mu edilecektir? 

Son 40-50 yılda bazı bilgisiz memurlar tarafından, "Türkçeleştiriyoruz" gerekçesiyle zaten Türkçe olan pek çok tarihi yer ismi, Ermenice veya eski 
kavimlerden kalma zannedilerek değiştirilmiştir. İşte bunlar aslına uygun hale getirilebilir. Ama bu değiştirme, milli kültür ve medeniyetimizin kökünü 
kazıyacak şekilde, Ermenileştirme gibi uygulamalara kayarsa, büyük şehirlere, hatta İstanbul’a kadar gelebilir. 
Madde metninde "Diğer etnik gruplar" için de geçerli olacak denildiğine göre bu yıkım, kendi tarihimize düşmanlığa, vatanımızın Hıristiyanlaştırılmasına 
dönüşebilecektir. Karşımızda Türk-İslam medeniyetini yok etmek isteyen bir Haçlı projesi vardır. Turizm perdesi altında çok mesafe alındığı hatırlanmalıdır. 
Böyle bir düzenlemeyi kim istiyor? Gayet açık, AB ve PKK. Bunun son örneği, Kandil’den inen teröristlerin Hükümete sundukları 9 maddelik "barış" 
mektubudur. (20.10.2009) 

2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR



*****

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder