9 Nisan 2016 Cumartesi

Çatı Adayına Değil,Stratejiye ve Matematiğe Oy Vermek



Çatı Adayına Değil,Stratejiye ve Matematiğe Oy Vermek 



Fatma Sibel Yüksek
Açık İstihbarat
Tarih:04/07/2014 
Türü:İç Politika 


    Buna rağmen, aynı yayında " Destekliyorum ama herşeye rağmen değil " dediğini ve " Bu konu Meclis'te hiç tartışılmadı. Atatürk döneminde bile ortada hayat memat 
meselesi varken tartışılmıştı" dediğini de görmezden gelmeyelim.

    Esasen, " Açılım" gibi  ölü doğmuş bir konuda kimin ne düşündüğünün de çok önemi yok. İhsanoğlu'nun kanımca verdiği en önemli mesajlardan birisi, Başkanlık 
sistemine karşı olduğunu,Cumhurbaşkanlığı görevinin mevcut anayasadaki şekliyle devam etmesi gerektiğini söylemesiydi.


www.acikistihbarat.com
05.07.2014


Şimdi biraz şifre çözmeye çalışalım, duygularımızdan arınalım ve mantıklı düşünelim:

1-İhsanoğlu'nu dün Taha Akyol'un programında dikkatle dinledim. Saha siyasetinde tecrübesiz olduğu için "açılımı destekliyor musunuz?"  sorusunu iyi göğüsleyemedi. 

" Bu sorunun çözülmesi gerektiğine elbette inanıyorum ancak adına açılım denilen süreç batağa saplanmıştır.Bu konuyu böyle kirlenmiş bir kelime üzerinden konuşmak istemem"

denilse tuzağa düşüimeyebilirdi. Buna rağmen, aynı yayında "Destekliyorum ama herşeye rağmen değil" dediğini ve "Bu konu Meclis'te hiç tartışılmadı. Atatürk döneminde bile ortada hayat memat meselesi varken tartışılmıştı" dediğini de görmezden gelmeyelim.

2- Esasen, " Açılım " gibi  ölü doğmuş bir konuda kimin ne düşündüğünün de çok önemi yok. İhsanoğlu'nun kanımca verdiği en önemli mesajlardan birisi, Başkanlık sistemine karşı olduğunu,Cumhurbaşkanlığı görevinin mevcut anayasadaki şekliyle devam etmesi gerektiğini söylemesiydi.

3- Bu konu şunun için önemli: Recep Tayyip Erdoğan'ın Köşk'e çıkması demek, siyasal hedeflerinin zirvesine bir adım daha yaklaşması demektir. Bu da şudur: 2015 genel seçimleri  hemen öne alınacak, PKK-BDP kesiminden alınan destek ve Cumhurbaşkanlığı seçiminden edinilen yüksek moral ile Anayasa'yı değiştirme gücüne sahip bir parlamameto gücü elde edilecektir. 

(Mevcut Meclis yapısında AKP'nin BDP ile ittifak yapsa  bile Anayasayı değiştirme sayısına sahip oladığını hatırlatırım).

4- Önümüzdeki genel seçimde oluşacak parlamentonun önüne koyacağı birinci hedef anayasayı değiştirip Başkanlık sistemini getirmek, en geç iki yıl içinde önüne koyacağı ikinci hedef ise PKK-BDP-Öcalan kesimine ödenecek diyet icabı anayasaya "özerkliği" koymaktır...

5- " Zaten bölündük bölüneceğimiz kadar " diyenler ezbere ve de laf olsun diye konuşmaktadır. çünkü "Türk ve Kürt halklarının ortak iradesi" veya "Etnik-kültürel özerklik" gibi ifadeler anayasaya konulmadıkça bölünme gerçekleşemez.

Fiili bölünme tabii ki önemlidir ancak konjonktür değişince bugün Diyarbakır'da yol kesip kimlik kontrolü yapanlar tıpış tıpış terörist inlerine geri dönerler. Özerklik anayasa ile tanımlanmadıkça hiç bir şeyin garanti olmadığını bizim "Bölündük bölüneceğimiz kadar" diyenlerimizden daha iyi bilen Narkoterörist Öcalan,onun için bu kadar dikkatlidir, onun için PKK'nın ipini tutmakta ve sabırla beklemektedir. "Nasılsa bölündük bölündüğümüz kadar" diyememektedir...

6- RTE'nin karşısındaki adayın (İhsanoğlu veya bir başkası) Başkanlık sistemine karşı olduğunu deklare etmesi bunun için çok önemlidir. Seçimde anayasayı değiştirecek parlamento çoğunluğu elde edilse bile Çankaya mevzisinde Başkanlık sistemine karşı olan birinin oturuyor olması, oyunu başlı başına kilitleyebilecek bir pozisyondur. (Satrançta tek vezirle oyun almak mümkündür)

7- Ekmeleddin İhsanoğlu'nun bir takım küresel güçler tarafından sahaya sürüldüğüne dair şüphe ve tahminlerin doğru olma olasılığını kimse inkar etmiyor ancak ortadoğudaki büyük kaos planında çatallanmalar olduğu ve Türkiye'nin bir süre daha mevcut üniter yapı ile gitmesi gerektiğini düşünenlerin olduğu anlaşılıyor. Bu tercih milli güçlerin mecburen işine gelir, zira kısa vadede başarı umudu taşıyan başka bir plan maalesef yoktur...

8- Gücünüz yoksa bir stratejiniz olmalıdır. 

Doğadaki güçsüz (veya güçsüz düşmüş canlılar) strateji ile hayatta kalırlar. "Zaman kazanmak" dediğimiz şey tam da budur. Çankaya'ya Başkanlık sistemine karşı olan birinin çıkması, Türkiye'ye bir kaç yıl daha zaman kazandıracaktır. "Ergenekon" ve Balyoz'da olduğu gibi hesaplar karışabilir, iktidar içi savaşlar büyüyebilir (Çankaya kaybedilirse emin olalım büyüyecektir..),uluslararası dengeler değişebilir ve milli güçlerin kendini toparlamasını mümkün kılabilecek bir toplumsal tepki yeniden açığa çıkabilir...

Internet'te dolaşan bir anonim sözü tekrarlayalım:

Hayallerimizin adayı kazansın diye değil, kabuslarınızın adayı kazanamasın diye sandığa gidelim.



Açık İstihbarat @ 2014

http://acikistihbarat.com/Sayfalar/haberdetay.aspx?id=10494


..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder